Kategori: Ekonomi

  • EYT’li için prim desteği bitiyor

    EYT’li için prim desteği bitiyor

    Yeni vergi paketiyle EYT’li çalışan için işverenlere verilen yüzde 5’lik sigorta prim desteği kaldırılıyor. Sosyal Güvenlik Uzmanı Okan Güray Bülbül’e göre düzenleme işverene aylık 1000 liralık ek maliyet anlamına geliyor.

    Bülbül, “Emeklilere hiçbir faydası olmadığı için sosyal güvenlik destek priminden kayıtdışı çalışma eğilimleri zaten vardı fakat işverenler bu teşvik nedeniyle en azından maliyet azalsın diye SGDP’li olarak bildirmeye devam ediyorlardı. Şimdi ne yazık ki pek çok EYT’linin bana sigorta yapmayın deme ihtimali arttı.” dedi.

    Bülbül, “Halihazırda asgari ücret üzerinden çalıştırılan bir emeklinin işverene maliyeti 24 bin 902 lira 11 kuruş, bu teşviksiz rakam. 23 bin 902 lira 98 kuruş da teşvikli rakam yani arada bin TL’lik teşvik vardı.” şeklinde konuştu.

    Yeni vergi teklifiyle işverenin ödediği kısa vadeli sigorta kolları prim oranı da yüzde 2’den yüzde 2,25’e çıkarılıyor.

    Bülbül, “Kısa vadeli sigorta kollarında iş kazası meslek hastalığı analık ve hastalık risklerine dair prim ödeniyor. İşçinin eline geçen rakamı değiştirmeyecek fakat asgari ücretin işverene maliyetini arttıracak. Eğer temmuz ayı içinde hayata geçerse ağustos ayından itibaren işverenlerin asgari ücret için maliyeti 23 bin 552 lira 94 kuruş olacak. 50 TL’lik fark 0,25 lik artıştan kaynaklanacak.” ifadelerini kullandı.

    En düşük emekli maaşını 12 bin 500 liraya çıkaran aynı zamanda çalışma hayatına ilişkin de düzenlemeler içeren yeni vergi düzenlemesi teklifi perşembe günü Plan ve Bütçe Komisyonu’nun gündemine gelecek.

     

    NTV

  • Antep fıstığında yüksek rekolte beklentisi

    Antep fıstığında yüksek rekolte beklentisi

    Gaziantep’te, dolu ve don gibi ürün kaybına yol açan olumsuzlukların yaşanmaması ile Antep fıstığında yüksek rekolte bekleniyor. Türkiye’nin Antep fıstığı üretiminin yüzde 90’ından fazlasının Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yapıldığını belirten Antepfıstığı Araştırma Enstitüsü Müdürü Ahmet Şahan, fıstık bahçelerinde 60 kişilik ekiple inceleme yaparak her yıl olduğu gibi bu yıl da rekolte tahminini kamuoyuna duyuracaklarını söyledi.

    “Antep fıstığı ülkemizin en önemli tarımsal ve ekonomik ürünlerinden”

    Antep fıstığının Türkiye’nin en önemli tarımsal ürünleri arasında yer aldığını söyleyen Şahan, “Antep fıstığı ülkemizin en önemli tarımsal ve ekonomik ürünlerinden biridir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin vazgeçilmezidir. Ülkemizde üretimin en çok yapıldığı yer ise yüzde 90 oranında Güneydoğu Anadolu Bölgesi’dir. Bu üretimin yaklaşık yüzde 70’i sadece Şanlıurfa ve Gaziantep illerimizde yapılmaktadır” dedi.

