Kategori: Erzurum

  • Sular çekilince kemikler ortaya çıktı

    Sular çekilince kemikler ortaya çıktı

    Erzurum’da, su seviyesi son yılların en düşük seviyesini gören Palandöken Baraj Gölü’nde doluluk oranı, yüzde 61,98’e geriledi. Çekilmeyle birlikte su altında kalan mezarlar, gün yüzüne çıktı, kemiklerin de kıyıya vurduğu görüldü.

    Palandöken Dağı’nın güneyinde bulunan, Erzurum- Bingöl yolundaki Lezgi Çayı üzerine kurulan sulama ve içme suyu amaçlı Palandöken Barajı’nın yapımına 1994 yılında başlandı ve 2001’de tamamlandı.

    Gövdesi dolgu tipi toprak olan barajda 4 Eylül 2005’te su tutulması ile birlikte 50,50 kilometrekarelik göl alanı oluştu. Çat ilçesine bağlı Aşağı Çat, Yukarı Çat, Taşağıl ve Tüysüz köyleri ile Aşağı Çat köyü mezarlığının bir bölümü ile Yukarı Çat köyü mezarlığı ise tamamen sular altında kaldı.

    Kuraklıkla gölde büyük oranda yaşanan su çekilme sonucu Aşağı Çat köyündeki mezarlar, gün yüzüne çıktı. Tahrip olan mezarlardaki kemikler de kıyıya vurdu.


    Bölgede hayvan otlatan köylülerden Yahya Tanas (27), “2005 yılında Aşağı Çat, Yukarı Çat, Taşağıl ve Tüysüz köyleri su altında kaldı. Bizim mezarlığın yarısı, Yukarı Çat’ın mezarlığı ise tamamen sular altında kaldı. Şimdi sular yaklaşık 20 metre civarında çekildi. Köyümüze ait mezarlar da ortaya çıktı. Mezarlığa gelip baktığımızda kıyıda kemikler olduğunu gördük” dedi.

  • 1 evde başladı 5 eve sıçradı

    1 evde başladı 5 eve sıçradı

    Erzurum’un Oltu ilçesine bağlı kırsal Arıtaş Mahallesi’nde bir evde çıkan yangında alevler bitişikteki evlere de sıçradı. Ekipler, 6 evde devam eden yangına müdahale ediyor.

    Oltu ilçesine 36 kilometre uzaklıktaki kırsal Arıtaş Mahallesi’nde bir evde yangın çıktı. Elektrik kontağından çıktığı tahmin edilen yangında, alevler kısa sürede bitişikteki 5 eve daha sıçradı.  İhbar üzerine mahalleye, Erzurum Büyükşehir Belediyesi itfaiyesi ve jandarma ekipleri sevk edildi.

    Sokaklarının dar olması nedeniyle alevlere güçlükle müdahale eden itfaiye ekiplerine köylüler de destek verdi. Bazı ev sahipleri yanan evlerindeki eşyalarını kurtarma çalıştı. Ekipler, 6 evde devam eden yangının diğer evlere de sıçramaması için yoğun çaba sarf ediyor.

    Oltu Belediye Başkanı Necmettin Taşçı, can kaybının olmadığı yangını söndürme çalışmalarının sürdüğünü söyledi.

  • Çilingiri beklemedi, 3’üncü kattan düşüp öldü

    Çilingiri beklemedi, 3’üncü kattan düşüp öldü

    Erzurum’da emekli öğretmen Reşat Coşkun (53), anahtarını içeride unuttuğu dairesine üst kattaki komşusunun balkonundan inerken beline bağladığı halatın çözülmesi sonucu 3’üncü kattan düşüp öldü.

