Kategori: Gümüşhane

  • Tarihi eser kaçakçılarına ağır darbe

    Tarihi eser kaçakçılarına ağır darbe

    Alınan bilgiye göre Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube, Kelkit İlçe Jandarma Komutanlığı ve Şiran İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerince yapılan istihbari çalışmalar neticesinde tarihi eser operasyonu düzenledi.

    Kelkit İlçesinde iki şahsın tarihi eser niteliğinde sikke bulundurduğu bilgisi alan ekipler Cumhuriyet Savcılığından alınan arama kararına istinaden Kelkit ilçesine bağlı Söğütlü Beldesinde durdurdukları araçta yapılan aramada 273 adet tarihi eser niteliğinde sikke olduğu değerlendirilen madeni para, 1 adet mezar taşı, 8 adet yüzük, 4 adet boyunluk haç, 4 adet kolye, 1 adet madalyon, 1 adet mızrak ucu, 1 adet gözyaşı şişesi ve 1 adet mühür ele geçirdi.

    Şiran İlçesinde de bir şahsın tarihi eser niteliğinde sikkeleri satmaya çalıştığı bilgisini alan ekipler Cumhuriyet Savcılığından alınan adli arama kararına istinaden ilçeye bağlı Alacahan köyünde ve Şiran ilçe merkezinde bulunan evlerinde arama yaptı. Arama sonucunda 45 adet tarihi obje, 42 adet sikke, 1 adet kılıç, 2 adet eski görünümlü Kur-an-ı Kerim, 1 adet kama, 1 adet kasatura, 1 adet metal dedektörü, 1 adet çapa, 1 adet hançer, 1 adet kın, 1 adet kırık şekilde tarihi kılıç, 1 adet tarihi kaşık, 1 adet tarihi kilim dokuma aparatı, 210 adet mavzer fişeği, 10 adet eski top mermisi, 1 adet Osmanlı tipi el bombası, 1 adet eski tip el bombası ve 664 adet boş mavzer kovanı ele geçirildi.

    Jandarma ekipleri son operasyonu ise Kelkit ilçesinde gerçekleştirdi. Bir şahsın tarihi eser niteliğinde malzemeleri Kelkit ilçesinden Ankara iline götüreceği bilgisini alan ekipler Cumhuriyet Savcılığından alınan adli arama kararına istinaden şahsın yolcu olarak bulunduğu otobüsü durdurarak arama yaptı. Yapılan arama neticesinde 78 adet sikke, 2 adet yüzük, 1 adet madalyon, 1 adet bakır maşrapa ve 4 adet bakır bileklik ele geçirildi.

    Yapılan operasyonlarda ele geçirilen tüm malzemeler muhafaza altına alınırken, şahıslar hakkında adli tahkikat başlatıldı.

  • Acil Servis ekiplerinin toz çilesi

    Acil Servis ekiplerinin toz çilesi

    Gümüşhane’nin merkeze bağlı İkisu Köyü’nde bulunan Torul 2 No’lu Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu yolun karşı tarafında bulunan taş ocağı işletmesi nedeniyle toz içerisinde kalıyor. Usulüne uygun yapılmadığı ifade edilen çalışmalar nedeniyle ortaya çıkan toz bulutu acil sağlık çalışanlarının nöbet tuttuğu binanın içerisinde ve dışarısında bulunan her noktayı kaplarken, tozlar nedeniyle ambulansların içerisindeki cihazlar da zarar görüyor. Hemen her gün temizlik yapılan istasyonda sağlık çalışanlarının nefes alamadığını ve hatta hastalanmaya başladığının altını çizen Sağlık-Sen İl Başkanı Engin Karabulut yetkililerden daha önce uyarılan taş ocağının usulüne uygun çalışma yapmasını ve 24 saat nöbet tutan arkadaşlarının yaşadıklarının son bulmasını istiyor.

