Kategori: Erzincan

  • Pirinç tanesi ekmek kapısı oldu

    Pirinç tanesi ekmek kapısı oldu

    Üniversite mezunu Hüseyin Tokdemir, ‘Pirinç’ tanesine yazı yazmayı öğrenerek icra etmeye başladığı sanatıyla ekonomik kazanç elde ediyor. Türkiye’de pirinç üzerine yazı yazan ve sayısı 10’u geçmeyen el sanatları ustası yazdıkları pirinci su damlası, kalp gibi objelerin içine yerleştirerek, satışa sunuyor. Türkiye’de pirinç üzerine yazı yazan sayılı kişilerden olan Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun olan ve atanamayan 33 yaşındaki Hüseyin Tokdemir, büyük bir özveriyle pirinç tanelerinin üzerinde sanatını icra ederek ekonomik kazanç sağlıyor.

    “Tek nefeste yazıyor“

    Genç usta, oyun hamurunun üzerine koyduğu pirinç tanelerine tek nefeste yazdığı yazılarla dikkat çekiyor. Pirinç üzerine yazılan isimler bir süre kuruduktan sonra özel getirilen cam şişesinin içine bırakılarak, kurutulmuş gül, papatya ile gliserin doldurulduktan Su Damlası, Kalp gibi objelerin içine yerleştirerek rengarenk hediyelik kolyelere dönüştürüyor.

    Pirince yazı yazmanın Mevlana’dan günümüze geldiğini anımsatan Hüseyin Tokdemir, “Mevlevi kültürüdür. Mevlana tarafından pirincin üzerine, ‘Bismillahirrahmanirrahim’ yazılmıştır ve pirincin bereket getirdiğine inanılır. Pirinç tanesi kolye, bereket kolye olarak da bilinir. Biz bunu isme çevirdik. Arkalı önlü isim yazmaya başladık. İsimler, 35 seneye kadar kalıcı oluyor” dedi.

    Bu sanatın Türkiye’de ki ustasının 10’u geçmediğini ve Doğu Anadolu Bölgesindeki tek ustasının kendisi olduğunu ifade eden Tokdemir, yazılan İsimler kesinlikle silinme yapmıyor. Pirinçle birlikte gerçek kurutulmuş gül ve papatya bırakıyoruz.

    “Tek nefeste pirincin üzerine yazı yazıyoruz”

    Sanatın yapılışından bahseden Tokdemir, “Bildiğimiz pilavlık pirinç tanelerini alıyoruz. Çocukların oyun oynadığı oyun hamurlarına pirinci sabitliyoruz. Derin nefes aldıktan sonra tek nefeste pirincin üzerine yazı yazıyoruz. Kuruduktan sonra küçük cam şişenin içine koyuyoruz. İçerisine bir de gül, papatya gibi çiçekler koyuyoruz. Sıvı olarak da çoğu kişinin su olarak yanlış bildiği bir şey var. Su olsa pirinç şişer ve patlar. Sıvı olarak gliserin dolduruyoruz. Gliserin de pirincin şişmesini ve patlamasını önlüyor.” dedi.

    Sanatına normal kolyeler üzerine ve ahşaba yazı yazmayla başlayan ve daha sonra ise pirinç taneleri üzerine isim yazarak kendini geliştiren Tokdemir, bundan sonra ki hedefinin ise pirinç üzerine porte çizmek olduğunu bunun içinde çalışmalara başladığını söyleyerek, 1 yıl içerisinde pirinç üzerine resim çizeceğini belirtti.

  • Erzincan’da Gençlik Haftası etkinlikleri

    Erzincan’da Gençlik Haftası etkinlikleri

    Erzincan Belediyesi önünde başlayan hafta etkinlikleri, saygı duruşunda bulunulması akabinde İstiklal Marşının okunmasıyla ardından Gençlik ve Spor İl Müdürü Volkan Burak Mumcu tarafından Atatürk heykeli önüne çelenk sunumu ile devam etti.

