Kategori: Ekonomi

  • Kira kontratları e-Devlet üzerinden yapılabilecek

    Kira kontratları e-Devlet üzerinden yapılabilecek

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde “Dijital Türkiye ve Bürokrasinin Azaltılması Toplantısı”nda konuştu. Yılmaz, üst düzey siyasi sahiplik, katılımcı anlayış, etkili koordinasyon, izleme ve raporlama temel ilkeleri doğrultusunda bugüne kadar 16 toplantı yaptıklarını, bu toplantıların, bütünleşik bir dijital dönüşüm anlayışının benimsenmesinin temelini oluşturduğunu belirtti.
    2018 yılından itibaren düzenli aralıklarla gerçekleştirilen toplantılarda alınan kararlar neticesinde e-Devlet Kapısında önemli ilerlemeler yaşandığını ifade eden Yılmaz, ulusal veri sözlüğü, veri ihtiyaç envanteri, bütünleşik hizmet tasarımı, memnuniyet anketi gibi pek çok alanda çalışmalar başlatıldığını, yapay zekâ ve büyük veri ile ilgili kararlar da bu süreçte hayata geçirildiğini söyledi.
    Geçen yıl kabul edilen 12’nci 5 Yıllık Kalkınma Planının odağında ikiz dönüşüm olarak da isimlendirilen yeşil ve dijital dönüşüm var olduğunu vurgulayan Yılmaz, bu çerçevede dijital dönüşümü güçlü bir şekilde devam ettirmekte kararlı olduklarını vurguladı.

    “e-Devlet Kapısı’nın 1 Ağustos 2024 itibarıyla 66 milyonu aşan kullanıcı sayısına ulaştığını hepinizle paylaşmak isterim”

    Bugünkü toplantının ana gündemini e-Devlet Kapısı ilerleme durumu, uluslararası endekslerdeki durumu ve planlanan yeni çalışmalar oluşturduğunu aktaran Yılmaz, “e-Devlet Kapısı’nın 1 Ağustos 2024 itibarıyla 66 milyonu aşan kullanıcı sayısına ulaştığını hepinizle paylaşmak isterim. Bildiğiniz üzere e-Devlet Kapısına giriş yapabilmek için 15 yaşını doldurmuş olmak gerekiyor. 66 milyon kullanıcı ile Türkiye’de 15 yaş üstü nüfusun yüzde 96’sı bugün e-Devlet Kapısı kullanıcısıdır. Artık çok ilerleme kaydedilmeyecek çünkü yetişkin nüfusun neredeyse tamamı kapsanmış durumda. Bu rakam, ülkemizde dijital okur yazarlığın yükselişte olduğunu göstermektedir” diye konuştu.

    Türkiye e-Devlet Kapısı sadece niceliksel bir büyüme ile değil niteliksel gelişimi ile de gurur kaynağı olmaya devam ettiğini ifade eden Yılmaz, “Türkiye e-Devlet Kapısı 2024 yılı Avrupa Komisyonu e-Devlet Kıyaslama Raporunda 83 puanla AB ortalamasının üzerinde bir puan alarak 37 ülke arasında 10. sırada yer almıştır. (Fransa 19, Almanya 26, İtalya 28. sırada) AB üyesi olmayan ülkeler arasında en iyi lider ülkelerden biri olarak tanımlanmaktayız. Ülkemiz, kullanıcı desteği, dijital posta, temel veri kaynakları ve sınır ötesi kullanıcı desteği alt başlıklarında 100 tam puan alarak 1. sırada yer alan ülkelerden biri olmuştur. Raporda Türkiye, kullanıcı odaklılık başlığında 99,6 puan ile 2. sırada, şeffaflık başlığında 82 puan ile 5. sırada, anahtar kolaylaştırıcılar başlığında 95 puan ile 4. sırada bulunmaktadır. Türkiye tüm bu başlıklarda AB ortalaması üzerinde bir başarı göstermiştir. Raporda ayrıca sağlık, taşınma, ulaşım ve adalet kategorilerinde Türkiye ilk 10 ülke arasında bulunmaktadır” şeklinde konuştu.
    Bugün e-Devlet Kapısında yer alan 8 binden fazla hizmet kullanımının yüzde 12’sini bütünleşik hizmetler oluşturduğunun bilgisini veren Yılmaz, “Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisinin kurulmasıyla birlikte e-Devlet Kapısının 2018 yılından sonra yakaladığı ivme takdire şayandır. 2018-2024 yılları arasında e-Devlet Kapısında yürütülen çalışmalar dikkate alındığında; entegre kurum sayısında yüzde 114 (>1000), sunulan hizmet sayısında yüzde 101 (>8309), kullanıcı sayısında yüzde 60 (Nüfusun neredeyse tamamına ulaşılmıştır.) Giriş sayısında yüzde 329 artış yaşanmıştır. (Kişi başı kullanım da artmaktadır.) Elbette bu başarı kurumlarımızın özverili ve vatandaş odaklı hizmet sunum yaklaşımının bir yansımasıdır. Sizlerin de huzurunda bu süreçte yer alan tüm çalışanlarımıza ve kurum temsilcilerimize bir kez daha teşekkür etmek isterim” ifadelerini kullandı.

