Kategori: Ekonomi

  • Pazar ürününü çöpe dökene ceza

    Pazar ürününü çöpe dökene ceza

    Ticaret Bakanlığı Basın Müşaviri Fatih Uysan; yazılı, görsel ve sosyal medyada yer alan “sebze ve meyvelerin, fiyatlarını yükseltmek amacıyla çöpe döküldüğü” yönündeki haber ve paylaşımların titizlikle incelendiğini açıkladı. Sosyal medyada 8 Ağustos 2024 tarihinde paylaşılan, kasalarca domatesin çöpe döküldüğüne ilişkin görüntülerin Ticaret Bakanlığınca incelendiği belirtilen açıklamada, olayın Burdur’un Söğüt beldesinde bulunan Söğüt Toptancı Hali’nde gerçekleştiği bildirildi. Açıklamada, Ticaret İl Müdürlüğünce yerinde inceleme yapılmak suretiyle durumun tutanak altına alındığı kaydedilerek şu ifadeler kullanıldı:

    “5957 sayılı Hal Kanununda malların toptan veya perakende ticaretinde; piyasada darlık oluşturmak, fiyatların yükselmesine sebebiyet vermek veya fiyatların düşmesine engel olmak için malların belirli ellerde toplanması, satışından kaçınılması, stoklanması, yok edilmesi, bu amaçla propaganda yapılması veya benzeri davranışlarda bulunulması yasaklanarak, yasağa aykırı hareket edenler için, doğrudan veya Bakanlığımızın talebi üzerine belediyelerce 123 bin 213 lira idari para cezası uygulanması öngörülmüş olup bu kapsamda, domatesleri çöpe döken işletmeye Hal Kanunu kapsamında 123 bin 213 lira idari para cezası uygulanması talimatı Söğüt Belediyesine iletilmiştir. Ayrıca, Bakanlığımızca en kısa zamanda ilgililer hakkında Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükümleri kapsamında suç duyurusunda bulunulacaktır. Bakanlık olarak, fiyatları yükseltmek maksadıyla ürünlerin stoklanması veya yok edilmesi gibi eylemlerin gerçekleştirilmesine asla müsaade edilmeyecek ve bu eylemleri gerçekleştirenler hakkında en ağır yaptırımların uygulanmasına devam edilecektir.”

  • Gümüşhane’de buğday hasadı başladı

    Gümüşhane’de buğday hasadı başladı

    Geniş arazilere ve verimli toprağa sahip Kelkit ilçesinde buğday hasadı başladı. İlçede 80 bin dekarlık alan üzerine çiftçiler tarafından binbir emekle ekilen buğday rekoltesinin bu yıl 5 bin ton olması bekleniyor. Dereyüzü köyünde arazilerine buğday eken çiftçiler ise Mayıs ayında meydana gelen aşırı sıcak havanın ve Haziran sonu ile Temmuz boyunca yaşanan aşırı yağış ve akabinde meydana gelen seller nedeniyle ürünlerinin olumsuz etkilendiğini, bu nedenle rekoltelerinin yarı yarıya düşebileceğini söyledi. Tarım İlçe Müdürlüğü’nün destekleriyle birlikte çalışmalarını yürüten çiftçiler, sulak arazilerde bulunan tarım ürünlerinin ise rekoltesinin yüksek olacağını dile getirdi.

    “Mevsimsiz yağmurlar ürünlerimizi olumsuz etkiledi”

    Kelkit’in Dereyüzü köyünde çiftçilik yapan Hüseyin Algül, “Hasadımız normal ilerliyor, yağışlar ve yaşanan sel nedeniyle bu sene verim biraz düşük. Biz burada arpa ekiyoruz, buğday ekiyoruz bu sene bir de nohut çıktı. Temmuz ayının sonlarında başlıyoruz hasada. Mevsimsiz yağmur yağınca buğday ince oluyor, bize yağmur Nisan ayında lazım. Haziran’da yağınca yağmur verim düşük oldu biraz” dedi.

    “Rekolte yarı yarıya düştü”

    Dereyüzü köyü muhtarı Aslan Güney ise, “Köyümüzde 3 bin dönüme yakın buğday ekim alanımız var, bin dönüm de arpa ekiliyor. Bu sene rekoltemiz zamansız yağan yağmurlar nedeniyle düşük oldu. Normalde Nisan-Mayıs aylarında yağış alan bölgemiz bu sene Haziran ayında yağış aldı rekolte yarı yarıya düştü. Su altındaki mahsulümüz iyi ama hububatta sıkıntımız büyük” diye konuştu.