    “Toz içerisinde 24 saat nöbet tutuyorlar”

    Konuyla ilgili şikayetlerin daha önce de gündeme geldiğini fakat taş ocağı işletmesinin hiçbir tedbir almadığını söyleyen Engin Karabulut, “Arkadaki ambulansın içerisi bir gelişimde tamamen toz içindeydi. Sağlık çalışanlarımız içeride oturamıyorlar ve en kötüsü artık bazı arkadaşlarımızın böbrekleri taş üretmeye başladı. Daha yeni geldik 1 saattir buradayız boğazımız kurudu. Buradaki sağlıkçı arkadaşlarımız 24 saat burada duruyorlar görevlerini nasıl yerine getirsinler. Arkadaşlarımız burada tozun içerisinde yaşıyorlar. Daha önce bu konuyla ilgili şikâyetler oldu, CİMER’e yazıldı geri cevap geldi taş ocağına idari ceza verildi ama düzelen bir şey yok. Bugün gazetecilerin geldiğini görünce ilk defa sulamaya başladılar. Sağlıkçı arkadaşlarımız nefes alamıyor, bir vakaya gittiklerinde öksürmeye başlıyorlar. Ambulansların içerisindeki bütün cihazlarımız hassas tozdan bazıları bozuluyor bu da devletimize ve kamuya zarar oluyor. Bazı istasyonlar haftada 1 temizleniyor burada günlük temizlik yapılmak zorunda kalıyor. Arkadaşlarımız vakaya mı yetişsinler yoksa temizlik mi yapsınlar. Toz içerisinde 24 saat nöbet tutuyorlar, bunun son bulmasını istiyoruz” dedi.

  • Kardelenler baharın müjdesini verdi

    Kardelenler baharın müjdesini verdi

    Her yıl olduğu gibi bu yıl da kardelenler kentin dört bir yanında bembeyaz bir örtü oluşturdu.
    Gümüşhane’de son günlerde sıcak havanın etkisiyle yüksek kesimlerdeki kar kütleleri eriyerek yerini baharın müjdecisi kardelen çiçeklerine bıraktı.

    Kar ve soğuktan yılmadan açan bu zarif çiçekler Gümüşhane’de baharın gelişinin en güzel göstergesi olurken gri renkli toprak bu çiçeklerle birlikte rengarenk görüntüye kavuştu.
    Kentin eski yerleşim yeri olan tarihi Süleymaniye Mahallesinde de bu çiçekler başını topraktan çıkarırken bu eşsiz manzaranın bir süre daha devam etmesi bekleniyor.

  • Kar altında büyüleyici güzellik

    Kar altında büyüleyici güzellik

    Trabzon Tenis Dağcılık Kayak İhtisas Kulübü (TEDAK) ve Gümüşhane Dağcılık, Doğa Sporları ve Gençlik Derneği (GÜDAK) üyesi sporcular Gümüşhane sınırlarındaki Tersun Dağında unutulmaz bir kış yürüyüşü gerçekleştirdi.

    Toplam 35 sporcunun katıldığı etkinlikte sporcular Tersun Dağından başladıkları yürüyüşte Kızıltaş ve Hatunoluğu mevkiini geçerek Karamustafa köyünde 10 kilometrelik yürüyüşü sonlandırdı.

    Etkinlikte karlar altında saklı patikalarda ilerlerken doğanın kışlık örtüsünün oluşturduğu büyüleyici bir tablo ile karşılaşan sporcular, karla kaplı ağaçların oluşturduğu tünellerden geçerek ilerledi.

    Yer yer 1 metreyi aşan kar kalınlığında karla mücadele etmenin verdiği keyifle neşeli kahkahalar atan sporcular, zaman zaman kayarak zaman zaman da birbirleriyle güreş yaparak zaman zaman da kartopu oynayarak anın tadını çıkardı, çocukluklarına geri döndü.
    Bembeyaz bir örtüyle kaplı zirvenin muhteşem manzarası karşısında büyülenen dağcılar, kendilerini doğaya bırakarak huzurlu anlar yaşayıp tüm yorgunluklarını unuttu.

    “Bu güzellikleri kış mevsiminde yaşamak harika bir duygu”

    Karlı doğanın keyfini doyasıya çıkararak bu anları ölümsüzleştirerek bol bol fotoğraf çeken sporculardan Abdurrahman Ezber, “Bu güzellikleri kış mevsiminde yaşamak harika bir duygu. Bunun için zamanın önemi yok bence. Bunu her zaman yapabiliriz. Gayet güzel, hoş ve zevkli bir parkurdu. Kar diz boyu gidiyor zaten harika. Ağaçların üzeri kırağı bağlamış. Ormanın içerisinde müthiş bir atmosfer var” dedi.

