Kategori: Gümüşhane

  • Gümüşhane’nin yüksek kesimlerinde kar yağışı

    Gümüşhane’nin yüksek kesimlerinde kar yağışı

    Son günlerde aralıklı etkili yağmur yağışının hüküm sürdüğü Gümüşhane’de hava sıcaklığının hissedilir derecede düşmesiyle birlikte yüksek kesimlerde beklenen kar yağışı gerçekleşti.

    Kentin 2 bin metreden yüksek hemen hemen her noktasında gerçekleşen yağış bazı alçak kesimlerde yeni yeni başlarken gün boyu etkisini devam ettirmesi bekleniyor.

    Kar yağışının ardından hava sıcaklığının hissedilir derecede düştüğü Gümüşhane’de yüksek kesimlerde sıfırın altına düşerken yağış nedeniyle hafif zirai don riskinin oluştuğu Gümüşhane’de üreticilerin bu konuda dikkatli ve tedbirleri olmaları istendi.

  • Gümüşhane’de trafik kazası: 3 ölü

    Gümüşhane’de trafik kazası: 3 ölü

    Edinilen bilgiye göre, ilçeye bağlı Özkürtün Beldesi Karaçukur Mahallesinde park için manevra yapan Fazlı Civan kontrolündeki kamyonet 100 metrelik uçuruma yuvarlandı. Taklalar atarak alt tarafta bulunan bahçedeki ağaçlara çarparak durabilen aracı görenler hemen 112 Acil Servis ekiplerine bilgi verdi.

    Olay yerine gelen Acil Sağlık, Jandarma, İtfaiye ve İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) ekipleri araç içerisinde sıkışan sürücü Fazlı Civan ile yolcular Aslan ve Fatma Pehlivan’ı sıkıştığı yerden çıkardı. Kazada sürücü Fazlı Civan ile Aslan Pehlivan’ın olay yerinde hayatını kaybederken, ağır yaralanan ve Kürtün Devlet Hastanesinde tedavi altına alınan Fatma Pehlivan ise yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

    Kazayla ilgili inceleme başlatıldı.

  • Öküzün attığı çifte sahibini öldürdü

    Öküzün attığı çifte sahibini öldürdü

    İlçeye bağlı Herek köyünden yaşayan olayda 5 çocuk annesi  58 yaşındaki Hatice Şahin hayvanlarını otlatırken kendisine ait öküzün çifte darbeleri sonrası başından ve kaburgalarından ağır yaralandı. Olay sonrası yakınları tarafından Torul Devlet Hastanesi’ne getirilen Şahin, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

  • Yayaya çarpmamak için manevra yapan minibüs yan yattı

    Yayaya çarpmamak için manevra yapan minibüs yan yattı

    Kaza saat 09.00’da Gümüşhane-Trabzon transit karayolu eski otogar mevkiinde meydana geldi. Gümüşhane-Trabzon karayolu üzerinde seyir halindeki minibüsün sürücüsü Taner Soydan bir anda yola çıkan yayaya çarpmamak için manevra yapınca minibüsün kontrolünü kaybetti. Sürücüsünün kontrolünü kaybettiği minibüs yan yattı. Kazada minibüsün şoförü Taner Soydan yara almadan kurtuldu.

  • Gümüşhane’nin Harşit Çayı çöplüğe döndü

    Gümüşhane’nin Harşit Çayı çöplüğe döndü

    Gümüşhane kent merkezini derin bir vadiye ayıran ve Türkiye’nin en hızlı akan çaylarından birisi olan Harşit Çayında sıcak yaz günleriyle birlikte su seviyesinin en düşük oranlara inmesiyle bilinçsiz kişiler tarafından gelişigüzel atılan atıklar ortaya çıktı.

    Adeta çöplüğe dönen Harşit Çayının tabanında ve çevresinde su şişeleri, ayakkabılar, karton kutular, çöp poşetleri, su bidonları ve daha birçok atık çirkin görüntülere ve kokulara neden olurken, bu atıklar çay içerisindeki canlı yaşamını da olumsuz etkiliyor. Geçen günlerde toplu balık ölümlerinin de yaşandığı Harşit Çayı’nda kirlilik görenlerin içini acıtırken, vatandaşlar özellikle kentte salı günü kurulan pazar alanından yoğun şekilde çöp atıldığını iddia ederek sorumluların cezalandırılmasını istiyor.

