Kategori: Gaziantep

  • 500 yıllık tarihi mağara

    500 yıllık tarihi mağara

    Gastronomi ve tarih şehri olarak bilinen Gaziantep’te birçok binanın yanı sıra pek çok tarihi yapı da Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7.7 ve Elbistan merkezli 7.6’lık iki büyük depremde hasar aldı. Yaşanan depremlerde Gaziantep Kalesi, Şirvani Cami, Karagöz Cami, Karatarla Cami gibi tarihi yapılar ciddi hasar alırken kentte yer alan, 12 kolonlu bulunan ve yaklaşık 500 yıllık tarihi olduğu bilinen Kaleoğlu Mağarası, yıkıcı depremlerde hasar almadı.

    “Çocukların psikolojisi düzelsin diye doğum günü etkinliği yapmaya geldik”

    Günümüzde kafeterya olarak hizmet veren ve müşterilerini ağırlamaya devam eden Kaleoğlu Mağarası’na çocuklarının psikolojisi düzelsin diye doğum günü etkinliği yapmak için geldiklerini söyleyen Hakan Kaya isimli vatandaş, “Doğum günü kutlamaya geldik.

    Depremden dolayı çocukların biraz daha psikoloji düzelsin diye geldik. 500 yıllık mağara en azından sağlam ve sağlam olduğunu biliyoruz. Diğer bölgelerde yıkıntı çok oldu ama burası en azından daha iyi ve sağlam. Çocukların psikolojisi düzelsin diye bir doğum günü etkinliği yapmaya geldik” dedi.


    “Mağarada 12 tane sütun ayak var, mağarada herhangi bir olumsuzluk yok”

    500 yıllık Kaleoğlu Mağarası işletmecisi Mehmet Kaleoğlu ise, “11 ilimizde gerçekleşen büyük bir deprem atlattık. Çok üzücü bir olay yaşadık. Türkiye’miz için bunun altından kalkacağız. Bizim mağaramızda herhangi bir yıkım yok çok şükür. Mağarada 12 tane sütun ayak var. Üstte evler ve yollar var. Mağara depremin bütün enerjisi aldı ve bizim Kaleoğlu Mağarasında herhangi bir olumsuzluk yoktur. Üstte evler ve yollar var ama burada herhangi bir hasar yok.

    Biz de buna seviniyoruz ama insanların mağdur olması, evlerinin yıkılması, 11 ilimizde depremin olması bizi üzüyor. Allah bir daha yaşatmasın diyorum. Aslında Gaziantep’te mağaralar depremi engellermiş, enerjisini alırmış. Çoğu evin altında da mağaralar var. Ama işte bu afet büyük bir afet, buna rağmen mağaralar dayanıklı. Gördüğünüz gibi kalın kalın ayaklarımız var. 500 yıllık Kaleoğlu Mağarası depreme meydan okudu” diye konuştu.

  • Restore edilecek tarihi yapılar incelendi

    Restore edilecek tarihi yapılar incelendi

    GBB İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı Koruma Uygulama ve Denetim Şube Müdürlüğü (KUDEB) önderliğinde koruma uzmanı mimarlar, inşaat mühendisleri, jeofizikçiler, sismologlar ve arkeologlar, tarihçilerden oluşan bilim kurulu, Gaziantep Kalesi, hamamlar, camiler, hanlar, kasteller, çeşmeler ve eski mimarlık konutlar ve tarihi mahallelerdeki sivil mimarlık yapılarından oluşan bütün geleneksel Gaziantep konutlarını inceledi.

    Bu çerçevede Büyükşehir’in yaptığı restorasyon çalışmalarını üstlendiği yapılardan sadece yüzde 2’lik bir kısmın hasar gördüğü tespit edildi.

