Kategori: Erzincan

  • Gölün soğuk suyunda serinlediler

    Gölün soğuk suyunda serinlediler

    Yurtdışında yaşayan Özkan Polat ve Fikret Polat yaz tatilini geçirmek için Erzincan’a geldiler. Erzincan’da merak edip gitmek istedikleri yerlerden biri de Munzur Dağlarının zirvesinde bulunan Yedigöller oldu.

    Erzincan merkezde 40 derece sıcak hava etkili olurken 3 bin rakımda sıcaklık 20 dereceye kadar düştü. Sıcak havadan kaçıp Munzur Dağında bulunan Yedigöller de soğuk suya girerek serinleyen gurbetçiler o anların keyfini çıkardı.

  • Ofise giren zehirli yılan korkuttu

    Ofise giren zehirli yılan korkuttu

    Olay, Kızılay Mahallesinde bir ofisin içerisinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, mahalle içerisinde bulunan bir ofise giren yılan korku dolu anların yaşanmasına neden oldu. Ofiste bulunan vatandaşların fark ederek büyük panik yaşadığı olayda ihbar üzerine bölgeye itfaiye ekipleri sevk edildi. Ekipler yaklaşık yarım saat süren bir çalışma sonrası Kocabaş cinsi zehirli yılan olduğunu tespit etti. Kimseniz zarar görmediği olayda itfaiye ekipleri yakaladıkları yılanı doğaya salarken, ofis çalışanları ve vatandaşlar derin bir nefes aldı.

  • Kanseri yenip dünya turuna çıkacak

    Kanseri yenip dünya turuna çıkacak

    Kansere yakalanmadan önce hemşirelik mesleğini icra eden Gök’ü yaşadığı ağrılar ve kemoterapinin verdiği yorgunluk yıldırmadı. Tedavi sürecinden arta kalan zamanlarda bateri çalan, yoga eğitmenliği yapan, bisiklet turu düzenleyen ve Erzincan’da gerçekleştirilen çeşitli sportif aktivitelere katılan Gök, sağlığına kavuştuktan sonra çocukluk hayali olan motosikletle dünya turuna çıkmayı planlıyor.
    Birkaç yıl önce eşinin de desteğiyle motosiklet sürmeyi öğrendiğini söyleyen Gök, hastalığa yakalanmadan önce çevre illerde motosiklet turu gerçekleştirdiğini ifade ederek, en büyük hayalinin sağlığına kavuşmak ve daha sonra da motosikletle dünya turuna çıkmak olduğunu belirtti.

    “Kendimi ya imha edecektim ya da inşa edecektim”
    Yeğenini ziyaret etmek için gittiği hastanede kanser tanısı konulan Gök, benim bir hikâyem var diyerek hastalık sürecini anlattı. “43 yaşında eski bir hemşireyim” diyen Gök, “11 Kasım 2020 tarihinde bir takım şikâyetlerim üzerine ön tanım konuldu. Ardından kemoterapiler başladı. Bu süreçte insan kendini çok iyi hissetmiyor. Bir kere korkuyorsunuz daha önce prova etmediğiniz bir şey. Bunun size ne getireceğini bilmiyorsunuz. Her ne kadar sağlık personeli olsam da bunu yaşıyor olmak çok ayrı bir şey. Tabii ki bunları kaldırmak ve tolere etmek çok zordu benim için. Ama ameliyat olmadan önce havalar güzelleşirken evimin bahçesi, yeşil ve doğa bana çok iyi geldi. Bununla yaşamayı öğrenmem gerekiyordu. Bundan önce evet farklı bir hayatım vardı. Farklı hayallerim vardı. İşte motosikletle dünyayı gezmek, karavan almak gibi hep gezmekle ilgili idi hayallerim. Güzel hayallerim vardı ama hayat bu yöne çevirdi beni. Benim de artık bununla yaşamayı öğrenmem gerekiyordu ve zihnim bir savaş veriyordu. Ya kendimi imha edecektim ya da kendimi inşa edecektim. İmha etmek belki daha kolaya kaçmaktı. Çünkü bir yerde oturacaktım ve öylece bekleyecektim. Kaderime razı olacaktım. Ama bana verilen hayat neyse ben onunla her günüme başlamaya gayret gösterdim” ifadelerini kullandı.

