Kategori: Ekonomi

  • En düşün emekli zammı için hazineden ek para çıkmayacak

    En düşün emekli zammı için hazineden ek para çıkmayacak

    AK Parti TBMM Grup Başkanı Abdullah Güler tarafından açıklanan vergi paketi Meclis Başkanlığına sunuldu. Güler, vergi paketine ilişkin yaptığı açıklamada en düşük emekli maaşının 12 bin 500 liraya çıkarılacağını ve bunun maliyetinin yaklaşık 33 milyar 200 milyon lira olduğunu dile getirdi. Öte yandan vergi paketinde kısa vadeli sigorta kolları prim oranının yüzde 2’den yüzde 2,25’e çıkarılması ve ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlananların aynı iş yerinde Sosyal Güvenlik destek primine tabi çalışmaya devam etmeleri halinde işverenlere sağlanan 5 puanlık Sosyal Güvenlik destek priminin hazine tarafından ödenmesine yönelik uygulamanın sonlandırılması da yer aldı.

    Sosyal Güvenlik Başuzmanı İsa Karakaş, İhlas Haber Ajansı’na vergi paketindeki düzenlemeleri ve bunun en düşük emekli ücretine olan etkisini değerlendirdi. Karakaş, kanun teklifine bakıldığında 10 bin lira olan taban maaşların 12 bin 500 liraya yükseleceğini hatırlatarak, geçmiş dönemlerde de 5 bin liradan 7 bin 500 liraya ve 7 bin 500 liradan yine 2 bin 500 liralık zamla 10 bin liraya çıkarıldığını söyledi.

    “Kök maaşı 6 bin ve altında olanlar iki kat ücret alacak”

    Karakaş, yapılan düzenlemeyle en az çalışmış olanların çok kazançlı olduğunu belirterek, “SSK ve Bağ-Kur emeklilerini yüzde 24,73 oranında güncellediğimiz zaman yeni bulduğumuz kök maaş 6 bin 250 lira ve altında ise 12 bin 500 liraya çıkarıldığı için bunlar adeta sosyal yardım şeklinde ikinci maaşı almış gibi olmaktadırlar. Yani kök maaşı 6 bin 250 lira ve altında olanlara 6 bin 250 lira bir sosyal yardım söz konusu olmaktadır. Bu durumda 12 bin 500 liraya çıkmaktadır. Yine az önce söylediğim TÜFE ile güncelleme yaptıktan sonra maaşı 10 bin lira olan bir kişinin zaten maaşı 12 bin 473 liraya denk gelecektir. Bu durumda olan bir emeklimize ise sadece 27 lira oranında bir ilave yapılmış olacaktır. Yani görüldüğü üzere 3 milyon 700 bini aşkın emekliye yapılacak olan iyileştirme kimisine 10 lira, kimisine 20 lira, kimisine 300, kimisine bin lira, kimisine 2 bin lira, kimisine de 2 bin 500 lira şeklinde olacağını söyleyebiliriz. Bu anlamda standart olarak herkese 2 bin 500 ödenmesi söz konusu değildir” açıklamasında bulundu.

    “Dul ve yetimler ölen kişinin maaşında ne kadar paya sahip iseler o oranda alacaklardır”

    Dul ve yetim aylıklarında da güncellemeler olduğuna dikkati çeken Karakaş, “Dul ve yetimler, ölen kişinin maaşında ne kadar paya sahip iseler o oranda alacaklardır. Dolayısıyla dul eş çalışıyorsa çocuk sayısına göre bunların payı değişmektedir. Örneğin yüzde 50 oranında eşinin maaşını alan bir dul erkek veya kadın, daha önceden kök maaşı düşük olması nedeniyle 5 bin lira alırken, şimdi 12 bin 500 lira iyileştirmeyle birlikte 5 bin lira yerine 6 bin 125 lira alacaktır. Yine örnek olarak yüzde 25’ini alıyorsa, kök maaşı da düşükse daha önceden 2 bin 500 lira alıyorsa bir yetim, bunun 3 bin 125 liraya yükseleceğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla payları oranında almaya devam edeceklerdir” ifadelerini kullandı.