    Etkinlikler, haftanın ilk günü sporcu ve gençlerinde katılımları ile Ekşisu mesire alanında gençlik şöleni, Atletizm İl Birinciliği, Voleybol Kızlar İl Birinciliği, Bocce İl Birinciliği, Atıcılık İl Birinciliği ve Erkekler Voleybol İl Birinciliği müsabakaları ile sürecek.

    Ülkü Spor Kompleksi tenis kortlarında ise Tenis İl Birinciliği müsabakaları ile start alacak ikinci gün, Gençlik Merkezinde faaliyet ürünleri sergisi, okçuluk il birinciliği, basketbol 3×3 müsabakaları ile devam edecek.

  • Munzurlar, turistlerin ilgi odağı

    Munzurlar, turistlerin ilgi odağı

    Zirvesinde kar, yaylalarında açan rengarenk çiçekler ve şırıl şırıl akan derelerle dört mevsimin bir arada yaşandığı Munzur Dağları, doğa yürüyüşü (trekking) yapan yerli turistleri, fotoğraf sanatçılarını, doğa tutkunlarını adeta cezbediyor.

    Erzincan’ın Tatlısu köyünden başlayıp belirli bir mesafe araçla ardından patika yolda doğa yürüyüşü yaparak 3300 rakımlı Munzur Dağlarına çıkan yerli turistler bir tarafı Erzincan diğer yüzü Tunceli’ye bakan Munzurların doyumsuz manzarasıyla karşılaşıyor.

    Gördükleri muhteşem doğa karşısında hayranlıklarını gizleyemeyen turistler gür akan dereleri geçip rengarenk açan çiçekleri koklayıp kilometrelerce yürüdükleri yolun yorgunluğunu unutuyorlar.

    Munzur Dağları eteklerinde çadır kurup koyun sürüsü otlatan yaylacılarla çektikleri fotoğraf ve videolarla anı kalıcı kılan turistler yöredeki en büyük buzul göl olan Yeşil Göl’ün etrafında kamp kurarak geri dönüşe geçmeden uzunca mola verdiler.

    Adrenali sevenler için bulunmaz bir doğa, kamp kurmak için muhteşem alan olduğunu kaydeden vatandaşlar, ulaşmanın yorucu ama zorluklara değdiğini belirttiler.

  • Göçerler zorlu hayvancılık mesaisinde

    Göçerler zorlu hayvancılık mesaisinde

    Erzincan’da Munzur ve Keşiş Dağı eteklerindeki yaylalar serin havası, soğuk su kaynakları ve verimli otlaklarıyla her yıl çok sayıda göçer aileyi misafir ediyor. Yaz aylarında hayvanlarını otlatmak için yaylalara çıkan göçerler, yılın yaklaşık 5 ayını 2 bin 800 rakımlı yaylalarda geçiriyor. Genellikle bitki çeşitliliğinin zengin olduğu alanları tercih eden göçerler, doğayla iç içe ancak çadırlarda zorlu bir yaşam sürerek hayvanlarının besin ihtiyaçlarını karşılıyor. Koyunlarını dağlarda otlatan göçerler, hayvanlarını günde iki kez yayla yerlerine getirerek süt sağım işlemini gerçekleştiriyor.

    Ürettiklerini satarak geçimlerini sağlıyorlar

    Koyunlarından elde ettikleri sütle tulum ve salamura peyniri üreten göçerler, sattıkları ürünlerle geçimlerini sağlıyor. Yayla yollarında da at, eşek ve katırlardan faydalanan göçerler, bozayı ve kurtların koyunlara saldırısına karşı da geceleri nöbet tutuyor. El fenerleri ve Kangal köpekleri eşliğinde hayvanlarını koruyan göçerler, havaların iyice soğumaya başladığı eylül ayında yaylalardan köylerine inmeye başlıyor.
    Göçerlerden Reyhan Koçan, her yıl hayvanlarıyla yaylalara çıktıklarını söyledi.


