Kategori: Erzurum

  • Tortum Şelalesi gökkuşağı ile süslendi

    Tortum Şelalesi gökkuşağı ile süslendi

    Yılda sadece birkaç kez görülen bu muhteşem görsel şölende, gökkuşağının şelale sularıyla dans etmesi ziyaretçileri büyüledi. Renk cümbüşü ve doğanın mükemmel uyumu, ziyaretçiler arasında büyük bir hayranlık uyandırdı.

    Tortum Şelalesi’nde yaşanan bu olağanüstü doğa olayı, doğaseverler ve fotoğraf tutkunları için unutulmaz anılar bıraktı. Bu göz kamaştırıcı manzara, Erzurum’un doğal güzelliklerini bir kez daha dünya ile paylaşarak bölgenin turizmine katkı sağladı. Doğa harikası Tortum Şelalesi, suyun ve renklerin muhteşem buluşmasıyla ziyaretçilerini etkilemeye devam ediyor.

  • Tekin, üniversiteler için konuştu

    Tekin, üniversiteler için konuştu

    “Entegrasyon ve koordinasyonu sağlamak zorundayız”

    Öğretmen atamalarında mülakatla ilgili söylediklerinin çok tartışıldığını belirten Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, üniversite yönetimlerine ve akademik kadrolara seslenerek, “Lise öğrencisinden beklediğimiz kazanımlar neler? Bunların eğitim fakültelerinden, öğretmenlik başvurusu yapan, bize başvuru yapan arkadaşlardan, bunların incelenmesini özellikle istirham ediyorum. Biz istihdam ettiğimiz çocuklarımızın ve gençlerimizin bizim müfredatımızı bilmesini istiyoruz. Bundan daha doğal bir hakkımız yok. Alanı zaten siz öğretiyorsunuz. Ama biz de ne öğretmesi gerektiğini, çocuklara nasıl öğretmesi gerektiğini istemek durumundayız öğretmenden. Yani çok somut bir örnek vereceğim size, bu kopukluğun giderilmesi lazım. 2006 yılı yanlış hatırlamıyorsam bitişik eğik el yazısı müfredata konuldu. Yani hükümet politikası olarak biz çocuklarımızın bitişik el yazısı öğrenmesini, el yazısı yazmasını istiyoruz dedi. Ben 2013 yılında müsteşar oldum yani bu kararın alınmasından yedi sekiz yıl sonra. Hala istihdam ettiğimiz sınıf öğretmenin sizce bitişik eğik el yazısı öğretmek konusunda herhangi bir lisans dersi almıyor olması sizce normal midir? Üniversitelerimiz bu anlamda Bakanlığın politikalarını izlemezse, mezun ettiği kişileri bu anlamda donanımlı hale getirmezse, bu entegrasyonu, bu koordinasyonu nasıl sağlayacağız?” dedi.

    “Koordinasyon eksikliğini hep birlikte giderelim”

    Üniversitelerin akademik kadrolarına ve yönetimlerine çağrıda bulunan Bakan Tekin, “Dolayısıyla sizden istirhamım. Lütfen yeni müfredat revizyonu gündemde. Muhtemelen Kasım sonu itibariyle kamuoyuyla da paylaşılmış olacak. Lütfen öğretmenliğe kaynak teşkil eden lisans programındaki öğretim üyesi arkadaşlarımız, fakülte yöneticilerimiz müfredatımızı, programlarımızı neyi murat ettiğimizi, neyi amaçladığımızı izleyerek gençlerimizi bu şekilde yetiştirin. Biz de biraz önce konuşmanın başında ben anlatmaya çalıştığım o koordinasyon eksikliğini hep beraber gidermiş olalım. Bakın burası ciddi bir eksiklik. Daha ileri gidersek eğer bu bir koordinasyon eksikliği değilse o başka tür anlamlar ifade eder, üniversitelerin politikalarla uyumlu çalışmak istemediği biçiminde yorumlanır. Ki bu da çok hepimizi biraz önce dile getirdiğim eleştirilerin hepsini haklı çıkartır. Buna da sebep olmamamız gerekir” şeklinde konuştu.

