Kategori: Gümüşhane

  • Aşı olmayan hakim koronavirüsten öldü

    Aşı olmayan hakim koronavirüsten öldü

    Erzurum Adliyesi 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ümit Demirhan (43), Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Aşı olmadığı belirtilen Demirhan’ın cenazesi, adliye önünde düzenlenen törenin ardından memleketi Gümüşhane’ye gönderildi.

    Erzurum Adliyesi 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 28 Ocak 2021’de göreve başlayan Ümit Demirhan, eşi Vesile ve 10 yaşındaki kızları Elif ile 25 Eylül’de Covid-19’a yakalandı. Eşi ve kızı hastalığı hafif atlatırken, Demirhan, Erzurum Şehir Hastanesi’nde tedaviye alındı. Aşı olmadığı belirtilen Demirhan, dün yaşamını yitirdi.

    Demirhan için görev yaptığı adliye binası önünde tören düzenlendi. Törene Vali Okay Memiş, Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Tuncel, Büyükşehir Belediye Başkanvekili Fevzi Polat, hakim ve savcılar, Erzurum Barosu Başkanı Talat Göğebakan, adliye çalışanları ile Demirhan’ın eşi Vesile ve annesi Şükran Demirhan ile yakınları katıldı. Cenazesi polis mangası tarafından tören alanına getirilen Demirhan’ın özgeçmişi okundu.

    ‘MEKANI CENNET, MAKAMI ALİ OLSUN’

    Törende konuşan Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Tuncel, “Erzurum 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ümit Demirhan’ı genç yaşında sonsuzluğa uğurlamanın derin üzüntüsünü yaşadığımızı ifade etmek istiyorum. Allah’tan geldik, Allah’a geri döneceğiz. Dünya hayatında mutlak olan tek gerçek var; o da ölüm. Hal böyleyken bizim yapmamız gereken dünyada iyilik yapmak, iyi insan olmak. İnsanlığa, vatana, millete hizmet etmektir; amacımız, gayemiz bu olmalıdır. Eğer yargı mensubuysanız yapmanız gereken bir şey daha vardır; o da adil olmak, adaletle hükmetmektir. Cuma hutbelerinde dinliyoruz. Hoca bir şey söylüyor; Allah adaleti ve iyiliği emreder. Adalet ve iyilik, ilahi bir emirdir. Bize düşen de bunun gereklerini yerine getirmektir. Ümit başkanımızın iyi bir insan olduğuna, bu dünyada iyilikler yaptığına ve aynı zamanda adaletli bir hakim olduğuna şahidiz. Allah şahitliğimizi kabul etsin. Kendisine Allah’tan rahmet, yakınlarına, sevenlerine, ailesine, yargı camiasına başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet, makamı Ali olsun” diye konuştu.

    OĞLUNUN TABUTUNUN PEŞİNE YÜRÜDÜ

    Duanın ardından tören mangasının omuzlarına aldığı oğlunun tabutunun arkasından yürüyen anne Şükran Demirhan, güçlükle ayakta durdu. Anne Demirhan, “Kurban olduğum nereye gidiyorsun? Yolun açık olsun Ümit’im. Hakkım sana helal olsun, Ümit” diyerek gözyaşı döktü.

    Erzurum Valisi Memiş ile Cumhuriyet Başsavcısı Tuncel, acılı anneye sarılarak taziye dileklerini iletti. Demirhan’ın cenazesi toprağa verilmek üzere memleketi Gümüşhane’ye gönderildi.

  • Üniversite öğrencilerine test ve aşı kartı zorunluluğu

    Üniversite öğrencilerine test ve aşı kartı zorunluluğu

    Gümüşhane Üniversitesi’nde yüz yüze eğitimde öğrencilerin HES kodu sorgulanacak, aşı kartı ile aşı olmayanlardan haftada 2 kez PCR testi istenecek. İl Pandemi Kurul Üyesi Doç. Dr. Nilgün Ulutaşdemir, “Bunlar eksik olan öğrenciler kesinlikle binalara ve kampüs içerisine alınmayacak” dedi.

