Kategori: Genel

  • Atatürk, Bursa’da 86. yılında anıldı

    Atatürk, Bursa’da 86. yılında anıldı

    10 Kasım programları çerçevesinde Bursa Valiliği tarafından ilk olarak çelenk sunma töreni gerçekleştirildi. Vali Erol Ayyıldız, Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa Garnizon Komutanı Tuğgeneral Birol Arslan Atatürk heykeline çelenk sundu. Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu 09.05 geçe sirenler çalmaya başlamasıyla 2 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

  • Dumansız sobalar kışın gözdesi

    Dumansız sobalar kışın gözdesi

    Havaların soğumasıyla birlikte, ısıtma sistemlerine olan talep hızla artarken, çevre dostu pelet sobalar öne çıkmaya başladı. Ankara Ulus Sobacılar Çarşısı’nda soba imalat eden Enes Çetik, bu sobaların yüksek ısı verimliliği sağladığını vurguladı. Çetik’e göre, pelet sobalar, duman çıkarmadan, çevre dostu pelet yakıtı ile çalışıyor ve saatte 1 ile 3 kilogram arası pelet tüketiyor.
    “Sobalarımız gözle görülecek duman çıkarmıyor ama baca ve cam bağlantısı gerektiriyor” diyen Çetik, kaliteli pelet kullanımının sobanın performansı üzerinde büyük etkisi olduğunu ifade ediyor.

    Çevre dostu ısınma seçeneği

    Pelet sobaların Türkiye’de yaygınlaşmasında öncülerden Aybar Metal sahibi Volkan Aybar, üç yıl önce başladıkları üretimde dünyanın en verimli yakıtlarıyla çalıştıklarını belirterek, “Bu sobalar, kalori değeri yüksek, duman çıkarmayan, zehirlemesi olmayan temiz bir ısınma sağlıyor” diyen Aybar, bu sayede hem yurt içinde hem yurt dışında büyük talep gördüklerini ekledi. Pelet sobaların çevreye zarar vermemesi, onları klasik sobalardan ayıran en önemli özelliklerden biri olarak görülüyor” diye konuştu.

    “Kullanıcıların tercihi pelet kalitesine bağlı”

    Pelet sobalarda kullanılan yakıtın kalitesi de ısınma performansını doğrudan etkilediğine dikkat çeken Enes Çetik, kullanıcıların bazı karışık peletleri tercih ettiğinde, sobanın beklenenden daha az verim sağladığını kaydederek, “Yüzde yüz çam peletleri çok daha yüksek performans verirken, sunta ve MDF karışımlı peletler daha düşük ısı sağlıyor” şeklinde konuştu.
    Çetik, kalitesiz pelet seçiminden dolayı kullanıcıların sık sık yanma sorunlarıyla karşılaştığını, doğru pelet kullanımı, sobanın maksimum verimlilikte çalışmasını sağladığını söyledi.

    Fiyat aralıkları ve modeller

    En küçük model pelet soba, 70 metrekareye kadar ısıtma kapasitesine sahip ve fiyatı 8 bin 500 TL olduğunu bildiren Çetik, bu küçük modellerin oldukça talep gördüğünü ancak daha geniş alanlar için farklı modellerin de mevcut olduğunu söyleyerek, “Üstten üflemeli, 250 metrekareye kadar ısıtabilen modellerimiz 45 ila 50 bin lira arasında değişiyor” bilgisini verdi.

    Yerel üretim ve yüksek talep

    Pelet soba satıcısı Volkan Aybar, patentlerini aldıkları bu sobaları üç yıl önce piyasaya sürdüklerini ve o günden bu yana büyük ilgi gördüklerini vurgulayarak, “Patentimizi aldık ve şu an talebi karşılamakta zorlanıyoruz. Üretimimiz Ankara Ulus Sobacılar Çarşısı’ndaki atölyemizde devam ediyor” ifadelerini kullandı.

