Kategori: Genel

  • Çöl tozları koronavirüs benzeri belirtilere yol açabilir

    Çöl tozları koronavirüs benzeri belirtilere yol açabilir

    Hande NAYMAN/İZMİR, (DHA)- TÜRKİYE’ye doğudan gireceği belirtilen çöl tozunun hafta sonuna kadar tüm yurtta etkili olacağının açıklanmasının ardından, koronavirüs salgını sebebiyle solunum yolu hastalıklarının dikkat çektiği dönemde endişeler çoğaldı. Çöl tozlarıyla birlikte kişilerde koronavirüs benzeri belirtilerin oluşabileceğini söyleyen İzmir Kent Hastanesi’nde görevli Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Deniz Atasever, “Kişiler semptomları karıştırabilirler. Çöl tozları kronik hasta grubunda sıkışıklığı arttırabilir. Öksürük ve nefes darlığı artabilir ki bu da ‘Covid-19’ salgınında gördüğümüz bulgularla benzeşiyor. Buradaki ayırıcı tanıyı ancak hekim yapabilir. Aynı zamanda bu semptomlara ateşin eşlik edip etmemesi belirleyici olabilir” dedi.
    Her yıl rüzgarla beraber milyonlarca ton toz farklı kıtalara hareket ederken, Türkiye’ye doğudan girecek olan çöl tozunun hafta sonuna kadar tüm yurtta etkili olacağı açıklandı. Koronavirüs salgını sebebiyle solunum yolu problemlerinin gündeme geldiği dönemde, etkisini gösterecek çöl tozlarıyla ilgili endişeler çoğalırken, uzmanlar kronik akciğer rahatsızlıkları olan kişileri bu dönemde maske takmadan dışarı çıkmamaları gerektiği konusunda uyarıyor. Öte yandan çöl tozlarıyla birlikte kişilerde koronavirüs benzeri belirtilerin oluşabileceğini söyleyen İzmir Kent Hastanesi’nde görevli Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Deniz Atasever, “Kişiler semptomları karıştırabilirler. Toz bulutu veya çöl tozları kronik hasta grubunda sıkışıklığı arttırabilir. Öksürük ve nefes darlığı artabilir bu da ‘Covid-19’ salgınında gördüğümüz bulgularla benzeşiyor. Buradaki ayırıcı tanıyı ancak hekim yapabilir. Aynı zamanda ‘Covid-19’ enfeksiyonunda ateş bizim için çok belirleyicidir. Yüksek ateş, yüzde 80 oranında görülen bir semptomdur. Dolayısıyla bu belirtilere ateşin eşlik etmemesi ayırt edici olabilir” dedi.
    ‘NEFES DARLIĞI, ÖKSÜRÜK ARTIŞI YAŞANABİLİR’
    Çöl tozlarının etkin olacağına dair pek çok açıklama yapıldığını söyleyen Dr. Atasever, “Meteorolojiden bu haberleri aldık. Bahar geçişlerinde dönem dönem çöl tozlarına maruz kalınması nedeniyle özellikle akciğer hastalıkları olan kişilerde zor dönemler geçiriyor. Bu hafta sonu için de benzer bir açıklama yapıldı. Kronik solunum yolu KOAH ve astım gibi hasta gruplarında bu risk faktörü solunumsal şikayetleri artırıyor. Nefes darlığı, öksürük ve tıkanmada artış karşımıza çıkabiliyor. Bu noktada tanısı olan hastaların ilaçlarını aksatmadan kullanmaları gerekiyor. Aynı zamanda kurtarıcı ilaç dediğimiz takviyeler alınabilir. Bu dönemde tedbiri de elden bırakmamak lazım. ‘Covid-19’ virüsü nedeniyle kullandığımız maskeler bu süreçte kurtarıcı olacaktır” diye konuştu.
    ‘MASKE KORUYUCU BİR BARİYER’
    Bu dönemde maske olmadan dışarı çıkılmaması gerektiğini söyleyen Dr. Atasever, “Maske solunum yolu rahatsızlığı olanlar için koruyucu bir bariyer ve mutlaka olması gerekiyor. Sıvı tüketiminin koruyuculuğa doğrudan bir etkisi yok ancak sıcaklıkların arttığı bu dönemde bol su içmek faydalı olacaktır. Özellikle kronik solunum yolu olan hasta grubunun toz maruziyetinin olacağı dönemde mümkün oldukça dışarı çıkmamalarını tavsiye ediyoruz, kapalı ve temiz bir ortamda kalmalarını öneriyoruz. Tabii ki çıkmak zorunda olan hasta grubu maskeyle çıkmalı fakat mümkün olduğu kadar dış ortama temas etmemeliler” diye konuştu.

