Kategori: Eskişehir

  • Eskişehirspor’un yeni antrenörü Ali Onur Cerrah oldu

    Eskişehirspor’un yeni antrenörü Ali Onur Cerrah oldu

    Eskişehirspor’da teknik direktör Özcan Kızıltan ile yoların ayrılmasının ardından yeni teknik direktör belli oldu. Kırmızı siyahlı ekip, takımın başına Ali Onur Cerrah’ı getirdi. Takımın futbol direktörlüğü görevi ise 2018 yılında takımın başında olan Fuat Çapa’ya verildi.

    Ali Onur Cerrah, Eskişehirspor’da 2018 yılında Fuat Çapa’nın yardımcılığını yapıyordu. Cerrah ayrıca Bölgesel Amatör Lig ekiplerinden Anadolu Üniversitesi ve Yunusemrespor’da teknik direktörlük görevi yapmıştı. Cerrah, son olarak Bandırmaspor’da yardımcı antrenör olarak çalışıyordu. Kulübün kısa süre içerisinde resmi açıklamayı yapması bekleniyor.

  • Kadın Zirvesi Ödülleri sahiplerini buldu

    Kadın Zirvesi Ödülleri sahiplerini buldu

    2022 yılında Ar-Ge ve İnovasyon alanında başarılı çalışmalar gerçekleştiren kadın akademisyen ve araştırmacılara ödülleri, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal’ın katılımlarıyla gerçekleşen törende takdim edildi. Tören ülkemizin yaşadığı deprem felaketlerinde hayatını kaybeden vatandaşlarımız anısına saygı duruşuyla başladı. 2022 Yılı Ar-Ge ve İnovasyonda Kadın Zirvesi’nde ödüller, “Uluslararası Ar-Ge Projesi”, “Ulusal Ar-Ge Projesi”, “Üniversite-Sanayi İş Birliği Projesi”, “Fikri Haklar ve Ticarileştirme Projesi”, “Girişimcilik” ve “Proje Tabanlı Staj” kategorilerinde verildi. Etkinliğe Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Betül Demirci, Prof. Dr. Süleyman Sözen, Prof. Dr. Ali Resul Usul, Prof. Dr. Fatih Temizel ve Anadolu Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (AKAUM) Müdürü Doç. Dr. Zerrin Sungur Taşdemir’in yanı sıra çok sayıda akademisyen katılım gösterdi.


    “Tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum”

    Ülkede yaşanan deprem felaketlerinde hayatını kaybedenleri anarak sözlerine başlayan Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal, sözlerine şu şekilde devam etti:

    “Ar-Ge ve İnovasyonda Kadın Zirvesi Ödülleri, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü özelinde iki yıl önce başlattığımız ve bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirdiğimiz, Üniversitemizin en anlamlı etkinliklerinden birisi. Bu etkinliğimiz, kadınların bilimsel hayatımızı aydınlatan çalışmaları için küçük bir teşekkür mahiyetinde. Anadolu Üniversitesi, eğitimde fırsat eşitliği sağlamak noktasında yürüttüğü nitelikli yükseköğretim hizmetleri ile kadının toplumsal hayatta daha güçlü rol alabilmesi için önemli katkılar sağlayan, bu yönüyle öne çıkan bir yükseköğretim kurumudur. Ülkemizin, topluma hizmet edecek nitelikli bilginin üretiminde önemli bir merkez hâline gelmesi için Üniversitelerimize büyük görev düşüyor. Bunu sağlamak için şüphesiz hep birlikte daha çok genç bilim kadını yetiştirmemiz gerekiyor çünkü yaşadığımız dünyanın kadın bakış açısından daha çok yorumlanması tüm insanlığın ortak ihtiyacı. Bu etkinliğimizin, genç bilim kadınlarımıza yeni motivasyonlar kazandırmasını ve bu alanda yürütecekleri çalışmalara katkılar sağlamasını diliyorum. Bu vesilesiyle varlıkları ile yaşadığımız evreni güzelleştiren, hayatın her alanına değer katan kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum.”


