Kategori: Ekonomi

  • Türk enerji devi Ulusoy Elektrik İrlandalılara satıldı!

    Enerji yönetim şirketi Eaton Corp., Ulusoy Elektrik’in yüzde 82’sini yaklaşık 214 milyon dolar bedelle satın aldı.

    ANLAŞMAYA VARDIĞINI AÇIKLADI

    New York’da halka açık olan İrlanda merkezli enerji yönetim şirketi Eaton Corp., Ulusoy Elektrik’in ana ortaklarına ait yüzde 82,2 hissesini satın almak için nihai anlaşmaya vardığını açıkladı.

    SATIŞ FİYATI 214 MİLYON DOLAR

    Eaton Corp. satış fiyatının nakit ve borçsuz olarak yaklaşık 214 milyon dolar değerinde olduğunu belirtti. İşlem, normal anlaşma şartlarına ve yasal onaylara tabi ve 2019’un ilk yarısında tamamlanması bekleniyor.

  • EPDK’den elektrik dağıtım bedeli açıklaması

    EPDK’dan yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’de elektrik faturalarındaki dağıtım bedelinin Avrupa Birliği ülkelerindekinden daha düşük olduğu aktarıldı.

    Elektrik faturalarındaki ana unsurların enerji bedelidağıtım bedeli ile vergi, fon ve payları olduğu ifade edilen açıklamada, yaklaşık 60 bin personelin çalıştığı santrallerde elektrik üreten şirketlerin rekabetçi bir ortamda ürünlerini piyasaya sundukları vurgulandı.

    Açıklamada, “Kaynağın bulunduğu bölgedeki santrallerde üretilen enerjinin öncelikle kilometrelerce uzakta bulunan yerleşim alanlarına kadar iletilmesi, daha sonra da her türlü olumsuz hava ve zorlu coğrafi şartlara rağmen ülkemizin en ücra noktalarına kadar yaklaşık 42 milyon aboneye kapıda teslim edilmesi için yerleşim alanlarında dağıtılması gerekir. Ülkemizde iletim ve dağıtım faaliyetleri için her yıl ortalama 9,5 milyar lira şebeke tesisi ve diğer yatırımlar yapılmakta ve yaklaşık 120 bin personelle 206 bin adet trafo ve dünyanın etrafını 37 kez dolaşabilecek büyüklükte, 1 milyon 460 bin kilometre hat uzunluğundaki şebekenin işletilebilmesi için her yıl ortalama 17,5 milyar lira olmak üzere toplam 27 milyar lira harcama yapılmaktadır. Santrallerde üretilen enerjinin tüketicilere kapıda teslimi için oluşan bu maliyetler de dağıtım bedelini oluşturmaktadır.” değerlendirmesinde bulunuldu.

    – “Dağıtım bedelini EPDK belirliyor”

    Dağıtım bedelinin belirlenmesinin elektrik dağıtım veya perakende satış şirketlerinin yetkisinde olmadığına belirtilen açıklamada, dağıtım bedelinin bazı maliyetlerden hareketle hizmetin kaliteli bir şekilde karşılanması için EPDK tarafından belirlendiği ve ilgili şirketlerin de bu tarifeyi uyguladığına işaret edildi.

    Açıklamada, şunlar kaydedildi:

    “Elektrik faturalarında yer alan dağıtım bedeli yalnızca faturanın dağıtımı veya sayacın okunması bedeli değil, elektriğin üretiminden tüketicilere teslimatına kadar oluşan tüm maliyetler bu rakamı oluşturuyor. Benzer şekilde, tarlada üretilen bir ürünü tarladaki çıkış fiyatıyla pazarda veya markette satın alamıyoruz. Çünkü o ürünün kullanıcıya teslim noktasına getirilmesinin bir maliyeti var ve tüketici olarak bu maliyeti de ödemekteyiz. Dağıtım bedeli sadece Türkiye’ye has bir bedel değil. Elektrik faaliyetinin yapıldığı her ülkede maliyet bir unsurudur. AB’deki 38 ülke ortalamasına bakıldığında enerji bedeli ortalama 9 avro/cent iken ülkemizde 5 avro/cent, dağıtım bedeli ortalama 9,9 avro/cent iken bizde 2,7 avro/cent olarak gerçekleşmiştir. Dağıtım bedelinin AB’deki toplam oranına bakıldığında ortalama yüzde 51 iken Türkiye’de bu oran yüzde 35 olmuştur.”