    Günün erken saatlerinde uyandıklarını belirten Koçan, şöyle konuştu:
    “İlk iş olarak önceki günden hazırladığım peyniri çocuklarım çadıra götürüyor. Burada tüccar, peynirin kilogramına bakarak satın alıyor. Sonra çocuklarım tekrar yayla yerine geliyor ve beraber kahvaltı yapıyoruz. Öğlen vakti de koyunlarımız dağlardan yayla yerine geliyor. Hayvanlarımızı sağıyoruz ve birkaç saat dinleniyoruz.”

    Küçük yaştan itibaren hayvancılıkla uğraştıklarını kaydeden Musa Demir’de, “Göçerlik zor bir hayat. Ayılar her zaman yayla yerine geliyor ve akşamları çocuklarım nöbet tutuyor. Yayla şartları zaman zaman bizleri olumsuz etkiliyor. Bazen üzerimize kar yağıyor ve geceleri hava çok soğuk oluyor. Hayvanlarımızı gece otlatıyoruz ve bu yüzden ayı ile kurtlarla da mücadele ediyoruz. Koyunlarımızı günde iki defa sağıp sütünden peynir üretiyoruz. Peynirimiz Türkiye’nin en kaliteli ürünlerinden biri diyebilirim. Tamamen doğal yöntemlerle üretiyoruz ve satıp aile bütçemize katkı sunuyoruz.” ifadelerine yer verdi.

  • Erzincan atletizm yarışları yapıldı

    Erzincan atletizm yarışları yapıldı

    Okul sporları küçükler, yıldızlar atletizm grup müsabakaları 49 takım 335 sporcunun katılımıyla Erzincan’da başladı. Açılış seremonisinde bir konuşma yapan Erzincan Gençlik ve Spor İl Müdürü Volkan Burak Mumcu, tüm sporculara başarılar diledi.

    Birinci gün yarışmaları büyük çekişmelere sahne oldu. Okul sporları küçükler, yıldızlar atletizm grup müsabakaların birinci gün yarışmalarında dereceye giren sporculara madalya ve katılım belgeleri düzenlenen tören ile takdim edildi.

  • Mahalle ligi 135 sporcunun katılımıyla gerçekleşti

    Mahalle ligi 135 sporcunun katılımıyla gerçekleşti

    Mahalle ligi 3×3 voleybol müsabakaları 19 kız, 8 erkek takımından toplam 135 sporcunun katılımıyla yapıldı. Dereceye giren sporculara kupa ve madalyalar düzenlenen tören il verildi.

  • Badminton Süper Lig müsabakaları açılış programıyla başladı

    Badminton Süper Lig müsabakaları açılış programıyla başladı

    Yalnızbağ Yerleşkesi Kapalı Spor Salonu’nda gerçekleşen açılış törenine Erzincan Vali Yardımcısı Ömer Özbay, Rektör Prof. Dr. Akın Levent, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. A. Ercan Ekinci, Prof. Dr. Adem Başıbüyük, Prof. Dr. Çağrı Çırak, Genel Sekreter Doç. Dr. M. Cihat Özgenel, Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şat, Erzincan Gençlik ve Spor İl Müdürü Volkan Burak Mumcu, Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu Temsilcisi Ramazan İmamoğlu, kamu ve kuruluş müdürleri, sporcular, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı.
    Program, Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından açılış konuşmalarıyla başladı.

    İlk olarak konuşma yapan Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şat, Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu, ÜNİLİG-Badminton Süper Lig müsabakalarına ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti.

