Kategori: Genel

  • Başkan Deviren:”Gemlik’in iki bin yıllık tarihini ortaya çıkaracağız”

    Başkan Deviren:”Gemlik’in iki bin yıllık tarihini ortaya çıkaracağız”

    Toplantıda konuşan Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, geçmişte bir dönem ailesiyle burada yaşadığını söyleyerek, mahallede daha fazla yeşil alan ve dinlenme alanları olmasını hayal ettiğini fakat yapılaşmanın yıllar içinde plansız şekilde arttığını dile getirdi.

    Başkan Deviren şöyle konuştu: “Ben de Cumhuriyet Mahallesinde yaşadım. Sitemizin önü bomboştu. Parklar olsa, insanlar denizi izlerken spor yapsalar diye hayal ederdim ama binalarla kaplandı. Bizim kentsel bakış açımız farklı. Kentsel Dönüşüm için yerinde uygulama projemiz var. O proje ile birlikte ayakları yere sağlam basan, insanların aydınlık ve ferah sokaklarda nefes aldığı bir şehir ortaya çıkaracağız. Şehri planlarken toprak yapısından yağış miktarına kadar dikkat edilmesi gerekiyor. Biz bilimi önemseyen bir çalışma ortaya koyuyoruz. Derdimiz Gemlik olduktan sonra düne değil geleceğe bakacağız. Kentte yapılması gereken ne varsa halkın istediği ne varsa ona bakıyoruz. Yoksa aynı sıradanlığı yaşarız. Biz sıradışı şeyler yapacağız. Bu kentin 2000 yıldan eskiye dayanan bir tarihi var. Biz bunu ortaya çıkarmak istiyoruz. Bunu Bursa Büyükşehir Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yapacağız.”

    Toplantıdan sonra hazırlanan masalarda yerlerini alan daire müdürleri, mahalle sakinleri ile tek tek görüşerek taleplere cevap verdiler.

  • İnegöl Belediyesi’nde yeni ofisler kuruldu

    İnegöl Belediyesi’nde yeni ofisler kuruldu

    Kurumsal dönüşüm çalışmalarına verdiği önemle şehirle birlikte İnegöl Belediyesi’ni de nitelik ve nicelik olarak geliştiren bir yönetim anlayışı ortaya koyan Belediye Başkanı Alper Taban öncülüğünde, İnegöl Belediyesi bünyesinde 3 yeni ofis kuruldu. Kamuda Sürdürülebilir Katma Değerli Yalın Yönetim mottosuyla çalışmaları 2021 yılında başlatılan Yalın Belediyecilik faaliyetleri kapsamında Yalın Ofis, farklı kaynaklardan şehre yeni olanaklar üretmek adına AB ve Dış İlişkiler Ofisi ve şehrin marka gücünü arttırma noktasında çalışmalar yürütecek olan İnegöl Marka Ofisi, bugün İnegöl ve farklı şehirlerden misafirlerin de katıldığı özel bir lansman ile tanıtıldı.

    OFİSLER ZİYARET EDİLDİ
    Bugün 10.00’da İnegöl Belediyesi Yeni Hizmet Binası çok amaçlı salonunda başlayan lansmanda, kurulan ofislerin çalışmalarına dair sunumlar ve bilgilendirmeler yapıldı. Ayrıca Yalın Öneri Sistemi ödül töreni de burada gerçekleştirildi. Belediye Hizmet Binası 3. Katında bulunan ofislerin ziyaretiyle birlikte aynı zamanda Yalın Koridor turuyla beraber anlatımlar ve bilgilendirmeler yapıldı.