  • Rusya’ya domates ihracatı arttı

    Türkiye’den Rusya Federasyonu’na yapılan domates ihracatı, geçen yıl önceki yıla göre yaklaşık 14 kat artarak 30 milyon 634 bin dolara çıktı.

    Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) verilerinden yapılan derlemeye göre, Türkiye’den Rusya’ya 2018 yılında 37 bin 107 ton domates gönderildi ve karşılığında 30 milyon 634 bin 892 dolar gelir sağlandı. Rusya’ya önceki yıl 2 milyon 197 bin 208 dolar tutarında 2 bin 75 ton domates ihraç edildi. Böylece Türkiye’den Rusya’ya geçen yıl yapılan domates ihracatı tutarı, önceki yıla göre yaklaşık 14 kat arttı.

    DKİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Sektör Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Rusya’nın Türkiye için önemli bir pazar olduğunu söyledi.

    Rusya’nın bir dönem domates ithalatına kısıtlamalar getirdiğini anımsatan Gürdoğan, buna bağlı olarak ihracatta düşüşler yaşandığını ifade etti.

    Kısıtlamaların kalkmasıyla domates ihracatının arttığına dikkati çeken Gürdoğan, şöyle devam etti:

    “Domateste 2017 yılında ihraç yasağının devam etmesi, 2018 yılı ilk 4 ayında Rusya Federasyonu’nun kısıtlı sayıdaki firmaya ihraç izni vermesi nedeniyle 2017 yılı ve 2018 yılı ilk üç ayında ihracatımız düşük kalmıştır. Rusya’nın 2018 Nisan ayından sonra domates ihracatını serbest bırakmasına bağlı ihracatımız artış trendine girmiştir. Rusya Federasyonu’na ihracatta yaşanan sorunların çözüme kavuşması, limanlarda Türk ürünlerine uygulanan tarife dışı engellerin düzelmesiyle ihracattaki bu artışın 2019 sezonunda çok daha iyi noktalara geleceğine inanıyoruz.”

    Gürdoğan, ihracat rakamlarının daha da üst düzeye ulaşması gerektiğini vurgulayarak, DKİB olarak bunun için çaba sarf ettiklerini belirtti.

  • Tediye ödemeleri bugün hesaba yatıyor!

    Kamu kurumlarında çalışan işçilere ödenecek tediyeye ilişkin Cumhurbaşkanı kararı dün Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayınlanan karara göre, ilave tediyenin birinci yarısı bugün hesaplara yatıyor. İkinci yarısı ise 31 Mayıs 2019 tarihinde ödenecek. 

    Maden işletmelerinde çalışan işçilere ayrıca yapılacak ilave tediyenin tamamı ise 23 Aralık’ta ödenecek.

    Ödemeler net ücret üzerinden

    İlave tediye, net ücret üzerinden yapılıyor.İlave tediyeden, geçen yıl dört taksitte ödeme yapılan kadroya alınan taşeron işçiler de yararlanacak. Ancak, belediyelerin kurduğu şirketlerde kadroya alınan taşeron işçiler ilave tediyeden yararlanamıyor.

    Kim ne kadar alacak?

    Ödenecek ikramiyelerin miktarı da belli oldu. Tediye ödemesinin çalışanın maaşına göre 820 ile 1300 lira arasında arasında değişeceği belirtiliyor.

    İlave tediye tutarı ne kadardır? Kaç kez ödenir? 

    İlave tediye işçinin bir ayda çalıştığı gün sayısı kadardır. Hafta tatilleri sayılmadığı için bir ayda çalışan sayısı 26 gün kabul edilir. İlave tediye işçinin 26 günlük ücreti üzerinden hesaplanır.

    İlave tediye 6772 sayılı Kanun gereğince işçilere en az yılda 1 kez ödenir.

    6772 sayılı Kanun uyarınca Bakanlar Kurulu kararı ile ilave tediye ödemesinin yılda 2 kez yapılması mümkündür.İlave tediye yani toplamda 52 günlük ücretleri kadar ödeme yapılır.