    “Kısa vadeli sigorta kolları prim oranının yüzde 2’den yüzde 2,25’e çıkarılması, en düşük emekli ücretinin maliyetini karşılayacak”

    Vergi paketinde çalışma hayatına dair birçok iyileştirmenin bulunduğuna ve bunun en düşük emekli ücretini doğrudan ilgilendirdiğine dikkati çeken Karakaş, “33 milyar lirayı aşan bu maliyetin hükümetin hazineden ekstradan bir lira bile çıkmadan yapıldığını söyleyebiliriz. Maliyeti karşılamaya bakınca hükümet, işverenlerin, gerek çalışanların, gerek emekli çalışanların maaşlarına bağlı olarak işverenlerden, patronlardan yüzde 2 oranında kısa vadeli sigorta kolları dediğimiz yani iş kazası, meslek hastalığı primi yüzde 2 iken, bunu yüzde 2,25’e yükseltmektedir. Dolayısıyla bu yüzde 0,25’lik orandan emeklilerin maaşlarının finansmanının sağlandığını söyleyebiliriz. Hatta buna ilaveten hükümet halihazırda patronlara, işverenlere 16’dan fazla teşvik ve destek sağlamaktadır. En son EYT’de normalde emekli çalışanlardan dolayı işverenlere herhangi bir teşvik ve destek verilmezken, EYT’yle birlikte işverenlerin talebi doğrultusunda EYT’linin yeniden işe alınması halinde 5 puanlık bir destek verilmişti. Dolayısıyla hükümetin bu 5 puanlık desteği işverenlere vermek yerine emeklilerin finansmanında kullanacağını söyleyebiliriz” diye konuştu.

  • Kredi kartı sayısında artış

    Kredi kartı sayısında artış

    Kredi kartı sayısı arttıkça borcundan dolayı yasal takibe alınan kişi sayısı paralelinde daha fazla artış gösteriyor. 2024 yılı Mayıs sonu itibarıyla Türkiye’de 123 milyon 108 bin 158 kredi kartı bulunuyor. Aynı dönemde kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı 519 bin olarak gerçekleşti. Artış sayılarından hareketle yapılan hesaplamaya göre yeni çıkarılan her 82 yeni kredi kartında bir, yasal takip sayısı 1 kişi artıyor.

    Takibe alınan sayısı yüzde 66 arttı

    TBB Risk Merkezi Mayıs ayı raporuna göre, bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı yüzde 66 yükseldi. Kredi kartı borcundan dolayı 531 bin kişi Ocak-Mayıs döneminde yasal takibe alındı. Bir önceki yıl 319 bin kişi yasal takibe intikal ettirilmişti. 2024 yılı Ocak-Mayıs döneminde, bir önceki yılın aynı ayına göre bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı yüzde 39 artarak 750 bin kişi oldu.

    Kredi kartı sayısı yüzde 15 arttı

    Aynı dönemde Türkiye’deki toplam kredi kartı sayısında yüzde 15’lik artış göze çarptı. BKM verilerine göre, Mayıs sonu itibarıyla Türkiye’de toplam 123 milyon 108 bin 158 kredi kartı bulunuyor. Bir önceki senenin aynı döneminde 107 milyon 84 bin 440 adet kredi kartı bulunuyordu. Ocak-Mayıs döneminde kredi kartıyla nakit çekim dahil 4 trilyon 940 milyar 474 milyon toplam işlem tutarına erişildi.