    Palandöken ilçesinde oturan evli ve 3 çocuk babası Reşat Coşkun (53), 2’nci kattaki evinin anahtarını içeride unuttu. Bir ay önce emekli olan Coşkun, haber verdiği çilingiri beklemeden üst kattaki komşusuna çıktı. Reşat Coşkun, beline bağladığı halatla balkondan, kendi evinin balkonuna inmek için aşağı sarktı. Bu sırada halat açılınca Coşkun, 3’üncü kattan düştü. İhbar üzerine olay yerine sevk edilen sağlık ekibi Coşkun’un öldüğünü belirledi. Coşkun’un cenazesi otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı.

    Reşat Coşkun’un yakını Ömer Kaya, “Anadolu İmam Hatip Lisesi’nden kısa bir zaman önce emekliye ayrılan hocam, anahtarı kapının üzerinde unutuyor. Çilingiri çağırıyorlar. Çilingir gecikince, ‘Ben üst kattan inerim’ deyip halatı beline bağlıyor ve inerken halat çözülüyor ve düşüyor. Kendisinin 3 çocuğu var. Yaklaşık 6 ay önce de trafik kazasında kızının nişanlısını yani damadını kaybetmişti. Buradaki evini de satmış ve şehir merkezinden yeni bir ev almıştı. Cumartesi günü de oraya taşınacaklardı, nasip olmadı” diye konuştu.

  • Ailesini ev kirli olduğu için katletmiş

    Ailesini ev kirli olduğu için katletmiş

    Erzurum’da boşandığı Gülçin Karabiyik (50) ile kızları Burçin (25) ve Cansu Arslan’ı (17) tabancayla vurarak öldüren Raci Arslan (44), 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başladı. Raci Arslan, mahkemedeki ifadesinde eşi ve kızlarını evin kirli olması nedeniyle çıkan tartışma sonrası öldürdüğünü söyledi.

    Geçen yıl 6 Aralık’ta, Erzurum’un merkez Yakutiye ilçesi Kurtuluş Mahallesi’nde  Raci Arslan ile evinde kaldığı boşandığı Gülçin Karabiyik arasında tartışma çıktı. Tartışma sırasında Raci Arslan, tabanca ile önce Gülçin Karabiyik’ı, ardından da kızları Burçin ve Cansu Arslan’ı öldürdü. Olayın ardından kaçan Raci Arslan, Mahallebaşı semtinde polisler tarafından sağ el ve karın boşluğundan vurularak yakalandı. Raci Arslan, gelen ambulansla Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Tedavi süreci tamamlanan Arslan, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    SAVCI 3 KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTEDİ

    Raci Arslan hakkında yürütülen soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlandı. Erzurum 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede Raci Arslan’ın eski eşini öldürmekten müebbet, kızları Burçin ve Cansu Arslan’ı öldürmekten ise 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Arslan hakkında 6136 sayılı yasaya muhalefet suçundan da 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

    SEGBİS’LE İFADE VERDİ

    Eşi ve kızını öldürmekle suçlanan Raci Arslan, ilk kez hakim karşısına çıkarıldı. 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmaya Gülçin Karabiyik’in kardeşleri ve avukatlar katıldı. Olayın tanıkları olan çiftin oğulları F. A. (15) ile E. A. (17), Adli Görüşme Odası’ndan (AGO) duruşmayı izlerken sanık Raci Arslan ile başka bir suçtan hükümlü oğlu Anıl Arslan (22) Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden ifade verdi.

