Kategori: Eskişehir

  • Eskişehirspor altyapısını güçlendiriyor

    Eskişehirspor altyapısını güçlendiriyor

    Eskişehirspor’un altyapı sistemini daha da güçlendirecek olan sistem değişikliğini ve yeni yapılanmayı anlatmak amacıyla Vali Hanefi Demirkol Tesisleri’nde basın toplantısı düzenlendi.

    Gerçekleştirilen toplantıya, Kulüp Başkanı Erkan Koca, Altyapıdan Sorumlu Asbaşkanlar Hakan Sayın ve Ahmet Yüce katıldı. Toplantıda yeni Altyapı Gelişim Koordinatörü Erdal Küçükkaya tanıtıldı. Küçükkaya, yaptığı açıklamalarda, siyah kırmızılı kulübün geleceğini inşa etmenin temel taşı olarak altyapı sistemini, genç yeteneklere daha iyi imkânlar sunmak, onların gelişimini desteklemek ve geleceğin yıldızlarını yetiştirmek amacıyla yapılan değişiklikler ve detaylı planlamalardan bahsetti. Toplantının devamında altyapı takımlarında görev alacak antrenörlerin görev tanımlarını ve alt yaş gruplarındaki yeni çalışmaları anlatıldı.

    Eskişehirspor’da belirlenen altyapı antrenörleri şu şekilde:
    Erdal Küçükkaya – Altyapı Gelişim Koordinatörü, Yiğit Cumalı – U-19 Teknik Sorumlusu, Buğrahan Elvan- U-19 Yardımcı Antrenör, Orhan Kamacı – U-18 Teknik Sorumlusu, Turgay Çelik – U-17 Teknik Sorumlusu, Mustafa Gürgen – U-16 Teknik Sorumlusu, Berkant Ongan – U-15 Teknik Sorumlusu, Özkan Avcı – U-14 Teknik Sorumlusu, Fatih Yabaş – U-13 Teknik Sorumlusu, Muhsin Çakallı – U-12 Teknik Sorumlusu.

  • Oğluna böbreğini bağışladı

    Oğluna böbreğini bağışladı

    Eskişehir’de bir anne, 18 yaşındaki diyaliz hastası oğluna kendi böbreğini vererek sağlığına kavuştururken, Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi doktorlarına teşekkür eden anne Ayşen Gülşen “Oğlum 18 yaşında adeta yeniden doğdu” dedi.
    Anne karnında yaşadığı bir rahatsızlıktan dolayı böbrek hastası olarak dünyaya gelen Mustafa Fevzi Gülşen, geçirdiği tedavi ve ameliyatlarla 18 yaşına kadar hayatta kaldı.

    Durumu gittikçe ağırlaşan Mustafa için nakli gerektiğini söyleyen doktorlar, uygun böbreği Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan tetkik ve hazırlıkların ardından anne Ayşen Gülşen’de buldu. Annesinin böbreğiyle adeta 2’nci kez dünyaya geldiğini söyleyen Mustafa Fevzi Gülşen, “Anneme hayırlı bir evlat olmaya çalışacağım” dedi.

    “Çok zorlu bir süreçti ama şimdi iyileşmeye başladım”
    Doğuştan gelen böbrek hastalığı sebebiyle sürekli zorluk yaşadığını belirten Mustafa Fevzi Gülşen, annesinin verdiği böbrekle hayata yeniden başladığını söyledi. Organ bağışının teşvik edilmesi, on binlerce hastanın bağış beklediğini dile getiren Gülşen, “Allaha şükür nakil olduk ve bazı zorluklardan kurtulduk. Şimdilik bir problemim yok.

    Bundan sonra anneme hayırlı bir evlat ve işinde gücünde olan bir insan olmak istiyorum. Allah’ın izniyle sağlığıma tamamen kavuşunca da her şeyi istediğim gibi yapacağım, hayalim iyi bir meslek sahibi olmak. Çok zorlu bir süreçti hem bedensel hem de psikolojik olarak ama şimdi iyileştim gibi hissediyorum. Bu sebeple hem kendim için hem de ailem için mutluyum, onlarla rahatça gülüp eğlenebiliyorum, eskiden hep geri planda kalıyorduk, artık öyle bir sorunumuz kalmadı. Doktorlardan Allah razı olsun. Vatandaşlardan organlarını bağışlamasını isterim” dedi.