    İlave tediyeden, geçen yıl kadroya alınan taşeron işçileri de yararlanacak.

    İlave tediye ödemesinden kimler faydalanır?  İlave tediye ödemesi, devlete bağlı kurum ve kuruluşlarda, İş Kanununa tabii olarak çalışan tüm kamu işçilerine ödenir.

  • Pakdemirli: “Vatandaş Mevsimine Göre Tüketim Yaparsa Fiyatlar Dengelenir”

    Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, sebze ve meyve fiyatlarındaki yükselişle ilgili olarak “Vatandaş bakacak, mevsimi olmayan meyve sebze pahalıysa mevsime göre tüketim yaparsa ürünlerde dengeleme oluşacaktır. Hangi market ucuzsa ürünleri oradan almaya yönelirse fiyatlar dengeye ulaşır” dedi.

    Kamuoyunda tepki çeken yüksek sebze-meyve fiyatlarıyla ilgili konuşan Pakdemirli, “Fiyatlar mevsim normallerinde değil. Piyasalarda her gün daha fazla denetim yapıyoruz. Özellikle en güzel denetim vatandaşın denetimidir” dedi.

    “Vatandaş bakacak, mevsimi olmayan meyve sebze pahalıysa mevsime göre tüketim yaparsa ürünlerde dengeleme oluşacaktır” ifadesini kullanan Pakdemirli, şöyle devam etti:

    — Hangi market ucuzsa ürünleri oradan almaya yönelirse fiyatlar dengeye ulaşır. Fahiş fiyat varsa gerekli cezaları kesiyoruz. Sebze meyve gıda artışları düşük olur. Yıl içerisinde birbirini dengeliyor. Enflasyona olan olumsuz katkıları şu an için öyledir, ancak geçen yıl, ondan önceki yıl, ondan önceki yıl da öyleydi.

    — Gıda komitesi özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile çok ciddi çalışmaya başladı. 3 bakan anlık kararları alıyoruz. Birbirimize dokunduğumuz noktalarda çok hızlı kararlar alıyoruz. Birçok konuda geç kalmamış oluyoruz. Hal yasası tabii ki yüzde 30-40. Aynı zamanda perakende yasasını da ele almamız lazım.

  • Tüketicilere çok önemli “indirimli fiyat süsü” uyarısı

    Tüketici derneklerinin temsilcileri, son günlerde peynir, yoğurt, zeytin, sıvı yağ ve çay gibi çokça tüketilen gıda ürünleri başta olmak üzere çok sayıda üründe gramajların düşürüldüğü belirtiyor.

    Gramajı düşürülen ürünlerin “indirimli fiyat süsü” verilerek satıldığını, zaman zaman bu ürünlerde indirim dahi yapılmadığını vurgulayan dernek temsilcileri, tüketicileri, bu “kurnazlığa” karşı dikkatli olması ve alışveriş yaparken ürünlerin gramajını incelemesi gerektiği konusunda uyarıyor.

    Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkanı Aziz Koçal yaptığı açıklamada, bu konunun son yıllarda zaman zaman gündeme geldiğini ancak yaz aylarındaki spekülatif ataklardan sonra sıkça karşılaşmaya başladıklarını söyledi.

    Döviz fiyatlarındaki hızlı artış sonrası ürünlere zam yapıldığını belirten Koçal, yetkililer ve halkın tepkisinden çekinen bazı üreticilerin, sonraki süreçte gramaj düşürerek “gizli zam” yaptığını vurguladı.

    Koçal, “Kur dalgaları sırasında zam yapan bazı üreticiler, tepkilerden çekindiği için sonraki süreçte açıkça fiyatı artırmadan gramaj düşürerek gizli zam yaptı. Döviz yükseldiği anda artan fiyatlar, doların düşmesi sonrası gerilemedi. Bir de bunun üzerine gramajların azaltıldığını düşünürsek ciddi zam olduğunu görüyoruz.” dedi.

