Kategori: Genel

  • 325 tarihi eser ele geçirildi

    325 tarihi eser ele geçirildi

    Samsun İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince Atakum ilçesinde bir adrese tarihi eser kaçakçılığı operasyonu düzenlendi. Yapılan operasyonda 80 adet pişmiş topraktan figür, 51 adet pişmiş topraktan testi, 21 adet bronz iğne, 7 adet taş yüzük, 10 adet bileklik, 8 adet cam testi, 3 adet balta ucu, 2 adet haç, 70 adet çeşitli tarihi eser (heykel, mühür, koku kabı, bilezik, cam sürahi, kurşun ağırlık, halhal, kolye), 73 adet İslami ve gayri İslami döneme ait sikke ele geçirildi.
    Operasyon sonucunda 1 şahıs gözaltına alındı.

  • Milli Savaş Gemileri ve Taktik İHA’lar “SAHA”ya çıkıyor

    Milli Savaş Gemileri ve Taktik İHA’lar “SAHA”ya çıkıyor

    Türk savunma sanayiinde yenilikçi ve milli sistemler geliştiren STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş, milli teknolojilerini ulusal ve uluslararası fuarlarda sergilemeye devam ediyor. STM, Avrupa’nın Türkiye’nin en büyük savunma, havacılık ve uzay kümelenmesi SAHA İSTANBUL tarafından İstanbul Fuar Merkezi’nde (IFM) 22-26 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek olan Uluslararası Savunma Havacılık ve Uzay Sanayii Fuarı SAHA EXPO’ya katılacak.

    Milli Fırkateyn SAHA EXPO’ya demir atacak

    STM’nin tasarımcısı ve ana yüklenicisi olduğu, bu yıl Türk Donanması’nda göreve başlayan, Türkiye’nin ilk milli fırkateyni TCG İSTANBUL (F-515) ve STM’nin ana alt yüklenici olarak kritik görev aldığı MİLGEM, Ada Sınıfından bir korvet SAHA EXPO çerçevesinde, Sarayburnu ve Ataköy limanlarına demir atacak.

    STM stant alanında ise İstif Sınıfı Fırkateyn, Ada Sınıfı Korvet, Lojistik Destek Gemisi, STM500 denizaltısı, STM MPAC Hücumbot, Sahil Güvenlik Gemilerinin maketlerini sergileyecek.

    KARGU ve TOGAN SAHA EXPO’da havalanacak

    Taktik mini İHA’da Türkiye’de ve dünyada öncü sistemler geliştiren STM, üç farklı kıtada 10’dan fazla ülkeye ihraç edilen Türkiye’nin ilk milli vurucu İHA’sı KARGU’yu anti-personel ve zırh delici mühimmat başlığı ile fuara katılımcıların beğenisine sunacak. STM, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterine giren, terörle mücadele aktif olarak kullanılan ve ihracat başarıları yakalayan gözcü İHA TOGAN ile mühimmat bırakan İHA BOYGA’yı da SAHA EXPO ile buluşturacak. Akıllı dolanan mühimmat sistemi ALPAGUT ve sabit kanatlı vurucu İHA ALPAGU da STM standında yerini alacak. SAHA EXPO kapsamında oluşturulacak FPV drone alanında KARGU ve TOGAN’ın uçuşları da katılımcılar tarafından izlenebilecek. STM, SAHA EXPO’da yeni teknoloji ve projelerin geliştirilmesi için de bazı iş birliği anlaşmalarına imza atacak.

    ”SAHA’da sürprizlerimiz olacak”

    STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz, SAHA EXPO’nun kısa bir zaman diliminde dünyanın en önemli savunma sanayii fuarlarından biri olduğuna dikkat çekerek, “SAHA EXPO’da hem uluslararası heyetlerle bir araya geliyor hem de tedarikçi ekosistemimizle buluşarak yeni iş birliklerine zemin hazırlıyoruz. STM olarak bu yıl da, kendini sahada başarıyla kanıtlamış, askeri deniz platformlarımız ve taktik mini İHA sistemlerimiz ile SAHA EXPO’da yerimizi alacağız. SAHA EXPO’da ilk kez tanıtımını gerçekleştireceğimiz sürprizlerimiz olacak” ifadelerini kullandı. Güleryüz ayrıca, SAHA EXPO fuarı kapsamında, “Muharebe Sahasının Yeni Aktörü: FPV Dronları” panelinde konuşmacı olarak yer alacak.

