Kategori: Gaziantep

  • Barışmak için çağırdı, öldürdü

    Barışmak için çağırdı, öldürdü

    Olay, 17 Ağustos 2022 Çarşamba gece saatlerinde Şehitkamil ilçesi Karacaoğlan Mahallesi’nde meydana gelmişti.

    İddiaya göre, 18 yaşındaki Mehmet Kartal, bir grupla tartışma yaşamış ve daha sonra barışmak çağrılan aynı gruptaki bir şahıs tarafından pompalı tüfekle vurularak öldürülmüştü. Olay sonrası Mehmet Kartal’ın ölümüne neden olan katil zanlısı ise kaçmıştı.

    Kaçan katil zanlısı önce yakalandı sonra tutuklandı

    Yaşanan olayın ardından çalışma yapan Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Mehmet Kartal’ın katil zanlısının Ö.U. isimli şahıs olduğunu tespit etti. Adres tespiti yapılan katil zanlısı, yakalanarak gözaltına alındı. Gözaltındaki işlemleri tamamlanan katil zanlısı, sağlık kontrollerinin ardından sevk edildiği adli mercilerce tutuklandı.

    Tutuklanan katil zanlısı cezaevine teslim edilirken, olayla ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü öğrenildi.

  • Gaziantep’teki feci kazada yaşadıkları dehşeti anlattı

    Gaziantep’teki feci kazada yaşadıkları dehşeti anlattı

    Gaziantep Üniversitesi Gazetecilik Bölümü’nde yüksek lisans yapan Alaaddin Şırkat (28), kaza gününün sabahında uluslararası yabancı bir televizyon kanalının yabancı uyruklu konuğu ile yapılacak röportajda tercümanlık yapma amacıyla, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirleri Umut Yakup Tanrıöver, Muhammet Abdulkadir Esen ve kameraman Bekir Özdemir ile birlikte Gaziantep’ten yola çıktıklarını söyledi.

    İHA canlı yayın aracıyla Şanlıurfa’ya gittiklerini anlatan Tercüman Şırkat, araçta 4 kişi olduklarını ve yol kenarındaki insanların aracı durdurmak için yaptıkları el kol hareketleri üzerine yardım etmek amacıyla aracı emniyet şeridine park ettiklerini, kaza olduğunu öğrendikten sonra ise Umut Yakup Tanrıöver’in 112’yi arayarak yardım istediğini anlattı.

    Kazayı öğrenince yardıma koştular

    Bir aracın şarampole yuvarlandığını ve içerisinde insanların olduğunu öğrendikten hemen sonra ise kazazedelere yardım için aracın yanına koştuklarını kaydeden Şırkat, ilk kazanın hemen sonrasını şöyle anlattı:

    “Yabancı uyruklu bir kişi ile röportaj yapmak amacıyla Gaziantep’ten Şanlıurfa’ya yola çıktık. Araçta rahmetli Umut, Muhammet, Bekir ve ben vardık. İhlas Haber Ajansının canlı yayın aracıyla gidiyorduk. Sabah yaklaşık saat 10.30 sıralarında yolda sağa çekilmiş araçları gördük. Araçların çevresinde insanlar vardı. El kol hareketleri yapıyorlardı, yardım istiyordu. Biz de İHA ekibi olarak aracı sağa çektik, insanlara ne olduğunu sorduk. İnsanlar bir sivil aracının aşağı düştüğünü söylediler. Biz de onun üzerine kazazedelere yardım etmek için koşa koşa aşağı indik. Kazalı aracı gördük. Kazada 2 kişi vardı. Bir kişi ölmüş, diğeri de yaralıydı. Ben ve Umut karşılarında duruyorduk. Umut arkadaşım 112’yi aradı, bilgi verdi. Olay yerine yaklaşık 20 dakika sonra trafik polisi geldi, ilk müdahalesini yaptı. Birkaç dakika sonra ise ambulans ve itfaiye geldi. 2 sağlık ekibi gelmişti. Bir ekip yaralının yanına, bir ekip de ölenin yanına gitmişti.”