    Bu konularda çok şikayet aldıklarını anlatan Koçal, firmaların gramajı düşürerek iki yönlü zam yapmış olduğunu söyledi. Koçal, “Elimizde belgeleri var. Bir şampuan markası, 700 mililitre olan ürününü önce 650 mililitreye, sonra 600 mililitreye, son olarak da 550 mililitreye düşürmüş durumda. Ürün miktar olarak yüzde 20-25 azalmış ancak fiyatlar aynı veya artmış durumda. Bunların fotoğrafı da var bizde.” şeklinde konuştu.

    “GRAMAJA İLİŞKİN STANDART GETİRİLMELİ” 
    Aziz Koçal, burada haksız kazancın söz konusu olduğunu savunarak, şunları kaydetti:

    “Tüketici, aldığı her ürünün gramajına bakmalı. Gramajlar düşürülerek fiyatların indirimli veya zamsız olduğu süsü veriliyor. Burada iş tüketiciye düşüyor. Aldığı ürünün gramajına bakmalı ve geçmişte aldıklarıyla kıyaslamalı. Öte yandan, bu konuda bir standart oluşmalı. Bu Türk Standardları Enstitüsü aracılığıyla olabilir. Her ürünün gramajının sabit olabileceği bir standart olabilir. Mesela, ‘şampuanlar 500, 750 ve bin mililitre olmalı’ diyebiliriz. Yoğurt, bisküvi, çay ve toz şeker gibi ürünlere de bir standart konulabilir. Böylece tüketici mağdur olmaz. Bir de etkin denetim ve caydırıcı cezalar olursa suistimalin önüne geçilir.”

    Koçal, imalatçıların ve sanayicilerin bağlı olduğu meslek kuruluşlarına da burada iş düştüğünü, etik kuralların işletilmesi gerektiğini söyledi.

    “TÜKETİCİLERİMİZ, ÜRÜNLERİN GRAMAJINI VE ADEDİNİ İNCELEMELİ” 
    Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu da özellikle 2018 ortalarında dolardaki dalgalanmaya paralel olarak pek çok gıda ürününde fiyatların arttığını, bu süreçte bazı üreticilerin ürünlerin miktarını azaltmaya başladığını ifade etti.

    Her zaman kilogramla satın alınan yoğurt ve paket çayın bir kilogramdan 900-800 grama, kaşar peynirinin 700 gramdan 600-550 grama, sıvı yağın 5 litreden 4,5 litreye düşürüldüğünü bildiren Ağaoğlu, tuvalet kağıdı gibi ürünlerde de adet bazında azalma olduğunu aktardı.

    Ağaoğlu, “Bu yöntemle bir nevi gizli zam yapıldığını gördük. Paketlerin üzerinde yeni gramajlar yazıldığı için ortada yasaya aykırı bir durum yok. Ancak bu durum, ahlaki ve etik değil. Çünkü tüketici, alışkanlık dolayısıyla içerisinde bir kilogram yoğurt veya çay, 700 gram peynir olduğunu düşünerek ürünü satın alıyor.” diye konuştu.

    Girdi maliyetlerinde değişiklik olmadan veya kur dalgalanmasına maruz kalmadan yapılan zamların Ticaret Bakanlığına mobil uygulama veya telefon üzerinden şikayet edilebileceğini bildiren Ağaoğlu, “Ayrıca, tüketicilerimiz çok dikkatli olmalı, gramajlara, adetlere bakarak ürünleri almalı.” dedi.

    Piyasaya hakim olan bazı ulusal market zincirlerinin, bu avantajını kullanarak üreticiden direkt aldığı sebze ve meyveyi yüksek kar oranıyla sattığını iddia eden Ağaoğlu, bu marketlerin tüketicilerde itibar kaybına uğradığını, tüketicilerin artık pazar ve yerel marketlerden alışveriş yaptığını söyledi.

  • Döner ve köftede yağ standardında değişiklik

    Tarım ve Orman Bakanlığı’nın “Türk Gıda Kodeksi Et, Hazırlanmış Et Karışımları ve Et Ürünleri Tebliği” Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

    Buna göre, “fermente sucuk” olarak adlandırılan ürünün adı, tüketici tarafından anlaşılamadığı gerekçesiyle “sucuk” olarak güncellendi.