    İNEGÖL HER GÜN ÜZERİNE KOYARAK GELİŞİMİNİ SÜRDÜREN BİR ŞEHİR
    Lansmanda misafirlere hitaben konuşan İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, şehrin geçmişten gelen gücüne ve sürekli gelişim anlayışına dikkat çekti. Kendi görev süresiyle birlikte İnegöl’ün bu gelişimini arttırarak sürdürme gayretinde olduklarını da vurgulayan Başkan Taban, “Bugün güzel bir buluşmaya ev sahipliği yapıyoruz. İnegöl Belediyesi 1870 yılında kurulmuş köklü bir kurum. O günden bugüne de her gün üzerine koyarak gelişmesini sürdüren bir kurum. Bu şehir aynı zamanda tarihe şahitlik etmiş, ortaya koyduğu katma değerle de Türkiye ekonomisine omuz veren nadiden şehirlerden biri. Ben de bu şehrin 33’üncü Belediye Başkanıyım. Bizler de göreve geldiğimiz ilk günden bu yana şehrimize ne katabiliriz? Kurumumuzu daha iyi bir noktaya nasıl getiririz konusunda çalışmalar yaptık” dedi.

    KURUMSAL DÖNÜŞÜM KARARLILIKLA DEVAM EDİYOR
    Bir yandan şehri imar ederken bir yandan şehri yöneten kurum olan İnegöl Belediyesi’nin kurumsal değişim ve dönüşümünü de sürdürdüklerini dile getiren Alper Taban, şöyle konuştu: “Tabi sadece şehrin fiziksel dönüşümü değil, aynı zamanda kurumsal dönüşüm çalışmalarını da kararlılıkla yürüterek gelecekte daha fazla söz sahibi olabilmek adına bu hareketle devam ediyoruz. Bu kapsamda bugüne kadar ilkler diyebileceğimiz çalışmalarımız oldu. Teknolojik değişim ve dönüşüm çalışmaları adı altında ciddi çalışmalar yaptık. Özellikle kurum tarafında e-devlet yatırımlarımıza önem verdik. Şu anda yaklaşık 50 civarında hizmetle Türkiye genelinde tüm belediyeler arasında en fazla hizmet veren kurum unvanına sahibiz. Yine Yalın Belediyeciliği Türkiye’de ilk uygulayan ilçe belediyesi olduk. Bir Japon metodolojisi yalın. Yalın çalışmayı vurgulayan, israfı önleyen, verimliliği merkeze koyan, gelişmeyi arzu eden bir anlayış. Çözüm Merkezimiz Türkiye’ye örnek bir merkez. Vatandaşlarımızın kurumla kurduğu tüm iletişimlerde direk aradığında 5 saniye içerisinde telefonla ulaşabildiği bir merkez.”

    YENİ DÖNEMDE DE YENİLENME DEVAM EDECEK
    “Kendimizi sürekli yenilemeye devam edeceğiz. Gerek yeni nesil belediyecilik anlayışı gerek çözüm odaklı yaklaşım, ortak aklın kullanımı, dijitalleşme ve akıllı kentlilik… Aynı zamanda değerlerimizi de koruyarak bunları yapacağız. Ulaşılabilirliğimizi, şeffaflık ve güvenilirliğimizi arttırmaya devam edeceğiz. Liyakat ve ehliyet odaklı yönetim anlayışımızla öz kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanmaya devam edeceğiz. Bugün geldiğimiz noktada, bu değerler üzerinde ürettiklerimizle başkaca şehirlere ve kurumlara örnek olmaya çalışacağız. Yeni dönemde bugüne kadar yaptıklarımızın üzerine koymaya devam edeceğiz.”

    İNEGÖL’E ÖNEMLİ YATIRIMLAR ÇEKİLECEKTİR
    Başkan Taban’ın ardından BEBKA Genel Sekreter Vekili Sabri Bayram kısa bir konuşma yaptı. “Birlik olarak bizim ana görevlerimizden bir tanesi bölgemizde proje kültürünü yaygınlaştırmak ve geliştirmek” diyen Bayram, “Bu anlamda 2010 yılında faaliyete geçtikten sonra bölgemizde çeşitli destek ve çalışmalarla bu misyonumuzu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bununla birlikte son dönemde belediyelerimizde proje yazma anlamında projeleri geliştirme anlamında kurulan yeni yapılar var. Bunlardan birini de bugün İnegöl Belediyesi bünyesinde hayata geçirmiş oluyoruz. Ben başta Belediye Başkanımız olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Proje kültürünün yaygınlaşmasıyla birlikte eminim ki hem BEBKA hem de diğer ulusal ve uluslararası fon sağlayan kurum ve kuruluşlardan İnegöl’e önemli yatırımlar çekilecektir” ifadelerinde bulundu.