    “Hepimizin üzerine önemli görevler düşüyor”

    Çocuğun eğitiminde birçok faktörün etken olduğunu anlatan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin şöyle devam etti, “Çocuğuna başkasının hakkına saygı duymayı göstermeyen, annesine ve babasına saygı göstermeyi öğretmeyen, yeme içme alışkanlıklar, eli yüzünü yıkama alışkanlığı vermeyen aileler üstüne düşeni yapmamış demektir. Sokakta gördüğü bir çocuğu yaptığı bir yanlışı uyarmayan, sahip çıkmayan toplum üstüne düşeni yapmıyor demektir. Kendisine emanet edilen öğrenciyi düzgün yetiştirmeyen Milli Eğitim Bakanlığı üstüne düşeni yapmıyor demektir. Kendisine emanet edilen lisans, ön lisansa öğrencisini doğru dürüst eğitmeyen üniversiteler, Yükseköğretim kurumları üstüne düşeni yapmıyor demektir. Dolayısıyla diyorum ki gelin Türkiye Yüzyılı’nı başlatıcı hep beraber toplumsal bir seferberlik yılı ilan edelim. Başkalarını suçlamayalım. Hepimiz önce kendi üstümüze düşeni yapmakla başlayalım. Çocuklarınızı okula göndermeden önce evinizdeyken, okul öncesi eğitim kurumlara henüz başlamadan öğretebileceğiniz şeyler var. Okula başladıktan sonra çocuklarımıza verebileceğiniz şeyler var.”

    “Üniversitelerden beklentilerimiz var”

    Bakanlık olarak üstlerine düşeni yapacaklarını ve yapmaya çalıştıklarını hatırlatan Bakan Tekin, ”Bu konuda çok uzun, üzerinde konuşulması gereken detaylı bir konu. Ama üniversitelerden ne bekliyorum onu söyleyeyim. Öncelikle bir kere Bakanlık olarak ilgi alanımıza giren konu öğretmenliğe kaynak teşkil eden lisans programları. Üniversitelerimizden istirhamım bu konuda biraz daha özen göstermeleri, öğretmenlik alan bilgilerindeki ortalamalara baktığımızda lisans programlarından mezun olan çocuklarımızın ortalamalarının çok da yüzümüzü güldürmediğini görüyoruz. Aynı şekilde öğretmenlik uygulamalarında yarım yamalak yerine getiren üniversitelerimiz maalesef çocuklarımızı bu anlamda iyi yetişmelerine engel olurlar. Dolayısıyla benim üniversitelerden istirham bu. Şimdi öğretmenliğe kaynak teşkil eden lisans programlarından bizim beklentilerimiz. Birincisi alan uzmanı arkadaşlar yetiştirsin. İkincisi ve daha benim önemsediğim kısım da şu. Madem bu arkadaşların Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde istihdam edilmesini istiyoruz. Bu arada bu salondaki öğretmenlik hayali kuran öğretmen olmak isteyen arkadaşlar da öğüdüm olsun, aynı zamanda ilgili fakültelerde öğretim istirhamım olsun, Milli Eğitim Bakanlığının kendince bir eğitim öğretim politikası var ve bunun somut belgeleri tarihte bir tarafından alınmış kamuoyunda müfredat diye bilinen bizim programlarımızda internet sitesinde mevcut. Bunlar mutlaka dikkate alınmalıdır” şeklinde konuştu.

