Kategori: Gümüşhane

  • Freni boşalan minibüs yamaçtan yola düştü

    Freni boşalan minibüs yamaçtan yola düştü

    Yüzlerce yıldır geleneksel olarak her yıl Temmuz ayının 3. Cuma günü düzenlenen Kadırga Yayla Şenliklerinde bu yıl yaklaşık 60 bin kişi bir araya geldi. Denizden 2 bin 200 metre yükseklikte bulunan ve yaz aylarında her Cuma günü Cuma namazını üstü açık camide kılmaya gelen vatandaşlarla birlikte adeta küçük bir ilçeye dönüşen Kadırga Yaylasında düzenlenen Otçu Şenliği’nde bu yıl üzücü bir kaza yaşandı.

    Alınan bilgiye göre, eğimli yamaçta bulunan  minibüsün park yerini değiştirmeye çalışan seyyar satıcı M.O., bu sırada minibüsünün freninin tutmaması üzerine yola düştü. Bu sırada minibüs yoldan geçen ve yurtdışından tatil için memleketlerine gelen ve şenliğe katılan Nursima Dural (14), babaannesi Çiğdem Dural ve Dilek Özendi’ye (43) çarptı.

    112 Acil Sağlık ve UMKE ekiplerinin ilk müdahalede bulunduğu yaralılar, ambulanslarla Kürtün Devlet Hastanesi’ne kaldırılırken, yaralılardan Nursima Dural daha sonra hayati tehlikesinin bulunduğu gerekçesiyle Trabzon’daki Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi’ne sevk edildi. Diğer 2 yaralının sağlık durumlarının iyi olduğu belirtilirken, jandarma ekipleri kazayla ilgili inceleme başlattı.

  • Türkiye sıcaktan kavruluyor onlar soba yakıyor

    Türkiye sıcaktan kavruluyor onlar soba yakıyor

    Türkiye’nin birçok noktasında hava sıcaklığı mevsim normallerinin üzerine çıkarak rekor sıcaklıklara ulaşırken, geçiş ikliminin yaşandığı gece-gündüz sıcaklık farkının 20 dereceye ulaştığı Gümüşhane’de bu durum gündüzleri benzer fakat akşam saatlerinde tamamen farklı oluyor.
    Güneşin etkisini kaybetmesiyle birlikte kent merkezinde bile yer yer üşüten ılık hava etkisini gösterirken yüksek kesimlerde ise insanlar sobalarda çıtırdayan odun ateşinin etrafında ısınma ihtiyacı hissediyor.
    Sakinliği ve huzuru arayanların vazgeçilmez adresi olan yüksek rakımlı Gümüşhane yaylaları, serin ve temiz havasıyla dikkat çekerken keşfedilmeyi bekleyen bir doğa hazinesi olan yaylalarda Temmuz ayının son günlerinde bile akşam saatlerinde sobalar istisnasız her akşam yakılıyor.
    Denizden 2 bin metre yükseklikteki Dörtkonak yaylasında ailesiyle kalan 10 yaşındaki Sare Balki, bir aydır yaylada olduklarını ve her akşam soba yakmak zorunda kaldıklarını söyledi.

    Temmuz ayında olmalarına rağmen gündüz sıcak, akşamları da soğuk olduğu için bu saatlerde soba yaktıklarını kaydeden Balki, “Bir aydır yayladayız ve geldiğimizden beri her akşam sobayı yakıyoruz. Yakmazsak üşüyoruz. Sabahları dışarı çıktığımda yaş oluyor otlar, dizlerime kadar hep ıslanıyor, hasta oluyorum ondan sonra. Gündüzleri de çok sıcak oluyor kısa kol giyiyor, akşam olduğunda da soğuk oluyor ve bu sefer de kalın bir şeyler giyiyoruz. Bu durum hem güzel hem kötü. Ülkemizin sıcak bölgelerinde yaşayanlar çok sıcak olduğu için bunalıyorlardır ama buralarda da çok soğuk olduğundan bunalıyoruz. Ben sıcak yerlerde değil de burada olmak isterim. Sobayı yakınca ısınıyorum ama Antalya’da sıcağa bir şey yapamıyorsun. Klima açsan bile yine de çok sıcak oluyor. Ben şanslıyım yani” dedi.

