Kategori: Genel

  • ABD’den husi saldırılarına ilişkin açıklama

    ABD’den husi saldırılarına ilişkin açıklama

    ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM), Husilerin ABD gemilerine yönelik son saldırıları ile ilgili açıklama yayınladı.

    ABD bayraklı 3 ticari gemiye eşlik eden USS Stockdale (DDG 106) ve USS O’Kane (DDG 77) savaş gemilerinin Aden Körfezi’nde Husiler tarafından hedef alındığı belirtilen açıklamada, saldırıların “başarıyla etkisiz hale getirildiği” kaydedildi.

    “Saldırılarda hiçbir yaralanma ya da sivil kayıp yaşanmamış, ABD donanmasına ait hiçbir gemide hasar meydana gelmemiştir” denilen açıklamada, “ABD savaş gemileri, 3 adet gemisavar balistik füzeyi (ASBM), 3 adet tek yönlü saldırı dronunu (OWA UAS) ve 1 adet gemisavar seyir füzesini (ASCM) başarıyla etkisiz hale getirerek, gemilerin ve personelinin yanı sıra sivil gemilerin ve mürettebatlarının da güvenliğini sağlamıştır” ifadelerine yer verildi.

    Saldırılara verilen yanıtın, ABD’nin personelini, bölgesel ortaklarını ve uluslararası deniz taşımacılığını İran destekli Husilerin saldırılarına karşı korumaya yönelik süregelen kararlılığını yansıttığı vurgulandı.

  • Kimlik numarası başına dert oldu

    Kimlik numarası başına dert oldu

    Büyükçekmece’de çaycılık yaparak geçimini sağlayan 2 çocuk babası 26 yaşındaki Abdulselam Deniz’in kimlik numarası görenleri şaşırttı. Daha önce çok kez emniyete ve mahkemeye ifade verdiğini söyleyen Deniz onlarca kez icralık olmasının yanı sıra, terör örgütünü destekleyen bir dernek kurmaktan bile başı belaya girdi. Hastane kayıtlarında ise, ölü olarak çıkan 2 çocuk babası Deniz, e-nabızda bir keresinde hamile bile çıktığını söyledi.

    Kimlik numarasının kolaylığı yüzünden başına çeşitli sorunlar açıldığını kaydeden Abdulselam Deniz, “Numaranın kolaylığı sebebiyle başıma bir sürü iş geliyor. Kimliğimden dolayı katil oluyorum. Hırsız, dolandırıcı, vergi kaçakçısı oluyorum. Tamamen kimlik numaram yüzünden. Bunun yüzünden, karakollarda, mahkemelerde gidip ifade veriyorum. Kendimi açıklamak zorunda kalıyorum” dedi.

    Doğduğu günden beri başının sürekli belada olduğunu kaydeden Deniz, “Hemen hemen doğduğumdan beri çocukluğumdan beri ifadeler vermeye gidiyorum ben. Bana ait olmayan krediler, borçlar var. Her seferinde kendimi aklamaya çalışıyorum. Bir ara terörist dediler bana terör örgütü kurmaktan evime baskın yapıldı. Bildiğiniz şafak operasyonu yapıldı bana. Ben o zaman okula gidiyordum. Lise zamanımdaydı. Sonra memur beyler kağıt bıraktılar vatana emniyete gelsin diye. Beni görünce çok şaşırdılar çocuktum çünkü daha. O zaman araştırdılar bir dernekmiş burası terör örgütüne yardım eden bir dernek. Boş kalan yere de benim kimlik numaramı kafadan dolduruyorlar” diye konuştu.

    “E-nabızda gebelik durumum gözüküyor”
    Çocukken hastanelerde babasının sigortasından da bu yüzden yararlanamadığını kaydeden Deniz, “Bir gittim gazi dediler, bir kere daha gittim ölüsün dediler. Bir kere daha gittim 90 yaşındasın dediler. Bazen gittiğimde senin kaydın yok dediler. Ama bugün kayıt olmayan bir vatandaş hastaneye gidiyor. Kimlik numarasını kafadan sallıyor. Numaraların hepsini sallayınca olan bana oluyor. Ben e-nabza girdiğimde hastane kayıtlarımda kadın doğum bile var. Gebelik durumu gözüküyor. Ben bugün İstanbul’dayım İstanbul dışına da çıkmamışım kolay kolay. Gaziantep’te, Konya’da, Giresun’da benim muayene olduğum gözüküyor. Ya trafik cezası yiyorum ben, ya suç işliyorum, ya adam vuruyorum. Ya dolandırıcı çıkıyorum. Gidip her seferinde ifade veriyorum. Çok gittiğim için memur beyler tanıyorlar beni artık. 100’ün üstünde suç dosyam var. Ben bunları yapıyorsam benim dışarıda ne işim var” şeklinde konuştu.

