Kategori: Gündem

  • Kasım ayı enflasyonu belli oldu

    Kasım ayı enflasyonu belli oldu

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Kasım ayı Tüketici Fiyat Endeksi verilerini paylaştı. Buna göre, TÜFE’deki değişim 2024 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 2,24, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 42,91, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47,09 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 60,45 olarak gerçekleşti.

    Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 26,24 ile ulaştırma oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 92,49 ile eğitim oldu.

    Ana harcama grupları itibarıyla 2024 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre en çok azalan ana grup yüzde -0,25 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, 2024 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 5,10 ile gıda ve alkolsüz içecekler oldu.

    Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5’li Düzey) 2024 yılı Kasım ayı itibarıyla, 27 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 10 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 106 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

    Özel kapsamlı TÜFE göstergesi yıllık yüzde 45,68, aylık yüzde 1,54 oldu

    İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, 2024 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 1,54, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 42,28, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 45,68 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 60,56 olarak gerçekleşti.

    Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık yüzde 29,47 arttı, aylık yüzde 0,66 arttı

    Yİ-ÜFE 2024 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 0,66 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 28,01 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 29,47 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 42,60 artış gösterdi.

    Yİ-ÜFE imalat ürünlerinde yıllık yüzde 31,31 arttı

    Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 38,01 artış, imalatta yüzde 31,31 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 4,65 artış ve su temininde yüzde 42,11 artış olarak gerçekleşti.

    Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında yüzde 29,40 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 37,15 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 40,30 artış, enerjide yüzde 8,15 artış ve sermaye mallarında yüzde 30,94 artış olarak gerçekleşti.

    Yİ-ÜFE imalat ürünlerinde aylık yüzde 1,07 arttı

    Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 1,15 artış, imalatta yüzde 1,07 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 3,58 azalış ve su temininde yüzde 1,14 artış olarak gerçekleşti.

    Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında yüzde 0,64 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 1,0 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 2,21 artış, enerjide yüzde 2,32 azalış ve sermaye mallarında yüzde 0,62 artış olarak gerçekleşti.

  • Bayburt’ta mağaza açılışında izdiham

    Bayburt’ta mağaza açılışında izdiham

    Bayburt’un Velişaban Mahallesi’nde hizmete giren kadın giyim mağazasında işletme sahipleri açılışa özel kampanya düzenleyerek, kıyafetleri 10 liradan başlayan fiyatlarla satışa sundu. Sabahın erken saatlerinde mağazaya gelen ve kapıların açılmasını beklemeye başlayan vatandaşlar, mağazanın önünde kalabalık oluşturdu. Kapıların açılmasıyla başlayan alışveriş yarışı adeta izdihama dönüştü, vatandaşlar ucuz kıyafetleri kimseye kaptırmamak için hem zamanla, hem de birbirleriyle yarıştılar. İndirimli fiyatlarla satışa sunulan kıyafetleri ise kimisi hiç denemeden, kimisi de fiyatına bakmadan aldığı gibi koluna yığdı, kasa önünde ödeme yapmak için sıraya girdi.

    Sabahın erken saatlerinde geldiler

    Sabahın erken saatlerinde alışveriş yapmaya geldiğini söyleyen Derya Polat isimli vatandaş, “Bayburt’ta yeni açılan bir mağazada, açılışa özel 10 liradan başlayan fiyatlarla ürünler satılıyor. Biz de sabahtan geldik, alışverişimizi yaptık hala daha yapmaya devam ediyoruz. Ürünler çok fazla, çok güzeller. Çok yoğun bir kalabalık var. Ben sabah 09.00’da geldim, o saatten beri buradayım. Kalabalık çok fazla bu yüzden ürünlere çok çabuk ulaşamıyoruz” diyerek konuştu.

    “3-4 saattir buradayız”

    Uygun fiyatlarla ürün alabilmek için 3-4 saattir alışveriş yapan, kuyrukta bekleyen bir diğer müşteri Asude Aydın ise, “Alışveriş yapmaya geldim, çok ciddi bir yoğunluk var. İnşallah paramızı ödeyip, kıyafetlerimizi alıp çıkacağız. Saat 13.00’ten beri buradayım. Yoğunluktan dolayı bayağı bir bekledik. Çok güzel ürünler var inşallah alıp çıkarız. Bayağı bir yoğunluk var o yüzden 3-4 saattir buradayız” ifadelerini kullandı.

  • Gıda ve temel ihtiyaç ürünlerine denetim artışı

    Gıda ve temel ihtiyaç ürünlerine denetim artışı

    Ticaret Bakanlığı’nın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda gıda ve temel ihtiyaç ürünlerinde fahiş fiyat denetimlerinin arttırıldığı duyuruldu. Bakanlığın sosyal medya hesabında yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi:

    “Ticaret Bakanlığı olarak, vatandaşlarımızın beslenme, sağlıklı yaşama, barınma ve korunma gibi temel ihtiyaçlarını karşılayan zorunlu mal ve hizmet sektörlerinde, hem vatandaşlarımızın fahiş fiyat artışları sonucunda mağdur olmasını engellemek, hem de piyasada adil ve şeffaf bir ticaret düzenini tesis etmek amacıyla mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz.