    Motosiklete binmek için hızla iyileşmeye çabalayan Gök, “Ben bana iyi gelen aktiviteleri yapmaya çalışıyorum. Motosikletime binemedim tabii bu süreçte. Motosikletime binmeyi dört gözle bekliyorum ve bunun için büyük bir hızla iyileşmeye gayret gösteriyorum. Düzenli olarak yoga yapıyorum. Yoga eğitmeniyim ayrıca. Bahçemde yaptığım küçük seanslarla kendimi toparlamaya başladım. Süslü kadınlar bisiklet turunu organize ediyorum 3 yıldır. Hep birlikte bir şeyler yapabiliyor olmak bana çok iyi geliyor. Yürüyüş yapıyorum. Köpeğimle ilgileniyorum. Kedilerime bakıyorum. Aslında bu süreçte insana en iyi gelen şey, yakınlarının o büyük destekleri. Hem doğuştan gelen ailenizin hem de sonradan ailem dediğiniz insanların size oluşturduğu ortam ve destek çok önemli çok kıymetli. Benim bu hastalığa yakalanmadan önce bu sene için motosikletle dünya turu yapmak gibi bir planım vardı. Bu sene için olmadı ama bundan sonra ki süreçte umarım çok hızlı bir şekilde iyileşir ve o hayallerimi gerçekleştiririm” şeklinde konuştu.

    Sosyal medya aracılığıyla kendisiyle aynı hastalığı yaşayan insanlarla iletişime geçen ve onlara moral olan Gök, “Beni gören bazı insanlar bana yazmaya başladı. Kiminin annesine, kiminin çocuklarına ya da kendilerine iyi geldim. Çok güzel bir etkileşim yakaladık. Bu pozitif enerji herkese çok iyi geldi” diyerek şu tavsiyelerde bulundu:

    “Başımıza gelen şeyleri önce kabul edelim. Bununla birlikte yaşamayı öğrenelim. Hayata dört elle sarılalım ve hayatımızı sevelim. Bizim bir tane hayatımız var ve bunun kıymetini bilelim. Bu zor süreçler insanın hayatına girdiği zaman hayatınız alt üst olmuş gibi hissediyorsunuz. Her şey tepe taklak olmuş gibi. Hayatınızın ortasına bir bomba atılmış gibi hissediyorsunuz. Şu cümle benim motivasyon kaynağım, hayatım alt üst oldu, düzenim bozuldu diye sakın üzülme, nerden biliyorsun altının üstünden daha iyi olmayacağını.”

  • Sıcaktan elektrik panosu yandı

    Sıcaktan elektrik panosu yandı

    Kentte vatandaşların en yoğun olduğu Ordu Caddesi üzerinde bulunan elektrik panosundan çıkan yoğun duman ve keskin koku korkuya neden oldu. Aşırı sıcak nedeniyle elektrik panosunun yandığı fark edilince durum itfaiyeye haber verildi. Polis ekipleri güvenlik şeridiyle çevre güvenliği alırken kısa süre sonra olay yerine gelen itfaiye yangına kontrollü müdahale etti.

    Elektrik panosunda soğutma çalışması yapılırken Ordu Caddesi üzerinde bir süre elektrik kesintisi yaşandı.

  • Erzincan’da trafik kazası: 2 yaralı

    Erzincan’da trafik kazası: 2 yaralı

    Kaza, sabah saatlerinde Erzincan merkez Fatih Mahallesi, Hacı Bektaşi Veli Caddesi üzerinde meydana geldi. Alınan bilgiye göre, şehir içi yolcu taşımacılığı yapan özel halk otobüsü ile otomobil kavşakta çarpıştı. Çarpışmanın şiddetiyle yoldan çıkan halk otobüsü kaldırıma çıkarak park halindeki başka bir otomobil ile ağaçlara çarparak durabildi.
    Kazada otobüsteki 2 kişi yaralandı. Yaralılar ambulansla Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Kazayla ilgili tahkikat başlatıldı.

