Kategori: Gaziantep

  • Öğrencisini döven öğretmen açığa alındı

    Öğrencisini döven öğretmen açığa alındı

    Gaziantep’in İslahiye ilçesinde, sınıfta gürültü yaptığı gerekçesiyle öğrencisini döven öğretmen, Valilik tarafından görevden alınarak hakkında soruşturma başlatıldı.

    Gaziantep’in İslahiye ilçesindeki Anadolu Lisesinde felsefe öğretmeni M.Y., ders sırasında gürültü yaptığı gerekçesiyle bir lise öğrencisine vurmaya başladı. Sınıftaki bir öğrenci tarafından cep telefonu kamerası ile kaydedilen şiddet görüntülerinin yayınlanmasının ardından öğretmen M.Y.’ye çok sayıda kişi tepki gösterdi.

    Yaşananların ardından Gaziantep Valiliği, tepkiye yol açan öğretmenin görevden alındığını duyurdu. Öğretmen hakkında soruşturma başlatıldığı da belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “Bazı basın mecralarında ve sosyal medyada İlimiz İslahiye ilçesinde bulunan bir okula ait olduğu anlaşılan sınıf içerisinde şiddet içerikli görüntüler yer almıştır. Bahse konu görüntülerde yer alan öğretmen hakkında soruşturma açılarak bugün itibarı ile açığa alınmıştır. İdari süreç devam etmektedir.”

  • Şehit özel harekat polislerinin cenazeleri memleketlerine uğurlandı

    Şehit özel harekat polislerinin cenazeleri memleketlerine uğurlandı

    Suriye’nin ‘Fırat Kalkanı Harekatı’ bölgesinde zırhlı araca PKK/YPG terör örgütü tarafından düzenlenen saldırı sonucu şehit olan özel harekat polisleri Cihat Şahin (34) ve Fatih Doğan’ın (27) cenazeleri, Gaziantep’teki törenin ardından memleketlerine uğurlandı.

    ‘Fırat Kalkanı Harekatı’ ile terör örgütlerinden arındırılan Suriye’nin Mare kasabası yakınlarında devriye görevi yapan TSK’ya ait konvoya, dün akşam PKK/YPG’li teröristler tarafından güdümlü füze ile saldırı düzenlendi.

    Zırhlı araçta bulunan özel harekat polisleri Cihat Şahin ile Fatih Doğan şehit olurken, 2 polis de yaralandı. Şehit özel harekat polisleri Şahin ve Doğan için Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde tören düzenlendi.

    Törene Gaziantep Valisi Davut Gül, 5’inci Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Hacı Halil Osma, İl Emniyet Müdürü Mustafa Emre Başbuğ, milletvekilleri, kaymakamlar, belediye başkanları, kurum müdürleri ile şehitlerin aileleri ve silah arkadaşları katıldı.

    BABASININ TABUTUNA BAKARAK AĞLADI

    Evli ve 2 çocuk babası olan şehit polis Cihat Şahin’in oğlu Araf Tuğra Şahin, babasının tabutuna bakarak uzun süre gözyaşı döktü. Şehit polisin eşi Öznur Şahin de tören sırasında güçlükle ayakta durabildi. Şehit polislerden Fatih Doğan’ın yakınları ile 3 aylık hamile olan eşi Emine Yüksel Doğan da Türk bayrağına sarılı tabuta kapanarak, gözyaşı döktü.

    İl Müftüsü Hüseyin Hazırlar’ın dua ettirmesinin ardından şehit polislerin Türk bayrağına sarılı tabutları, silah arkadaşlarının omuzlarında cenaze aracına taşınarak, Gaziantep Havalimanı’na uğurlandı.

    Şehit polislerden Cihat Şahin’in cenazesi, havaalanından uçakla memleketi Elazığ’a, Fatih Doğan’ın cenazesi ise helikopterle Adıyaman’a gönderilecek.