    “Kazadan saniyeler öncesinde kayıttan çıktı”

    Sağlık ekibiyle birlikte İHA muhabirleri Muhammet ve Umut ile kameraman Bekir’in, sağlıkçılarla birlikte yaralının yanına gittiğini, görünce kendisinin de onların yanına gidip, yardım ettiğini kaydeden tercümen Şırkat, saniyeler öncesinden kayıttan çıktığını anlatarak, “Muhammed arkadaşımız ile Bekir yaralının yanındaydılar, sağlıkçılarla birlikte. Ben de onların yanına indim. Yaralının durumu kötüydü. Yaralıyı ambulansa ulaştırdıklarında, daha bindirmeden kaydı durdurdum. Onların yanına gitmek için yüksek yerden aşağıya indim. Otoyola çıkacaktım. Benim indiğim yerde su kanalı var, onun üstünden geçerken bir sesler duydum. Sesleri duyar duymaz ikinci bir kaza olduğunu anladım” dedi.

    Üstüne cesetler yağdı

    Şırkat, yaşanan ikinci kaza anında ise üzerine ceset yağdığını belirterek, ”Kazanın olduğu tarafa baktım. Üstüme siyah bir şeyler geliyordu. Ne olduğu bilmiyorum. Direkt bir refleksle su kanalının içerisine çöktüm. Ve sol elimle başımı örttüm. Yüksek sesle şehadeti getirdiğimi hatırlıyorum. İkinci bir ses oldu, çarpma sesi. O sesten sonra üzerime bir şeyler düştü. O kanala çöktüğümde, o anda sadece öleceğimi düşündüm. O yüzden şehadet getirdim. Araçtan parçalar savruldu, durmasını bekledim. Yaklaşık 4-5 saniye bekledim, ortalık sakinleşti” şeklinde konuştu.

    “İtfaiye erleri ayağının üstünde son nefeslerini veriyordu”

    Ortalık sakinleştiğinde ise ayağının üzerine iki itfaiye erinin cesedinin düştüğünü fark eden Alaaddin Şırkat, itfaiyecilerin ayağının üzerinde son nefeslerini verdiğini kaydederek, “Ortalık sakinleşince kalkmaya çalıştım, kalkamadım. Sol ayağım dışarıda hareket ettirebiliyordum, ama sağ ayağımı çekemiyordum. Sonra döndüm baktım ayağıma, üzerinde iki kişi vardı. İtfaiye ekibinden olan ağabeylerimizden ikisiydi. İkisi ayağımın üzerinde son nefeslerini veriyorlardı. Birincisi öldü, öldükten sonra çok zor bir şekilde ayağımı çektim. Sert bir şekilde ayağımı çekerken yaralandım. Sonra diğerinin de öldüğünü düşündüm. Hemen arkalarında ise bir ceset daha gördüm ama ona bakmadım. Bakmadan da o şokla yukarıya, otoyola doğru koşmaya başladım.”

    ”Anlatılamaz şeyler gördüm’’

    Yola çıktığında ise anlatmaya sözlerin yetmediği bir manzara ile karşılaştığını kaydeden Şırkat, “Otoyola ulaştığımda gerçekten anlatılmaz şeyler gördüm, anlatılmaz sesler duydum. İnsanların bağırmaları, sağlıkçıların, itfaiyecilerin cesetleri. Durumu anlatmaya söz yetmiyor” ifadelerini kullandı.

    “Kendime gelince Bekir’i gördüm”
    Otoyola çıktığında ise arkadaşlarını aramaya başlayan Şırkat, ilk olarak kameraman Bekir Özdemir’i gördüğünü anlatarak, “Yola çıktığımda bilincimi kaybetmek üzereydim. Gözüm karardı, başım döndü. Olay yerinden geçen otobüslerden inenlerden su istedim. Çöktüm su içtim, kendime gelmeye başladım, ayağa kalktım. Baktım, Bekir arkadaşımı gördüm. Bekir’in yanına gittim. Bekir’de pek önemli bir şey yoktu. Bana arkadaşları sordu, görmediğimi söyledim. Sonra da isimleriyle bağırmaya başladık. Olay yerinde herhangi bir cevap veren olmadı. Sonra olay yerinde aramaya başladık” dedi.