    EŞİ VE KIZLARINI SUÇLADI

    Olaydan bir gün önce akşam eşiyle tartıştığını söyleyen Raci Arslan, sabah kahvaltı sırasında evdeki kirliliği sorması sonrası eşi ve kızları tarafından tehdit edildiğini ileri sürerek, “Ev pislik içindeydi. Neden pis olduğunu sorduğumda hep birlikte hakaret ve tehdit ettiler, ellerinde bıçakla saldırmaya başladılar. Evde silah vardı. Eşim silaha doğru koştu ama o almadan ben aldım. O anda kızlar odalarına kaçmışlardı ve ben de silahla vurdum. O anda F.A. ile E.A. benim yanımdaydı. Anneleri ile kızlar bana karşı birlikteydiler. Kızlar da sürekli evden kaçıyorlardı. Eve geldiklerinde ellerinde farklı farklı telefonlar oluyordu ve içlerinde çıplak resimler yakalıyordum. Her defasında farklı farklı bahaneler söylüyorlardı. Kızlar anneleriyle beni 2 kere zehirlemeye çalıştılar, çok sayıda da şikayet ettiler. Hayatımdan bıkmıştım. Utandığımdan bazı şeylerin üzerini kapatmaya çalışıyordum. Şerefimi beş paralık ettiler. Suçum, günahım yoktu. Sadece evin kirlenmesini söyledim. Olaydan sonra da kendimi kaybettim, nereye gittiğimi ve ne yaptığımı bilmiyorum” diye konuştu.

    ANNEMİ DEĞİL KARDEŞLERİMİ VURACAKTIM

    Bir suçtan dolayı tutuklu bulunduğu cezaevinden izinli olarak annesi ve kardeşlerinin cenaze törenine katılan Anıl Arslan, SEGBİS aracılığıyla verdiği ifadesinde babasından şikayetçi olmadığını söyledi. Silahı babasının değil kendisinin aldığını belirten Anıl Arslan, “Silahı aldıktan bir gün sonra ablam beni şikayet etti ve cezaevine girdim. Ablamın davranışları sürekli aynıydı. Annemi değil de kardeşlerimi vuracaktım. Babam yapmasaydı bu işi ben yapacaktım” dedi.

    Duruşmayı izledikleri AGO’dan ifade veren E. A., anne ve ablalarının babalarına hakaret ettiğini anlattı. E. A., ifadesinde şunları söyledi:

    “Annem ile ablalarım babama hakaret etti. Biz babamı sakinleştirirken annem bıçakla geldi ve hakaret etmeye devam ediyordu. Babam evden çıkarken annem gelerek bir şeyler söyledi. Sonra annem silaha doğru giderken babam önceden aldı ve vurdu. Annemle kardeşlerim sürekli babama hakaret ediyorlardı. Babamdan şikayetçi değilim.”

    Olay günü annesi ile kardeşlerinin babasına küfür ettiğini ileri süren F.A. ise, “Ablamlar babama iftira atıyorlardı. Annem de elinde bıçakla geldi ve tartışmaya başladılar. Annem sonra silahı alarak babama yöneltmişti. Babam da silahı alarak onları vurdu. Babamı istemiyorlardı ve çayına fare zehri bile koymuşlardı. Babamdan şikayetçi değilim” dedi.

    Mahkeme heyeti, duruşmaya katılmayan tanıkların zorla getirilmesine ve sanık Raci Arslan’ın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

  • Pınar Çağlı’dan 3 gündür haber alınamıyor

    Pınar Çağlı’dan 3 gündür haber alınamıyor

    Erzurum’da KPSS’ye girmek için kaldığı yurttan ayrılan Pınar Çağlı’dan (23) bir daha haber alınamadı. Polislerin her yerde aradığı Pınar’ın kaçırılma ihtimali üzerinde duruluyor.

    Erzurum’da KPSS’ye girmek için 31 Temmuz Cumartesi günü kaldığı yurttan ayrılan 23 yaşındaki Pınar Çağlı’dan  yakınları bir daha haber alamadı.

    Arkadaşları ona ulaşmak için 1 Ağustos’taki KPSS’ye gireceği sınav merkezi önünde beklese de Pınar sınavın olacağı binaya gelmedi.

    İhbar üzerine polis 3 gündür her yerde Pınar’ı arıyor.

    KAÇIRILMA ŞÜPHESİ

    Öte yandan, iddiaya göre, Çağlı’nın  bir kişi tarafından kaçırıldığı düşünülüyor.