  • “Aile Rehberi Sistemi ile sorunlara hızlı ve etkili çözümler bulmayı hedefliyoruz”

    “Aile Rehberi Sistemi ile sorunlara hızlı ve etkili çözümler bulmayı hedefliyoruz”

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, Kadın Muhtarlarla İstişare Toplantısı’na katıldı. Ankara Hakimevi’nde düzenlenen törende konuşan Bakan Göktaş, muhtarların mahallelerde yaşanan olayları en yakından bilen kişiler olduğunu ve bu sorunların çözülmesinde önemli rol oynadıklarını söyledi. Aile Rehberi Sistemi’ni başlattıklarını da belirten Göktaş, bu sistem sayesinde talep eden haneleri yakından takip ederek sorunlara hızlı ve etkili çözümler bulmayı hedeflediklerini söyledi.

    “Muhtarlarımızla, afetlere karşı mücadeleden asayiş sorunlarına kadar her alanda çözüm ortağımız olarak çalıştık”

    Toplumun tüm kesimlerine dokunan, mahallelerin ihtiyaçlarını en iyi bilen ve çözümü de en hızlı üretenlerin muhtarlar olduğunu vurgulayan Göktaş, “23 yıl boyunca, demokratik katılımcılığın olmazsa olmazı kabul ettiğimiz muhtarlarımıza yönelik çalışmalara özel önem verdik. Bugün, yerel yönetimlerimizin en önemli yapı taşlarından biri olan muhtarlarımız, vatandaşlarımızın devlete ulaşmasında bir köprü görevi görüyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın gösterdiği hassasiyetle muhtarlarımızla, afetlere karşı mücadeleden asayiş sorunlarına kadar her alanda çözüm ortağımız olarak çalıştık. Bu anlamda, muhtarlarımızın yetkinliklerini artırmak, onlara sağlanan imkânları genişletmek ve yerel yönetimlerdeki rolünü güçlendirmek amacıyla önemli adımlar attık. Muhtarlık kurumunun daha etkin çalışabilmesi için dijital dönüşüm süreçlerine entegre ederek daha hızlı ve etkili hizmet sunmalarını sağladık. Gelinen noktada, muhtarlarımız sadece mahallelerindeki sorunlara çözüm arayan değil, aynı zamanda birlik ve beraberliğin güçlenmesine katkı sunan bir yapı haline geldi. Ülkemizin her köşesinde, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının en hızlı şekilde karşılanması için muhtarlarımızla omuz omuza çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.

    “Kadınların yönetim süreçlerinde daha etkin bir şekilde yer almasıyla ülkemizin refah seviyesinin de yükseleceğine inanıyoruz”

    Yerel yönetimlerde kadın temsiliyetinin artmasını, karar alma süreçlerine farklı bakış açıları kazandırılması açısından önemli gördüklerini belirten Göktaş, “Kadınların yönetim süreçlerinde daha etkin bir şekilde yer almasıyla ülkemizin refah seviyesinin de yükseleceğine inanıyoruz. Bu amaçla kadınları hayatın her alanında desteklemek ve iş imkânlarını artırmak adına yeni hizmet modelleri geliştiriyoruz. 2024-2028 yıllarını kapsayan Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı bu hedeflerimizi gerçekleştirmede bize önemli bir yol haritası sunuyor. Bu kapsamda, Eylem Planımızın 5 ana ekseninden birini, gerek yerel gerek ulusal siyasette kadın temsilini artırmak ve karar süreçlerine etkin katılımlarını sağlamak olarak belirledik. Kamu kurumlarımızla, üniversitelerle, yerel yönetimlerimizle, özel sektörle, sivil toplum kuruluşlarımızla liderlik ve karar alma mekanizmalarına kadın katılımının artırılması için çalışmalar yürütüyoruz” diye konuştu.