  • Sıfır otomobil satışlarında artış

    Sıfır otomobil satışlarında artış

    Kocaeli Oto Ticaret Merkezi Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Otomotiv Ticaret Meclis Üyesi Fahrettin Batı, sıfır ve ikinci el araç piyasasının genel durumu hakkında açıklamalarda bulundu. Sıfır otomobil satışlarının iyi olduğunu, bayilere yeterince araç geldiğini söyleyen Batı, “Ticaret Bakanlığımızın yaptığı açıklamaya göre, 7 Temmuz’da güvenlik paketi eksik olan tüm araçların satışı yasaklanacaktı. Haziran sonundan 7 Temmuz’a kadar olan süreçte güvenlik paketi eksik olan araçlarda çok ciddi indirimler ve kampanyalar oldu. İndirimlerin bir kısmı da şu anda tekrar kaldırılmaya başlandı çünkü eldeki stok araçlar eridi. Diğer güvenlik paketi olan araçların hepsinde de şu anda satışlar son derece iyi durumda. Vatandaş istediği aracı bulabiliyor” dedi.

    “Satışlarımız eskiye oranla daha iyi”

    Fahrettin Batı, sıfır araçlara gösterilen rağbet dolayısıyla ikinci el sektöründe de daralma yaşandığını belirterek, “Haziran ayının 15’inden bugüne kadar bizim sektörde yukarı yönlü ivme oldu. Şu anda satışlarımız eskiye oranla daha iyi” diye konuştu.

    Emlak ve araç satışına yeni düzenleme
    Satışlarda muhtemel usulsüzlükleri önlemek amacıyla çeşitli önlemlerin alındığını ve alınmaya devam edeceğini bildiren TOBB Otomotiv Ticaret Meclis Üyesi Fahrettin Batı, “Ticaret Bakanlığımız, emlakçılar ve oto galeriler üzerine yapmış olduğu yeni bir uygulamayı hayata geçirecek. Vatandaş, aracını ya da mülkünü satarken e-devlet üzerinden bir emlakçıya ya da bir oto galeri yetkilisine yönlendirilecek. Bu yönlendirme üzerinden bir ilanın birden fazla şahıslar tarafından satışa girilmesi engellenecek. Mülkün ya da arabanın satıldığı da ilan sitelerinde netleşecek. Üçüncüsü de bu firmalar yapmış oldukları satışlardan da sorumlu olacaklar” şeklinde konuştu.

    “Bu uygulamayla spekülatif ya da kötü niyetle ticaret yapanların önüne geçilecek”
    Batı, bu önlemlerin avantajlarından bahsederek, “Öncelikle, bir aracı birden fazla şekilde ilana giriyorlar. Sanki aracı farklı araçlarmış gibi gösteriyorlar. Bu uygulamayla spekülatif ya da kötü niyetle ticaret yapanların önüne geçilecek. Aynı zamanda insanlarımız almış olduğu aracın gerçek ve doğru kişiler tarafından ilana verildiğini görecekler. Bu bakımdan o da uygulanırsa son derece iyi olacak. Uygulama 15 Eylül itibariyle de kesin olarak yürürlüğe girecek” ifadelerini kullandı.

    “Herkes sorguya çekilecek, büyük cezaları olacak”
    Kayıt dışı ekonomiden rahatsız olduğunu, yetkililerin de bu konuda çeşitli önlemler aldığını da kaydeden Fahrettin Batı, “Maliye Bakanlığının bu konuda çok ağır yaptırımları olacak. Çok ciddi çalışmaları var. Ticaret Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı Noter’den yapılan satışlarda entegre şekilde çalışacak. Ben Fahrettin Batı olarak bir araç sattığımda bu yapılan araç satışı hem Ticaret Bakanlığının, hem Emniyet Genel Müdürlüğünün, hem de Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın sayfasına düşecek. Dolayısıyla, 3’ten fazla araç satan, akrabasının üzerinden vekaletli araç satan ya da asgari ücretle bir iş yerinde çalışıp da üzerine 3 araç devir işlemi yapan herkes sorguya çekilecek. Bunun büyük cezaları olacak. Cezaların affı olmayacak” dedi.