    “Deprem afeti, bize toplumsal dayanışmanın önemini daha iyi anlama fırsatı verdi”

    AKAUM Müdürü Doç. Dr. Zerrin Sungur Taşdemir ise etkinlikte gerçekleştirdiği konuşmasında, “Son yaşadığımız deprem afeti, bize toplumsal dayanışmanın önemini daha iyi anlama fırsatı verdi. Çocuklar, engelliler, gençler, kadınlar ve yaşlılar gibi kırılgan grupların afetlerde en çok etkilenen gruplar olduğunun farkına varıldı. Aklın ve bilimin gösterdiği yolda hareket ettiğimizde ve ahlaklı davrandığımız ölçüde zararlarımızı değil, kazanımlarımızı daha çok konuşur hale geleceğimizi düşünüyorum. Kadınlar için şiddetsiz, güvenli, özgür ve adil bir dünya için herkesi emek vermeye davet ediyorum” ifadelerini kullandı.

    Toplam 6 kategoride 37 bilim kadınına ödülleri Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Betül Demirci, Prof. Dr. Süleyman Sözen, Prof. Dr. Ali Resul Usul, Prof. Dr. Fatih Temizel ve AKAUM Müdürü Doç. Dr. Zerrin Sungur Taşdemir tarafından takdim edildi.

  • Eskişehir’e şehit ateşi düştü

    Eskişehir’e şehit ateşi düştü

    Esas görev yeri Ankara Jandarma Havacılık Daire Başkanlığı olan, deprem nedeniyle Kahramanmaraş’ta görevlendirilen Jandarma Pilot Kıdemli Albay Oğuzhan Adalıoğlu, kalkış esnasında yönlendirdiği helikopterin pervanesinin çarpması sonucu şehit oldu. 2 çocuk babası Adalıoğlu’nun şehit haberi memleketi Eskişehir’deki baba evine ulaştı. Şehit Adalıoğlu’nun ailesinin Eskişehir Gündoğdu Mahallesi Filizer Sokak’taki evine Türk bayrağı asıldı. Şehidin haberi, babası Bekir ve annesi Lütfiye Adalıoğlu’na Vali Yardımcısı Ali Çetin ve İl Jandarma Komutanı Albay Ercan Atasoy tarafından verildi.


    İçişleri Bakanı Soylu paylaştı

    Şehit Oğuzhan Adalıoğlu ile ilgili sosyal medya hesabından açıklama yapan İçişleri Bakanı Süleyman soylu şu ifadeleri kullandı:
    “Deprem bölgesinde birlikte çalıştığım mesai arkadaşım; Kahraman Jandarma Pilot Kıdemli Albayımız Oğuzhan Adalıoğlu, helikopteri kalkış için yönlendirdiği esnada pervanenin çarpması sonucu Şehit düşmüştür. Ailesine, Jandarma Teşkilatımıza ve Milletimize başsağlığı diliyorum. Rabbim, Kahraman Şehidimizin, makamını âlî eylesin, ailesine sabr-ı cemîl ihsan eylesin.”

    Şehit Oğuzhan Adalıoğlu’nun naaşının, Kahramanmaraş Havaalanında düzenlenecek törenin ardından memleketi Eskişehir’deki Hava Şehitliği’nde toprağa verileceği öğrenildi.

  • Anadolu Üniversitesi Futbol Kulübü bir yıldır yenilmiyor

    Anadolu Üniversitesi Futbol Kulübü bir yıldır yenilmiyor

    Anadolu Üniversitesi Futbol Kulübü, Bölgesel Amatör Lig’de 16. hafta mücadelesinde evinde ağırladığı Keçiborlu Belediyespor’u 2-1 mağlup ederken, ligdeki namağlup serisine de devam etti. BAL’da 8.Grup’ta şampiyonluk mücadelesi veren Anadolu Üniversitesi, ligde şu ana kadar oynadığı 16 maçta, 12 galibiyet, 4 beraberlik alırken, henüz mağlubiyet yüzü görmeyerek 40 puanla lider konumda bulunuyor.

    Anadolu Üniversitesi Futbol Kulübü, 14 farklı gruptan oluşan Bölgesel Amatör Lig’de mağlubiyet almayan 8 takımdan birisi konumunda bulunuyor. Kulüp, Bölgesel Amatör Lig’de son yenilgisini geçen sezon 27 Mart tarihinde oynadığı Tavşanlı Linyit karşılaşmasında 1-0’lık skorla aldı. TFF 3. Lig’e yükselme yolunda emin adımlarla ilerleyen Eskişehir temsilcisinin en yakın rakibi olan ve ligde 2 puan gerisinde yer alan Kumluca Belediyespor’un da henüz mağlubiyeti bulunmuyor. Anadolu Üniversitesi Futbol Kulübü, 17. hafta mücadelesinde ligde 3. sırada bulunan Manavgat Belediyespor’a konuk olacak.