  • Oto yedek parça satıcısı tropikal meyve üreticisi oldu

    Oto yedek parça satıcısı tropikal meyve üreticisi oldu

    Kozan Sanayi Sitesi’nde oto yedek parça satışı yapan Mesut Mutlu, bahçeli ev hayalini gerçekleştirince hayat tarzı da değişti. Evin atıl durumda olan bahçesini değerlendirmeyi düşünen Mutlu, Antalya ve Mersin ilinde yaygın olarak yetiştirilen tropik ürünlerin iklim benzerliği nedeniyle Kozan’da da yetişeceğini düşünerek bahçesine ejder meyvesi, çarkıfelek meyvesi olarak bilinen passiflora, guava, avokado ve mango fidanları dikti.

    Mutlu, fidan diktikten sonra günlük 150 kilogram passiflora hasadı yaptığını kaydetti. Atıl bir araziyi tropikal meyve cennetine çevirdiğini belirten Mutlu, “Millet ‘portakal mandalina fidanı dik’ dedi. 1 dönüm ejder meyvesi yaptım ‘çileğe bulaşma’ dediler. Avokado, passiflora, mango fidanı diktim. Arkadaşlarım ‘kafayı mı yedin burada bunlar yetişmez satamazsın’ dediler. Çok şükür çok mutluyum bu bana yeter. Meyvemizi aldık. Tüm ürünler erken meyve verdi. Normalde bizim insanlarımız bilmiyor. İlçemizde bilmiyorlar bilmeleri için her yerde tanıtıyorum. Mersin’den Antalya’ya kadar çok yaygın ama burada tanıtım için uğraşıyorum. Şuan passiflorayı çok sevdiğim için Kozan’da yaygınlaşsın istiyorum” dedi.

    Tropikal meyvelerin vitamin değerinin de çok yüksek olduğunu anlatan Mutlu, şöyle devam etti:

    “Tropikal meyveler vitamin değeri yüksek bağışıklığı güçlendiren, şeker hastaları için ideal. Günlük en az 150 kilogram hasat oluyor. Rabbim fazlası ile veriyor. Pazar noktasında sıkıntı yok. Turistlik yerlere bırakıyorum. Anamur istiyor. İstanbul 1 ton istedi yetiştiremedim. Siparişler çok şükür yetişmiyor. Kozan tatsın üretsin istiyorum. İnsanlar hep portakal, mandalina yetiştiriyor. Avokado yetiştirsinler, benden sonra çok eken oldu. Her türlü ben yardımcı olurum. Sağlık için evlerinin önüne bir tane de olsa dikmelerini öneriyorum.”

  • Divriği Ulu Camii’ne ziyaretçi akını

    Divriği Ulu Camii’ne ziyaretçi akını

    Sivas’ın Divriği ilçesinde 1228 tarihinde Anadolu Selçuklular’a bağlı Mengücekli Beyliği döneminde Mengücek şahı Süleyman Şah’ın oğlu Ahmet Şah ve eşi Melike Turan Hanım tarafından yaptırılan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın dünyada başka bir benzeri bulunmuyor. “Anadolu’nun El Hamrası” olarak da bilinen cami, UNESCO tarafından Türkiye’de koruma altına alınan ilk eser olma özelliği taşıyor. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, aradan geçen yaklaşık 800 yıla rağmen heybetini korurken üzerinde işli birbirinden farklı 10 bin bezeme ile kendine hayran bırakıyor. Evliya Çelebi’nin, “Methinde diller kısır, kalem kırıktır” sözleriyle anlattığı Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Mayıs ayında ibadete ve ziyarete açıldı.

    Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın açıldığı günden bugüne binlerce ziyaretçiye ev sahipliği yaptığını ifade eden Uzman Sanat Tarihçisi Yunus Budaktaş, “13’üncü yüzyılda Türk sanatına, Anadolu sanatına damga vurmuş en önemli yapılardan birisidir. Divriği Ulu Camii’de 2015 yılında başlanılan restorasyon çalışmaları 2024 Mayıs ayında tamamlandı. Restorasyon çalışmalarını tamamlanmasıyla birlikte hem ibadete hem de ziyarete açılmış bulunuyor. Şu an sizlerin de gördüğü üzere Türkiye’nin farklı noktalarından çok sayıda insan bu tarihi yapıyı ziyaret etmeye, tarihi yapıda ibadet etmeye, akın akın Divriği’ye geliyor” dedi.