    “Yaklaşık 3 hafta süren bir çalışmayla deprem envanteri çıkardık”

    GBB İmar Daire Başkanlığı Koruma Uygulama ve Denetim Şube Müdürü Serdar Murat Gürsel, 6 Şubat tarihinde ülke olarak çok talihsiz bir afetle karşı karşıya kaldıklarını belirterek, “KUDEB ekibi olarak kültürel miraslara dönük yürüttüğümüz restorasyon çalışmaları için yaklaşık 3 hafta süren bir çalışmada deprem envanteri çıkardık. 6 bin 548 yapıya girdik. Kale dahil hamamlar, camiler, hanlar, kasteller, çeşmeler ve sivil mimarlık konutları, tarihi mahallelerdeki bütün geleneksel Antep konutlarına mevcut durumumuzun ne olduğuna bakmaya çalıştık” dedi.

     


    Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin restorasyon çalışmaları başta olmak üzere yapılan sokak sağlıklaştırma çalışmalarıyla depremde kente önemli faydalar sağladığına dikkati çeken Gürsel, “Bugün dar gelirli, ekonomik geliri az olan insanların yaşamış olduğu evlerin çatı, duvar, kapı, pencere onarımlarını yaparak, bugün o evlerin performansını yüzde 100 artırmış olduğumuzu ve hiçbirinin yıkılmadığına tanıklık ettik. Toplamda 6 bin 548 yapının yüzde 2’si ağır hasarlı çıktı” ifadelerini kullandı.

    Gaziantep Kalesi için uygulanan 3 boyutlu lazer tarama teknolojisi, diğer kültürel miraslar yapılarında da kullanılacak

    Konuşmasında Gaziantep Büyükşehir Belediyesi olarak üç boyutlu lazer tarayıcıyla Gaziantep Kale’sinin her noktasının dijital arşivini de çıkardıklarını ekleyen Gürsel, “Bugün bile yarısını kaybettiğimiz kalenin tamamıyla ilgili bir sıkıntı olmuş olsaydı, kalenin elimizdeki arşivinden projesini çıkartıp birebir aynısını yapabilecek durumdayız. Bunu diğer anıtsal yapılarda da hanlarda ve hamamlarda da istiyoruz.

    Bu görüşü hocalarımız da önerdi. Bilim kuruluyla bugün gelinen noktada değerlendirme toplantısı da yaptık. Doğru adımlarla başta Gaziantep kalesi olmak üzere Gaziantep’in bütün kültürel mirası yapılarımızın hepsini onarmak, ayağa kaldırmak istiyoruz” diye konuştu.

  • Dünyanın halısını Gaziantep üretiyor

    Dünyanın halısını Gaziantep üretiyor

    GAİB hizmet binasında toplanan GAHİB Yönetim Kurulu bölge, ülke ve dünya gündemini değerlendirerek sektörel sorunları masaya yatırdı. Zeynal Abidin Kaplan başkanlığında toplanan GAHİB Yönetim Kurulu 2023 yılı planlarını da gözden geçirerek projelerin sekteye uğramadan devam etmesi, uluslararası fuarlara katılımların sağlanması, yeni pazar arayışlarının sürdürülerek mevcut pazarlardaki pazar paylarının arttırılarak korunması yönünde ortak görüş birliğine vardı. Toplantı sonrası bir değerlendirme yapan Başkan Zeynal Abidin Kaplan “Allah ülkemize, milletimize böyle bir felaketi bir daha yaşatmasın. Yüreklerimiz acı dolu. Yaşanan felaketin hemen ardından bütün halı üreticilerimiz ve ihracatçılarımız depremzedelerin yardımına koşarak yemek başta olmak üzere ihtiyaç duydukları hayati malzemelerin temini için seferber oldular.

    Bundan sonraki süreçte de Gaziantep ve diğer illerde yaralarımızın sarılması için el birliğiyle devletimizin milletimizin emrinde olacağız. Diğer taraftan da deprem sonrası kısa bir sürede ara verdiğimiz üretimimize başladık. Tesislerimiz ilk günkü gibi dünya halı ihtiyacının karşılanması için çalışmaya devam ediyor. Bizler kentimize, bölgemize ve ülkemize sahip çıkacağız. Yaralarımızı sararken ekonomimizin de düzelmesi ve güçlenmesi için 2022 yılı aralık ayında belirlediğimiz 2023 yılı hedeflerimizi gerçekleştirmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” dedi.