    Salgın nedeniyle uzun bir aradan sonra 4 Ekim’de kapılarını yeniden öğrencilerine açacak olan Gümüşhane Üniversitesi’nde koronavirüs tedbirleri alındı. Binalar ile sınıfların dezenfekte edildiği üniversitede, aşı yaptırmak isteyen öğrenciler için mobil aşı aracı hazır bulundurulacak. Öğrencilere, aşı kartı ile aşı olmayanlardan haftada 2 kez PCR testi istenecek.

    Gümüşhane İl Pandemi Kurulu üyesi, Gümüşhane Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Nilgün Ulutaşdemir, öğrencilerin ve öğretim elemanlarının sağlıklı ve güvenli bir eğitim sezonu geçirmesi için tedbirler aldıklarını söyledi. Doç. Dr. Ulutaşdemir, “Yükseköğretim Kurulu kararları ve Sağlık Bakanlığı tedbirleri dikkate alınarak, üniversitemizde akademik birimler özelinde açılan derslerin ‘yüz yüze ve yüzde 40’a kadar uzaktan eğitim karması’ şeklinde yapılmasına karar verildi. Dersliklerde, binalarda ve yaşam alanlarında tüm tedbirlerimizi aldık. Dersliklerimize, bina içi ve bina dışına ve yemekhane, sosyal tesis gibi yaşam alanlarına özel afişler hazırlattık. Üniversitemizin kapalı mekanlarında maske, mesafe ve hijyen kuralları zorunlu olacak” dedi.

    ‘HES KODU VE AŞI KARTI SORGUSU YAPILACAK’

    Üniversite yerleşkesinde tüm binalara girişte kişilerin HES kodu ve Covid-19 aşı kartlarının sorulacağını kaydeden Doç. Dr. Ulutaşdemir, “Covid-19 aşısının 2’nci dozunu en az 15 gün önce olan veya en çok 72 saat öncesine ait PCR testi negatif olan kişiler binalara alınacak. Bu şartları sağlayan öğretim elemanı ve öğrenciler derslerini maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyarak yüz yüze yapabilecek. İlgili birimler ile öğretim elemanları tarafından derslik ve laboratuvarlarda camların açık tutulması, dersliklerin havalandırılması konusunda hassasiyet gösterilecek. Teorik veya uygulamalı dersler, 30 dakika süreyle ve 15 dakika ara verilerek yapılacaktır. Havalandırma koşulları iyi olmayan amfi, derslik ve laboratuvarlarda maksimum kişi sayısı ve kapasiteye dikkat edilerek öğrenciler gruplara bölünecektir” diye konuştu.

    ‘PANDEMİYE GEÇİT VERMEYECEĞİZ’

    “Heyecan içinde de öğrencilerimizi bekliyoruz” diyen Doç. Dr. Ulutaşdemir, “Bütün tedbirlerimizi aldık. Öğrencilerimizde geldiğinde HES Kodu, aşı kartı ve 72 saat öncesinden PCR test sonucu negatif olmayan öğrencilerin, bu 3 durumun herhangi birinde bir eksiklik olursa kesiklikle binalara ve kampüs içerisine alınmayacak. Üniversitemizde pandemiye hiçbir şekilde geçit vermeyeceğiz” ifadesini kullandı.

  • Bebeğini kucağına alamadan virüsten öldü

    Bebeğini kucağına alamadan virüsten öldü

    Gümüşhane Devlet Hastanesi’nde ebe olan ve doğumuna 3 hafta kala koronavirüse yakalanınca, karnındaki bebeği ameliyatla alınıp, kuvöze konulan Duygu Ömrüuzun (34), tedavi gördüğü Ankara’daki hastanede hayatını kaybetti.