    Caminin dört bir yanında binlerce motif bulunuyor

    Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın Türk mimarisinde çok önemli bir yere sahip olduğunu belirten Budaktaş, “Yapının özellikle dört taç kapısında bulunan eşsiz bezemeler nedeniyle sanat tarihi anlamında eşsiz bir özelliğe sahip. Divriği Ulu Cami’yi öne çıkaran tabii belli başlı imgesel ögeler de bulunuyor. Bunların en bilindiği özellikle yaz aylarında ikindi vakti caminin batı kapısında beliren bir erkek silueti özellikle Temmuz, Ağustos aylarında beliriyor. Keza yine caminin doğu kapısı olarak adlandırılan ve cennet kapı olarak bilinen kapıda da bir kadın belirdiğini görüyoruz. Öte yandan yine caminin batı kapısının iki yanında yer alan çift başlı Selçuklu kartalı motifi ve caminin batı kapısının doğu yamacındaki çift başlı Selçuklu kartalıyla birlikte bir doğan figürü yer alıyor” dedi.

    İlçe turist akınına uğruyor

    Eserin hem Türkiye’de hem de dünyada gösterilen şaheserlerden bir tanesi olduğunu vurgulayan Yunus Budaktaş, “Bu sebeple birlikte özellikle Divriği’ye yoğun bir turist sirkülasyonu olduğunu görüyoruz. Divriği bünyesinde barındırmış olduğu tarihi değerleri, kültürel değerleri ve doğal güzellikleriyle birlikte ziyaretçilerin ilgisini topluyor özellikle ulaşımın da kolaylaşmasıyla birlikte her gün yüzlerce insan Divriği’nin bu güzelliklerinden istifade etmeye, buraları gezmeye, görmeye geliyor. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarının düzenlemiş olduğu Doğu Ekspresi gibi seferler insanların buraya olan ilgisini arttırmaya ve insanların bu güzellikleri görmeye erişimine imkân sağlıyor. Bunun yanı sıra tabii birçok kültürel değeri bünyesinde barındırıyor. Sadece tarihi ve kültürel değerlerinin yanı sıra özellikle gastronomi anlamında da ziyaretçilerine eşsiz lezzetler sunuyor” şeklinde konuştu.

  • Özel sektörün dış borcu yükseldi

    Özel sektörün dış borcu yükseldi

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2024 yılı Mayıs ayına ilişkin Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcu Gelişmeleri’ni yayınladı.

    Özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu, Mayıs sonu itibarıyla, 2023 yıl sonuna göre 4,5 milyar ABD doları artarak 168,5 milyar ABD doları oldu. Vadeye göre incelendiğinde, 2023 yıl sonuna göre, uzun vadeli kredi borcunun 2,4 milyar ABD doları artarak 157,3 milyar ABD doları; kısa vadeli kredi borcunun (ticari krediler hariç) ise 2,1 milyar ABD doları artarak 11,2 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleştiği gözlendi.

    Borçluya göre dağılıma bakıldığında, uzun vadeli kredi borcuna ilişkin olarak, bir önceki yıl sonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmalarının 365 milyon ABD doları azaldığı, tahvil ihracı biçimindeki borçlanmalarının ise 2,6 milyar ABD doları artışla 17,4 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleştiği gözlendi. Aynı dönemde, bankacılık dışı finansal kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları 97 milyon ABD doları azalmış, tahvil stoku ise 41 milyon ABD doları azalarak 1,1 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Söz konusu dönemde, finansal olmayan kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmalarının 275 milyon ABD doları azaldığı, tahvil stokunun ise 762 milyon ABD doları artarak 10,9 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleştiği gözlendi. Kısa vadeli kredi borcuna ilişkin olarak ise, 2023 yıl sonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmaları 1,3 milyar ABD doları artışla 5,8 milyar ABD doları; finansal olmayan kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları ise 382 milyon ABD doları azalışla 1,3 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleşti.