    Dünyanın halısını Gaziantep üretmeye devam edecek

    Yaşanan deprem sonrası kısa bir süre de olsa duran ihracatın devam ettiğini de sözlerine ekleyen Başkan Zeynal Abidin Kaplan “Sektörümüz yaşanan felaketin hemen ardından depremzedelerin yardımına koşarken kısa bir süre sonra yeniden üretime başlayarak ihracatımızın durmaması için var gücüyle çalışmış, çalışmaya devam edecektir. Elbette önümüzde zorlu bir süreç var. Bizler milletçe kenetlenerek bu süreçleri aşacak ve bir yandan yaralarımızı sararken diğer yandan ekonomimizin istenen noktaya gelmesi için var gücümüzle çalışacağız” şeklinde konuştu.


    Halı sektörümüz güçlü ve büyük bir sektördür

    Halı sektörünün başkenti Gaziantep’te üretimin sürdüğüne dikkat çeken Başkan Kaplan önümüzdeki süreçte önceden belirlenen 2023 yılı hedefleri ve uygulamaya konulacak projelere ara vermeden devam edileceğini de ifade etti. Kaplan yaptığı değerlendirmede “Yenilikçi ürünlerimizle, AR-GE ve İnovasyon çalışmalarımızla, üretimde olduğu gibi dünya halı trendlerinin belirleyicisi bir ülke olarak kaldığımız yerden devam edecek uluslararası fuarların yanı sıra İstanbul’da gerçekleştireceğimiz ve ülkemize kazandıracağımız uluslararası fuarlarımızı organize edeceğiz” diye konuştu.

  • Çadır kentte yaralar sarılıyor

    Çadır kentte yaralar sarılıyor

    6 Şubat’ta merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 7.7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Aynı gün Kahramanmaraş Elbistan merkezli 7.6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Yaşanan depremlerin ardından 11 ilimizde büyük yıkımlara yol açan felaketlerin birinci ayında yaralar büyük oranda sarıldı.

    “Kendimizi güvende hissediyoruz”

    Depremde evleri yıkılan ve çadır kentte kendilerini güvende olduğunu ifade eden İsmail Güneş, “Depremin birinci ayındayız, şuan çadırdayız ve kendimizi güvende hissediyoruz. Rabbim devletimizden ve milletimizden razı olsun. Şuan çadırın içerisindeyiz kendimizi güvende hissediyoruz. Deprem olduğu gün evimizden kaçtık. Evimizin kapısı kapandı, kapıyı kırdım ailemi dışarıya çıkardım. O gece hiç uyuyamadık, 2-3 gün artçı sarsıntılar devam etti. Artçı sarsıntılar sonrasın da çocuklar korku içerisindeydi halen de korkuyorlar” dedi.

    “Her şeyimiz mevcut, sıkıntımız yok şuan her şey güzel geçiyor”

    Depremin verdiği zarar sonrası yiyecek, içecek sıkıntılarının olmadığını dile getiren Cengiz Türkoğlu, “Depremin insanlara verdiği zararlar zaten ortada, iyi kötü çadırlarımızda yaşıyoruz. Gerek ısıtıcı gerekse de mutfak araç gereç ve yiyeceklerimiz olsun her şeyimiz mevcut. Su sıkıntımız yok şuan her şey güzel geçiyor” diye konuştu.