    “Hepimiz kendimizi sorgulamak zorundayız”

    Bakan Tekin, eğitimle alakalı kurumlar arasında tam birliktelik ve beraberlik olmasını gerektiğini vurgulayarak, “Yıllarını akademiye vermiş bir kişi olarak, akademiden beklentilerim bir kopukluk, sadece Milli Eğitim Bakanlığı da değil, diğer kamu kurumları ve üniversiteler arasında var. Bakın aylarımızı veriyoruz bir akademisyen olarak bir makale hazırlıyoruz. Ortalama Türkiye’de bilimsel makalelerin en nitelikli dergide yayınlansa dahi okunma oranlarının ne olduğunu ben size söylemeyeyim, siz daha iyi biliyorsunuz. Ortalama bir bilimsel makale okuma oranı bu kadar düşükse bizim de kendimizi bir sorguya çekmemiz gerekiyor. Niye yazdığınız makaleler az okunuyor? Neden yazdığınız makalelerdeki önerilerimiz, ilgili kamu kurumları ya da paydaşlar tarafından dikkate alınmıyor? Burada da başka bir koordinasyon eksikliği var. Şimdi biraz icra tarafında olduğum için biraz da bu taraftan bir şey söyleyeyim size. Mesela biz sosyal bilimciyiz. Uluslararası endeksli yayın göndermek istediğinizde, veri yani nicel göstergelerle beslenmiş makaleler istiyorlar sizlerden. Ama bizim Türkiye’de de kamu kurumları veri paylaşma konusunda biraz cimri. Aynı şekilde şu anda kamu kurumlarımızda, bakanlıklarda ciddi bir Ar-Ge desteği verebilecek, Ar-Ge derken bu eskiden görevler almış, kamu bürokratlarının verildiği, merkezden değil, politikalarda bilimsel anlamda analiz eden raporlayan günlerin eksikliğini hissediyoruz kamu kurumlarında” dedi.

    “Akademik çalışmaların özetini yayınlamak lazım”

    Bütün bakanlıkların, bütün kamu kurumlarının ve üniversitelerin bire bir ilişki içerisinde çalışması gerektiğini vurgulayan Bakan Tekin şöyle devam etti:

    ”Bu kamu kurumlarının bakanlıkların çalışmalarında bir bilimsel temel bakış açısı ortaya çıkmış olur. Hem de akademyadaki yazı, literatür, akademik çalışmalar hem veriyle beslenmiş olur, hem de icracılar tarafından kullanılacak hale gelir. Kendileri akademik yayın yaparlar, yaptıkları akademik yayınlar, nicel göstergeler ve analizlerle beslendiği için uluslararası endeksli dergilerde yayınlanma oranı yayınlanma ihtimali artacaktır. Böyle bir faydası da olmuş olacak. Bir de daha önce bir dönem rektörlük yaptım biliyorsunuz, bir arzum var size burada söyleyeyim. Eğer kendisi işlev görürse akademik dergilerimizi lütfen popüler özetlerinde yer alan başka yayınlar çıkartalım. Üniversitelerimiz akademik çalışmaları popüler birkaç sayfa özetle, toplumu ilgilendiren kamuoyunu ilgilendiren kısımlarıyla popüler dergiler popüler yayınlar veya popüler bir şekilde web sayfalarına konulabilirse ilgili arkadaşların dikkatini çekmiş olur böyle bir faydası olmuş olur.”

  • Bilirkişilik kurulu başkanlığına yeni atama

    Bilirkişilik kurulu başkanlığına yeni atama

    Uzun yıllardır Erzurum ‘da görev yapan Yılmazel, gerek mesleki kariyeri gerekse sosyal sorumluluk projelerinde ki gönüllü hizmetleri nedeniyle yakından tanınıyor. Hakim Yılmazel’in Bilirkişilik Kurulu Başkanı olması memnuniyetle karşılandı.

    Kariyer günlerinde sık sık gençlerle bir araya gelen ve onların geleceklerine yön vermede destek olan Hakim Yılmazel, gençlerle gönül birlikteliğini sürdürüyor. Diğer yandan Kadın Sivil Toplum Kuruluşları tarafından kendisine iletilen sosyoekonomik sorunlarla ilgili talepleri geri çevirmeyen Hakim Yılmazel, bu yöndeki çalışmalara destek veriyor. Her platformda ailenin önemine değinen dört çocuk annesi Hakim Yılmazel, bu anlamda kadınlara ve çocuklara yönelik eğitici konferanslar veriyor.