    “Aile Rehberi Sistemi ile sorunlara hızlı ve etkili çözümler bulmayı hedefliyoruz”

    Kadına ve çocuğa şiddeti önlemede muhtarların önemli bir rolü olduğunu söyleyen Bakan Göktaş şöyle devam etti:

    “Bakanlık olarak, kadın ve çocuklar başta olmak üzere şiddet mağduru her bir vatandaşımızın yeniden hayata tutunması için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Bu noktada, siz kıymetli muhtarlarımızın, kadına ve çocuğa yönelik şiddetle mücadelemizde çok kritik bir role sahip olduğunuzu vurgulamak istiyorum. Bu anlamda en önemli paydaşlarımızdan biri de sizlersiniz. Yaşadığınız mahallenin ihtiyaçlarını, o mahallenin sakinlerini en iyi sizler bilir, sizler tanırsınız. Şiddet olaylarının geri dönülemez sonuçlar doğmadan önlenmesi çok önemli bir mesele. Risklerin erkenden tespit edilip koruyucu-önleyici mekanizmaların harekete geçirilmesinin önemli olduğunu biliyoruz. Bu kapsamda 81 ilimiz ve 922 ilçemizin sosyal risk haritalarını çıkarmak için çalışmalarımızı başlattık. Sosyal risk haritaları ile; kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı, bağımlılık gibi sosyal olguları bütüncül olarak görmeyi amaçlıyoruz. Elde edeceğimiz bulgularla her bir şehre, ilçeye, mahalleye hatta aileye özgü koruyucu ve önleyici faaliyetler belirlemek mümkün olacak. Bunun yanı sıra, Bakanlık olarak Aile Rehberi Sistemi’ni başlatıyoruz. Türkiye’nin dört bir yanında yaygınlaşmasını hedeflediğimiz Aile Rehberi Sistemi ile, talep eden haneleri yakından takip ederek, sorunlara hızlı ve etkili çözümler bulmayı hedefliyoruz. Ve sizlerin mahallelerinize karşı taşıdığınız duyarlılık ve sorumluluk, şiddet mağduru vatandaşlarımıza ulaşmamız, onlar için gerekli koruma, rehberlik ve destek hizmetlerimizi sunmamız açısından büyük önem arz ediyor.”

  • TDV, 8 bin 900 yetimin hamiliğini üstleniyor

    TDV, 8 bin 900 yetimin hamiliğini üstleniyor

    Türkiye Diyanet Vakfı, yetimlere yönelik 2021 yılında başlattığı kampanya ile yurt içinde 7 bin 804 yetime doğrudan destek sağlıyor. TDV Genel Merkezi tarafından 20 ilde 606 yetime yardım yapılırken, illerdeki şubeler aracılığıyla 7 bin 198 yetime ulaşılıyor. Hayırseverlerin destekleriyle proje kapsamında yetimlerin barınma, eğitim, kıyafet ve gıda ihtiyaçları karşılanıyor.

    Yurt dışı yetim destekleri

    Vakfın yetim himayesi sadece Türkiye ile sınırlı kalmıyor. 2024 yılı itibarıyla 12 ülkede toplam 1096 yetime düzenli destek veriliyor. Bu ülkeler arasında Afganistan, Suriye, Yemen, Lübnan ve Bangladeş gibi pek çok ülke yer alıyor. Ayrıca Somali, Tanzanya ve Afganistan’da yetimlerin eğitim ve barınma ihtiyaçları karşılanıyor.

    Yetimler sahipsiz bırakılmıyor

    TDV, yetim çocukların güvenli ve sağlıklı ortamlarda büyüyebilmeleri için yetimhane inşa ve destek projelerini de sürdürüyor. Afganistan, Tanzanya ve Zimbabve’de yürütülen bu projelerle yüzlerce yetim çocuk barınma, eğitim ve sağlık hizmetlerinden faydalanıyor.

