Kategori: Eskişehir

  • Minikler Mevlana Haftası’nı kutladı

    Minikler Mevlana Haftası’nı kutladı

    Sivrihisar İlçe Müftülüğünce, Merkez Elmalı 4-6 Yaş Kur’an Kursu’nda öğrenim gören çocuklar Mevlana Haftasını renkli aktivitelerle kutladılar.

    Kursun çocuklardan sorumlu öğreticisi Şeyma Gökçe tarafından etkinlikte çocuklar semazen kıyafetleri görerek hatıra fotoğrafı çekindi.

    Daha sonra semazen resimlerini elişi kâğıtları ile boyayarak haftayı kutladılar.

  • Çok sayıda silah ve mermi jandarma ekiplerince ele geçirildi

    Çok sayıda silah ve mermi jandarma ekiplerince ele geçirildi

    İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince 1 Aralık ile 14 Aralık tarihlerinde ‘Ateşli silahlar ve bıçaklar kanununa muhalefet’ suçu çerçevesinde çalışma gerçekleştirildi. Çalışmalar çerçevesinde gerçekleştirilen 6 ayrı operasyonda, 11 şüpheli yakalandı. Şüphelilere ait evlerde ve araçlarda yapılan aramalarda, 5 adet tabanca, 4 adet av tüfeği, 5 adet tabanca şarjörü ve 298 adet farklı çaplarda mermi ele geçirildi.

  • Açıköğretim karbon ayak izini azaltıyor

    Açıköğretim karbon ayak izini azaltıyor

    Açık ve uzaktan eğitimdeki tecrübesi 40 yılı aşan Anadolu Üniversitesi, her geçen yıl uygulamaya koyduğu yeniliklerle öğrencilerine nitelikli yükseköğretim hizmetleri sunmanın gururunu yaşıyor. Dünyanın 41 ülkesine yükseköğretim imkânı sunan Açıköğretim Sistemi, öğrenme ve iletişim teknolojileri üzerine odaklanarak, etkileşimi üst düzeye çıkarmayı ve öğrenen motivasyonunu artırmayı amaçlayan uygulamaları hayata geçiriyor. Gerçekleştirilen yenilikler ve akılcı çözümlere ek olarak kamu kaynaklarının verimli kullanılması ve küresel iklim değişikliğinin çevre üzerindeki oluşturduğu tahribat ile mücadele noktasında da bir dizi yenilik hayata geçiriliyor.

    Sınav organizasyonları sürdürülebilirlik perspektifiyle gerçekleştiriliyor

    Her yıl hem ülke içerisinde hem de ülke dışında gerçekleştirilen Açıköğretim Sistemi sınavlarının tüm süreçlerinde sürdürülebilirlik çalışmaları büyük bir başarı elde ediyor. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sistemi, geçtiğimiz yıllara kıyasla her geçen yıl hem çevresel hem de ekonomik sürdürülebilirlik konusunda büyük bir ivme kazanıyor. Yoğun bir katılımla gerçekleştirilen Açıköğretim Sistemi sınavlarında çevreye zarar verebilecek faaliyetleri azaltma veya kullanmama hususunda sistematik faaliyetlerde bulunuluyor. Bu kapsamda gerçekleştirilen kurumsal süreçlerle daha az kâğıt kullanımına, daha az ürün ve hizmet uygulamalarına geçilerek doğal yaşamın korunması ve geliştirilmesine katkı sağlanıyor. Yine bu kapsamda ekonomik sürdürülebilirlik düşüncesiyle de sınav materyalleri ve hizmetleri konusunda düzenlenen ekonomik süreç gözden geçirilerek önceki yıllara göre daha az maliyetle daha kaliteli bir süreç geçirilmiş oluyor.