    “Vatandaşların çöp poşetlerini dereye attıklarını gördüm”

    Vatandaşların bilinçsizliği nedeniyle Harşit Çayı’nın çöplüğe döndüğünü ve sorumluların cezalandırılması gerektiğini söyleyen Hamdi Nas, “Vatandaşımızın bilinçsizliği deremize, suyumuza sahip çıkmıyorlar. Eline gelen herkes çöp atıyor, Belediye herkesin başına bir adam koyamaz. Vatandaşın daha duyarlı olması lazım, atanın da uyarılması lazım. Bu Harşit Çayı niye böyle pis olsun, daha temiz olsun. İnsanlar serin serin otursunlar baksınlar ama vatandaşımız maalesef çok duyarsız. Elinde ne varsa atmış ayakkabı atmış, bidon atmış. Mesela akşam müthiş bir koku vardı, aracımın kapısı açıktı gerçekten çok kötü bir kokuydu. Vatandaşın ben apartmanlardan çöp poşetlerini dereye attığını gördüm. Ben görsem uyarırım, ikinci sefer de görürsem ona öyle bir ceza veririm ki buranın yanından geçerken çöp atamaz. Ben utanıyorum şunu gördükçe” dedi.

    “Önceden balık vardı şu anda balık falan kalmamış”

    İstanbul’dan tatil için geldiğini ve karşılaştığı manzara nedeniyle çok üzüldüğünü ifade eden Celil Çevik ise “Normalde İstanbul’da yaşıyorum, yazları memlekete geliyorum. Dere ıslahı yapılmış zamanında ama temizlik yok. Yazları su çekildiği zaman çöpler meydana çıkıyor. Vatandaşların bilgisizliği, yolun kenarında çöpler var gelenler çöplerini dereye savuruyor. Bu vatandaşların duyarlı olması lazım. Şu anda içimiz acıyor önceki haliyle şimdiki farklı. Önceden balık vardı şu anda balık falan kalmamış. Aslında görüldüğü zaman bir ceza uygulanması lazım. Halkın bilinçlendirilmesi lazım yada ufak tabelalarla vatandaşların uyarılması lazım” diye konuştu.

  • İstanbul’da şehit olan bekçi son yolculuğuna uğurlandı

    İstanbul’da şehit olan bekçi son yolculuğuna uğurlandı

    Bekçi Oltan Koca’nın naaşı dün gece saatlerinde uçakla Trabzon’a getirildi, havalimanında kent protokolünün katılımıyla uğurlama töreni düzenlendi.

    Uğurlama töreninin ardından şehit bekçi Koca’nın cenazesi toprağa verilmek üzere karayoluyla memleketi Gümüşhane’nin Kürtün ilçesine gönderildi. Gözyaşları içinde Kürtün Belediyesi önüne getirilen şehit bekçi Oltan Koca için cenaze töreni düzenlendi.

    Cenaze törenine Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, kent protokolü, şehit yakınları ve Kürtünlü vatandaşlar katıldı.

    Cenaze töreninde şehit bekçi Oltan Koca’nın 2 yaşındaki kızı Güller Koca’nın hiçbir şeyden habersiz uyuduğu görüntüler duygulandırdı.

    Cenaze namazının kılınmasının ardından şehit bekçi Oltan Koca’nın naaşı vasiyeti üzerine Kürtün ilçesi Taşlıca köyü Toktamur Yaylasında bulunan Kore Gazisi dedesi Hasan Koca’nın mezarının yanına defnedildi.

  • Gümüşhane’de Arap tavşanı görüntülendi

    Gümüşhane’de Arap tavşanı görüntülendi

    Kanguruyu andıran uzun bacakları, tavşanı andıran uzun kulakları ve fareye benzeyen gövdesi ve vücudunun iki misli uzunluğundaki kuyruğuyla memeliler dünyasında boyuna göre sıçrama şampiyonu olan Araptavşanı, ilçeye bağlı Altınpınar köyünde Osman Yılmazer tarafından görüntülendi.
    Aracıyla yolda ilerlerken zıplayan bir hayvan gören ve 20-30 metre ilerledikten sonra geri dönen Yılmazer, nesli tükenmek üzere olan Araptavşanı’nı cep telefonu kamerasıyla görüntüledi.