        

  • Gaziantep’te sahte içki operasyonu: 9 gözaltı

    Gaziantep’te sahte içki operasyonu: 9 gözaltı

    Gaziantep’te polisin düzenlediği operasyonda sahte içki yapımında kullanılan 16 ton etil alkol ele geçirildi, 9 kişi gözaltına alındı.

    İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, piyasaya sahte içki sürüleceği bilgisi üzerine harekete geçti. Yapılan çalışmayla belirlenen 9 adrese, savcılık kararıyla eş zamanlı operasyon düzenlendi. Baskın yapılan adreslerde yapılan aramalarda; 16 ton etil alkol, 413 şişelenmiş sahte içki, 10 litre aroma, 2 litre anason ele geçirildi, 9 kişi gözaltına alındı.

    Şüphelilerin emniyetteki sorgularının sürdüğü bildirildi.

     

  • Motosikletiyle duvara çarpan Yakup öldü

    Motosikletiyle duvara çarpan Yakup öldü

    GAZİANTEP’te, hızlı girdiği virajda köprülü kavşağın duvarına çarpan motosikletin sürücüsü Yakup Üstündağ (18), kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.

    Kaza, dün gece saatlerinde Osmangazi Mahallesi’nde meydana geldi. Yakup Üstündağ, hızlı girdiği virajda plakası öğrenilemeyen motosikleti ile köprülü kavşak içerisindeki duvara çarptı. Ağır yaralanan Üstündağ, çağırılan sağlık ekibinin yaptığı ilk müdahalenin ardından Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne kaldırıldı. Yoğun bakım ünitesinde tedaviye alınan Yakup Üstündağ, sabaha karşı doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı.

    Ölümüyle yakınlarını yasa boğan Yakup Üstündağ’ın cenazesi, Adli Tıp Kurumu morgundaki otopsisinin ardından defnedilmek üzere ailesine teslim edildi.

     

  • Kızı kaçıramayınca ailesine saldırdılar

    Kızı kaçıramayınca ailesine saldırdılar

    GAZİANTEP’te, okuldan eve dönen 8’inci sınıf öğrencisi B.N.A. (13), 13 Eylül’de otomobille yanına gelen 3 kişi tarafından kaçırılmak istendi, şüpheliler amacına ulaşamadı. B.N.A’nın ailesinin şikayeti üzerine gözaltına alınan 3 kişi suçlamaları reddederek serbest kaldı. 5 gün sonra şüphelilerden 2’si kaçırılmak istenen B.N.A.’nın babası, annesi ve kardeşlerini araç yıkama işi yaptıkları iş yerinin önünde dövdü. Daha sonra da iş yerine tüfekle ateş açıldı. Gözaltına alınan 2 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest kaldı.

    İbni Sina Mahallesi’nde oturan 8’inci sınıf öğrencisi B.N.A. iddiaya göre, okul çıkışında kendisini bir aracın takip ettiğini fark etti. Araçtaki kişilerin kendisini babasının yanına bırakmak istediğini söylemesi üzerine korkan B.N.A., çevredeki bir iş yerine girdi. B.N.A., telefonla aradığı babası İsmail A.’ya yaşadıklarını anlatarak içerisinde 3 kişinin bulunduğu aracın plakasını söyledi. Bunun üzerine İsmail A., polise başvurarak plakasını verdiği otomobildeki 3 kişiden şikayetçi oldu. Şikayet üzerine harekete geçen ekipler plakası belirlenen aracın Erdinç D.’ye ait olduğunu belirledi. Polis ekipleri peşine düştüğü otomobildeki Erdinç D. ile beraberindeki Cemalettin O. ve Halil A.’yı gözaltına aldı. Emniyette yapılan sorgulamasında suçlamaları reddeden 3 şüpheli serbest bırakıldı.