    Bu kapsamda, temel gıda maddesi olan su ve yumurta sektörlerinde yaygın dağıtım ağına sahip üretici firmalar ile bahse konu ürünlerin nihai tüketiciye ulaşımına aracılık eden dağıtıcı/perakendeci firmalar nezdinde ticaret müfettişleri tarafından 19-20 Kasım 2024 tarihlerinde eş zamanlı olarak yerinde denetimler ve incelemeler yapılmıştır. Denetim ve incelemelerin sonucunda alınacak kararlar ve uygulanacak idari ve mali cezalar kamuoyumuz ile hemen paylaşılacaktır. Ayrıca, vatandaşlarımızın yaşam standartlarını etkileyen başta kırmızı et ve beyaz et sektörü olmak üzere tüm sektörlerde fiyat hareketleri ve piyasalardaki anlık reaksiyonlar yakından takip edilmektedir. Henüz asgari ücrette bir artış yaşanmamış olmasına rağmen, bazı fırsatçıların bu durumu öne sürerek fiyatları haksız şekilde artırma girişimleri de Ticaret Bakanlığımızca yakından takip edilmektedir. Bu kapsamda, özellikle temel gıda ürünlerinde spekülatif fiyatlandırmalarla ilgili gelen şikâyetler doğrultusunda, başta ulusal, yerel ve zincir marketler olmak üzere halkımızın vazgeçilmez ihtiyaçlarının satıldığı tüm noktalardaki fiyat artışları titizlikle denetlenmektedir.

    Asgari ücreti belirleme komisyonu daha henüz toplanmamışken ve Aralık ayı sonuna kadar belirlenmesi beklenen 2025 yılı asgari ücret rakamı 31 Ocak 2025 tarihinde çalışanlara ödenecek olduğu halde, asgari ücretteki artış ihtimalini şimdiden fiyatlamaya çalışan ve maliyet içindeki payını dikkate almadan, haksız bir şekilde asgari ücret artış oranının aynısını direkt fiyat artış oranına dönüştürüp fahiş fiyat uygulamaya kalkan satıcılara gereken kanuni denetimler ve cezai uygulamalar hiç tereddütsüz yapılacaktır. Ticaret Bakanlığı 81 il müdürlüklerince düzenli ve yoğun denetimler yapılmakta olup, 2024 yılının başından bugüne kadar 11 ayda 334 binden fazla işletme ve 15 milyon 50 bin 390 ürün denetlenmiştir. 194 bin 303 aykırılık bulunmuştur. 442 milyon lira il müdürlüklerimizce cezalar kesilmiştir. Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından 362 milyon lira ceza uygulamasına karar verilmiş ve tahsil edilmiştir.

    Ayrıca Tüketici Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğümüz tarafından da bu yılın 11 ayında 3 milyar 954 milyon lira ceza tahakkuk ettirilmiştir. Fahiş fiyat artışı yapıldığı tespit edilen ürünler, Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulunca değerlendirilmiş ve ilgili mevzuat doğrultusunda 100 bin lira ile 1 milyon lira arasında idari para cezaları uygulanmıştır. Stokçuluk hallerinde ise öngörülen ceza tutarı her bir aykırılık için 1 milyon lira ile 12 milyon lira arasında uygulanmaktadır. 2025 yılında bu cezalar, yüzde 43,93’lük Yeniden Değerleme Oranı ile artırılarak uygulanacaktır. Fahiş fiyat oluşumunu gösterir işaretlerin ortaya çıkması halinde, diğer sektörlerde de benzer denetimlere hızlıca başlanacak, sektörel denetimlerin tamamlanmasını müteakip, fahiş fiyat artışı yapan firmalara kanuni-idari-mali cezalar uygulanacak ve sonuçlar kamuoyuyla paylaşılacaktır. Ticaret Bakanlığımız, vatandaşlarımızın ve iyi niyetli işletmecilerimizin haklarını korumak, piyasada adil ve şeffaf bir ticaret düzeni sağlamak için mücadele kararlılığını aynı hassasiyet ve disiplinle sürdürecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

  • “Suriye’deki gelişmeleri yakından takip ediyoruz”

    “Suriye’deki gelişmeleri yakından takip ediyoruz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Karadağ Cumhurbaşkanı Jakov Milatoviç ile ortak basın toplantısı gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Milatoviç ve heyetini Ankara’da ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sene Türkiye-Karadağ arasındaki diplomatik ilişkilerin 145’inci yıl dönümü olduğunu hatırlattı. Karadağ ile bu ortak geçmişte siyasi ekonomik ve kültürel temelleri sağlam kapsamlı işbirlikleri olduğunu aktaran Erdoğan, Milatoviç ile görüşmelerinde ikili münasebetleri kapsamlı şekilde ele aldıklarını bildirdi. Görüşmede önümüzdeki dönemde atılacak adımları da değerlendirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Münasebetlerimize kurumsal çerçeve kazandırmak amacıyla Yüksek Düzeyli Strateji

    Konseyi kurulmasını kararlaştırdık. Ayrıca bölgesel ve uluslararası konularda görüş alışverişinde bulunduk. Balkanlarda istikrara atfettiğimiz önemi teyit ettik. Türkiye olarak dini ve etnik bir mozaik olan Balkanlarda huzuru, refahı ve istikrarı desteklemeye büyük önem verdiğimizi bu vesileyle bir kez daha vurgulamak istiyorum” dedi.