  • Dağ başında 360 derece dönen ev

    Dağ başında 360 derece dönen ev

    1959 yılında, Kemah ilçesine bağlı Özdamar köyünden İstanbul’a çalışmaya giden 78 yaşındaki Yavuz Peker, uzun yıllar çalıştıktan sonra köyüne dönerek satın aldığı arazilerde tarımla uğraşmaya başladı. Yaklaşık 15 yıldır ceviz üreticiliği yapan Peker, tüm arazilerini görebileceği tepenin üzerine yaptırdığı evde manzaranın keyfini çıkartıyor.

    Uzun yıllar mekanik ve metal işleri ile uğraşan Yavuz Peker, tasarladığı proje ile evini kendi etrafından 360 derece döner hale getirdi. Tek bilye üzerinde ve elektrik motoru sayesinde ev ayarlanabilen hızda dönüşünü tamamlarken, Erzincanlı iş adamı günün yorgunluğunu arazisini izleyerek ve evinde misafirlerini ağırlayarak atıyor.

    Üç ayda tamamlanan 70 ton ağırlığındaki evi İstanbul’da yaptığını ve parçalar halinde köye taşındığını ifade eden Peker, “Bahçelerimizin birbirinden kopuk olması nedeniyle arazimin en yüksek noktasına bir keyif evi, çalışma evi düşündüm. Döndüğü zaman bütün bahçeleri görme olanağım var, Bir saatte tamamlanıyor, bir dinlenme odası ve oturma odası var. Ziyarete gelenler önce evin döndüğünü görünce şaşırıyorlar ama büyük keyif alıyorlar” diye konuştu.

  • FETÖ’den aranan 1 kişi yakalandı

    FETÖ’den aranan 1 kişi yakalandı

    İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmaktan aranan şahısların tespit ve deşifresine yönelik yürütülen çalışmalar çerçevesinde; Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hakkında kesinleşmiş 6 yıl 8 ay hapis cezası olan ve jandarma mahrem yapılanması içinde faaliyetlerde bulunan ihraç jandarma astsubay Ü.D.’ye yönelik yürütülen uzun soluklu çalışmalar neticesinde; Erzincan’da saklandığı adresinde TEM Şube Müdürlüğü ekiplerince yakalandı.
    Adliyedeki işlemlerin akabinde şahıs Erzincan T Tipi cezaevine teslim edildi.

  • 100 ton saman yandı

    100 ton saman yandı

    Dün saat 22. 40 sıralarında Gölpınar köyünde saman deposunun yandığı bilgisi itfaiyeye haber verildi. Bunun üzerine Erzincan’dan köye itfaiye sevk edildi. Olay yerine ulaşan itfaiye ekipleri yangına müdahale etti.

    İçerisinde yaklaşık 100 ton saman bulunan depodaki yangın uzun uğraşlar sonucu kontrol altına alınarak soğutma çalışması yapıldı.

  • Yaz meyvesi ‘kayısı’ kışa hazırlanıyor

    Yaz meyvesi ‘kayısı’ kışa hazırlanıyor

    Altın meyve olarak bilinen yaz meyvelerinin gözdesi kayısı hasadının başlamasının ardından kış için kurutulup tatlısı ile tatlı, ekşisi ile hoşaf yapılarak tüketilirken bunların yanı sıra sade olarak da hem yaş hem de kuru olarak tüketilebilir. Erzincan’da bir üretici, Malatya’dan getirdiği tatlı kayısı ile Erzincan’da yetişen ekşi kayısıyı bir arada kuruturken, adeta lezzet buluşması yaşanıyor. Günlük işçilere de gelir kapısı olan kurutma işlemi yaklaşık 30 kadına istihdam kaynağı oluyor. Erzincan’ın yöresel lezzetlerinden olan ‘kasefe’ tatlısı için olmazsa olmazların arasında olan kuru kayısı, Ramazan aylarında da sofraların vazgeçilmezi hoşaf için kullanıyor.


    Kayısı kurutma işlemini yapan kadın işçiler yapılan işlemin zor olduğunu belirterek, “Yaptığımız iş, hasadından kurutmasına geçen süre oldukça zor. Güneşin altında çalışmak yorucu ama bu üründe hiçbir katkı maddesi yok. Tamamen organik şifa kaynağı. Bize de gelir kapısı oldu.” dedi.