    “Hayatım hep ifade vermekle geçiyor”
    Evli ve 2 çocuğu olduğunu söyleyen Deniz, “Çoğu zaman onları da ifade vermeye götürüyorum. Bakıyorlar çocuklar, benim de durumumu biliyorlar. Benim hayatım hep ifade vermekle geçiyor. Kendimi açıklamakla geçiyorum. Yetkililere yalvarıyorum. Allah rızası için benim kimliğimi değiştirin. Tamam yanlışlık olmuş hata olmuş ama bu sorununun düzelmesi gerekiyor. Ben kendim yapılması gereken her şeyi yaptım. Her yere yazdım. Nüfusa gidiyorum. Nüfus memurları bana diyor ki böyle kimlik mi olur. Kimisi bana diyor ki kimliği sen yapmışsın. Böyle bir şey olabilir mi” dedi.

  • İnegöl’ün altyapısı sil baştan yenileniyor

    İnegöl’ün altyapısı sil baştan yenileniyor

    Başkan Bozbey, “İnegöl’de içme suyu sorununu ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Halkımızı anlıyoruz ama sağlıklı su tüketebilmelerini de istiyoruz” dedi.
    Bursa’nın 17 ilçesini güçlü bir altyapıya kavuşturacak olan yatırımlarına ara vermeden devam eden Büyükşehir Belediyesi, BUSKİ Genel Müdürlüğü ile İnegöl ilçesinde bir yandan ekonomik ömrünü doldurmuş şebeke hatlarını yeniliyor diğer yandan da vatandaşlara daha sağlıklı içme suyu ulaştırmak için yoğun mesai harcıyor. Altyapı çalışmalarına devam eden BUSKİ ekipleri, üst kaplamaları da sağlıklı bir şekilde yaparak vatandaşların rahat ulaşım sağlamaları için aralıksız çalışmalarını sürdürüyor.

    “İnegöl’ün sağlıklı içme suyu tüketebilmesi için çaba harcıyoruz”
    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey İnegöl’de devam eden çalışmaları yerinde inceleyerek, son durum hakkında BUSKİ ekiplerinden bilgi aldı. CHP İlçe Başkanı Zemci Şahin ile birlikte esnafı ziyaret ederek sohbet eden ve İnegöl’de iki tane önemli çalışma yürüttüklerini anlatan Başkan Bozbey, “İnegöl’ün altyapısı çok eski ve asbestli borulardan oluşuyor. Yüzde 55’in üzerinde kayıp kaçak oranı var. Bu sistemi değiştirmemiz gerekiyordu. Bizler göreve gelir gelmez halkımızın sağlığını düşünerek İnegöl’ü besleyecek isale hattının yapılması ve içme suyu şebekesinin iyileştirilmesi noktasında çalışmaya başladık. Aslında her ikisinin de önceki yıllarda yapılması ve tamamlanması gerekiyordu. Bizler tüm İnegöl’de içme suyunun sağlıklı bir şekilde tüketilebilmesi için çaba harcıyoruz” dedi.

    “Çalışmaya hız verdik”
    Çalışmaların bölge bölge sürdürüldüğünü dile getiren Başkan Bozbey, her bölgenin kayıp kaçak noktasında test edilmesi gerektiğini dile getirdi. Bu yüzden asfalt çalışmalarının biraz arkadan geldiğini söyleyen Başkan Bozbey, “Zaman uzadıkça da İnegöllülerin sıkıntı çekmesine sebebiyet veriyor. Halkımızı anlıyoruz ama sağlıklı su tüketebilmelerini istiyoruz. Bunun için çalışmalarımıza hız verdik. Bir an önce İnegöl’de içme suyu sorununu ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. İnegöllüler hiç merak etmesin, asfalt veya parke taşı çalışmaları hızla devam edecek. İnegöl ile ilgili farklı projelerimizi de yaşama geçireceğiz. Çalışmalar bitince hep beraber gülümseyeceğiz” diye konuştu.