    Alacaklıya göre dağılım incelendiğinde, uzun vadeli kredi borcuna ilişkin olarak, Mayıs sonu itibarıyla tahvil hariç özel alacaklılara olan borç, bir önceki yıl sonuna göre 583 milyon ABD doları azalarak 106,7 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. Kısa vadeli kredi borcuna ilişkin olarak ise, tahvil hariç özel alacaklılara olan borcun bir önceki yıl sonuna göre 1,7 milyar ABD doları artarak 9,6 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleştiği gözlendi.

    Döviz kompozisyonuna bakıldığında, 157,3 milyar ABD doları tutarındaki uzun vadeli kredi borcunun yüzde 58,0’ının ABD doları, yüzde 35,5’inin Euro, yüzde 2,4’ünün Türk lirası ve yüzde 4,1’inin ise diğer döviz cinslerinden oluştuğu ve 11,2 milyar ABD doları tutarındaki kısa vadeli kredi borcunun ise yüzde 44,4’ünün ABD doları, yüzde 18,8’inin Euro, yüzde 32,5’inin Türk lirası ve yüzde 4,3’ünün diğer döviz cinslerinden oluştuğu görülmektedir.

    Sektör dağılımı incelendiğinde, Mayıs sonu itibarıyla, 157,3 milyar ABD doları tutarındaki uzun vadeli toplam kredi borcunun yüzde 37,8’ini finansal kuruluşların, yüzde 62,2’sini ise finansal olmayan kuruluşların borcu oluşturmuştur. Aynı dönemde, 11,2 milyar ABD doları tutarındaki kısa vadeli toplam kredi borcunun yüzde 75,7’sini finansal kuruluşların, yüzde 24,3’ünü ise finansal olmayan kuruluşların borcu oluşturmuştur.

    Özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu, Mayıs sonu itibarıyla kalan vadeye göre incelendiğinde, 1 yıl içinde gerçekleştirilecek olan anapara geri ödemelerinin toplam 51 milyar ABD doları tutarında olduğu gözlendi.

  • Van Gölü’nde balıkçılar ağlarını suya bıraktı

    Van Gölü’nde balıkçılar ağlarını suya bıraktı

    Van Gölü’nün endemik türü olan inci kefalini koruma çalışmaları kapsamında, üreme dönemi olan 15 Nisan-15 Temmuz tarihleri arasında av yasağı uygulanıyor. Dünyada sadece Van Gölü’nde yaşayan ve üremek için tatlı sulara göç eden inci kefalinin üreme döneminde başlatılan 3 aylık av yasağı sona erdi. Bu dönemde teknelerini karaya çıkararak bakım yapan Vanlı balıkçılar, yasağın sona ermesiyle ‘Vira bismillah’ diyerek ağlarını göle bıraktı.

    “Balıkçılar adeta hasret kaldıkları Van Gölü ile buluşmaya başlıyor”