    “Oğluma ‘Sen 2 Mart’ta doğdun’ diyorum”
    Oğlunun sağlıklı ve huzurlu bir hayat yaşaması için kendi böbreğini veren anne Ayşen Gülşen, Osmangazi Üniversitesi doktor ve çalışanlarına teşekkür etti. Büyük bir titizlikle ve özverili bir şekilde tüm çalışanların seferber olduğunu dile getiren anne Gülşen, “Oğlumun rahatsızlığı doğuştan, anne karnında olan bir hastalık. Tedavi ve ameliyatlarla 18 yaşına kadar geldik. Sonrasında nakil kararı alındı, benim de babasının da nakil için uygunluğu vardı ama babası kalp rahatsızlığı geçirdiği için, benim böbreğimi oğluma nakil ettik.

    Doktorlar muhteşem insanlar, ekip güzel, hocalarımız mükemmel insanlar, oğlumu kendi evlatlarından ayırmadılar, hakları ödenmez. Tek böbrekle de yaşanabiliyor, ben böbreğimi verdim, vücut bir sorun algılamıyor zaten, birisine hayat vermiş oluyorsun. Oğlum bu yaşına kadar zor günler geçirdi ama nakilden sonra iyileşmeye başladı. Oğluma ‘Sen 2 Mart’ta doğdun’ diyorum. Herkesi organ bağışına davet ediyorum” şeklinde konuştu.

    “Böbrek nakli için bekleyenlerin ortalama yüzde 10’u beklerken vefat etmektedir”
    Anne oğul arasındaki böbrek naklini gerçekleştiren Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Cerrahi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Kılıç, hastaların durumlarının iyileştiğini, bu durumun tüm vatandaşlara örnek olması gerektiğini söyledi. Organ bağışının hayati bir önem taşıdığını, Türkiye’de organ bağışının diğer ülkelere göre çok az olduğunu, hastaların beklerken maalesef vefat ettiklerini belirten Kılıç, şöyle konuştu;

    Nakil gerektiren organ yetmezliği ülkemizde olduğu gibi tüm dünyada da bir sorun. Yıllara göre değişmekle birlikte yaklaşık 30 bin nakil bekleyen hasta var ve her sene yüzde 20 oranında artış gösteriyor. Biz bu hastaların ancak yüzde 10’una nakil yapabilmekteyiz. Hastalarımız nakil Beklerken ne oluyor? Karaciğer nakli için yüzde 8 ila 10’u, böbrek nakli için ise ortalama yüzde 10’u bekleme listesindeyken vefat etmektedir. En fazla yapılan nakil böbrek nakli, yılda 3 bin 800 civarında böbrek nakli yapılıyor. Ülkemizdeki sıkıntı şu, tüm dünyada kadavradan nakiller fazlayken, ülkemizde yüzde 80 oranında canlı nakil yapılıyor.

    Bizim amacımız ve dile getirmek istediğimiz, kadavradan nakil sayısını artırmak. Yaklaşık 2 bin 400 civarı beyin ölümü tespit ediyoruz, bu ölümlerde hasta yakınlarından yüzde 15-20’si organ bağışına onay veriyor, bu oranı arttırmamız lazım. Asıl vurgulamamız gereken şey bu nakil olmasaydı, hastaların yüzde 10’u beklerken vefat edecekti. Bu durumlarda böbrek hastaları biraz şanslı, çünkü diyalize girebiliyorlar diyaliz şansları var ama karaciğer bekleme listesinde olanların öyle bir şansı yok. Nakil olmazlarsa belli bir süre içerisinde vefat edecekler. Vatandaşların organ bağışlamasını istiyoruz, beyin ölümü olmuş hastaların ailelerine de aynı şeyleri söylüyoruz

  • Anadolu Üniversitesi’nden çifte transfer

    Anadolu Üniversitesi’nden çifte transfer

    Anadolu Üniversitesi, yeni sezon transfer çalışmalarını sürdürüyor. Mavi beyazlılar, 2. Lig temsilcisi Ankaraspor’dan kaleci Bayram Kılıç ile bir yıllık kiralık olarak anlaşırken, 3. Lig ekibi Fatsa Belediyespor’dan ise Başakşehir altyapısında yetişen sağ bek oyuncusu Bilal Can İner’i 2 yıllığına kadrosuna kattı.