    “Antep fıstığı son zamanlarda çok değerli bir ürün haline geldi”

    Antep fıstığı üretiminin yıldan yıla hızlı bir şekilde arttığına dikkat çeken Şahan, “Bunun en büyük nedenlerinden biri ise Antep fıstığının son zamanlarda çok değerli bir ürün haline gelmesidir. Üreticilerimizin Antep fıstığı üretimine yoğun ilgi göstermesidir. Cumhuriyetin ilk yıllarında 1000-2000 bin ton civarında olan Antep fıstığı üretimimiz 2010’lu yıllarda 100-150 bin ton bandına yükseldi. Son yıllarda 200-300 bin ton bandına yükseldi. Bu üretimle dünyada 3. sırada yer almaktayız. Dünyada 1. sırada ABD, 2. sırada İran ve 3. sırada ise Türkiye yer almaktadır. Ancak üretimimiz bu hızla artmaya devam ederken ileriki yıllarda daha üst sıralara çıkacağımızı tahmin etmekteyiz. Şu anda 60 milyon civarında meyve veren ağaç varlığımız var. Bunun yanında henüz meyve yapmamış ve yeni tesis edilmiş bahçelerdeki fidan sayısı da 30 milyon civarındadır. Bu açıdan baktığımızda önümüzdeki birkaç yıl içerisinde ülke üretimimiz yüzde 50-60 civarında artacak diye öngörmekteyiz” ifadelerini kullandı.

    “Yüksek bir rekolte beklemekteyiz”

    Antep fıstığının bir yıl ürün verip ertesi yıl da rekoltesinin azaldığını belirten Şahan, “Geçen yıl yok yılı olmasına rağmen 70 bin ton civarında fıstık üretimimiz vardı. Bu yıl Antep fıstığında var yılı ve arazi gözlemlerimize baktığımızda Antep fıstığı ağaçları çok iyi meyve tutmuş. O yüzden yüksek bir rekolte beklemekteyiz. Rekolte bu yıl yüksek olacak gibi gözüküyor. Mart, nisan ve mayıs aylarında Antep fıstığının çiçek döneminde çok yağışın olması tozlanmanın kısıtlı olması gibi nedenlerden dolayı bazı bahçelerde sorun oldu. Halen de bu riskler mevcut. Bu riskler bittiğinde biz Temmuz ayı içerisinde Antep fıstığında bölgedeki mühendis arkadaşlarla birlikte rekolte çalışması yapıp bu yıl Antep fıstığı üretimimizi belirleyeceğiz” diye konuştu.
    Çiftçileri de uyaran Şahan, çiftçilere düşen en önemli görevin ise Antep fıstığının gübrelenmesi, beslenmesi ve bazı hastalıklara karşı ilaçlanması olduğunu belirtti.

  • Fındık üreticilerine erken hasat uyarısı

    Fındık üreticilerine erken hasat uyarısı

    Karadeniz Bölgesi’nin en önemli geçim kaynaklarından olan ve en çok Ordu’da üretimi yapılan fındık hasat sezonuna sayılı günler kaldı. Her yıl ilgili komisyon tarafından fındık hasat tarihleri sahil, orta ve yüksek kesimler için açıklanırken, bazı üreticiler fındık bahçelerine erkenden giriş yaparak, tam olgunlaşmamış fındığı toplayabiliyor. Hasadı erken yapılan fındığın, rekolte kaybı ve kalite düşüklüğüne neden olduğu belirtiliyor.

    Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, erken hasattan kaçınmak için fındık toplama tarihlerine dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Soydan, önümüzdeki günlerde Fındık Toplama Tarihlerini Belirleme Komisyonu tarafından hasat tarihlerinin açıklanacağını belirterek, “Ama ne kadar tarihler açıklanmış olsa da biz bahçemize girerek bahçemizde fındıklarımız olgunlaşmış mıdır, olgunlaşmamış mıdır? Diyerek bir kontrol etmemiz gerekiyor” diye konuştu.

    “Dış kabuğu sararan fındık olgunlaşmıştır”

    Fındığın dış kabuğunun sararmış olması olgunluk belirtisi olarak kabul edilirken, Soydan, “Bahçesinde toplama tarihini geldiğini düşünen üreticimiz varsa fındığını toplayabilir ama tabii ki topluma tarihlerini belirleyen komisyon teknik olarak da fındıktaki su oranlarının tespitini yaparak, toplama tarihler de ona göre açıklanıyor” ifadelerine yer verdi.