    AİLENİN DARP EDİLMESİ GÜVENLİK KAMERASINDA

    Bu olaydan 5 gün sonra küçük kızı kaçırmakla suçlanan ve serbest kalan şüphelilerden Halil A. ile Cemalettin O., 18 Eylül’de, İsmail A.’ya ait Yeditepe Mahallesi’ndeki araç yıkama işi yaptıkları iş yerine geldi. Şüpheliler, iş yeri önündeki İsmail A. ile eşi ve 2 çocuğuna saldırdı. Tekme tokat ve iş yeri önündeki tahta sandalyeler ile dövülen ailenin fertleri, çevredeki esnafın araya girmesiyle kurtarıldı. İş yerinin güvenlik kamerasına da yansıyan olayın ardından görüntüler ile birlikte polise başvuran İsmail A., şikayetçi oldu. Gözaltına alınan şüpheliler, kendilerine iftira atıldığı için tartıştıkları Aslan ailesi fertleri ile kavga ettiklerini söyledi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüpheliler, adli kontrol şartıyla salıverildi.

    BU KEZ İŞ YERLERİNE ATEŞ AÇILDI

    27 Eylül gecesi ise bu kez kimsenin olmadığı sırada İsmail A.’ya ait araç yıkaması yaptığı iş yerine motosikletle gelen 2 kişi, tüfekle ateş açtı. Saldırıda kapalı olan iş yerinin ve yanındaki bir başka esnafa ait işletmenin kepenklerine çok sayıda saçma isabet etti. Saldırının ardından polise başvuran İsmail A., daha önce kızını kaçırmaya kalkıp, kendilerini döven kişilerin şikayetini geri çekmesi için tehditlerde bulunduğunu ve iş yerine de bu kişiler tarafından ateş açılmış olabileceğini söyledi. Şikayetin ardından polis, güvenlik kamerası kayıtlarını incelemeye alarak iş yerine motosikletle gelerek ateş açan 2 şüphelinin kimliğinin belirlenerek yakalanmasına yönelik çalışma başlattı.

    ‘ŞİKAYET NEDENİYLE DÖVÜP, İŞ YERİME ATEŞ AÇTILAR’

    İsmail A., kızını kaçırmaya çalışan kişilerle ilgili şikayetinin ardından önce darp edildiğini ardından da iş yerine tüfekle ateş açıldığını söyledi. Şikayetini geri çekmesi için tehdit edildiğini ve can güvenliklerinin olmadığını ifade eden İsmail A., şunları söyledi:

    “Kızım 8’inci sınıf öğrencisi ve 13 Eylül günü okul çıkışında birileri tarafından kaçırılmak isteniyor. Kızım bir dükkana sığınıp bana telefon açıyor. Ben hemen kızımın yanına gittim. Kızım kendisini kaçırmak isteyenlerin bulunduğu arabanın plakasını almıştı. Biz de emniyete giderek bu bilgileri verdik. Şahıslar yakalandı ve serbest kaldıktan sonra ailemle dükkanımda çalıştığım sırada gelip bize saldırdılar. Dükkandaki sandalyelerle bana, çocuklarıma ve eşime saldırdılar. Saldırı anları güvenlik kameralarımıza da yansıdı. Sonrasında da sürekli tehditler geldi. Bu saldırı olayının ardından da dükkanımızı ve yan esnafımızın işletmesini kurşunladılar. Bu kurşunlamanın sebebi de şikayetimizi geri çekmememizden kaynaklı. Korkudan artık iş yerimde güvenle çalışamıyorum, evimizde korkudan uyuyamıyoruz. Dört çocuğum var üçü okula gidiyor, bu olaylar sebebiyle bir haftadır onları okula gönderemiyorum. Karşı tarafın bizden ne istediğini de çözemiyoruz. Bugüne kadar kimseyle bir husumetimiz olmadı. Yetkililerden bu sorunun çözülmesini istiyorum.”