    ”Umut’u da Muhammet’i de kıyafetinden tanıdım’’

    Şırkat, İHA muhabirlerinden önce Muhammet Abdulkadir’in ardından ise Umut Yakup’un cesedini bulduğunu kaydetti. Şırkat, ”Devrilen ambulansın yanında Muhammet arkadaşımızın cesedi vardı, giysisinden tanıdım. Onu teyit edince bu kez Umut arkadaşımızı aramaya aşağıya, ilk olduğum yere gittim. Benim üstüme düşen itfaiyecilerin arkasında bir ceset vardı. Uzaktan tanıyamadım. Sonra Umut’un ne giydiğini hatırlamaya çalıştım. Siyah tişört ve lacivert kot giydiğini hatırladım, kıyafet aynıydı. Daha çok yanına yaklaştım, dikkatlice yüzüne baktım. Yüzünün rengi atmıştı, çok kötüydü. Dikkatlice bakınca Umut’un olduğunu anladım” şeklinde konuştu.

    “Bekir ısrarla Umut’u sordu”

    Umut’un cesedini görmesine rağmen ekipte bulunan Bekir Özdemir’e durumu ilk etapta söyleyemediğini anlatan Tercüman Şırkat, “Sonra tekrar otoyola çıkmaya çalışıyordum, Bekir’i gördüm. Umut’u soran bir hareket yaptım. Yaptığım el hareketinden Umut’u görmediğimi düşündü. Yola çıktım, tekrar Bekir yanıma geldi, ‘Umut nerede?’ dedi. O anda kendisine Umut’un vefat ettiğini söyledim. Başın sağ olsun kardeşim, dedim. O da yıkıldı. Bekir’i sakinleştirmeye çalıştık” ifadelerine yer verdi.

    “Mesai arkadaşlarını gözleri önünde kaybettiler”

    Kendileri gibi sağlık ve itfaiye ekiplerinin de büyük bir dram yaşadığını anlatan Şırkat, “Otobüste sıkışan insanlar vardı. Sağlıkçılar kötü haldeydiler, itfaiyeciler de öyleydi. Arkadaşları ile birlikte olay yerine gelen ekipler, mesai arkadaşlarını orada kaybettiler, cesetlerini gördüler” ifadelerini kullandı.

    ”Benzerini Suriye’de yaşadım’’

    Kaza anında yaşanılanların benzerini memleketi Suriye’de yaşadığını anlatan Şırkat, “Benzer olayları Suriye’de yaşamıştım. Sanki ortalık savaş alanı gibiydi” dedi.

    “Sadece yardım için durduk, haber yapmak aklımızda bile geçmedi”

    Şırkat, insanların yardım amacıyla yaptıkları hareketleri görünce yardım etmek amacıyla yolda durduklarını, ekipte bulunan 4 kişinin de tereddüt bile etmeden kazazedeler için yardıma koştuklarını kaydetti. O anda ‘haber yapma’ konusunun akıllarının ucundan bile geçmediğini vurgulayan Şırkat, “Biz orada kenara çekmemizi isteyen insanları görünce aklımıza sadece yardım etmek gelmişti. Herhangi bir görüntü alma, haber yapma gibi bir şey aklıma bile gelmemişti. Dördümüz de koşarak araçtan indik, o insanların yanına gittik.