  • “Evde Ama Yalnız Değil” projesi

    “Evde Ama Yalnız Değil” projesi

    Anadolu Üniversitesi’nin proje ortağı olduğu “Evde Ama Yalnız Değil: Okul Öncesi Öğretmenlerini ve Ebeveynleri Dijital Eğitim için Güçlendirme” başlıklı Erasmus+ KA226-Dijital Eğitime Hazırlık- projesi toplantısı 6-9 Şubat 2023 tarihlerinde yapıldı. Anadolu Üniversitesinin uzaktan eğitim alanındaki uzmanlığı ve deneyimi ile yer aldığı projede özellikle COVID-19 sürecinde ebeveynlerin çocuklarının eğitimini evde destekleme konusunda güçlendirilmesi amaçlanıyor. Projenin Anadolu Üniversitesi adına koordinatörlüğünü Açıköğretim Fakültesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. Aras Bozkurt yürütürken, Anadolu Üniversitesi öğretim elemanları Öğr. Gör. Dr. Ali Ulus Kımav, Dr. Öğr. Üyesi Aslı Yıldırım ve Dr. Öğr. Üyesi Gülden Bozkuş Genç araştırmacı olarak görev alıyor.

    Projede uluslararası ortaklar bulunuyor

    Koordinatörlüğü Ankara Keçiören İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yürütülen projede Belçika’dan GO! Scholengroep Brussels ile GO! Basisschool De Telescoop, Kuzey Makedonya’dan JOUDG, İspanya’dan Salamanca Üniversitesi, Çekya’dan Centre STEP, Ankara’dan Kalaba Anaokulu ve Anadolu Üniversitesi proje ortağı olarak yer alıyor. 2021 yılında kabul alarak çalışmalara başlayan projenin Mayıs 2023 tarihinde tamamlanması planlanıyor.

    “Evde Ama Yalnız Değil” projesi neleri kapsıyor

    Proje kapsamında özellikle okul öncesi dönemdeki çocukların eğitimlerinin desteklenmesi için proje ortağı kurumların yaptıkları uygulamalar paylaşılarak, yapılan iyi uygulamalara ilişkin içerikler geliştiriliyor. Proje sonunda geliştirilen içerikler ile oluşturulan etkileşimli iyi uygulamalar e-kitabı oluşturulması ve geliştirilen materyaller ile kitlesel açık çevrimiçi ders (MOOC) modeli oluşturulması hedefleniyor. Proje sürecinde oluşturulan kitlesel açık çevrimiçi ders (MOOC) modelinin denendiği ve değerlendirildiği hareketlilik toplantısı ise dört gün sürdü. Toplantı sürecinde katılımcılar üniversitemizin Kreş ve Gündüz Bakımevi ve İÇEM başta olmak üzere çeşitli birimlerini de ziyaret ettiler.

  • Robotik kodlama ile geleceğe hazırlık

    Robotik kodlama ile geleceğe hazırlık

    Eskişehir’de bilişim teknolojileri üzerine öğretmenlik yapan Sena Erdur Harman ve Mustafa Mert Uyar, çocuklarda robotik kodlama yapmanın faydalarından bahsetti. Teknolojinin gelişmesiyle beraber kodlamanın öneminin daha da artacağını ön gören eğitmenler, dijital araçlardan ev inşaatına kadar her yerde kullanılabilir olduğunu vurguladılar. Çocukların gelecekteki meslek guruplarında yazılım çeşitlerinde sürekli karşılaşabileceklerini de sözlerine ekleyen uzmanlar, onları erken yaşlarda bilinçlendirmenin önemine de değindiler. Robotik kodlama öğrenime erkenden başlamanın keyfini yaşayan Ece Aydemir, “Artık her yerde robotik kodlamayla ilgili nesneler var” dedi.