    FOTOĞRAFLI

  • Yasağa rağmen denize girmek isteyen 5 kişiye ceza

    Yasağa rağmen denize girmek isteyen 5 kişiye ceza

    Bülent TATOĞULLARI/ANTALYA, (DHA)- ANTALYA’da yasak olmasına rağmen falezlerde spor yapan ve denize girmek istedikleri belirlenen 1’i Alman, 5 kişiye cezai işlem uygulandı. Yasaklardan haberinin olmadığını öne sürüp tepki gösteren vatandaşlara, cep telefonundan alınan kararı okuyup, uymalarını istedi.
    Muratpaşa ilçesi Gençlik Mahallesi’ndeki falezlerde bugün saat 10.00 sıralarında spor yapan 1’i Alman vatandaşı 5 kişi polisi görünce merdivenlerden deniz kenarına inip saklandı. Durumu fark eden ekipler, deniz polisinden yardım istedi. Denizden ve falezler üzerinde arama yapan polis, 5 kişiyi yakaladı. Falezlerde spor yapıp, denize girmek istedikleri belirlenen bu kişilere, 3 bin 150’şer lira cezai işlem uygulandı. Yazılan cezaya itiraz eden ve haberleri olmadığını iddia eden gruba oldukça nazik bir şekilde hitap eden polis, cep telefonundan açtığı kararı okuyup, karara uymaları gerektiğini söyledi.
    Diğer yandan polisin geldiğini gören ve suya dalan bir dalgıç, uzun süre aranmasına rağmen bulunamadı.

    FOTOĞRAFLI

  • Bartın’a giriş-çıkış kurallarına uymayanlara 22 bin lira ceza

    Bartın’a giriş-çıkış kurallarına uymayanlara 22 bin lira ceza

    Ayhan ACAR/BARTIN, (DHA)- BARTIN’da, seyahat izin belgesi olmadan kente giriş-çıkış yapmak isteyen 7 kişiye 22 bin 50 TL idari para cezası verildi. 
    Bartın Valiliği’nin seyahat izin belgesi olmadan gelenlerin yurda yerleştirilerek 14 gün karantinaya alınacağını açıklamasının ardından jandarma ekipleri, bu kapsamda çalışma yaptı. Merkeze bağlı Hasankadı beldesinde il dışından seyahat izin belgesiz giriş yaptığı tespit edilen 2 kişi yurda yerleştirilerek 14 gün süreyle karantinaya alındı. 
    Akmanlar köyünden Zonguldak il sınırında bulunan İhsanoğlu köyüne gitmeye çalışan İ.T., Ş.B., A.A., E.S ve Y.G. yaya olarak ormanlık alandan geçerken jandarma ekipleri tarafından yakalandı. 5 kişi geldikleri yere geri gönderildi. 
    Hakkında işlem yapılan 7 kişiye Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nu ihlalden 3 bin 150’şer TL’den toplam 22 bin 50 TL para cezası kesildi.  

    FOTOĞRAFLI

  • ‘Toz taşınımı virüs gibi organik patojenleri getirebilir’

    ‘Toz taşınımı virüs gibi organik patojenleri getirebilir’