  • Seçil Erzan davasında yeni gelişme

    Seçil Erzan davasında yeni gelişme

    Yüksek karlı güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış futbolculardan Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan’ın da bulunduğu 30’dan fazla kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen banka şube müdürü Seçil Erzan’ın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Seçil Erzan, önceki celse tahliye olan tutuksuz sanık Ali Yörük’ünde bulunduğu bir kısım tutuksuz sanık ve tarafların avukatları hazır bulundu.

    Davaya Hazine ve Maliye Bakanlığı da dahil oldu

    Duruşmada hazır bulunan Hazine ve Maliye Bakanlığı avukatı, davaya katılma talebinde bulundu. Talebi değerlendiren mahkeme heyeti, bu talebi kabul etti.

    “Hüseyin Eligül’den aldığım paraları tefecilere veriyordum”

    Savunmasında, para yatıran kişilere geri ödemeyi yaptığını belirten Seçil Erzan, “Ben tim kişilere ödediğim faizleri ben parayı görmeden kendi aralarında dönüyordu, benden para alıyorlardı, faiz istiyorlardı ama ben para elime gelmediği için ödeme yapamıyordum. Para bana değil, bana para getiren diğer kişiler arasında dönüyordu. Ben tarla ve annemin evini satarak aldığım paraları insanlara geri ödedim. Tefecilere ipotek verdim, bunların kanıtları var. Hüseyin Eligül’den aldığım paraları tefecilere veriyordum. Ben kimseyi kandırmadım, benden para alan ve bu işlemleri yapan herkesin finansal okuryazarlığı var. Kimseye ‘gel bir fon var sana kayıt dışı para vereyim mi’ demedim. Selçuk İnan’ı Semih Kaya ikna etti. Emre Çolak’la ödeme yapılmadan önce hiç konuşmadım” ifadelerini kullandı.

    “Bu geminin kaptanı, mağdur olmayan, benden fazla fazla paralar alan ve beni yönlendiren müştekilerdir”

    Savunmasına devam eden Erzan, “İnsanların faizlerini ödeyebilmek için tefecilerin kapımın önüne silahla dayanmasına göz yumdum. Ben gemi kaptanı değilim, ben banka müdürüyüm. Bu geminin kaptanı, mağdur olmayan, benden fazla fazla paralar alan ve beni yönlendiren müştekilerdir. Aylarca Atilla Baltaş ve diğerlerinden para bekledim. Onlardan aldığım para karşılığında müştekilere ödeme yapmaya çalışıyordum. Benden iki katı para istediklerinde borçlanıyordum, çünkü müştekiler onlara vadettiğim parayı istiyorlardı, bende onlara ödeyeceğim diye söz veriyordum. Hiçbir müştekiyle bankacılık işlemi konuşmadığım için onlarda bu işlemlerin ne olduğunu bilmiyorlardı. Fatih Terim’in hesabından hiç para çekmedim. Para akışını gişe dışı işlemle gerçekleştirdim. Fatih Terim’in hesabından kimseye para da aktarmadım” diye konuştu.

    “Banka dışı borç para almamız yasak ama ben bu süre içerisinde banka dışı borç para aldım”

    Duruşmada Cumhuriyet Savcısı, Erzan’a önceki ifadelerinde belirttiği gayri resmi gelir sağlıyordum cümlesine ilişkin, bu geliri nasıl sağladığını sordu. Erzan cevap olarak, “Geliri, tefecilerden ve Atilla Baltaş’tan sağlıyordum. Fatih Terim bana ‘bu parayı nereden getiriyorsun diye sormadan benden para alıyordu. Bende ona para vermek için birilerinden para alıp ona veriyordum. Tanın Yılmaz, banka işlemlerini ve benim bu işlemleri kayıt dışı yaptığımı bildiği halde benden para istiyordu sorgulamadan. Bu durumda tefeci Tanın Yılmaz’dır. Bizim banka dışı borç para almamız yasak ama ben bu süre içerisinde banka dışı borç para aldım” diye konuştu.