    Erzurum Teknik Üniversitesi Tarih Bölümü’nden mezun olan Pınar’ın arkadaşları ise sosyal medyada yardım çağrısı başlattı.

    Birçok sosyal medya kullanıcısı ”Pınar’a yardım edin” çağrısında bulundu.

  • Kuraklıktan can çekişen balıklara can suyu

    Kuraklıktan can çekişen balıklara can suyu

    Erzurum’un Oltu ilçesinde kuraklık nedeniyle suyu çekilen göletteki balıklara can suyu verildi.

    Erzurum Büyükşehir Belediyesi tarafından 2 yıl önce Oltu ilçesine bağlı Toprakkale Mahallesi’ne yaptırılan hayvanların su içmesi ve arazilerin sulanması için yapılan gölete, geçen yıl ilçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından 10 bin sazan balığı yavrusu bırakıldı. Bölgede beklenen oranda yağış düşmeyince su seviyesi düşen gölette balık ölümleri yaşandı. Bunun üzerine Toprakkale Mahallesi Muhtarı Gani Eken, gölete su takviyesi için Oltu Orman İşletme Müdürlüğü’nden yardım istedi. Orman işletmesindeki arazözle gölete su takviyesi yapıldı.

    Toprakkale Mahallesi Muhtarı Gani Eken, “2 yıl önce hayvanlarımıza içme suyu ve arazi sulamasında kullanılmak üzere Erzurum Büyükşehir Belediyesi tarafından gölet yapılmıştı. Gölete İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından 10 bin adet yavru balık atıldı. Maalesef havaların kurak gitmesi nedeni ile göletteki su tamamen kurumak üzere. Suyu büyük oranda kuruyan gölette balıklar can çekişiyor. Oltu Orman İşletmesi Müdürlüğümüzden arazözle gölete su takviyesinde bulunmalarını istedik. Kendileri de bize yardımcı oldular” dedi.

    Oltu Orman İşletme Müdürlüğü çalışanı Ömer Faruk Osanmaz ise, “Toprakkale Mahalle muhtarımız göletin kuruduğunu belirterek yardım istedi. Biz de arazözle göletteki balıklara can suyu verdik. Susuzluktan balıklar ölmek üzere, biz de birkaç gün elimizden geldiğince su basmaya çalışacağız. Buradaki balıkları kurtaracağız” diye konuştu.

  • Emeklilik dilekçesini verdiği gün kazada öldü

    Emeklilik dilekçesini verdiği gün kazada öldü

    Erzurum’un Aşkale ilçesinde krom madeninde çalışan 3 çocuk babası Süleyman Bayrak, emekli dilekçesi verdiği gün görev dönüşü geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti.

    Aşkale ilçesi Pırnakaban mevkisinde ilçede faaliyetini sürdüren özel şahsa ait krom madeninde çalışan Süleyman Bayrak, emekli olmak için iş yerine dilekçe verdi. Süleyman Bayrak, son iş gününde arazide çalışan iş makinelerine  tankerle mazot götürdü.

    İş makinelerinin mazotlarını teslim eden Bayrak’ın kullandığı tanker, Pırnakaban mevkisinde şarampole yuvarlandı. Kazada Süleyman Bayrak hayatını kaybederken, yanında bulunan işçi Yüksel Güzel (41) yaralandı.

    Hayatını kaybeden Süleyman Bayrak’ın cenazesi Aşkale Devlet Hastanesi morguna kaldırılırken, yaralı işçi ambulansla Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesinde tedavi altına alındı.

    Emekli dilekçesini verdiği son iş gününde Bayrak’ın, kazada hayatını kaybettiği haberini alan ailesi ve yakınları büyük üzüntü yaşadı.

     

  • Üzerine yıldırım düşen çoban ağır yaralandı

    Üzerine yıldırım düşen çoban ağır yaralandı

    Erzurum’un Horasan ilçesinde hayvanları otlatırken üzerine yıldırım düşen çoban Hikmet Noğay (24), ağır yaralandı.