    Müsabaka hakkında bilgi veren Dekan Şat, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Atılım Üniversitesi, Kırıkkale Üniversitesi, 19 Mayıs Üniversitesi, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Muş Alparslan Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi olmak üzere 8 üniversitenin katılım sağladığını belirtti.
    Erzincan Gençlik ve Spor il Müdürü Volkan Burak Mumcu yapılacak olan Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu, ÜNİLİG-Badminton Süper Lig müsabakalarının önemine değinerek, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinin müsabakalarda önemli başarı elde edeceği yönünde temennisini dile getirdi, tüm sporculara başarılar diledi.
    Rektör Prof. Dr. Akın Levent ise Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinin badminton müsabakalarında önemli dereceleri olduğunun altını çizerek bundan önce yapılan ve yapılacak tüm müsabakalarda emeği geçen tüm hoca ve öğrencilere teşekkürlerini iletti.

    Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu Temsilcisi Ramazan İmamoğlu’da, Erzincan’ın badmintonun başkenti olduğunu belirterek ulusal ve uluslararası organizasyonlarda badmintonda Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinin önemli başarıları olduğuna dikkat çekti.
    Açılış programının ardından müsabakalara geçildi.

  • Erzincan’da sağanak etkili oldu

    Erzincan’da sağanak etkili oldu

    Erzincan merkezde sağanak yağış etkili oldu. Yağışla birlikte bazı caddeler suyla doldu. Suyla dolan yoldan karşıdan karşıya geçmeye çalışan vatandaşlar ıslanmamak için mücadele etti. Yağışlarla birlikte nehir ve barajlardaki su seviyesinde artış yaşandı. Kavakyolu’ndan geçen Vasgirt Deresinden de sel suları aktı.
    Öte yandan Meteoroloji 12. Bölge Müdürlüğü ekiplerince yapılan son değerlendirmeye göre, bugün bölge genelinde hava parçalı ve çok bulutlu, öğlen saatlerinden itibaren aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçecek. Hava sıcaklığının mevsim normalleri civarında seyredeceği bölgede rüzgâr güney ve güneybatı yönlerden orta, öğle saatlerinden sonra yer yer kuvvetli (40-70 km/saat) olarak esecek.

  • Ayçiçeği ekimi başladı

    Ayçiçeği ekimi başladı

    Harmantepe köyündeki ekim çalışmalarına katılan Kaymakam Ahmet Gülderen, geçtiğimiz yıl Çayırlı’da 20 bin dekar alanın Ayçiçeğiyle buluştuğunu, sezon sonunda yaklaşık toplam 7- 8 bin ton ürün elde edildiğini ve bunun da tahmini değerinin 190 milyon TL olduğunu ifade etti.

    Kaymakam Gülderen bu sezon da tahmini 25 – 30 bin dekar alanın ayçiçeğiyle buluşacağını ve bunun sonucunda da yaklaşık 10 bin ton ürün beklediğini sözlerine ekledi.


    Tarımla ilgili yatırımcı kuruluşların yönettiği projelerin bu ürün verimliliğinde yüksek oranda katkısı olduğunu belirten Kaymakam Gülderen bu yatırımların artarak devam edeceğini ifade ederek çiftçilere bol bereketli kazançlar diledi.

  • “Söz veriyorum, Anadolu’da insanlar çalışacak”

    “Söz veriyorum, Anadolu’da insanlar çalışacak”

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erzincan’da; “Söz veriyorum Anadolu’nun her köşesinde fabrikalar olacak. Anadolu’da insanlar çalışacak. Söz veriyorum Erzincan’ı Trabzon limanına demir ağlarla ulaştıracağım. Söz veriyorum, söz” dedi. Kılıçdaroğlu, “Şeker fabrikası özelleştirildi. Altı bin Erzincanlı çalışıyordu orada. Şimdi 250 kişi çalışıyor. Bu mudur vatanseverlik? Bu mudur milliyetçilik?” diye konuştu.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Erzincan’da miting düzenledi. Mitingde konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

    “SİYASET SERT DİL KULLANMAYACAK: 15 Mayıs’tan sonra bütün Türkiye iyi ve güzel olacak. Emin olun, bütün Türkiye’de huzur olacak, bereket olacak. Siyaset asla sert dil kullanmayacak. Sözüm söz, 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım.