    “Fındık hasat tarihleri erkene alınabilir”

    Geçen yıl sahil kesimde 12, orta kesimde 19 ve yüksek kesimlerde 26 ağustos olarak belirlenen hasat tarihlerinin bu yıl öne çekilebileceğini belirten Soydan, “Tabi bu sene havalar hem bahar hem yaz dönemi ciddi bir sıcak mevsim normalinin üzerine seyrediyor. Yani fındıklarda böyle erken başlama ihtimali yüksek. Ama bu süreci takip edelim. Erken toplanan fındıklarda aşırı su kaybı, fındık içerisinin boşalması, randıman kaybı ve kilo kaybı gibi problemler yaşanabiliyor. Bu, fındığı sattığımız zaman kilo kaybından, randıman kaybından dolayı hem cebimize girecek olan paranın ekonomik yönden azalması, hem de fındığımızın kalitesi açısından ihracatımız açısından da kalitesiz bir fındık oluşmasını ortaya çıkarır” diye uyardı.

    “Toplama tarihleri açıklanacak”

    Soydan, fındık üreticilerine şu şekilde seslendi: “Bunlara dikkat edelim. Çünkü sonuçta ciddi maliyetler yaptık. Fındığımızı en iyi şekilde, randımanlı şekilde randıman alabilecek bir olgunluğu sağlamadan toplamamaya gayret edelim. Çünkü fındık bizim her şeyimiz. Bir yıl bekledik, burada erken topluyorsak da bunları yapmayalım. Toplama tarihleri önümüzdeki günlerde açıklanacak. Fındık olgunlaşmadan bahçeye girmemeye gayret etmemizde fayda var.”

  • Yabancılara konut satışında Antalya zirvede

    Yabancılara konut satışında Antalya zirvede

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Türkiye genelinde Haziran ayında gerçekleşen konut sayılarına ilişkin istatistiği paylaştı. Konut satışları Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,2 azalarak 79 bin 313 oldu. Konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 13 bin 25 ile İstanbul, 6 bin 866 ile Ankara ve 4 bin 361 ile İzmir olurken, en az olduğu iller sırasıyla 34 ile Ardahan, 40 ile Hakkari, 44 ile Tunceli ve Bayburt oldu.

    Konut satışları Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,7 azalışla 545 bin 74 olarak gerçekleşti.

    Antalya’da ise 2024 yılı Haziran ayında 2 bin 638’i ikinci el satış olmak üzere toplam 4 bin 340 konut satıldı. Bu sayı Isparta’da 348’i ikinci el satış olmak üzere toplam 248, Burdur’da da 156’sı ikinci el satış olmak üzere toplam 96 konut oldu.

    Yabancılara konut satışında Antalya yine zirvede

    Yabancılara yapılan konut satışları Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 45,1 azalarak bin 440 oldu. Haziran ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 1,8 olarak gerçekleşti. Yabancılara yapılan konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 593 ile Antalya, 478 ile İstanbul ve 116 ile Mersin oldu.
    Yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Haziran döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 45,7 azalarak 10 bin 461 oldu.

    Yabancılara en çok konut satışı Rusya Federasyonu vatandaşlarına yapıldı

    Haziran ayında ülke uyruklarına göre en fazla konut satışı sırasıyla 332 ile Rusya Federasyonu, 156 ile İran ve 102 ile Ukrayna vatandaşlarına yapıldı.

  • Domates tarlada 8 lira

    Domates tarlada 8 lira

    Elazığ’a 20 kilometre uzaklıkta bulunan Alatarla köyünde 3 bin dönüm alana domates eken Erhan Arıkboğan, hasada başladı. Yüzlerce işçiyle hasat yapan Arıkboğan, tonlarca domatesi yurtiçi ve dışına göndererek ekonomiye can veriyor. Arıkboğan ihracatın yanı sıra tarlasını Elazığlı vatandaşlara da açıyor. Domates fiyatlarının pazarda 25 ile 30 lira arasında değiştiğini dile getiren Arıkboğan, vatandaşlara seslenerek, ”Gelin elinizle tarlada toplayın 8 liraya alın” diye konuştu. Durumdan haberdar olan bazı vatandaşlar ise hasadın ilk gününde giderek tarladan elleriyle domates topladı.