    Karadağ’ın zengin kültürel ve etnik dokusuyla Balkanlarda hoşgörü ve bir arada yaşama kültürüne örnek teşkil eden bir ülke olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”2021 yılında Karadağ’a gerçekleştirdiğim ziyarette ikili ticaret hacmimizi 250 milyon dolara çıkarma hedefi koymuştuk. Covid salgını, Ukrayna’daki savaş ve küresel ekonomik sıkıntılara rağmen hamdolsun bu hedefe ulaşmaya çok yakınız” değerlendirmesinde bulundu.

    Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç ile bu hedefi daha da yukarıya taşımak konusunda mutabık kaldıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Karadağ’a en fazla yatırım yapan ülkelerin başında geliyoruz. Müteahhitlik alanında firmalarımız Karadağ’da yaklaşık 500 milyon dolar değerinde 62 projeyi başarıyla tamamlamıştır. Firmalarımız özellikle altyapı, inşaat ve hizmet sektörlerine ilgilerini sürdürüyorlar. Bu ilginin bir neticesi olarak Karadağ’a doğrudan yatırımlarımızda 2023 ve 2024 yıllarında rekor artış yaşanmıştır. Bu vesileyle iş insanlarımıza verdikleri destekten ötürü kıymetli dostum Cumhurbaşkanı Milatoviç’e milletim adına teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    Karadağ ile ekonomik ilişkiler gibi beşeri ve kültürel münasebetlerin de hızla geliştiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Karadağ ile ekonomik ilişkilerimiz gibi beşeri ve kültürel münasebetlerimiz de hızla gelişiyor. Karadağ’da ikamet eden 25 bin vatandaşımıza ilave olarak ülkemizde 150 binden fazla Karadağ kökenli vatandaşımız var. THY öncülüğünde havayolu sektörümüz çok sayıdaki uçuşuyla Karadağ’ı adeta tüm dünyaya bağlıyor. Şüphesiz bu seferler aramızdaki turizm ilişkilerine de önemli katkı sağlıyor. TİKA’nın restorasyon, eğitim ve sağlık alanındaki projeleri, Yunus Emre Enstitüsü’nün kültür sanat faaliyetleri de ilişkilerimizin önemli boyutundadır. TİKA bugüne kadar Karadağ’da toplam değeri 30 milyon doları aşan 500’den fazla proje ve faaliyet gerçekleştirdi” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunus Emre Türk Kültür Merkezi’nin kuruluşundan bu yana 2 bin 500’ü aşkın öğrenciye Türkçe eğitim verdiğini, Türkiye bursları kapsamında da 500’den fazla Karadağlının ülkemizde eğitimlerine devam ettiklerini belirtti. Kuzeyden güneye kadar Türkiye’nin geniş çevresinde barışın, huzurun ve istikrarın korunmasına büyük önem atfettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Hem bizi hem de Karadağ’ı olumsuz etkileyen Rusya-Ukrayna savaşında başından beri adil bir barışın tesis edilmesi gerektiğini söylüyoruz. Gazze ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırılarında da aynı ilkeli tutumumuzu muhafaza ettik. Lübnan’da sağlanan ateşkese olan desteğimizi de açıkça beyan ettik. Gazze’de bir an önce ateşkesin sağlanmasını ümit ve arzu ediyoruz. Bölgemizdeki yangının söndürülmesi noktasında Türkiye olarak üzerimize düşen ne varsa dün olduğu gibi bugün de yapmaya hazırız” dedi.
    Suriye’de aniden patlak veren gelişmeleri de çok yakından takip ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Gerek Dışişleri Bakanımız gerekse Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanımız muhataplarıyla sürekli temas halindeler, istişarelerini gerçekleştiriyorlar. Aslında uzun bir süredir Orta Doğu’daki şiddet sarmalının Suriye’yi de etkisi altına alma ihtimaline dikkat çekiyordum. Son hadiseler Türkiye’nin haklılığını teyit ve tescil etmiştir” diye konuştu.

    Suriye ihtilafında Türkiye’nin duruşu, hassasiyetleri, temel öncelikleri ve savunageldiği politikanın parametrelerinin belli olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve milli birliğinin korunması, 13 yıldır devam eden istikrarsızlığın Suriye halkının meşru talepleri doğrultusunda mutabakatla son bulması en büyük temennimizdir. Ülkemizin milli güvenlik öncelikleri çerçevesinde sahadaki süreci anbean takip ve tahlil ediyor, bunlara halel getirecek herhangi bir özellikle farklı eylemin yaşanmaması adına gereken bütün tedbirleri alıyoruz” açıklamasını yaptı.