    Her yıl 15 Nisan ve 15 Temmuz tarihleri arasındaki Van Gölü’nden tatlı sulara göç eden inci kefali için av yasağının bittiğini ifade eden Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Van Gölü’nde yaşayan inci kefallerinin üreme dönemi olan 15 Nisan ve 15 Temmuz tarihleri arasındaki yasak dönemi başlıyor. 15 Nisan’dan 15 Temmuz’a kadar aslında balıkçılar için heyecanlı bir bekleyiş oluyor. Çünkü Van Gölü ile bütünleşen adeta her gün Van Gölü’ne açılan balıkçılar için bir hasret dönemi, balık orucu başlıyor. 90 günlük dönemde teknelerini karaya çekiyorlar, bakımlarını yapıyorlar, geçmiş sezonun bir değerlendirmesini yapıp önümüzdeki sezonu konuşuyorlar. İşte bugün itibarıyla Van Gölü’ndeki av yasakları sona erdi. Balıkçılar adeta hasret kaldıkları Van Gölü ile buluşmaya başladılar. Ümit ediyoruz ki bu yıl çok çok verimli bereketli bir sezon olur. Çünkü Van Gölü’ndeki inci kefali avcılığı adeta Türkiye’ye örnek olacak bir balıkçılık. Çünkü bu gün ülkemizdeki balıkla ilgili her yerden kötü haberler alıyoruz. Marmara Denizi’nde müsilaj var. Karadeniz’de balıkların boyu küçüldü ama Van Gölü’ndeki inci kefalinin ortalama boyu arttı ve balıkçıların ağları dolu dolu geliyor. İşte bu noktada Prof. Dr. Mustafa Sarı’ya teşekkür etmemiz lazım. Çünkü hazırladığı balıkçılık yönetim modeli uzun yıllar sonundaki uygulanması neticesinde çok çok başarılı verimli sonuçlar elde edildiğini görüyoruz. Ümit ediyoruz ki bu yıl balıkçıların yüzleri güler ve bereketli bir sezon geçirmiş oluruz” dedi.

  • Yeni vergiler geliyor

    Yeni vergiler geliyor

  • Hizmet üretim endeksi arttı

    Hizmet üretim endeksi arttı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılı Mayıs ayı Hizmet Üretim Endeksi verisini açıkladı. Buna göre, hizmet üretim endeksi Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,8 arttı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri yüzde 2,5 azaldı, konaklama ve yiyecek hizmetleri yüzde 5,9 arttı, bilgi ve iletişim hizmetleri yüzde 4,6 arttı, gayrimenkul hizmetleri yüzde 0,4 arttı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler yüzde 0,2 azaldı, idari ve destek hizmetleri ise yüzde 5,0 arttı.
    Hizmet üretim endeksi aylık yüzde 1,3 arttı
    Hizmet üretim endeksi Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 1,3 arttı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri yüzde 1,3 arttı, konaklama ve yiyecek hizmetleri yüzde 0,4 arttı, bilgi ve iletişim hizmetleri yüzde 0,5 arttı, gayrimenkul hizmetleri yüzde 6,5 arttı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler yüzde 2,6 arttı, idari ve destek hizmetleri ise yüzde 0,7 arttı.

  • En düşük emekli maaşı 12 bin 500 lira oldu

    En düşük emekli maaşı 12 bin 500 lira oldu

  • Tarım-ÜFE yıllık yüzde 54,58 arttı

    Tarım-ÜFE yıllık yüzde 54,58 arttı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılı Haziran ayı Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım-ÜFE) verisini açıkladı. Buna göre, Tarım-ÜFE’de Haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 1,95 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 21,91 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 54,58 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 61,49 artış gerçekleşti.
    Sektörlerde bir önceki aya göre, tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 1,99 artış, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 0,59 artış ve balık ve diğer balıkçılık ürünleri; su ürünleri; balıkçılık için destekleyici hizmetlerde yüzde 2,17 artış gerçekleşti. Ana gruplarda bir önceki aya göre, tek yıllık (uzun ömürlü olmayan) bitkisel ürünlerde yüzde 9,72 artış, çok yıllık (uzun ömürlü) bitkisel ürünlerde yüzde 4,23 azalış ve canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 0,01 artış gerçekleşti.
    Yıllık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 156,24 artış ile yağlı meyveler, aylık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 22,70 azalış ile yumuşak çekirdekli meyveler ve sert çekirdekli meyveler oldu.