  • Roma döneminden tarihi kucaklama taşı

    Roma döneminden tarihi kucaklama taşı

    Roma İmparatorluğu döneminden kalan “kucaklama taşı,” ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam ediyor. “Kucaklama taşı”, Çankırı’da Atatürk Bulvarı üzerinde yer alıyor. Ziyaretçilerden Okan Dayankoç, “Bir rivayete göre, bu taşı kucaklayıp elleri birleşenlerin dilekleri kabul oluyormuş. Eğitimim için çok güzel dilekler diledim. Umarım kabul olur” dedi.

    Bir başka ziyaretçi Türker Güneysu, “Bir rivayete göre, bu taşa sarılınca elleri kavuşanların dileği kabul oluyormuş. Ben de denedim ve sarılabildim. İyi dileklerde bulundum, umarım dileklerimin hepsi kabul olur. Gerçekten güzeldi, benim için de değişik bir tecrübe oldu” diye konuştu.

    Ozan Şahin Sicim ise, “Bir rivayete göre, kucaklama taşına sarılınca elleri birleşenlerin dileklerinin kabul olduğu söyleniyor. Ben de denedim. Çok güzel dileklerim vardı ama ellerim kavuşmadı. Nasip böyleymiş, ‘sağlık olsun’ diyelim. Böyle güzel şeylerin varlığı beni mutlu ediyor. Umarım böyle güzel kültürler devam eder” şeklinde konuştu.

  • Afetlere karşı eğitimden geçti

    Afetlere karşı eğitimden geçti

    Hakkari ve ilçelerinde yaşanabilecek afetlere karşı, İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürlüğü gönüllüleri eğitimden geçti.
    Hakkari ve ilçelerindeki AFAD gönüllüleri, Hakkari Mergübütan Kayak Merkezi’nde bir araya geldi. Sabah saatlerinde bölgeye giden AFAD gönüllülerine programda, ip çekme yarışı, çadır kurma yarışı ve depreme karşı alınacak önlemler adı altında eğitimler verildi. Sabah kahvaltısı ile başlayan etkinlik öğle yemeği ve ardından etkinlikte halay çekildi ve yarışmalarda dereceye giren gönüllülere gönüllü bareti ve AFAD çantası hediye edildi.

    AFAD gönüllüsü olan Mehmet Öztekin, “AFAD gönüllüleri olarak Hakkari çevresi ve ilçeleri ile bir araya geldik. Sabah kahvaltını Mergabütan Kayak Merkezi’nde yaptık, oradan tekrar yürüyüş şeklinde AFAD’ın eğitim alalına gelerek çadır kurma yarışmasına katıldık. Yüksekova ve Şemdinli ekibi olarak Hakkari ekibiyle mücadele ettik ve kazandık. Ardından ip çekme, halay ve yanar top gibi etkinliklerle devam eden etkinlikte birinci olarak da AFAD çantası ve baret kazandık. Biz destek AFAD gönüllüleri olarak her daim hazırız Rabbim ülkemizi afetlerden kurusun” dedi.

  • Endonezya’da Lewotobi Yanardağı patladı

    Endonezya’da Lewotobi Yanardağı patladı

    Endonezya’nın Flores Adası’nda bulunan Lewotobi Laki-Laki Yanardağı patlama sonucu lav ve kül püskürttü.
    Endonezya’nın Flores Adası’nda bulunan Lewotobi Laki-Laki Yanardağı’nda 3 kez patlama meydana geldi. Yanardağ, lav ve kül püskürttü. Küller 9 kilometre yüksekliğe ulaştı. Patlamanın yakınlardaki köylerde herhangi bir hasara yol açtığına dair henüz bir bilgi olmazken, bölge sakinleri “soğuk lav akışına karşı dikkatli olmaları” konusunda uyarıldı. Öte yandan yanardağda 3 Kasım Pazar günü meydana gelen patlama sonucu 10 kişi hayatını kaybetmişti.

  • “Kötü niyetli ülkelerdeki insanlara bile sağlık hizmeti verebilecek kapasitedeyiz”

    “Kötü niyetli ülkelerdeki insanlara bile sağlık hizmeti verebilecek kapasitedeyiz”

    Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, SASDER’in düzenlediği 11. ulusal kongrede sağlık ve sigorta sektörünün yöneticileriyle bir araya geldi. Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, Türkiye’nin, sağlık hizmeti sunumunda dünyada örnek alınan, örnek gösterilen özellikle son yirmi senede gelişmiş bir sağlık hizmetini hem altyapısıyla hem insan gücüyle sunan bir ülke olduğunu ifade etti.