    Kulüpten transferlerle ilgili olarak “Takımımız 2023-2024 sezonunda transferde 2. lig takımı Ankaraspor’dan 2004 doğumlu kaleci Bayram Kılıç ile 1 yıllık kiralık anlaşmıştır. Başakşehir altyapısında yetişen, son olarak 3. Lig takımı Fatsa Belediyespor’da oynayan 2001 doğumlu Bilal Can İner ile 2 yıllık anlaşmıştır” açıklaması yapıldı.
    Öte yandan TFF, 2023-2024 sezonu TFF 3. Lig fikstür çekiminin 24 Temmuz Pazartesi günü saat 14.00’te Orhan Saka Konferans Salonu’nda yapılacağını duyurdu.

  • Eskişehirspor’a bir takviye daha

    Eskişehirspor’a bir takviye daha

    Eskişehirspor, yeni sezona güçlü bir kadro ile girmek için transfer çalışmalarına devam ediyor. Son günlerde transfer çalışmalarını hızlandıran Eskişehir ekibi, Küçükçekmecespor’da forma giyen İsmail Palta ile anlaşma sağladı.

    Kulübün resmi sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “İsmail Palta’ya kulübümüze hoş geldin diyor; hedeflerimiz yolunda şanlı formamız altında nice başarılar diliyoruz” ifadelerine yer verildi.

  • Bariyerlere vatandaştan tepki

    Bariyerlere vatandaştan tepki

    Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından Odunpazarı bölgesinde yapılan kavşak çalışmaları esnasında çekilen bariyerler yüzünden ulaşım sıkıntısı yaşayan vatandaşlar ile işleri aksayan esnaf, demirlerin üzerine astıkları ilginç yazılarla duruma tepki gösterdi.

    Kavşak çalışmaları sırasında Atatürk Lisesi tramvay durağının önüne uzun demir bariyerler çekildi. Caddeyi adeta ikiye böldüğü belirtilen bariyerler vatandaşların karşıdan karşıya geçmesini zorlaştırırken, Deliklitaş Mahallesi’nin sakinleri duruma tepki gösterdi.

    Yeni yapılan bariyerlerin gereksiz olduğunu ifade eden bölge halkı demirlerin üzerine, “Yaşlısı, hastası, engellisi var, lütfen durağımıza ve marketimize erişimimize engel olmayın. Bize kulak verin, halkı dinleyin”, “Camiye giden yolumuzu açın” yazılı kâğıtlar yazarak sıkıntısını dile getirdi.

    Öte yandan cadde üzerindeki bir market müdürü ise, bahsi geçen bariyerlerin yapılmasının ardından günlük istatistiklere göre 2 bin müşteri kaybettiğini öne sürdü.

  • 600 kınalı keklik doğaya salındı

    600 kınalı keklik doğaya salındı

    Doğa Koruma ve Milli Parklar Eskişehir Müdürlüğü, biyoçeşitliliği sağlamak maksadıyla Sivrihisar ilçesinde çalışma yaptı. Çalışma neticesinde 600 kınalı keklik, doğadaki çeşitliliği sağlaması maksadıyla ilçedeki muhtelif yerlere salındı.

    Çalışmaya DKMP Alpu Şefi Zeki Işın ve beraberindeki heyet ile İlçe Emniyet Müdürü, İlçe Jandarma Komutanı, İlçe Orman İşletme Şefi, İlçe Avcılar ve Atcılar Kulüp Başkanı, Muhtarlarımız ve yöre halkı katılım sağladı.