    İki ilin ayrı lezzetlerini bir araya getiren Cem Korkmaz, ise “Malumunuz sezon olarak kayısı sezonumuz. Erzincan’da ekşi dediğimiz mayhoş kayısıları toplayıp burada ki yerel halkın insanlarına bu kayısıları güneşte kurutuyoruz ve aynı zamanda Malatya’dan getirdiğimiz şeker pare dediğimiz tatlı kayısı ile birlikte burada ki güneşte kurutarak hem bölge halkına bir istihdam sağlamış oluyoruz hem de kışın tüketeceğimiz kayısıları hazırlamaya çalışıyoruz. Kurutulduktan sonra satışı, ekşi olan hoşaflık dediğimiz genelde kışın ve Ramazan ayında tüketiliyor, komposto olarak kullanılıyor. Tatlı olan kayısımız da kuru yemiş sektöründe, yöresel ürünlerimizden kasefe dediğimiz tatlımızda kullanılıyor. Burada ki işçiler bu bölgenin kadınları.

    Günlük yevmiye tarzında çalışıyorlar. Onlar için de bir ekmek kapısı oldu. Tabi ki bizim güneşe ihtiyacımız var. Güneş olursa kuruma süresi kısalıyor. Burada bizim güneşe ihtiyacımız var bunların kuruması için” dedi.

  • Geleneksel yöntemlerle pekmez

    Geleneksel yöntemlerle pekmez

    Kendine has kokusu ve özelliği ile dikkat çeken Kemaliye dut pekmezi, yüzyıllardır süren geleneksel yöntemlerle hazırlanıyor. Erzincan’ın Kemaliye ilçesi ve köylerinde duttan pekmez yapımı başladı. Odun ateşi ile büyük kazanlarda doğal kaynak suyu ile kaynatılan dut, kaynama ısısına gelince şırası alınır.

    Güneş gören damlarda tepsilere koyulur ve olgunlaşması beklenir. Bu süre bir hafta kadar sürer. Kemaliye pekmezinin farkı kurutulmuş beyaz duttan yapılması ve az kaynatılıp besin değerini yitirmeden güneşte olgunlaşmasıdır.

    Uzun uğraşlar ile hiçbir katkı maddesi kullanılmadan hazırlanan pekmezin el becerisi gerektirdiğini anlatan Zeynep Yalçıner, “Uzun uğraş ve zahmetler sonucu el işçiliği ile tamamen doğal yollardan hiçbir katkı maddesi kullanılmadan üretilen pekmezlerimiz kış mevsiminde her derde deva olarak kullanılır.

    Dutlar kazanda kaynatılır, şırası elde edilir. Kaynatma işlemi uzun süre uygulanır. Kaynatma işlemi açık yayvan kaplarda yapılır ve düşük ısıda koyulaşıncaya kadar kaynatılır. Kaynatma kazanında şıra kaynamaya başlayınca oluşan köpükler kepçe ile alınır. Kaynama ilerledikçe şıranın üstü sarı köpük bağlar, şıra içten içe kızarır, göz göz olarak kaynar ve pekmez kokusunu yayar” diye konuştu.

    Pekmezin faydaları
    Pekmez, yüksek şeker içeriği nedeniyle iyi bir karbonhidrat ve enerji kaynağıdır. Ayrıca mineralleri yoğun olarak içermektedir. Pekmez özellikle günlük kalsiyum, demir, potasyum ve magnezyum gereksiniminin büyük bir kısmını karşılamaktadır.

    Mineral miktarının fazla ve emilim oranlarının yüksek olması nedeniyle hamile ve emziklilerin, veremli hastaların, iyileşme dönemindeki kişilerin beslenmesinde yer alması önerilmektedir. Pekmezin çok iyi kaynak olduğu besin öğelerinden biri de kromdur. Dokuların krom içeriği hamilelikte, malnütrisyonda ve yaşla büyük ölçüde azalmaktadır.

    Krom, glikoz toleransa faktörünün yapısında bulunur ve insülin kullanımı ile glikoz metabolizmasını etkiler. Rafinasyon işlemi sonucunda gıdalardaki krom miktarının büyük ölçüde azaldığı göz önüne alınırsa pekmezdeki kromun önemi daha da belirginleşmektedir. Araştırmalar pekmezin thiamin, riboflavin ve demir açısından baldan daha zengin olduğunu da ortaya koymaktadır.