    “Teknoloji üretecek hekimlerimizin, ekonomik olarak daha refah hale gelmesini sağlayacağız”

    Memişoğlu, “Türkiye; sadece kendi vatandaşlarına değil, çevresindeki bütün ülkelere hatta dünyanın en uzak ülkelerinden bile hastasına tedavi edebilme yeteneğine sahip bir ülke. Sağlık Bakanlığı olarak, en büyük hedeflerimizden bir tanesi; üreten sağlık dediğimiz teknolojisini de bilimini de üretebilecek hale gelmek. Bunun da en önemli yolu; sağlıkta bilgi ve teknoloji üretmekten geçiyor. Hizmetin yanında; Türk hekimleri, Türk sağlık sistemi, Türk bilim dünyası ve Türk teknoloji altyapısı buna müsait. Özellikle Türkiye Sağlık Enstitüsü Başkanlığımız vasıtasıyla bilim insanının finansı artı devletin alım gücünü kullanarak, bu konuda da sağlık hizmetinde olduğu gibi dünyaya örnek bir ülke haline geleceğiz. Ve özellikle bilim yapacak, teknoloji üretecek hekimlerimizin de finansal olarak burada ekonomik olarak daha refah hale gelmesini sağlayacağız” şeklinde konuştu.

    “Gerçeklerle algıları karıştırmamamız lazım”

    Türkiye’de koruyucu temel sağlık hizmetlerinin önemli hale gelmesini ve insanların hastalanmadan sağlığını korumayı amaçladıklarının altını çizen Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, uygulamaya giren yeni aile hekimliği yönetmeliğine değindi. Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, “Hastalık Bakanlığı’ndan çok işin Sağlık Bakanlığı tarafını, sağlığın koruyucu ve insanlarımızın hastalanmadan sağlıklı kalma tarafını daha çok önemsemeye çalışıyoruz. Aile hekimliği, sağlığın ulaşıldığı en üst nokta ve insanlarımızın ilk temas ettiği sağlık alanı. Aile hekimliğini biz sağlığın temel taşı olarak görüyoruz. Aile hekimleri yönetmeliği için hazırladığımız yeni sisteme, bu ay itibariyle geçmiş bulunuyoruz. Maalesef dezenformasyonlar o kadar artıyor ki, gerçeklerle algıları karıştırmamamız lazım. Biz aile hekiminin reçetesine ve tedavisine müdahale etmiyoruz, olamayız. Bugün doğru ilaç, etkin ilaç, uygun ilaç kullanma konusunda hem toplumsal olarak hem genel olarak bizim bu konuda akıllı ilaç uygulamaları, akıllı laboratuvar uygulamalarını teşvik etmemiz gerekir. Ve bunu yapmaya çalışıyoruz. Sağlık sisteminde esasında sadece sağlıkçıların değil, bütün toplumun buna katkı vermesini bekliyoruz. Bugün baktığımız zaman Türkiye’de herkesin evinde kullanılmamış veya yarısı kullanılmamış, kullanılmış veya son kullanma tarihi bitmiş birçok ilaç var. Bu ne demektir? Bunların akıllıca şekilde yazılmadığını veya akıllıca şekilde kullanılmadığını gösterir” dedi.

    “Komşunuzu değil hekiminizi dikkate alın”

    “Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, Aile Hekimliği yönetmeliğiyle değer bazlı sistemi, iyi aile hekimliği ve iyi aile hekiminin uygulamalarını teşvik ederek, hekime daha çok kazanç elde ettirmeyi planladıklarını belirtti. Memişoğlu, şöyle devam etti:

    “Sağlık sisteminden yararlanan insanlara şunu ifade etmek istiyorum; başkasının, komşunun, onun, bunun dediği ilaçlarla değil veya tedavi yöntemleriyle değil, hekimimize güvenerek, o hekimin yazdığı ilaçlara ve önerilerine dikkat ederek sağlığımızı koruyabiliriz, sürdürülebilir hale getiririz, hastalığımızı geliştiririz. Hekimlerimize güveniyoruz, Aile hekimlerimiz başta olmak üzere, bu konuda da daha etkin, daha iyi sağlık hizmeti vermek için çabalıyoruz.”