  • “Mersin ve Adana’da dökme yük liman projelerimiz devam ediyor”

    “Mersin ve Adana’da dökme yük liman projelerimiz devam ediyor”

    Bakan Uraloğlu, Çukurova Uluslararası Havalimanı’nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ana Konteyner Limanı’nın Adana’yı yoksa Mersin’e mi yapılacağıyla ilgili soruyu cevaplayan Uraloğlu, “Birbirine komşu olan iki ilde bazen farklı şekillerle tatlı rekabet, bazen birbirini eleştiri olabilir. Bazı konularda bazı haksızlıklara uğranıldığı söylenebilir. Baktığınızda bunlar doğru da olabilir. Ama kamu görevlileri olarak, siyasetçiler olarak, illerin yönetimi, ülkenin yönetimindeki kişiler olarak gerçekten kimseye bir haksızlık edilmesi gibi asla bir düşüncemiz olamaz. Ve bu şekildeki düşüncelere de prim verme ihtimalimiz olamaz. Bunu çok net söylemek isterim” ifadelerini kullandı.

    “Biz sadece bugünü planlamıyoruz”

    Ana konteyner Limanı’nın geçmişte de çokça gündem olduğunu vurgulayan Uraloğlu, şöyle devam etti:
    “Şu anda Türkiye’de 217 liman var. Halihazırdaki kapasite kullanma oranımız yüzde 48. Yani şu anda taşınan yükler iki katına çıksa bile Türkiye’de buna bir kapasite var demektir. Ama nasıl bir problem var? Şöyle bir problem var. İşte A noktasındaki limanın kapasitesi yüzde 100, ama bir B noktasındaki limanın kapasitesi yüzde 25. Dolayısıyla bu anlamda tam bir dengeli dağılım yok. O zaman bu ne demektir? Bazı yerlerde yeni limanlara, yeni tesislere ihtiyacımız olacak demektir. Aynı şekilde mevcut tesislerin de büyütülmesine ihtiyacımız olacak demektir. Dolayısıyla bu noktada da hem Mersin’de, hem Adana’da ki bakın Mersin’de mesela ülkemizin en büyük limanlarından biri var. Hem Mersin’de, hem Adana’da yeni konteyner veya dökme yük ki bunları genelde karma yapıyoruz, liman projelerimiz devam ediyor. Biz sadece bugünü planlamıyoruz. Bizim bir kalkınma yolu koridorumuz var. O kalkınma yolu koridorundan çok ciddi bir yük düşünüyoruz. Biz İskenderun’da Dörtyol Hassa tarafında 19 kilometre demir yolu düşünüyoruz. Ve kara yolu düşünüyoruz. Aynı zamanda yani Akdeniz Havzası’nda şu andaki kapasite zaten yeterli değil ama geleceği planlama adına bize bir tane, iki tane liman bile yetmeyecek. Onun için her ikisine de devam ediyoruz. Bundan çok net emin olabilirsiniz.

    “Nihai hedefte herkesin karına olacak şeyleri yapma gayreti içerisindeyiz”

    Mersin Kumkuyu-Tırtar bölgesi otoyol bağlantısı noktasında “halkın tepkili olduğu, bu güzergahta bir değişiklik, yeni bir düzenleme söz konusu olabilir mi?” şeklindeki soruya Uraloğlu, “Kumkuyu Tıtar Bölgesindeki otoyol bağlantısında biz projeleri yaparken ki ben genel müdürlüğüm sırasında da bu bölge ile çok net bir şekilde ilgilenmiştim. Arkadaşlarımız ilgilendi. Sonuçta bu projeler kul yapısıdır. Yani dün öyle düşündük. Bugün farklı düşünmemiz gerekiyorsa biz o farklı düşünme penceresinden çok net bakabiliriz. Vatandaşımıza rağmen bir noktada olmamız söz konusu değil. Biz niye öyle düşündüğümüzü onlara anlatıyoruz, anlatacağız. Onlar niye farklı düşündüğünü bize anlatacaklar. Sahada bir keşif yapacağız. Ondan sonra buradaki nihai kararımızı vereceğiz. Ama ben çok net olarak şunu söyleyeyim. Biz şunu yaşadık; şimdiye kadar yapılmış olan hiçbir otoyol bağlantısının iptaliyle ilgili ki bu projeden bahsetmiyorum. Bize talep gelmemiştir. Ama yapılmamış olan onlarca, yüzlerce bağlantıyla ilgili talep gelmeye devam etmektedir. Belki ilk etapta ilk zamanda bazılarımız mağdur olabiliriz ama nihai hedefte herkesin karına olacak şeyleri yapma gayreti içerisindeyiz” diyerek cevap verdi.