    2021 yılında açıklanan ulusal yapay zekâ stratejinin 2024-2025 dönemini kapsayan eylem planını geçtiğimiz günlerde yayımladıklarını belirten Yılmaz, “Ayrıca, milli teknoloji hamlesi ve dijital Türkiye hedeflerimiz doğrultusunda dijital devlet stratejisi, kamu bulut stratejisi, kamu veri alanı, ulusal veri stratejisi gibi çalışmalarımızı da birer birer hayata geçireceğimizi duyurmak isterim” şeklinde konuştu.
    Yılmaz, gelecek dönem hedefleri arasında siber güvenliği güçlendirmek, yerli ve milli yazılımları yaygınlaştırmak, başarılı ürünleri ihraç ederek bilgi tabanlı ekonomik gelişimi hızlandırmak bulunduğunu aktardı.
    Yılmaz hizmetlerin dijitalleşmesinin sadece bürokratik yüklerin azaltılması değil aynı zamanda hayatın kolaylaşması, vatandaşın daha zahmetsiz, daha hızlı, güvenli ve kaliteli hizmet alması demek olduğunu söyledi.

    e-Devlet Kapısında yeni tasarladıkları hizmetlere ilişkin kısa bilgiler veren Yılmaz, şunları söyledi:
    “Son dönemde yaptıklarımız; müze kart entegrasyonu (390 bin mobil müze kart), mobil kaza tutanağı 20 Mayıs’ta açıldı, şimdiden 59 bin kişi kullandı. e-Devlet Kapısı kullanıcıları kira kontratlarını yıl sonuna kadar e-Devlet Kapısı üzerinden yapabilecekler. ‘Özel sigortalarım’ bütünleşik hizmetinin kademeli olarak geliştirilmesi ile kullanıcılar tüm poliçe bilgilerine tek nokta üzerinden erişim sağlayabilecek ve işlemlerini gerçekleştirebilecekler. Mobil cüzdan uygulamasının devreye alıyoruz. Kullanıcılar internetin olmadığı ortamda da dijital cüzdanlarına aktardıkları verileri kamu hizmetlerinden faydalanırken kullanabilir duruma geleceklerdir. Yakın dönemde yürütülen çalışmalardan biri de belediye hizmetlerinin kategorize edilmesi ve yaygınlaştırılması olmuştur. Söz konusu çalışma ile yerel yönetimlerin dijital hizmetlerine standart getirilmiş ve belediye hizmetlerinin 12 kategori altında sunulması sağlanmıştır. Bugün e-Devlet Kapısında 494 belediyeye ait 3 bin 981 dijital hizmet sunulmaktadır. Ayrıca mevcut hizmetlerde aksaklıkları gideriyor, hizmet kalitesini arttırıcı çalışmalar yapıyoruz. Yüksek öğretimde de kategorizasyon yapıyoruz.”
    Dijital Türkiye yolunda kurumlarca atılan her adımın bir kar topu gibi büyüyerek yoluna devam ettiğini görmenin gurur verici olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Türkiye’nin dijitalleşme ekonomisinde rekabetçi bir noktaya ulaştığını görmek ise en büyük arzumuzdur. Toplantımızın ‘Dijitalin Yüzyılı’ vizyonumuza katkıda bulunmasını ve hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu vesile ile Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi başta olmak üzere özveriyle çalışan tüm Bakanlıklarımıza, ilgili kurumlarımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu yolda insan odaklı kalkınma anlayışıyla bize önderlik eden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a yakın takip ve destekleri için şükranlarımı sunuyorum” dedi.

  • TÜİK’ten enflasyon sepeti açıklaması

    TÜİK’ten enflasyon sepeti açıklaması

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), enflasyon hesaplamasına yönelik eleştirilere yazılı yanıt verdi.

    Açıklamada, “Bilimsel açıdan TÜFE’ye eleştiri getiremeyen ilgili çevrelerin 143 temel başlık içinden cımbız ile seçtikleri birkaç başlığa dair bilinçli veya bilinçsiz biçimde yanıltıcı beyanlarının devam ettiği müşahede edilmektedir” denildi.

    TÜİK’in açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:

    “Bunun yanı sıra, ilgili köşe yazarı tarafından yapılan hesaplama özellikle bir temel başlık altında birden fazla maddenin ve madde çeşidinin bulunduğu durumlarda tamamen hatalı çıkarımlara neden olmaktadır. Örneğin, “06212-Doktor muayene ücreti” temel başlığı için de bu durum geçerlidir. Bu temel başlık, “Muayene katılım payı (Devlet, Uzman Dr.)”, “Doktor muayene ücreti (Özel, Uzman Dr.)”, “İlaç katılım payı” ve “Doktor muayene ücreti (Muayenehane, Uzman Dr.)” gibi bireylerin bütçelerinde farklı harcama paylarına sahip madde çeşitlerinden oluşmaktadır. Devlet hastanesi muayene katılım ve ilaç katkı payları, doktor muayene ücreti (özel hastane) ve doktor muayene ücreti (muayenehane) gibi diğer ürün çeşitlerine oranla daha yüksek harcama paylarına sahiptir.