    Gençlerin rol model olarak benimsedikleri Hakim Pınar Demir Yılmazel’in görevini layıkıyla yerine getireceği ifade ediliyor.

  • Sekmen,“ Muhtarlar bizim baş tacımız”

    Sekmen,“ Muhtarlar bizim baş tacımız”

    Muhtarlık müessesesinin, kültürün ve toplumsal hayatın en önemli yapı taşlarından birisi olduğunu belirten Başkan Sekmen, “Toplumun sosyal ve idari ihtiyaçlarını karşılayan muhtarlık müessesesi, çok yönlü bir kurumdur. Muhtarlarımız, aziz milletimizin birinci derecede temsilcileridir. Mahalli idarelerin temel yapıtaşı olan muhtarlarımız yerel yönetimin hamisidir. Bizler mahalli idareciler olarak muhtarlarımız olmadan asla başarılı olamayız. Muhtarlarımızla karşılıklı istişare ve fikir alışverişinde bulunarak şehrimizin problemlerine çare üretiyoruz. Milletimizin tercihine, teveccühüne, itimadına mazhar olarak görevlerini büyük bir azim ve kararlılıkla yürüten muhtarlarımız bizim başımızın tacıdır. Bugün, bizler ile vatandaşlarımız arasında köprü vazifesi gören kıymetli muhtarlarımızla bir araya geldik. Muhtarlar Günü vesilesiyle gerçekleştirdiğimiz bu özel buluşmada bizlere güzel temennilerde bulunan muhtarlarımıza şükranlarımı sunuyorum.” dedi.

  • Necip Fazıl Kısakürek sempozyumu yapılacak

    Necip Fazıl Kısakürek sempozyumu yapılacak

    Cihannüma Derneği koordinesinde Erzurum Valiliği, Atatürk Üniversitesi, Erzurum Büyükşehir Belediyesi, Yakutiye Belediyesi, Palandöken Belediyesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte gerçekleştirilen Eğitim ve Gençlik Temalı, Vefatının 40. Yılında Necip Fazıl Kısakürek sempozyumu Atatürk Üniversitesi Nene Hatun Kültür ve Gösteri Merkezi’nde gerçekleştirilecek.
    Cihannüma mefkuresinin öncü şahsiyetlerini anma amacıyla planlanan ve ilki geçen yıl Diyarbakır’da Sezai Karakoç ile başlayan sempozyumlar dizisinin ikincisi olacak sempozyumda Necip Fazıl üzerine çalışmaları olan ülkenin önde gelen akademisyen ve yazarları tebliğlerini sunacaklar.

    Sempozyum 20-21 Ekim tarihlerinde biri değerlendirme oturumu olmak üzere 8 oturumda gerçekleştirilecek. Sempozyumda 50’nin üzerinde akademisyen ve yazar bilimsel sunumlarını yapacaklar.

    Sempozyumun açılış programına Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin de katılacak.

    Programa Yazarlar Birliği Onursal Başkanı D. Mehmet Doğan, Yazarlar Birliği Başkanı ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, Prof. Dr. Erdoğan Erbay, Prof. Dr. Rıdvan Canım, Prof. Dr. İbrahim Kavaz ve Ali Haydar Haksal, Metin Önal Mengüşoğlu, Erol Erdoğan, Duran Boz, Ali Bal gibi Edebiyat alanında Türkiye’nin önde gelen akademisyen ve yazarları bildirileriyle katılacak.

  • Yüzüncü yılda yüz resim

    Yüzüncü yılda yüz resim

    İstanbul Harbiye’de Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı Ahmet Muhtar Paşa Salonunda yapılacak sergi açılışı 21 Ekim 2023 tarihinde gerçekleştirilecek.