    “Adana Havalimanı kapanacak mı?”

    Bir gazetecinin “Adana Havalimanı kapanacak mı?” şeklindeki sorusunu da yanıtlayan Uraloğlu, depremde devre dışı kalan ve eleştirilen Hatay Havalimanı’nı gerekli önlemleri alıp yine aynı yere yaptıklarını belirterek, gerekçelerini anlattı.

    “Adana Şakirpaşa Havalimanı’nda bugünün Türkiye’sine yakışır şartlarımız var mı?” diye soran Uraloğlu, şöyle devam etti:

    “Terminalinden tutun eskisini siz ben daha iyi biliyorsunuz. Sivil uçuşlara nasıl açıldığını daha iyi biliyorsunuz. Yani gerçekten artık bizim insanımıza yakışan bir ortam yok orada. Mevcut yer daha iyi geliştirebilir miydi? Ama oradaki yerleşimde bakın egzoz emisyonu noktasında bütün Adanalıların üzerinde çok net onlarca günde, yüzlerce uçağın uçtuğu egzoz emisyonu var, gürültü rahatsızlığı var. Biz sadece Adana’yı, Mersin’i, Osmaniye Niğde’yi düşünmüyoruz. Biz bütün bölgeyi düşünüyoruz. Yani bugün burada Çukurova Havalimanı’nda gerçekten bölgesel yetmedi, uluslararası bir havalimanı olması noktasında ortaya bir irade koyduk. Onun için biz burada doğrusunu yapma gayreti içerisinde oluyoruz. Şakirpaşa Havalimanı hali hazırda orada bizim bir özel firmanın eğitim uçuşları için kullanılıyor. Acil durumda yangınlarda halen kullanılıyor. Türk Hava Yolları’yla konuştuk. Türk Hava Yolları bir Eğitim Akademisi açıyor orada. Ve ilk etapta yanlış hatırlamıyorsam 12 uçakla eğitimlere başlayacak. Ve yeni ambulans uçaklar, İHA, SİHA, yani duruma göre belki yedek meydan; bu noktada biz Şakirpaşa Havalimanı’nın kesinlikle kapatmayacağız. Ama elbette burası olduktan sonra oranın işlevi mutlaka bu dediğim kapsamda ancak olabilir. Çünkü başkasına çok müsaade etmiyor.”

  • Kilis’te sınırın sıfır noktasında üzüm hasadı başladı

    Kilis’te sınırın sıfır noktasında üzüm hasadı başladı

    Türkiye’de önemli bağcılık bölgelerinden biri olan sınır kenti Kilis’te, horoz karası cinsi üzümünün hasadına 42 dereceyi bulan sıcaklıkta başlandı. Hasat edilen üzümün kilosu tarlada 16 TL’den, marketlerde 40 TL ve üzerinden satılıyor. Üzüm üreticilerinin bir kısmı fiyatların düşük olması nedeniyle üzümlerini kurutmalık olarak değerlendirmek isterken Musabeyli ilçesi ve köylerinde daha fazla yetiştirilen üzümde, kuraklık ve afetlerden dolayı rekoltenin düşük olduğu bildirildi.

    “Kilis horoz karası olmasın gönül”

    Suriye’ye sınır kent olan Kilis’te 42 derece kavurucu sıcağın altında hasadın başladığını söyleyen Kilis Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Güven Özdemir, iklim şartlarından dolayı düşük rekolte olan üzümde fiyatların yükselebileceğini dikkat çekti. Özdemir, “Suriye’ye sınır kent olan Kilis’te 160 bin dekar alanda üzüm üretimi yapmaktayız. Bu yıl Türkiye genelinde olduğu gibi Kilis’te de rekolte çok düşük, fiyat beklentimiz yüksek. Geçen yıl üzüm üreticileri zarar etti. Çiftçiler bu yıl en kötü hasatları yaptı ve tüm ürünlerde zarar etti. Bu bölgede yetiştirilen patlıcan, domates, biber, soğan ve fıstık olmak üzere zarar ederek çalışmalarına devam diyor. Hasadı yapılan üzüm tarlada 16 TL’den, marketlerde 40 TL ve üzerine alıcı bulurken kurutulmuş üzümde beklediğimiz fiyat ise 200 TL” dedi.