    Öte yandan, ilgili temel başlık düzeyinde hesaplanan fiyat ve değişim oranı matematiksel olarak yalnızca uzman doktor muayene ücretindeki değişimi ifade etmemektedir. Dolayısıyla, ilgili köşe yazarının, devlet ve özel sektör tarafından sunulan ilgili sağlık hizmetlerinin tamamı aynı fiyat düzeyinde değişim göstermişçesine toplulaştırılarak hesapladığı ve sözde TÜİK’e ait madde fiyatları gibi açıkladığı rakamlar hatalı yaklaşımlar barındırmaktadır.

    Bu tür manipülasyonlara mahal verilmemesi adına dünyanın önde gelen ülkelerinin hiçbirinde madde düzeyinde tüm fiyatlar hesaplanmamakta ve yayımlanmamaktadır. İlgili köşe yazarı tarafından eksik ve yanıltıcı bilgiler üretilerek madde fiyatı sonuçlarına ulaşılmaya çalışılması neticesinde ortaya çıkan tartışmalar, Türkiye İstatistik Kurumu’nun, Avrupa Birliği’ne üye ve aday ülkeler, EFTA ülkeleri, ABD ve Kanada’da olduğu gibi seçilmiş homojen maddeler haricinde kalan ürünlerin fiyatlarının yayımlanmaması kararının ne denli isabetli bir karar olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

    TÜİK, enflasyon hesaplamalarında yenilikçi veri toplama yöntemleri kullanarak maliyetleri düşürmeyi ve cevaplayıcı yükünü azaltmayı hedeflemektedir. Barkod tarama ve web kazıma yöntemleri, geleneksel veri toplama yöntemlerine göre birçok avantaj sunmaktadır.

    Birçok ülke, TÜFE hesaplamalarında barkod tarama ve web kazıma yöntemlerini kullanarak daha güncel ve geniş veri setlerine ulaşmayı hedeflemektedir. Türkiye de bu uluslararası trendi takip ederek, istatistik üretiminde modern teknolojilerin kullanımını artırmaktadır. Bu bağlamda, son dönemde atılan adımlarla TÜİK’in veri toplama ve analiz süreçleri uluslararası standartlara daha da uyumlu hale getirilmiştir. Ancak, bazı haberlerde barkod tarama ve web kazıma verilerinin kullanımının Eurostat tarafından önerilmediği ve bu yöntemlerin güvenilir olmadığına dair iddialar yer almaktadır.”

  • Emeklinin maaş farkı hesaplara yatıyor

    Emeklinin maaş farkı hesaplara yatıyor

    Haziran enflasyonun açıklanmasının ardından memur ve emeklilerin alacakları temmuz zammı belli olmuş ve SSK ve Bağ-Kur’lu emeklilerinin alacağı en düşük emekli maaşı da 10 bin liradan 12 bin 500 liraya yükseltilmişti. En düşük emekli maaşının artırılması için alınan karar, yasal olarak Meclis’te görüşülen torba yasaya eklendi, onaylandı ve Resmi Gazete’de yayınlandı. Buna göre 3 milyon 703 bin 788 emeklinin yararlandığı uygulama çerçevesinde 2 bin 500 liralık ödemeler, bugün hesaplara yatırılmaya başlandı. Fark ödemeleri emeklilerin maaşlarını aldıkları hesaplara yapılacak.

  • BESAŞ’tan süte indirim

    BESAŞ’tan süte indirim

    Bursa Büyükşehir Belediyesi, bir taraftan çiftçinin ürününü değerlendirirken, diğer taraftan da Bursalıları sağlıklı gıda ile buluşturuyor.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden BESAŞ, Orhaneli, Harmancık, Keles ve Büyükorhan ilçelerindeki hayvancılığı desteklemek adına süt alımına devam ediyor. Hastalıktan ari ruhsatlı işletmelerden düzenli olarak alınan sütler BESAŞ Keles Süt Tesisleri’nde işleniyor. Böylece kaliteli ve sağlıklı pastörize günlük süt, ayran, yoğurt, süzme yoğurt, klasik beyaz peynir, gurme kaşar, tost peyniri, krem peynir, lor, süt kreması üretilerek Bursalıların sofralarına ulaştırılıyor. ‘Sağlıklı beslenmek herkesin hakkı’ diyerek hareket eden BESAŞ, tüketiciye kaliteli ürünü daha uygun fiyata ulaştırmak için 1 litre içime hazır taze sütün 39,90 TL olan fiyatında 10 TL’lik indirim gerçekleştirilerek 29.90 TL’den satışa sunmaya başladı.