    İNSAN, İNSANDIR VE BAŞIMIN ÜSTÜNDE YERİ VARDIR: Ayrımcılık yapmayacağım. Oy verdi, vermedi diye insanları bölmeyeceğim. Kimliklerinden ötürü, inançlarından ötürü, yaşam tarzlarından ötürü; hiç kimseyi ayrıştırmayacağım. İnsan, insandır ve başımın üstünde yeri vardır.

    NİYE BU KADAR KAN KAYBETTİN ERZİNCAN: Erzincan, dağları karlı Erzincan, güzel Erzincan, can Erzincan. Niye bu kadar kan kaybettin Erzincan? Bir dönem yedi milletvekili çıkarırdı, altı milletvekili çıkarırdı, beş milletvekili çıkarırdı, dört milletvekili çıkarırdı. Ne oldu Erzincan? Neden oldu böyle? Söz veriyorum, Anadolu’nun her köşesinde fabrikalar olacak. Anadolu’da insanlar çalışacak. Söz veriyorum, söz: Erzincan’ı Trabzon limanına demir ağlarla ulaştıracağım. Söz veriyorum söz.

    SÜMERBANK’IN İPLİK VE DOKUMA FABRİKASI VARDI. O SÜMERBANK’IN ERZİNCAN İÇİN NE OLDUĞUNU BEN ÇOK İYİ BİLİYORUM: Burada bir ara Sümerbank’ın iplik ve dokuma fabrikası vardı. O Sümerbank’ın Erzincan için ne olduğunu ben çok iyi biliyorum. Binlerce insan çalışırdı orada. Evlerine huzur içinde ekmek götürürlerdi. Niye kapatıldı bu fabrika? Hiç kendinize sordunuz mu Erzincan? O fabrikaların tamamını yeniden yağacağız. Endişe etmeyin. Şeker fabrikası özelleştirildi. Altı bin Erzincanlı çalışıyordu orada. Altı bin Erzincanlı evine ekmek götürüyordu. Alın terinin karşılığını götürüyordu. Helal ekmek yiyorlardı, hepsi. Neden şeker fabrikası özelleştirildi? Şimdi 250 kişi çalışıyor. Neden? Hangi gerekçeyle? Bu mudur vatanseverlik? Bu mudur milliyetçilik? Milliyetçilik kendi ülkesine hizmet etmek demektir.

    ARTIK BU ÜLKE DEĞİŞİM İSTİYOR: Gençler… Size bir sözüm var. Bakın Türkiye’nin kaderini değiştirecek olan sizlersiniz. Sandığa gidecek misiniz? Oyunuzu kullanacak mısınız? Demokrasiden yana, alın terinden yana olacak mı, emekten yana olacak mı? Helal oylarınızı kullanacaksınız ve Türkiye’de bir değişime imza atacaksınız. Artık bu ülke değişim istiyor. Yeni bir yönetim, ahlaklı bir yönetim, düzgün bir yönetim, insanları ayırmayan bir yönetim… Bunu yapacağız ve beraber yapacağız. Bu ülkeye huzuru ve bereketi mutlaka ama mutlaka getireceğiz.