    “Kavurucu sıcak altında hasat yapıyoruz”

    Günün ilk ışıklarıyla birlikte tarım işçileriyle tarlaların yolunu tutarak 42 derece sıcaklıkta üzüm hasadı yaptıklarını söyleyen üretici Mustafa Aytekin, “Sabah erken kalkarak tarlaların yolunu tutuyoruz ve 42 derece sıcaklıkta çalışarak emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Bu yıl hasadı yapılan üzümde açıklanan fiyat 16 TL ve bizim masrafımızı dahi karşılamıyor. Üzüm üreticileri olarak beklentimiz 20 TL ve üzüm fiyatlarının çok düşük olması bizim için büyük sıkıntı. Hasat yeni başladı. Fiyatlar yükselmez” diye konuştu.

  • Dünya Bankası, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’ni örnek gösterdi

    Dünya Bankası, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’ni örnek gösterdi

    Dünya Bankası, orta gelir tuzağından çıkmak isteyen ülkelere TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nin eğitim modelini örnek olarak gösterdi. Konuya ilişkin sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, “Dünya Bankası, orta gelir tuzağından çıkmak isteyen ülkelere TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitemizde uygulanan Türkiye’nin ilk ve tek ortak eğitim modelini örnek olarak gösterdi. Dünya Bankası’nın 2024 yılı Dünya Kalkınma Raporu’nda, @tobbetum’nün yenilikçilik ve ekonomik kalkınmaya katkı sağlama konusunda dünyaya örnek olarak gösterilmesi gurur verici. 21 yıl önce kurduğumuz hayale ortak olan, üniversitemizi küresel başarı örneği haline getiren tüm akademisyenlerimizi, öğrencilerimizi ve çalışanlarımızı yürekten kutluyorum” ifadelerini kullandı.

  • Trabzon-Tiflis arası direkt uçuşlar başlayacak

    Trabzon-Tiflis arası direkt uçuşlar başlayacak

    Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nde sağlık ve turizm toplantısı düzenlendi. Toplantıya Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in yanı sıra Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Erkut Çelebi, Doğu Karadeniz İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Gürdoğan, özel hastaneler, KTÜ Tıp Fakültesi, Oteller Birliği, alışveriş merkezleri ve turizm acentelerinin temsilcileri yer aldı.

    Toplantının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Başkan Genç, şehrin gelişen trendlerinden biri olan turizmin önemine vurgu yaparak, “Trabzon’un sağlık turizmi potansiyeli gerçekten çok büyük. Şehrimiz, farklı inançlara hitap eden bir cazibe merkezi haline geldi. Gelen turistleri en iyi şekilde ağırlayarak şehrimizin ekonomisine katkı sağlamayı hedefliyoruz. Şehrimizin sağlık alanındaki fiziki kapasitesi, sahip olduğu nitelikli sağlık hizmetleri ile ülkemizin önde gelen şehirleri arasında yer alıyoruz. İnşaatı hızla devam eden şehir hastanemiz de tamamlandığında, Trabzon’un bir sağlık merkezi olarak önemi daha da artacak” dedi.

    “Turizm geliri fındıktan fazla”

    Uluslararası bağlantıları güçlendirmek için önemli adımlar attıklarını kaydeden Başkan Genç, “Geçtiğimiz yıl sadece Batum’dan 41 bin 738 kişi, Trabzon’u sağlık turizmi amacıyla ziyaret etti. Bu sayıyı daha da artırmak için çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca, Bakü’den Trabzon’a haftada dört kez doğrudan uçuşlar gerçekleştiriliyor. Tiflis’le de beraber Gürcistan’ın tamamına yayılabilecek bir anlayışı ortaya koyalım istedik. Trabzon’a gelen turistler, sağlık merkezlerimizden yararlanarak şehrimize büyük ekonomik katkı sağlıyorlar. Trabzon’un ekonomisine turizmin sağladığı katkı çok önemli. 2022 yılı sonu itibarıyla Trabzon’a fındıktan sağlanan gelir 126 milyon dolar iken, turizmden elde edilen gelir 1 milyar 76 milyon dolardır. Bu rakamlar, turizmin şehrimizin ekonomik kalkınmasında ne kadar kritik bir rol oynadığını açıkça gösteriyor” şeklinde konuştu.