    ‘BENİ KAÇIRMAK İSTEDİLER’

    B.N.A. ise 13 Eylül günü okul çıkışında kendisini takip edip araca bindirmek isteyen kişilerle ilgili şikayette bulunduklarını söyledi. Olay sırasında çok korktuğunu anlatan B.N.A., “Okul çıkışında bir aracın beni takip ettiğini hissettim. Yolumu değiştirdim ama beni babama götüreceklerini söyleyerek arabaya bindirmek istediler. Korkup kaçtım ve bir esnafa sığındım. Babamı arayıp durumu anlattım. Babam geldiğinde onlar gitmişti. Polise gidip şikayetçi olduk. Sonra bize saldırdılar ve korktuğum için okula gidemiyorum. Bizi korkutan bu olayın çözülmesini istiyorum” dedi.

  • Etiyopyalı Muna, Gaziantep’e gelin geldi

    Etiyopyalı Muna, Gaziantep’e gelin geldi

    GAZİANTEP’in Nurdağı ilçesinde yaşayan, Mehmet Uğur Şahin (28), Etiyopya’da tanıştığı Muna Sadık (25) ile hayatını birleştirdi. Düğün Türk geleneklerine göre yapıldı.

    Bir şirkette kimya mühendisi olarak çalışan Mehmet Uğur Şahin, bir yıl önce kuzenlerini ziyarete gittiği Etiyopya’da Muna Sadık ile tanıştı. Arkadaşlıkları aşka dönüşen çift, bir yılın ardından evlenme kararı aldı. Etiyopya’da nişanlanan çift için dün akşam Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde düğün töreni düzenlendi. Nurdağı Kaymakamı Sinan Korkmaz ve davetlilerin katıldığı düğünde çiftin nikahlarını ise Nurdağı Belediye Başkanı Ökkeş Kavak kıydı.

    Türk geleneklerine göre yapılan düğünde gelin Muna Sadık eşi Mehmet Uğur Şahin ile dans edip, halay çekti. Muna Sadık, Gaziantep’e gelin geldiği ve düğününün de Türk geleneklerine göre yapıldığı için mutlu olduğunu söyledi.

  • Gaziantep’te uyuşturucudan 1 haftada  20 tutuklama

    Gaziantep’te uyuşturucudan 1 haftada 20 tutuklama

    GAZİANTEP’te, polis ekiplerince uyuşturucu satıcılarına yönelik son 1 haftada düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan 344 şüpheliden 20’si, mahkemece tutuklandı.

    İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, son 1 hafta içinde kent genelinde uyuşturucuyla mücadeleye yönelik çok sayıda operasyon düzenledi. Özel harekat ekiplerinin de destek verdiği operasyonlarda 344 şüpheli, gözaltına alındı. Şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda; 2 kilo 813 gram esrar, 57 gram bonzai, 389 gram metamfetamin, 84 gram eroin, 100 uyuşturucu hap, 4 hassas terazi ile 2 tabanca ele geçirildi. Emniyetteki sorgularının ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 20’si, çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, 324’ü ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

     

  • 11 ayda 3 kez koronavirüse yakalandı

    11 ayda 3 kez koronavirüse yakalandı

    Gaziantep’te Jale Düşmezer (51), son 11 ay içerisinde 3 kez koronovirüse yakalandı. En son 3 ay önce hastalığa yakalanan ve yoğun bakım ünitesinde tedavisi süren, boğazından hortumla beslendiği için konuşamayan Jale Düşmezer, aşı konusunda ne düşündüğünün sorulması üzerine, sol elinin baş parmağını kaldırarak cevap verdi. Aşı yaptırmayan Jale Düşmezer’in eşi Ali Düşmezer de “Biz yaşadık ve başkaları yaşasın istemiyoruz. Eşim de kimsenin kendi durumuna düşmesini istemiyor, bu yüzden konuşamasa da herkesi sessiz bir şekilde aşı olmaları için uyarıyor” dedi.