    ”Gelsinler burada ucuza ev kendileri toplayıp gitsinler”

    Üretici Erhan Arıkboğan, ”İlk hasadımıza başladık. 3 bin dönümde domates ektik. İlk hasadımızı da iki gün içinde çıkaracağız. Görüldüğü üzere aileler buraya gelebiliyor. Kendileri topluyorlar. Manavdan veya başka yerden pahalı alacaklarına gelip burada tarladan alsınlar. Manavda domatesin kilosunu 25 liraya alıyorlar. Buraya gelip kendi elleriyle 8- 9 liraya alabilirler. 200 liraya 4-5 kilogram domates alacaklarına gelip o parayla 2-3 kasa domates alabilirler. Bizim amacımız, milletimize ve ülkemize faydalı olmak. Burada 30’a yakın aile var. Hasada başladığımızda 700 bazen de 900 kişi burada çalışıyor. Elazığ halkı, fırsatçılara bakmasın. Gelsinler burada ucuza ev kendileri toplayıp gitsinler. 8 liraya domates almak varken neden 30-40 liraya alıyorlar. Bizim iki sıkıntımız var. Biri içme suyu diğeri de şebeke sorunu var. Bir kişi rahatsızlandığında telefonumuzun şebekesi çekmiyor. Yetkililerden tek isteğimiz budur” şeklinde konuştu.

    ”Domatesin kilosu 30 liraydı, biz burada kilosunu 8 liraya aldık”

    Tarlaya gelerek domates alan Aydın Karaduman, ”Şehirden buraya geldik. Kentte domatesin kilosu 30 liraydı, biz burada kilosunu 8 liraya aldık. Evimizin ihtiyacını karşılamak için topladık. Domatesler hem organik hem de lezzetli. Herkesin gelmesini de tavsiye ederim. Tarla sahibi de müsaade ediyor, gelip rahat bir şekilde domates toplayabilirler” ifadelerini kullandı.

  • ÇAYKUR elektrikli çay kesme motorlarının hızına yetişemiyor

    ÇAYKUR elektrikli çay kesme motorlarının hızına yetişemiyor

    26 Haziran 2024’te başlayan 2. sürgün çay sezonu devam ederken geçtiğimiz cumartesi gününden başlayarak 3 günlük tatili fırsat bilen çay müstahsilleri de biran evvel çaylarını toplayıp sürgünü bitirmek istedi. Tüm müstahsillerin aynı anda çay bahçelerine girmesi ise çay alım noktaları önünde izdihama yol açtı. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAKYUR) izdihamın ilk gününde kontenjanı dekara 50 kilograma düşürdü ancak bir çözüm olmayınca ertesi gün 30 kilograma düşürmek zorunda kaldı. Bunun da çözüm olmaması üzerine ÇAYKUR, kotayı 25 kilograma düşürdü. Bu durum üreticiler arasında mağduriyete neden olurken, özel sektör krizi fırsata çevirerek yaş çayın alım fiyatını 17 liradan kilogram başına 12 TL’lere kadar düşürdü.

    Makasla günde 250 kg çay kesen üretici elektrikli çay kesme motorları ile günde 600 kg çay topluyor

    İzdihamın en büyük sebebi olarak ise son yıllarda kullanılmaya başlanan ve bu yıl daha yaygın hale gelen elektrikli çay motorları neden olarak gösterildi. Makasla günde ortalama 250 kilogram çay toplayan bir üretici elektrikli motorla günde ortalama 600 kilogram çay toplamaya başladı. Bu durum ise çay üreticilerinin alım yerleri ve fabrikalarda uzun kuyruklar oluşturmasına, fabrikaların ise işleme kapasitelerinin üzerine çıkmasına neden oldu. Bütün olan bitenin üzerine yeni bir metot uygulayan ÇAYKUR bugün de 1 gün süre ile üreticilerden çay almayarak çay alımına ara verdi.