    Sosyal gelişimleri destekleniyor

    TDV, yetimlere sadece maddi destek sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda onların sosyal ve manevi gelişimlerini de destekliyor. Vakıf yetimler için çeşitli etkinlikler düzenliyor. Ramazan ayı boyunca “Evimin Süsü Ramazan” projesiyle yetimlere hediye paketleri dağıtılıyor. Ayrıca Kurban Bayramı’nda ev ziyaretleri yapılarak yetimlere bayram sevinci yaşatılıyor.

    Kırtasiye desteği verildi

    Vakıf, yeni eğitim öğretim yılı kapsamında yetimlere kırtasiye desteği verdi. Deprem bölgesi başta olmak üzere yurt içinde 2 bin yetime; Afganistan, Kamerun, Yemen, Somali ve Lübnan’da ise 2 bin 800 yetime çanta ve kırtasiye malzemesi desteği sunuldu.

  • Sivas depremi yeni bir fayı ortaya çıkarttı

    Sivas depremi yeni bir fayı ortaya çıkarttı

    Aktif tektonik, paleosismoloji ve sismotektonik alanlarında önemli çalışmalara imza atan Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikret Koçbulut, Sivas’ta geçtiğimiz gün 10 dakika arayla meydana gelen iki depremin MTA’nın aktif fay haritasında yer almayan bir noktada meydana geldiğini belirterek, bu alanda araştırma yapılması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Koçbulut, “Sivas’ta meydana gelen derem şehir merkezinin yaklaşık 20 kilometre güneydoğusunda, Karayün bölgesinde meydana geldi. Bu bölge Deliler fayının, Tecer segmentinin kuzeydoğu ucuna yakın bir bölge ama depremin çözümüne baktığımızda Deliler fayı ile bu deprem arasında bir ilişki kuramıyoruz. Çünkü Deliler fayı sol yana atımlı bir fay ama dün olan depremler tamamen purenormal faya yakın bir durumda. Yani normal fay karakteri gösteriyor. Böylelikle dünkü depremlerin Deliler fayıyla ilişkili olmadığını düşünüyoruz. Deliler fayına yakın bir alanda, normal karakterli çalışan ve diri fay haritasında olmayan, MTA’nın diri fay haritasında gözükmeyen bir bölge ve bu bölgenin çalışılıp fayın ortaya çıkartılması gerekmekte” dedi.

    “Sivas’ta 5 büyüklüğün üstünde deprem beklenmiyor”

    Koçbulut Sivas’ta bulunan faylarda 5 büyüklüğün üstünde bir deprem beklenmediğini ifade edip, Sivas’ın kuzeyinden geçen Kuzey Anadolu fay zonunda ise büyük bir deprem oluşabileceğini vurgulayarak, “Sivas ve çevresinde deprem üreten faylarımız var. Bunlar, Deliler fayı, Kızılırmak fay zonu, Divriği fayları, Gürün fayları var. Bu faylar en fazla 4.5-5 büyüklükte deprem üretebilir. Bunlar fayın uzunluğu ve üzerindeki hareket miktarına bağlı olarak hesaplanıyor. Konunun uzmanı olmayan kişilerin ‘Sivas’ta şu büyüklükte deprem olacak’ şeklinde açıklamaları var. Olacaksa neye göre ve hangi fay üzerinde olacak. Bu fayın hareket mekanizması nedir. Üzerinde ne kadar yıllık hareket var. Bunları da ortaya koymak lazım. Halkımız rahat olsun, Sivas’ta 5’in üstünde deprem üretebilecek fay yok. Ancak Sivas’ın kuzeyine çıktığımızda özellikle; Koyulhisar, Suşehri ve Tokat’ın ilçeleri; Reşadiye, Niksar gibi, Erzincan yönünde Refahiye gibi Kuzey Anadolu fay zonu var. Bu fay zonu üzerinde tabii ki büyük depremler oluşabilir. En büyüğü de Erzincan’ın doğusunda Yedisu segmentinde büyük bir deprem beklendiğini zaten sürekli söylüyoruz. Bingöl bölgesinde de bunu söylüyoruz. Bu bölgelerde sismiş boşluk olduğunu hepimiz biliyoruz” dedi.