    Gaziantep’te ev hanımı Jale Düşmezer, geçen yıl kasım ayında koronavirüse yakalandı. Yakınları tarafından Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne kaldırılan Jale Düşmezer, Covid Yoğun Bakım Ünitesinde tedaviye alındı. Jale Düşmezer, yoğun bakım ünitesinde yaklaşık 1 ay süren tedavisinin ardından durumu negatife dönünce taburcu edildi. Taburcu olduktan sonra eşinin aşı olmasına rağmen kendisi aşı yaptırmayan Jale Düşmezer, 6 ay sonra yeniden koronavirüse yakalandı. Tekrar hastaneye yatırılan Düşmezer, tedavisi yapılarak taburcu edildi. Ancak, aşı olmayan Düşmezer, son olarak geçen haziran ayının ortalarında yeniden rahatsızlanarak gittiği hastanede koronavirüs teşhisi konuldu. Solunum sıkıntısı çeken ve yoğun bakım ünitesinde tedavisine başlanan Jale Düşmezer, entübe edildi. Akciğerlerinde oluşan hasar nedeniyle beslenmesi boğazından hortum yardımıyla yapılan Düşmezer, 10 gün önce normale dönmeye başladı.

    Boğazından hortumla beslenen ve 3 aydır bu nedenle konuşamayan Jale Düşmezer’in yoğun bakım servisinde tedavisine devam ediliyor. Tedavisini sürdüren hastanenin Covid Yoğun Bakım Sorumlusu Doç. Dr. Gülseren Elay’ın yakından takip ettiği Jale Düşmezer, konuşamadığı için aşı konusunda ne düşündüğünü soran gazetecilere sol elinin baş parmağını kaldırarak cevap verdi. ‘HASTAMIZ 3 DEFA KORONAVİRÜSE YAKALANDI’

    Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Covid Yoğun Bakım Sorumlusu Doç. Dr. Gülseren Elay, Jale Düşmezer’in 11 aylık süreçte 3 defa koronavirüse yakalandığını ve aşı yaptırmadığı için sürecin zorlu geçtiğini söyledi.

    Hastanın yaklaşık 3 aydır entübe olarak yoğun bakımda tedavi gördüğünü anlatan Elay, “Hastamız 2020 yılı Kasım ayında koronavirüs ile enfekte oluyor. Sonrasında hastamız düzeliyor ve altı ay sonra kaptığı ikinci bir virüs ile yine koronavirüse yakalanıyor ve enfekte oluyor. Bu hastalığında da oksijen konsantratörü ile eve çıkarılıyor. Eve çıkarıldıktan sonra kendisinin aşı yaptırması gerekiyor. Fakat hastamız aşısını yaptırmakta gecikme yaşıyor. Aşı yaptırmayınca tekrar sağlık durumu kötüye gidip ve yoğun bakıma getiriliyor. Hastayı aldığımızda PCR testi negatif olmasına karşın, tomografi bulguları koronavirüs ile uyumluydu. Yaklaşık 3 ay tedavi altında tuttuk. Bu süreç içinde 5 defa septik şok yaşadı. Bu süreçte yaklaşık 80 gün hastamız makineye bağlı olarak entübe kaldı. Yine bu süreçte hastamızı boğazından delik açarak takip ettik. Şu anda hastamızın akciğerinde yaygın hasar var. Hastamızın sağ ve sol akciğerlerde iki tüp var. Yaklaşık 10 gündür entübe durumunu sonlandırdım ve iyileşme süreciyle birlikte hastamızı fizik tedavi uygulamasına alacağız. Fizik tedavi ile hastamızın kaslarını güçlendireceğiz. Enfeksiyonu tamamen tükettikten sonra yoğun bakımdan çıkaracağız” diye konuştu.