  • Beyaz Saray’dan Gazze açıklaması

    Beyaz Saray’dan Gazze açıklaması

    Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları’nın Gazze’de rehine olarak tutulan İsrail kökenli ABD vatandaşı Edan Alexander’ın videosunu yayınlamasına ABD hükümetinden tepki geldi. Beyaz Saray’dan yapılan yazılı açıklamada, Alexandr’ın ailesi ile temasın sürdüğü belirtilerek, “Eğer Hamas rehineleri serbest bırakmayı kabul etseydi, Gazze’deki savaş yarın ve hatta aylar önce biter ve Gazzelilerin çektiği acılar hemen sona ererdi” ifadeleri kullanıldı.

    Hamas’ın rehineleri serbest bırakmayı kabul etmediği savunulan açıklamada, “Başkan Biden’ın geçen hafta söylediği gibi, rehinelerin serbest bırakılması, savaşın durdurulması ve Gazze’ye insani yardımın ulaştırılması amacıyla bir anlaşma yapmak için elimizde kritik bir fırsat var. Bu anlaşma şu anda masada” denildi. ABD hükümetinin rehinelerin serbest bırakılmasına dönük her türlü çabayı sürdürdüğü vurgulandı.

  • Özel araçlara kış lastiği zorunluğu

    Özel araçlara kış lastiği zorunluğu

    Ticari araçlar için kış lastiği zorunluluğu 1 Aralık’ta başlayacak.

    Düzenleme 81 ildeki tüm ticari araçları kapsıyor.

    Ancak özel araçlara da kış lastiğinin zorunlu olması gündemde…

    BAKAN URALOĞLU’NDAN AÇIKLAMA

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, özel araçlar için kış lastiği zorunluluğu getirilmesi amacıyla yeni bir düzenleme üzerinde çalışıldığını belirtti.

    Uraloğlu, Habertürk’ta yaptığı açıklamada, kış lastiği takma zorunluluğu tarihinin de 1 Aralık’tan 15 Kasım’a çekilebileceğini söyledi.

    LASTİK FİYATI NE KADAR?

    Otomobiller için en düşük kış lastiği fiyatı 1.500 lira ile 2 bin lira arasında değişiyor.

    Dört lastik birden değiştiğinde en düşük fiyat 6 bin lirayı buluyor.

    Buna bir de 600-1250 lira arasındaki değiştirme ücreti eklenmesi gerekiyor. Araç modeli yükseldikçe fiyat da artıyor.

    KIŞ LASTİĞİ CEZASI NE KADAR?

    Kış lastiği takmayan ticari araçlara 4 bin 69 lira idari para cezası uygulanacak.

    Ceza tutarı 2025 yılında 43,93’lük yeniden değerleme oranı kadar artacak. Yani ocak ayı itibarıyla 5 bin 856 liraya yükselecek.

  • “Batı medyası İsrail’in propagandasını yapıyor”

    “Batı medyası İsrail’in propagandasını yapıyor”

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen TRT World Forum 2024’ün “Medya Taraflılığının İnşası: Kutuplaştırmanın Arkasındaki Güçleri Deşifre Etmek” başlıklı oturumda konuştu. “Ana akım medya kuruluşları seçilmiş, filtrelenmiş, gözden geçirilmiş bilgiyi, haberi topluma iletti” diyen Prof. Dr. Altun, “Bu süreci de tabi oldukları iktidar mekanizmalarının çıkarlarına göre yönettiler. İstedikleri bilgiyi istedikleri şekilde gösterip, göstermek istemediklerini gizlediler. Bunu yaparken de dokunulmazlık zırhına büründüler. Hakikati, gerçeği, doğru bilgiyi değil, gerçeğin bir kısmını paylaştılar. Sonuçta paylaştıkları hakiki bilgi olmadı, tahrif edilmiş bilgi oldu. Küresel medya şirketleri, sosyal medya platformları küresel iletişim akışına ideolojik bir şekilde yön vermeye başladılar. Sistematik şekilde dezenformasyon ürettiler. Küresel iletişim alanındaki adalet ve hakikat krizlerini büyüttüler. Bütün bunlarla birlikte tarafgir tutumlarıyla küresel alanda kutuplaşmaları, ayrışmaları derinleştirdiler” ifadelerini kullandı.