    Haluk KARAASLAN- Muhammet Bayram/ANKARA, (DHA)- METEOROLOJİ Uzmanı Abdullah Macit, hafta sonu gelecek sıcak hava dalgasına karşı vatandaşları uyarırken, Kuzey Afrika kaynaklı toz taşınımının Yunanistan ve Bulgaristan’da etkili olacağını, Türkiye’de ise Trakya ve Kuzey Ege’de hafif görüleceğini belirtti. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Fatih Nadirler ise tozun beraberinde getirdikleri arasında birçok kimyasal madde, bakteri, virüs gibi organik patojenlerin olduğunu kaydetti.
    Meteoroloji Uzmanı Abdullah Macit, DHA’ya açıklamada bulundu. Macit, özellikle hafta sonu etkili olması beklenen sıcak havaya karşı halkı uyararak, “Yüksek basınç merkezinin etkisiyle önümüzdeki hafta ortasına kadar, herhangi bir kuvvetli rüzgar beklemiyoruz. Buna bağlı olarak 14-16 Mayıs tarihleri arasında Yunanistan ve Bulgaristan’da Kuzey Afrika kaynaklı toz taşınımı görülebilir. Ancak ülkemizde sadece Trakya ile Kuzey Ege’de hafif olmak üzere toz taşınımı görebiliriz. Özellikle yer seviyesinde bunun etkilemesini beklemiyoruz. Hayatı önemli derecede etkileyecek toz taşınımını Meteoroloji Genel Müdürlüğü olarak beklemiyoruz” dedi. 
    ‘SICAKLIKLAR MEVSİM NORMALLERİNİN ÜZERİNDE OLACAK’
    Macit, Meteoroloji Genel Müdürlüğü olarak hafta sonu için sıcak hava dalgası uyarısında bulunduklarını hatırlatarak, “Buna bağlı olarak hafta sonunda ve önümüzdeki hafta boyunca hava sıcaklıklarının özellikle iç ve batı kesimlerde mevsim normallerinin 10 ile 13 derece üstünde seyretmesini bekliyoruz. Hafta sonunda hava Ankara’da 35 derece civarında olacak, İstanbul’da 33 derece, İzmir’de 37-38 derece civarında sıcaklık görülecek. Yine Ege bölgesinde 37-39’lar, Akdeniz bölgesinde 37-38 dereceler, Marmara bölgesinde Sakarya ve Balıkesir’de 38 derece civarında hava sıcaklığı bekliyoruz. Bu hava sıcaklıkları mevsim normallerinin çok üzerinde, dolayısıyla sıcak havanın özellikle hafta sonunda ve önümüzdeki hafta ortasına kadar yurdumuzun büyük bir kesimini etkileyeceğinden, vatandaşlarımızı sıcak havaya karşı uyarmak istiyorum. Yağış beklemiyoruz. Bütün bölgelerimiz az bulutlu ve açık geçecek” diye konuştu. 
    ‘ÇÖL TOZU DA ÜST SOLUNUM VE AKCİĞERLERİ ETKİLİYOR’
    Göğüs Hastalıkları Uzmanı Fatih Nadirler ise toz taşınımının koronavirüsü getireceğine dair bilimsel veri olmadığını söyledi. Nadirler, çöl tozlarının da koronavirüs gibi, üst solunum yollarında etkili olup, akciğere indiğini aktardı. Nadirler, “Çöl tozu başlı başına bir iritan madde, solunum yollarında akut iritasyona neden olur. Özellikle ilk başta üst solunum yolunda burunda akma, boğazda tahriş, öksürük gibi belirtiler verir. Toz tek başına gelmiyor, tozun beraberinde getirdikleri de var. Birçok kimyasal madde, bakteri, virüs gibi organik patojenler de hava akımının da yüksek olması sebebiyle rahatlıkla bizlere ulaşabilir. KOAH, anfizem, astım gibi akciğer hastalıkları olanlarda risk daha yüksek, direkt akciğerlere alınıyor ve kan dolaşımına geçiyor. Dolaşım ve kalp hastalığı olanlara da zarar veriyor. Bağışıklık sistemi düşük olanlarda risk daha yüksektir” dedi.
    ‘ÇÖL TOZUNDA DIŞARIYA ÇIKMAYIN’
    Standart maskelerin çöl tozundan korumayacağını söyleyen Nadirler, “Koronavirüs birkaç aydır hayatımıza girdi, bununla alakalı bilimsel çalışma yok. Bazı bakterilerin bu yolla taşınarak enfeksiyon riskini artırdığı söyleniyor. Standart maskeler virüsten bile yüzde yüz korumuyor. Daha profesyonel maskeler kullanmak lazım. Çöl tozu için de normal maskelerde risk yüksektir. Çöl tozu geldiğinde kapı, pencere kapalı bir şekilde evde kalmak lazım, risk grupları hava güzel diye dışarı çıkmasın” uyarısında bulundu.