    7’den 70’e herkesin süt içmesi amacıyla yapılan indirim Besaş’ın 500’e yakın satış noktası ve marketlerde geçerli olacak.

  • Serbest piyasada döviz fiyatları

    Serbest piyasada döviz fiyatları

    İstanbul Kapalıçarşı’da 33,5430 liradan alınan dolar 33,5450 liradan, 36,6410 liradan alınan euro ise 36,6430 liradan satılıyor. Son kapanışta dolar 33,59 liradan, euro ise 36,74 liradan satılmıştı.

  • Kredi ve banka kartıyla yapılan ödemelere ilişkin açıklama

    Kredi ve banka kartıyla yapılan ödemelere ilişkin açıklama

    GİB’ten yapılan yazılı açıklamada, kısa süre önce yapılan kanuni düzenlemeyle, izin verilen durumlar hariç, mükelleflerin mal satışı veya hizmet ifası için yaptıkları tahsilatları, kendi mükellefiyeti adına kayıtlı olmayan ödeme sistemleri veya cihazları (POS ve benzeri cihazlar) aracılığıyla yapması durumunda, tahsilatı yapan mükelleflere ve cihazları kullandıranlara ayrı ayrı her bir işlem için 3 kat özel usulsüzlük cezası kesilmesi ve bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının 20 milyon lirayı geçemeyeceğinin hükme bağlandığı anımsatıldı.

    Bu düzenlemenin uygulanmasına yönelik kamuoyuna yansıyan tereddütlerin giderilmesi amacıyla açıklama yapılmasının gerekli görüldüğüne işaret edilen açıklamada, “Yapılan düzenlemeyle, mal teslimi veya hizmet ifaları için kredi kartı, banka kartı gibi ödeme aracı olarak kullanılan kartlar aracılığıyla yapılan tahsilatları, başka mükelleflerin veya mükellef olmayanların elektronik cihazları/sistemleri (POS ve benzeri cihazlar) aracılığıyla yapanlara ve bu elektronik cihazları/sistemleri kullandıranlara özel usulsüzlük cezası kesilmek suretiyle bu husustaki kayıt dışı işlemlerin önlenmesi amaçlanmaktadır.” değerlendirmesinde bulunuldu.

    Mükellefler tereddüte düştü

    Açıklamada, mükelleflerin banka tarafından kendilerine tahsis edilen fiziki ya da sanal POS cihazını bayii, alt bayii ve benzeri ilişki kapsamında aralarındaki sözleşmeye istinaden başka iş yerlerine kullandırması durumunda cezaya muhatap olup olmayacakları hususunda tereddüde düştüğüne dikkat çekilerek, şöyle devam edildi:

    “Mükelleflerin, bankacılık mevzuatı gereğince, bankalar tarafından kendilerine tahsis edilen fiziki POS cihazını veya sanal POS’u bayi-alt bayi ilişkisi ve benzeri ilişki kapsamında aralarındaki sözleşmeye istinaden alt iş yerlerine söz konusu mevzuatta yer alan düzenlemelere uygun olarak kullandırmaları söz konusu olabilmektedir. Buna göre, bayi-alt bayi ilişkisi ve benzeri ilişki kapsamında gerek kendisine tahsis edilen POS cihazını kullandıran gerekse bu cihazlar vasıtasıyla teslim ettikleri mal ve hizmetlere ilişkin tahsilatlarını yapan mükelleflerin, kanunda yer alan hükümler gereğince belge düzenleme, hasılatları kaydetme ve diğer yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getirmeleri şartıyla bahse konu mevzuatta öngörüldüğü şekilde hareket edebilmeleri mümkün bulunmaktadır.”

    Bakanlık tarafından ticari hayattaki süreçlerin aksamadan devam edebilmesi ve kayıt dışı faaliyetlerin önüne geçilmesi amacına yönelik gerekli görülen idari düzenlemelerin yapılabileceğinin belirtildiği açıklamada, şunlar kaydedildi:

    “Bir diğer tereddüde düşülen konu ise mal ve hizmet alımlarında müşteri ile ödemeyi yapan kart sahibinin farklı kişi olması durumunda ceza kesilip kesilmeyeceğine yöneliktir. Mal teslimi veya hizmet ifası yapılan müşteri ile ödemeyi yapan kart sahibinin farklı kişiler olması hususu, düzenleme kapsamında cezaya tabi fiiller arasında sayılmamaktadır. Bir başka anlatımla, madde uygulamasında ödemeyi yapan kart sahibinin kim olduğunun bir önemi bulunmamaktadır. Bu nedenle ödeme yaparken başkasının kredi kartını kullanmaktan dolayı özel usulsüzlük cezası uygulanması gibi bir durum söz konusu değildir.”