    Horasan’ın Karapınar köyünde çobanlık yapan Hikmet Noğay, kardeşleri ile birlikte yaylada hayvanlarını otlatırken aniden yağmur bastırdı. Bunun üzerine 3 kardeş, hayvanları köye götürmek için yola çıktı. Ancak bu sırada Hikmet Noğay’ın üzerine yıldırım düştü. Kardeşlerinin haber verdiği köylüler bölgeye gelip, Noğay’ı alarak Horasan Devlet Hastanesi’ne götürdü. Vücudunun büyük bölümünde yanıklar oluşan Noğay, buradaki müdahalesinin ardından da Erzurum’daki Şehir Hastanesi Yanık Tedavi Merkezi’ne sevk edildi.

    Ağrı’da yaşarken çobanlık yapmak için ailesiyle Horasan ilçesine geldiklerini söyleyen Hikmet Noğay, “Merada hayvanları otlatırken saat 17.30 sıralarında gök gürültüsüyle birlikte yağmur başladı. Hayvanlarla birlikte köye doğru giderken yıldırım düştü. Birkaç hayvanın yere düştüğünü gördüm, yıldırım beni de çarptı. Sonrasını hatırlamıyorum, bayılmışım. Kardeşim hemen köylülere haber vermiş. Köylülerin yardımıyla Horasan Devlet Hastanesine oradan da buraya sevk edildim. Yıldırımın düştüğü an bir inek telef olmuş, biri de yaralanmış. Şu an kalıcı bir hasar var mı bilemiyorum. Motivasyonum düşmesin diye galiba bana söylemiyorlar. Maalesef ciddi yaralarım var. Vücudum başımdan, sol topuğuma kadar tamamen yara içinde. Sadece sağ ayağım ve sol kolum hafif yaralı” dedi.

  • İndirimi duyan koştu: Polisten yardım istediler

    İndirimi duyan koştu: Polisten yardım istediler

    Türkiye’de bazı bölgelerde koronavirüs vaka sayıları hızla artarken, Erzurum’daki züccaciye mağazasında, ürünlerde indirim yapıldığı duyurulunca önünde kuyruk oluştu. Sosyal mesafe kuralına uymayan kalabalık, saatlerce iş yerinin açılmasını bekledi. İş yeri çalışanları, kalabalığı görünce polisten yardım istedi.

    Merkez Yakutiye ilçesinin Saraybosna Caddesi’ndeki 3 katlı züccaciye mağazasının sosyal medya hesabında, ürünlerin yarı fiyatına satılacağı duyuruldu. Koronavirüs vaka sayılarının bazı bölgelerde artmasına rağmen sabah erken saatlerde iş yeri önünde çoğu kadın onlarca kişi toplandı. Sosyal mesafe kuralını hiçe sayan kalabalık, saatlerce mağazaya girmek için bekledi. Yoğunluk nedeniyle iş yeri çalışanları, polisten destek istedi. Polisler, giriş ve çıkışlarda bekleyip, mağazaya giren kişi sayısını kontrol etti. Ancak kalabalığın mağazaya giriş için ısrar etmesi nedeniyle zaman zaman izdiham yaşandı. Mağaza önünde oluşan uzun kuyruğu gören bazı kişiler de sırada bekleyenlere tepki gösterdi.

    İş yeri müdürü Murat Yazıcı, “İçeri ekiplerin eşliğinde 10- 20 kişi alıyoruz. Herkese yetecek kadar kampanyalı ürünler var. Koronavirüs var, evet biliyoruz ancak her türlü tedbiri alıyoruz” dedi.