    “Kendilerini hukukun üstünde konumlandırıp hesap vermek istemiyorlar”

    Sözlerini sürdüren Altun, “Hakiki bilgi, bireylerin kamusal alana, sosyal yaşama, ekonomik aktivitelere ve dahası siyasal hayata katılımlarının en temel bileşenlerinden biridir. Bu yönüyle hakiki, doğru, gerçek bilgiye erişmek, onu serbestçe dolaştırmak temel bir insan hakkıdır. Bugün küresel alanda büyük konvansiyonel medya şirketleri de sosyal medya platformları da ideolojik bir yaklaşım içinde Batı sömürü düzenini ve adaletsiz, normsuz uluslararası ilişkiler sistemini sürdürmeye ve meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Gizli sansür ve örtülü özendirme mekanizmalarıyla siyasal davranış değişiklikleri meydana getirmeye gayret ediyorlar. Bütün bu süreçlerde elbette Batı dışı devletlerin denetim, düzenleme ve hukuki müdahalelerinden kendilerini muaf tutmaya çalışıyorlar, kendilerini hukukun üstünde konumlandırıp hesap vermek istemiyorlar” diye konuştu.

    “Bütün Müslümanlara karşı apaçık bir nefret söylemini dolaşıma sokuyor”

    İslam ve yabancı düşmanlığı konularına ilişkin açıklamalarda bulunan, İsrail’in büyük bir soykırım gerçekleştirdiğini aktaran Altun, “Bugün gözlerimizin önünde büyük bir soykırım yaşanıyor. Bu soykırım bütün dünyanın gözleri önünde yaşanırken, Batı medyası İsrail’in Batı dünyası için ne denli önemli bir müttefik olduğunun propagandasını yapıyor. Siyaseten doğrucu bir dil kullanma gereği duymadan İsrail’i haklı çıkarmak için elinden geleni yapıyor. Sadece Gazzelilere, Filistinlilere değil, bütün Müslümanlara karşı apaçık bir nefret söylemini dolaşıma sokuyor. Beyaz adam için daha fazla taraftar toplamaya çalışıyor. Pay vererek bağımlı kılma anlayışını terk edip yeniden kaba sömürü ve işgal politikası teklifinde bulunuyor. Rıza oluşturmak yerine korku iklimi inşa etmeye çalışıyor. Kıymetli olan dürüstlüktür ve bir o kadar da şeffaflıktır” dedi.

    “Küresel alanda adil bir medya ortamı mümkündür”

    Medya ile ilgili sözlerini sürdüren Altun, “Bugün Gazze’de yaşanan soykırım başta olmak üzere dünyada yaşanan insanlık suçlarına, savaşlara, terörizme, düzensiz göç dalgalarına, finansal çalkantılara, gıda ve tedarik zinciri krizlerine karşı medya ‘haklı’nın savunuculuğunu değil, ‘güçlü’nün propagandistliğini yapmaktadır. Bu düzen değişmelidir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan nasıl ‘Daha adil bir dünya mümkündür’ diye haykırıyorsa, biz de küresel alanda adil bir medya ortamı mümkündür, elzemdir diyoruz ve sizleri bu çağrıya kulak vermeye, birlikte çalışmaya çağırıyoruz” diye konuştu.

  • Yarınki bazı feribot seferleri iptal edildi

    Yarınki bazı feribot seferleri iptal edildi

    Çanakkale Boğazı ile adalar hattında yolcu ve araç taşımacılığı yapan Gestaş Deniz Ulaşım AŞ beklenen olumsuz hava şartları nedeniyle Gökçeada ve Bozcaada’ya yarınki bazı feribot seferlerinin iptal edildiğini duyurdu.

