Kategori: Ekonomi

  • Son mahsulü hayrına depremzedelere bıraktı

    Son mahsulü hayrına depremzedelere bıraktı

    Türkiye’nin bereketli topraklarından olan Hatay’da onlarca çeşit ürün yetişiyor. Antakya ilçesi Arpahan Mahallesi’nde bir üreticinin 300 dönümlük araziye ektiği kavunda hasat geçtiğimiz günlerde başladı. Kavunun bereketi sebebiyle tarla sahibi, arazideki son mahsulü toplamayarak depremzede vatandaşlara hayrına bıraktı. Tarla sahibi, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımla depremzede vatandaşlara kavunlarını bağışladığını açıkladı. Sosyal medyadaki paylaşımını gören depremzede vatandaşlar kentin farklı noktalarından gelmeye başlasa da aşırı sıcaklıklardan dolayı kavun tarlasında yoğunluk yaşanmadı.

    “Arabanın bagajı doldurdum; arkadaşlara, akrabaya ve komşuya dağıtacağım”

    20 kilometre uzaklıktaki köyünden gelip kavun toplayan Süheyla Özkurt, “Sosyal medyada gördük. Tarla sahibi tarlasını depremzedelere bırakmış. Tarlanın içi kavun dolu. Biz de yararlanmak istedik. Akrabalarımız ve tanıdığımız da çok. Arabası olan buraya geliyor. Benim de arabam var. Şu anda bagajı doldurdum ve arkadaşlara, akrabaya ve komşuya dağıtacağım. Bakabilirsek gözünüzün alabildiği kadar yüzlerce dönüm var. Tarla sahibinden Allah bin kere razı olsun. Depremzedeleri düşünmüş. Çünkü insanlar pahalı olduğu için alamıyor. Bu da onlara çok güzel bir şey oldu. Hava çok sıcak ve sanırım 40 derece hissedilen çok sıcak. Sıcak olduğu için şu anda arkadaşlar gelmiyor, vatandaşlar gelmiyor. Sabah geldiler, yiyebileceği kadar aldılar. Akşam da burası dolar” dedi.

    “Herkes vardı ama hava sıcak olduğu için herkes koparıp gitti”

    Sabah 08.30’da tarlaya gelip kavun toplamaya başlayan Sabah Özkurt ise, “Sabah 8.30’da geldik. Hava biraz serindi, herkes vardı ama hava sıcak olduğu için herkes koparıp gitti koparacağını. Burada kavun topladık. Bir hayırsever tarlasını depremzedelere bırakmış, Allah bin kere razı olsun. Böyle hayırseverler bazen oluyor. Depremzedelere tarlalarını hibe ediyorlar. Biz de gelip koparıyoruz. Hava sıcak ama ne yapalım gelmek zorundayız. Çocuklarımız ve komşularımızın arabaları yok. Bizim var çok şükür. Akrabamla arabayla geldik” ifadelerini kullandı.

  • Samsun’da toplu ulaşıma yüzde 20, öğrenci servislerine yüzde 40 zam

    Samsun’da toplu ulaşıma yüzde 20, öğrenci servislerine yüzde 40 zam

    Şoförlerin zam talebi UKOME toplantısında görüşüldü. Toplantıda şoförlerin artan maliyetler nedeniyle istediği yüzde 50’lilik zam talebi değerlendirildi. Komisyon, yapılan araştırmalar ve maliyet hesabının ardından toplu ulaşımda kullanılan tramvay, minibüs, taksi dolmuş ve otobüs gibi araçların kullanım ücretine yüzde 20 oranında zam yapılmasını uygun görürken, öğrenci servis ücretlerinin zam oranını ise yüzde 40 olarak belirledi.

    Alınan karar neticesinde Samsun’da merkez ilçelerde hizmet veren 1., 2., 3. ve 4. taksi dolmuş hatlarının tam kişi taşıma ücretti 17 TL’den 20 TL’ye yükseltildi. Merkez ilçelerde diğer araçlarda uygulanan fiyat tarifesi de aynı oranda arttırıldı.