    Kamboçyalı öğrenciler “Gördüğümüz en güzel manzaralardan biri”

    Etkinliğe katılmak için Gümüşhane’ye gelen ve Türkiye’nin çeşitli illerinde üniversite okuyan Kamboçyalı öğrenciler Arifin Naseat, Edas El ve Asya El ise “Gördüğümüz en güzel manzaralardan biri. Çok beğendim, çok güzel, 10 numara bir yer. Stres gitti buraya geldiğimde. Çok güzel bir manzara varmış. Beklemediğim manzaralardan oldu” ifadelerini kullandı.

    “Parkur tahmin ettiğimden çok daha büyüleyici bir manzaraya sahipti”
    Etkinliğe Trabzon’dan katılan TEDAK üyesi sporcu Meral Kıvanç da “Parkur tahmin ettiğimden çok daha büyüleyici bir manzaraya sahipti. Orman ve patika yollar vardı, muhteşemdi. Harika manzaralara eşlik etmiş olduk. GÜDAK’la yürümek de çok çok keyifliydi. Gerçekten bundan sonraki faaliyetlerinizde de birlikte yürümek isteriz. Rota harikaydı, yorucu değil, orta zorlukta. Kar muhteşemdi. Yaklaşık bir metreye yakın kar mevcuttu. Çamların üzerinde, göknarların üzerinde karlar hala sabit kalmış soğuktan dolayı. Muhteşem bir manzara eşliğinde rotamız süperdi. Çok memnun kaldık. Teşekkür ederiz” diye konuştu.

    “Doğa yürüyüşlerine bir kez katılsanız alışkanlık haline gelir”

    Doğa yürüyüşlerinin alışkanlık haline geleceğini belirterek herkesi bu tür etkinliklere katılmaya davet eden TEDAK Başkan Yardımcısı Mustafa Abanoz ise “Yürüyüşümüz Tersun Dağı’nda başladı. Kızıltaş, Hatunoluğu ve Karamustafa köyünde sona erdi. TEDAK Kulübü ve GÜDAK Kulübü olarak birlikte bir faaliyeti yaptık. Güzel bir ahenk içerisinde, uyum içerisinde faaliyetimizi doğal güzelliklerin içerisinde iki kulüp olarak gerçekleştirdik. Bu coğrafya için alternatif, pazar günü ne yapabilirim diye düşünen insanlar için Gümüşhane’de GÜDAK, Trabzon’da TEDAK’la faaliyetlerimize katılabilirsiniz. Zevk alacağınızı ve alışkanlık haline geleceğine de inanıyorum” dedi.

    “Çok güzel anılar bıraktık geride”

    Hafta sonları sağlıklı ve kaliteli zaman geçirmek için doğa yürüyüşleri ve kış mevsiminde de kayak etkinlikleri düzenlediklerini belirten GÜDAK Başkanı Mustafa Akbulut da “Bugün 2100 rakamlı Tersun Dağından bir kar yürüyüşü başlattık. Yaklaşık 10 kilometrelik bir parkur. Her sene böyle bir kar yürüyüşü yapıyoruz. Trabzon TEDAK’la organize ettik etkinliği. 35 kişilik bir grupla yürüdük. Parkur çok güzeldi. Çok güzel anılar bıraktık geride. Arkadaşlar çocukluğuna geri döndü, karın içinde eski günlerini hatırladılar. Kimi yuvarlandı, kimi kaydı, kimi atladı, kimi arkadaşını kara gömdü. Anılarımızı tazeledik, çocukluğumuza geri döndük. Tersun Dağından başlayan yürüyüşümüz Hatunoluğu Mevkiinden Karamustafa köyünde bitti. Güzel bir yürüyüştü” ifadelerini kullandı.

  • Durmuşlu Şelalesi buz tuttu

    Durmuşlu Şelalesi buz tuttu

    İlçeye bağlı Gülaçar köyü sınırlarında yer alan ve bugüne kadar varlığından pek haberdar olunmayan Durmuşlu Şelalesi, kış mevsiminde olunmasına rağmen akan suyunun damlalarının biriktirdiği buz kütleleriyle görenleri mest ediyor.

    Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen kar yağışının ardından geceleri hava sıcaklığının sıfırın altında 15 derecelere kadar düştüğü bölgede donan şelalenin görüntüsü Pamukkale travertenlerini andırdı.

    Toplam 5 katlı olarak en son noktaya dökülen ve her bir döküldüğü noktanın devasa buz kütleleriyle kaplandığı şelale Sinop’taki Erfelek Şelalelerine de benzetildi. Binlerce yıldır akarak dev ana kayayı 5 ayrı katmanda oyan suyun dökülmeye başladığı ve toprakla buluştuğu yerin arasındaki mesafenin 50 metreden fazla olduğu değerlendiriliyor.
    Bahar aylarında arkasındaki vadiden gelecek sularla birlikte oldukça coşkulu akması beklenen şelalenin yakınında terk edilmiş bir mahalle ve şapel bulunduğunu kaydeden fotoğraf sanatçısı ve dağcı Samet Çelik, arkadaşlarıyla birlikte geldiği şelaleden çok etkilendiğini söyledi.

    “Traverten gibi bir görüntü sunuyor ve bu manzara bizi mest etti”

    İlk kez gittikleri şelaleye güçlükle ulaştıklarını fakat alternatif ve rahat bir yolun keşfini de yaptıklarını belirten Çelik, “Gülaçar Köyü Ramadanlı mevkiinde doğada yemek yapan bir arkadaşımız daveti üzerine buraya geldik. Şelaleye biz Ramadanlı Şelalesi dedik ama köylüler Durmuşlu Şelalesi diyormuş. Yerden yüksekliği yaklaşık 50-60 metre diyebiliriz. Gerçekten doğayla bütünleşmiş buzullarla güzel bir görüntü sunuyor. Mevsim itibariyle kış olduğu için suyunun biraz az olması, havanın da akşamları soğuk olmasından dolayı buz kütleleri traverten gibi bir görüntü sunuyor ve bu manzara bizi mest etti, geldiğimize değdi” dedi.

    “Şelale terkedilmiş mahalleyle planlanarak turizme kazandırılmalı”

    Tarihi ve doğal güzellikleriyle turizmde adeta keşfedilmeyi bekleyen Gümüşhane’deki bu şelalenin İkisu-Şiran karayoluna çok yakın bir noktada olduğunu ve biran önce yanındaki terkedilmiş mahalleyle birlikte planlanarak turizme kazandırılması gerektiğini ifade eden Çelik, “Her mevsim suyunun aktığını ve ilkbaharda daha çok aktığını öğrendik. İlimizde bu tür yerlerin kesinlikle turizme kazandırılması gerektiğini düşünüyoruz. Buradaki 5 katlı şelale, Sinop’taki Erfelek Şelalesi’ne benziyor ve yıllardır aka aka kayaları aşındırarak bu şekilde gelmiş. Ben gerçekten çok güzel olduğunu düşünüyorum ve herkesi buraya davet ediyorum” diye konuştu.

  • Gümüşhane’de otomobille servis minibüsü çarpıştı: 4 yaralı

    Gümüşhane’de otomobille servis minibüsü çarpıştı: 4 yaralı

    Edinilen bilgiye göre Bayburt istikametinden Gümüşhane istikametine ilerleyen Samet Karga yönetimindeki otomobil ArzularKabaköy kavşağına geldiğinde kavşaktan çıkış yapan Seyyit Alkan yönetimindeki  boş servis minibüsü ile çarpıştı.

    Kazada minibüs sürücüsü Alkan ile otomobil sürücüsü Karga ve aynı araçtaki Hatice ve Zeliha Karga hafif şekilde yaralandı. Yaralılar 112 Acil Sağlık ekipleri tarafından olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından Gümüşhane Devlet Hastanesinde tedavi altına alınırken sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Kaza nedeniyle bir süre kontrollü sağlanan Bayburt-Gümüşhane istikametindeki trafik akışı hasarlı araçların kaldırılması ve yolun temizlenmesinin ardından normale döndü.