    “Bizimle birlikte bir sivil daha kaldı”

    İlk kazanın hemen ardından, kendileri ile birlikte kaza yerinde birkaç sivil olduğunu, ekiplerin gelmesinin ardından ise İHA muhabirleri Umut Yakup Tanrıöver, Muhammet Abdulkadir Esen, kameraman Bekir Özdemir ve baklava almak için imalathanesine giden Mehmet Özsoy ile birlikte kendisinin kaldığını da kaydederek, ”Bizimle birlikte birkaç sivil daha vardı. Ekipler geldikten sonra sadece bir sivil kaldı. O da bizimle birlikte sedyeye yardım etti, yaralıyı taşıdı” diye konuştu.

  • Hapis cezası bulunan örgüt üyesi yakalandı

    Hapis cezası bulunan örgüt üyesi yakalandı

    DHKP/C silahlı terör örgütünün eylem ve faaliyetlerinin engellenmesi, örgüt mensuplarının yakalanmasına yönelik olarak Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yürütülen çalışmalar kapsamında silahlı terör örgütü adına örgütsel irtibat ve faaliyetlerde bulunan ve hakkında çeşitli suçlardan toplam 19 yıl 9 ay 15 gün kesinleşmiş hapis cezasının olduğu tespit edilen Ö.Ö., Gaziantep’te düzenlenen operasyonla yakalandı. Örgüt üyesi Ö.Ö., yapılan yasal işlemlerin ardından sevk edildiği adli merciler tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

  • Erdoğan’dan Gaziantep’teki kaza için başsağlığı

    Erdoğan’dan Gaziantep’teki kaza için başsağlığı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan:

    “Gaziantep-Nizip Otoyolu’nda meydana gelen elim trafik kazası hepimizin yüreklerini dağladı. Kazada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet niyaz ediyor, yaralılara acil şifalar diliyorum. Başımız sağ olsun.” ifadelerine yer verdi

  • Kazadan yaralı kurtulan kameraman o anları anlattı

    Kazadan yaralı kurtulan kameraman o anları anlattı

    4 sağlık görevlisi, 3 itfaiye eri ve İHA muhabirleri Muhammed Abdulkadir Esen ile Umut Yakup Tanrıöver’in de aralarında bulunduğu 16 kişinin hayatını kaybettiği kazada yaralanan Bekir Özdemir, Nizip Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı.

    Bu sırada kazaya ilişkin yaşananları anlatan Özdemir, “Yolda kaza vardı. Yardım etmek için durduk. Araç dereye uçmuştu. Bir cenaze vardı. Yaralıyı çıkartmak için 1 saate yakın uğraştık. Yaralıyı ambulansa yerleştiriyorduk. Ben yer yok diye ambulansın ön tarafından dolandım. Bir ara kafamı kaldırdım. Yolcu otobüsünün devrilerek geldiğini gördüm. ‘Kaçın’ diye bağırdım. Sonrasını hatırlamıyorum” dedi.

  • Bozdağ’dan Gaziantep’teki kazayla ilgili açıklama

    Bozdağ’dan Gaziantep’teki kazayla ilgili açıklama

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı’nın ‘Yüz Yüze 100 Gün’ programı kapsamında Bayrampaşa ilçe teşkilatının programına katıldı. Bakan Bozdağ, program sonrasında Gaziantep Nizip’tek meydana gelen trafik kazasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

    “Kazayla ilgili adli tahkikat başladı”

    Kazayla ilgili adli tahkikatın başladığını söyleyen Bakan Bozdağ, “Gaziantep Nizip arasında meydana gelen trafik kazalarında maalesef pek çok vatandaşımız hayatını kaybetti, bazı vatandaşlarımız da yaralandı. Hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum, yaralı vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum. Nizip cumhuriyet başsavcılığımız, 3 cumhuriyet savcısını görevlendirdi. Adli tahkikat başladı. Adli tahkikat olayı bütün yönleriyle hem araştıracak, hem sonuçlandırarak hem de aydınlatacaktır. Ancak bu tahkikat giden canlarımızı yerine getirmeyecektir” dedi.