    “Önümüzdeki nesiller gelecekte yazılım ve robotik dallarla karşılaşacak”

    Bilişim Teknolojileri Öğretmeni Sena Erdur Harman, “Günümüzde çok fazla teknoloji yaygınlığı söz konusu ve tüm meslek dallarında çocuklar, teknolojiyle iç içeler. Bir cerrah bile artık robot kollarla dikiş dikiyor ya da ameliyatlarını gerçekleştiriyor. Dolayısıyla önümüzde nesiller, yazılım ve robotik dallarla karışılacak. Çocuklar için bu durumun temelini ne kadar erken atarsak o kadar önemli. Onlara erken yaşlardan itibaren bunu öğretiyoruz ki ileride, ‘Bu nereden geldi, nasıl oldu’ demesinler. En önemlisi de kendi teknolojimizi kendimiz üretebilmemiz gerekiyor. Bu üretim çerçevesinde yine onlar kendilerine, ‘Bir oyun onuyorum ama ben bunu nasıl oynuyorum’ diyebilmelerini istiyoruz. Robotların hata yapma ihtimalleri de çok az. Bilindiği üzere kaza yapmayan arabaların tasarımında mutlaka bir yazılım vardır. Evlerin inşaatında da buna benzer robotik sistemler, afet durumlarında bir çözüm olabilir. Çocuklarımız hayalleri dâhilinde çok farklı tasarımlar yapabilir. Örneğin, deprem anlarında ne yapmaları gerektiğine ait afişler tasarlayabilirler. Bunun dışında ufak robotlar kullanarak projelerinin simülatörlerini hazırlayıp programlayabilirler. Bu sayede onları erken yaşlarda bilinçlendirebiliriz” dedi.


    “Önceliğimiz algoritma ve mantıksal hamleler göstermektir”

    Eğitmen Mustafa Mert Uyar, “Robotik kodlama son zamanlar gelişen bir kavramdır. Önceden Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Dersi diye geçiyordu. Bu süreçte legolar, tablet eğitimi ve metaverse dünyaları bir araya geldi. Bununla birlikte robotik kodlama içeriği oluştu. Anaokulu yaş guruplarından itibaren biz bu dersleri gösteriyoruz. Özellikle 3,5-4 yaşlarındaki öğrencilerimizle bu konulara başlıyoruz. Önceliğimiz ilk başta algoritma ve mantıksal hamleleri göstermektir. Bununla beraber legolardan hazır tasarımlar yaptırıyoruz. Daha sonrasındaysa öğrenciler isteklerince bunları hareket ettiriyorlar. Robotik kodlama sayesinde çocukların üretkenlikleri gelişiyor. Bir tema veriyoruz ve onun üzerinden tasarımlarını gerçekleştiriyorlar. Sonrasındaysa bu tasarımları hareketlendiren hup gibi bazı parçalarımız var. Bu parçalar sayesinde bluetooth ve tabletlerle etkileşimli olarak projeler ortaya çıkartıyoruz. Dolayısıyla onlara hem matematiksel düşünmeyi hem algoritmik bir beceri katıyoruz. Özellikle küçük yaş guruplarında, yönlerle alakalı güzel sonuçlar elde ettik” şeklinde konuştu.

    “Robotlar yapıyor, küçük kodlar yazıyor ve oyunlar tasarlıyoruz”

    Ece Aydemir (9), ”Robotik kodlamayı ve İngilizce’yi çok seviyorum. Babamdan dolayı kodlamaya bir ilgim var. Artık her yerde robotik kodlamayla ilgili şeyler mevcut. Bu işe erken yaşta alışmanın iyi olacağını düşündüm. Burada robotlar yapıyoruz, küçük kodlar yazıyoruz ve oyunlar tasarlıyoruz” diyerek duygu ve düşüncelerini ifade etti.

  • Boyanan derinin yenisinden farkı kalmıyor

    Boyanan derinin yenisinden farkı kalmıyor

    Eskişehirli terzi Bayram Önce, deriye yapılan boyama işlemini anlattı. Vatandaşların hem onarım hem de dekoratif amaçlı olarak deri boyasına rağbet ettiklerini söyleyen Önce, mevsim nedeniyle mont bakım ve onarımlarının arttığına dikkat çekti. Derinin boyama işlemi sonrasında ilk günkü halinden farkı kalmadığını kaydeden terzi Önce, gerçek deri ile sahtesi arasında kullanım süresi bakımından büyük fark olduğunu belirtti. Önce, “Gerçek deri, uzun ömürlüdür ve yıllarca kullanabilirsiniz” şeklinde konuştu.