    Metin Balki ise “Akşamları soğuk oluyor, soba yakıyoruz. Yakmadan durulmuyor. Sobanın ısıtması güzel ve keyifli oluyor. Gündüz çok sıcak, akşamları da rüzgarın da etkisiyle soğuk oluyor. Okullar açılana kadar buradayız” diye konuştu.
    Coğrafyasının yüzde 60’ını dağların oluşturduğu ve kayıtlı 430’dan fazla yaylasıyla Gümüşhane, doğal güzellikleriyle süslü, mistik bir atmosfere sahip bir coğrafya olarak biliniyor.

  • Kene vakaları yükselişte

    Kene vakaları yükselişte

    Doğu Karadeniz Bölgesinde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakalarında yazın gelmesiyle birlikte özellikle Kurban Bayramı ve sonrasında gurbetçilerin yöreye akın etmesiyle birlikte artış olduğu belirtildi.
    Ülkemizde KKKA vakaları 2008’den sonra azalamaya başlamışken son birkaç yıldır tekrar artışa geçti. Uzmanlar kene vakalarının özellikle Haziran ayı ortasından Temmuz ayı sonuna kadar yüksek trendde devam ettiğine dikkat çekerek bu dönemde çok dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulundu.

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, kenenin vücutta kaldığı sürenin hastalığın seyrini değiştirdiğini söyledi. Yılmaz ”Kene kaynaklı enfeksiyon olarak Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakalarında yazın gelmesiyle birlikte özellikle Kurban Bayramı ve sonrasındaki gurbetçilerimizin yöreye akın etmesiyle birlikte bir artış var.

     

    Bu artışla birlikte insanlarımızın biraz daha dikkatli olması gerektiğini düşünüyoruz. Son günlerdeki vaka artışı özellikle Gümüşhane Devlet Hastanesi’nden her gün arandığımız için biliyoruz. Bizde
    de yatan hastalarımız söz konusu. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) olarak hastaların ağır seyredeceğini aklımızda tutmalıyız ölüme neden olabileceğini de bilmeliyiz.

    Özellikle bu bölgelere KKKA’ nin olduğu yerlere gidecek olanlar kişilerin önlemlerini alması çoraplarını pantolonların üzerine çekmesi her gün kene açısından vücudunun herhangi bir yerine kene yapışmış mı? diye kendini kontrol etmesi gerekiyor. Çünkü kene ne kadar vücutta kalırsa o kadar hastalık ağır seyredebiliyor” dedi.

    Haziran ortasından Temmuz sonuna kadar ki dönem vaka sayılarının en yüksek olduğu dönemdir”
    Kene vakalarının genellikle Haziran ortalarından Temmuz ayı sonuna kadar yoğun seyrettiğini hatırlatan Yılmaz, “Haziran ortasından Temmuz sonuna kadar ki dönem en yüksek sayıların olduğu dönemdir. 2002 yılından bu yana bizde görülen vakalarda 2008’e kadar bir artış trendi olmuştu.

    2008’den sonra vakalar azalamaya başlamışken son birkaç yıldır tekrar bir artış söz konusu. 2008’e göre o rakamlara çıkmadık ama 2015-2016 yıllarına göre biraz daha fazla oranda KKKA ile karşılaşıyoruz. 2015-2016 yıllarında 10-15 hasta varken 2020’lerden sonra bu rakam yılda 30-40’lara kadar çıktı. Bir kaç vakamızda ölüm olabiliyor. KKKA yıllar öncesinden beri var.

    Önce Kırım’da sonra Kongo sonra İran’da Afganistan taraflarında olan bir hastalık. 2002 yılından bu yana ülkemizde tanı konulmaya başlandı. Başlangıçta ciddi mortalitelere neden oldu şimdi mortalite oranları o kadar yüksek olmamakla birlikte yine görebilmekteyiz. O nedenle halkımızın KKKA ile ilgili dikkatli olması gerektiğini söylüyoruz” diye konuştu.