  • Hem dans etti hem tarla sürdü

    Hem dans etti hem tarla sürdü

    Eskişehir’de traktörü ile tarla sürerken müzik açıp dans eden ağabey ve kardeşinin dans görüntüleri sosyal medyada kısa sürede ilgi gördü.
    Çifteler ilçesi Dikmen Mahallesi’nde çiftçilik yapan 22 yaşındaki Mert Karaağaç, traktörü ile tarla sürerken 12 yaşındaki kardeşi Yiğit Karaağaç’ı da yanına aldı.

    Tarlayı işlerken canı sıkılan ikili traktörde müzik açtı. Tarla sürerken bir yanda da traktörün içinde dans eden ikili, o anları cep telefonu ile kayda aldı. Görüntülerde Yiğit Karaağaç’ın DJ taklidi yaptığı görülürken abisi Mert Karaağaç’ın ise dans ettiği görülüyor. Hem işini yapıp hem de eğlenen kardeşlerin görüntüsü sosyal medyada kısa sürede yoğun ilgi gördü.

    “Kardeşime de bu işi sevdirerek yaptırmayı planlıyorum”
    Konuyla ilgili konuşan Mert Karaağaç, “22 yaşında Eskişehir’de genç bir çiftçiyim. Bu serüven babamın ‘hadi traktöre bin’ demesiyle başladı ve bu zaman kadar geldi. Ben bu işi severek yapıyorum ve severekte devam ettirmeyi planlıyorum. Kardeşime de bu işi sevdirerek yaptırmayı planlıyorum. O yüzden her işimiz eğlenceli geçiyor. Eğlenmeye de vaktimiz var, işe de vaktimiz var ama iş yaparken eğlenmeye daha çok vaktimiz var. Severek yapıldığında bu iş zaten keyif verir” dedi.

  • Eskişehirspor’a tecrübeli orta saha

    Eskişehirspor’a tecrübeli orta saha

    2023-2024 sezonuna güçlü bir kadroyla girmeyi hedefleyen Eskişehirspor, transfer çalışmaları çerçevesinde takviyelere devam ediyor. Siyah-kırmızılı ekip, Bartınspor’dan 33 yaşındaki orta oyuncusu Kerem Eryılmaz’ı renklerine bağladı.

    Eryılmaz, kariyerinde Gaziantepspor, Gaziosmanpaşa, Çubukspor, Uşakspor, Belediye Kütahyaspor, Sökespor, Manavgat Belediye, Bergama Belediye, Bigaspor, Kafkas Gençlikspor, Adana 1954 FK ve son olarak Bartınspor’da forma terletti.

    Kulüpten yapılan açıklamada, “Kulübümüz, Bartınspor’dan tecrübeli orta saha oyuncusu Kerem Eryılmaz ile anlaşma sağlamıştır. Kerem Eryılmaz’a kulübümüze hoş geldin diyor; hedeflerimiz yolunda şanlı formamız altında nice başarılar diliyoruz” denildi.

  • Anadolu Üniversitesi Yiğit Kotan’ı kiraladı

    Anadolu Üniversitesi Yiğit Kotan’ı kiraladı

    Anadolu Üniversitesi Futbol Takımı, yeni sezon öncesi transfer çalışmalarına devam ediyor. Mavi-beyazlı ekip, 2. Lig takımlarından Ankaraspor’da oynayan forvet oyuncusu Yiğit Kotan’ı renklerine bağladı.

    Kulüpten transfere ilişkin yapılan açıklamada, “Takımımız 2023-2024 sezonunda transferde Edirnespor, Nevşehir Belediyespor, Düzcespor, Erbaaspor ve son olarak Hacettepespor ‘da oynayan 2.lig takımı Ankaraspor ‘dan 2002 doğumlu Yiğit Kotan ile 1 yıllık kiralık anlamıştır” ifadeleri kullanıldı.

    Öte yandan Anadolu Üniversitesi’nin transfer çalışmalarını sürdüreceği belirtildi.