  • Tarladan sofraya acının serüveni

    Tarladan sofraya acının serüveni

    Türkiye’nin yemeklik isot (Pul Biber) ihtiyacının büyük bir bölümünün karşılandığı Şanlıurfa’da biber hasadı başladı. Güneşte kurutulan biberler çeşitli işlemlerden geçirildikten sonra isot haline getiriliyor. İlkbaharda fide olarak ekilen, bakım ve sulamanın ardından ürünü elde edilen biber bu yıl kavurucu sıcağın etkisi ile erken hasat edilmeye başlandı.

    Kavurucu sıcaklar işçilerin mesaisini zorlaştırıyor

    Tarlada yetişen biber, sıcağın etkisi ile çabuk olgunlaşıp kırmızı rengi alıyor. Bu da tarlada çalışan kadınların işini daha da zorlaştırıyor. Tadı ve kokusuyla birçok yemeğe lezzet katan, tescilli kırmızı renkteki biberler, kadınlar tarafından toplandıktan sonra yıkanarak ayıklanıyor.

    Kadınların acı serüveni yaklaşık 4 ay sürüyor

    Ekimden çapasına, toplanıp ayıklanmasına ve isot haline getirilip yemeklere konulmasına kadar her işlemde kadınların büyük emeği var. Kadınlar tarafından tarladan toplandıktan sonra gölgelik bir alana getirilen biberler, temizlendikten sonra doğranarak yere serilen bezlerin üzerine dökülüyor. Güneş altında kurutulmaya bırakılan biberler, çeşitli işlemlerden geçerek isot (Pul Biber) veya biber reçeline dönüşüyor.

    “Hasat erken başladı”

    Sıcaklar nedeniyle hasadın bu yıl erken başladığını söyleyen çiftçi İsmail Bulut, “Biber kızarıp kırmızı halini aldıktan sonra işçiler tarafından toplanıyor. Belli bir işlemden geçtikten sonra onu parçalıyoruz, güneşe tutup kurutuyoruz. Belli bir aşamadan sonra kırmızı pul biber, isot haline dönüştürüyoruz. Genelde yüzde 90 kadınlar çalışıyor, yüzde 10 da erkeklerin katkısı oluyor. Bu sene biberlerimiz sıcaklardan dolayı erken kızardı. Bu Urfa’ya has bir biber, tescilli bir ürünümüz. Tadını, aromasını Türkiye’nin hiçbir yerinde bulamazsınız. İsotu çiğköftede kullanıyoruz. Özellikle ciğer kebabına tadını veren isot zaten. Türkiye’nin başka yerinde ektiğiniz zaman bu aromayı, tadı alamazsınız” diye konuştu.

    Biberin yüzde 41’i Şanlıurfa’da üretiliyor

    Yurt genelinde 285 bin tonluk biber üretiminin 2023 yılından 115 bin tonu Şanlıurfa’da üretildi. Şanlıurfa’da üretilen 115 bin ton kurutmalık ve pul biber Türkiye’nin her yerindeki yemeklere tat katıyor. Ayrıca Türkiye’deki biber üretiminin yüzde 41’ni üreten Şanlıurfa, bu konuda ilk sırada yer alıyor.

  • “2025 dezenflasyon yılı olacak”

    “2025 dezenflasyon yılı olacak”

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı bir televizyon programında ülke ekonomisi ve uluslararası ekonomik gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu. TÜİK’in açıkladığı enflsyon verilerine ilişkin de konuşan Şimşek, 2025 yılının dezenflasyon yılı olacağına dikkati çekti.

    Küresel piyasalardaki son duruma ilişkin konuşan Şimşek, “Küresel piyasalardaki çalkantı geçici bir panik atağa benziyor. Bunun merkez üssü Japonya’dır ama yansımaları global oldu. Tetikleyen faktör ABD’nin yumuşak riski başaramaması riski ve resesyona girme riski; bilindiği gibi şirket değerlemeleri, piyasa değerlemeleri oldukça şişkin. Eğer ekonomide yavaşlama olur şirket karlılıkları bunu destekleyici nitelikte olmazsa tabii ki bir düzeltme beklenebilir” açıklamasında bulundu.

    “Petrol ve emtia fiyatlarında düşüş bizi cari açık ve enflasyon kanalıyla olumlu etkiler”

    Şimşek, uluslararası piyasalardaki dengesizliklerin sonucunda ABD’de güçlü büyümenin nispeten devam edeceğini söyleyerek, “Şu anda bir düzeltme hareketi vardır. Türkiye’ye yansımalarına bakacak olursak; küresel büyümede yavaşlama olacaksa bu bir taraftan risk iştahını olumsuz etkiliyor bize de olumsuz etki olur. Ama beraberinde petrol ve emtia fiyatlarında düşüş getiriyor. Buradaki düşüş bizi cari açık ve enflasyon kanalıyla olumlu etkiler. Geçtiğimiz hafta Cuma gününe ve düne yani pazartesiye bakarsanız; piyasalar Fed’in çok daha hızlı ve fazla faiz indireceğini öngörmeye başladı. Küresel finansal koşullarında bu gelişmeler ışığında gevşemesi yine Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin lehinedir. Fon akışını etkileyebilir” ifadelerine yer verdi.