  • Gümüşhane bayram tatilinde doldu taştı

    Gümüşhane bayram tatilinde doldu taştı

    Etkileyici ve zengin doğal güzellikleri, tarihi ve coğrafi özellikleriyle dikkat çeken Gümüşhane, bayram tatilinde gurbetçilerin ve doğa severlerin akınına uğradı.

    Torul ilçesi sınırlarındaki Zigana Dağına yapılan ve 3 Mayıs tarihindeki açılış töreninin ardından 1,5 aylık sürede 251 bin aracın kullandığı Avrupa ve Türkiye’nin en uzun, dünyanın 3.en uzun tüneli olan Yeni Zigana Tünelinin de etkisiyle Gümüşhane’nin turizm bölgelerinde 9 günlük bayram tatilinde rekor ziyaretçi sayısına ulaşıldı.

    Ziyaretçi sayıları kayıt altına alınan başta Karaca Mağarası olmak üzere Torul Kalesi Cam Seyir Terası, Limni Gölü Tabiat Parkı, Tomara Şelalesi Tabiat Parkı ve Çağlayandibi Şelalesi Tabiat Parkında bayramı tatili süresinde yoğunluk yaşandı.

    Toplam 9 gün süren tatilde uzun kuyrukların oluştuğu dünyaca ünlü bir damlataşı mağarası olan Karaca Mağarasını 13 bin 270, Torul Kalesi Cam Seyir Terasını 10 bin 225, Limni Gölü Tabiat Parkını 15 bin 100, Tomara Şelalesi Tabiat Parkını 14 bin 50 ve Çağlayandibi Şelalesi Tabiat Parkını 7 bin 550 olmak üzere toplam 60 bin 195 kişi ziyaret ederken, kayıt tutulmayan yerlere gerçekleştirilen ziyaretlerle bu rakamın 200 bin kişiyi aştığı değerlendiriliyor.

    Kent merkezi ve ilçelerdeki caddelere de yansıyan kalabalığın etkisinin hava sıcaklıklarının mevsim normallerine ulaşması ve tatil sezonunun başlaması nedeniyle bir süre daha devam etmesi bekleniyor.

  • Sıcaktan kaçıp soluğu şelalede aldılar

    Sıcaktan kaçıp soluğu şelalede aldılar

    Gümüşhane’nin Şiran ilçesinde dağın ortasındaki 40 ayrı noktadan dökülen buz gibi suyun oluşturduğu Tomara Şelalesi yazın sıcağından kurtulmak isteyenlerin vazgeçilmez durağı oldu.

    Doğal güzellikleri ve serin sularıyla bir doğa harikası olan Tomara Şelalesi Tabiat Parkı, doğaseverlerin ve ziyaretçilerin büyüleyici bir doğal manzara deneyimi yaşamasını sağlıyor.

    Dağın ortasındaki 40 ayrı noktadan yaklaşık 15 metre yükseklikten dökülen süt rengindeki köpük köpük berrak suyu, oluşturduğu hırçın deresinde kuş cıvıltıları içinde suyun seremonisinin dinlendiği mekan yazın sıcak havasından kaçıp kurtulmak, serinlemek isteyenlerin adresi oldu.

    Gümüşhane’nin en gözde turistik noktalarından birisi olan Tomara Şelalesi, piknik alanları, cam seyir terası, çocuklar için oyun parkından lokantasına kadar eksiksiz hizmet sunulan alanda ziyaretçiler şelaleden çıkan berrak sularda serinleyip doğanın tadını çıkarıyor.

    Buz gibi akan suyunun oluşturduğu vadide binlerce yıldır gürül gürül çağlayan ve ziyaretçilerine huzur dolu bir kaçış sunan, unutulmaz anılar biriktirmelerini sağlayan Tomara Şelalesi yurdun dört bir yanından misafirlerini ağırlamaya başladı.