    Erzan’ın yargılandığı davanın görülmesine devam ediliyor.

  • Kırklareli’nde koca vahşeti! Eşini baltayla öldürdü

    Kırklareli’nde koca vahşeti! Eşini baltayla öldürdü

    Alınan bilgiye göre, Recep Çetin (64) isimli şahıs polise giderek eşini baltayla öldürdüğünü söyledi. Bunun üzerine ekipler, zanlının Pınar Mahallesi’ndeki evine gitti. Aysel Çetin’in (58) hareketsiz yattığını gören ekipler, balta darbesiyle hayatını kaybettiğini tespit etti.

    Yapılan incelemenin ardından Aysel Çetin’in cansız bedeni, İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderildi.

    Olayla ilgili gözaltına alınan zanlı Recep Çetin adliyeye sevk edilmişti. Çetin, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

  • ‘Kumar bağımlılığı’ uyarısı

    ‘Kumar bağımlılığı’ uyarısı

    Ünlü isimlerin gözaltına alınmasıyla gündeme gelen yasa dışı bahis ve kumar bağımlığı konusunda uyarılarda bulunan Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mustafa Nuray Namlı, “Kumar, sürekli oyun oynama bozukluğunda tüm dünyada bir artış var. En büyük sebep; dijitalleşme çünkü ulaşım çok kolaylaşmakta. Kişi, para kaybetmekte, kaybettikçe hırslanmakta bunlar kısır döngünün başlangıcı.

    Bir kişinin kumara veya oyuna bağımlı hale gelmesi toplumu etkilemekte, büyük aile felaketlerine yol açmakta. Gerçekten toplumun belası, rol modeller, eğitim önemli, en önemlisi sezildiği zaman erken tanı ve tedavi hayat kurtarıyor” dedi.
    Ünlü sunucu Mehmet Ali Erbil, şarkıcı Serdar Ortaç ve birçok sosyal medya fenomeninin gözaltına alınmasıyla bağımlılık türleri, kumar, yasa dışı bahis oyunları konuları tekrar gündeme geldi.

    Dijitalleşmeyle ulaşılabilirliğin artmasının bağımlıklarda etkili olabildiğini belirten uzmanlar, bağımlılıkların sosyal ve psikolojik alanlarda birçok sorunu da beraberinde getirdiğini aktardı. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mustafa Nuray Namlı da bağımlılıklar ve çevreye etkileri konusunda bilgi verdi. Doç. Dr. Namlı, erken tanı ve kişinin tedaviyi istemesinin süreçte rol oynadığını aktardı.

    “Kumar ve oyun oynama bozukluğunda tüm dünyada bir artış var”
    Bağımlılıklara ilişkin açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Mustafa Nuray Namlı, “Bağımlılık bir bireyin herhangi bir maddeye veya davranışsal bir olaya bağlanıp ondan ayrılamamasıdır. Sigaradan tutun da oyun, kumar bağımlılığına kadar bunu genişletebiliriz. Geçmişte çok sık gördüğümüz alkol ve madde bağımlılığıydı, sigara da bir bağımlılık.

    Madde bağımlılıkları da kendi altında çeşitli alt bileşenlere ayrılmakta. Kumar oynama bozukluğu diğeri sürekli oyun oynama bozukluğu tüm dünyada bir artış var. En büyük sebep; dijitalleşme çünkü ulaşım çok kolaylaşmakta. Bireyin eskiden bir mekana gitmesi gerekirken kumar oynaması için artık elinin altında, cebindeki bir cep telefonuyla çok kolay çevrimiçi olarak kumarın veya bir oyunun oynandığı ortama, platforma erişebilmekte. Merak, haz alma duygusu buna eşlik etmekte.