    Evleri yıkıldıktan sonra yalın ayak çorapsız dışarı çıktıktan sonra yardım kuruluşu tarafından kendisine ve ailesine çorap ve eldiven verildikten sonra teşekkürü borç bilen Ökkeş Değirmenci, “Deprem bir ay oldu. Depremde evlerimiz hasar aldı, kolonlarda çatlak olduğundan dolayı korkuyoruz eve giremiyoruz. Allah devletimize zeval vermesin. Devletimiz ilk günden beri bizlere maddi ve manevi desteği üzerimizdedir. Daha da insanlar hoşnut olmuyor devletimizden daha fazla ne bekliyorlar ne istiyorlar en fazla bu olur. Çadırda ilk bir hafta kar ve yağmur nedeniyle biraz sorunlar oldu. Çocuklar perişan oldu yine de Allah devletimize zeval vermesin bütün eksikliklerimizi giderdi. Çünkü deprem anında evimizden yalın ayak çorapsız çıktık. Bir daha da giremedik eve, her türlü yiyecek içecek eksikliklerimiz devletimiz ve milletimiz tarafından giderildi. ilk gün AFAD, UMKE, İslahiye Kaymakamlığı, İslahiye Belediyesi ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi de bölgedeydi.

    Devlet bütün imkanlarıyla sahadaydı. Özellikle bir yardım kuruluşu depremden sonra biz evimizden çorapsız çıktıktan sonra o yardım kuruluşu bize çorap ve eldiven getirmişlerdi. Onlara teşekkür ediyorum. Biz böyle bir şey görmedik, depremin ikinci gününde İslahiye Meydanında çorba dağıtılıyordu. Çorba almaya utanarak çekinerek gittim hayatımızda hiç böyle bir şey görmedik ilk defa bir şey de utandım. Çorba almaya gittim, orada bir genç vardı ağabeyim gel dedi utanarak yere bakarak gittim utanacak bir şey değil ama utandım” ifadelerini kullandı.

  • Cami yıkıldı, minaresi ayakta kaldı

    Cami yıkıldı, minaresi ayakta kaldı

    7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerde özellikle fay hattında ve yakın çevresinde bulunan cami ile minarelerin neredeyse tamamı yıkılırken, Gaziantep’in İslahiye ilçesi Tüllüce Mahallesi’nde yüksekliği standartlara uygun minare tek başına ayakta kaldı. Hiç hasar almayan minarenin yanındaki cami de depremlerde aldığı ağır hasar nedeniyle ekipler tarafından kontrollü şekilde yıkıldı.

    Depremde yapıların yarısına yakını yıkılan Tüllüce Mahallesi’nin muhtarı İbrahim Çeneci, “Deprem gününü kelimelerle anlatmak mümkün değildir. Deprem anında alttan bir gürültü ile uyandık ve uyandığımızda ayakta duramıyorduk. Uyandığımızda kıyafet dolabı, TV ünitesi üzerimize yığıldı. Biz dışarıya kaçmak isterken ikinci deprem ise bizi salonda yakaladı” diye konuştu.

    Muhtar Çeneci, Tüllüce Mahallesi camisinin depremde büyük hasar görmesine rağmen minaresinin hiçbir hasar almadığını belirterek, “Cami kullanılamaz bir durumdaydı. Caminin kolonları ve duvarları patlamıştı. Aşırı derece tehlike arz ediyordu. Hasar tespiti için ekipler geldi, yıkım kararı vardı ve yıkılması gerekiyordu, o yüzden yıktık. Minaremiz halen ayakta duruyor. Minaremiz demirden, tabandan en üstüne kadar demirden çıkmadır. Caminin kolonları ve duvarları patlamıştı. Aşırı derece tehlike arz ediyordu” diye konuştu.

  • ‘Malın, mülkün yalan olduğunu anladım’

    ‘Malın, mülkün yalan olduğunu anladım’

    Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki şiddetli depremlere Gaziantep’te yakalanan Abdullah Yılmaz, korku dolu anları gözyaşlarıyla anlattı. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kardiyoloji servisinde tedavi gören ve deprem sonrası evi ağır hasar alan Yılmaz, ilk önce şiddetli bir sesin geldiğini ve ardından evin çok şiddetli sallandığını belirterek, “O esnada malın, mülkün yalan olduğunu anladım” dedi.