    Yeşil bir gelecek için rekor tasarruf

    2021-2022 Yılı Akademik Güz Dönemi ile 2023-2024 Akademik Güz Döneminde gerçekleştirilen Açıköğretim Sistemi Ara Sınavları arasındaki sayısal veriler sürdürülebilirlik konusunda yapılan çalışmaların başarılı sonuçlar verdiğini gözler önüne seriyor. Bu kapsamda 2021-2022 Güz Döneminde Sınav Oturum Sayısı 4 iken, 2023-2024 Güz Döneminde bu sayı 3 oturuma indirildi. 1 sene önce yapılan sınavlarda sınav materyallerinin yer aldığı kutu sayısı 21 bin 887 iken, bu sene bu sayı 12 bin 449’a indirildi. Sınav evraklarının kullanımı için tahsis edilen lojistik araç sayısı 2021-2022 Güz Dönemi’nde 53 olarak kayıtlara geçerken, 2023-2024 Güz Dönemi Sınavlarında bu sayı 29 olarak belirlendi. Anadolu Üniversitesi böylelikle karbon ayak izi konusunda büyük bir gelişme kaydetmeyi başardı. Öte yandan sınava giren öğrencilerin kullandığı optik formların ve kitapçık sayfa sayılarında da yüzde 50 oranında bir düşüş sağlandı. Buna göre geçtiğimiz yıl kullanılan optik form 4 milyon 473 bin 112, kitapçık sayfa sayısı 40 milyon 674 bin 596 iken bu dönem kullanılan optik form sayısı 2 milyon 450 bin 426, kitapçık sayfa sayısı ise 25 milyon 971 bin 940 oldu. Geçtiğimiz yıllarda 155 bin tonu bulan kâğıt kullanımı 2 sene içerisinde kademeli olarak önce 98 bin tona 2023 Güz Dönemi Ara Sınavlarında ise 48 bin tona kadar geriledi. Fire verilen 29 bin ton kâğıt ise yine 2023 Güz Dönemi Ara Sınavlarında 674 kilograma kadar düştü. Sınav poşetlerinin sayısında yaklaşık yüzde 25 tasarruf, fire kitapçıkların sayısında yaklaşık yüzde 95 oranında azalmanın yanı sıra geleneksel üretim sistemlerine oranla daha az enerji tüketimi sonucunda Anadolu Üniversitesi yeşil bir gelecek için rekor tasarruf sağladı. Sağlanan tasarruflarla birlikte her sınav dönemi için 2 bin 140 ağacın kesilmesine, 5 tondan fazla atık plastiğin doğaya karışmasına ve ulaşım ihtiyacının azalmasıyla birlikte binlerce ton CO2’in doğaya salınmasına engel olundu.

    “Sınav organizasyonlarındaki sürdürülebilirlik çalışmalarında oldukça büyük başarılar elde ettik”

    Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal şunları söyledi:

    “Dünyamızı elimizden geldiğince korumak için her alanda olduğu gibi eğitim alanında da bizlere pek çok görev düşüyor. Mevcut öğrencilerimize kaliteli eğitim olanağı sunarken, gelecek nesillerin temiz, sürdürülebilir bir dünyada yaşayabilmeleri için de çalışmamız gerekiyor. Hem sıfır atık hem de enerji verimliliği anlamında yaptığımız önemli çalışmaların sonuçlarını almaya başladık. Yapılan enerji verimliliği çalışmaları sonucunda 2019-2022 yılları arasında ortalama yüzde 23,25 tasarruf sağlamış bulunuyoruz. Her yıl 2,6 milyondan fazla pet bardağın, 1,6 milyondan fazla yemek setinin, 25 binden fazla büyük boy çöp poşetinin ve tonlarca kâğıt ve plastik atığın doğaya bırakılmasının önüne geçtik. Yine Anadolu Üniversitesi olarak düzenlenen ağaç dikim etkinlikleriyle de binlerce fidanı toprakla buluşturduk. Bu kapsamda tüm dünyada öğrencisi bulanan Açıköğretim Sistemimizle gerçekleştirdiğimiz sınav organizasyonlarında hem çevresel hem de ekonomik sürdürülebilirlik çalışmalarında oldukça büyük başarılar elde ettik. Sınav oturumu, kutu sayısı, görevli sayısı, lojistik araç sayısı, toplam salon sayısı, toplam bina sayısı, optik form sayısı, kitapçık sayfa sayısı kalemleri geçtiğimiz yıllara göre yüzde elli oranında azaltıldı. Bu durum hem çevremize verdiğimiz zararı hem de sınav organizasyonlarıyla oluşan yüklü ekonomik süreci yarı yarıya azalttı. Dijital dönüşümü eğitim ve idari süreçlerde başarıyla yöneten bir Üniversite olarak yeni nesillere temiz ve yaşanılır bir dünya bırakmak tek hedefimiz.”

  • 2 tekerlekli araç kullananlar dikkat!

    2 tekerlekli araç kullananlar dikkat!

    Kış mevsimine girilmesiyle birlikte yağışlar etkisini arttırıyor. Hafif sağanağın yanı sıra ülkenin pek çok noktasında önümüzdeki günlerde kar yağışları beklenirken, sürücü kursu öğretmenleri kış koşullarının etkili olduğu günlerde 2 tekerlekli araç kullanan vatandaşlara yönelik uyarılarda bulundu.