    Konu hakkında bilgi veren Samsun Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri İlhan Bayram, kendilerine gelen zam talebinin komisyonda görüşüldüğünü, uygulamaya konulacak yeni tarifenin maliyet ve gider hesabı yapılarak hakkaniyet ile belirlendiğini ve bu kapsamda toplu ulaşıma yüzde 20, öğrenci servislerine de yüzde 40 oranında zam yapıldığını söyledi.
    Yeni tarife, fiyatların net olarak belirlenmesinin ardından valilik onayı ile yürürlüğe girecek.

  • Samsun’da simit fiyatına zam

    Samsun’da simit fiyatına zam

    2023 yılının Ağustos ayında 5 TL’den 7,5 TL’ye yükseltilen simitte 27 Temmuz itibarıyla fiyat güncellemesi yapıldı. Samsun Fırıncılar Odası Başkanı Yılmaz Yiğit ile Samsun Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği (SESOB) Başkanı Hacı Eyüb Güler’in imzası ile yürürlüğe giren kararla birlikte 85 gram olan simidin gramajı 80 grama düşürülürken, fiyatı da 7,5 liradan 10 TL’ye yükseltildi. Simidin yeni fiyatından hem satıcılar hem de alıcılar memnun olmayarak simidin ekmekle aynı fiyat olmasını eleştirdi.

    “Simide zam yapılması iyi olmadı”

    Yıllardır simit satarak geçimini sağlayan esnaf Erkan Altun, “Simit satışlarımızda durgunluk yaşanıyor. Ekmek ile simit aynı fiyat oldu. Vatandaş da bunu ifade ediyor. Ben simitçi olarak bu zamdan memnun değilim. Satışlar çok düştü. Bizce fiyatlar düşürülmeli. Ekmeğe zam gelmedi ki simide zam gelsin. Vatandaşa yazık. Bazı fırınlarda 7,5 liraya bile ekmek satılıyor. Bu durumda simide zam yapılması iyi olmadı” dedi.

    Yeni tarifeden simit alan vatandaşlar ise simit fiyatlarının 250 gram somun ekmek ile aynı seviyeye geldiğini, uygulanan zamlı tarifenin anlamsız olduğunu ve simide yapılan zammın geri çekilmesi gerektiğini söylediler.

  • Merkez Bankası PPK toplantı özetini yayınladı

    Merkez Bankası PPK toplantı özetini yayınladı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Temmuz ayı Para Politikası Kurulu toplantı özetini yayınladı. Özette, yakın döneme ilişkin göstergelerin yurt içi talebin, halen enflasyonist düzeyde olmakla birlikte, yavaşlamaya devam ettiğini teyit ettiği belirtildi.

    Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatlarının enflasyonist baskıları canlı tuttuğu kaydedildi.

    Öncü göstergelerin Temmuz ayında aylık enflasyonun, para politikasının görece etki alanı dışında kalan yönetilen-yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamaları ile işlenmemiş gıda fiyatlarındaki arz yönlü gelişmeler neticesinde geçici olarak artacağına işaret ettiği ifade edildi.

    Özette ikinci çeyrekte iki bayram tatili ve bunlarla bağlantılı idari izinler kaynaklı köprü günlerinin yer almasının, talepteki yavaşlamanın seviyesi hakkında net bir görüntü alınmasını zorlaştırdığı, ikinci çeyrekte kartla yapılan harcamaların çeyreklik bazdaki artışını, hız kesmekle birlikte, sürdürdüğü bildirildi.