    Türkiye’den şu anda Karadağ’da yatırımları olan firmalar olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bunları sayın cumhurbaşkanıyla da görüştük ve bu firmalarımızın bundan sonraki süreçte de atacakları adımları önemsediğimizi yine konuştuk. Ve bu firmalar gerçekten Türkiye’de de çok çok güçlü olan firmalar ve bundan sonraki süreçte özellikle sanayide ve savunma sanayiinde buralarda birçok adımlar atabileceklerini kendileriyle paylaştım. Bundan sonraki süreçte de yine bu firmalarımızın atacağı adımları, bu akşam yemekte de zaten kendileriyle görüşme imkanları olacak. Geleceğe yönelik Türkiye-Karadağ arasında bir başka güç paylaşımını sağlayacaktır” diye konuştu.

    Gazze’de bugüne kadar İsrail’in verdiği sözleri tutmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bundan sonraki süreçte acaba verdiği sözleri tutar mı tutmaz mı noktasına gelince bu konuda pek samimi bir yaklaşım bugüne kadar görmedik. Bundan sonra da göreceğimizi zannetmiyorum. Çünkü 50 bini aşkın insanın öldürüldüğü bu süreçte neyine inanacağız? En son Lübnan’da ardı ardına öldürülen insanlar var. Neyine inanacağız? Dolayısıyla ateşkes sözü veriyorlarsa, bunu inşallah görelim ve uygulamada bu adımlar atılsın. Biz de buna inanmış olalım” dedi.

  • Erdoğan: Herkesi kucaklayan bir anlayıştayız

    Erdoğan: Herkesi kucaklayan bir anlayıştayız

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkez Konferans Salonu’nda, Sosyal Politikalar Başkanlığınca düzenlenen Dünya Engelliler Günü Buluşması’na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü kutladı. Erdoğan, Birleşmiş Milletler öncülüğünde tüm dünyada kabul görmüş 3 Aralık Dünya Engelliler Günü engellilerin sorunlarıyla ilgili farkındalığın artmasına engelli insanların hayatlarını kolaylaştıracak yeni adımlar atılmasına vesile teşkil ettiğini belirtti. Şurası bir gerçek ki engellilerle ilgili ne kadar farkındalık oluşturabilir, mesuliyet duygusunu ne kadar yaygınlaştırabilirsek bu süreçte o kadar fazla yol alabilir, o derece başarılı olabileceklerini ifade eden Erdoğan, “Bu bakımdan siyaset, sivil toplum ve hükümet olarak sosyal aktivitelerle, kültürel projelerle, toplumsal bilinci artıran kampanyalarla hep beraber engelli kardeşlerimizin gündemine sahip çıkmamız, bu yönde atılan adımlara iştirak etmemiz samimi destek vermemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

    22 yıldır Türkiye’de değişimin ve dönüşümün öncülüğünü yapan AK Parti toplumun her kesimini bu mücadeleye dahil etmek için öncü örnek ve sürdürülebilir politikalar oluşturmaya devam ettiğini kaydeden Erdoğan, “Partimizin düzenlediği bu programın da engelli kardeşlerimizin hayatlarını daha da kolaylaştırma ve toplumla bütünleşmelerini sağlama çabalarımıza katkı sunacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

    Gölgesinde yaşamaktan bahtiyarlık duydukları medeniyet çınarı köklerinin yüzlerce yıl ötesine uzandığını bildiren Erdoğan, “Merkezine insanı ve insanlık değerlerini alan bu medeniyet çınarıyla biz farklı coğrafyalara iyiliği, adaleti, şefkat ve merhameti taşıdık. ‘İnsan insanın kurdudur’ yerine ‘insan insanın yurdudur’ dedik ve ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışıyla hareket ettik. Bugün gönül coğrafyamızda hangi evi ziyaret etseniz orada mutlaka Türkiye’ye dua eden bu millete selam gönderen bizleri ve ecdadı hayırla yad eden insanlarla karşılaşırsınız. ‘Türk beklenendir, Türk yolu gözlenendir’ tespitinin kuru bir hamaset değil, tam aksine güçlü bir hakikat olduğuna pek çok yerde şahitlik edersiniz. Biz de buna yurtdışı ziyaretlerimizde defalarca şahitlik ettik. Bu elbette ki parayla, güçle, zorla elde edilebilecek bir paye değildir. Kalplerin kilidini açmak, iyiliğe giden yolu bulmak ve tertemiz bir mazinin taşıyıcısı olmak inanın ki her millete nasip olacak bir onur değildir. Türkiye adına, Türkiye’nin istiklal ve istikbal mücadelesi adına, Türkiye Yüzyılının inşası adına çok büyük bir kazanımdır, önemli bir referanstır” dedi.