    Asker ressamlar ve sergileri hakkında bilgi veren grup üyesi E.Albay Ersin Yaman şunları ifade etti; “Bizler, askerî okulların atölyelerinde eğitim almış, çoğunluğumuz aynı dönemlerde birlikte çalışmış ve mezuniyetimizden itibaren her birimiz yurdumuzun farklı bölgelerinde görev yaptıktan sonra yeniden bir araya gelerek, birbirimizle irtibatlı olarak çalışmaya, birlikte sergiler açmaya başlamış, sanata gönül vermiş askerleriz.21 Aralık 2020 tarihinde; Asker Ressamlar Whatsapp grubumuzu kurarak yola koyulduk. Grubumuzda, asker, asker emeklisi veya askerî okullarda eğitim almış fakat sonra sivilde yaşamına devam etmiş sanatçılar bulunmaktadır. Farklı yerlerde yaşayan, kendi atölyelerinde ya da evlerinde resim yapan sanat emekçileri olarak önce sanal ortamda bir araya geldik. Sonrasında birlikte salon sergileri açmaya başladık. 2021 yılında ilk sergimizi İstanbul’da NetaArt Sanat Galerisinde açtık. 2022 yılında Ankara’da GaleriM Sanat Galerisinde 2nci ve Bodrum Trafo Sanat Galerisinde 3üncü sergilerimizi açtık. 2023 yılında “askerressamlarart.com“ web sitemizi kurarak ilk sanal sergimizi gerçekleştirdik. Cumhuriyetimizin 100.Yılında 09 Eylül 2023 tarihinde İzmir’de Arya Kamalı Uluslarası Kültür Sanat Merkezi’nde 4üncü sergimizi açtık. Ve Cumhuriyetimizin 100.Yılı devam ederken, çok önemli bir mekânda, tarihî Harp Okulu binası olan Askerî Müze’de bu sergimizi gerçekleştiriyoruz. Bu vesileyle sergi salonunun tahsisinde ve sergi hazırlığımızda bizlere destek olan Millî Savunma Bakanlığına, Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Genel Başkanlığına, Askerî Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığına şükranlarımı sunuyorum. Cumhuriyetimizin 100.yılında açacağımız bu sergimizde asker ressamlarımızın 100 eseri sanatseverlerle buluşuyor. 3 Kasım 2023 tarihine kadar açık kalacak sergimize tüm sanatseverleri davet ediyoruz.”

  • Mehmetçik Hatıra Ormanı’na ilk fidanlar dikildi

    Mehmetçik Hatıra Ormanı’na ilk fidanlar dikildi

    9. Kolordu Komutanlığı ev sahipliğinde Mehmetçik Hatıra Ormanı’nın ilk fidanları toprakla buluştu.

    Milli Savunma Bakanlığı ve Tarım Orman Bakanlığı arasında yapılan protokol kapsamında Cumhuriyetimizin 100’üncü kuruluş yılında “Türkiye Yüzyılı Mehmetçik Hatıra Ormanı” açılış töreni ve fidan dikimi programına komutanlar, protokol mensupları, askerler ile öğrenciler katıldı.

  • Sürücülere 1 Milyon 791 bin TL ceza

    Sürücülere 1 Milyon 791 bin TL ceza

    9-16 Ekim tarihleri arasındaki bir haftalık denetim ve çalışmalarda; Erzurum’da 112 araç sürücüsüne koruyucu tertibat, emniyet kemeri ve kask kullanmamaktan, 268 araç sürücüsüne park yasağı kuralı ihlalinden, 537 araç sürücüsüne azami hız limitlerini aşmaktan, 5 araç sürücüsüne alkollü olarak araç kullanmaktan, 24 araç sürücüsüne yayalara ilk geçiş hakkını vermemekten, 325 araç sürücüsüne kırmızı ışık kuralı ihlalinden, 82 araç sürücüsüne seyir halinde cep telefonu kullanmaktan, 85 araç sahibine muayenesiz aracı trafiğe çıkartmaktan, 29 araç sürücüsüne tehlikeli şerit ihlalinden, 17 araç sürücüsüne sürücü belgesiz olarak motorlu araç kullanmaktan ve 3araç sürücüsüne abart egzoz kullanmaktan ceza yazıldı.

    Ayrıca 351 araç sürücüsüne, 2918 sayılı karayolları trafik kanununun diğer maddelerinden olmak üzere toplam; bin 538 araca, 1 milyon 79 1 bin166,00 TL idari para cezası kesildi.