    Kuyrukta bekleyen kadınlardan Sevgi Gül ise “Kendimizi koruyarak geldik. İçeride ev eşyaları var. Tabi ki sağlık önemli ama açık havadayız, ona göre buradayız. Bu kadar kalabalık olduğunu bilseydim hayatta gelmezdim. Çok beklediğim için gidemiyorum. Neredeyse 2 saattir bekliyorum. Virüs sadece burada yok her yerde var. İçeride indirim var” diye konuştu

     

  • Erzurum’da yerli aşı çalışmaları: İnsan üzerinde faz çalışmasına geçilecek

    Erzurum’da yerli aşı çalışmaları: İnsan üzerinde faz çalışmasına geçilecek

    Erzurum Atatürk Üniversitesi Aşı Üretme ve Antijen Hazırlama Koordinatörü Prof. Dr. Selahattin Çelebi, devam eden Covid-19 aşısı çalışmalarıyla ilgili “Nötralizasyon antikor ve alerjik reaksiyon testleri hızla sürdürülüyor. Bu deneyler sonucunda insan üzerindeki faz çalışmalarına geçilecek. Birkaç ay sonunda Atatürk Üniversitesi’ne özel Covid-19 aşısının tıpta yerini alacağı umudu, çok güçlü oluştu” dedi.

    Atatürk Üniversitesi Aşı Üretme ve Antijen Hazırlama Koordinatörlüğü bünyesinde sürdürülen aşı çalışmalarıyla ilgili değerlendirme toplantısı yapıldı. Rektörlük Kültür Merkezi Mavi Salon’da, sosyal mesafe kurallarına uyularak gerçekleştirilen toplantıda Aşı Üretme ve Antijen Hazırlama Koordinatörü Prof. Dr. Selahattin Çelebi, gelinen nokta hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Çelebi, yapılan çalışmalarda, 3 farklı proteinin kodlanmasıyla aşının önemli ayağı olan recombinant antigen elde edildiğini söyledi.

    Aşıda insan üzerinde denenme aşamasına gelindiğini anlatan Prof. Dr. Çelebi, “Bu 3 faklı antijenden hayvanlara verilecek bağışıklık ile oluşan antikorun seviye ve dayanıklılık süresi saptanmaya başlandı. Söz konusu çalışmalarla birlikte nötralizasyon antikor ve alerjik reaksiyon testleri hızla sürdürülüyor. Bu deneyler sonucunda insan üzerindeki faz çalışmalarına geçilecek. Bugüne kadar yapılan çalışmalar oldukça verimli geçti ve herhangi bir aksaklık olmadan da devam ediyor. Birkaç ay sonunda Atatürk Üniversitesi’ne özel Covid-19 aşısının tıpta yerini alacağı umudu çok güçlü bir şekilde oluştu. Aşı Koordinatörlüğümüz aşı ve antijen (kit) hazırlama çalışmalarını ara vermeden sürdürüyor” diye konuştu.

    REKTÖR ÇOMAKLI: TAKVİME GÖRE SÜREÇ OLUMLU

    Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı ise aşı projesinin takvimine göre, sürecin olumlu seyrettiğini söyledi. Şimdiye kadar aksilikle karşılaşılmadığını belirten Prof. Dr. Çomaklı, “Bu süreçte Aşı Koordinatörlüğü’nün gerçekleştirdiği çalışmaları gördüğümüzde aşı konusundaki ümitlerimiz gün geçtikçe artıyor. Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Kimya Bölümleri, Tıp Fakültesi, Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Farmakoloji, Enfeksiyon Hastalıkları ve Çocuk Sağlığı Hastalıkları’nın yanı sıra Eczacılık ve Veteriner Hekimliği bölümlerimizdeki öğretim üyelerimizin çabalarıyla bugünlere geldik. Aşı Üretme ve Antijen Hazırlama Koordinatörlüğü’nü gelecekte aşı merkezi, hatta Ar-Ge enstitüsüne dönüştürme planımız var. Bu konu için gereken mercilere başvuruda bulunacağız” dedi.