    “’Ecdat, engellilerin topluma kazandırılmasına müthiş hassasiyet göstermiştir’”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şu şekilde devam ettirdi:

    “Selçuklu döneminde sultanlar Darüşşifa Kurumları’yla Ahi Teşkilatı Orta Sandıkları’yla vakıflarımız Hankah ve Şifahaneler ile engellilerin ve hastaların daima yanında olmuştur. Engelliler askeri ve idari görevlere getirilmiş, titizlikle himaye edilmiş, sosyal hayata katılımları teşvik edilmiştir. Bir vakıf medeniyeti olan Osmanlı’da engellilere dönük hizmet ve faaliyetler devletin siyasetinde önemli bir yer tutmuştur. Müsahiplik yani Padişah Müşavirliği dahil engellilerin Osmanlı Devleti’nin farklı kademelerinde mühim vazifeler üstlendiği, çoğu zaman göz ardı edilen bir gerçektir. Hırka-i Saadet Dairesi’nde görev alan, Dar’ül Huffaz gibi kurumlarla yetişip hafızlık yapan, farklı din hizmetlerinde bulunan nice engellinin hayatın her alanında güçlü bir şekilde var olduğunu biliyoruz. Ecdat, vakıflar eğitim ve sağlık kurumları Bimarhaneleri ile engellilerin topluma kazandırılmasına müthiş bir hassasiyet göstermiştir. Ülkemizde kimi marjinal çevrelerin bitmeyen bir kinle özellikle hedef aldığı Sultan 2’nci Abdülhamit Han 1889’da açtırdığı bir mekteple işitme ve konuşma engelli kişilerin çağın üzerinde bir eğitim almalarını sağlamıştır. Bu okulun öğrencileri ata arabalarının ve diğer araçların kendilerini fark etmeleri için kırmızı renkli bir kıyafet giyerlerdi. Sultan Abdülhamit Han bu öğrencilere özel bir ihtimam gösterirdi. Bir gün dönemin Maarif Vekaleti bu talebeler için bir talimatname hazırlamış ve mahalli idarelere göndermiştir. Bu talimatnamede kırmızı renkli elbise giyen öğrencilere dikkat etmeyen tüm arabacıların amirleri tarafından uyarılmaları, gerekirse cezai işleme tabi tutulmaları emredilmiştir. Yine o günlerde işitme ve görme engelliler okulu talebeleri Abdülhamit Han’a bir mektup yazarak kendilerine yönelik hizmetlerinden ötürü sultana şükranlarını ifade etmişlerdir. İşte biz böyle bir geçmişten, böyle bir devlet geleneğinden, hamdolsun böyle erdemli ve kapsamlı bir sosyal politika tecrübesinden geliyoruz. Açık söylüyorum; bundan da iftihar etmemiz gururlanmamız gerekiyor. Başkaları gibi devletimizin ve milletimizin tarihini bir asır öncesinden başlatıp geçmişi reddetmek yerine tarihimizi bir bütün olarak kucaklıyor, maziden bugüne ve geleceğe güçlü köprüler kurmaya gayret ediyoruz.”

    “Türkiye cumhuriyeti devleti’nin sahibi millettir””

    Ecdattan miras kalan ne kadar değer, ne kadar uygulama varsa hepsini muhafaza etmenin, daha ileri seviyelere taşımanın çabasında olduklarını vurgulayan Erdoğan “Sosyal adaleti güçlendirmeyi, eşitsizliği gidermeyi hedefleyen kuşatıcı insan odaklı yaklaşımlarımızın gerisinde işte bu tasavvur bulunuyor. Biz her zaman şunu savunduk; bugün de aynı hassasiyeti taşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sahibi millettir, 85 milyonun tamamıdır. Köken, inanç, mezhep, meşrep ayırmaksızın milletimizin tüm fertleri devletimizin nazarından aynı derecede hizmete ve hürmete layıktır” diye konuştu.

    “Engelli vatandaşlarımıza yönelik adaletsizliklerin ortadan kaldırılmasını da devletimizin asli vazifesi olarak görüyoruz”

    Tek parti faşizmini ve darbe dönemlerindeki gibi makbul olan ve olmayan vatandaş ayrımını asla tasvip etmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sırf inancından, başörtüsünden, sakalından dolayı insanların kamusal hayatın dışına atıldığı o kara günler artık geride kalmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nde hangi sebeple olursa olsun kimse dışlanamaz, ikinci sınıf vatandaş olarak görülemez, sosyal, siyasal ve iktisadi noktada kesinlikle geri görülemez. Bunların en başında da engelli vatandaşlarımız yer almaktadır. Biz engelli vatandaşlarımızla güçlüyüz ve 21’inci yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapma hedefine giden yolda engellilerimizle kol kolayız, omuz omuzayız. Milletimizin farklı kesimlerine yönelik ayrımcı uygulamalara son vermeyi nasıl görev biliyorsak engelli vatandaşlarımıza yönelik adaletsizliklerin ortadan kaldırılmasını da devletimizin asli vazifesi olarak görüyoruz” dedi.