    Türkiye’de et üretiminde kullanımına izin verilmeyen, mekanik yöntemlerle kanatlı hayvanların karkaslarından ayrılan etlerin (MAKE), kalsiyum limitleri çerçevesinde sadece ısıl işlem görmüş emülsifiye kanatlı eti ürünlerinde etikette belirtilmesi kaydıyla kullanımına olanak sağlandı.

    Böylece yıllık üretim miktarı yaklaşık 160 bin tonu bulan MAKE’nin yurt içi üretimde de kullanılmasıyla ciddi bir ekonomik kaybın önüne geçilmesi hedefleniyor.

    Tebliğ kapsamında yer alan, MAKE kullanılmayan ürünlerde kalsiyum miktarı çiğ kanatlı eti ve kanatlı kıymada kilogram başına 150 miligramı, hazırlanmış kanatlı eti karışımlarında 250 miligramı ve ısıl işlem emülsifiye kanatlı eti ürünleri dahil olmak üzere diğer kanatlı eti ürünlerinde 350 miligramı geçemeyecek. Etiketlerinde MAKE kullanıldığı bildirilen kanatlı emülsifiye et ürünlerinde ise kalsiyum miktarı 750 miligramı aşamayacak.

    Emülsifiye et ürünleri, evcil tırnaklı hayvan veya kanatlı hayvan etlerinden özel bir teknik işlem uygulanarak elde edilen karışımın doğal veya yapay kılıflara doldurulup ısıl işlem görmesiyle üretilen salam, sucuk gibi ürünleri kapsıyor.

    Köfte üretim sınırı kaldırıldı

    Kasap, market gibi perakende işletmelerde köfte üretiminde günlük 10 kilogram olarak belirlenen miktar kısıtlaması da kaldırıldı. Hazırlanmış kırmızı et karışımı olarak sadece pişmemiş köfte ve yöresel ürünler (tantuni, Kilis tava, kağıt kebabı gibi), büyükbaş ve/veya küçükbaş hayvan karkas etlerinden günlük olarak üretilip satışa sunulabilecek.

    Soğuk zincirin kırılması halinde gıda güvenliği açısından riskli görülen tavuk kıymanın dondurulmuş olarak piyasaya sunulmasına, uygun teknik ve hijyenik şartların sağlanması şartıyla izin verilecek.

    Pastırma için tuz oranının üst limiti, ürün içinde yer alan mikroorganizma faaliyetini yeterince stabil halde tutamayacağı ve ürünü mikrobiyal bozulmalara açık hale getirebileceği gerekçesiyle kütlece yüzde 7’den yüzde 10’a çıkarıldı.

    Tebliğ kapsamında yer alan çiğ et, kıyma, kanatlı kıyma, hazırlanmış et karışımları, mekanik ayrılmış kanatlı eti ve et ürünlerinin üretiminde, “ürün” ismi “tür” ismiyle birlikte ifade edilebilecek.

    Dönerin yağ oranı

    Dönerin içerdiği yağ oranı kütlece en çok yüzde 25, kanatlı eti dönerinin içerdiği yağ oranı ise kütlece en çok yüzde 20 olarak belirlendi.

    Et ürünleri için belirlenmiş ürün özelliklerinde, toplam et proteinindeki kolajen bağ doku proteini oranı esas alınacak. Kurutulmuş jambonda nem miktarı kütlece en çok yüzde 50 olacak.

    Baş eti, ilgili mevzuatta belirtilen şartları sağlaması halinde sadece emülsifiye et ürünlerinin üretiminde kullanılabilecek.

    Gıda işletmecilerine bu hükümlere uyum sağlayabilmeleri için 31 Aralık’a kadar süre tanındı.

  • Marketlere çifte kıskaç! 135 üreticiden savunma istendi…

    Döviz kuru, ulaşım ve enerji maliyetleri düşmesine rağmen zincir marketlerin fiyatlarını bir türlü indirmemesine karşı harekete geçildi.

    Hükümet zincir marketleri çifte kıskaca aldı. Ticaret Bakanlığı, marketlerdeki fahiş fiyat uygulamalarına ilişkin 81 il valiliğine yazı gönderdi. Yazıda marketler, pazar yerleri ve toptancı hallerinde fiyatların çok yönlü incelenmesi istendi. Ticaret müdürlükleri, marketler, pazarlar ve toptancı hallerinde meyve sebze fiyatlarını gösteren her türlü reklam ve tanıtım materyalini inceleyecek.