    Her geçen gün bağlanmakta, kumarda veya oyunda harcadığı süre artmakta, daha sonra bağımlılık dediğimiz döngüye girmekte. Para kaybetmekte, kaybettikçe tekrar hırslanmakta, haz ve korku yaşamakta. ‘Kazanayım, elde edeyim’ diye tekrar daha büyük miktarlarda girmekte. Kendi işi, uğraşısını, okulunu, eğitimini bırakıp daha çok vakit ayırıp sosyal çevresinden kopmakta.

    Depresyon kaygı bozuklukları ortaya çıkmakta. Kişilerin eşlerini veya çocuklarını kontrol etmeleri gereğinden fazla sosyal medyada vakit geçiriyor mu, gereğinden fazla harcaması var mı, fazla bir özgüvene sahip oldu mu, dürtü kontrol bozukluğu, davranışlarını yönlendirme becerisi yeterince gelişmiş mi, gelişmemiş mi, aşırı harcamaları, yalan söylemeleri oldu mu, borçlanma talepleri var mı? Kumara kaybettikçe yerine koyabilmek için daha büyük rakamlar koyulmakta ve çevreden borçlanmakta. Bunlar kısır döngünün başlangıcı, aileler bu noktada birbirlerine destek olmalı. Bir kişinin kumara veya oyuna bağımlı hale gelmesi o aileyi veya toplumu büyük oranda etkilemekte, büyük aile felaketlerine yol açmakta” şeklinde konuştu.

    “Gerçekten toplumun belası, çağımızın sıkıntısı”
    Kişilere yönelik tedavi süreçlerine yönelik konuşan Doç. Dr. Namlı, “Kendi içerisinde olayla bir yüzleşmesi gerekmekte. Tedavi için dürüst bir şekilde gelmesi gerekir. Önce değerlendirme görüşmelerimiz olmakta sonra motivasyonel görüşmeler yapılmakta. Kişinin tedavi arayışı varsa poliklinikten veya yatırılarak hastaya yardım etmeye çalışıyoruz.

    Öncelikle psikososyal tedavilere başlıyoruz sonra gerekirse beraberinde bir dürtü kontrol, depresyon veya kaygı, duygu durum bozukluğu varsa ona yönelik tedaviler başlamakta. Kumar, oyun oynama veya diğer madde kullanım bozuklukları aynı zamanda birçok psikiyatrik eş tanılarla da seyretmekte. Eş tanılara yönelik tedavilerimiz, terapi, ilaç tedavilerimiz hastanelerimizde ve diğer sağlık kuruluşlarında yapılmaktadır. Başarı kişinin iradesi, sosyal çevresinin desteğiyle de çok alakalı.

    Gerçekten toplumun belası, çağımızın sıkıntısı. Rol, modeller çok önemli, aileler, çocuklar ve eşlerin birbirini kontrol etmeleri ve doğru insanlarla arkadaşlık etmeleri önemli. Eğitim çok çok önemli, okullardaki eğitim, her boyutunda toplumun, ailenin eğitimi en önemli faktör. Eğer yoksunluk düzeyine gelmişse bir kişi bağımlıdır, en yakın bir sağlık kuruluşuna ulaşıp yoksunluğunu azaltmak için tedavi alması lazım. Eğer tedavi almazsa yoksunluğu azaltmak için kişi tekrar maddeye yöneliyor.

    Bizim polikliniklerimizde buna yönelik tedaviler verilmekte gerekirse o kişiler yatırılarak bireysel ya da grup terapilerine alınmakta. İlaç tedavilerine hemen başlanmakta. Çok büyük bir toplumsal sorun, ailenin bu işi kapatmaması, bir profesyonelden destek alınması gerekir. En önemlisi sezildiği zaman erken tanı ve tedavi hayat kurtarıyor. Arkadaş çevresinde buna yönelik ilişkisi varsa o arkadaş çevresinden veya mahalleden uzaklaşılmalı. Parçalanmış, alkolün, maddenin veya başka bağımlılığın olduğu, şiddetin olduğu ailelerde bunlar daha sık görülmekte” dedi.