    “Doğrudan uçuşlar başlayacak”

    Gürcistan ile sağlık turizmi alanında önemli bir iş birliği kararı aldıklarını vurgulayan Başkan Genç, “Tiflis’ten Trabzon’a doğrudan uçuşlar başlayacak ve Trabzon’un sağlık merkezi olma vizyonu daha da güçlenecek. Bu anlaşmanın şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Ayrıca 100 koltuk garantisi vererek bu uçuşların düzenli olarak yapılmasını sağlayacağız. 100 koltuğu iş dünyamızın değerli temsilcileri ile paylaştık. Biz Büyükşehir Belediyesi olarak tamamının kefili olduk. Bugün protokolümüzü imzaladık. Trabzon’umuzun ekonomisini düşünerek bu adımları atıyoruz. Seferler çok yakında başlayacak” ifadelerini kullandı.

  • Aile destek ödemeli hesaplara geçiyor

    Aile destek ödemeli hesaplara geçiyor

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Türkiye Aile Destek Programı ödemelerinin bugün itibarıyla hesaplara yatırılmaya başlandığını belirterek ihtiyaç sahibi hanelere bu ay toplam 3,8 milyar TL ödeme yapacaklarını duyurdu.

    Kimseyi geride bırakmayan bir sosyal hizmet anlayışıyla ihtiyaç sahiplerine yönelik sosyal yardımları sürdürdüklerini ifade eden Bakan Göktaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tensipleriyle Türkiye Aile Destek Programı’nın bu yılın sonuna kadar uzatıldığını kaydetti.

    Düzenli sosyal yardımlardan yararlanan hanelerin yanı sıra herhangi bir dezavantajı olmaması nedeniyle düzenli sosyal yardım alamayan haneleri de yalnızca gelir kriteri üzerinden Türkiye Aile Destek Programı’na dâhil ettiklerini hatırlatan Bakan Göktaş, “Bu doğrultuda Türkiye Aile Destek Programı’nda bu ayki ödemeyle birlikte bugüne kadar hanelere toplam 92,1 milyar TL destek sağladık” dedi.

    Türkiye Aile Destek Programı kapsamında hanelere her ay düzenli destek sağladıklarını kaydeden Bakan Göktaş, “İhtiyaç sahibi hanelerimize yönelik hayata geçirdiğimiz desteğimizle onların yanında olmayı sürdürüyoruz. Türkiye Aile Destek Programı ödemelerini bugün itibarıyla hesaplara yatırıyoruz. Bu doğrultuda Aile Desteği Bileşeni kapsamında yaklaşık 3,2 milyon hanemize 2,9 milyar TL, Çocuk Desteği Bileşeni kapsamında yaklaşık 2,2 milyon hanemize 5,4 milyon çocuk için yaklaşık 900 milyon TL olmak üzere toplamda yaklaşık 3,8 milyar TL ödeme yapacağız” ifadelerini kullandı.

    Bakanlık olarak gelişen ve değişen hayat koşullarını göz önünde bulundurarak sosyal yardım programlarının etkinliğini artırdıklarının altını çizen Bakan Göktaş, “Bu kapsamda sosyal yardımlarımızı bütüncül bir şekilde uyguluyoruz. Vatandaşlarımız arasında hiçbir ayrım yapmadan eşit ve adil hizmet prensibiyle toplumun tüm kesimlerine arz odaklı ve erişilebilir hizmet ağımız ile ulaşıyoruz” diye konuştu.

  • Meyveleri tanıtacak kadar Rusça öğrendi

    Meyveleri tanıtacak kadar Rusça öğrendi

    Antalya’nın Konyaaltı ilçesi Liman Mahallesi’nde her Salı kurulan Kapalı Salı Pazarı, Rusların alışveriş merkezi oldu. 2024 yılı hedefi 18 milyon turist olan Antalya’da, yerleşik yabancı nüfusu Rusya ve Ukrayna savaşının ardından tırmanışa geçti. 2 milyon 688 bin 4 kişinin yaşadığı şehirde, 172 bin 487 yabancı nüfus bulunuyor. En çok yabancı nüfusun bulunduğu Konyaaltı’nda ise 17 bin 683 nüfuslu Liman Mahallesi, 4 bine yakın yerleşik yabancı nüfusuyla diğer mahallelerin önüne geçiyor.