    “Saat 04.15 gibi birisinin beni dürttüğünü hissettim”

    Yılmaz, saat 04.15 gibi birisinin yanına gelip kendisini dürterek uyandırdığını belirterek, “Benim 3 çocuğum cezaevinde, onları ziyarete gittiğim için yoruldum ve erken yattım. Saat 04.15 gibi birisinin beni dürttüğünü hissettim. Çocuk dürtüyor sandım, kalkıp baktığımda etrafımda kimse yoktu diğer tarafa dönüp Kelime-i Şehadet getirip yattım ama tekrar dürtüldüğümü hissettim. Işığı yakmak için kalktım, tam ışığı yaktığım anda ‘gür gür gür gür’ sesi geldi. O esnada çocuğum üzerime atladı sonra hanım ayaklarımdan tuttu düşerim diye. O esnada ev gidip gidip geldi. Biz 30 saniye kadar sallandık. O anda malın, mülkün yalan olduğunu anladım” dedi.

    “Orada zenginle fakir aynı oldu”

    Deprem sonrası zengin ile fakirin bir olduğunu ifade eden Yılmaz, “Dışarıya attık kendimizi. Dışarıda karla karışık yağmur yağıyor, soğuk var, fırtına var. Çocuklar tir tir titredi. Allah kimseye vermesin. İnsanlar küçüğünü bilmiyor, büyüğünü bilmiyor. Saygısızlık, merhametsizlik, her türlü pislik, dolandırıcılık var insanlarda. Hak ettin ki Allah verdi bunları sana. İnsanlara ‘ kendine gel’ dedi. Kardeş kardeşe küs arkadaş arkadaşa küs, insanlar birbirine yardım etmiyor. Depremden sonra gittik camilerde sığındık, camiler de artçı depremlerden sonra sallanıyordu. Ben depremde her şeyin yalan olduğunu anladım. ‘Hani senin malın vardı? Hani tarlan vardı? Hani para için insanların kalbini kırıyordun? Hani servetin vardı? Ne oldu sana?’ Bir bardak çorba için hepimiz sıraya girdik. Orada zenginle fakir aynı oldu” diye konuştu.

  • Enkazdan ”Çığlık sesi geldi” ihbarı

    Enkazdan ”Çığlık sesi geldi” ihbarı

    Kahramanmaraş 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerden etkilenen Gaziantep’in İslahiye ilçesinde vatandaşlar bölgede bulunan polislere depremde yıkılan bir binanın enkazından çığlık geldiğini söyledi.

    Kocaeli Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, ihbar üzerine Demokrasi Meydanı yakınlarında bulunan binanın enkazına gitti. Enkazda arama yapan ekipler, bir süre ise dinleme yaparak sesi ve geldiği yönü tespit etmeye çalıştı.

    Depremin ardından geçen 24 gün sonra gelen ihbar üzerine heyecanlanan ekipler, yaptıkları araştırmada gerçeği kısa sürede tespit etti. Sesin yırtıcı bir kuşa ait olduğunu, kuşun ise enkazın yanında bulunan hasarlı ve boşaltılan bir binada yuva yaptığını tespit etti.

    Çığlığa benzeyen sesin kuşa ait olduğu belirlenmesi üzerine ise ekipler, diğer enkaz çevreleri ile ara caddelerde devriye attı.

  • Enkazdan ”çığlık sesi geldi”

    Enkazdan ”çığlık sesi geldi”

    Kahramanmaraş 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremlerden etkilenen Gaziantep’in İslahiye ilçesinde vatandaşlar bölgede bulunan polislere depremde yıkılan bir binanın enkazından çığlık geldiğini söyledi. Kocaeli Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, ihbar üzerine Demokrasi Meydanı yakınlarında bulunan binanın enkazına gitti.

    Enkazda arama yapan ekipler, bir süre ise dinleme yaparak sesi ve geldiği yönü tespit etmeye çalıştı. Depremin ardından geçen 24 gün sonra gelen ihbar üzerine heyecanlanan ekipler, yaptıkları araştırmada gerçeği kısa sürede tespit etti.

    Sesin yırtıcı bir kuşa ait olduğunu, kuşun ise enkazın yanında bulunan hasarlı ve boşaltılan bir binada yuva yaptığını tespit etti.
    Çığlığa benzeyen sesin kuşa ait olduğu belirlenmesi üzerine ise ekipler, diğer enkaz çevreleri ile ara caddelerde devriye attı.