    2002 yılından beri aile ve sosyal hizmetler sahasının bu konular titizlikle eğildikleri alanların başında geldiğini kaydeden Erdoğan, “Bir yandan toplumun temeli olan aile kurumunu güçlendirmeye çalıştık. Diğer yandan yaşlılarımızın bakıma muhtaç ve engelli kardeşlerimizin geniş bir sosyal hizmet havuzundan yararlanmalarını sağladık. Engelli kardeşlerimize dönük hizmetlerimizi lütfeden, bahşeden, küçümseyici bir tarzda değil geç kalmış hakların teslimi yaklaşımıyla hayata geçirdi. 2005 yılında çıkardığımız ve temel politikamızı ortaya koyduğumuz engelliler hakkında kanun bunun en açık göstergelerinden biridir. 2008’de Birleşmiş Milletler engellilerin haklarına ilişki sözleşmeyi imzalayan ilk ülkelerden biri olduk. Engellilerin hak ve hizmetlere doğrudan ulaşabilmeleri adına erişilebilirlik ilkesini kendimize rehber edindik. Bu kapsamda kamu kullanımına açık binaların kaldırım, yaya geçidi ve park gibi açık alanların toplu ulaşım araçlarıyla bilgi ve iletişim sistemlerin erişilebilir olmasını zorunlu hale getirdik. Engellilerimizin yoğun şekilde kullandıkları 3 bin 500’ün üzerinde bina, açık alan ve toplu taşıma aracına erişilebilirlik belgesi verdik” ifadelerini kullandı.

    2020 yılını erişilebilirlik yılı ilan ederek bu alandaki çalışmalara daha da hız kazandırdıklarını ifade eden Erdoğan, “Birazdan çalışmalarıyla erişilebilirlik ödüllerine layık görülen isimlere ödüllerini takdim edeceğiz. Tabii biliyorsunuz erişilebilirlik yalnızca fiziki yapılarla sınırlı değil. Teknolojinin tüm unsurlarıyla hayatımızı hem de doğrudan etkilediği bugünlerde çoğu ürün ve hizmete erişim dijital yollarla sağlanıyor” diye konuştu.

    Engellilere ilişkin müjdeyi paylaşan Erdoğan, “Engelli kardeşlerimizin dijital temelli hizmetlere daha kolay ulaşabilmeleri amacıyla web siteleri ve mobil uygulamaların erişilebilirliği genelgesini İnşallah yakın zamanda yayınlayacağız. Genelgemiz tüm engelli kardeşlerimiz için şimdiden hayırlı uğurlu olsun diyorum” ifadelerini kullandı.

    İşitme engelliler için tüm işaret dili tercümesinden yararlanabilecekleri engelsiz iletişim merkezi 2022 yılında kurduklarını bildiren Erdoğan, “2013 yılında hayata geçirdiğimiz ücretsiz seyahat uygulamasına devam ediyoruz. Bu çerçevede engelli bireyler ve refakatçileri için belediyeciler aracılığıyla yaptığımız gelir desteği ödemelerimizi sürdürüyoruz. Bugüne kadar yaklaşık bir buçuk milyar liralık ücretsiz seyahat gelir desteği ödemesi gerçekleştirdik. Engelli öğrencilerimiz ev, okul arası ulaşımlarını hiçbir ücret ödemeden yapabiliyorlar. Erişilebilirlik bilincinin toplumun tüm kesimlerinde yaygınlaşması adına 2011 yılından beri bilgilendirme ve farkındalık çalışmaları yürütüyoruz. Bugüne kadar 28 bine aşkın kamu personelimiz erişilebilirlik eğitimlerine katıldı. Burada şunu da memnuniyetle ifade etmek isterim. Engelli vatandaşlarımızın çalışmak ve üretmek için ne kadar istekli, azimli, özverili olduğuna yıllardır bizzat şahitlik ediyorum. İş yerlerine engelli personel çalıştırma zorunluluğu getiren kota sistemini devreye aldık. Engelli kamu personeli seçme sınavıyla kamuda engelli memur atamalarının önünü yine biz açtık. Böylece son yıllarda kamudaki engelli memur sayısında önemli artış sağladık” şeklinde konuştu.

    2002 yılında 5 bin 777 olan engelli memur sayısının şu an 81 bine yaklaşmış durumda olduğunu söyleyen Erdoğan, “Kamuda çalışan engelli memurlarımızın verimliliğini arttırmasına büyük önem veriyoruz. Engellilerimizin özel sektörde istihdam edilmelerini de güçlü bir şekilde destekliyoruz. Bu kardeşlerimizin becerileri dikkate alınarak istihdam edilmeleri için iş koçluğu uygulamamızı 2014 yılında başlatmıştık. Bu uygulamayı iş ve meslek danışmanlığı sistemi olarak yaygınlaştırmaya ve güçlendirmeye devam ediyoruz. İş bulmakta zorlanan zihinsel engelli vatandaşlarımızı ücret desteği, vergi indirimleri ve çeşitli muafiyetler sağladığımız korumalı iş yerlerinde istihdam ediyoruz. Halihazırda bu yardımdan 17 korumalı iş yerinde 133 engelli kardeşimiz çalışmaya üretmeye devam ediyor” dedi.