    TOPRAK İLE ÇİFTÇİYİ BULUŞTURACAĞIM. ONLARIN ALIN TERİNİN KARŞILIĞINI VERECEĞİM: Köy okullarını mutlaka açacağız. Köyde öğretmen olacak, imam olacak, ziraat mühendisi, ziraat teknisyeni, veteriner hekim olacak. Köylüye hizmet edecek. Köyü yeniden ayağa kaldıracağız. Köydeki insanlar vazgeçtiler; şehre geliyorlar, evlatlarını okutmak için. Ve çiftçiler, gerçek üretimi yapamıyorlar. Alın terinin karşılığını alamıyorlar. Buğday, arpa, et, canlı hayvan, süt tozu, mercimek dışarıdan geliyor. Yahu neden dışarıdan geliyor? Bu ülkenin toprağı, güneşi, insanları yok mu? Neden çiftçiyi, üreticiyi toprağa küstürdünüz? Yapacağım, yapacağım… Toprak ile çiftçiyi buluşturacağım. Onları barıştıracağım. Onların alın terinin karşılığını vereceğim. Ben söylüyorum, onlar söyleyemiyorlar. Kul hakkı yemeyeceğim, kul hakkı yedirmeyeceğim.

    ONLAR YANDAŞLARI, BU KARDEŞİNİZ VATANDAŞ İÇİN ÇALIŞACAK: Onlar yandaşları için çalışıyorlar. Söz verdim söz. Erzincan duy. Onlar yandaşları, bu kardeşiniz vatandaş için çalışacak. Vatandaşına hizmet etmeyen bir siyaset, siyaset değildir. Siyaset, vatandaşına hizmet edecek. Siyaset, halka hizmet edecek. Siyaset, zenginleşme aracı değildir. Siyaset köşeyi dönme aracı değildir. Siyasete girdiğim gün mal varlığımı kendi siteme koydum. Alın teri ile kazandım, bütün para budur. Eşimin yüzüğüne kadar koydum, hepsi duruyor. Eğer siyaset zenginleşme aracı olsaydı, biz de zenginleşirdik, yok öyle bir şey. Kul hakkı yemiyorsanız, olmaz bu zaten. Kul hakkı yiyip sizin vergilerinizi cebe indirenler, köşeyi döndüler.

    BEN BU SİYASETİ YAPARKEN İKİ GRUPLA KARŞI KARŞIYAYIM. BİRİNCİSİ BEŞLİ ÇETELER İKİNCİ GRUP, UYUŞTURUCU BARONLARI: Ben bu siyaseti yaparken iki grupla karşı karşıyayım. İki grup, Bay Kemal seçilmesin diye çaba harcıyorlar. Birincisi, beşli çeteler. Devletin bir kanadı onlara hizmet ediyorlar. Dünyanın paralarını götürdüler. Sandığa gideceksiniz helal oylarınızı kullanacaksınız, otoriter bir yönetimi demokratik yollarla göndereceğiz. İkinci grup, uyuşturucu baronları. Onların kökünü kazıyacağım kökünü. Bir kişiyi Türkiye’de tutmayacağım. Söylüyorlar mı, ‘Uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağım’ diye. Söyleyemiyorlar. Kul hakkı yemedim, kul hakkı yedirmeyeceğim diye söylüyorlar mı? Söyleyemiyorlar.

    418 MİLYAR DOLARIN TAMAMINI GETİRECEĞİM VE 85 MİLYONA VERECEĞİM: Onların nasıl malı götürdüklerini çok iyi biliyorum. 22 yılda bu ülkeden 418 milyar doları götürdüler. Amerika’ya, İngiltere’ye götürdüler. Başka ülkeleri de biliyorum, götürdüler. 418 milyar doların tamamını getireceğim ve 85 milyona vereceğim. Biz onlar gibi değiliz ama söz verdim 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım. Oy versin ya da vermesin asla ayrım yapmayacağım. Benim kitabımda ayrımcılık yoktur. Herkese saygı gösteririm.

    HİÇBİR FAKİR AİLENİN SUYU, DOĞAL GAZI, ELEKTRİĞİ KESİLMEYECEK: Allah nasip eder sizlerin oylarıyla iktidara geldiğimde hiçbir fakir ailenin suyu, doğal gazı, elektriği kesilmeyecek. Yardımı öyle fakirleri topla, sıraya diz, televizyonları çağır onlara yardım yap. Bir de ‘ben yardım yapıyorum’ diye hava bas. Bunu da kaldıracağım. Fakir ailelerde kadının banka hesabına parayı yatıracağız. Asgari ücretin altında olmayacak. Kadın gidecek parasını alacak çoluğunun çocuğunun rızkını sağlayacak. Fakir olduğunu sadece sosyal devlet bilecek. İnancımız böyle emrediyor da ondan. Sağ elin verdiğini, sol el görmeyecek.