    FOTOĞRAFLI

  • Kazada yaralanan motokurye yaşam mücadelesini kaybetti

    Kazada yaralanan motokurye yaşam mücadelesini kaybetti

    Ahmet Turhan ALTAY/İZMİR, (DHA)- İZMİR’in Buca ilçesinde, kullandığı motosikletin otomobil ile çarpışması sonucu ağır yaralanan motokurye Muhammet Aktaş (27), 16 günlük yaşam mücadelesini tedavi gördüğü hastanede kaybetti.
    Kaza, 29 Nisan Çarşamba günü, Aydoğdu Mahallesi 1262 Sokak’ta meydana geldi. Sürücüsünün kimliği öğrenilemeyen 35 ACD 300 plakalı otomobil ile tali yoldan çıkan motokurye Muhammet Aktaş (27) yönetimindeki 09 ABG 446 plakalı motosiklet çarpıştı. Kazada ağır yaralanan Aktaş, Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılarak, tedavi altına alındı.
    1 Mayıs’ta beyin ölümü gerçekleşen Aktaş, dün sabah, 16 günlük yaşam mücadelesini kaybetti. Aktaş’ın cenazesi toprağa verilmek üzere memleketi Manisa’nın Alaşehir ilçesine götürüldü.
    Karşıyaka Motosikletli Kuryeler Derneği Başkanı Batuhan Bursalı ve Buca Motosikletli Kuryeler Derneği Başkanı Barış Erdumlupınar, kazaların son bulmasını istediklerini, olayın takipçisi olacaklarını ifade ettiler.
    Öte yandan, kazaya karışan ve gözaltına alınan otomobil sürücüsünün Buca Belediyesi’nde görevli personel olduğu belirtildi. Soruşturma sürüyor.

    FOTOĞRAFLI

  • Yakutiye’de cadde ve sokaklar köpüklü suyla yıkandı

    Yakutiye’de cadde ve sokaklar köpüklü suyla yıkandı

    ERZURUM, (DHA)- ERZURUM’un merkez Yakutiye ilçesinde cadde ve sokaklar köpüklü suyla yıkandı.
    Koronavirüs salgını nedeniyle vatandaşların daha temiz ortamda yaşamasını sağlamak amacıyla Yakutiye Belediyesi, cadde ve sokakları yıkama çalışması başlattı. Gece trafiğin olmadığı saatlerde 2 su tankeri, 2 süpürge aracı ve 10 personel cadde ve sokakları köpüklü suyla baştan sona yıkadı.
    Yakutiye Belediye Başkanı Mahmut Uçar, koronavirüs salgını nedeniyle vatandaşların daha temiz ortamda yaşamalarını sağlamak amacıyla temizlik çalışması başlattıklarını söyledi. 