    Erken teşhis ve müdahale birçok alanda olduğu gibi engellilikle mücadelede de önemli bir yer tuttuğuna dikkat çeken Erdoğan, “ 0-8 sekiz yaş aralığındaki özel gereksinimli evlatlarımızın ihtiyaç duydukları hizmetleri etkili bir şekilde alabilmeleri için aile temelli ulusal erken müdahale sistemimizi yıl bitmeden pilot olarak hayata geçireceğiz. Şu anda 2 şehrimizde uyguladığımız otizmli bireylerin ailelerine yönelik bireysel sosyal hizmet danışmanlığını da yakın zamanda 16 ilimize daha taşıyoruz. Üzerinde önemli durduğumuz bir diğer konu ise engelli vatandaşlarımızın ailelerinin yanında sosyal çevrelerinden kopmadan bağımsız bir biçimde yaşamlarını sürdürebilmeleridir. Bunun için evde bakım yardımı, gündüzlü bakım hizmetleri, umut evleri gibi toplum temelli bakım hizmetlerini önceliyor ve yaygınlaştırıyoruz” şeklinde konuştu.

    2007 yılında yaklaşık 29 bin vatandaşın evde bakım yardımı aldığını belirten Erdoğan, “Halihazırda bu yardımdan yaklaşık 547 bin vatandaşımız yararlanıyor. Engellilerimizin kültürel ve sportif faaliyetlere katılabilme gündüz bakım evlerimizin sayısını yüz otuz yediye yükselttik. Ülkemizin dört bir yanındaki 145 umut evinde engelli vatandaşlarımıza ev ortamında hizmet sunmaya devam ediyoruz. 2002 yılında yirmi bir olan engelli bakım merkezlerimizin sayısını 106’ya çıkardık. Bu merkezlerdeki 6 bin 832 vatandaşımızın her türlü ihtiyacı ücretsiz bir şekilde karşılanıyor. 2024 yılı Ekim ayı itibariyle farklı şehirlerdeki 317 özel bakım merkezinde hizmet alan 30 bin 165 engelli vatandaşımızın yüzde 94’nün bakım maliyetlerini devlet olarak biz karşılıyoruz. Diğer taraftan otizm alanında ihtisaslaşmış taşmış gündüzlü ve yatılı bakım merkezlerinin de yaygınlaştırılması önceliklerimiz arasında yer alıyor. Otizm spektrum bozukluğu olan bireylere ikinci ulusal eylem planımızı da uygulamaya başladık” açıklamalarında bulundu.

    Erdoğan, “Engelli kardeşlerimizin hiçbir zorlukla karşılaşmadan hayatın her alanında güçlü şekilde var olabildiği bir ülke Türkiye Yüzyılı’nda ulaşmak istediğimiz hedeflerden biridir. Türkiye Yüzyılı sadece barışın, huzurun, kardeşliğini engellilerin de yüz yılı olacaktır” ifadelerini kullandı.

    2030 ‘Engelsiz Vizyon’ belgesini bundan 3 yıl önce yine Dünya Engelliler günü vesilesiyle ilan ettiklerini ve milletle paylaştıklarını hatırlatan Erdoğan, “Vizyon belgesinin 3 yıllık uygulama aracı olan engelli hakları ulusal eylem planının ilk iki yılını neredeyse geride bıraktık. Eylem planımızın hedeflerine tam anlamıyla ulaşabilmesi için hepimizin daha gayretli, daha hevesli, daha özverili çalışması gerekiyor. Engelsiz bir Türkiye istiyorsak tüm kurumlarımızın uyum ve iş birliği içinde buna katkı sağlaması şarttır. Bu noktada sorumluluk üstlenen tüm birimlerimizin gereken özeni, titizliği, hassasiyeti göstereceğine yürekten inanıyorum. Burada şu gerçeği tekrar hatırlatmak durumundayım. Gerçek manada engellilik hali, azmini ve idealini kaybetmişler içindir. Azmini ve idealini kaybetmemiş olanlar için engel yoktur. Azim varsa hedef varsa inanç varsa ülkü varsa başarı vardır. Zafer vardır, galibiyet vardır, hedeflere ulaşmak vardır. Bir başka engellilik hali de zihinlerde ve yüreklerde olandır. Yani asıl engellilik kendine engel olmaktır. Kendini sınırlamak, hayatın içerisinden geri çekmektir. Davası, hedefi, gayesi ve azmi olan parmağıyla mermeri deler tırnağıyla kale surlarında geri kaçar” diye konuştu.

    Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü:

    “Spordan siyasete iş dünyasından hayatın diğer alanlarına kadar engelli kardeşlerimizin hepimizi gururlandıran, hepimize umut ve ilham veren başarılarının gerisinde zihinlerdeki engelleri yıkmaları vardır. Engelli kardeşlerimizle el ele gönül gönüle verdik. Hamdolsun bugün 22 sene önce hayal dahi edilemeyen seviyelere geldik. Ama önümüzde daha gitmemiz gereken çok ciddi mesafe olduğunun da farkındayız. Engelli kardeşlerimizin hayatın her safhasında daha fazla görünür olmaları, daha fazla yer almaları için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Başta mahalleli idareler olmak üzere kamu yahut özel her kurum ve kuruluşun engellilerin hayatına olumlu manada dokunmak noktasında elini taşın altına koymasını özellikle beklediğimizi burada vurgulamak istiyorum.”