    Kendisinden kaçmayan Araptavşanını uzun süre görüntüleyen Yılmazer, “Köyüm Altınpınar’dan Gümüşhane’ye dönerken yine yolun kenarında Arap Tavşanıyla karşılaştım. Daha önceden Arap Tavşanını yerel basında görerek internetten araştırmıştım. Araçla 20-30 metre geçtikten sonra eşime ben galiba Arap Tavşanı gördüm diyerek aracımla geri geldim. Tahminim yavru olduğu için benden kaçmadı, bende görüntülemek istedim. Arabada ismini dahi ilk defa duyduğu eşim ve çocuğum içinde unutulmaz bir an oldu. 30 yaşındayım, köyümüzün doğasını gözlemlemeyi, dağlarında vakit geçirmeyi, yürüyüş yapmayı çok seviyorum. Bulunduğumuz köyde bildiğimiz birçok hayvanla uzaktan da olsa karşılaşmışızdır ya da duymuşuzdur ama Araptavşanını ilk defa görüyorum, duyuyorum. Haberlerde daha önce görmemiş olsam galiba fare der geçerdim. Kulakları tavşana, gövdesi fareye, ayaklarını kanguruya, kuyruğunun ucunu sincaba benzettik. İnşallah köyümüz böyle nesli tükenmekte olan birçok canlıyı doğasında barındırmaya devam eder, bizde arada karşılaşarak mutlu oluruz” dedi.

  • Görmeyen gözleriyle binlerce fidan yetiştirdi

    Görmeyen gözleriyle binlerce fidan yetiştirdi

    İlçeye bağlı Boğazyayla köyünde tek başına hayatını devam ettirirken, son 2 yıldır Bayburt’taki huzurevinde kalmaya başlayan Celep, diktiği fidanların bakımını yapabilmek için huzurevinden izin alarak geçici süreliğine köyüne döndü. Çocukken kafasını sert bir şekilde çarpmasının ardından görme yetisinin bir kısmını kaybeden, babasının yıldırım çarpması sonucu vefat etmesiyle hayatı alt üst olan Celep, 46 yaşına geldiğinde ise görme yetisini tamamen kaybetti.

    22 yıl önce yakalandığı ağır hastalığın tedavisi için gönderilen cevizleri yemeyerek evinin bahçesine dikerek köyünün çehresini değiştiren Celep, evinin avlusundaki bahçesinde ceviz fidanlarını kendi elleriyle büyüterek, görmemesine rağmen çevreyi tanıdığı için eski yollardan komşu köylere bile gidebiliyor.

    İlkokulda en sevdiği derslerden birisi olan resim dersinde öğrendiklerinin etkisiyle görmeyen gözleriyle gazbeton ve ağaç dallarından yaptığı heykellerle zamanını geçiren Celep, diktiği fidanların bakımını hemen her gün yapıyor, onları seviyor, topraklarını çapalıyor, sularını veriyor.
    Bugüne kadar başta ceviz ve çam olmak üzere 5 bini aşkın fidan üreterek kimini dikip kimini hediye eden Celep, gücü yettiğince de fidan üretmeye devam edeceğini söyledi.

    “Benim gözlerim şu anda ellerim”

    1939’da Erzincan depreminin baharında, deprem çadırında dünyaya geldiğini kaydeden Celep, “Çocuklukta alnıma çivi batmış, dünyayı kıpkırmızı gördüğümü biliyorum, hatırıma geliyor rüya gibi. Ondan dolayı ya da farklı şeyler nedeniyle gözlerimi kaybettim. Yaşlandıkça daha da ilerledi. Annemin ölümünde ağlama hastalığına yakalandım, 88 yılında gözlerimi tamamen kaybettim, önümü göremez oldum. Elim işlere alışkın, az çok gurbette kaldık. Gurbette yaşamasaydım belki yapamazdım. Gurbette yemeğimizi de kendimiz yapıyorduk, çayımızı da. Burada da elhamdülillah el becerim var. Benim gözlerim şu anda ellerim. Gördüğüm zamanlardan ezberimde, ellerimi sürerim neresinin ne olduğu hafızamda saklıdır. Onu o şekilde ayarlıyorum. Sabredip şükredince her şey yoluna girer. İsyan etmeyeceksin. Olay bu kadar basit. Görenle görmeyenin hiçbir farkı yok. Ben bu şekilde görüyorum” dedi.

    Gözlerinin gördüğü zamanlardaki hayvanları, tarla sürme şekillerinin hep gözünün önünde olduğunu ifade eden Celep, “O şekilleri beynimde, hafızamda canlandırarak el yordamıyla onları ayarlıyorum. Ağaç aşığıyım. Dünya’da aşık olduysam eğer bir ona aşık oldum. Çünkü şöyle bir durum vardı, peygamberimiz ne diyordu, ‘Elinizde bir fidan varsa yarın kıyamet kopsa da onu toprağa dikin.’ Bu benim çocukluktan beri aklımda. Ben bir ağacı asla kökünden kesmemişimdir. Ben balta vurup da kökünden ağaç kesmedim. Sadece dalından faydalandım. Buradaki ağaçları görüyorsunuz. Bana diyorlar ki kes kökten ne yapacaksın. Niye keseyim ben bu ağacı, yetiştirmişim. Bütün bu akasyalar, bütün çiçek etrafı yeşillik öyle güzel bir manzara var diyorlar ki ben bunlara nasıl kıyıp balta vurayım” ifadelerini kullandı.