    9 günlük bayram tatili ve havaların ısınmasıyla birlikte ziyaretçi sayısında artış yaşanan Tomara Şelalesi, Türkiye’de turizm otoriteleri tarafından ziyaret edilmesi tavsiye edilen 10 şelaleden birisi olarak biliniyor.

    Gümüşhane il merkezine 109, Şiran ilçe merkezine 20 kilometre uzaklıkta bulunan şelalede bu yılki ziyaretçi hedefi 200 bin olarak belirlenirken hem karne tatili hem de bayram tatilinin başlamasıyla bölgeye ziyaretçiler adeta akın etti.

    “Adeta çölde bir vaha gibi suyun serinliğini hissediyoruz”
    Eskişehir’den Gümüşhane’ye gelen ve suyun eşsiz seremonisini dinlemek için Tomara Şelalesi Tabiat Parkına giden Osman Nebioğlu, “Gümüşhane’ye gelen, geçen, yolu düşen herkesin gelmesi, görmesi gereken bir doğa harikası bir yerdeyiz. Suyun varlığının, sesinin, güzelliğinin, ahenginin, anlam ve mana kazandığı Tomara Şelalesi gezilip görülmesi gereken bir yer. Yazın sıcağında bu vadiye girdiğimiz zaman adeta çölde bir vaha gibi suyun serinliğini hissediyoruz. Gerçekten çok farklı, değişik güzelliklere şahitlik ediyoruz burada” diye konuştu.

    Ankara’dan gelen Filiz Ayhan da “Çok seviyoruz burada olmayı. Doğal güzelliği olarak çok güzel bir yer. Çocuklarımız da görsün, öğrensin hem memleketimizi görsün hem de bu doğal güzelliği yaşasın diye buradayız” dedi.

    Ömer Eymen Ayhan ise “Çok güzel yerler var burada. Kardeşlerim ve kuzenlerimle eğlenmek için buraya geldik. Tomara Şelalesi çok güzel bir yer. Çok soğuk suyu var. Sıcaktan bunalırken burada serin havada keyif yapıyoruz. Herkesi buraya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.

    “Ben böyle bir yer hayatımda görmedim”
    Trabzon’dan gelen Serdar Davulcu da “Yaklaşık 1,5 saatte buraya vardık. Çoğu yeri gezdim ama ben böyle bir yer hayatımda görmedim. Harika bir tabiat, harika bir manzara var. Herkesin gelmesini isterim” diye konuştu.

    İşletmeci Zeynep Kara ise “Yeni sezona yağışlar ve soğuk hava nedeniyle biraz geç başladık. Havaların ısınmasıyla birlikte misafirlerimizi ağırlıyoruz. Bir ailenin gelip gününü dolu dolu yaşayacağı, çocuklarıyla güzel vakit geçireceği ortama sahip tesisimiz. Restoranımızda kahvaltıdan akşam yemeğine, çocuk oyun parkımız ve yürüyüş yolumuzla enfes bir şelale gezintisine sahibiz. Gelen misafirlerimizi çok iyi ağırlamak ve Gümüşhane’nin misafirperverliğini göstermeye gayret ediyoruz. Bizim gurbetçi ziyaretçimiz çok. Hedefimiz bu yıl 200 bin ziyaretçi bekliyoruz” diye konuştu.

  • Ayı tehdidine Karadeniz çözümü

    Ayı tehdidine Karadeniz çözümü

    Koruma altında olması nedeniyle vurulması yasak olan hayvanların başında gelen ama diğer yandan da vatandaşların hem bağ bahçe hem de yayla evlerinin en büyük tehdidi olan ayılar için “Ancak Karadeniz’de olur” denilecek çözüm Gümüşhane’den geldi.

    Torul ilçesine bağlı Yücebelen köyünün Büyük Silve Yaylasındaki vatandaşlar her yıl kış uykusundan uyandıktan sonra yayla evlerine girerek yiyecek bulmak için buzdolabından kapılara kadar evleri paramparça eden, evin için savaş alanına çeviren ayılardan korunmak için çivi ve vida çakılı kapı ve eşiklerle ayıların önüne geçti.