    Özette parasal ve finansal koşullarla ilgili “Yurt içi ve yurt dışı yerleşiklerin Türk lirası varlıklara yönelimiyle piyasada oluşan likidite fazlasının mayıs ayında kur korumalı mevduat hesapları ile mevduat ve katılım fonu hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranlarının belirgin olarak artırılması ile sterilize edilmesi neticesinde mevduat faiz oranlarındaki gerileme sınırlanmıştır.
    Türk lirası mevduat faizleri, 28 Haziran haftasından bu yana 20 baz puan gerileyerek, 12 Temmuz itibarıyla yüzde 56,16 seviyesinde gerçekleşmiştir. Aynı dönemde Türk lirası ticari kredi faizleri 31 baz puan azalarak yüzde 60,76 seviyesinde oluşmuştur. Bireysel tarafta, ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı hariç) faizleri 334 baz puan artarak yüzde 77,90 olarak gerçekleşirken; konut kredisi faizleri, yatay seyrini sürdürerek yüzde 44,24 seviyesinde oluşmuştur. Büyük ölçüde kampanyaların durumuna göre şekillenen taşıt kredisi faizleri 12 Temmuz itibarıyla yüzde 54,07’ye yükseldi.

    Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Kredi büyümesi ve kompozisyonu göz önünde bulundurularak makro finansal istikrarı ve parasal aktarım mekanizmasını destekleyecek şekilde yabancı para kredilere yönelik ek önlemler alınmış, Türk lirası kredilere yönelik düzenleme ise korunmuştur. Bu kapsamda, yabancı para krediler için yüzde 2 olan aylık büyüme sınırı yüzde 1,5’e indirilmiş, Türk lirası kredilerde yüzde 2 olan aylık büyüme sınırı ise sabit tutulmuştur. Ayrıca, yatırım kredilerine sağlanan istisnanın kapsamı genişletilerek; uluslararası kalkınma finansmanı kuruluşlarından sağlanan kaynaklar kapsamında kullandırılan yatırım kredilerinin Türk lirası ve yabancı para kredi büyüme sınırlarından muaf tutulmasına karar verilmiştir. Atılan parasal ve miktarsal sıkılaşma adımlarının etkisi ile Türk lirası kredi büyümesinde bir süredir görülen yavaşlama eğilimi devam etmiş, YP kredi büyümesindeki gerileme belirginleşmiştir. Bu kapsamda, bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması 21 Haziran haftasından bu yana azalarak yüzde 2,91 seviyesinden son toplantı haftasından bakıldığında 12 Temmuz itibarıyla yüzde 1,68 seviyesine gelmiştir. Söz konusu azalmaya temelde bireysel kredi kartları bakiyesi büyüme oranındaki gerileme katkı sağlamıştır. Aynı dönemde Türk lirası ticari krediler sınırlı ölçüde büyümeye devam etmiş ve 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yüzde 1,46 olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde kur etkisinden arındırılmış YP ticari kredilerdeki 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması, getirilen sınırlamaların etkisi ile yüzde 4,13’ten yüzde 1,61’e gerilemiştir” denildi.

    “Sterilizasyon araçları, gerektiğinde çeşitlendirilerek etkin şekilde kullanılacaktır”

    Kurul, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelediğinin belirtildiği özette, “Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon sürecini güçlendirecektir.

    Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenmeye devam edilecektir. Likidite koşulları muhtemel gelişmeler göz önünde bulundurularak yakından izlenmektedir. Sterilizasyon araçları, gerektiğinde çeşitlendirilerek etkin şekilde kullanılacaktır. Bu çerçevede, mevcut sterilizasyon araçlarına ek olarak, altın ve döviz karşılığında Türk lirası sterilizasyonu yapılabilme imkânı sağlamak amacıyla satım yönlü altın ve döviz karşılığı Türk lirası swap ihalesi işlemleri duyurulmuştur.

    Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir.

    Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır” ifadelerine yer verildi.