    “Yabancı pozisyonunun çok fazla olmaması bu türden çalkantıların Türkiye’ye yansımasını sınırlar”

    Şimşek, küresel piyasalardaki sert dalgalanmanın Türkiye’ye etkisinin, yabancı pozisyonunun az olması nedeniyle az olacağını aktararak, “Bu tür çalkantılar Türkiye’yi nasıl etkiler herkesin aklında bulunan bir soru. Bizim bir hikayemiz var. Bu bir dezenflasyon ve yapısal dönüşüm hikayesi. Dolayısıyla hikayesi olan ülkeler genelde bu tür olumsuz koşullarda bile nispeten az etkilenebilirler. Dolayısıyla yabancı pozisyonunun çok fazla olmaması, hikayemizin olması, petrol fiyatlarındaki düşüşün bize olumlu yansıyacak olması, küresel-finansal koşulların gevşemesinin bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin lehine olması gibi faktörler bu türden çalkantıların Türkiye’ye yansımasını sınırlar” diye konuştu.

    “Programımızın özü enflasyonu tek haneye düşürmek”

    Enflasyon oranları ve enflasyonla mücadelede gelinen noktayı değerlendiren Şimşek, “Uygulamakta olduğumuz reforma ve istikrar programı var. Özellikle makro finansal istikrar, fiyat istikrarı önemli. Reform hususi ise; yapısal dönüşümdür. Yeşil dönüşümden sanayi dönüşüme kadar çok kapsamlı bir dönüşümden bahsediyoruz. Ülkenin rekabet gücünü arttıracak bir dönüşümdür. Programın en büyük önceliği milletimiz hayat pahalılığı belasından kurtarmak. Çünkü bir enflasyonu çok kötü bir vergi olarak görüyoruz; bizim yaklaşımımız budur. Özellikle sabit gelirliler açısından gelir dağılımını bozan çok önemli bir makroekonomik problemdir. Enflasyon bizim karşı karşıya olduğumuz en önemli problemdir. Bizim programımızın özü de dezenflasyon yani enflasyonu kalıcı şekilde tek haneye düşürmek” şeklinde konuştu.

    “Enflasyonda temmuz ayında oldukça güçlü bir düşüş yaşandı, bu ağustos ayında da devam edecek”

    Uygulamakta oldukları reform ve istikrar programının 3 yıllık bir program olduğunu ve bunun için 1 yıllık geçiş dönemi öngördüklerini aktaran Şimşek, “Dezenflasyona ortam hazırlamak için politika setini inşa etmemiz gerekiyordu, ekosistemi yeniden kurgulamamız gerekiyordu. Biz geçiş dönemini mayıs ayında bitirdik. Haziran ayı itibarıyla yıllık enflasyon düşmeye başladı. Temmuz ayında oldukça güçlü bir düşüş yaşandı. Bu ağustos ayında da devam edecek. Düşüş hızı aynı olmamakla birlikte düşüş ayı önümüzdeki aylarda da devam edecek. Şu andaki gelişmeler bizim program öngörülerimizle paralel gidiyor. Hatırlanacağı üzere mayıs ayından yıllık enflasyon yüzde 75’in üzerinde zirveyi buldu. Temmuz ayında yaklaşık olarak yüzde 62 civarına indi” açıklamasında bulundu.

    “2025 dezenflasyon yılı olacak”

    Şimşek, gelecek 12 ay için piyasa beklentisinin yüzde 30, 24 ay içinse yüzde 19 civarı olduğunu belirterek, “Biz tabii ki bu beklentilere değer veriyoruz ama performansımız ve hedeflerimiz arasındaki fark azaldıkça inanıyoruz ki beklentilerin de yakınsama ihtimali yüksektir. Enflasyonu düşürmekte kararlıyız. Milletimizin sıkıntılarını gidereceğiz. 2025 yılında ilk rahatlamayı göreceğiz. İlk yılımız zorlu bir yıldı çünkü dezenflasyona geçiş yılıydı. Şimdi 2025 dezenflasyon yılı olacak. Milletimiz bunun sonuçlarını görecek ve çektiğimiz sıkıntılara değecek” sözlerini sarf etti.

    “Siyasi destek çok önemli”

    Şimşek, çok güçlü bir program ortaya koyduklarını ve bunda siyasi desteğinin çok önemli olduğuna dikkati çekerek, “Çok güçlü bir program ortaya koyduk ve bunu Cumhurbaşkanı recep Tayyip Erdoğan’ın desteğiyle gerçekleştiriyoruz. Siyasi destek çok önemli. Teknik anlamda dünyanın en iyi programını ortaya koyabilirsiniz ama esas belirleyici olan siyasi iradedir. 90’lı yıllardaki başarı ve başarısızlığı belirleyen de oydu. 2000’li yılların başında yine güçlü bir program güçlü bir şekilde kararlı bir şekilde yayınlandı. Biz bunu başaracağız, enflasyon düşecek ama biraz zamana ihtiyacımız var” dedi.