    “Halkımız rahat olsun”

    Koçbulut, alınacak tedbirlerle depremin felakete dönüşmesinin önlenebileceğini ifade ederek şunları kaydetti: “Ülkemiz büyük depremler yaşadı. Halkımızda panik havası var. Özellikle Sivas’ta depremden sonra oluşan bir panik havası var. 4.7 büyüklükteki deprem çok büyük bir deprem değil. Sivas’ta herhangi bir binanın sıvasında bile çatlak oluşturmamıştır. Bu depremlerde bir yıkım söz konusu olmaz ancak biz depremlere hazırlıklı olmalıyız. Deprem her zaman olacak çünkü bu bir doğa olayıdır. Biz teknik insanlar olarak ve yerel yöneticiler olarak yapacağımız imar planlarında, yapacağımız mühendislik yapılarında gerekli teknik çalışmaları yapıp, depreme göre mühendislik yapıları oluşturursak bu depremleri felakete dönüştürmeyiz. Bir afete dönüştürmeyiz.”

  • 3 metrekarelik kulübede mesleğini sürdürüyor

    3 metrekarelik kulübede mesleğini sürdürüyor

    Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinden etkilenen Osmaniye’de, 12 yaşında başladığı ayakkabıcılık mesleğine kalfa olduktan sonra 54 yıldır aynı iş yerinde kiracı olarak devam Sabri Yıldırım’ın depremde iş yeri yıkıldı. İş yeri yıkıldıktan sonra yerine koyulan konteynerin kirasını yüksek bulan Yıldırım, kendi imkanlarıyla yaptığı 3 metrekarelik ahşap dükkanında mesleğini sürdürüyor. Ayakkabı ve çanta tamirinin yanı sıra ayakkabı imalatı da yapan Yıldırım, mesleğin Osmaniye’deki son temsilcilerinden.

    Depremde iş yerinin yıkıldığını, kiraların da yüksek olmasından dolayı kendi imkanlarıyla ahşap kulübe yaptığını söyleyen Sabri Yıldırım, “İlkokulu bitirdim, 12 yaşından beri bir ustanın yanında çalıştım. Tek ustanın yanında çalıştım orada bu adam hakiki bir çizmeciydi körüklü çizme yapardı. Biz de ondan güzel bir sanat öğrendik. Kalfa olduktan sonra bir dükkan açtım. 54 yıldır aynı dükkanda çalışıyordum. Deprem olduktan sonra buralar yıkılınca bizim dükkan sahiplerimiz, bir baraka koydular ve yüksek bir fiyat istediler. Biz de bunu kaldıramayacağımızı söyledik. Ben geldim, bir baraka yaptım kendi imkanlarımla, 3 metrekare içerisinde ayakkabı yapıyorum, sökük yapıyorum, çanta yapıyorum. Ayakkabıyı sıfırdan kendim yapıyorum. Zaten benden başka da ayakkabı yapan kişi kalmadı. Osmaniye’de son usta benim” dedi.

  • Okul ve yurtlarda gıda denetimleri başlıyor

    Okul ve yurtlarda gıda denetimleri başlıyor

    Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “İklim Ekonomisi Sürdürülebilir Tarım ve Su Kaynakları Yönetimi” zirvesine katıldı. Bakanlığın Beştepe’deki merkezinde düzenlenen zirvede, Türkiye ekonomisi açısından “iklim değişikliğinin etkileri” ve “sürdürülebilir tarım” konu başlıkları münazara edildi.