    Motosikletlerde ve bisikletlerde derin desenli kış lastiği, scooterlarda ise pnömatik lastikler kullanılması gerektiğini ifade eden direksiyon öğretmenleri, güçlü fren sistemlerinin önemine dikkat çekti. 2 tekerlekli araçların buzlu havalarda kesinlikle kullanılmaması gerektiğine vurgu yapan eğitimciler, yağışlı havalarda uygun teçhizatlarla hareket edilmesini ve tedbirli davranılmasını tavsiye etti.

    “Lastik seçimi ve fren sistemi önemli”

    Eskişehir’de özel bir direksiyon kursunda öğretmenlik yapan Cengiz Kapar, yağışlı havalarda 2 tekerlekli araçların kurallarına ve donanımına uygun kullanılmasının daha sağlıklı olacağını belirtti. Ayrıca bazı tedbirler alınması gerektiğini dile getiren Kapar, “Motosikletlerde ve bisikletlerde derin desenli kış lastikleri, scooterlarda ise pnömatik lastikler kullanılmalı. Güçlü fren sistemlerinin olması ve özellikle ABS’nin tercih edilmesi 2 tekerlik araçlardaki sürüş güvenliğini arttırır. Motosikletlerin biraz önce saydığımız tüm tedbirleri alması gerekiyor. Aktardığım tedbirlere uyarlarsa kış mevsiminde de güvenli bir şekilde sürüşlerine devam edebilirler. Bu noktada lastik seçiminin ve fren sisteminin önemine vurgu yapıyoruz. Bisiklet sürücüleri bu tedbirlerin yanı sıra kış aylarında sürüşlerine ekstra dikkat etmelidir” dedi.

    “Yağışlı havalarda mutlaka uygun teçhizatla hareket edilmeli”

    2 tekerlekli araçların buzlu havalarda kesinlikle kullanılmaması gerektiğine dikkat Çeken Kapar, “Elden geldiği kadarıyla yol tutuşu olduğundan emin olunmalı, güzel havalarda sürüş yapılmalı. Kayganlığın çok fazla olduğunu tespit ettiğiniz anda 2 tekerlekli araçları kullanmamalı, toplu taşımayı ve raylı sistemleri tercih etmelisiniz. Yağışlı havalarda mutlaka uygun teçhizatla hareket edilmeli. Özellikle 2 tekerlekli elektrikli araçlar ve motosikletlerde, kask ve koruyucu kıyafetlerin olması şart. Diğer taraftan genel olarak tüm araçlara bir parantez açmamız gerekirse, kesinlikle kış lastiği kullanılmalı ve tedbirli davranılmalı. 1 Aralık ile 1 Nisan arasındaki kış lastiği takma zorunluluğuna herkesin uyması gerekir. Hava sıcaklığı 7 derecenin altına düştüğü anda kış lastiğinin yol tutuşu ve güvenli sürüşü sağladığını söyleyebiliriz. Ne olursa olsun kışın yaptığınız yolculuklarda güvenli sürüşü sağlayacak olan asıl şey lastiktir” şeklinde konuştu.

  • Metruk ev tedirginlik oluşturuyor

    Metruk ev tedirginlik oluşturuyor

    Tepebaşı İlçesi Mustafa Kemal Paşa Mahallesi Sümer Sokak üzerinde yer alan bir metruk ev bölge halkını tedirgin etti. Vatandaşlar, metruk evin Atatürk Ortaokulu’nun karşısındaki bir ara sokakta bulunması nedeniyle çocuklarının olası bir kazayla karşılaşmasından endişe ettiklerini söyleyerek yetkililere çağrıda bulundu. Büyükşehir Belediyesi’nin konuyla ilgili duyarsız davrandığını düşünen çevre esnafı, Mustafa Kemal Paşa Mahallesi’nin kentin merkezi bir noktası olmasına rağmen önemsenmediğine dikkat çekerek sitem etti.

    “Olası kazaların önüne geçilmesi amacıyla şu metruk eve bir el atılsın”

    Sümer Sokak üzerinde uzun yıllardır esnaflık yapan Tamer Göncü, bahsi geçen evin eskiden bu şekilde bakımsız durumda olmadığını belirtti. Evde oturan kişinin çıkmasıyla binanın yaklaşık 10 senedir metruk halde bulunduğunu dile getiren Göncü, “Bazı kurumlardan resim çektiler, emniyetten geldiler ve tehlike arz ediyor diye baktılar fakat sonuç alamadık. Bu evin çevreye ve insanlara zarar vereceğinden şüphe duymaktayız. Yakınımızda okul var, çocuklar kaldırımdan gidiyorlar. Belediye şehir merkezini güzelleştiriyor, buralarla ilgilenmiyor.