    “İhlas ailesine baş sağlığı ve sabır diliyorum”

    Kazada hayatını kaybeden sağlık, itfaiye ve İHA Muhabiri Muhammet Abdulkadir Esen ve Umut Yakut Tanrıöver’le ilgili konuşan Bakan Bozdağ, “Tabi kaza yerine giderken görev yapan sağlık çalışanlarımız hayatını kaybetti. Aynı şekilde itfaiye çalışanlarımızdan hayatını kaybedenler, yaralananlar olduğu gibi. Basın mensuplarımızdan da hayatını kaybedenler oldu. İHA Muhabirleri Muhammet Abdulkadir Esen ve Umut Yakut Tanrıöver’de onlara da Allah’tan rahmet diliyorum. İhlas ailesine baş sağlığı ve sabır diliyorum. Rabbim bir daha böylesi felaketlerle ülkemizi karşı karşıya bırakmasın inşallah” diye konuştu.

  • Hayatını kaybeden İHA muhabirinin yürek yakan paylaşımları

    Hayatını kaybeden İHA muhabirinin yürek yakan paylaşımları

    Gaziantep’te yolcu otobüsünün daha önce yaşanan bir kazaya neden olan ekiplerin arasına dalması sonucu İhlas Haber Ajansı Gaziantep Bölge Müdürlüğünde çalışan 2 muhabir ile 3 itfaiye eri ve 4 sağlık çalışanı olmak üzere toplam 16 kişi hayatını kaybederken, 21 kişi de yaralandı.

    Kazada hayatını kaybeden Muhammed Abdulkadir Esen’in sosyal medya hesabında yaptığı, “İnsanlar ne yana gitseler, ölümlerine doğru giderler”, “Topraktan geldik, toprağa döneceğiz. Hepsi bu kadar” paylaşımları yürek burktu.

  • Gaziantep’te kaza: 16 ölü, 21 yaralı

    Gaziantep’te kaza: 16 ölü, 21 yaralı

    Gaziantep – Şanlıurfa Otoyolunun Nizip ilçesi yakınlarında kontrolden çıkan bir otomobil şarampole devrilince bölgeye itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi.

    Olay yerine giden ekipler, devrilen otomobildeki yaralılara müdahale ettiği sırada kontrolden çıkarak sürüklenen yolcu otobüsü, ekiplerin arasına daldı. Kazada, yaralılara yardım etmek için duran İhlas Haber Ajansı (İHA) Muhabirleri Umut Yakup Tanrıöver ile Muhammed Abdulkadir Esen ile birlikte 3 itfaiye eri ve 4 sağlık çalışanı da dahil olmak üzere 16 kişi hayatını kaybederken, 21 kişi de yaralandı.

    Kaza nedeniyle bölgeye çok sayıda takviye ekibi sevk edildi. Yaralılara müdahale eden ekipler ambulanslarla Gaziantep ve Nizip’teki hastanelere kaldırarak tedavi altına aldı.

    Yolcu otobüsü ekiplerin arasına daldı

    Gaziantep Valisi Davut Gül ve Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, olay yerine giderek kaza hakkında bilgi aldı. Daha sonra bir açıklama yapan Vali Gül, saat 10.45’te bir otomobilin kaza yaptığını ve daha sonra devrilen bir otobüsün sürüklenerek ekiplere çarptığını belirterek, “İlk belirlemelere göre, 15 vefat eden vatandaşımız var, aralarında 3 itfaiye personeli, 2 sağlık personeli, 2 gazeteci var. Şu an itibariyle yaralılar hastanelere sevk edildi. Milletimizin başı sağ olsun. Vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara şifa diliyorum. Allah bir daha böyle kazalar göstermesin” dedi.

    Vali Davut Gül, daha sonra yaptığı açıklamada ise kazada ölen kişi sayısının 16’ya yükseldiğini, bunlardan 4’ünün sağlık çalışanı olduğunu kaydederek, kapanan yolun kısmen trafiğe açıldığını belirtti.