    FIRSATÇILARA GEÇİT YOK

    Ticaret Bakanlığı’nca valiliklere gönderilen yazıda, sebze-meyve fiyatlarındaki ciddi artışlara yönelik şikâyetlere dikkat çekildi. Haksız ticari uygulamalara yönelik yönetmeliğin “aldatıcı ticari uygulamalar”, “girdi maliyeti ve döviz kuru artışı gibi fiyat değişimlerinden etkileniyormuş gibi hareket ederek tüketiciye sunulan mal veya hizmetin satış fiyatında haklı bir gerekçe olmaksızın artış yapmak” bentleri kapsamında inceleme yapılması talimatı verildi. İncelemelerde, meyve-sebze fiyatlarını gösteren her türlü reklam, tanıtım materyali ve kampanya 1 Ocak’tan itibaren alış ve satış fiyatlarını içeren alım-satım bilgileri ile Hal Kayıt Sistemi’ne beyan edilen bilgileri esas alınıyor. Defterdarlık, belediye, hal müdürlükleri yetkilileriyle işbirliği yapılarak denetim ve inceleme yapılacak. Ayrılık tespiti halinde firmaların savunması alınarak tespit tutanağına işlenip Ticaret İl Müdürlüğü’ne iletilecek.

    135 FİRMA SAVUNMA VERECEK

    Edinilen bilgilere göre, denetimlerini sıklaştıran Ticaret Bakanlığı 135 üretici firmanın savunmasını istedi. Bu firmaların daha çok market markaları olduğu belirtiliyor. Öte yandan, bakanlık denetim elemanlarının ellerindeki belli ürün listesine göre farklı marketlerde araştırma yaptığı da öğrenildi. Toplanan verilerle bakanlık bünyesinde bir market enflasyonu araştırması yapılacağı belirtiliyor.

    PEKCAN: SONUÇLARI HERKES GÖRECEK

    Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Ticaret Dünya Gümrük Günü Etkinliği ve Sertifika Dağıtım Töreni’nin ardından marketlerdeki aşırı fiyat uygulamalarına ilişkin sorularını yanıtladı. Denetimlerin devam ettiğini belirten Pekcan, hem İç Ticaret Genel Müdürlüğü hem de Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü ile denetimlere daha kapsamlı bir şekilde devam ettiklerini, sonuçları en kısa zamanda herkesin göreceğini bildirdi.

  • Toyota, Türkiye’de dizel araç satışını sonlandırdı

    Dünyayı sarsan emisyon skandalı sonrası otomotiv dünyasında taşlar yerinden oynadı. Avrupa’da getirilen yasaklar ve kısıtlamaların ardından satışları düşen otomotiv devleri, dizel üretmeme kararı almaya başladı. Bunların başında da Japon devi Toyoto geliyor.

    2018 yılında Cenevre Otomobil Fuarı’nda araçlarını sergileyen Toyota, 2018 yılı içerisinde Avrupa’da dizel otomobil satışlarına son vereceğini duyurmuştu.

    Otomotiv dünyasını sarsan kararla ilgili Toyota Avrupa’dan yapılan açıklamada “Ana stratejimiz hibrit modeller. Geleceğe bakıyoruz ve dizeller için daha az talep görüyoruz” ifadeleri yer almıştı.

    TÜRKİYE’DE DİZEL SATIŞINI DURDURAN İLK MARKA OLDU

    Alınan kararın ardından İtalya başta olmak üzere Avrupa’da dizel üretimini durduran Toyota, Türkiye’de de dizel otomobil satışını sonlandırdı. Japon devi Türkiye’de dizel otomobil satışını bitiren ilk marka oldu.

    Öte yandan otomotiv devi yeni otomobili Corolla Sedan’ı piyasaya çıkarmaya haazırlanıyor. Adapazarı’nda üretilen Corolla Sedan, daha prestijli tasarımı, en ileri teknoloji ve güvenlik donanımları ve hibrit motor seçeneği ile 14 Şubat’ta satışa sunulacak.