  • Sultanbeyli Metrosu’nda geri sayım: 2025’te açılacak

    Sultanbeyli Metrosu’nda geri sayım: 2025’te açılacak

    Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Tombaş, ilçeye yeni yatırım ve projeler kazandırmak için çalışmalarını sürdürüyor. Bir yandan ilçe belediyesinin faaliyetleri aralıksız devam ederken diğer yandan İBB ve Bakanlık düzeyinde yürütülen çalışmalar da yakından takip ediliyor. Bu kapsamda Başkan Ali Tombaş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde raylı sistemlerden sorumlu üst düzey heyet ile bir araya geldi. İBB Raylı Sistemler ve Çevre Koruma’dan sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Pelin Alpkökin yönetimindeki teknik heyet, Başkan Ali Tombaş ve teknik heyete sunum yaptı. Heyetler arası koordinasyon toplantısında Üsküdar-Çekmeköy-Sancaktepe Metro Hattı’nın Sultanbeyli etabındaki çalışmalar hakkında bilgi verildi. Hattın teknik ilerleme durumu ve yapılacak işler hakkında ayrıntılı sunum yapıldı. Ardından metro şantiyelerine geçilerek çalışmalar yerinde incelendi.

    Başkan Tombaş: “Sultanbeyli-Kurtköy metro hattını çok önemsiyoruz”

    Temel önceliklerinin halka hizmet olduğunu vurgulayan Başkan Ali Tombaş, “Sultanbeyli’yi metrosuna kavuşturmak için üst düzey iş birliğiyle çalışıyoruz. Vatandaşlarımızın hızlı ve konforlu ulaşıma kavuşması, bölge trafiğinin rahatlaması için bu projeyi önemsiyoruz. İBB heyetinden aldığımız bilgiler ve şantiyede yaptığımız incelemeler neticesinde inşallah Sultanbeyli metrosu 2025’te hizmete açılacak. Ayrıca; Sabiha Gökçen Havalimanı’na doğrudan ulaşımı sağlayacak Sultanbeyli-Kurtköy Metro Hattı projesi de bizim için çok önemli. Havalimanına toplu ulaşımı kolaylaştıracak bu hattın inşası için de tam destek veriyoruz. İBB heyetine ziyaretleri ve teknik sunumları için teşekkür ediyorum” dedi.

  • Bakan Bolat Yeşil Mutabakat Uyum Projesi Tanıtım Toplantısı’nda konuştu

    Bakan Bolat Yeşil Mutabakat Uyum Projesi Tanıtım Toplantısı’nda konuştu

    Avrupa Birliği (AB) ile gelecek dönemde ticaretin kurallarını sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm belirlenecek olması üzerine Ticaret Bakanlığı tarafından ihracatının olumsuz etkilenmemesi, ihraç pazarlarını kaybetmemesi ve ihracatçıların sürece ilişkin yol haritasının oluşturulmasına yönelik kapsamlı bir destek sağlanması amacıyla hazırlanan Yeşil Mutabakata Uyum Projesi Desteği kapsamında ‘Responsible Programı’nın lansmanı gerçekleştirildi. Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın katılımıyla Ticaret Bakanlığı ev sahipliğinde düzenlenen lansmanda, ihracatın gelecek dönemde daha da arttırılması ve bu çerçevede ihracatçılara verilecek destekler ele alındı.

    Programda bir açılış konuşması gerçekleştiren Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Responsible Programı’nın Ticaret Bakanlığı’yla Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Kamu Gözetimi Kurumu tarafından işbirliği koordinasyon programı olduğunu belirtti.

    Bakan Bolat, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında 1 Ocak 1996 tarihinden beri uygulamada olan Gümrük Birliği düzenlemesi bulunduğunu hatırlatarak, “28 yıldır hayatta olan gümrük birliğinin uygulaması döneminde Türkiye’yle AB arasında karşılıklı ticaretimiz 8 kat artarak 1995 yılındaki ihracat ithalat toplamı olan 27 milyar dolarlık seviyeden 2023 yılı sonunda 211 milyar dolar bir dış ticaret hacmine seviyesine yükselmiştir. Bu rakamın, yaklaşık 104 miyar doları Türkiye’nin AB’ye ihracatı; 107 miyar doları ise Türkiye’nin AB’den ithalatından oluşmuştur” açıklamasında bulundu.