  • “Artık işlerin eski tadı yok”

    “Artık işlerin eski tadı yok”

    Doğa dostu ve sağlık açısından faydalı olduğu düşünülen yün yorganlar, artık eskisi kadar kullanılmıyor. Daha yaygın olarak tercih belirtilen bilinen naylon ve elyaf yorganların zararlı olduğu düşünülürken, tüm yorgan çeşitlerinden daha eski olduğu bilinen yün yorganlar ise genelde koyun tüylerinden elde edilmesi sebebiyle organik olarak kabul ediliyor. Doğma büyüme Sivrihisarlı olan ve yaklaşık 50 yıldır geleneksel yöntemlerle yorgan dokuyan Murat Sülükoğlu, yün yorganlara talep olmaması sebebiyle mesleği bırakmayı düşündüğünü ifade etti. Çırak yetişmemesi gerekçesiyle de mesleğin bitmeye başladığına dikkat çeken Sülükoğlu, sağlık ve sıhhat için yün yorgan kullanılmasının önemli olduğuna vurgu yaptı.

    “Mesleği yapacak insan yok, çırak yetişmiyor”

    Sivrihisar’da yarım asırdır yorgancılık yapan Murat Sülükoğlu, naylon ve elyaf yorganların yapıldığı malzeme sebebiyle sağlıksız olduğunu belirtti. Yün yorganın sağlık açısından daha faydalı olduğunu ancak buna rağmen tercih edilmediğini dile getiren Sülükoğlu, “Sağlık, sıhhat ve sıcaklığından dolayı yün yorgan eskiden daha tercih edilirdi. Şimdiki gençler naylon ve elyaf yorganları tercih ediyorlar. Zaten bu meslek artık bitmek üzere. İşi yapacak çırak falan da yok, en son demler biziz. Ama iş olmadığı için artık biz de bırakmayı düşünüyoruz. Şu an eğlence olsun mahiyetinde yapıyoruz. Elyaf yorgan insanı terletir. Petrol ve naylon gibi bir maddeden yapıldığı için pek sağlıklı değil. Yün her açıdan daha sağlıklıdır. Soğuk bir odada yün yorgana girip yattığınızda 2 dakika sonra sıcacık olursunuz. Şimdi durumun böyle olması bizi üzüyor. Mesleğe ilgi de, yapılan emeğe saygı da kalmadı, artık yorgancılığını yapacak insan da yok, çırak da yetişmiyor. Fazla da bir desteğimiz yok. Aşağı yukarı 10 senedir bu yorgan işi düştü. Bazı zamanlar tekrar canlanma oluyor ama öyle fazla bir faaliyet yok” dedi.

    “Bir yün yorgana tüm günümüzü veriyoruz ama vatandaş vereceği parayı çok görüyor”

    Yün yorganın yapımıyla ilgili bazı detaylara da değinen Sülükoğlu, bir yorgan dikmek için tüm gün uğraşıldığını söyledi. Vatandaşların ise tüm bu çabaya rağmen fiyatları fazla gördüğünü aktaran yorgancı Murat Sülükoğlu, “Yorganı ilk önce çatıyoruz, ondan sonra tarıyoruz. Ya da bayanlar elle dürüp buraya getiriyorlar. Öyle döşüyoruz, dikiyoruz. Dikme bir insanın aşağı yukarı bir gününü alıyor. Fiyat söylediğimiz zaman büyük para zannediyorlar. Yani 250-300 liraya yorgan dikiyorsun, onu çok görüyorlar. Yorganlarımızı koyun yününden yapıyoruz. Öyle tiftikten falan yorgan olmaz. Eskiden pamuktan yapılıyordu. Mesela sahil kenarlarında ve sıcak memleketlerde çoğu insan pamuk yorgan tercih ediyor çünkü serin tutuyor. Ama bizim buralarda daha çok kış olduğu için pamuk yorgan pek kullanılmıyor. Vatandaşlara yünde yatmalarını tavsiye ederim. Yatakları zaten naylon, sağlık bakımından iyi bir tercih değil. Ama yün daha sağlıklı, daha sıhhatlidir. İnsan cereyanını ve stresini alır” şeklinde konuştu.