  • 2 bin 500 yıllık heykel

    2 bin 500 yıllık heykel

    2020 yılında Erzurum’un Şenkaya ilçesine bağlı Ormanlı Mahallesi’nde Kıpçaklar dönemine ait olduğu tahmin edilen ve mezarlarda yatan kişilere temsilen yapılan 123 santimetre uzunluğunda, 45 santimetre çapında ‘Taş Baba’ heykeli bulunmuştu. Mahallede çiftçilikle uğraşan Aytaç Alver isimli vatandaş, hayvanlarını otlatırken otların arasında üzerinde motifler olan bir heykel olduğunu fark etmiş ve Müze Müdürlüğü görevlileriyle bağlantıya geçerek, taşın değerli bir taşa benzediğini ve incelenmesi gerektiğini söylemişti. İncelemelerin ardından heykelin 2 bin 500 yıllık ‘Taş Baba’ heykeli olduğu ortaya çıkmıştı. Arkeologlar tarafından incelenen Taş Baba heykeli, restorasyonunun tamamlanmasıyla Erzurum Müzesine yerleştirildi. Şimdilerde müze ziyaretçilerinin ilgi odağı olan Taş Baba, en çok da çocukların ilgisini çekiyor.

    “Eşi benzeri olmayan bir eser”

    Uzmanlar, bozkırda özellikle soylular için en yaygın mezar türü olan ‘kurgan’larda kişinin önemine uygun olarak genellikle ahşaptan gömü odasının üzerine taş ve topraktan bir yığma tepe yükseltilerek, bunun üzerine de ölen kişiyi temsil eden kabaca insan biçimli heykeller dikildiğini ve bu heykellere de genellikle “Taş Baba” ismi verildiğini ifade etti. Erzurum Müze Müdürü Hüsnü Genç, elinde kase tutan, belinde sıralı 4 kemer olan Taş Baba heykelinin buluntudan sonra titizlikle bakım, restorasyon ve konservasyon çalışmalarının tamamlandığını ifade ederek, “Yüz kısmı, elleri ve kemerinde işlemeli motifler bulunan, 1 metre 23 santimetre uzunluğunda, 47 santimetre genişliğindeki heykel Taş Baba heykeli, müzemizin ve ülkemizin ünik (tek ve eşi olmayan) eserlerinden birisi” dedi.

    “2 bin 500 yıl öncesine ait”

    Genç, eserin Türk mezar gömme geleneklerinin en belirgin şekli ve örneklerinden olduğuna işaret ederek, “Taş Baba, İslamiyet’ten önceki Türklerde özelikle Orta Asya’da bulunan Türk kavimleri tarafından büyük devlet adamlarının mezarlarına dikilen şahide taşlardır, yani mezar taşlarıdır Taş Baba!nın Türk geleneklerinde olduğu gibi elinde ‘bengü bade kasesi’ ve belinde sıralı kemer görülüyor. Bu kemer, zamanında vefat etmiş Türk büyüğünün, kemerdeki çizgi sayısı arttıkça makamının, mevki ve rütbesinin arttığını gösteren işarettir. Elindeki ‘Bengü Bade’ ise öldükten sonra sonsuzluk kadehini içerek ölümsüzlüğe gittiğini belirtmektedir. Ülkemizde benzeri bulunmuyor çünkü bunların orijinali Orta Asya’da. Bilindiği gibi Türkler Orta Asya’dan Türkiye’ye doğru yayılım göstermekte. Tabii Orta Asya’da değişik örneği vardır ancak ülkemizde ilk örneği müzemizde. Eser günümüzden yaklaşık 2 bin 500 yıl öncesine ait” şeklinde konuştu

  • Vali Çiftçi, Bera’yı makamında kabul etti

    Vali Çiftçi, Bera’yı makamında kabul etti

    Vali Çiftçi, küçük Bera’nın sorularını cevapladı, büyüyünce Vali olmak isteyen küçük Bera’ya eğitim hayatında başarılar diledi.