  • “Muhtar sana daha iyi bakar”

    “Muhtar sana daha iyi bakar”

    Dakikalarca tilkiyle konuşan ve evinin önünden gitmeye ikna etmeye çalışan Şükrü Çoban’ın ısrarına dayanamayan tilki ise bir süre sonra ortadan kayboldu.

     

  • Kurt sürüsü köye indi

    Kurt sürüsü köye indi

    Bugün sabah erken saatlerde ilçeye bağlı Babakonağı köyünün girişindeki Kıran mevkiinde 9 kurt vatandaşlar tarafından görüntülendi. Köy sakinlerinden Latif Keskinoğlu tarafından cep telefonu kamerasıyla kayıt altına alınan kurtların her hareketi saniye saniye kaydedildi. Bahse konu mevkide bulunan çiftliğe gözünü diken kurtları uzaklaştırmak için gürültü yapan Keskinoğlu, arkadaşlarıyla birlikte araçla kurt sürüsünü uzaklaştırmak istedi.

    Bir türlü uzaklaşmayan kurtları bu kez dağ yolundan giderek korkutmaya çalışan köylüler sürüyü dağıtmayı başarınca derin bir nefes aldı.

    O anları telefonuyla kaydeden Latif Keskinoğlu, “Bugün sabah 9 sıralarında kurtları çiftliğin hemen yakınlarında gördük. Saydığımda tam 9 büyük kurt vardı. Bağırmamıza, etraflarında 2 tur atmamıza rağmen gitmediler. En son dağın arkasındaki yoldan giderek korkutunca dağıldılar, dağa doğru kaçtılar” dedi.

    Keskinoğlu, kurt sürüsünün tekrar köye yaklaşması halinde hem insanlar hem sokak hayvanları hem de diğer hayvanlar için tehdit oluşturacağını sözlerine ekledi.

  • Çığ kurbanları Zigana Dağında anıldı

    Çığ kurbanları Zigana Dağında anıldı

    Türkiye’deki dağcılık camiasını yasa boğan olayın ardından her yıl hayatını kaybedenler için düzenlenen anma programları kapsamında bu yıl da Zigana dağında yürüyüş ve anma etkinliği düzenlendi.
    Trabzon Tenis Dağcılık Kayak İhtisas Kulübü (TEDAK) ve Gümüşhane Dağcılık, Doğa Sporları ve Gençlik Derneği (GÜDAK) tarafından gerçekleştirilen organizasyona dağcılar ve olaydan yaralı kurtulan sporcular katıldı.
    Zigana Dağı geçidinden Gümüşhane Valiliği tarafından yaptırılan Çığ Şehitleri Anıtına kadar yürüyen sporcular anıt önüne geldikten sonra saygı duruşunda bulundu ve İstiklal Marşı’nın okudu.

    Etkinlikte konuşan TEDAK Başkanı Ural Ayar, “2009 yılında 25 Ocak’ta kulübümüzün yaptığı faaliyette yaşadığımız kazada bu felaketi yaşadık. 10 arkadaşımızı maalesef kaybettik. Bu acıyı bifiil yaşamış birisi olarak acımız sonsuz, kelimeler bizim için yetersiz. Biz bir aileydik, aile bireylerimizi kaybettik. Arkadaşlarımız bir ana, baba, dede, kardeş, abla, abi, eş, bir çocuk, her biri kulübümüzün bir parçasıydı” dedi.
    Çığ felaketinde hayatını kaybeden dağcılar için onların adı ve anısına 10 hafta sürecek doğa yürüyüşü düzenlediklerini kaydeden Ayar, hepsini rahmet ve özlemle andıklarını belirterek, “Mekanları cennet olsun. O acı olayda bizlerin yardımına koşan herkese teşekkür ediyoruz” diye konuştu.
    Program GÜDAK Başkanı Mustafa Akbulut’un tüm şehitler için Kur’an-ı Kerim okuyup dua yaptırması ve hatıra fotoğrafı çekilmesiyle son buldu.