    Gümüşhane Devlet Hastanesi’nde ebe olarak çalışan Duygu Ömrüuzun, doğumuna 3 hafta kala fenalaşıp Ankara’da Şehir Hastanesi’nde gitti. Covid-19 şüphesiyle hastaneye yatırılan Ömrüuzun’un test sonucu pozitif çıktı. Tedaviye alındığı hastanede durumu ağırlaşınca entübe edilen Ömrüuzun’un sezaryenle alınıp, hayata tutunan bebeği ise kuvöze konuldu. İki çocuk annesi Ömrüuzun, yapılan tüm müdahalelere rağmen, önceki gün akşam saatlerinde hayatını kaybetti. Ömrüuzun, memleketi Eskişehir’in Günyüzü ilçesinde toprağa verildi.

    Gümüşhane İl Sağlık Müdürlüğü, haberi sosyal medya hesabından duyurarak, “Gümüşhane Devlet Hastanemizde ebe olarak görev yapan, Duygu Ömrüuzun Covid-19 nedeniyle tedavi gördüğü Ankara Şehir Hastanesi yoğun bakımında vermiş olduğu hayat mücadelesini maalesef kaybetmiştir. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine sevenlerine ve sağlık camiamıza başsağlığı ve sabırlar diliyorum” mesajını paylaştı.

  • Sis kalkınca ortaya çıktı! Taşköprü Yaylası çöplüğe döndü

    Sis kalkınca ortaya çıktı! Taşköprü Yaylası çöplüğe döndü

    Gümüşhane sınırlarında, yeşil doğası ve temiz havasıyla ilgi gören 2 bin 140 rakımlı Taşköprü Yaylası, gelişigüzel atılan moloz ve evsel atıklar nedeniyle çöplüğe dönüştü. Doğa tutkunlarının yanı sıra yayla halkı, bölgede düzenli çöp alımları yapılması önerisinde bulunup, yakındıkları kötü görüntü ve kokunun da ortadan kaldırılmasını istedi.

    Kent merkezine 50 kilometre uzaklıkta, deniz seviyesinden 2 bin 140 metre yükseklikte, çevredeki 105 yaylanın merkezi konumunda yer alan Taşköprü Yaylası, gelişi güzel atılan moloz, hayvan leşleri ve evsel atıklar nedeniyle çöp yığınları ile doldu. Doğal güzellikleri, tarihi kalıntıları, zengin flora ve faunası ile foto safari turizmi için önemli potansiyele sahip yaylada, belirlenecek tarihlerde düzenli çöp alımları yapılması isteniyor. Doğa tutkunlarının yanı sıra yayla halkının da yakındıkları kötü görüntü ve kokunun da ortadan kaldırılması için çözüm üretilmesi bekleniyor.

    ‘HER YER ÇÖPLÜĞE DÖNDÜ’

    Doğal güzelliklerin çöplerle kapandığını belirten yöre halkından Hüseyin Ural, “İnsanlar buraya turizm amaçlı gezmeye geliyorlar. Piknik yapıyorlar. Herkes çöpünü bir poşete bir çuvala koyuyor. Gelip buraya çöp konteyneri soruyorlar. Burada hiçbir yerde çöp konteyneri yok. İnsanlarda çıkıyor buradan doğaya elindeki çöpü bırakıp gidiyor. Her yer çöplüğe döndü. Birkaç yıl önce burada çöp bidonları vardı ama şimdi yok. Önüne gelen çöpünü doğaya atıyor. Sinekler oluşuyor, kötü bir koku geliyor sürekli burnumuza zaten doğada çöp yığınlarına rastlamak mümkün. Burada yeşillikler içerisinde güzel manzaralar görmemiz gerekirken beyaz beyaz çöpler görüyoruz. Çiçek zannediyoruz ama meğer dağlardaki genellikle poşetler oluyor. Yazık günah” diye konuştu.