    “Hem besliyor hem güzelleştiriyor”

    Terzi Önce, insanların mevsim şartlarından dolayı yıpranan deri malzemelerini bakıma getirdiğine vurgu yaparak, “İsteğe göre deri boyası yapıyoruz. Çünkü boya hem deriyi tekrar besler, ömrünü uzatır ve genellikle düzgün gözükmesini sağlar. Boyama işlemini yaparken ilk önce astar boyamasını gerçekleştiriyoruz. Sonrasındaysa cilalayarak boyanın koruyuculuğunu sağlıyoruz. Böylece mont eski görünümünü alıyor” dedi.


    “Gerçek deri uzun ömürlüdür”

    Vatandaşların genellikle yenisini almak yerine elindeki deriyi tamir ettirdiğini söyleyen Önce, “Babasında veya ailesinde eski deri mont olan varsa, bakımını yaptırıp tekrar giyiyor. Gerçek deri, sağlık açısından da iyidir. Örneğin vinleks yani suni deriyi giydiğinizde hem vücudu terletiyor hem de kanserojen madde üretiyor. Çünkü onlar naylon bazlı oluyor. Deri, hava ve nüfus alan canlı bir materyaldir. Gerçek deri uzun ömürlüdür. Yıllarca kullanabilirsiniz. Bazen bize 20-25 sene önce diktirmiş veya almış müşteri geliyor. Bunların sadece boya bakımı olabiliyor.

    Ufak tefek yırtığı oluyor veya parçası değişecek oluyor. Biz de gerekeni yapıyoruz. Fakat sahte deri en fazla 1-2 sene kullanılıyor. Üzerinde dökülmeler ya da dağılmalar oluşuyor. Bunları tekrar onarmak imkansız. Tamiratı olmuyor. Çünkü bezin üzerine PVC yani bildiğimiz plastik materyallerden yapılan bir işlemdir. Sahte deri montun yakalarında, sırtlarında ve kollarında çatlamalar görebilirsiniz” diyerek sözlerini tamamladı.

  • Esnaflık yapan vatandaşlar tedirgin

    Esnaflık yapan vatandaşlar tedirgin

    Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki 11 ilde büyük yıkıma yol açan depremlerden sonra Eskişehirli vatandaşların gündemi deprem oldu. Bazı bölgelerde oturan vatandaşlar mahallelerindeki binaların sağlam olduğunu öne sürerken bazıları da binalarının eski ve yüksek katlı olmasından kaygılandığını vurguladı. Odunpazarı İlçesi İstiklal Mahallesi Atatürk Caddesi ve Vişnelik Mahallesi Öğretmenler Bulvarı’nda bulunan işletme sahipleri bölgedeki eski ve yüksek katlı binalar sebebiyle endişeli olduklarını kaydetti. Yaklaşık 50 yıllık olduğu tahmin edilen ve geneli 7 katlı olan binaların büyük bir depreme dayanamayacağını düşünen esnaflar, yaşanabilecek can ve mal kayıplarından ötürü endişeli olduğunu dile getirdi. Bölgedeki esnaflar kentteki eski binaların bir an önce kontrol edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasını istiyor.

    “Bence 50 yaş üstündeki binaların yüzde 90’ı Kahramanmaraş’taki gibi bir depreme dayanamaz”

    Eskişehir Odunpazarı İlçesi İstiklal Mahallesi Atatürk Caddesi’nde erkek kuaförlüğü yapan Serkan Demir, Kahramanmaraş’ta yaşanan deprem felaketinden sonra endişelerinin büyük oranda arttığını söyledi. Eskişehir’de bir deprem olması halinde eski binaların felakete yol açabileceğini ifade eden Demir, “Hepimizin endişesi var, ülkemizin neredeyse 11 şehrinin birden büyük yıkıma uğradığı bir deprem yaşadık. Resmi rakamlara göre 45 bin civarında ölü sayısı açıklanıyor ama ben 100 binin üzerinde bir kayıp olduğunu düşünüyorum, bu bizim endişemizi çok daha fazlalaştırıyor. Bu cadde çok eski olan bir cadde, buradaki bütün binalar 50 yaşının üzerinde. Bir deprem olursa belki burada da felaket olabilir, hepimizin endişesi var.