    Kaza sonrası olay yerinde yoğun bir çalışma başlatan ekipler, kazaya karışan araçları vinçlerle çekicilere yükleyerek olay yerinden kaldırdı.

    Öte yandan canlı yayında kazayı anlatan İHA Muhabiri Said Vakkas, gözyaşlarına hakim olamadı. Vakkas, “Saatler önce birlikte mesai yaptığımız arkadaşlarımızı kaybettik. Bir şeyler anlatabilmek çok zor. Burası savaş alanı gibi. Geldiğimizde korkunç manzarayla karşılaştık. Saatler önce mesai yaptığımız arkadaşlarımızı kaybettik. Çok kötü, durum çok kötü. Nasıl olduğunu kimse kestiremiyor. Çok büyük bir kaza. Ölenler arasında itfaiye ekibi, sağlık ekipleri ve iki mesai arkadaşımız var. Diyecek bir şey bulamıyoruz, bir şeyler anlatabilmek çok zor. Mesai yaptığımız arkadaşlarımızı, 16 vatandaşımızı kaybettik” dedi.

    Kazayla ilgili soruşturma devam ediyor.

     

     

  • Damat cinayetinde iğrenç iddia

    Damat cinayetinde iğrenç iddia

    Olay, merkez Şahinbey ilçesine bağlı kırsal Sırasöğüt Mahallesi yakınlarında dün yaşandı.

    İddiaya göre, 4 çocuk annesi Gönül Ağbaş’a şiddet uygulayan Halil Ağbaş, eşini fuhuş yapmaya zorladı. Bunun üzerine ağabeyi Beyhan Demir’i arayan Gönül Ağbaş, kendisini babasının evine götürmesini istedi. Kız kardeşinin yardım çağrısı üzerine Gaziantep’e gelen Beyhan Demir, kız kardeşini alarak Sırasöğüt Mahallesi’ndeki baba evine doğru yola çıktı.

    Gönül Ağbaş ile ağabeyi Demir’in içinde bulunduğu ticari araç ile karşı yönden gelen Halil Ağbaş’ın kullandığı motosiklet mahalle girişinde kafa kafaya çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle araç yol kenarına savrulurken, motosikletten düşen Halil Ağbaş hafif yaralandı. Kazanın ardından sinir krizi geçiren 4 çocuk annesi Gönül Ağbaş olay yerinde bayılırken, kazayı duyan kayınbaba İsmail Demir aracıyla olay yerine geldi. Bu sırada damadıyla tartışan Demir, Halil Ağbaş’a yanında getirdiği av tüfeğiyle ateş etti.

    Kanlar içerisinde kalan Halil Ağbaş olay yerinde hayatını kaybederken, jandarma ekipleri Ağbaş’ın eşi Gönül Ağbaş’ı, kayınbaba İsmail Demir’le oğlu Beyhan Demir’i gözaltına aldı.

    Damadın çok sayıda suç kaydı çıktı

    Cenazesi otopsi işlemlerinin ardından defnedilen Halil Ağbaş’ın uyuşturucu kullanma, adam yaralama ve tehditten çok sayıda suç kaydının olduğu öğrenilirken, İsmail Demir ile oğlu Beyhan Demir’in jandarmada verdiği ifade ortaya çıktı.

    “Kızımı bir haftadır fuhşa zorluyordu”

    Damadının kızını bir haftadır fuhuş yapmaya zorladığını iddia eden Demir, Halil Ağbaş’ın kendisini tehdit ederek 5 bin lira para talep ettiğini söyledi. Parayı vermeyi kabul etmeyince damadının kendisine, “O zaman ben de kızını fuhuşta çalıştırıp ayda 20 bin lira kazanırım” dediğini iddia eden Demir, “15 ve 17 Ağustos’ta Cumhuriyet Başsavcılığına giderek yaşananlarla ilgili suç duyurusunda bulundum. Kızım da 16 Ağustos akşamı Düztepe Polis Merkezine gidip eşinden şikayetçi olmuş. Sabaha kadar karakolda kalmış. Kızım sabah bana ağabeyi ile köye gideceğini söyledi. Ben de onların arkasından yola çıktım. Yolda giderken oğlumun aracının motosiklete çarptığını gördüm. Ben olayı anlamaya çalışırken oğlum, ‘Baba, Halil seni öldürmeye gelmiş’ dedi. O sıra Halil’in elini beline attığını görünce kendimi savunmak için birkaç el ateş ettim” ifadelerini kullandı.