    Sıcak yaz günlerinde hayvancılık yapmak için denizden 2 bin 285 metre yükseklikte kurulu ve yaklaşık 70 hanenin bulunduğu yaylada “Ali Baba” lakabıyla tanınan Ali Özcan, benzeri korku filmlerindeki sahneleri andıran düzeneği kurarak ayı tehdidinden kurtulduklarını anlattı.

    “Ayılardan çok çektik”

    Bu zamana kadar başta kendi yaylaları olmak üzere hem köylerinde hem de civar yaylalarda ayılardan çok çektiklerini ve çok zararını gördüklerini ifade eden Özcan, “Ayılardan çok çekiyoruz. Ayılar her zaman kar kalkmaya başladığı zaman kapıları kırıyor, içerileri kırıyor, çok zarar veriyor bize. Her yıl oluyor ve hiçbir şekilde baş edemedim. En son çare kapıları vidalama sistemi ve çivi çakmakta buldum. Daha giremiyor artık” dedi.


    “Ayı yerdeki çivili tahtaya basamıyor, çivili kapıya elleriyle vuramıyor”

    Yaptığı düzeneğin ayıya nasıl engel olduğunu anlatan Özcan, “Ayı yere koyduğum çivi çakılı kapının üzerine çıkamıyor. Çivi ve vida çakılı kapıya da vuramıyor. Çiviler eline geçiyor. Açamıyor bu sefer. Faydasını gördüm. Öncesinden gelip camları, pencereleri kırıp içeriye giriyordu. Hatta çatıları bile kırıp içeri girdi” diye konuştu.


    “Bu sistemi yapan kurtarıyor”

    Yaylada ilk kendisinin yaptığı uygulamanın ayıları engellemesinin ardından birçok vatandaşın benzer şekilde uygulama yapmaya başladığını belirten Özcan, “Bu işi ben icat ettim. Çivili tahtayı yapmadığım zaman 1-2 tane kapımı kırdı. Vurup da kırıyor. Şimdi ben de böyle bir sistem uyguladım ve rahat ettim. Girmiyor daha. Kapıya 500 tane vida kullandım. 1,5 kilo çivi de eşikteki tahtaya kullandım. Ben yapıp randıman aldıktan sonra yayladaki diğer vatandaşlar da yapmaya başladı. Yapan kurtarıyor” ifadelerini kullandı.

  • Trafik kazası can aldı

    Trafik kazası can aldı

    Trabzon’dan Gümüşhane istikametine ilerleyen Ahmet Enes Köse (27) yönetimindeki hafif ticari araç sabah erken saatlerde Övündü köyü yakınlarındaki Harşit 10 köprüsü mevkiinde sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıkarak Harşit Çayı kenarındaki bahçeye düştü. İhbar üzerine bölgeye çok sayıda Jandarma, 112 Acil Sağlık ve AFAD ekipleri sevk edilirken kazada araçta yolcu olarak bulunan Gümüşhane Üniversitesi öğrencisi oldukları öğrenilen Fulya Bayram (22) ve Zeynep Kurnaz (22) olay yerinde hayatını kaybetti.

    Araç sürücüsü Ahmet Enes Köse, diğer yolcular Zeynep Yiğit (20) ve Ayşe Begisi (23) araçtan çıkarılarak olay yerinde yapılan ilk müdahalelerinin ardından Gümüşhane Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı.

    Yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu, hayatını kaybeden öğrencilerden Fulya Bayram’ın Gaziantepli, Zeynep Kurnaz’ın da Malatyalı olduğu öğrenildi.

  • Gümüşhane’de şüpheli çanta alarmı

    Gümüşhane’de şüpheli çanta alarmı

    Olay, saat 13.30 sıralarında Karaer Mahallesi Yeşil Sokak’ta meydana geldi. Bir binanın duvarının dibine bırakılan şüpheli çantayı gören vatandaşlar polis ekiplerine haber verdi. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri çevrede geniş güvenlik önlemleri alarak, sokağa giriş çıkışı kapattı.