    “Orta Doğu’da gerginlik muhtemelen bizim cari açığımız milli gelire oran olarak yüzde 1,5’un altında olacaktı”

    Ortadoğu’daki siyasi gelişmelerin Türkiye’deki siyasi gelişmelere etkisine ilişkin sorulan soruları da yanıtlayan Şİmşek, “Bugüne kadar ki jeopolitik gerginlik endeksine bakıldığında baya yukarılara çıktığını görüyoruz. Fakat piyasa fiyatlamalarına baktığınız zaman piyasa bu gerginliğin, savaşların ve çatışmaların yayılmayacağı varsayımıyla hareket ediyor. Orta Doğu’daki gerginlikleri önemsiyoruz. Gerginlik olmasaydı muhtemelen bizim cari açığımız belki milli gelire oran olarak yüzde 2 yerine yüzde 1,5’un altında olacaktı. Örnek olarak söylüyorum. Biz bunları önemsiyoruz ve yakından takip ediyoruz. Risk iştahındaki gelişmeler bizi de etkiliyor” ifadelerine yer verdi.

    “Yıl sonu enflasyon hedeflerini tutturmaya ilişkin bir endişemiz yok”

    Enerjideki fiyat artışlarını Merkez Bankası’nın hedef patikasının ortak noktası olan yüzde 38’e göre artırdıklarını da sözlerine ekleyen Şimşek, “Hatta doğal gazda hanehalkına yansıması yüzde 24 civarı. Enerjideki fiyat artışları yıllık bazda zaten enflasyon patikasıyla uyumlu yaptık. Burada bir sürpriz yok. Özetle yıl sonu enflasyon hedeflerini tutturmaya ilişkin bir endişemiz yok. Öngörülerimiz doğrultusunda gidiyor. Hedefleri tutturacağız ve bu konuda kararlıyız” şeklinde konuştu.

    “Dünyada 3 ayrı kredi derecelendirme kuruluşu kredi notu artışına mazhar olan tek ülke Türkiye’dir”

    Şİmşek, Türkiye’nin uluslararası derecelendirme kuruluşlarında görünümünün gün geçtikçe iyileştiğine değinerek, “Moody’s Türkiye’yi ilk kez 2 kademe artırmıştı, bu normal değil çok istisnadır. 2024 yılı içerisinde dünyanın önde gelen 3 ayrı kredi derecelendirme kuruluşu kredi notu artışına mazhar olan tek ülke dünyada Türkiye’dir. Sadece kredi notumuz artmadı, görünüm de olumlu. Yani bu politikaları kararlılıkla uygularsanız notunuzu tekrar artıracağız demek” açıklamasında bulundu.

    “Sadece borç perspektifi ile bakarsanız biz zaten yatırım yapılabilir kredi notunu hak ediyoruz”

    Türkiye’nin yatırım yapılabilir ülkeler listesine girme sürecinde olduğunu, bu çerçevede çalışmalar yürütüldüğünü dile getiren Şimşek, “Programımız güçlü, önümüzde 4 yılımız var. Bütçe disiplini zaten bizim artık DNA’mızda var. Deprem, EYT nedeniyle geçici bütçe dengesizlikleri yaşıyoruz. Bunu görmemiz lazım. Ama bunları düzeltmek için bir çaba içerisindeyiz. Dolayısıyla bütçe disiplini çok önemli. Bizim zaten borcun milli gelire oranı akranlarımıza göre yani bize benzer ülkelere göre çok düşük. Dolayısıyla sadece borç perspektifi ile bakarsanız biz zaten yatırım yapılabilir kredi notunu hak ediyoruz. Ama sadece borca bakılmıyor. Bizde enflasyon çok yüksek. O nedenle enflasyonu tek haneye düşürmemiz lazım. Bizde cari açık da çok yüksek. Cari açığı da kalıcı sürdürebilir seviyelere çekmemiz lazım” diye konuştu.

    “Türkiye önemli cazibe merkezi haline gelecek”

    Yabancı yatırımcıların Türkiye’ye yaptıkları yatırımların seviyesine de değinen Şimşek, şu ifadelere yer verdi:
    “Ülkemizin mutlaka kendisinden daha teknolojik gelişmiş ülkelerden yatırım çekmesi lazım. Doğrudan yatırımlar gayrimenkul alımıyla sınırlıydı. Şimdi bu programı uygulamaya başladıktan sonra ilgi artmaya başladı. Genelde biraz zaman alıyor. Türkiye bu programı uygulayarak önemli cazibe merkezi haline gelecek. Türkiye büyük bir ekonomi. Türkiye yaklaşık 86 milyon nüfusa sahip. Kişi başı milli geliri 13 bin doların üzerinde. Türkiye belki 15 bin doları zorlar bu yıl. Şu anda bana nüfusu 86 milyon ve üzeri olan kişi başı milli geliri 13-15 bin dolar arası olan kaç ülke sayabilirsiniz? Bir elin sayısı kadar.”