    Gıda üretimi nüfus artışına pareler arttırılmalı

    Bakan Yumaklı yaptığı konuşmada, 1960 yılında dünya nüfusunun 3 milyar, bugün ise 8 milyar olduğunu belirterek gelecek 26 yıl içerisinde nüfusun 10 milyarın üzerine çıkmasının beklendiğini söyledi. Nüfusun artması dolayısıyla gıda üretiminin de artması gerektiğini söyleyen Bakan Yumaklı, FAO verilerine göre 2050 yılında bugünden yüzde 50 daha fazla suya ve yüzde 70 daha fazla gıdaya ihtiyaç olacağını kaydetti.

    Türkiye tarımsal hasılada Avrupa’da birinci

    Yumaklı, son 22 yıldaki çalışmalar sayesinde Türkiye’nin tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada ise dokuzuncu sırada yer aldığını da aktardı.

    “Türkiye genelindeki yaklaşık 23 bin okul, yurt, etüt merkezi gibi yerlerin yemekhane ile kantinlerinde denetime başladık”

    Vatandaşların güvenilir gıdaya ulaşması için bakanlığın tüm personelinin yoğun çaba sarf ettiğine dikkati çeken Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, şunları kaydetti:
    “Buradan çocuklarımızın ve gençlerimizin sağlıklı gıdaya erişimi için yeni bir denetim süreci başlattığımızı da açıklamak istiyorum. Türkiye genelindeki yaklaşık 23 bin okul, yurt, etüt merkezi gibi yerlerin yemekhane ile kantinlerinde denetime başladık. İki hafta sürecek bu denetimler. 81 ilimizin tamamında 8 binden fazla arkadaşımızla denetimleri gerçekleştirmiş olacağız. Denetimlerde uyumsuzluk tespit ettiğimiz durumda işletmeler hakkında en ağır cezaları uygulayacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın.”

    Vatandaşlar ALO 174 gıda hattına şikayetlerini iletebilir

    Denetimlerde uygunsuzluk tespiti halinde işletmelere en ağır cezaların uygulandığını ifade eden Bakan Yumaklı, vatandaşların gıda ile ilgili olumsuzluk tespit ettikleri zaman ALO 174 numaralı gıda hattına ihbarda bulunabileceklerini de hatırlattı.

    “Yayınlanan uygunsuzlukların tüm bir sektörü töhmet altında bırakması doğru değil”

    Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “2 Ekim’den itibaren taklik-tağşiş yani hileli ürünleri ve sağlığı tehlikeye atan ürünleri internette anlık olarak yayınlamaya başladık. Bu sistemi vatandaşlarımızın doğru, hızlı ve şeffaf bilgilendirmeleri adına hayata geçirdik. Vatandaşlarımız yeni sistemle ilgili birçok ortamda birçok platformda memnuniyetlerini iletiyorlar. Bu anlamda önemli bir farkındalığın oluşması bizleri de memnun ediyor. Ancak şunu söylemekte fayda var. Bu yayınlanan uygunsuzlukların tüm bir sektörü töhmet altında bırakması doğru değil. Bunu da buradan hatırlatmış olalım. Çünkü bu tür uyumsuzluklar çok yüzdesel olarak küçük bir orana sahip olmakla beraber o oranların düşürülmesi için ve vatandaşımız sağlıklı gıdaya erişim hakkını korumak için bu denetimleri yapıyoruz. Dolayısıyla işlerini çok iyi yapan, yapmış oldukları işleri en iyi bir şekilde gerçekleştirmek için gayret sarf eden bütün işletmelere, bütün kurumlara canı gönülden tekraren teşekkür ediyorum.”

    Son 22 yılda 10 binden fazla su ve sulama tesisi inşa edildi

    Yumaklı, son 22 yılda 2,4 trilyon lira kayrak aktararak 10 binden fazla su ve sulama tesisi inşa edildiğini belirtti. Toplulaştırma projelerini sulama projeleri ile birlikte yürüterek çiftçinin karlı ve verimli üretim yapmasını sağladıklarını söyleyen Yumaklı, bu sayede Türkiye’de gıda arz güvenliğinin altyapısını sağlamlaştırmayı hedeflediklerini anlattı.