    Olay:
    Gümüşhane’nin Torul ilçesi sınırlarındaki Zigana Dağı’nda 25 Ocak 2009 tarihinde meydana gelen çığ olayında doğa yürüyüşüne çıkan Trabzon Tenis Dağcılık Kayak İhtisas Kulübü (TEDAK) üyesi 17 kişi çığ altında kalmış, olayda Hüsniye Sarıbıyık, Hasan Ali İsaoğlu, Burçak Sevim, Hüseyin Karaosmanoğlu, Erhan Terzi, Dr. Dursun İnan, Özlem Timurcuoğlu, Gülhanım Piyale, Yasemin Aktaş ve Dr. Davut Akdeniz hayatını kaybetmişti.

  • O kemençenin sultanı

    O kemençenin sultanı

    İlçeye bağlı Aksüt köyünden olan Çolak, babası bölgenin ünlü düğüncüsü ve kemençe sanatçısı Veysel Vamin’den öğrendiği kemençeyi evlendikten sonra da çalmaya devam ediyor.
    10 çocuklu ailesinde kemençe çalan 4 kardeşten birisi olan Çolak’ın oğlu da dedesi, dayıları ve annesini örnek alarak küçük yaşta kemençe çalmaya başladı. Herhangi bir nota bilgisi olmadan babasından öğrendiği gibi kemençeyi çalıp atma türkü söyleyen Çolak, önceki yıllarda bazı şenlik ve düğünlerde de sahne aldı. Torul ilçe merkezine taşınıp çocukları olduktan sonra ev ve çocuklarıyla ilgilenen Çolak, eşi ve çocuklarının talebi üzerine evinde kemençe çalmaya devam ediyor.

    Kemençe çalmayı babasından öğrendiğini kaydeden Çolak, “Babam çalıyordu ondan öğrendim. Biz 10 kardeşiz. 4 kemençe sanatçısıyız. Evli ve 3 çocuk annesiyim. Oğlum da öğrenmeye çalışıyor. Herhangi nota bilgim yok, kendi çabalarımla öğrendim. Atma türkü de söyleyebiliyorum. Ben yaklaşık 20 yıldır çalıyorum” dedi.
    Evlendikten sonra çocuklarla ilgilenince kemençeyle çok fazla ilgilenemediğini, yayla şenliklerinde ve düğünlerde de kemençe çaldığını hatırlatan Çolak, “Torul civarında kadın kemençe çalanı duymadım. İnsanlar duyunca önce şaşırıyor sonra çalmamı istiyorlar. Halk eğitimde kursa gittiğim zaman da çalmıştım. Eşim de çalmamdan memnun oluyor. Çalmama karışmaz. Evde otururken bazen istek yapar çalarım birlikte söyleriz” diye konuştu.

    “Hem annemin hem de dayılarımın sanatçı olmasından dolayı bende merak saldım”

    Oğlu Ali Kayra Çolak ise televizyonlarda, internette hep kemençe sanatçılarını izlediğini, annesini ve dayılarını da dinleyerek onlardan öğrenmeye başladığını belirterek, “Hem annemin hem de dayılarımın sanatçı olmasından dolayı bende merak saldım ve öğrenmeye çalışıyorum. Bu konuda kendimi geliştirmek istiyorum, sahne almak istiyorum” ifadelerini kullandı.

    “Arada eşimden istek parça istiyorum; çalıyor”

    Eşinin kemençe çaldığını evlendikten sonra öğrenen eşi Erkan Çolak da “Ben memnun oluyorum. Arada istek parça istiyorum çalıyor, stres atıyoruz. Moralimiz bozuk olduğu zaman biraz moral depoluyoruz. Çocuğum da annesi ve dayısından öğrendiği için heveslenip çalıyor. Ben de destek olmaya çalışıyorum onlara” şeklinde konuştu.

    “Çocuklarımla gurur duyuyorum”

    Annesi Fikriye Vamin ise kızıyla birlikte çocuklarının 4’ünün kemençe sanatçısı olduğunu hatırlatarak “Çocuklarımla gurur duyuyorum. Onlar kemençeyi babalarından öğrendi. Kemençeci Veysel Vamin’in çocukları onlar. 40 yıl kemençecilik, düğüncülük yaptı bu bölgede. Ebeveynler çocuklarının müziğe yönelmesine destek versinler” dedi.