    ‘ÇÖPLERİMİZİ MERKEZE TAŞIYORUZ’

    Yaylada çöp alımı yapılmadığını belirten Hasan Turhal, “Yaylada çöp yığını haline dönüştü birçok yer. Buradan yetkililer gelip çöp almadıkları için insanlar çöplerini dağlarda belli yerlere bırakıyor. Çöp atacak yer yok. Kimi insanlar da çöplerini çuvallara doldurup merkezdeki çöp konteynırlarına atıyor ama herkesin arabası olmadığı için çoğu insan doğaya bırakıyor” dedi.

    ‘SİS KALKINCA ÇÖPLER ORTAYA ÇIKIYOR’

    Selahattin Mazlum ise “Burada büyük bir çöp sorunu var. Burada yaylada belirlenen bir yer var. Yasal değil ama insanlar çöplerini oraya atıyor. Kendi evimizin çöpünü genellikle çuvallarla merkeze taşıyoruz. Burası turizm alanı. Dağlardan sis kalktığı zaman atılan çöpler ortaya çıkıyor. Bu güzel ve eşsiz manzaraya bu görüntüler yakışmıyor. Buraya yetkililer gelip çöp almıyorlar” diye konuştu.

  • Buzul çağından kalma ‘Dipsiz Göl’ çamur göl oldu

    Buzul çağından kalma ‘Dipsiz Göl’ çamur göl oldu

    Gümüşhane’nin Taşköprü Yaylası’nda define kazısı sonucu yok olan ve eylem planı kapsamında eski haline döndürülmeye çalışılan, Buzul Çağı’ndan kalma 12 bin yıllık Dipsiz Göl, eski berraklığına kavuşamadı. Çamurlu haliyle göl, eski dokusundan uzak görünüme büründü. Jeoloji mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, “Kazı yapıldığı için gölü besleyen drenaj ve taban bozuldu. Her yağmurda göldeki hareketlilikte su bulanıp çamurlu görünecek. Doğallığı ile fauna ve florasını kaybeden gölün eski haline dönmesi çok zor” dedi.

    Gümüşhane kent merkezine 50 kilometre uzaklıkta, deniz seviyesinden 2 bin 140 metre yükseklikte olan ve manzarasıyla ilgi çeken Taşköprü Yaylası’ndaki Dipsiz Göl’de, ‘define’ söylentisi üzerine 2 kişi, kazı için başvuruda bulundu. Trabzon Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün olumlu görüşleri üzerine Gümüşhane Müze Müdürlüğü’nce ilgili kişilere define arama ruhsatı verildi. Bölgede, 6 Kasım 2019’da, jandarma yetkililerinin eşlik ettiği kazıda suyu tahliye edilen göl alanı, iş makineleri ile kazıldı. Jandarma ekipleri, kazı alanına kimsenin yaklaşmasına izin vermedi. Kaynağı ve akarı olmayan Dipsiz Göl’de, 4 gün sürdürülen kazı çalışmaları, define bulunamayınca sonlandırıldı.

    EYLEM PLANI HAZIRLANDI

    Buzul Çağı’ndan kalma, 12 bin yıllık Dipsiz Göl’de tamamlanan kazı çalışmalarının ardından ekipler, alandan ayrıldı. Yol seviyesi ile birleştirilen göl alanı, taş ve toprak yığını haline döndü. Kazı sonrası toprak doldurularak kapatılan Dipsiz Göl’ün eski haline döndürülmesi için çalışma başlatıldı. 4 maddelik eylem planı kapsamında göl için alana dökülen, dayanıksız toprak çıkarıldı. Yerine ise suya dayanıklı kireçli ve killi toprak döküldü.