    ‘YOĞUN BAKIMI GÖREN AŞI OLMAK İÇİN CAN ATAR’

    Doç. Dr. Gülseren Elay, “Hastamız 51 yaşında. Hastamızın daha önceden hiçbir alt hastalığı da yoktur. Yine hastamızın hiçbir kronik hastalığı da yok. Buna rağmen 3 defa Covid-19 ile enfekte oluyor. Hastamız bir yıldır hastanede ve üç aydır da bizim yoğun bakım ünitemizde tedavi görüyor. Hastanemizde son zamanlarda çıkan aşı programından sonra yatan hastalarımızın yüzde 90’ından fazlası aşısız. Süreci çok ağır geçiriyorlar. Aşılı hastalarımız son iki aydır neredeyse yok. Aşı olmayan vatandaşlar yoğun bakım ünitelerindeki bu hastaların durumu görseler, sıraya girip aşı olmak için can atarlar” diye konuştu.

    ‘AŞIDAN BAŞKA BİR ÇAREMİZ YOK, HERKES AŞI OLMALI’

    3 kez koronavirüse yakalanan ve 3 aydır yoğun bakım ünitesinde tedavi gören Jale Düşmezer’in eşi Ali Düşmezer ise vatandaşlara aşı olmaları çağrısı yaptı. Eşinin aşı yaptırmayı ihmal ettiği için yeniden hastalığa yakalandığını ve süreci çok ağır geçirdiğini anlatan Düşmezer, şunları söyledi:

    “Eşime koronavirüs teşhisi konulduğundan bu yana hastanelerdeyiz. 11 ay önce eşim koronavirüse yakalandığından bu yana hayatımızın düzeni değişti. 2 kez koronavirüsü atlatmasının ardından aşı olmadığı için yeniden hastalığa yakalandı. Ben aşımı yaptırdım ve koronavirüsü rahat şekilde atlattım. Eşim aşı olamadığı için bugün bunları yaşıyoruz. Bu hastalık sürecinde çocuğumuz üniversiteyi kazandı ama onu okuluna gönderemedik. Ben kendi işlerimi neredeyse tamamen bırakmak zorunda kaldım. Her şeyimizle Jale’nin iyileşmesi için uğraşıyoruz. Aşı olmayanların kesinlikle aşı olmalarını öneriyorum. Bu durum hiç ihmale gelmiyor. Biz yaşadık ve başkaları yaşasın istemiyoruz. Eşim de kimsenin kendi durumuna düşmesini istemiyor, bu yüzden konuşamasa da herkesi sessiz bir şekilde aşı olmaları için uyarıyor. Neredeyse bir yıldır bu hastalık ile uğraşan kişiler olarak insanlara koronavirüsle mücadelede aşıdan başka çare olmadığını söyleyebilirim.”

  • ‘Yeşil Altın’ tarlada 28, tezgahta 120 lira

    ‘Yeşil Altın’ tarlada 28, tezgahta 120 lira

    Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, ‘yeşil altın’ olarak bilinen Antep fıstığında, iklim değişikliği ve ‘yok yılı’ nedeniyle rekolte düşüşü yaşandı. Şahinbey Ziraat Odası Başkanı Ali Çolak, tarladan 28-33 lira arasında alınan ben fıstığın işlendikten sonra tüketiciye 120 liradan satıldığını söyledi. Çolak, bölgedeki fıstık fiyatlarının tüccarlar tarafından belirlendiğini, fahiş fiyatların önlenebilmesi için TMO’nun alım yapması gerektiğini belirtti.

    Kentte iklim değişikliği ve ‘yok yılı’ nedeniyle Antep fıstığında rekolte düşüşü yaşandı. 42 milyon fıstık ağacının olduğu kentte, çiftçilerin topladığı boz fıstık tarlada 18-22 liradan, ben fıstık ise 28- 33 liradan alıcı buluyor. Ancak ben fıstık, tesislerde işlendikten sonra tüketiciye 120 liradan satılıyor.