    Pazarlık yapıyorlar

    Mahallenin yüzde 25’ini oluşturan Rus vatandaşlar, Antalya’ya da uyum sağlıyor. Her Salı günü açılan Kapalı Salı Pazarı’ndan gıda, takı ve kıyafet alışverişini yapan yerleşik yabancılar, pazarcılarla pazarlık yapıyor, ikram edilen meyvelerin tadına bakıyor. Pazar esnafı ise daha çok Rusların alışveriş yapmasından memnuniyetini dile getirirken, anlaşabilmek için satış sırasında duydukları kelimelerle ve internet aracılığıyla Rusça öğrendiklerini ifade etti.

    “Bir bütün gibi olduk”

    Liman Mahallesi’nde pazarcılık yapan 15 yıllık esnaf Yunus Dilmes, müşterilerin çoğu Rus olduğu için Rusça öğrenmek zorunda kaldıklarını belirtti. Dilmes, “Onlar da yavaş yavaş Türkçe öğreniyor, içimizde oldukları için bir bütün gibi olduk. Pazarlık yapmaya başladılar, bazı ürünlerde fiyat yüksek olduğu için biraz şikayetçiler. Geçtiğimiz haftalarda fiyatı yüksek bir ürünün ücreti bu hafta düştüyse merak edip soruyorlar” diye konuştu.

    Meyveleri tanıtacak kadar Rusça öğrendi

    7 yıldır esnaflık yapan Celal Ağırman ise 2 yıl önce Rusça öğrenmeye başladığını ifade etti. Ağırman, “Meyveleri tanıtmak için çok tatlı, çok güzel kelimelerini ve meyve isimlerini öğrendim. Fiyat düşürmeye çalışıyorlar, pazarlık yapıyorlar, meyvenin kilosu 65 TL ise 60 olur mu diyorlar. Ben de olmaz diyorum” dedi.

    “Rusça öğrenmediğimiz için tepki gösterenler oluyor”

    Pazarda meyve tezgahı bulunan Faruk Çiçek ise Rus vatandaşların Türkçe öğrenme konusunda isteksizliklerine rağmen Rusça öğrendiklerini aktardı. Çiçek, şu ifadelere yer verdi:
    “Türkçe öğrenmiyorlar, biz kendimizi yorarak Rusça öğreniyoruz, bir buçuk iki sene önce öğrenmeye başladım, şimdi konuşabiliyorum. Güzel, tatlı kelimelerini öğrendim, kaç kilo geldiğini, ücretinin ne kadar olduğunu Rusça söylüyorum. Aralarında çok az Türkçe öğrenmeye çalışan var ama çoğunluğu çabalamıyor. Bazıları bize Rusça öğrenmediğimiz için kızıyor, tepki gösterenler oluyor.”

    “Onlar Türkçe öğrenmedi, biz Rusça öğrendik”

    Antalya’da yaklaşık 20 yıldır pazarcılık yaptığını kaydeden Uğur Ağırman da, “Konyaaltı ve Lara bölgesi ağırlıklı olarak Ruslara hitap ediyor. Liman Mahallesi’nde yerleşik Rus sayısı çok fazla, son 2-3 yıldır çoğunluk oldu. Onlar Türkçe öğrenmedi, biz Rusça öğrendik. Ürün satmak için mecburi olarak onların dili aracılığıyla anlaşıyoruz” diye konuştu.

    Rus vatandaşı İrina: “Fiyatlar çok uygun”

    Pazardan meyve alışverişi yapan Rus vatandaş Irina Khudiakova ise, “Pazar çok güzel, sebze meyveler lezzetli, fiyatları düşük. Antalya çok güzel. Antalya’daki yemekler çok lezzetli. Fiyatları çok uygun, satıcılar çok iyi ve her şeye indirim yapıyorlar. Herkes buraya gelsin, herkes buradan çok memnun” dedi.

  • ANASİAD BTSO’dan Bursa için acil KOBİ OSB istedi

    ANASİAD BTSO’dan Bursa için acil KOBİ OSB istedi

    Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANASİAD) Başkanı Hakan Birkan yönetim kurulu üyeleri birlikte Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Başkanı İbrahim Burkay’ı ziyaret etti. İş dünyasının sorunlarının masaya yatırıldığı ziyarette, Bursa’da konutların arasına sıkışıp kalan sanayi tesisleri için çözüm önerileri masaya yatırıldı. KOBİ işletmelerinin planlı sanayi bölgelerine taşınması gerektiğini söyleyen ANASİAD Başkanı Hakan Birkan Bursa’da KOBİ OSB kurulması için BTSO Başkanı İbrahim Burkay’dan destek istedi.