    Türkiye’ye 2002 yılından 2024’ün Mayıs ayına kadar 267,1 miyar dolar doğrudan yabancı yatırım geldiğini aktaran Bolat, bunun da yüzde 41’i, yani 110,2 milyar dolarlık kısmı AB kaynaklı olduğunu vurguladı. Bakan Bolat, bu bakımdan, AB’nin hem Türkiye’ye gelen yabancı yatırımlarda hem de dış ticaretimizde önemli bir yeri olduğunun altını çizdi.

    “Uluslararası ticaret düzenine adaptasyon amacıyla Yeşil Mutabakat Eylem Planı oluşturulmuştur”

    Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği’nin modernizasyonu çalışmaları başlamadığının altını çizen Bolat, bu çalışmaların en önemli gündemlerden birisinin AB’nin ortaya koyduğu Yeşil Mutabakata uyum süreci olduğunu vurguladı. Bolat, 1 Ocak 2026’da tarihinde AB’nin ithalatta sınırda karbon vergisi başlatacağını ve sanayilerimizin bu sürece uyumu en önemli gündemleri arasında yer adlığını kaydederek, şu ifadelere yer verdi:

    “2019 yılında duyurulan Avrupa Yeşil Mutabakatı, 2050 yılında AB’de ilk karbon nötr olma kıtası hedefini ortaya koyma koymuştur. Bu çerçevede sınırda karbon düzenlemesi ve döngüsel ekonomi mevzuat kuralları AB tarafından belirlendi. Bizim de Türkiye olarak 10 Kasım 2021 yürürlüğe giren Paris İklim Anlaşması’yla ülkemizin 2053 yılında karbon nötr hedefi açıklanmıştı. Bu süreçte Ticaret Bakanlığımız Yeşil Mutabakat ve dünyadaki diğer gelişmelerin takibi ve atılabilecek diğer adımların belirlenmesine yönelik çalışmalar da öncü rol oynamaktadır. Nitekim Yeşil Mutabakatın açıklanmasının hemen ardından, Ticaret Bakanlığımız koordinasyonunda ilgili tüm Bakanlık ve kurumların katılımıyla bir Çalışma Grubu ihdas edilmiştir. Bu kapsamda, Gümrük Birliği ile sağlanan ekonomik entegrasyonun daha ileriye taşınması ve uluslararası ticaret düzeninde iklim değişikliği ile mücadele politikalarının muhtemel etkilerine adaptasyonu sağlayacak bir yol haritası oluşturulması amacıyla, Yeşil Mutabakat Eylem Planı oluşturulmuştur.”

    “Sektörleri hızlı bir şekilde sınırda karbon düzenlemesine adaptasyonlarını sağlamamız gerekmekte”

    Bakan Bolat, firmaları bekleyen ikiz dönüşüm sürecinin çok kapsamlı, detaylı olduğunu söyleyerek, bu çerçevede bilinçli bir hazırlık gerektiğini aktardı. Bolat, “AB tarafından Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM) kapsamında belirlenen sektörler demir-çelik, gübre, çimento, alüminyum, elektrik ve hidrojen)ile tekstil ve hazır giyim sektörlerimizdir. Bu sektörleri hızlı bir şekilde sınırda karbon düzenlemesine adaptasyonlarını sağlamamız gerekmektedir. Çünkü bu 6 sektörden yaptığımız ihracatımız, AB’ye yaptığımız ihracatın payı yüzde 49 yani yarısı kadardır” şeklinde konuştu.

    “Responsible-Sorumluluk Programı danışmanlık hizmeti giderleri 10 milyon lira kadar desteklenecek”

    Sürdürülebilir ihracat için, Ticaret Bakanlığı olarak ‘Responsible’ yani Sorumluluk Programı’yla ihracatçıları desteklediklerini kaydeden Bolat, “Responsible Programı adı altında uygulanacak olan Yeşil Mutabakata Uyum Projesi Desteği ile esas amacımız, yeşil ve dijital dönüşüm sürecinde ihracatçı firmalarımıza yol göstermek, kurumsal açıdan yeşil dönüşüme ve dijital dönüşüme uyumlarını sağlamak ve bu anlamda ihracatta da sürdürebilirliği mümkün kılmaktır. Responsible-Sorumluluk Programı ile şirketlerimiz tarafından alınan danışmanlık hizmeti giderleri 5 yıl süresince yüzde 50 oranında desteklenmek kaydıyla, toplamda 10 milyon lira kadar Ticaret Bakanlığımızca desteklenecektir” şeklinde konuştu.
    Bakan Bolat, ‘Responsible’ internet adresinden ulaşılabilecek portalda ön değerlendirme seti bulunduğunu ve böylece danışmanlık sürecine girmemiş şirketlerin kendilerinin vizyon, çevre, sosyal ve yönetişim başlıklarında bir nevi mevcut durum analizini yapabileceğini ifade etti.