    “Dünyada sağlık sisteminde çok etkin hale gelecek bir yapımız var”

    Konuşmasının ardından, salonda bulunan katılımcıların sorularını cevaplayan Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, bakanlık görevine getirilmesinin ardından profesör ünvanıyla ödev verip vermeyeceğine dair yöneltilen soru üzerine, şu ifadelere yer verdi:

    “Bakan olmaktan çok görev almayı tercih ederim, ödev vermekten çok birlikte çalışmayı tercih ederim. Tek başıma sağlık sistemini yönetmek de istemem, hep beraber yöneteceğiz. Bizlerin eleştirilemeyen, teklif olarak doğruyu dinlemeyen insanlar olmamamız gerekir. Türkiye, sağlık sektöründe sadece; yönetmek, finanse etmek veya sadece buraya hizmet sunacak kadar küçük bir ülke değil. Kırgızistan’a gittim gördüm, etrafımızı görüyorum. Bugün Avrupa ülkelerinin bazıları maalesef çökmüş sağlık sistemlerini nasıl düzelteceklerini düşünmeden, bizim bazı vicdanı olmayan, yanlış olan çürük elmaların üzerinden sağlık sistemimizi eleştiriyor. Buraya niye hasta geliyor diye engellemeye çalışan kötü niyetli ülkelerdeki insanlara bile sağlık hizmeti verebilecek kapasitedeyiz. Bizim sadece Türkiye’deki sağlık hizmetlerinde değil, esasen dünyada sağlık sisteminde çok etkin hale gelecek bir yapımız var. Bizler yaptığımız işin değerini çok iyi biliyoruz, Türkiye sağlık sektöründe hem ulaşılabilirlik hem kalite anlamında dünyaya örnek oluyor.”

  • Dubai çikolatasına rakip pişmaniyeli çikolata

    Dubai çikolatasına rakip pişmaniyeli çikolata

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı’na bağlı olarak hizmet veren Anne Şehir Merkezi, yeni bir lezzet inovasyonuna imza attı.

    Eğitmen Şef Gamze Çelik Kalaycı tarafından hazırlanan tarifte, İzmit’in ünlü pişmaniyesi, Dubai çikolatasıyla birleşerek yepyeni bir tat ortaya çıkarıldı. Kalaycı’nın hazırladığı tarif, geleneksel pişmaniyeyi modern bir dokunuşla zenginleştirdi. Şef Çelik’in yaptığı çalışmayla İzmit’in ünlü pişmaniyesi Dubai çikolatasına rakip oldu.

  • 14 bin aileye kömür dağıtılacak

    14 bin aileye kömür dağıtılacak

    Hatay’ın Antakya içesinde 14 bin ihtiyaç sahibi aileye 7 bin ton kömür dağıtılması planlanıyor. Depremin yaralarının sarıldığı Hatay’da ihtiyaç sahibi aileler unutulmuyor. Antakya Kaymakamlığı bünyesinde hizmet veren Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, ilçede ikamet eden ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Kanunu kapsamında ihtiyaç sahibi olduğu tespit edilen ailelere kömür yardımı dağıtımı yapmaya başladı. Kış öncesi ailelerin sıcak yuvalarında rahatlıkla yaşayabilmeleri için kömürün dağıtımı ikamet adreslerine yapılacak. 2024 – 2025 yılları için; 7 bin ton linyit kömürünün 14 bin ihtiyaç sahibi aileye, hane başı 500 kilogram olacak şekilde dağıtılması planlanıyor.