    “Motosikleti bizim üzerimize sürdü”

    Kayınbirader Beyhan Demir ise jandarmada verdiği ifadede eniştesi Halil Ağbaş’ın babasının mahalledeki evine giderek annesine hakaretler ettiğini söyledi. Mahalleye yaklaştıkları sırada eniştesi Ağbaş’ın kullandığı motosikleti araçlarının üzerine sürdüğünü belirten Demir, “Ben arabayı sol şeride geçirip, kazadan kurtulmak istedim. O da sola şeride geçince kaza yaptık. Jandarma ve ambulansı arayıp yere düşen enişteme yardım ettim. Olayı telefonda babama anlatırken kız kardeşim sinir krizi geçirip bayıldı. Babam da kız kardeşimi öyle görünce bir şey olduğunu düşünerek araçtan av tüfeğiyle indi. O sırada babama bir şeyler söyleyen Halil, elini beline attı. Babam da onu görünce tüfeğiyle ateş etti” dedi.

    “Cinayet planlı iddiaları gerçeği yansıtmıyor”

    Yaşanan olayla ilgili yazılı açıklama yapan Avukat Ramazan Hakan Urul da olayın planlı gerçekleşmediğini savundu. Maktul Halil Ağbaş’ın sayısız suç kaydı olduğunu ve eşine sürekli şiddet uyguladığını söyleyen Urul, “İsmail Demir, kızını fuhşa zorlamasından dolayı Ağbaş hakkında 2 defa suç duyurusunda bulundu. Hatta müvekkilimin kızı Gönül Ağbaş, Düztepe Polis Merkezine giderek fuhşa zorlandığı iddiasıyla olaydan önce aynı gün içerisinde şikayetçi olmuştur. Maktul Ağbaş, şikayet edildiği için köye müvekkillerimi öldürmeye geliyor. Her şeyden habersiz bir şekilde kızını ve evladını alarak köyüne giden müvekkilimin cinayeti planlamadığı aşikardır. Maktul, müvekkillerimin üzerine motosikleti sürerek kazaya sebebiyet veriyor. Cinayetin planlı olduğu şeklindeki iddialar gerçeği yansıtmıyor” ifadelerine yer verdi.

  • Sahte avukat FETÖ’cü hakim çıktı

    Sahte avukat FETÖ’cü hakim çıktı

    Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 2016 yılındaki hain darbe girişiminden sonra FETÖ/PDY ile iltisaklı olduğu gerekçesiyle Hakimler Savcılar Kurulu’nun (HSK) kararıyla görevinden ihraç edilen Hakim Emin Kürşat Demiralay’ın kendisini avukat gibi tanıtarak kurduğu dolandırıcılık tezgahı akıllara durgunluk verdi. Gaziantep’te trafikte tartıştığı bir sürücüyü darp ettiği gerekçesiyle tutuklanan Fevzi Özer hakkında yürütülen soruşturmayı kullanan FETÖ’den ihraç Hakim Demiralay’ın, kendisini avukat gibi tanıtarak Özer’in ailesinden dosyayı kapatmak için 90 bin lira talep ettiği ortaya çıktı.

    FETÖ’cü hakimin çirkin pazarlığı ses kaydında

    Kendisinin Özer’in trafikte tartıştığı Halil Erçel’in avukatı olarak tanıtan Demiralay’ın, FETÖ’den ihraç edilen bir hakim olduğunun öğrenen Özer’in yakınları büyük şok yaşadı. Hakimin kurduğu akıl almaz dolandırıcılık olayına ilişkin Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını belirten Avukat Hasan Gür, Demiralay’ın avukat olmamasına rağmen gerçek bir avukatın ofisinde giriştiğini çirkin pazarlığın ses kaydını savcılığa teslim ettiklerini ifade etti.