    “Özellikle elektrikli çay kesme motoru ile çay toplayan üreticilerimizin izdihama yol açtığını görüyoruz”

    Üreticilerin çayını toplayıp satmaktansa bahçede bekletmesi gerektiğinin altını çizen Çay Üreticileri Dayanışma Derneği (ÇAYÜDAD) Başkanı Mustafa Mavi, “2. sürgünün son dönemlerinde hava sıcakları aşırı derecede artınca çay bütün kesimlerde geldi. Vatandaşta bir an evvel çayı toplayıp satmak istedi. Toplarken de artık her evde neredeyse 2 tane bulunan şarjlı çay motorlarını aldılar. İnsanlar günde 1-2 ton çay toplayıp hem özel sektöre hem de ÇAYKUR’a satmaya çalıştı. Bütün Karadeniz’de aynı anda olunca yaklaşık 20 bin ton kapasitesi olan ÇAYKUR ve özel sektörde bir anda izdiham yaşanmasına ve tıkanmasına sebep oldu. Bugün ÇAYKUR’un yaptığı açıklamada ÇAYKUR’a ait bütün alım yerlerinde çay alımı yapılmayacağını, elindeki çayı işleyeceğini duyurdu. Çayın toplayıp biriktirmektense bahçede beklemesini öneriyoruz. Çünkü topladığı zaman daha çok fire veriyor. Özel sektöre çok düşük fiyatlara çay satacağına bekletsin. Nasıl olsa ÇAYKUR’a kotası var. Özellikle motorla çay toplayan üreticilerimizin izdihama yol açtığını görüyoruz. Bunun için üreticilerimizin biraz daha dikkatli ve özel sektöre mahkum olmayacak şekilde çay toplamalarını öneriyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Çayın toplayıp biriktirmektense bahçede beklemesini öneriyoruz”

    Elektrikli motorların ÇAYKUR ve özel sektörde izdihama neden olduğunu kaydeden Mavi, “Yevmiyelerin çok artması üreticiyi farklı arayışlara soktu. 14-15 bin lira civarındaki çay motorlarına 4-5 günlük yevmiye fiyatına aldı ve kendi çayını toplamaya başladı. Vatandaşlara bu motorda hızla dağıldı. Üreticinin yaklaşık yüzde 50’si çay motoru kullanıyor. Bu da hem ÇAYKUR’u hem de özel sektörü izdihama sokuyor. Hem ÇAYKUR hem de özel sektör vatandaşın çay toplama hızına yetişemedi. Hazırlıksız yakalandılar. Burada üreticinin de her şeyi yapabileceğini gördük. İstediği zaman istediği şeyi yapabiliyor. Bizde şu anda diyoruz ki toplayıp çok düşük fiyattan satmaktansa tarlada bekletip zamana yaymalarını istiyoruz” şeklinde konuştu.

  • Yerli ve yabancı turistler sıcak havaya rağmen Taksim’e akın etti

    Yerli ve yabancı turistler sıcak havaya rağmen Taksim’e akın etti

    Meteoroloji Genel Müdürlüğünün uyarılarının ardından mega kentte hava sıcaklığı 33 derecenin üstüne çıktı.

    Yerli ve yabancı turistler sıcak havaya rağmen Taksim’e akın etti. İstiklal Caddesi’nde hissedilen sıcaklığın yüksek olmasından dolayı vatandaşlar zor anlar yaşadı. Yerli ve yabancı turistler kavurucu güneşten çeşitli yöntemler ile korundu. Kimisi şemsiye ile gezerken, kimisi ise buldukları gölgeliklere sığınarak serinledi.

  • Uzman Eller Projesi ile genç yaşta kendi işini kurdu

    Uzman Eller Projesi ile genç yaşta kendi işini kurdu

    Bitkisel üretim, hayvancılık, gıda ve su ürünleri faaliyetlerinin desteklenmesi, üretim ve verimin artırılması, bu işin eğitimli kişiler tarafından yapılmasının teşvik edilmesi amacıyla uygulanan Uzman Eller Projesi, kendi işletmesini kurmak isteyen gençlere umut oluyor.

    Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından uygulanan “Uzman Eller” projesi kapsamında projesi desteklenen Laborant ve Veteriner Sağlık mezunu Çiğdem Eke, 50 küçükbaş hayvanla başladığı besiciliği geliştirerek 1 yılda sayıyı 102’ye çıkardı.

    Niğde’nin Değirmenli beldesinde işletmesini kuran Çiğdem Eke, köy hayatının ve hayvancılığın bitmemesi için gençlerin bu işleri benimsemesi gerektiğini söyledi.