    FOTOĞRAFLI

  • Engelli yelkencinin azmi

    Engelli yelkencinin azmi

    Ali GÜNDOĞAN/MARMARİS(Muğla), (DHA)- MUĞLA’nın Marmaris ilçesinde, 8 yaşında elektrik akımına kapılması sonucu sağ kolunu dirseğine yakın yerden kaybeden engelli milli yelkenci Hüseyin Akbulut (33), ‘Engelliler Haftası’ kapsamında herkese çağrıda bulunarak “Engeller beyinde aşıldıktan sonra başarılamayacak hiçbir şeyin yoktur” dedi.
    Marmaris ilçesinde, 8 yaşında elektrik akımına kapılarak sağ kolunu dirseğine yakın bölgeden kaybetse de yaşamdan hiç kopmayan Marmaris İlçe Sağlık Müdürlüğü Aile ve Toplum Sağlığı Bölümü’nde görev yapan Hüseyin Akbulut azmiyle dikkati çekiyor. Kolunu olmadığı için ilk zamanlar işlerini yapmakta zorlanan ve çevresindekilerin kendisine acıyarak bakmasına içerleyen Hüseyin Akbulut’un mücadelesi denize olan sevgisiyle başladı. Denize çıktığında tüm sorunlarını unutan Akbulut, Gökova Yelken Kulübü yetkililerini katkısıyla hayallerine ulaşma fırsatı yakaladı. Öğretmenler eşliğinde yat ve yelkenciliği öğrenen ve sürekli antrenmanlar yapan Akbulat’a arkadaşları ‘Engelsiz yelkenci’ adını verdi. Engin denizlerde 10 yıldır profesyonel yelken açan Akbulut, Türkiye ve Avrupa’da elde ettiği başarılarıyla Marmarisliler’in gururu oldu. Bu başarıları, azmi sayesinde Türkiye Paralimpik Yelken Milli Takımı kampına çağrıldı. Ekim 2012’den itibaren katıldığı yarışlarında Türkiye temsil ederek iyi dereceler elde etti. 2016 yılında Brezilya’da düzenlenen Paralimpik oyunlarına katılarak başarıyla döndü. Marmaris ve Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde düzenlenen yelkenli yarışlarına bireysel ve kurduğu ‘Türkiye Engelli Yelkenciler Grubu’ adı altında kendisi gibi 6 engelli sporcuyla beraber çok sayıda ödül aldı. İki yıl önce antrenörlük belgesi alan ‘Engelsiz yelkenci’ en son hedefini olimpiyat yarışmaları olarak planladı. Üst üste 3 yıl Türkiye Engelli Yelkenli Şampiyonası’nda birincilikle hayallerine ulaştı. 10 yılda engelli olmanın zorluklarını azmi ve mücadelesiyle yendi. Koronavirüs salgını ile mücadele kapsamında mesleğini yoğun şekilde sürdüren Akbulut, arta kalan zamanlarını ‘Dertlerimi unuttuğum’ dediği yelkenlisiyle antrenman yaparak geçiriyor.
    Küçüklükten bu yana denizleri ve doğa sporlarını çok sevdiğini söyleyen Paralimpik Yelken Milli Takım sporcusu Hüseyin Akbulut, “Bir şeyi başarmak için engelli olup olmamamız fark etmiyor. Başarıya ulaşmak beyinde bitiyor. Topluma örnek olabilmek, bir elimde neler yapabildiğimi gösterebiliyorsam bu başarıdır. Yelkenlimde motora bağlı kalmadan rüzgar ve su sesi ile mest oluyorum. Denizde yelkenlimi açtığımda hiçbir sorun aklıma gelmiyor. Tamamen kendimi özgür ve her yere gitme arzusu başlıyor. Dünya’da her şey engelsiz insanlara göre yapılıyor. Engellilere göre yapılan çok az şey var. Böyle oluyor diye umudu yitirmemek lazım. Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdim. Türkiye Engelli Yelkenciler Grubu’nu kurdum. Marmaris, Mersin ve İstanbul’dan 6 arkadaşımız çeşitli yarışmalara katılıyoruz. İşimizden fırsat buldukça bir araya gelip antrenmanlar yapıyoruz. Koronavirüs salgını nedeniyle uzun süredir bir araya gelemedik. Benim gibi altı arkadaşımızla hedefimiz olimpiyatlarda ülkemizi temsil etmek. Sıfırdan başlayıp 10 yılda başarılara imza atmak kadar gurur verici bir şey yok. Yaşamı hiçbir zaman bırakmayın, zorluklar ve dertler her zaman vardır. Önemli olan hedefinize ulaştığınızda yakaladığınız başarının gururudur. Engeller beyinde aşıldıktan sonra başarılamayacak hiçbir şeyin yoktur” dedi.