    ESKİ GÖRÜNTÜSÜ YOK

    Silindirle tabanı hazırlanan göl alanına, yandaki dereden boru hatlarıyla doğal kaynak suyu verildi. Göl çevresinin flora ve endemik türlerinin korunmasına yönelik de çalışma gerçekleştirildi. Göle yakındaki doğal kaynaktan su verildi. 1 ay boyunca su verilen göl doldu, su tutmaya başladı ancak berraklığına kavuşamadı. Çamurlu haliyle göl, eski dokusundan uzak görünüme büründü.

    ‘DİPSİZ GÖL ARTIK ÖLDÜ’

    Gölün eski haline dönmesinin mümkün olmadığını söyleyen jeoloji mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, “Doğal ekolojik yapıyı yapay olarak yapmak mümkün değil çünkü göldeki koşullar kısa zaman içinde değil uzun jeolojik dönemde gelişmiş yapılardı. Göl suyunun bulanık olduğunu, eski özellikte olmadığını görüyoruz. Gölü besleyen sular yer altı ve yer üstü drenajı kazı nedeni ile tahrip edildi. Kazıda gölü besleyen drenaj sistemi yok edildi, doğal ekolojik yapı bozuldu. Dipsiz Göl artık ölmüştür” dedi.

    ‘DERS ÇIKARILMALI’

    Yapılanın hata olduğunu kaydeden Prof. Dr. Bektaş, “Bu hatadan ders çıkarılmalı. Bölgemizde bu göl gibi çok daha güzel ve büyük göllerimiz var. Bu gölleri korumamız lazım. Özellikle küresel iklim nedeni ile Doğu Karadeniz, Türkiye’nin en güzel yaşanabilir yerleri. Biz bu doğal güzellikleri turizme katabilirsek bu bölgenin yaşam kalitesi daha da çok artar” diye konuştu.

    Yaylada yaşayan Hüseyin Fidan ise “Göl, define arama bahanesi ile işgal edildi, doğası bozuldu. Bakanlık el koyduktan sonra gölde güzel çalışmalar yapıldı. Buranın turizme kazandırılmasını bekliyoruz” dedi.

    Süleyman Dervişoğlu ise “Gölü görmeye çok insan geliyor. Ben de gölde görsel bir şölen olsun, diye heves ettim, kaz aldım. Kazlarımı sürekli buraya getirip gölde yüzmelerini seyrediyorum” diye konuştu.

  • 5’inci katta düştü, yaşamam tutundu

    5’inci katta düştü, yaşamam tutundu

    Gümüşhane’de dengesini kaybedip, 5’inci kattaki evlerinin balkonundan beton zemine düşüp ağır yaralanan Sude Şanlı (12), götürüldüğü Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi’nde ‘Çok Disiplinli Yaklaşım’ adlı ameliyatla, hayata tutundu. Tedavisi süren küçük kız, taburcu edileceği anı bekliyor.

    Şiran ilçesinde, yaklaşık 2 hafta önce dışarıda bulunan babaannesiyle konuşan Sude Şanlı, aniden dengesini kaybedince, 5’inci kat balkondan beton zemine düştü. Aile fertlerince kaldırıldığı Gümüşhane Devlet Hastanesi’nde ilk müdahalesi yapılan Şanlı, KTÜ Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi’ne sevk edildi. Düşme sonucu kafa, bel omurgaları, çene, burun, çift taraflı kaval ile baldır kemiklerinde çoklu kırıklar, böbreküstü bezinde kanama, her iki akciğerinde de yaygın ezilme tespit edilen Şanlı için hastanenin Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Bölümü doktorlarınca ‘Çok Disiplinli Yaklaşım’ ameliyatı kararı alındı. Küçük kızın kırıkları, uzun süren cerrahi operasyonun ardından tedavi edildi. Operasyon sonrası yapay solunum cihazında 3 gün entübe takip edilen küçük kızın, iki taraflı kırık olan kaval ve baldır kemikleri de Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü doktorları tarafından ameliyatla onarıldı. Ameliyatla yaşama tutunan ve sağlığına kavuşup hastanede takip altına alınan küçük kız, taburcu edileceği anı bekliyor. Şanlı’nın ailesi de ameliyattaki sağlık görevlilerin yanı sıra tüm hastane yönetimine teşekkür etti.