    DEPREMZEDELERİN EVLERİ YIKILDI. EVLERİNİ YAPACAĞIM AMA 20 YIL TAKSİTLE DEĞİL. HİÇ BEŞ KURUŞ ALMADAN YAPACAĞIM VE TESLİM EDECEĞİM: Depremzedelerin evleri, ahırları, dükkanları yıkıldı. Şimdi diyorlar ki yeniden yapacağız ama bu bay Kemal var ya bay Kemal, gelince sizin evlerinizi yapmayacak. Akıl dışı. Evlerini yapacağım ama 20 yıl taksitle değil. Hiç, beş kuruş almadan, bir kurul almadan yapacağım ve teslim edeceğim.

    ESNAFI PERİŞAN ETTİLER. SANA VERİLEN KREDİLERİN FAİZİNİ TAMAMEN SIFIRLAYACAĞIM: Esnaf kardeşim… Ya esnafı perişan ettiler. Sattığı malın yerine gidip yenisini almak istediğinde parası yetmiyor. Esnafı perişan ettiler. Sana verilen kredilerin faizini tamamen sıfırlayacağım. Ana parayı da makul taksitler içinde ödeyeceksin kardeşim. Zaten batırmışlar seni, zaten mahvetmişler, bir de üstüne faiz yüklüyorlar. Aynı şeyi çiftçiler için de yapıyorlar. Kim alın teri döküyorsa bay Kemal’in başının üstünde yeri var onun.

    ANADOLU’NUN KAN KAYBETMESİNİN SEBEBİ, İŞSİZLİK: İşsizliğin hangi boyutlarda olduğunu biliyorum. Erzincan’ın kan kaybetmesinin, Anadolu’nun kan kaybetmesinin temel nedeni, işsizliktir. Sizin evlatlarınız burada iş bulamayınca nereye gidiyor? Büyük şehirlerin varoşlarına. Acaba asgari ücretle bir iş bulabilir miyim diye. Oysa ata toprağında işi olsa çalışsa güzel olmaz mı?

    BÜTÜN EMEKLİLERİN BANKA HESABINDA 15 BİN LİRALARI GÖRECEKSİNİZ: Emeklilere söyledim. Ta 2015 tarihinden bu yana söylüyorum. Emekliye Ramazan ve Kurban Bayramı’nda birer maaş ikramiye verin. Asgari ücret kadar olsun. Önce, koro halinde bağırdılar; ‘parayı nereden bulacaksın’ diye. Arkasından ben ısrar edince bu sefer 1000’er lira verdiler. Şimdi seçime gidiyoruz, biraz artırdılar. Ayın 15’inde oyunuzu kullanacaksınız. Sonra Kurban Bayramı gelecek. Bay Kemal’in sözü var. Bütün emeklilerin banka hesabında 15 bin liraları göreceksiniz…

    Şimdi bağırıyorlar, ‘Vay efendim parayı nereden bulacaksın?’ diye. Bakınız, 27 buçuk yıl devlette çalıştım. Aşağı yukarı bütün başbakanlarla beraber çalıştım. Bütçe nasıl yapılır, para nasıl toplanır, tasarruf nasıl yapılır. Kaynaklar nerelere doğru dürüş harcanır? 27 buçuk yılım bununla geçti. Bir söz verdiysem, onun mutlaka hesabını, kitabını yapmışımdır. Beşli çetelere gelince para var. Dolar bazında para var, avro bazında para var. Vergisini ödüyorsunuz bir de geçmediğiniz köprüden para istiyorlar sizden. E o da var. Emekliye gelince para yok. Beşli çetelerden alacağım ve size vereceğim.