    Derneğin Genel Sekreteri Muhammet Sefa Çınar, Başkan Yardımcısı Ercan Sönmez, Yüksek İstişare Kurulu Başkanı ve BTSO Enerji Konseyi Başkanı Erol Dağlıoğlu, ANASİAD Yönetim Kurulu üyeleri; Kuddusi Niğdelioğlu, Yavuz Altıok, Erdoğan Öner, Öner Sevinç, Serdar Çoşkun, Hüseyin Fırat Yıldırım ve Sadiye İnal, BTSO Yönetim Kurulu Üyeleri Erol Kılıç ile Muhsin Koçaslan’ını hazır bulunduğu ziyarette konuşan ANASİAD Başkanı Hakan Birkan, BTSO’nun Bursa’da iş dünyasının çatı kuruluşu olarak şehrin iş insanlarının sorunlarına çözüm bulmak için yaptığı çalışmaları yakından takip ettiklerini söyledi. Türkiye’nin kalkınması ve insanların daha müreffeh yaşaması için tek çözümün üretmek olduğunu vurgulayan Başkan Birkan, “Bursa önemli bir üretim şehri. BTSO’nun ‘Bursa büyürse Türkiye büyür’ mottosunu takdir ediyoruz. Şehrimizdeki büyük sanayi kuruluşları ile gurur duyuyoruz. Yine BTSO’nun TEKNOSAB’a öncülük ederek sanayicilerin üretim alanı sorununa bulduğu çözüm de takdir ettiğimiz bir diğer konu” dedi.

    BTSO’nun ANASİAD üyelerinin de aralarında olduğu 55 bin üyesi ile Bursa iş dünyasının çatı kurlusu olduğuna belirten Hakan Birkan, BEBKA araştırmasına göre, Bursa’da şehrin içinde sıkışıp kalmış, arıtma tesisi ve diğer alt yapılardan yoksun 8 bin dolayında işletme olduğunu vurguladı. Birkan, “Bu işletmeler konutlarla iç içe geçmiş durumda son bir ayda çıkan yangınlarda büyük facialar atlatıldı. Bu sorunun çözümü için acil olarak bir KOBİ OSB’ye kurulması gerekiyor. BTSO’nun bu konuda öncülük yapmasını istiyoruz” dedi.

    Burkay: “Talep topladık, konu yerel yönetimlerde”

    BTSO Başkanı İbrahim Burkay’da yapılan ziyaretten memnun olduğunu söyledi. Bursa’nın Türkiye’nin en önemli üretim üslerinden biri olduğunu vurgulayan İbrahim Burkay, Bursa’da planlı alanlarda üretim yapabilmesi için çaba harcadıklarını belirterek, “BTSO olarak TEKNOSAB’ın kuruluşuna liderlik yaptık. Burası Türkiye’nin en hızlı kurulan, alt yapısı ile örnek OSB’sidir. Sizler gibi Biz de Bursa’da bir KOBİ OSB kurulmasının gerekliliğini biliyoruz. Bu konuda ön talep topladık ve 5 bin dolayında başvuru aldık. Ancak biz icra makamı değiliz. Konunun Bakanlıklar nezdinde takibini yapabiliriz ve süreci hızlandırırız. Fakat KOBİ OSB için yeri belirleyecek olan Büyükşehir ve ilçe belediyeleridir. Bu talebi biz belediyelere ilettik. Konunun aciliyetini sizler de iletirseniz sorunun çözümü daha kolay olacak” dedi.

    Bursa’nın 1/100 binlik planı çok acil yapılmalı

    İbrahim Burkay Bursa’da 1/100 binlik planın biran önce yapılmasın gerektiğini de söyledi. Sanayici ve iş insanları olarak limana ve çevre yoluna yakın olmak kaydıyla yerel yönetimlerin Bursa’nın neresini gösterilerse orada planlı sanayileşme adımlarını derhal başlatacaklarını vurgulayan Burkay, “Türkiye sizin de söylediğiniz gibi yeraltı kaynaklarımız yeterli olmadığı için üretmek zorunda. Ülkemizde yüksek teknoloji üretimini planlı alanlarda yapmak zorundayız. Biz Bakanlıklardan ve yerel yönetimlerden sadece uygun şartlarda üretim alanı istiyoruz. Zaten kendi alt yapımız kendimiz yapıyoruz. Tek istediğimiz planlı sanayileşme bölgelerinin yerinin belli olması” diye konuştu.