    Kenar mahalle olarak kaldık. Bütün ağırlığı ve yatırımı turistik bölgelere veriyorlar. Aslında bizim bulunduğumuz bölge kentin merkezi bir noktası. Biz de bu memleketin evlatlarıyız, vatandaşıyız ve oy veriyoruz. Yetkili kurumlara çağrımız, olası kazaların önüne geçilmesi amacıyla şu metruk eve bir atmalarıdır” dedi.

  • Kış aylarında sokak hayvanlarının bakımı

    Kış aylarında sokak hayvanlarının bakımı

    Eskişehir’de kış mevsimi yavaş yavaş etkisini hissettiriyor. Hava sıcaklıkları her geçen gün düşmeye devam ederken, sokak hayvanları için zorlu kış mücadelesi yaklaşıyor. Vatandaşlar, soğuk günlerde yemek ve su bulmanın yanı sıra barınacak bir yere ihtiyaç duyan sokak hayvanlarına kendi çabalarıyla yardım ederken, evi müsait olan bazı vatandaşların vicdan yaparak hayvan sahiplenmeye çalıştığı biliniyor. Konuyla ilgili tavsiyelerde ve uyarılarda bulunan veteriner hekim Tuğçe Kara ise, vatandaşların hayvanlar için yapacakları yuvalarda ısı yalıtımına ve yağmur suyu geçirmemesine dikkat etmesi gerektiğini ifade etti.

    Kış aylarında hayvanların artan enerji ihtiyacını karşılamak için daha sık ve bilinçli beslenme yapılmasının önemli olduğuna vurgu yapan Kara, yemek artıkları yerine kuru mamaların kullanılmasını tavsiye etti. Sokaktan hayvan sahiplenme durumlarında ise bir veteriner hekime danışılmasının gerektiğini dile getiren Kara, vatandaşları iç-dış parazit uygulamaları ile kuduz aşısı konusunda uyardı.

    “Mutlaka korunaklı yuvalar yapılmalı ve beslenme miktarı arttırılmalı”

    Veteriner hekim Tuğçe Kara, yapılacak yuvaların çok detaylı ve maliyetli olmasının gerekmediğinin altını çizdi. Ucuz maliyetlerle korunaklı yuvalar yapılabileceğini aktaran Kara, “Yuvalar özellikle kediler için gerekli. Belki köpekler o yuvalara girmeyebilir. Beslemeye çok dikkat edilmesi gerekiyor. Hayvanlara düzenli yiyecek dağıtımı yapılan bölgelerde kış dönemi gelince bu ihtiyaç biraz daha artıyor. Enerji ihtiyacını karşılamak için beslenme miktarı çoğaltılabilir ve suların donmasını önlemek amacıyla biraz yağ katılabilir. Ama bizim tavsiyemiz tabii ki varsa imkân o hayvanlara bir sahip bulunması. Sokakta bakılacaksa da mutlaka korunaklı yuvalar yapılmalı ve beslenme miktarı arttırılmalı” dedi.

    “Kemik, balık kılçığı, çok baharatlı ve yağlı yiyecekler hayvanlara zarar verebiliyor”

    Veterinerler olarak vatandaşların hayvanlara yemek artıkları vermelerini önermediklerinden bahseden Kara, hayvanların sindirim sisteminin insanlardan farklı olduğunun altını çizdi. İnsanların tükettiği yiyeceklerdeki baharat ve yağ içeriklerinin hayvanlara uygun olmadığını da belirten Veteriner Hekim Tuğçe Kara, “Tercihimiz kuru mamalardan yana. Bazı vatandaşlarımız iyi niyetli bir şekilde hayvanlara yemek artığı veriyor, çöpe gitmesin ve en azından onlar beslensin diye düşünüyor. Ama dediğim gibi, veterinerler olarak biz bunu tavsiye etmiyoruz. Özellikle kemik, balık kılçığı, çok baharatlı ve yağlı yiyecekler gibi şeyler hayvanlara zarar verebiliyor. Hatta mide ve bağırsak yırtılmasına kadar ciddi ölümcül etkilere neden olabiliyor” şeklinde konuştu.