    FOTOĞRAFLI

  • PKK, Şehit Demir’i Vefa grubunda yer aldığı için tehdit etmiş

    PKK, Şehit Demir’i Vefa grubunda yer aldığı için tehdit etmiş

    Gülay KUYUCU- Orhan AŞAN/VAN, (DHA)- VAN’ın Özalp ilçesinde dün terör saldırısında şehit olan Yıldırım Demir’in (65) Vefa Sosyal Destek Grubu’nda yer aldığı için PKK’lı teröristler tarafından tehdit edildiği belirtildi. Demir’in 3 ay önce de evinin duvarına ‘PKK’ yazılıp, çarpı işareti konularak tehdit edildiği, ailenin de bu bölümü boyayla kapattığı görüldü.
    Özalp ilçesinde dün Vefa Sosyal Destek Grubu’na yönelik düzenlenen terör saldırısında şehit olan belediye çalışanı Yıldırım Demir’in ilçedeki evine Türk Bayrağı asıldı. Yıldırım Demir’in daha önce terör örgütü PKK tarafından tehdit edildiği, 3 ay önce de yaşadığı evin duvarına örgüt üyeleri tarafından ‘PKK’ yazılıp, çarpı işareti konulduğu belirtildi. Demir ailesinin PKK yazan ve çarpı atılan bölümü, farklı renkteki bir boyayla yama yapmak suretiyle boyayarak kapattığı görüldü.
    VEFA GRUBU’NDA YER ALDIĞI İÇİN DE TEHDİT ALMIŞ
    Salgın sürecinde Vefa Sosyal Destek Grubu’nda yer alan Yıldırım Demir’in yine örgütten tehdit aldığı belirtildi. İstihbarat kaynaklarından alınan bilgiye göre Demir’in Vefa grubunda olduğu için PKK’lı teröristler tarafından birkaç kez tehdit edildiği ifade edildi. 
    CENAZEYE BAKAN SOYLU’NUN DA KATILMASI BEKLENİYOR
    Yıldırım Demir, bugün ikindide yapılacak olan törenle son yolculuğuna uğurlanacak. Törene İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da katılması bekleniyor. 
    Bu arada, saldırıyla ilgili gözaltına alınan şüphelilerin sorgusu sürerken, güvenlik güçlerinin operasyonlarının da devam ettiği bildirildi. 

    FOTOĞRAFLI

  • İstanbul Tıp Fakültesi’nde immün plazma tedavisinde yeni yöntem 

    İstanbul Tıp Fakültesi’nde immün plazma tedavisinde yeni yöntem 

    Semih ÇALIŞKAN – Güven USTA – İSTANBUL, (DHA)  İSTANBUL Tıp Fakültesi, immün plazma tedavisinde yeni bir cihaz kullanmaya başladı. Cihaz yardımıyla plazmadaki virüs ve diğer patojenlerin arınması sağlanıyor. Prof. Dr. Sevgi Kalayoğlu Beşışık, “Bazen virüs 14 gün değil 35 gün değil daha uzun süre bile barınabiliyor. Biz bu riski düşünerek patojen inaktivasyonu yöntemini kullanma gerekliliği hissettik” dedi.
    Koronavirüsle mücadelede “immün plazma tedavisi” uygulanmaya devam ediyor. Bu yöntemle koronavirüsü yenen kişilerin kanından plazma adı verilen sıvı alınarak, koronavirüs tedavisi gören kişiye naklediliyor. İyileştikten sonra 14 gün bekleyen ve plazma bağışı yapacak olan kişiye bağış öncesi iki kez koronavirüs testi uygulanıyor. Testin sonucuna göre plazma alınıyor. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi ise immün plazma tedavisinde yeni bir yöntem kullanmaya başladı. Yöntemin adı ‘Patojen İnaktivasyonu.’ Yurt dışından getirilen bir cihaz sayesinde bağış aşamasında plazmadaki olası virüs ve diğer patojenlerin arınması sağlanıyor. Plazmada bir mikroorganizma tespit edildiğinde uygulanan yöntemle o mikroorganizmanın çoğalması engellenmiş oluyor. İstanbul Tıp Fakültesi Hematoloji Öğretim Üyesi ve Kan Bankası Sorumlusu Prof. Dr. Sevgi Kalayoğlu Beşışık, patojen inaktivasyonu yönteminin detaylarını anlattı. 

    “HASTAYA BİR BULAŞMA OLMASINI ENGELLEYECEK BİR CİHAZ”
    İstanbul Tıp Fakültesi’nde cihazın kullanımının yeni başladığını ifade eden Hematoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevgi Kalayoğlu Beşışık, “Aslında bu cihaz trombosit ve plazma için kullanılmakta olan ama ülkemizde yeni kullanılmaya başlanmış bir cihaz. ‘Patojen inaktivasyonu’ dediğimiz duruma yardımcı oluyor. Patojenlerin başlığının altında virüsler, mantarlar, bakteriler dediğimiz mikroorganizmalar yer alıyor. Dolayısıyla bu cihaz eğer trombosit dediğimiz kan bileşeni veya şimdi gündemde olan immün plazma dediğimiz diğer bir kan bileşeninin içerisinde mikroorganizmalar varsa bunların ürünün içerisinde çoğalmasını ve dolayısıyla vereceğimiz hastaya bir bulaşma olmasını engelleyecek bir cihaz” dedi.