    “Emekli, memur, asgari ücretliyi enflasyon sıkıntısından kurtarmak en büyük önceliğimiz”

    Şimşek, Orta Vadeli Program’a (OVP) ilişkin yaptığı değerlendirmede ise, OVP’nin 3 yıllık bir program olduğunu ve her sene yenilendiğini dile getirerek, “Her sene özel sektör için rehber, kamu için bağlayıcı yol haritası açıklamamız lazım. Enflasyonla ilgili tereddütümüz yok. Emekli, memur, asgari ücretliyi enflasyon sıkıntısından kurtarmak en büyük önceliğimiz. Bu sene için MB’nin belirlediği üst bant yüzde 42. Biz yaklaşacağımıza yakalayacağımıza inanıyoruz” ifadelerine yer verdi.
    Cari açığı bu sene için yüzde 3,1 olarak beklediklerini fakat muhtemelen açık yüzde 2 civarı hatta belki altında olacağını aktaran Şimşek, bunun öngördüklerinden çok daha iyi bir cari açık olduğunu kaydetti. Şimşek, rezerv birikimlerinin ise bizim hayal ettiklerinin ötesinde olduğunu hatırlatarak, ‘rezervlerde swap hariç artıya acaba birkaç yılda geçebilir miyiz’ diye düşündüklerini fakat ilk yılda bunu muazzam bir şekilde başardıklarını dile getirdi.

    “Maliye denetimleri yoğunlaşarak, artarak her sektörde devam edecek”

    Şimşek, yüksek kazançlardaki denetimlerin devam edeceğine de dikkati çekerek, “Maliye denetimleri yoğunlaşarak, artarak her sektörde devam edecek. Her sektörde. Bizim kayıt dışılıkla mücadele dışında hiçbir seçeneğimiz yok. Vergilerde biz birçok alanda sınırdayız. Artık vergide oranlarındaki artıştan çok kayıt dışılıkla mücadelede dozu artıracağız” açıklamasında bulundu. Şimşek, “Çok kazanandan ve kayıt dışı olandan biz vergi almak için ne gerekiyorsa yapacağız. Çok kazanlar kesinlikle maliye kapınızı çalacak” dedi.

  • “Instagram’ın erişimini neden durdurduk?”

    “Instagram’ın erişimini neden durdurduk?”

    Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun sosyal medya platformu Instagram’a getirdiği erişim engeli sürüyor.

    Erişim engeline ilişkin Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu’ndan açıklama geldi.

    Uraloğlu şunları söyledi:

    “Instagram’ın erişimini neden durdurduk? Katalog suçlarla ilgili istediğimiz adımları atmadılar. İki toplantı yapıldı. Karşı tarafa hassasiyetlerimizi anlattık. Burada şunu asla kaçırmamız lazım; bir şirket düşünün, onun kendi kuralları kadar bizim ülkemizin kanunları var. Bizim bazı taleplerimize ‘Şirketimizin kuralları’ diyorlar. İyi de siz bu ülkede faliyet gösteriyorsunuz. Bu ülkenin kanunları yok mu? Elbette var. Siz de bunlara uymak zorundasınız.

    İsmail Haniye ile ilgili yapılan taziye paylaşımlarına bile tahammül edilmiyor.

    Ciddi bir aşama kaydettik. Zannediyorum ki çok uzamadan bizim hassasiyetlerimizi dikkate alacaklar.”

    KAYNAK. NTV

  • Başmakçı’nın kornişon salatalığı Avrupa sofralarını süslüyor

    Başmakçı’nın kornişon salatalığı Avrupa sofralarını süslüyor

    Yurt dışına ihracat yapan firmalar buradaki alım merkezlerinde toplamış oldukları salatalıkları İzmir de bulunan fabrikalarındaki tesislerinde işleyerek yurt dışına ihraç ediliyor. Almanya ortaklı bir firmanın Başmakçı temsilcisi ve bayisi olan Mustafa Süngü hasadın başladığını ifade ederek şunları söyledi:
    “Biz firma olarak uzun yıllar ilçemiz de turşuluk kornişon salatalık alımı yapıyoruz. Bölgemizde yetişen ürünler tat, aroma ve kalite olarak çok farklı. Üstelik uzun süre tazeliğini koruma özelliğine sahip. Bu yüzden ihracata çok uygun. Bizim bayisi olduğumuz firma Alman ortaklı. Alımını yaptığımız salatalıklar yurt dışına ihraç ediliyor. Firma olarak bölgemizde bize döviz kazandıran bu ürünün ekimini teşvik ediyoruz. Şimdiye kadar çiftçimizi hiç mağdur etmedik. Bölgemiz için aynı zamanda iyi bir gelir kapısı olan kornişon salatalık ekimini daha da geliştirmeyi hedefliyoruz.”