    Sağladığı kazançla aile ekonomisine katkı sağlayan genç üretici Çiğdem Eke yaptığı açıklamada şunları söyledi;

    “Laborant ve Veteriner Sağlık mezunuyum. 2022 yılında mezun olduktan sonra kendi alanımla ilgili çeşitli işlerde çalıştım ama sonra kendi işim olsun dedim. Uzman Eller Projesini sosyal medyada gördüm, araştırma yaptım ve başvurdum. Gerekli şartları yerine getirirsek başvurumuzun kabul edileceği söylendi ve geçen sene Ağustos ayında 50 koyun ve 2 koçla başladık bu sene 102 tane hayvanım oldu. İyi bir gelişme gösterdi.”

    Yaptığı işi ve hayvanları sevdiğini ve kendi işinin patronu olduğunu söyleyen Eke gençlere tavsiyelerde de bulundu.

    Eke, “Bu işi zaten seviyordum, hayvanları seviyordum. Benim gibi okuyanların hem aile hem de ülke ekonomisine katkı sağlamalarını istiyorum çünkü biz gençler bu işleri ele almazsak hayvancılık kaybolup gidecek zaman içinde ben bunu istemiyorum. Bizlere atalarımızın yadigar ettiği bu ülkede sonuna kadar görevlerimizi layığıyla yerine getirmek istiyorum. Bu projeyi hayata geçirmemde katkısı olan, Tarım İl Müdürlüğü personellerine çok teşekkür ederim. Kendi işimi kurma fırsatını bana verdiler ve çok farklı bir hayatım oldu. Kendi işimi yaparak daha da mutlu oluyorum” diye konuştu.

  • Gençlere örnek olmak için 25 dönüm araziye patlıcan dikti

    Gençlere örnek olmak için 25 dönüm araziye patlıcan dikti

    Kdz. Ereğli ve farklı şehirlerde turizm ve konaklama sektöründe faaliyet gösteren Ziraat Odası Başkanı Zafer Yalman, gençlere tarımdan para kazanıldığını göstermek için 25 dönüm araziye 30 bin adet patlıcan fidesi dikti. Maddi durumunun iyi olduğunu ve tarladan elde edeceği gelire ihtiyacı olmadığını belirten Yalman, tarım yaparak çok ciddi rakamların kazanılabileceğini söyledi. Kdz. Ereğli’nin sanayi kendi olarak anıldığını ancak milyonlarca metre kare arazinin boş olduğunu anlatan Yalman, ilçede herkese tarımın yapılabileceğini göstermek için böyle bir işe girdiğini anlattı. Gazetecilere açıklamalarda bulunan Yalman “Kdz. Ereğli’de çiftçilerimize önder olmak, çiftçilerimize tarımın nasıl yapılabileceğini, nasıl para kazanılabileceğini göstermek ve teşvik etmek için bu yıl 25 dönüm araziye il tarım müdürlüğünün çiftçimize yüzde 75 hibe desteği kapsamında patlıcan fidesi diktik. Bu 25 bin metre kare araziden 200 ila 300 ton arası ürün elde etmeyi bekliyoruz. İlk hasadımızı 2-3 gün önce yaptık. 20 Mayıs’ta dikmiş olduğumuz patlıcan fidelerini damlama sistemi kurarak, organik gübre kullanarak, herhangi bir kimyasal gübreden uzak durarak çiftçi olarak vatandaşımıza, pazara sunmayı hedefledik. Bölgemizde 150 bin nüfuslu bir ilçede yaşıyoruz, köyleri ile 200 bin. 2-3 ay Kdz. Ereğli bölgesine yetecek patlıcanı hasat edeceğimizi umuyorum. Bugün patlıcanı pazara indirdik. Organik patlıcanı tüm pazarcılarımıza, çiftçi olarak, üretici olarak Kdz. Ereğli pazarında, ziraat odasında veya isteyen yemek fabrikalarına ayırt etmeksizin toptan perakende 20 TL’den tarladan patlıcan veriyoruz. Vatandaş istiyor, biz ise günübirlik topluyoruz, hasat ediyoruz. Vatandaşa evinde ağız tadıyla ve korkmadan yiyebileceği bir ürün hasat ediyoruz. Diyeceğiz ki en sonunda; biz bu kadar para harcadık, bu kadar gelir elde ettik ve bundan da bu kadar mutluyuz diyebilmeliyiz.”