    ‘FELÇ KALMA İHTİMALİ VAR’

    KTÜ Farabi Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi sorumlusu Doç. Dr. Osman Yeşilbaş, hayatı ciddi şekilde tehdit eden çoklu travması olan küçük kızın, özellikle bel omurga kemiklerindeki kırıklar nedeniyle kalıcı felç kalma ihtimali olduğunu belirtti. Dr. Yeşilbaş, tüm bunlara rağmen hastanın Çocuk Yoğun Bakım, Beyin ve Sinir Cerrahisi, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları, Çocuk Cerrahisi, Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi ile Ortopedi ve Travmatoloji bölümleri tarafından ‘Çok Disiplinli Yaklaşım’ ameliyatı ile başarılı bir şekilde tedavi edildiğini söyledi.

    Doç. Dr. Osman Yeşilbaş, küçük kız için yürütülen tedavinin itinalı ve sabırlı bir süreç olduğunu da aktararak, KTÜ Farabi Hastanesi’nde son dönemde yoğun bakım hizmet kalite ve kabiliyetlerinin üst seviyeye çıktığını, bunu destekleyen en önemli unsurun ise çok az merkezde bulunan pek çok uzmanlık dalının bünyelerinde bulunması olduğunu söyledi.

  • Santa Harabeleri, ‘kesin korunacak hassas alan’ olarak tescillendi

    Santa Harabeleri, ‘kesin korunacak hassas alan’ olarak tescillendi

    Gümüşhane’nin Dumanlı köyü sınırlarında yer alan ve ‘Gökyüzüne yakın saklı kent’ olarak da bilinen, arkeolojik doğal sit alanı Santa Harabeleri, ‘kesin korunacak hassas alan’ olarak tescillendi. Definecilerin kazılarıyla tahribata uğrayan, bakımsızlıktan kaplanan otlarla görsel güzelliğini kaybeden tarihi yapıların, restore edilerek turizme kazandırılması planlanıyor.

    Dumanlı köyü sınırlarında yer alan, geçmişi Orta Çağ’a kadar uzanan, ‘Gökyüzüne yakın saklı kent’ olarak da bilinen arkeolojik doğal sit alanı Santa Harabeleri, taştan inşa edilen tek katlı yapılar ve kiliselerden oluşuyor. Rum sivil mimarisine özgü eserleri barındıran ve bugüne kadar ayakta kalan yapılar, son yıllarda kaçak define kazıları ile tahrip edilirken, bakımsızlıktan kaplanan otlarla da görsel güzelliğini kaybediyor. Santa Harabeleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla ‘kesin korunacak hassas alan’ olarak tescillenerek korumaya alındı. Ekim ayında Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren kararla birlikte; bölgeyi turizme kazandırmak için restorasyon çalışmaları da başlatıldı. Rum sivil mimarisine özgü eserler, taştan inşa edilen tek katlı yapı, kilise gibi pek çok tarihi yapıyı barındıran ve kaçak definecilerin kazılarıyla tahribata uğrayan Santa Harabeleri’nin restore edilerek bölge turizme kazandırılması hedefleniyor.

    ‘DİPSİZ GÖL DE SINIRLARI İÇERİSİNDE’

    Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) öğretim üyesi Dr. Coşkun Erüz, tescil kararıyla Santa Harabeleri’ndeki koruma alanının bin 300 hektara kavuştuğunu söyledi. Erüz, “Santa, ‘Karadeniz’ deyince aklınıza gelebilecek kültürel alt yapıya sahip, hırçın bir coğrafyayı gösteriyor. Karadeniz denince akla gelen her daim yeşil, içinden akarsu geçen, etrafı ormanlarla kaplı hem yayla hem köy hem de kültür merkezi olduğu için gidenleri cezbediyor. Santa’nın fotoğraflarına bakanlar bunu hissederler. Burası son dönemde ünlü olan Dipsiz Gölü de sınırları içerisinde barındırıyor. Hem arkeolojik hem de doğal sit alanı. Sayın Cumhurbaşkanımızın onayıyla birlikte koruma alanı bin 300 hektarlık bir alana kavuştu. Bu alan içerisindeki kültürel alanların haricindeki alanın tamamı doğal sit alanı kapsamında. Bu doğal sit de kesin korunacak ve nitelikli korunacak doğal sit olarak ayrılıyor. İçerisindeki köy yerleşimlerinin olduğu yer ise sürdürülebilir kullanım alanı olarak tescillenmiş durumda. Santa aslında hem doğal hem de kültürel anlamda arkeolojik sit alanı pozisyonunda olan bir yer” dedi.

    ‘YERLEŞİMCİLERİN DUYARLI OLMASI GEREKİR’

    Santa’daki yaşam alanlarının yalnızca yaz aylarında kullanıldığı için bölgenin korunmasız kaldığını ve kaçak definecilerin hedefi olduğunu belirten Erüz, “Sadece yaz mevsiminde 3- 4 aylığına iskan ediliyor. Onun dışındaki dönemlerde hemen hemen boş. Maalesef bölgedeki köprüler, çeşmeler, kiliseler hatta insanların yaşadığı evleri dahi korumasız kalarak diğer mevsimlerde büyük tahribata uğruyor. Devletin bunu fark edip, gidip tedbir alması çok kolay değil. O yörede yaşayan, alanın esas sahibi olan yerleşimcilerin duyarlı olması gerekir. Gerekli ihbarı yaparak oranın kontrol altında tutulmasını sağlamalı” diye konuştu.

    ‘ÖNCE PLANLAMA SONRA YAPILAŞMA’

    Santa bölgesinin turizme kazandırma çalışmaları yapıldığını da aktaran Erüz, “Koruma imar planı ile alan yönetim planı çalışmalarının yıllar içinde yapılacağı düşünülüyor. Yakın bir zamanda restorasyon kapsamına alınma durumu da var. O tarihi yapıların bir kısmının turizme kazandırılması durumunda Santa’da yılın 12 ayı turizm yapılabilecek hem tarihi hem doğal bir coğrafya. Ayder ve Uzungöl’ün başına gelen önce yapılaşma sonra planlama değil de önce planlama sonra yapılaşmayı başarırsak, Santa ve hemen arka vadide bulunan Kurum ve İmera gibi tarihi yerleşimler hem Trabzon hem Gümüşhane’ye büyük potansiyel oluşturacak” ifadelerinde bulundu.

    SANTA HARABELERİ

    Doğu Karadeniz’deki Rum- Pontus Devleti’nin kültürel mirası olan Santa Harabeleri’nin, 17’nci yüzyılda inşa edildiği biliniyor. Rumların bölgeden 1923 yılında göç etmesiyle kaderine terk edilen harabeler, Gümüşhane’ye 72, Trabzon’a ise 42 kilometre uzaklıkta; Gümüşhane’nin Dumanlı köyü sınırlarında yer alıyor. Rum sivil mimarisine özgü eserleri barındıran ve 1999’da arkeolojik doğal sit alanı ilan edilen Santa Harabeleri, 7 mahallede taştan inşa edilen tek katlı konutlardan ve her mahalledeki en az 1 kiliseden oluşuyor. 1700- 1900 yıllarında 5 bine yakın kişinin yaşadığı harabeler, ulaşım zorluğu nedeniyle az sayıda yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor. Çevresinde az sayıda nüfus ve yaban hayatından pek çok canlıyı barındıran tarihi harabeler, bölgenin önemli turistik noktaları arasında da yer alıyor.