    Ben burada kiracıyım ama can ve mal kaybı konusunda yine endişelerim var. Burası yıkılırsa hayatımın tek sermayesi olan dükkanım elimden gidecek. Geçen gün televizyonda gördüm, kanuna göre kiracıların ‘bu bina tehlikeli’ diyerek araştırma yaptırma lüksü bile yok. Bunu mal sahiplerinin yapması gerekiyor. Buradaki sahipleri binaların sağlam yapılmış olduğunu söylüyor. Eski binaların daha sağlam olduğunu öne sürenler var ama ne kadar sağlam onu biz bilemeyiz. Belediyenin ve devletin yetkili kurumlarının gelip beton örneği alması lazım. Bence 50 yaş üstündeki binaların yüzde 90’ı Kahramanmaraş’taki gibi bir depreme dayanamaz. Bizim müşterilerden duyduğumuz kadarıyla Eskişehir’in büyük bölümü deprem konusunda endişeli. Tabii bir tek kendileri için değil, tüm Türkiye için endişeliler. Artık insanlar bütün ülke için endişeleniyor, genel anlamda bir panik havası var” dedi.

    “Maddi imkanlar yeterli olursa daha iyi yerlere gidebiliriz, sonuçta üstümüzde 7 kat daha var”

    Eskişehir Odunpazarı İlçesi Vişnelik Mahallesi Doktorlar Bulvarı’nda telefonculuk yapan Selim Yavuz, bölgedeki binaların kontrol edilmesinin iyi olabileceğini ve korkularını giderebileceğini belirtti. Maddi imkanların yeterli olması halinde daha güvenli bir bölgeye gitmek istediğini dile getiren Yavuz, “Esnaf olarak bizim burayla ilgili endişelerimiz var. Bu caddedeki binalar olsun, arka sokaktaki binalar olsun hepsi eski binalar. Bunlar denetendi mi, sağlamlaştırıldı mı veya herhangi bir işlem yapıldı mı bilmiyoruz.

    Ancak böyle şeyler yapılırsa ve binalar kontrol edilirse bizim için faydalı olur, hiç olmazsa korkularımız gider. Bu yüzden biz yöneticilerimizden apartmanlarımızın denetlenmesini istiyoruz. Bunun belli bir maliyeti var ama biz ona da razıyız. Önce can, sonra mal. Canımızı korumak için maliyetten kaçınmayız, insan başına ne kadar düşüyorsa veririz. Bir esnaf olarak müşterilerimin de genel olarak kaygılı olduklarını görüyorum. Buraya gelen arkadaşlar da ‘bu apartmanlar çok eski, acaba denetim yapıyorlar mı?’ diye soruyorlar. Yani onların da kuşkuları var. Artık başka bir yere gitmek istiyoruz ama şu anda maddi gücümüz yeterli değil. Maddi imkanlar yeterli olursa daha iyi yerlere gidebiliriz, sonuçta üstümüzde 7 kat daha var” şeklinde konuştu.

  • Kumar operasyonunda 51 kişiye ceza kesildi

    Kumar operasyonunda 51 kişiye ceza kesildi

    Edinilen bilgilere göre, İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince Tepebaşı İlçesi’nde tespit edilen bir adrese kumar operasyonu düzenlendi. Çalışmalar neticesinde çok sayıda tombala kartı ele geçirilirken, 51 şahsa kumar oynamaktan 202 bin 750 lira idari para yaptırım cezası uygulandı.
    İşletmeci olarak yakalanan Ş.Y. isimli şahsa, ‘Kumar Oynanması İçin Yer ve İmkân Temin Etmek’ suçundan işlem başlatıldığı öğrenildi.

  • Sokaklardaki ekmek parçaları

    Sokaklardaki ekmek parçaları

    Eskişehirli hayvanseverlerin attığı ekmekler, kaldırım ve sokaklarda hoş olmayan görüntülere sebebiyet veriyor. Duyarlı vatandaşlar tarafından hayvanları beslemek amacıyla ağaç altlarına bırakılan yemek artıkları aynı zamanda çevre kirliliğine neden oluyor.

    Meydana gelen bu durum karşısında ikiye bölünen vatandaşların bir kısmı hayvanları yemleme niyetindeyken, diğer kısmı ise oluşan kötü manzara karşısında yetkililerden gereğinin yapılmasını talep ediyor.