    “KAN BİLEŞENİNİ ULTRAVİYOLEYE MARUZ BIRAKIYORSUNUZ”
    Cihaz yardımıyla kan bileşeninin ultraviyoleye maruz bırakıldığını belirten Prof. Dr. Sevgi Kalayoğlu Beşışık, “Burada solüsyon mikroorganizmanın DNA’sı veya RNA’sına bağlanarak geri dönüşümsüz bir şekilde onun çoğalmasını engelliyor. Biz de immün plazmada olası bir viral bulaşma durumunu dikkate alarak tedavi amaçlı vereceğimiz plazmalarda, patojen inaktivasyonu yönteminin kullanılması gerekliliğini düşündük ve bu cihazı edinme yoluna başvurduk. Bazen virüs 14 gün değil 35 gün değil daha uzun süre bile barınabiliyor. Biz bu riski düşünerek patojen inaktivasyonu yöntemini kullanma gerekliliği hissettik. Bu sadece immün plazma için değil diğer her gün kullanımda olan trombosit dediğimiz diğer kan bileşeni için de geçerli bir yöntem” diye konuştu.

    PATOJEN İNAKTİVASYONU YÖNTEMİ NASIL UYGULANIYOR
    Plazmadaki mikroorganizmanın arındırılması ve çoğalmasının engellenmesi 7 dakika sürüyor. “Öncelikle kan bileşenini gelen gönüllü bağışçımızdan ayırmak için ayrı bir cihaz kullanıyoruz” diyen Prof. Dr. Sevgi Kalayoğlu Beşışık şöyle devam etti:
    “Buna aferez cihazı deniyor. Aferez cihazından ürünü bir torba içerisinde elde ediyoruz. Onu elde ettikten sonra bağışçı kişi serbestleşiyor ama bizim işimiz devam ediyor. O ürün torbasını alacağız ve bu cihazın içine özel bir bölmeye yerleştireceğiz. Bir solüsyon bu görevi yapacak. Ama önce ultraviyoleye maruz kalıyor ve solüsyon bu şekilde patojeni inaktive edebiliyor. Yaklaşık 7 dakikalık bir işlem. Cihazın kendi bir bölmesi var. Açıp ürünleri yerleştiriyorsunuz. 7 dakika sonra patojen inaktivasyonundan emin olduğunuz bir ürünü alıp isterseniz donduruyor isterseniz hastaya gönderiyorsunuz.”

    “CİHAZI BAĞIŞLA TEMİN ETTİK”
    Cihazın İstanbul’da iki özel hastanede daha kullanıldığını ifade eden Prof. Dr. Sevgi Kalayoğlu Beşışık, “Avrupa ve Amerika’da daha önceden kullanılıyordu. Bizim ulaşmamız maddi açıdan sıkıntılı bir cihazdı. İstanbul’da iki özel hastanede cihaz çalışır vaziyette. Biz de gerekliliğine inandığımız için bir takım başvurularda bulunduk. Bir bağış aldık. Cihazı bağışla temin ettik. Özyeğin Vakfı’na teşekkür ediyoruz. Bu oldukça değerli bir bağış. İstanbul’da cihazın kamuda olduğu tek hastaneyiz. Umarım birden çok plazma ayrılan diğer merkezlere de biz bu konuda yardımcı olabiliriz. Ankara’da Türk Kızılay’ın da bu cihaz var. Ayrıca Malatya İnönü Üniversitesi’nde kullanılacak” şeklinde konuştu. 
    Ayrıca İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek de sosyal paylaşım sitesindeki hesabından yeni kullanılmaya başlanan cihazla ilgili bir paylaşım yaptı. Tükek paylaşımında, “İstanbul Tıp Fakültesinde Covid-19 hastaları için kullanılan immün plazmanın virüs ve diğer patojenlerden arınmasını sağlayan cihaz kullanılmaya başlandı. Bu cihazı kullanan 3. merkez olduk. Hastalar şimdi daha güvende” ifadeleri yer aldı. 
    (FOTOĞRAF)