  • Yaylalarda güneş duası

    Yaylalarda güneş duası

    Köyün Kızılkaya Yaylası’nda kuşaklardır devam eden ve yaylayı mesken tutan sis ve yağışlı havanın dağılması için yapılan güneş duası ‘Guza Guza’ geleneği sürdürülüyor.

    Doğu Karadeniz yaylalarının ortak özelliği ve ayrılmaz bir bütünü olan sisin dağılması için yaylada bulunan çocuklar toplanarak maniler söylüyor. Ellerinde Türk bayrağıyla birlikte maniler eşliğinde yaylada bulunan evleri tek tek gezen çocuklar, yaylacılardan ekmek, tereyağı ve peynir topluyor. Eşsiz yayla manzarası eşliğinde topladıklarını yiyen çocuklar, daha sonra yayla üzerinde bulunan sisin dağılması için dualar ediyor.

    “Evlerin önlerine gidip ‘Guza Guza’yı söylüyoruz”

    ‘Guza Guza’ geleneğini yeni öğrendiğini ve yaparken çok eğlendiğini dile getiren Nurullah Şimşek, “Ben bu sene başladım. Bunu arkadaşlarımla birlikte yapıyorduk. Camiye gidip abdest alıyoruz. Daha sonra namaz kılıyoruz. Evlerin önlerine gidip ‘Guza Guza’yı söylüyoruz. Onlar bize peynir ve yağ veriyorlar. Muhabbet ediyoruz. Benim için çok zevkli bir şey, arkadaşlarımla güzelce buluşup eğleniyoruz. Onlarla yaptığımız ‘Guza Guza’ zevk veriyor. Arkadaşlarımızla hep beraber gülüp eğleniyoruz, şakalaşıyoruz. Benim için çok güzel bir şey. Bu kelimeyi bize Servet abi öğretti. Havalar bozuktu bize dedi ki, ‘Guza Guza’yı siz yapın.’ Ondan gördük yaptık ilk defa ve bize de zevk verdi” dedi.

    “Dua ediyoruz ve açıyor güneş”

    Havalar bozuk olduğunda çocukların yayla sakinlerinden ekmek, tereyağı ve peynir topladığını söyleyen Salih Yayla, “Ben çoktan beridir yapıyorum. Servet dayım öğretti bana. Önceden havalar bozuk olduğu zaman peynir falan topluyorduk. ‘Guza’yı okuyoruz onlar da bize peynir ve ekmek veriyorlar. Dua ediyoruz ve açıyor güneş” diye konuştu.

  • Gümüşhane’yi temmuz ayında don vurdu

    Gümüşhane’yi temmuz ayında don vurdu

    Son günlerde gece-gündüz sıcaklık farkının 20 dereceyi aştığı Gümüşhane’de nadir görülen bir doğa olayı yaşandı ve Şiran ilçesinde bazı ürünleri temmuz ayında don vurdu.

    Bazı yüksek noktalarında hava sıcaklığının geceleri sıfır dereceye kadar yaklaştığı Gümüşhane’de temmuz ayında don hadisesi yaşandı. Şiran ilçesinin özellikle dere yatağına yakın yerlerine ekilen kabak, fasulye, mısır ve patates bitkilerinin fidanlarını don vurdu. Don etkisiyle yaprakların simsiyah kesildiği tarlalarda üreticiler yaşadıkları ilginç durumu şaşkınlıkla karşıladı.

    Üreticiler temmuz ayında olunmasına rağmen özellikle geceleri ciddi bir soğuk havaya maruz kaldıklarını fakat ilk defa don nedeniyle ürünlerinin hasar gördüğünü ifade etti.

    Yüksek yerlerden ziyade dere kenarındaki alanlarda lokal olarak gerçekleşen don olayının yaşanmasının ardından İlçe Tarım Müdürlüğü ekipleri hasar tespit çalışmalarına başladı.

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre 3 Temmuz günü Şiran ilçesinde en yüksek sıcaklık 23,8 derece, gece en düşük sıcaklık ise 5,7 olarak kayıtlara geçti.