    Buna göre; Geyikli-Bozcaada hattında, yarın Geyikli’den saat 23.00, Bozcaada’dan saat 22.00, Kapatepe-Gökçeada hattında ise yarın Kabatepe’den saat 09.00, 13.00, 17.00 ve 21.00, Gökçeada’dan ise saat 11.00, 15.00 ve 19.00 seferleri iptal edildi.

  • “Savunma sanayindeki başarıları ileriye taşıyacağız”

    “Savunma sanayindeki başarıları ileriye taşıyacağız”

    TRT World Forum 2024’e katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Türkiye’nin savunma sanayindeki başarıları bütün dünya tarafından dikkatle takip ediliyor. Elbette dostlarımıza güven veriyor. Hasımlarımızda da muhtemelen endişe oluşturuyor. Bayraktar TB3’ün kısa pistli gemilere iniş kalkış yapan ilk SİHA olması Türkiye’nin aslında dünyada bu teknolojideki öncü rolünün ispatı niteliğinde. Halihazırda insanı hava aracı pazarının yüzde 70’i Türk firmaların, Türk sistemlerin kapladığı kuşattığı bir alan. Bu tabi bizler için gurur vesilesi hem de Türkiye’nin aslında stratejik kabiliyetlerinin geldiği düzeyin göstergesi” şeklinde konuştu.

    “Savunma sanayindeki bugünkü başarıları çok daha ileriye taşıyacağız”

    Türkiye’nin savunma sanayindeki kabiliyetlerini bugünkünden de çok daha ileri düzeye taşıyacağını belirten Bakan Kacır, “Türkiye silahlı insansız hava araçlarıyla İHA’larıyla, SİHA’larıyla dünyada 50’ye yakın ülkenin semalarını muhafaza edebilecek yüksek teknolojiyi geliştirebilen, üretebilen bir ülke oldu bugün. Ümit ediyorum önümüzdeki dönemde atılacak adımlarla inşallah savunma sanayinde bugünkü başarıları çok daha ileriye taşıyacağız. KIZILELMA’nın ve ANKA-3’ün Türkiye’ye getireceği kuvvet çarpanı etkisiyle birlikte Türkiye’nin savunma sanayindeki kabiliyetleri bugünkünden de çok daha ileri düzeye taşınmış olacak. Havacılıkta, kara araçlarında, deniz platformlarında uydu sistemlerinde savunma sanayinin tüm alanlarında Türkiye yerli ve milli kabiliyetlerini dünyada öncü düzeye adım adım taşımaya devam edecek” dedi.

  • İstanbul’daki hastanelerde büyük deprem tatbikatı

    İstanbul’daki hastanelerde büyük deprem tatbikatı

    İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü tarafından, beklenen büyük İstanbul depremi sırasında hastanelerin hizmete devamlılığını sağlamak amacıyla Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun katılımı ile Başakşehir Çam Sakura Şehir Hastanesi’nde deprem tatbikatı yapıldı.

    Tatbikatta senaryo gereği, deprem sonrası önceden belirlenen illerden hastanelere desteğe gelen ekiplerin görevi devralama süreçleri de canlandırıldı.

    İstanbul’da olması beklenen büyük depremin hazırlıkları tüm kurumlar tarafından yapılan tatbikatlar ve planlarla devam ederken İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nce bugün bir tatbikat gerçekleştirildi. Tatbikata Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu da katıldı.

    Tatbikatın amacının muhtemel deprem sonrasında hastanelerde hizmetin sürdürülebilirliğini sağlamak olduğu öğrenildi. Bakan Memişoğlu’na program sırasında İstanbul İl Sağlık Müdürü Abdullah Emre Güner de eşlik etti.

    Tatbikatta ilk kez ‘Referans Hastane Koordinasyon Merkezi’ modeli de devreye alındı. Tatbikat senaryosu gereği, muhtemel büyük deprem sonrasında şehir dışından önceden hastanelere gelen destek ekiplerinin görevi devralama süreci ve canlandırılarak bu koordinasyona hazırlanması amaçlandı.