  • Sahil Güvenlik ekipleri 7/24 devriyede

    Sahil Güvenlik ekipleri 7/24 devriyede

    Sahil Güvenlik Doğu Karadeniz Grup Komutanlığı ekipleri, Karadeniz sularında 7 gün 24 saat aralıksız devriye görevi yapıyor. 1 Eylül itibarıyla başlayan av sezonunda denetimlere ağırlık veren ekipler, yasa dışı ve kayıt dışı balıkçılık yapanlara göz açtırmıyor.
    Sahil Güvenlik ekipleri, Türkiye’nin üç tarafını çevreleyen denizlerde 7/24 görev başında.

    Gece gündüz kesintisiz bir şekilde mavi vatan için nöbet tutan Sahil Güvenlik ekipleri, su ürünleri avcılığı denetimlerine de ağırlık veriyor. Türk sularında bulunan canlı deniz kaynaklarının gelecek nesillere aktarılması için çalışmalarını sürdüren Sahil Güvenlik ekipleri, ticari ve amatör balıkçılar ile yasa dışı, kayıt dışı ve düzenlenmemiş balıkçılık yapanlara göz açtırmıyor.

    Alkolmetre ile denetim gerçekleştiriliyor
    Sahil Güvenlik Doğu Karadeniz Grup Komutanlığı ekipleri, 1 Eylül itibarıyla ‘Vira Bismillah’ diyerek denize açılan balıkçıların hem güvenliğini hem de avlanan balıkların boy limitini kontrol ediyor.

    Arama kurtarma faaliyetleri, deniz güvenliği ve emniyetinin yanı sıra yasa dışı su ürünleri avcılığı ve deniz kirliliği konusunda da gerekli kontrolleri ve denetimleri yapan Sahil Güvenlik Doğu Karadeniz Grup Komutanlığı ekipleri, Ordu-Giresun il sınırından Gürcistan sınırına kadar olan sorumluluk sahası içerisinde su ürünleri denetimlerini saha, zaman, belge kontrolü ve teknik koşulların incelenmesi çerçevesinde icra ediyor.

    Gerektiğinde ilgililere idari para cezası uygulayan Sahil Güvenlik ekipleri, elde edilen ürün ve av araçlarına su ürünleri mevzuatı kapsamında el koyuyor. Mavi vatanda can güvenliğini korumak için gerekli kontrolleri yapan ekipler, alkolmetre ile denetim de gerçekleştiriyor.

    TCSG-95 Komutanı Yüzbaşı Deniz Karaduman, Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın silahlı bir genel kolluk kuvveti olduğunu belirterek, “2692 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Teşkilat Görev ve Yetkileri Yönetmeliği çerçevesinde komutanlığımız arama kurtarma faaliyetleri icra etmek, deniz güvenliğini ve emniyetini sağlamak, düzensiz göçle mücadele etmek, yasa dışı su ürünleri avcılığını önlemek ve gerekli denetimleri yapmak, denizlerimizde yapılan her türlü kaçakçılık faaliyetlerini izlemek ve önlemek, deniz kirliliği konusunda gerekli kontrolleri ve denetimleri yapmak, denizi kirleten tüzel veya gerçek kişilere gerekli adli ve idari yaptırımları uygulamak başta olmak üzere stratejik öneme haiz tesislerin korunması gibi kapsamlı ve kritik görevleri de başarılı bir şekilde yerine getirmektedir. Mavi vatan denizlerimizde veya sahilde bir olayla karşılaştığınızda Sahil Güvenlik Komutanlığı personeline telefon, telsiz, SG mobil uygulaması ve internet üzerinden ulaşabilirsiniz” dedi.