    “Dışarıdan alınan hayvan daha eve götürülmeden iç-dış parazit uygulamaları yapılmalı”

    Sokakta beslediği hayvanı evine almak isteyen vatandaşlara yönelik önemli uyarılarda da bulunan Kara, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:

    “Diyelim ki birisi sokakta beslediği hayvanı evine almak istedi. O zaman ne yapmamız gerekiyor? Mutlaka bir veteriner hekim ziyareti yapılması gerekiyor. Çünkü dışarıda bulunan hayvanlarda iç parazit olmama imkânı yok gibi bir şey. Bu da insanlara bulaşabiliyor. Muhakkak ki iç-dış parazit uygulamalarının yapılması gerekiyor. Eğer bu hayvanı sahiplenecek kişinin evinde başka bir evcil hayvan varsa da, şahsen yeni sahiplenilen hayvanın 15 gün karantinada tutulmasını öneriyorum. Çünkü herhangi bir insana geçmeyen ama hayvanlar arasında bulaşabilen bazı hastalıklar var. Hayvan taşıyıcı durumda olabilir. Bu nedenle insanlar kendi evcil hayvanlarını riske atmamak adına sokaktan aldıkları canı bir süre ayrı odada bulundurabilir. Hayvanda hastalık belirtileri varsa tekrar veteriner kliniklerine muayeneye gelip, orada gerekli testlerin ve hastalıkların tespitinin yapılarak tedavisine başlanmasını öneriyorum. Ancak muhakkak daha eve götürmeden, dışarıdan alır almaz bir veteriner kliniğe uğranarak iç-dış parazit uygulamaları yapılmalı. Bir diğer zoonoz (hayvanlardan insanlara veya insanlardan hayvanlara doğal koşullar altında bulaşabilen hastalık) olan da kuduz. Biliyorsunuz ki kuduz aşısı ihmal edilmemeli. Zaten kliniğe uğradıktan sonra veteriner hekim uygun aşı programını hasta sahibine anlatacaktır.”

  • Hayvanları korumak için Barış Manço’dan alıntı yaptılar

    Hayvanları korumak için Barış Manço’dan alıntı yaptılar

    Odunpazarı İlçesi Vişnelik Mahallesi Taşköprü Caddesi’nde Millet Bahçesi’nin tellerine asılan bilgilendirme yazısı dikkat çekti. Yazılan yazıda hayvanların insanlar gibi 3 gün su içmezse ölebileceklerine dikkat çekerek Barıç Manço’nun sözlerini alıntıladıkları gözlemlendi.

    Alıntıda ‘Dünya malı tümünden senin. Sağlığın nasıl gülüm? Sen ondan haber ver. İlaç neye yarar? Sen ondan haber ver’ ifadelerine yer verildi.

  • Eskişehir’de yılbaşı öncesi sahte içki operasyonu

    Eskişehir’de yılbaşı öncesi sahte içki operasyonu

    Edinilen bilgilere göre, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü (KOM) ekipleri tarafından, devletin vergi kaybının önlenmesi, haksız kazancın engellenmesi ve merdiven altı tabir edilen sağlıksız ortamlarda ürettikleri alkollü içkileri piyasaya sürmeye çalışan şahıslara yönelik operasyon düzenlendi. Yapılan operasyonda belirlenen bir ikamette ve iş yerinde yapılan arama sonucunda 380 litre etil alkol, 74 litre sahte-kaçak alkol ve 6 sahte alkol kiti ele geçirilirken, bir şüpheli yakalandı.

  • Fibromiyalji oranı kadınlarda daha yüksek

    Fibromiyalji oranı kadınlarda daha yüksek

    Fibromiyaljinin kronik bir ağrı sendromu olduğunu belirten Dr. Yenerkol, fibromilyalji, rahatsızlığın kadınlarda erkeklere göre 10 kat daha çok gördüğüne değindi.

    Fibromiyalji hastalarının şikayetlerini de aktaran Dr. Yenerkol, “Her tarafım ağrıyor. Bir gün kolum, bir gün bacağım, bir gün boynumda gezen ağrılarım var. Uyku uyuyamıyorum, sabah yorgun kalkıyorum, gece bacaklarımı koyacak yer bulamıyorum. Doktor doktor dolaşıyorum ama bir şey bulamıyorlar. Senin hastalığın sinirsel diyorlar. Kimseyi hasta olduğuma inandıramıyorum” dedi.