  • Diyanet açıkladı

    Diyanet açıkladı

    Sivas Müftülüğünde görevli baş vaiz Saffet Bölükbaşı, anne karnında kalp atışları başlamış bebeğin, annenin ölüm riski olmadığı takdirde alınmasının dinen caiz olmadığını ve bunun bir cinayet olduğunu değerlendirildiğini söyledi.
    Sivas’ta geçtiğimiz hafta boş bir arazide bulunan, sokak köpekleri tarafından parçalanmış bebek cesedi gündem olmuştu. Sivas Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin titizlikle yürüttüğü çalışma sonrası, bebeğin anne karnında 8 aylıkken ölü olarak dünyaya geldi, ailesi tarafından daha önce 10 aylıkken ölen bebeklerinin mezarına defnedildiği anlaşıldı.

    70 santimetre derinlikte toprağa verilen bebeğin sokak köpekleri tarafından mezardan çıkartılarak parçalandığı tespit edildi.
    Sivas’ta gündem olayın ardından akıllara, bebeğin neden İslami usullere göre defnedilmediği, ölü doğma ihtimali yüksek bir bebeğin kürtaj yöntemiyle alınmasının uygun olup olmadığı yönünde sorular geldi.

    “Anne için risk yoksa kalp atışı başlayan bebeğin alınması cinayettir”
    Sivas Müftülüğünde görevli baş vaiz Saffet Bölükbaşı, anne için hayati bir risk teşkil etmediği sürece anne karnında kalp atışı başlayan bebeğin alınmasını cinayet olarak değerlendirip, “Din işleri yüksek kurulumuzun fetvasına göre, anne karnında kalp atışları başlayan bebek, anneye ciddi bir sağlık riski oluşturduğu takdirde aldırılabilir.

    Tabii bunu da alanında uzman konsültasyon ekibi uzmanların karar vermesi gerekiyor. Halk arasında bilinen ve toplumda da baya itibar edilen ‘hamileliğin 4. ayına kadar kürtaj yaptırılabilir’ diye bilinen eski bir fetva var. Bu belki eski tıbbın verilerine göre verilmiş bir fetva olsa da bugüne baktığımızda anne karnında kalp atışları başlamış bebeğin, annenin ölüm riski olmadığı takdirde alınmasının caiz olmadığını ve bunun bir cinayet olduğunu söylüyoruz.

    Bunun dışında engelli olacak, parmakları olmayacak veya beyni gelişmeyecek denildiğinde de kürtaj doğru değil. Biz bunu bir insanı direkt öldürmekle bir duvar arkasından öldürmeye benzetiyoruz. Anne karnındaki de bir canlıdır. Allah’ın verdiği bir lütuftur. Kürtaj, anne hayatını etkilemediği takdirde İslamiyette hiçbir şekilde onaylanmamaktadır” dedi.

    “Hayat belirtisi görülen bebek İslami usullerle defnedilmeli”
    Bölükbaşı, doğduktan sonra hayat belirtisi görülüp ölen bebeklerin İslami usullerle gömülmesi gerektiğini ifade edip, “Ölü doğan bebek durumları için kitaplarımızda bazı bilgiler var. Eğer bebek anne karnından ölü olarak doğmuşsa ismi konularak ve bir bez parçasına sarılarak defnedilebilir. Ancak eğer ses çıkarttı ve sonra hayatını kaybettiyse yıkanıyor, namazı kılınıyor ve defnediliyor. Son yaşanan olaylarda da gördük. Merhumun, hem hijyen açısından hem de yabani hayvanlardan korunması amacıyla en az bir veya bir buçuk metre derinliğe gömülmesini de tavsiye ederiz” şeklinde konuştu.

  • ‘09.05’ ve ‘1938’ koreografisi

    ‘09.05’ ve ‘1938’ koreografisi

    İzmir’de Karaburun İlkokulu öğrencileri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete irtihalinin 86’ncı yılı dolayısıyla koreografi hazırladı.

    Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 86’ncı yılı nedeniyle İzmir Karaburun İlkokulu öğrencileri, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü için hazırlık yaptı. Okul bahçesinde gerçekleştirilen saygı duruşunun ardından, 196 öğrencinin katılımı ve 12 öğretmenin desteğiyle, Atatürk’ün vefatının 86’ncı yılı dolayısıyla ‘09.05’ ve ‘1938’ koreografisi oluşturdu.