    90 bin lira karşılığında tahliye

    Kendilerini mağdur avukatı olarak arayan ihraç hakim Demiralay’ın konuşmalarından şüphelenen Özer’in yakınları, görüşmeyi ses kaydına aldı. Sahte avukat Demiralay’ın 90 bin liranın ödenmesi durumunda Özer’i hemen tahliye ettirebileceğini vadetmesi ses kaydında dikkat çekiyor.
    İhraç hakim Demiralay’ın basit bir trafik tartışmasını ağır ceza mahkemesinde görülecek bir dosya gibi gösterdiğini söyleyen Özer’in avukatı Hasan Gür, görüşmede eski hakimle yanındaki kadının müvekkilinin yakınlarını gözünü şantaj ve tehditle korkutmaya çalıştığını söyledi.

    “Şikayetten para karşılığında vazgeçeceklerini söylüyorlar”

    Müvekkilinin 21 Temmuz’da trafikte bir sürücüyle tartışma yaşadığını söyleyen Avukat Gür, olayın ardından şikayet üzerinden karakola çağrıldığını paylaştı. Müvekkili Fevzi Özer’in kaçmadan karakola gittiğini belirten Gür, “Karşı taraf yaşanılan olayların görüntünü kırparak sosyal medya platformlarında paylaştı. Bunun sonucunda müvekkilim mevcutlu olarak adliyeye götürülüp tutuklandı. Müvekkilimin ailesini karşı tarafın avukatı ve emekli bir hakim olarak tanıtan bir kişi arıyor. Müvekkilimin ailesiyle görüşmek istiyor. Telefonda bu olaydan dolayı şikayetten vazgeçeceklerini söylüyor. Bunun karşılığında bir miktar para ödemelerini talep ediyorlar. Müvekkilimizin ortağı ve kardeşi bahsedilen iş yerine gidiyor. Bir meslektaşımızın bürosuna gidiyorlar. Orada görüşmeyi gerçekleştiriyorlar. Müvekkilimin yakınları şüphelenince görüşmeden önce bir araştırma yapıyorlar. Bu şahsın FETÖ’den iltisaklı olduğu gerekçesiyle ihraç edilen bir hakim olduğunu öğreniyor. Bu adamdan şüphelenince görüşmeye ses kaydını açarak giriyor. Tüm görüşmenin ses kaydını alıyor. Görüşme yaklaşık 23 dakika süren bir görüşme oluyor. İhraç olan hakim kendisini avukat olarak tanıtıyor” ifadelerini kullandı.

    “Gerçek avukatın ofisinde çirkin pazarlığa girişiyorlar”

    Sahte avukatın müvekkilinin cezaevinden çıkması için önce 90 bin lira para talep ettiğini sözlerine ekleyen Gür, daha sonra bu rakamın arttırıldığını belirtti. Görüşmenin ses kaydını Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığına verdiklerini aktaran Gür, “Gaziantep Baro Başkanı İskender Kahraman’da Gaziantep’te bu isimde bir avukatın olmadığını söyledi. Bizde eski hakimin 2016’da FETÖ’den ihraç edildiğini öğrendik. Şahıs hakkında dolandırıcılık suçlamasıyla şikayetçi olduk. Bize göre bu olayın içerisinde şantaj ve tehdit olayları da var. Haksız bir kazanç elde etme olayıyla karşı karşıyayız. Türkiye Barolar Birliği’nden de sorgulattık. Avukatlık kaydı bulunmuyor. Maalesef avukatlık ruhsatı olmayan ancak kendisini avukat gibi tanıtıp avukat meslektaşımızın ofisinde çirkin bir pazarlığa girişiyorlar” diye konuştu.