    “Responsible-Sorumluluk Programı 3 aşamadan oluşmakta”

    Responsible-Sorumluluk Programının 3 fazdan oluştuğu bilgisini de veren Bolat, “Birinci aşamayı oluşturan Faz 1’de; sektör bazında belirlenen sürdürülebilirlik kriterleri ve parametreleri çerçevesinde firmanın mevcut durum analizi yapılacaktır. İkinci aşamayı oluşturan Faz 2’de; sürdürülebilirlik yol haritasının proje bazında uygulamaya geçirilmesine yönelik teknik ve finansal fizibilite danışmanlığı desteklenecektir. Öte yandan, hepinizin bildiği gibi İGE A.Ş.’nin ihracatçıları kefaletli krediyle buluşturmaya yönelik olarak oluşturduğu İGE Kefalet Portalı var. Faz 2 neticesinde, teknik ve finansal fizibilitesi hazırlanan projeyi Responsible Portalı’ndan İGE Kefalet Portalı’na yönlendireceğiz. Böylelikle, şirketlerimiz projeyi hayata geçirecek finansman talebini, portal üzerinden bankacılık sektörüne iletebilecek, bankalardan rekabetçi ortamda gelen kredi tekliflerini portal üzerinden değerlendirebilecektir. Üçüncü aşama olan Faz 3’te ise, hayata geçen projelerin izleme ve doğrulama danışmanlığı desteklenecek ve böylelikle, ihracatımızın ve ihracatçımızın kat ettiği yol takip edilecektir” açıklamasında bulundu.
    Bakan Bolat, ihracata ve ihracatçıya her zaman destek sağladıklarını da sözlerine ekleyerek, olan Responsible-Sorumluluk Programı’yla yeşil dönüşüm için gerekli adımları atarak ihracat potansiyelimizi inşallah en üst seviyeye çıkaracaklarını da ifade etti.

  • Ekonomik güvende rekor düşüş

    Ekonomik güvende rekor düşüş

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Temmuz ayı Ekonomik Güven Endeksi’ni açıkladı. Buna göre, ekonomik güven endeksi Haziran ayında 95,8 iken, Temmuz ayında yüzde 1,5 oranında azalarak 94,4 değerini aldı. Bir önceki aya göre Temmuz ayında tüketici güven endeksi yüzde 3,1 oranında azalarak 75,9 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi yüzde 1,8 oranında azalarak 98,7 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 1,1 oranında azalarak 114,1 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 1,5 oranında azalarak 107,1 değerini, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 0,9 oranında azalarak 87,1 değerini aldı.

  • Yoksulluk 62 bin lirayı aştı

    Yoksulluk 62 bin lirayı aştı

    Türk-İş, açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasının temmuz ayı sonuçlarını açıkladı.

    Araştırmaya göre nisan ayında 4 kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden ‘açlık sınırı’ 19 bin 234 liraya yükseldi.

    Böylece açlık sınırı, asgari ücretin 2 bin 232 lira üzerinde gerçekleşti.

    Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen ‘yoksulluk sınırı’ ise 62 bin 653 liraya yükseldi.

    Araştırmaya göre bekar bir çalışanın yaşama maliyeti 24 bin 902 liraya yükseldi.

    MUTFAK ENFLASYONUNDA ARTIŞ

    Ankara’da yaşayan dört kişilik ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde yüzde 1,35 arttı. Son 12 ay itibarıyla değişim oranı yüzde 64,99 olarak hesaplandı. Mutfak enflasyonundaki yıllık değişim ise yüzde 81,16 oldu.