    “Burada tarım olmaz dediler, biz yaptık oluyor”

    Vatana yan gelip yatarak hizmet edilemeyeceğini belirten Yalman, makamda oturarak Ziraat Odası başkanlığı yapmayacağını söyledi. Ziraat mühendisleri ve teknikerlerin tarlalara girmesi gerektiğinin altını çizen Yalman “Tekniker, Ziraat Mühendisi arkadaşlarımızın tarlaya girmesini istiyorum. Ben Tekniker oldum, ben Mühendis oldum diyerek makamlarda evrak Mühendisliği yapan arkadaşlarımız 17-18 Bin TL’ye çalışmak mecburiyetinde kalır. Gelin kardeşim bu tarımı sizler öğreteceksiniz, sizler uygulayın ve yapın, sizler de para kazanın. Tarım yaparak araba da alabilirsiniz, en güzel tatili de yapabilirsiniz. Ben buna inanıyorum ve güzel gelir kazanacağımızı umuyorum. Yani kısacası aylık gelir hesaplaması yaptığımızda güzel kazançlar olacağına inanıyoruz. Tarımın yapılabileceğine kimse inanmıyordu. Benim için tam olarak 60 günlük serüven. Önceden burası futbol sahası olarak tasarlanmış ancak boş duran bir araziydi. Burada tarım olmaz diyorlardı, sağımız dere solumuz ırmak. Gülüç Irmağından gözümüzün önünde tonlarca su denize akıyor, güneş var. Biz dümdüz ovaları, ırmak kenarlarını fabrika yaptık ve tarımı dağda, bayırda yapmaya çalışıyoruz. Bu alanları geçtiğimiz dönemlerde biz fabrikalarından tarım alanı olarak tarım bakanlığı tarafından işlendi. Yani buralara artık fabrika yapılmıyor. Bu da bir fabrika. Burada 7-8 tane bayan çalışıyor, hasat ediyor, yevmiyelerini alıyor ve evlerinde eşlerine destek oluyor. Burada tarım olmaz mı? Karpuz, patlıcan, biber ve daha birçok şey olur. Şükürler olsun Allah’ıma bizi mahcup etmedi, güzel ürün oluyor. Devlet Tarsim sigortasında da yüzde 50 çiftçimize destek oluyor. Devletimiz yüzde 75 hibe desteğinde bulunuyor. Ziraat Teknikerimize ve Ziraat Mühendisimize ayrı hibeler var. yüzde 60 – yüzde 70 oranında hibe destekler var. Devletimiz diyor ki; bugün bu kadar ekonomik krizin altında tüm dünyada aynı, bir tek destekleri kesilmeyen tarım. İsteyene veriliyor” dedi.

    25 dönüm araziden 4 milyon TL gelir hedefliyor

    Tarımla ilgili olumsuz bir propaganda yürütüldüğünü ve bunun doğru olmadığını savunan Yalman konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Bazı arkadaşlarımız gübre gibi birçok şeyin pahalılığından tarım yapmak istemiyor. Gübreye zam geliyor ise patlıcana da geliyor. Kimse mağdur değil aynı zamanda ete de zam geliyor, bunlar mazeret değil. Kafelerde oturarak propaganda yapmak değil. Ben bugüne kadar farklı sektörlerde emek harcadım, alın teriyle ekmeğimi kazanmaya çalışıyorum. Patlıcan tarlasından gelecek gelire ihtiyacım yok. Tarım üzerinden de para kazanabileceğimizi gösteriyorum” ifadelerine yer verdi.