    “Ağrılar üst seviyede hissedilir”

    Bu hastaların genellikle ortak bir kişilik yapıları olduğunu, her şeyi ince eleyip sık dokuyan, hassas duygulu, mükemmeliyetçi kişiler olduklarını belirten Dr. Yenerkol, “Bu hastalar her şeyin düzgün olmasını isterler ama iş yapacak enerjiyi bulamazlar. Ağrılar 3 aydan daha uzun süreden beri vardır. Torba torba ilaç kullanırlar ama ağrılar bir türlü geçmek bilmez.” şeklinde konuştu.

    Bu hastalarda en önemli sorunu, ağrının yanlış anlaşılması olarak tanımlayan Dr. Yenerkol, bunu şöyle açıkladı:
    “Örneğin düştük ve dizimiz ağrıdı. Bu ağrı duyusu beyne iletilir. Beyinde salgılanan bazı maddeler bu ağrı duyusunun büyük bir kısmını silerek bize bir kısmını iletir. Belli bir sürenin sonunda ağrımız geçer. Fibromiyaljide bu maddelerin az salgılandığı tespit edilmiştir. Dolayısı ile ağrının küçük bir kısmı silinir, büyük kısmı iletilir. Yani aynı ağrıyı normal bir insan 1 seviyesinde duyarken, fibromiyali hastası 3-5 seviyesinde duyabilir.”

    “Tanı konmamış fibromiyalji hastası çok”

    Fibromilyalji hastalarına tanı koymanın zor olduğuna dikkat çeken Dr. Yenerkol şöyle devam etti;

    “Çünkü tetkikler genelde normal çıkar. Bu nedenle tanı konulmamış fibromiyalji hastası çoktur. Tanı genellikle hastanın hikayesine ve bazı muayene bulgularına bakılarak konulur.” diye konuştu. Fibromiyalji tedavisine ilişkin de konuşan Dr. Beyhan Yenerkol, “Tedavi ağrı algısını değiştiren, beyindeki salgılanan maddelere yönelik olarak medikal tedavi, medikal ozon uygulamaları ve bazı fizik tedavi ajanlarından (yüzeysel ısıtıcı, andulasyon terapi, yüzeysel ve derin doku masajları vb) yararlanılarak yapılır.”

    Fibromiyaljide artan kasılmaların, adalelerde zayıflamaya neden olarak boyun ve bel düzleşmeleri ve zamanla oluşan fıtıklara yol açabileceğini sözlerine ekleyen Dr. Yenerkol, “Bu durum ağrıların daha da artmasına neden olur. Fibromiyalji tedavisinin yanında bu hastalıkların da tedavi edilmesi gerekir” dedi.

  • Vatandaşın kuruyemiş tercihleri nasıl?

    Vatandaşın kuruyemiş tercihleri nasıl?

    Kış aylarının gelmesiyle birlikte soğuk havadan dolayı dışarı çıkmak istemeyen vatandaşlar daha çok evde vakit geçiriyor. Evlerinde televizyon başında zamanını değerlendiren vatandaşlar ise kent merkezi Köprübaşı mevkiinde bulunan kuruyemişçilerin yolunu tutuyor. Kuruyemişçilerde gülkurusu, üzüm kurusu, incir, hurma, kayısı gibi ürünler tezgâhlardaki yerini alırken, esnaf vatandaşların kuruyemiş ürünlerine ilgisinin arttığını söyledi.

    “Bağışıklığı güçlendirici ürünler tercih ediliyor”

    Eskişehir’de yıllardır kuruyemişçi esnaflığı yapan Enver Özdil, havaların soğumasıyla birlikte vatandaşların daha çok evlerinde vakit değerlendirdiğini söyleyerek kuruyemişlere talebin arttığını ifade etti.

    Vatandaşların bağışıklığı güçlendirici ürünlere rağbet ettiğini dile getiren Özdil, “Havalar soğuyunca, insanlar daha çok evde vakit geçirmeye başladı. Televizyon başında olduğu için insanların kuruyemiş tüketimi bu dönemde biraz daha artışta. Bağışıklığı güçlendirici gülkurusu, kayısı, üzüm kurusu, hurma, fındık, badem, incir gibi ürünleri tercih ediyorlar. Fiyatlar biraz yüksek ama vatandaşlar yine alabildiği kadar satın oluyor. Kuru meyvelerde ortalama fiyat 100 liranın altına düşmüyor. Kayısı ürünleri 150 ila 200 lira civarında. Kuruyemişe de vatandaşların ilgisi var. Kuruyemiş fiyatları da 70 liradan başlıyor, 320 liraya kadar çıkıyor” diye konuştu.