     

    NTV

  • Dolar 33,06 seviyesinde

    Dolar 33,06 seviyesinde

    İstanbul Kapalıçarşı’da 33,0630 liradan alınan dolar 33,0650 liradan, 35,7770 liradan alınan euro ise 35,7790 liradan satılıyor. Son kapanışta dolar 33,20 liradan, euro ise 35,74 liradan satılmıştı.

  • Lavanta kokulu köyde hasat başladı

    Lavanta kokulu köyde hasat başladı

    Isparta’nın Keçiborlu ilçesine bağlı Kuyucak köyünde, temmuz ve ağustos aylarında yüzbinlerce kişinin ziyaret ettiği bahçelerde lavanta hasadı başladı. Toplamda bin ile 5 bin metrekare arasında değişen bahçelerde yetiştirilen lavantalar ekonomik katkısının yanı sıra güzel görüntüsü ve kokusuyla turizme de katkı sağlayarak, insanları kendisine çekiyor.

    Kuyucak köyünde 25 yıldır lavanta üreticiliği yapan Baysal Tezcan sıcak havaların etkisiyle hasadın bu yıl erken başladığını belirterek “ Hasadımız bir hafta önce başladı. Sabah 5 buçuk gibi bahçelere gelerek kesime başlıyoruz, 11 gibi kesimi bitirerek topladığımız lavantaları kazanlara basarak kaynatıp yağını çıkarıyoruz. Bu yıl havalar sıcak olduğundan dolayı lavantalar erken açtı. Yağışların az olması sebebiyle geçen yıla göre bu yıl hasadımız daha zayıf” dedi. Konuşmasının devamında lavanta fiyatlarından bahseden Tezcan “Lavantanın yaş olanı bu yıl 5 TL, kuru lavanta çiçeği ise belirlenmedi ama geçen yıl 39 TL’den satıldı. Bu yıl bin ile 5 bin metrekare arasında yetiştirdiğimiz lavantada 1 buçuk, 2 ton civarında rekolte bekliyoruz” şeklinde konuştu.
    Geçen yıl Dubai’ye ihracat yaptığını söyleyen üretici Tezcan bu yıl 100 bin kese lavantayı göndermeyi hedeflediğini söyledi.

    “Lavantadan elde edilen ürünler dünya pazarında yer alıyor”

    Isparta Ziraat Odası Başkanı Mustahattin Can Selçuk hava sıcaklıklarından dolayı gül ve domateste olduğu gibi lavantada da hasadın erken başladığını söyleyerek “Isparta’da üretilen lavantalar tıbbı aromatik bitkilerde gül, aronya, kekik yağı olduğu gibi lavanta yağımızda çıkar. Lavantadan elde ettiğimiz lavanta yağı Avrupa ülkelerine, Hollanda, Fransa’ya gidiyor. Burada üretilen ürünlerimiz dünya pazarında yerini alıyor” dedi.

    “Hasat başladığını duyduk geldik, hoş kokularla karşılaştık”

    Lavanta tarlalarını ziyaret etmek için İstanbul’dan geldiğini söyleyen Mehmet Şimşek “Biz Antalya’ya tatile gitmiştik. Dönüşte burada hasat başladığını duyduk buraya geldik ve çok memnun olduk, güzel bir ortam ve hoş kokularla karşılaştık. Benim ilk deneyimim daha önce hiç lavanta bahçesi görmemiştim burası çok hoş” açıklamalarında bulundu.

    İzmir’den gelen misafirlerini gezdirmek için lavanta bahçelerine getirdiğini söyleyen Sertan Gezer ise “Kuyucak köyünün bu güzelliğini, doğa harikasını görmek için geldik. Misafirimiz bu güzellikleri görmek için İzmir’den geldiler bizde ona eşlik etmek ve tanıtmak için geldik. Yetiştirenlere, emeği geçenlere çok teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.