  • Tarımsal üretimde yeni destek modeli

    Tarımsal üretimde yeni destek modeli

    Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ankara’da Uluslararası Hayvancılık Araştırma ve Eğitim Merkezi’ni ziyaret etti. Ziyaretinde merkez hakkında bilgi alıp, merkezin içerisinde inşa edilen 200 sığır kapasiteli sağmal ahır inşaatını inceleyen Bakan Yumaklı, hayvansal ve tarımsal üretimde gerçekleştirilmesi planlanan yeni destek modellerini açıkladı. Yumaklı, Uluslararası Hayvancılık Araştırma ve Eğitim Merkezi’nin Türkiye’nin hayvansal üretimini daha da ileriye taşıyacak büyükbaş, küçükbaş, kanatlı ve diğer bazı hayvanlarla ilgili projeler yürüttüğünü söyledi. Kısa bir süre önce 2024-2028 yıllarını kapsayan Hayvancılık Yol Haritası’nı açıkladıklarını hatırlatan Bakan Yumaklı, suni tohumlama, yerli sperma üretimi, soy kütüğü, ari işletme gibi verimliliği artırıcı destekleri çoğaltma kararlılıklarının artırıldığını ifade etti.

    Gen kaynaklarının yerinde korunması ve geliştirilmesi, halk elinde ıslah çalışmaları, kaliteli yerli sperma üretimi gibi AR-GE faaliyetlerinin öneminin altını çizen Bakan Yumaklı, “İçinde bulunduğumuz bu merkez, tüm bunlar için son derece önemli bir işlev görmekte. Hayvancılık yol haritamızın diğer önemli ayağı da özellikle hayvancılık işletmelerinin dirençli, güçlü ve sürdürülebilir bir üretim modeliyle çalışabiliyor olması” ifadesini kullandı.

    “Performansa dayalı destekleme modeli oluşturuldu”

    Hayata geçirilen tarımsal ve hayvansal üretim planlamasına işaret eden Bakan Yumaklı, “Yeni modelimizde destekleme tutarları katsayılar üzerinden belirlendi ve performansa dayalı bir destekleme sistemi oluşturuldu. Destek konusu her üretim için değil, performansa dayalı bir üretim için gerçekleşmiş olacak. Bununla birlikte yeni destekleme programımızı temel hayvancılık ve ürün geliştirme destekleri olarak iki ana başlıkta toplamıştık. Temel hayvancılık desteği büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık, arıcılık ve ipek böceği faaliyetlerinin desteklenmesinden oluşacak” şeklinde konuştu.

    “İlave destekler verilecek”

    Temel destek tutarlarının da belirlendiğini aktaran Bakan Yumaklı, “Aile işletmeleri, genç girişimciler, kadın girişimciler, birinci derecede tarımsal örgüt üyeleri, planlama bölgelerinde bu işleri yapanlarda temel desteklerin üzerine ilaveten bu destekleri almış, kazanmış olacaklar. Ayrıca suni tohumlama, soy kütüğü, yerli ari işletmecilik gibi konularda da bütün bunların üzerine ilave destekler de verilmiş olacak” diye konuştu.

    Ürün geliştirme destekleri

    Ürün geliştirme desteklerindeki ana başlıkları da sıralayan Bakan Yumaklı, “Çiğ süt ve besili erkek sığır üretim desteklerini kapsıyor olacak. Yine bu başlıkta da aile işletmeleri, genç girişimciler, kadın girişimciler ilave desteklere sahip olmuş olacaklar. Yeni destekleme modelimizin ilk kez verildiğini özellikle kadınlar ve gençler için ifade etmek istiyorum. İlave desteklerin onları üretime teşvik ederken, aynı zamanda verimliliği arttırıcı kriterleri sağlayan üreticilerimizin de bu desteklerden daha fazla faydalanacağının altını çizmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

    Hayvansal ve tarımsal üretimde yeni destek modeli yakında Resmi Gazete’de yayımlanacak

    Bakan Yumaklı, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bitkisel üretimde, hayvansal üretimde, su ürünlerinde amaç verimli ve kaliteli üretim ve ülkemizin ihtiyacının yanı sıra ihraç edebilir ürünler üretebilmeyi sağlamak olacak. İnşallah bu modelimiz Resmi Gazete’de birkaç gün içerisinde yayınlanmış olacak. Dünyanın, ülkemizin değişen ve gelişen şartları var. Bunları hepimiz çok yakından takip ediyoruz. Dolayısıyla planlı üretimi destekleyecek bu modelimiz.”