  • Giresunspor cephesinden Bursaspor maçına bakış

    Giresunspor cephesinden Bursaspor maçına bakış

    TFF 1. Lig’in 3’üncü haftasında 26 Eylül Cumartesi günü deplasmanda Bursaspor ile karşılaşacak Giresunspor’un kulüp basın sözcüsü Ferhat Karademir, hedeflerinin rakiplerini yenerek ligde çıkışa geçmek olduğunu söyledi.

    Karademir, bir restoranda düzenlediği basın toplantısında, yeni bir takım oluşturduklarını belirtti.

    Uyum sürecinin henüz atlatılamadığını ifade eden Karademir, kısa süre içerisinde takımın toparlanarak herkesin gurur duyacağı bir Giresunspor haline geleceğini dile getirdi.

    Karademir, cumartesi günü deplasmanda Bursaspor’a konuk olacaklarını anımsatarak, rakiplerinin iyi bir ekip olduğunu, bu nedenle de kendilerini zorlu karşılaşmanın beklediğini söyledi.

    Bursa deplasmanına 3 puan almak için gideceklerini aktaran Karademir, şöyle konuştu:

    “Birlikte oynamaya alışmış bir kadroları var. İyi hazırlanmış ve kondisyon olarak çok diri bir takım. Biz ise çok iyi hazırlanamadık ve kısa süre çalışma imkanı bulduk. Bursaspor maçı zor geçecek ama yine de kazanmak için sahaya çıkacağız. Hedefimiz rakibimizi yenerek ligde çıkışa geçmek.”

    Karademir, şimdilik transferi noktaladıklarını ancak sürece göre birkaç takviye yapabileceklerini sözlerine ekledi.

  • Anne ve kızın acı sonu!

    Anne ve kızın acı sonu!

    Gümüşhane’nin Torul ilçesi kırsalında kuşburnu toplayan Mevlüde (56) ve kızı Buse Nur Urhan (20), yıldırım düşmesi sonucu yaşamlarını yitirdi.

    Olay, dün, Torul ilçesi Günay köyü, Körgöze mevkisinde meydana geldi. Trabzon’da oturan ve memleketi Gümüşhane’ye gelen Mevlüde ve kızı Buse Nur Urhan, komşularıyla kuşburnu toplamak için köylerindeki kırsal alana gitti. Bir süre sonra anne ve kızın kuşburnu topladığı bölgeye yıldırım düştü. Mevlüde ve Buse Nur Urhan’ın yere yığıldığını fark eden komşularının ihbarı üzerine bölgeye sağlık ekipleri sevk edildi. Gelen sağlık ekiplerince yapılan kontrollerden anne ve kızının hayatlarını kaybettiği belirlendi. Anne ve kızın cenazesi, Cumhuriyet savcısının incelemesinin ardından ambulansla hastane morguna kaldırıldı.

  • Uzman Onbaşı trafik kazasında yaşamını yitirdi

    Uzman Onbaşı trafik kazasında yaşamını yitirdi

    Gümüşhane’nin Şiran ilçesinde, direksiyon hakimiyetini kaybettiği otomobilin, tarlaya devrilmesi sonucu ağır yaralanan sürücü Jandarma Uzman Onbaşı Tarık İnce (25), hastanede hayatını kaybetti.

    Kaza, Şiran ilçesi Yeşilbük Beldesinde sabah saatlerinde meydana geldi. Şiran Yeşilbük Jandarma Karakolunda görevli, Jandarma Uzman Onbaşı Tarık İnce’nin kullandığı 35 ABY 455 plakalı otomobil, Dumanoğlu mevkinde sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle yol kenarındaki tarlaya devrildi. Çevredekilerin ihbarı üzerine kaza yerine sağlık ekibi sevk edildi. Ekiplerin çalışmasıyla otomobilden çıkarılan İnce, ambulansla Şiran Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Burada yapılan tüm müdahalelere rağmen, Jandarma Uzman Onbaşı Tarık İnce kurtarılamadı.