    Şahinbey Ziraat Odası Başkanı Ali Çolak, bu fiyatlandırmanın fahiş olduğunu ve işlenmiş fıstığın 70-80 lira arasında satılması gerektiğini belirtti. Çolak, “Boz fıstık, ilk hasat döneminde 18-22 lira arasında alıcılara satıldı. Ben fıstık olarak ise şu anda 28-33 lira arasında fiyatla alıcı bulmaktadır. Bu fiyattan satılan fıstık, az bir işlem gördükten sonra tüketicinin masasına 120 liradan ulaştı. Fiyatların bu denli yüksek olmaması lazım. Kuruduktan sonra fıstıkta ister istemez kilogram olarak azalmalar oluyor. Kuruması ve kabuğunun çıkmasıyla yüzde 40 ile 60 arasında ağırlığını kaybeden fıstık ortalama 70-80 lira gibi bir fiyattan satılması gerekirken, bu rakam 120 liraları görüyor” diye konuştu.

    ‘REKOLTE GEÇMİŞTEKİ YOK YILLARINDAN DAHA AŞAĞIDA’

    Çolak, bu yılın çiftçiler arasında ürün azlığı nedeniyle yok yılı olarak kabul edildiğini, ancak diğer yok yıllarından farklı olarak kurak iklim nedeniyle rekoltenin daha aşağı seviyelerde olduğunu belirtti. Fıstığın yok yıllarında yüzde 30-40 seviyelerinde hasadının yapıldığını ancak bu yıl hasatların yüzde 25 seviyelerine kadar düştüğü dile getiren Çolak, “Fıstıkta bu yıl yok yılını yaşıyoruz. Havaların bu yıl kurak gitmesinden dolayı iyice yok yılını yaşıyoruz. Normal yıllarda var yılında yüzde 80 hasat elde ediyorsak, yok yılında da yüzde 30-40 seviyelerinde yapardık. Bu sene hem yok yılı olması hem de aşırı kuraklık sebebiyle her yıldan daha düşük seviyede yüzde 25 seviyelerinde rekolte elde edeceğimizi öngörüyoruz” dedi.

    ‘FISTIK İÇİN TABAN FİYAT BELİRLENSİN’

    Antep fıstığında da fındık ve çay gibi taban fiyat belirlenmesi gerektiğini belirten Çolak, şunları söyledi:

    “Çiftçinin elinde alternatifi olmuş olsa, TMO alım yapıp fiyatlara müdahale yapmış olsa tüccarlar alım fiyatlarını yükseltir. Ancak taban fiyatı olmaması nedeniyle tüccarlar, bir araya gelerek fıstığın kilogram fiyatını belirliyor. Tüccarların bu girişimi sonrası çiftçi, belirlenen fiyata fıstığını satmaya eli mahkum kalıyor.”

     

  • İnşaattan düşen işçiye rekor tazminat

    İnşaattan düşen işçiye rekor tazminat

    Gaziantep’te yaşayan 22 yaşındaki Ferdi Bozyel, 5 yıl önce inşaat çalışması sırasında dengesini kaybedip düşerek felç kaldı. Bozyel, iş güvenliği önleminin alınmaması iddiasıyla işverene açtığı davada yasal faizlerle 1 milyon 500 bin TL tazminat kazandı. Bozyel, davalı işverenin mal varlığını yakınlarına devretmesi nedeniyle kazandığı rekor miktardaki tazminatı alamıyor.

    2016 yılında bir inşaatta çalışan 22 yaşındaki Ferdi Bozyel, çalıştığı sırada ayağının takılması sonucu 3 metre yükseklikteki inşaattan düştü. Düşme sonrası boynu kırılan Bozyel’in vücudunun yüzde 90’ı felçli kaldı.

    Bozyel, işverenin iş güvenliğini almadığı iddiasıyla Gaziantep 3. İş Mahkemesine başvurarak dava açtı. Yaklaşık 5 yıl süren davanın ardından mahkeme, işvereni 860 bin TL tazminata mahkum etti.

    Mahkeme dava süreci nedeniyle uyguladığı yasal faiz ile 1 milyon 500 bin TL ile işvereni, rekor miktarda tazminata mahkum etti. Karara sevinen Bozyel ailesi, bu seferde işverenin mal varlığını başkasına devretmesinden dolayı parayı alamıyor. Karara tepki gösteren aile yetkililerden yardım istiyor.