  • Marketler patlıcan ve biberi satmama kararı aldı!

    TÜRKİYE Odalar Borsalar Birliği’nde (TOBB) konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın marketlerdeki sebze ve meyve fiyatlarının yüksekliğini eleştirmesi sonrasında zincir marketlerden yeni bir hamle geldi. Zincir marketlerin aldığı karara göre hal fiyatı 9-10 TL’ye ulaşan biber ve patlıcan gibi ürünleri bir süreliğine satmama kararı aldı. Kararı Antalya Yaş Meyve ve Sebze Komisyoncuları Derneği Başkanı Nevzat Akcan da doğruladı. Akcan, “Market müdürleri, bağlı bulundukları genel müdürlüklerle yaptıkları yazışmaları bizimle paylaşarak fiyatı astronomik olarak artan sebze ve meyveleri satın almayacaklarını duyurdu. Biz de yeni karara göre planlamamızı yaptık. Marketler tüketici ve ilgili bakanlıklarla karşı karşıya gelmek istemiyor. Patlıcan ve biberin kilosu halde bile 9-10 TL’ye ulaştı. Bu şartlarda bu ürün markete girerse 20 TL’ye satılması lazım. Kimse şu ortamda böyle bir risk almak istemiyor. O yüzden kısıtlamanın yeni birçok ürüne yansımasını bekliyoruz”dedi.

    TALEBE GÖRE SATIŞ

    Kararla ilgili konuşan bazı zincir marketlerin şube müdürleri, “Merkez yönetimlerden gelen yazı üzerine yeni bir planlama yapıldı. Plana göre fiyatları astronomik olarak yükselen ürünlerin satışını durdurduk. Bu uygulama ne kadar devam edecek ve biber, patlıcan dışında hangi ürünleri kapsama alacak şu an için bilemiyoruz” diye konuştu.

    Alınan kararla ilgili 361 üyesi olan ve 3 bin 900’den fazla satış noktasında hizmet veren marketlerin üye olduğu Türkiye Perakendeciler Federasyonu’nun (TPF) Başkanı Mustafa Altunbilek de Hürriyet’e şunları söyledi: “Biber ve patlıcan gibi maliyetleri yüksek olan ürünleri satmama kararı verdik. Ancak her şubemiz için bu karar geçerli değil. Alım gücü düşük olan bölgelerdeki marketlerimizde bu ürünler olmayacak. Kış aylarında seralardan gelen bazı ürünlerin fiyatları 15-20 TL’yi buluyor. Maliyet yüksekliğinden dolayı bu kadar artan fiyatlarla satış yapmak yerine böyle bir karar verdik. Ancak tüketici talebinin olduğu market şubelerinden bu ürünler satılacak.”

    ‘PAZARCILAR AÇIĞI KAPATIR’

    PAZARCILAR Odası Başkanı İsmail Öz “Semt pazarının kurulduğu gün kapının önüne sandıkları çıkarıp 3 TL’ye domates satan marketler, semt pazarı kurulmadığı gün aynı domatesi yüzde 50 daha pahalıya satıyor. Böyle bir sistem kabul edilemez. Bu hem tüketiciyle hem de pazarcı esnafının aklıyla alay etmektir” dedi. Marketlerdeki sebze-meyve fiyatının aracılık hizmetleri nedeniyle arttığına dikkat çeken Öz, “Marketler tedarikçilerle çalışıyor. Pazarcı ise tek başına. Ayrıca market her şeyi satacak diye bir yasa mı var? Marketler sebze-meyve satmayı bıraksın biz yerel yönetimlerin de desteği ile bu açığı semt pazarlarıyla kapatırız” dedi.

    CUMHURBAŞKANI NE DEMİŞTİ?

    CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan faiz, enflasyon düşerken marketlerde hâlâ sebze ve meyve fiyatlarının düşmediğini dile getirerek “Bu marketlerde eğer kalkıp benim halkımı sömürme mücadelesini devam ettirenler varsa bunun hesabını sorma görevi de bizimdir ve hesabını sorarız. Milletimizin bu konuda dillendirdiği şikâyetleri kulak arkası edemeyiz” demişti.