    ANKARA’NIN GÖBEĞİNDE ÜLKÜCÜ HAREKETİN EN DÜRÜST VE EN DÜZGÜN BİR AKADEMİSYENİNİ KATLETTİLER. GÜNLERCE SESİ ÇIKMADI: Bizim milliyetçiliğimizi sorguluyor. Siz kim, milliyetçilik kim? Bizim milliyetçiliğimiz, Atatürk milliyetçiliği… Bizim iki kırmızı çizgimiz var: Vatanımız ve bayrağımız. Biz onlar gibi değiliz.

    Kuzey Irak’ta askerin kafasına çuval geçirildiğinde bunlar neredeydi? Tek cümle bile kullanmadılar. Ama Bay Kemal olsaydı, ne olacağını herkes bilirdi. Kuzey Irak’ta 34 askerimiz şehit edildi. Vuran Rusya. Beyefendi koşa koşa Putin’in sarayına gitti. Niye gidiyorsun? Senin orada ne işin var? Putin bekletti, dakikalarca koridorda oturttu. Sonra içeri aldı. Allah nasip eder Cumhurbaşkanı olduğunda, 85 milyondan kimsenin yüzünü yere eğdirmeyeceğim. Ankara’nın göbeğinde ülkücü hareketin en dürüst ve en düzgün bir akademisyenini katlettiler. Günlerce sesi çıkmadı. Ama Bay Kemal ne demiş? Adaletten, hukuktan yanayım diyor. Şimdi dosyasını seçimden sonraya bıraktılar. Sinan Ateş’in katillerini bulacağım, kulaklarından tutup yargıya teslim edeceğim. Tank Palet Fabrikası’nı Katar ordusuna sattılar. O Tank Palet Fabrikası’nı da Katar ordusundan alacağım, ordumuza teslim edeceğim.

    BUNLARINKİ MEVSİMLİK MİLLİYETÇİLİK: O kadar güzel şeyler yapacağız ki insanımız huzurlu ve mutlu olacak. Hep birlikte bunu yapacağız. Bunlar diyorlar ya biz milliyetçiyiz. Hikâye tabii. Bunlarınki mevsimlik milliyetçilik. Onların çocukları gibi evladıma paralı askerlik yaptırmadım ben. Garibin evladı nasıl askere gittiyse, ben de evladımı öyle gönderdim. Öyle milliyetçilik edebiyatı yapacaksın, oğlunu göndereceksin paralı. Ondan sonra çıkacaksın bana milliyetçilik edebiyatı yapacaksın. Yemezler.

    BİZİM TOPRAKLARIMIZ YOL GEÇEN HANI OLMAMALIDIR. 3 MİLYON 600 BİN SURİYELİ VE SAYISINI BİLMEDİĞİMİZ AFGANLAR NASIL GELDİ?: Askerlik yapan kardeşlerim bilir. Özellikle sınırda yazar. Hudut namustur diye. Bizim topraklarımız yol geçen hanı olmamalıdır. 3 milyon 600 bin Suriyeli ve sayısını bilmediğimiz Afganlı kardeşlerimiz nasıl geldi? Kim getirdi? Göndereceğim. İki yıl içinde göndereceğim. Hiç kimse endişe etmesin. Onlar geliyorlar, asgari ücretin yarısına kadar çalışıyorlar. Bizim pırıl pırıl evlatlarımız işsiz güçsüz bekliyor. Çözeceğim. Irkçılık yapmadan kendi ülkelerine, güven içinde göndereceğim. Bu konuda kesin sözüm var. Bay Kemal sözünden dönmez. Verdikse bir söz yerine getireceğiz. Her şey çok güzel olacak. Vallahi de billahi de her şey çok güzel olacak. Kavga bitecek, kucaklaşacağız.”