    Tatbikat sonrası açıklama yapan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, “Herkesin depreme, özellikle İstanbul’un hazır olması gerekiyor. Bununla ilgili hem 2019’daki deprem özellikle de 6 Şubat’taki üzücü ve bizi gerçekten yaralayan depremler hastane afet planımızı ve bütün afet planlarımızı gözden geçirerek İstanbul dahil Türkiye’de bir afet planı hazırlandı sağlıkla ilgili.

    Bu ilk defa uygulanan bir tatbikat amacımız bu afet planlarımızı ve öngörülerimizi tatbikatlarla ile insanlara ezberletmek ve eksiklerimizi tespit etmek.

    Burada 800 kişi bu tatbikata katılıyor. 2 hastanemiz diğer 2 hastanemizin deprem esnasında görevini ifa etmeye çalışıyor. Biz, bütün İstanbul’daki hastaneleri eşleştirdik. Deprem aşamasında otomatik olarak ekipler ne yapacak, nasıl teslim alacak, hastanede destek nasıl verecek onların tatbikatı yapılıyor.

    İlk 48 saatte İstanbul’daki hastaneler kendi kendine yeter halde olacak referans hastaneler izolatörlü. Bu hastanelerdeki deprem esnasındaki sağlık hizmetleri yürütülürken, destek illerden gelen bu hastanelerin ekiplerinin buradaki görevi ve hastanenin yönetimini alıp sağlık hizmetlerini kesintisiz sürdürmek amacıyla yapılan bir tatbikat.

    Böylece deprem esnasında buraya gelecek ekipler, hem nasıl devralacaklar görevi hem de hastaneyi tanıyorlar.

    Böylece inşallah yaşanmaz ama deprem esnasında sağlık hizmetlerinin kesintisiz sürdürülebilmesi ve dışarda gelecek ekiplerin görevi nasıl devralacağı ve hangi hastanede nasıl çalışacağı artık planlamalarımız oluştu ve tatbikatlarımız başladı” dedi.

  • Suavi’ye Bodrum’da ağaç katliamı cezası

    Suavi’ye Bodrum’da ağaç katliamı cezası

    Muğla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ekipleri, sanatçı Mehmet Suavi Saygan’a ait arazide gerçekleştirdiği incelemelerde Bodrum Belediyesi’nin onayladığı projede yer alan ‘ağaç rölöve paftası’na göre korunması ve taşınması gereken ağaçların kesildiğini belirledi. İncelemeye göre 29 ağacın taşınmadığı, 11 ağacın ise korunması gerekirken yok edildiği tespit edildi.

    Arazinin kuzeybatısında bulunan park alanında da benzer bir doğa katliamı yaşandığı ortaya çıktı. Alanda bulunan tüm ağaçların kesildiği ve yalnızca bir zeytin ağacının bırakıldığı görüldü. Ağaçsız bırakılan park alanının durumu, ekiplerce yerinde kayıt altına alındı. Projeye uygunluk denetiminde yalnızca ağaçların değil, yapıların da usule aykırı olduğu tespit edildi. Projede 50 santimetre yüksekliğinde taş duvar olarak belirtilen yapıların mahallinde tuğla ile inşa edildiği ve üzerlerine sıva ya da taş kaplama yapıldığı belirlendi.

    Bodrum Orman İşletme Şefliği Koruma Ekibi’nin raporlarına göre, inşaat faaliyeti yürütülen alanda 40 ağacın kaybolduğu belirlendi. Kesilen ağaçlar arasında 1 zeytin, 2 palmiye, 26 çam ve 11 pırnal meşesi bulunuyordu. Orman varlığına zarar veren bu faaliyetler sonucunda toplam 8,303 metreküp doğa yok oldu.

    Doğa sevgisini vurgulamıştı

    Daha önce çevre duyarlılığıyla bilinen isimlerden biri olarak sıkça gündeme gelen Suavi’nin çevre ile ilgili söylemleri ve uygulamaları arasındaki çelişkiyi tartışmaya açtı. Hatırlanacağı üzere sanatçı geçmişte birçok çevre projesine destek olmuş, konserlerinde ‘doğa sevgisini’ vurgulamıştı.

    Olayın ardından Bodrum Orman İşletme Şefliği yetkilileri, bölgede denetimlerin sıklaştırıldığını ve doğal kaynakların korunması adına yasadışı faaliyetlere karşı mücadeleye devam edileceğini açıkladı.