    Tarım Orman Şurası’nın 4’üncüsü Nisan 2025’te yapılacak

    Bakan Yumaklı, Tarım Orman Şurasını tekrar toplamaya karar verdiklerini de açıkladı. İlk Tarım Şurası’nın 1997’de, ikincisinin 2004’te, üçüncüsünün de 2019’da “Tarım Orman Şurası” olarak gerçekleştirildiğini hatırlatan Yamuklı, şu ifadelere yer verdi:

    “4. Tarım Orman Şuramızı da inşallah 2025 yılının Nisan ayında gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Geleceğe ışık tutacak vizyonel bir bakış açısıyla yürütülecek şûra sürecinde, tarım ve ormancılık alanında önümüzdeki on yıllarda bizleri nelerin beklediğinin tartışılmasını ve bu minvalde yeni stratejiler geliştirilmesini amaçlıyoruz. Kamu ile beraber çiftçiler, kooperatifler, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler ve özel sektör temsilcileri başta olmak üzere, tarımla doğrudan ya da dolaylı kimler varsa herkesin katkılarına açık bir platform sağlayacağız.”

  • “Dünya’da huzurun ve barışın adaletin tesis edilmesini istiyoruz”

    “Dünya’da huzurun ve barışın adaletin tesis edilmesini istiyoruz”

    Partisinin il başkanlığı ile Milli Gençlik Derneği binasının açılışını yapmak üzere Muş’a gelen Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, basın mensuplarıyla bir araya geldi. Erbakan, 31 Mart seçimlerinde ciddi oranda oy aldıkları Korkut ve Hasköy ilçelerindeki esnaf ve vatandaşı ziyaret ettiklerini söyleyerek, “Muş, Refah Partisi döneminde oy rekoru kırdığımız imanlı, inançlı insanların memleketi olan bir ilimiz. Rahmetli Erbakan Hocamızın da ifade ettiği gibi İslam’ın Anadolu’ya giriş kapısı olan Malazgirt burada. Bu bakımdan da Muş çok büyük önem arz ediyor. Bundan dolayı Muş’ta bulunmaktan bahtiyarlık yaşıyoruz. Muşlular geçmiş dönemde olduğu gibi bugün de milli görüşe büyük bir ilgi gösteriyor. Büyük bir teveccüh gösteriyor. Muşlular bizleri en sıcak şekilde bağırlarına bastılar. Bu ziyaretlerimiz sırasında halkımızın desteğini, teveccühünü her geçen gün arttığını gördük ve çok sayıda yeni üye kaydı gerçekleştirerek bu ziyaretlerimizi tamamladık” dedi.

    Türkiye’nin kaynakları bakımında zengin bir ülke olduğunu söyleyen Erbakan, “Geçim derdi, enflasyon, yoksulluk ve işsizlik bunu çok açık bir şekilde halkımızla buluştuğumuzda görüyoruz. Türkiye aslında zengin bir ülke. Türkiye’nin kaynakları var, imkanları var. Ancak Türkiye’nin bir paylaşımda adalet sorunu var. Türkiye’de ahlaki erozyon, ahlaki ve manevi anlamda geriye gidiş problemiyle karşı karşıyayız. Uyuşturucunun bu derece yaygınlaşması, boşanmaların artması, okulda öğretmenini, evde anne babasını dinlemeyen bir neslin ortaya çıkması deizmin, ateizmin yaygınlaşması her türlü ahlaki erozyon hırsızlık, yolsuzluk, şiddet ve cinayet işte görüyorsunuz. Ahlaki ve manevi kalitesi yüksek bir neslin yetiştirilmesi gerekiyor. Yoksa şiddetten, uyuşturucu adam öldürmekten, yolsuzluktan, rüşvetten, hırsızlıktan başınıza alamazsınız. Terörle, anarşiden başınızı alamazsınız” ifadelerini kullandı.