    Bölgedeki araçlar da kaldırıldı. Bölgeye gelen bomba imha ekipleri uzaktan kontrollü bomba imha robotuyla şüpheli çantayı patlattı. Patlatmanın ardından özel koruyucu kıyafet giyen bomba imha uzmanı imha edilen şüpheli çantayı incelerken, çantanın içerisinden bir kadına ait olduğu belirlenen kişisel eşyalar çıktı.

  • Bu mantar tam 36 santimetre

    Bu mantar tam 36 santimetre

    İlçede yaşayan ve mantara olan tutkusuyla bilinen 57 yaşındaki Musa Üçüncü, ilçeye bağlı Çağıl Köyünün yaylası ve kırsalında mantar aramaya başladı.

    Havaların oldukça uzun süredir yağışlı olması nedeniyle mantar mevsiminin geçmediği Gümüşhane’de yaklaşık 20 kilometre boyunca doğada kızıl mantar arayan Üçüncü, gün boyu topladığı mantarların finalini devasa kızıl mantarla yaptı.
    Kırsal kesimde mantar ararken yüksek boylu otların arasında kümelenmiş devasa mantarları fark eden ve sevinçle mantarları yerinden alan Üçüncü, henüz kurtlanmamış mantarları aracının tekerleğinin jantının genişliğinde olduğunu fark etti.
    Büyük bir sevinçle evine giden Üçüncü, topladığı mantarların bir kısmını arkadaş ve komşularına da dağıtırken en büyük mantarın çapını metreyle ölçtüğünde 36 santimetreye ulaştığını gördü.

    Mantar mevsimlerinde sürekli dağlarda mantar toplamaya gittiğini kaydeden Üçüncü, “Bu zamana kadar bulduğum en büyük mantarı bugün Çağıl köyü kırsalında buldum. Sanıyorum bugüne kadar Şiran ilçesinde böyle büyüklükte bir mantar bulunmadı. Bu mantarı fırında közleyip bir kısmını da çorba yapıp tüketeceğim” dedi ve vatandaşları doğada buldukları fakat bilmedikleri mantarları yememeleri konusunda uyardı.

  • Afrikalı öğrenciler dolmuşta konser verdi

    Afrikalı öğrenciler dolmuşta konser verdi

    Gümüşhane’de dolmuş şoförlüğü yapan Kenan Dilek geçtiğimiz günlerde dolmuşuna binen Afrika asıllı siyahi öğrencilerin müzik açılması isteğini radyonun çalışmadığı gerekçesiyle reddetti. Öğrencilerin ısrarı üzerine Kenan Dilek siyahi öğrencilere “Söyleyebiliyorsanız siz söyleyin” dedi. Bunun üzerine dolmuş içerisinde bulunan çoğunluğu bayanlardan oluşan yaklaşık 5 kişilik Afrikalı öğrenci grubu kendi ülkelerinin yerel dillerinde şarkı söylemeye başladı. Öğrenci grubunun dolmuş içerisinde koro halinde söylediği şarkı dolmuş içerisindekiler tarafından cep telefonu kamerasıyla kaydedilirken, sosyal medyada paylaşılan görüntüler büyük beğeni topladı.

    “Sesleri de güzel, 4-4’lük insanlar”

    Afrika asıllı öğrencilerin müzik isteğini radyo çekmediği gerekçesiyle geri çevirmek zorunda kalan dolmuş şoförü Kenan Dilek, konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Afrika asıllı öğrenciler dolmuşuma bindi bana ‘Şarkı aç’ dediler. Ben de ‘radyo var çekmiyor’ dedim. Bir daha ısrar ettiler. Dedim ki ‘Eğer söyleyebiliyorsanız siz söyleyin’ o ara başladılar söylemeye. Onlar için de bizim için de güzel bir şey oldu. Üniversitenin önünden başladılar belediyenin önünde bitti. Yolcular için de güzel oldu. Afrikalı öğrenciler dürüst insanlar, tek kelimeyle harikalar. Sesleri de güzel, 4-4’lük insanlar” dedi.