  • Yetim çocuk ve anneleri misafir edildi

    Yetim çocuk ve anneleri misafir edildi

    Fadıloğlu, “Allah, bir daha böyle acılar yaşatmasın. Hayat devam ediyor. Hayatımızı normale döndürmemiz gerekiyor. Tabii özellikle küçük yavrularımızın psikolojik durumlarıyla ilgili sıkıntılarımız olabilir. Bu sıkıntıları yenmemiz lazım. Bugün, bu etkinlikte olmamızın nedeni de bu” dedi.
    Kahramanmaraş merkezli yaşanan ve 11 ilde etkili olan deprem afetinin ardından yetim çocuklar ve annelerine yönelik Şehitkamil Belediyesi Gençlik Kampı’nda düzenlenen etkinliğe 100’ün üzerinde yetim çocuk ve annesi katıldı.

    Programa katılan yetim çocuk ve annelerini yalnız bırakmayan Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, özellikle çocuklarla yakından ilgilendi. Hem çocuklar hem de anneleriyle uzun süre sohbet eden Başkan Rıdvan Fadıloğlu, çocuklara; balon, pamuk şeker, patlamış mısır ve yemek ikram etti. Uzman eğitmenler nezaretindeki çocuklar, ip parkuru, tırmanma duvarı, geleneksel çocuk oyunları ve beceri koordinasyon parkurundaki etkinliklere katılırken, anneler ise doğa yürüyüşü etkinliğine katıldılar.


    “Allah, bir daha böyle acılar yaşatmasın”

    Gerçekleştirilen etkinliğe ilişkin açıklamada bulunan Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, “Öncelikle bu yaşanan afette, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Allah, bir daha böyle acılar yaşatmasın. Dünyada yaşanmamış bir olay yaşadık. Tabii Gaziantep, diğer vilayetlere göre daha hafif atlattı ama Adıyaman’da Kahramanmaraş’ta Hatay’da ve diğer iller çok büyük sıkıntı yaşadı. Şu anda normale dönmeye çalışıyoruz. Hayat devam ediyor. Bugün yetim çocuklar ve annelerimizle bir arada olalım istedik. Annelerimiz ve çocuklarımızın, doğa ile iç içe olmasını istedik.

    Tabii bu psikolojiyi atlatmak kolay değil, hakikaten insanın etkilenmemesi mümkün değil. Ancak az öncede belirttiğim gibi hayat bir şekilde devam ediyor ve bununla yaşamaya alışacağız. İnşallah bundan sonra bu büyüklükte deprem olmayacağını bilim adamlarımız açıklıyor. Artçı depremler olabilir, bundan da kendimizi koruyarak, hayatımızı normale döndürmemiz gerekiyor. Tabii özellikle küçük yavrularımızın psikolojik durumlarıyla ilgili sıkıntılarımız olabilir. Bu sıkıntıları yenmemiz lazım. Bugün, bu etkinlikte olmamızın nedeni de bu. Yavaş yavaş tüm sıkıntılı durumları üzerimizden atacağız. Bir an önce normale döneceğiz” şeklinde konuştu.


    “Deprem psikolojisini üzerimizden atmak adına çok güzel bir etkinlik”

    Etkinlikle ilgili değerlendirmede bulunan Hatice Kılıç, “Ülkemizde ve şehrimizde çok büyük bir deprem oldu. Bizler de çocuklarımızla birlikte bu depremden bayağı bir etkilendik, bayağı bir üzüldük, dışarıda kaldık. Sağ olsun Şehitkamil Belediyemiz, Belediye Başkanımız, depremden sonraki andan itibaren her türlü desteği ve yardımları bizlere sundular. Bugün de hem bizlerin hem de çocuklarımızın deprem psikolojisini üzerimizden atmak adına çok güzel bir etkinlik düzenlendi. Psikolojimiz gerçekten hepimizin bozuldu, geceleri uyuyamıyoruz. Ama çok şükür belediyemiz sayesinde atlatmaya çalışıyoruz. İnşallah da hep birlikte bu yaraları saracağız. Ben Başkanımıza ve ekibine, bizlere böylesine güzel bir etkinlik düzenledikleri için çok çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