    “SADECE HAKKIMI İSTİYORUM BAŞKA DA BİR ŞEY İSTEMİYORUM”

    Felç kaldığı için 5 yıldır çok büyük zorluklar yaşadığını belirten Ferdi Bozyel, “İnşaatta çalışıyordum. El arabasını arka taraflara doğru çekmek isterken ayağım yerde bulunan brikete takıldı ve dengesiz bir şekilde kafa üstü yere düştüm. Düştüğüm yer 3 metre yükseklikteydi. Toprağın üstüne doğru düştüm ondan sonrasını da hatırlamıyorum. 5 senedir yerdeyim hiçbir gün gelip halimi hatırımı sormadılar. Sadece hakkımı istiyorum başka da bir şey istemiyorum” dedi.

    “OĞLUMUN HAYATI KURTULSUN BAŞKA BİR ŞEY İSTEMİYORUM”

    Dava sonucu kazandıkları parayı alamadıklarını ve çocuğunun geleceği için bir şeyler yapmak istediğini belirten baba Mustafa Bozyel, “Oğlum, 2016’nın 10’uncu ayında inşaattan düştü. Harç arabasını çekerken ayağı brikete değiyor ve dengesini kaybedip sırt üstü yere düşüyor. Yere düştüğünde boynu kırılıyor. Acilen devlet hastanesine kaldırdık ve bize ameliyatın burada yapılamayacağını bu nedenle özel bir hastaneye götürmemizi istediler. Özel hastanede bizden 100 bin TL istediler. Bizde ödeyemeyecek haldeydik çünkü işçi bir insan bu parayı ödeyemez. Onun için biz oğlumun patronuna haber verdik” diye ifade etti.

    Patronundan gelen cevap üzerine dava açmaya karar verdiklerini belirten baba patronun sözlerini şöyle aktardı:

    Patronu, ‘eğer biz bu parayı ödersek ceza alırız. Bunun için de biz bu riski göze alamayız. Herkes kendi başının çaresine baksın’ dedi. Bizde bu olayın ardından hukuki yoldan davamızı başlattık. Hukuki süreci başlattıktan sonra avukatlar aracılığıyla 1 milyon 500 bin TL para kazandık.

    “1 MİLYON 500 BİN TL’YE YAKIN BİR HAK KAZANDIK AMA MAALESEF YİNE HUKUK KANUNLARI GEREĞİNCE PARAYI ALAMIYORUZ”

    Müvekkilinin davasını kazandığını fakat talep etmelerine rağmen alınmayan ihtiyati tedbir kararının uygulanmaması yüzünden alamadıklarını söyleyen Ersel Cengiz, “ 2016 yılında açılan davada HMK 389 gereği ihtiyari tedbir konulmasını talep ettik mahkemeden. Tabi bu da davalı taraf için oluyor. Bunun sebebi ise daha sonradan davayı kazanma sürecinde mal varlığını kaçırmamasına yönelikti. Ancak bu talebimiz her ne hikmetse mahkeme tarafından görmezden gelindi” şeklinde konuştu.

    Şu anda kazanmış oldukları bu hakkı yine hukuk kanunları gereğince alamıyoruz diye belirten Ersel Cengiz:

    Bunun tek sebebi dava açılırken ihtiyati tedbir kararının konulmamış olması. Bu nedenle mağduriyetimiz var. Bundan sonraki süreçte tekrardan bizim tasarrufun iptali gibi bir dava açmamız gerekiyor. Ancak 2016 yılında açılan dava zaten yıl 2021 şimdi sonuçlandı. Bir 5 yıl daha eklememiz gerekiyor ki o süreçte de davamızı kazanıp davalı tarafın üzerine elinden çıkardığı malların eline geçmesini beklemekten başka çaremiz kalmayacak. Sonuç olarak geciken adalet, adalet değildir. Mağduriyetimizin bir an önce giderilmesini talep etmekteyiz” diyerek sözlerine devam etti.