    “Mavi vatanımızın her yerinde görev yapabiliriz”
    Sahil Güvenlik Doğu Karadeniz Grup Komutanlığı’na bağlı olarak Ordu-Giresun il sınırından Gürcistan sınırına kadar görev sahalarının olduğunu kaydeden Karaduman, “Sadece bu görev sahasıyla yetinmeyip gerektiğinde ve acil durumlarda mavi vatanımızın her yerinde görev yapabiliriz. Görev periyodumuz, görev yoğunluğuna istinaden değişiklik göstermekle beraber gemi üzerinde bulunan lastik bot ve karada bulunan aracımız her gün görev yapmaktadır. Bunun yanı sıra ihbar durumunda hazır kontrol tim ekibimiz de bulunmaktadır” şeklinde konuştu.

    “Alkolmetre ile sorumluluk sahamızda bulunan şahıslara gerekli testleri uygulamakta olup, işlem yapabilmekteyiz”
    Yapılan denetimlerde alkolmetre ile gerekli testlerin uygulandığını söyleyen Karaduman, “Sahil Güvenlik Komutanlığı, 668 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereği 25 Temmuz 2016 tarihinde Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunca alınan karara istinaden silahlı bir genel kolluk kuvveti olarak doğrudan İçişleri Bakanlığına bağlanmıştır.

    Dolayısıyla kurumumuz diğer kolluk kuvvetlerinin uygulayabileceği yaptırımların hemen hemen tamamını uygulayabilmektedir. Yapmış olduğumuz denetimlerde komutanlığımız bünyesinde bulunan alkolmetre ile sorumluluk sahamızda bulunan şahıslara gerekli testleri uygulamakta olup, işlem yapabilmekteyiz” diye konuştu.

    “Denizlerimizi zaman mefhumu gözetmeksizin 7/24 esasına göre takip ediyoruz”
    Mavi vatanın her bir karış toprağı ve güvenliği için tüm gelişmiş sistemleri kullanmaya ve tedarik etmeye devam ettiklerini kaydeden Karaduman, “Şu an envanterimizde bulunan Bayraktar TB2 İHA, İnsansız Sualtı Gözlem Aracı (ROV cihazı), yandın taramalı sonar (YTS), su altı intikal aracı scooter, uzaktan kumandalı insansız cankurtaran aracı (İCA), telsiz, ka bant uydu sistemi, gece görüş termal kameralar ve mobil radarlarımız gibi cihazlar ile gücümüze güç katarak vatandaşlarımıza hizmet etmeye devam ediyoruz. Ayrıca bir anayurt güvenlik projesi olarak başlatılan Sahil Güvenlik Yönetim Sistesi (SGYS) kapsamında kurulan sistemlerle denizlerimizi zaman mefhumu gözetmeksizin 7/24 esasına göre takip ediyoruz” ifadelerini kullandı.

  • İzmir’deki ilaçlama faciasının ardından inceleme sürüyor

    İzmir’deki ilaçlama faciasının ardından inceleme sürüyor

    Konak ilçesi Kahramanlar Mahallesi’nde, 12 Kasım Salı günü bir binanın 3. katında tahta kuruları nedeniyle ilaçlama yapıldı. Binanın ilaçlanmasının ardından bazı apartman sakinleri rahatsızlandı ve durum hemen sağlık ekiplerine bildirildi. Apartman sakinlerinden 1 yaşındaki erkek bebek T.A.K.’ın zehirlenerek hayatını kaybettiği tespit edildi. Hastaneye kaldırılan bebeğin annesi R.K. ve babası R.K. tedavilerinin ardından taburcu edilirken, yine aynı apartmanda yaşayan G.U. ise hastanede tedavi altına alındı. Çevredeki bazı binalarsa hemen tahliye edildi ve vatandaşlar İzmir Valiliği tarafından geçici barınma evine alındı.

    Sabah yapılan ölçümler yüksek çıktı

    AFAD Kimyasal Biyolojik Radyolojik Nükleer (KBRN) ekipleri, sabaha kadar binayı havalandırarak çalışmalar yaptı. Ekipler, sabahın erken saatlerinden itibaren de özel kıyafetlerle tekrar binaya girerek ölçümler yaptı. Ölçümlerde, binadaki insan sağlığına zararlı değerlerin yüksek olduğu tespit edildi. Binada havalandırma çalışmaları devam ederken, tahliye edilen diğer binalara ise vatandaşlar yavaş yavaş tekrar alındı.