  • Japonya en büyük sahra hastanesini Gaziantep’te kurdu

    Japonya en büyük sahra hastanesini Gaziantep’te kurdu

    14’ü hekim olmak üzere 70 kişiden oluşan Japon ekip ile ameliyat, tahlil, röntgen gibi hizmetlerin verildiği sahra hastanesi gezen Başkan Şahin, ziyarette, Japonya’dan gelen heyetin başkanı Başhekim Takeshi İshihara’dan hastane hakkında bilgi aldı.

    “Japonya ile kurulan ikili ilişki, deprem sonrası büyük bir yol haritası oldu”

    Başkan Şahin, burada yaptığı konuşmada, dünya deprem tarihinin en büyük felaketini yaşadıklarını belirterek, “Biz Japonya ile daha önce dirençli şehir çalışmıştık. Deprem öncesinde, deprem sırasında ve deprem sonrasında ne yapılması lazım bunları konuşmuştuk. Bu teorik çalışma bugün, bu büyük felakette yaraları sarmak için bizlere çok büyük bir yol haritası oldu” dedi.


    “Japonya’nın en büyük özelliği uzmanlaşmada, ihtisaslaşmada yetişmiş insan gücüdür”

    irçok sahra hastanesi gezip bu kadar detaylı ve iyi düşünülmüş bir hastaneyi ilk kez gördüğünü belirten Şahin, “Bu kadar başarılı bir hastaneyi ilk kez gördüm. Zaten Japon hükümeti de bu kadar büyüğünü burada ilk kez yaptıklarını söylüyorlar. İyiliğin ve merhametin yükseldiği bir dünyada fay hatları kırılabilir ama iyilik hattı merhamet hattı sevgi hattı bizi çok hızlı iyileştirecek ve birlikte yaraları saracağız. Bu gördüğünüz hastane 5 dönüm kapalı alan. Hastanenin içerisinde bir hastaya lazım olan bütün her şey var.

    Doğumhanesinden, laboratuvarına, arkamızda büyük bir yoğun bakım ünitesi var. Hiçbir tam teşekküllü hastaneye gitmeye ihtiyacı olmadan bütün teknik altyapı var beşeri sermaye var. Japonya’nın en büyük özelliği uzmanlaşmada, ihtisaslaşmada yetişmiş insan gücüdür. Bütün yetişmiş insan gücüyle bugün buradalar. Yalnızca teknolojileriyle, makineleriyle değil doktorlarıyla ve bu konuda uzmanlaşmış ekibiyle de buradalar” şeklinde konuştu.


    “Japonya olarak iş birliği ve yardım çalışmalarımızı sürdüreceğiz”

    Deprem bölgelerini ziyarette bulunan Japon Büyükelçisi Kazuhiro Suzuki sahra hastanesinde yaptığı açıklamada, “Bugün depremden etkilenen Gaziantep ilini iki günlük seyahat grubuyla ziyaret edebildim. Çok büyük hasarları bizzat görebildim. Ama aynı anda artık yeniden yapılanma sürecini de geçilmiş olduğunu da bizzat teyit edebildim.

    Japonya’da iki hafta sonra yani 11 Mart tarihinde büyük Japonya depreminin 12. Yıl dönümü olacak. O sırada çok fazla can kaybı yaşanmıştı ve kışın insanlar şiddetli soğuk altında maruz kaldı. Şimdi Japonya’da Türkiye’deki çok zor durumlar her gün haber olarak yayına çıkıyor. Japonlarda bizzat bunu izleyerek ne yapabilirim ne yapmalıyım diye düşünüyorlar. Bu sefer yaptığımız hastanemizde yürekten gelen dayanışma ve beraberliğin duygusuyla yapmıştık. Japonya olarak bu şekilde iş birliği ve yardım çalışmalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.