    Ahlaki erozyona katkı sağlayan medyadaki yayınların kültüre ve değerlerine uygun hale getirilmesinin önemli olduğunu söyleyen Erbakan, “Dünyada huzurun ve barışın adaletin tesis edilmesini istiyoruz. Gazze’yi görüyorsunuz. Şimdi bu canavar Siyonist katil rejim, Lübnan’a saldırıyor ve yerle bir ediyor. Yine dünyanın dört bir yanında özellikle Müslümanların yaşadığı bölgelerde zulüm ve sömürü var. Bunların engellenebilmesi İslam aleminin birlik ve beraberlik içerisinde olmasından geçiyor. Bu ateş çemberi adım adım Türkiye’ye doğru geliyor. Allah vermesin sırada İran ve Türkiye var. Kendimizi de güvende hissedemeyiz ve kendimizi de koruyamayız. Hem İslam alemindeki akan kanı durdurmak hem de Türkiye’nin bekası ve güvenliği içinde mutlaka İslam aleminin bir araya gelmesi lazımdır. Bunun için de Türkiye’nin dış politikasını bu şekilde yönetmesi ve sürdürmesi lazımdır. D-60 İslam Birliğinin kurulmasıyla bu Siyonizm canavarından dış güçlerin tehditlerinden kurtulur. İnşallah Yeniden Refah Partisi olarak iktidar olmayı bu nedenle istiyoruz” şeklinde konuştu.

    Toplantıya, Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Sacit Günbey, Genel Başkan Yardımcısı Muhammed Fatih Müjdeci, MKYK üyesi Sadık Çat, Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Cemal Yurtlu, partililer katıldı.

  • Oyuncu Vural Çelik hayatını kaybetti

    Oyuncu Vural Çelik hayatını kaybetti

    Aralarında Bir Demet Tiyatro, Avrupa Yakası, Yahşi Cazibe, Seksenler gibi birçok yapımda rol alan oyuncu Vural Çelik, hayatını kaybetti.

    Haberi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven sosyal medya hesabından duyurdu. Güven, “Maalesef Vural’ı kaybettik. Çok üzgünüm” ifadelerini paylaştı. Ünlü oyuncu 51 yaşındaydı.

    Vural Çelik’in vefat haberi Türk sanat dünyasında büyük bir üzüntü yarattı.

    Vural Çelik, Instagram hesabından 15 Ekim’de bir video paylaşarak, “Şu hastanelere geldiğim kadar dizi bölümü çekseydim şimdiye kadar Range Rover’ım, yatım, katım, villam olmuştu” ifadelerini kullanmıştı.

    VURAL ÇELİK KİMDİR?

    1973 yılında Ankara’da dünyaya geldi. 1989 yılında Levent Kırca Tiyatrosu’na başvuru yaptı ve kabul edildi. Daha sonra Yasemin Yalçın’ın tiyatrosunda sanat yönetmeni Selahattin Taşdöğen’in yardımcılığını üstlendi. Selahattin Taşdöğen vasıtasıyla Necati Akpınar’la tanıştı. Necati Akpınar’ın yanında organizatörlüğü öğrenmeye başladı. Daha sonra Yılmaz Erdoğan ile tanışarak BKM oyuncusu olarak çalıştı.

  • Kuşadası’nda 59 kaçak göçmen yakalandı, 2 organizatör tutuklandı

    Kuşadası’nda 59 kaçak göçmen yakalandı, 2 organizatör tutuklandı

    Kuşadası İlçe Emniyet Müdürlüğü Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti ile Mücadele Grup Amirliği ekiplerinin düzensiz göçün önlenmesi ve kayıt dışı göçmenlerin sınır dışı edilmesi kapsamında son 2 gün içinde yaptığı çalışmalarda yasa dışı yollardan yurt dışına çıkmaya çalışan 19’u kamyonet kasasında, 40’ı kıyı şeridinde kaçış hazırlığında olan toplam 59 düzensiz göçmen yakalandı. Göçmenlere organizatörlük yaptığı belirlenen 4 şüpheli de gözaltına alındı.

    Gözaltına alınan ve adliyeye sevk edilen A.E.C. ile H.H. çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Diğer şüpheliler A.E. ve A.Y. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Göçmenler, işlemlerinin ardından Aydın İl Göç İdaresi’ne teslim edildi.