    İlaçlama faciasının ardından firmadan 3 görevli gözaltına alınırken, bölgede esnaf olan Hüseyin Omay, olayın şokunu yaşadıklarını söyledi. Omay, “Bende olay anında buradaydım. Karşıda esnafım. Ambulans geldi ve bebeği çıkarttıklarını gördük. Kalp masajı falan yaptılar. Tahtakurusu varmış binada. Binadakilerin hepsi zehirlenmiş. Burada bizimde gözümüz yandı, bayağı etkiledi. Ağır koku her yeri sarmıştı” dedi.

    Bir başka esnaf Hakan Omay da, “İlaç firması binada böcek çıkınca ilaçlama yapmış. Binadaki diğer apartman sakinlerinin bilgisi yokmuş. Biz esnafız, koku bizi de etkiledi. Binalar tahliye edildi” ifadelerine yer verdi.

  • Sisler içindeki güz renkleri drone ile görüntülendi

    Sisler içindeki güz renkleri drone ile görüntülendi

    Balıkesir’in Edremit ilçesi ve Çanakkale’nin Yenice ilçeleri arasında bulunan Kazdağları’nda sisler içindeki güz renkleri kartpostallık görüntüler sunuyor. Sarı, kızıl ve yeşilin dansı sisler içinde gizemli bir renk cümbüşü oluşturuyor. Bu eşsiz güzellikler dron kamerası ile görüntülendi.
    Endemik türleri, flora ve faunası ile dikkatleri çeken Kazdağları her mevsim ayrı bir güzel. Yaşanan güz mevsimi ile birlikte Kazdağları’ndaki gürgen, meşe ve kestane ağaçları sarı ve kızıl renge dönerken, kızılcamlar ise yeşil renklerini korumaya devam ediyor. Aynı alanda yetişen değişik tür ağaçların güz mevsimindeki renklilikleri seyri doyumsuz manzaralar oluşturuyor. Sarı, kızıl ve yeşilin görsel ahengine bölgede etkili olan sis ve bulut geçişleri de eklenince hava fotoğrafçılarının büyük ilgisini çekiyor. Kazdağları’nda yaşanan renk ahengi İhlas Haber Ajansı tarafından dron ile havadan görüntülendi.

  • Erciş’te 7 düzensiz göçmen yakalandı

    Erciş’te 7 düzensiz göçmen yakalandı

    Edinilen bilgiye göre, güvenlik güçleri, düzensiz göçün önlenmesine yönelik Erciş’te denetim ve kontrollerini sürdürürken yaya olarak ilerleyen 7 düzensiz göçmeni fark edip yakaladı. İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerince yakalanan düzensiz göçmenler, işlemlerinin ardından İl Göç İdaresi Müdürlüğüne gönderildi.

  • Manisa ve Afyon’da fuhuş operasyonu: 2 tutuklama

    Manisa ve Afyon’da fuhuş operasyonu: 2 tutuklama

    Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği ve İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlileri tarafından, fuhşa teşvik, aracılık veya zorlama suçunun önlenmesi ve fuhşa zorlanan kadınların kurtarılması amacıyla, 11 Kasım tarihinde Manisa ve Afyon’da 3 ikamet, 2 iş yerine operasyon düzenlendi. Operasyonda, fuhuş yaptığı değerlendirilen 6 mağdur kadın kurtarılırken, 4 şüpheli şahıs yakalanarak gözaltına alındı. Yine operasyonda 1 adet cinsel içerikli ürün, 1 adet havalı tabanca, 2 adet pos cihazı, 2 adet kamera kayıt cihazı, 13 adet hesap ve randevu defteri, 47 bin 540 TL ve 100 Euro para, 9 adet tam, 3 adet yarım ve 10 adet çeyrek altın, dijital materyaller ele geçirildi. Gözaltına alınan şüphelilerden 2’si adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, 2 şüpheli şahıs da tutuklandı.