    Programda, Bağcılar Belediyesi Feyzullah Kıyıklık Engelliler Sarayı Müzik Korosu şarkılar seslendirdi, engellilerden oluşan folklor ekibi gösteri sundu. AK Parti iktidarında, engelli vatandaşlara yönelik hayata geçirilen projeler ve kolaylıkların anlatıldığı video izletildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Erişilebilirlik Ödüllerine hak kazanan Türkiye Teknoloji Takımı, Halkbank, İGA, Bağcılar Belediyesi ve Orka Otellerine ödüllerini takdim etti. Görme engelli ressam Eşref Armağan, resmettiği milli muharip uçak KAAN’ın tablosunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye etti. İşitme engelli çocuklar, Gazze’de yaşanan insanlık dramını vurgulamak amacıyla ‘Ses Ver’ şarkısını işaret diliyle seslendirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da sahnede çocuklara eşlik etti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, programa katılan engelli çocuklarla fotoğraf çektirdi, ailelerin taleplerini dinledi. Programa, AK Parti genel başkan yardımcıları, milletvekilleri ile çok sayıda davetli katıldı.

  • Suriye Milli Ordusu Tel Rıfat’ta

    Suriye Milli Ordusu Tel Rıfat’ta

    Suriye’de muhalif Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) Rusya ve Suriye hava kuvvetlerinin İdlib’in güneyindeki bölgelere artan saldırılarına karşılık olarak ve Şam yönetiminin muhtemel saldırılarını önlemek amacıyla Halep’e 27 Kasım’da başlattığı operasyonu sürüyor.

    HTŞ’ye bağlı muhalif gruplar, Halep’in büyük bölümünde kontrol sağlarken Suriye Milli Ordusu (SMO) ise, Özgürlük Şafağı Operasyonu çerçevesinde terör örgütü PKK/YPG kontrolündeki Tel Rıfat’a girdi. SMO, Tel Rıfat kenti ve çevresindeki terörist PKK ile girdiği çatışmaların ardından kentin kontrolünü tamamen ele geçirdi. Kentte çok sayıda örgüt üyesini de yakalayan SMO, tanklar da dahil çok sayıda ağır aracı ele geçirdi. Tamamen hakimiyetin sağlandığı Tel Rıfat’ta SMO’nun temizleme çalışması yapması bekleniyor. SMO, kent çevresinde ilerleyişini ise sürdürüyor.

  • Romanya’da iktidar partisi güven tazeledi

    Romanya’da iktidar partisi güven tazeledi

    Romanya’da dün gerçekleştirilen genel seçimlerde oy sayma işlemleri sürüyor. Romanya Daimi Seçim Otoritesi (AEP) tarafından yayınlanan resmi verilere göre, oyların yüzde 99,48’inin sayılmasıyla birlikte Başbakan Marcel Ciolacu liderliğindeki Sosyal Demokrat Parti’nin (PSD) oy oranı yüzde 22,58 oldu. PSD’nin güven tazelediği genel seçimlerde Avrupa’ya muhalif George Simion liderliğindeki aşırı sağcı Rumenlerin Birlik İttifakı (AUR) ise yüzde 18,17 oranında oy alarak ikinci sırada yer aldı.

    Parlamentoda temsil edilecek partiler belli oldu

    İktidar koalisyonunun ortağı Ulusal Liberal Parti’nin (PNL) oy oranı yüzde 14,39 olurken, Cumhurbaşkanı adaylarından Elena Lasconi liderliğindeki AB yanlısı Romanya Birliğini Kurtarın (USR) partisinin oy oranı ise yüzde 12,13 seviyesinde kaldı. Covid-19 salgını sırasında aşıya muhalif tavrıyla popülerlik kazanan aşırı sağcı siyasetçi Diana Sosoaca liderliğindeki SOS Romania partisi ise yüzde 7,63 oy oranı ile yüzde 5’lik seçim barajını aşmayı başardı.
    Yüzde 6,46 oranında oy alan Romanya’daki Macarların Demokratik Birliği (UDMR) ve yüzde 6,28 oranında oy alan aşırı sağcı Gençlerin Partisi (POT) de barajı geçerek parlamentoda temsil edilecek partiler arasında yer aldı.

    “Romanyalılar, siyasetçi sınıfına önemli bir mesaj gönderdi”

    İktidar partisi PSD’nin liderliğini üstlenen Başbakan Marcel Ciolacu, sonuçların belli olmasının ardından gerçekleştirdiği basın toplantısında, seçim sonuçlarını dikkatli bir şekilde değerlendirmeleri gerektiğini söyledi. Açıklamasında Ciolacu, “Romanyalılar, siyasetçi sınıfına önemli bir mesaj gönderdi” dedi. Seçmenlerin verdikleri mesajı anladıklarını vurgulayan Ciolacu, Avrupa Birliği ile kalkınmaya devam ederken ülkenin geleneksel ve dini değerlerini koruyacaklarını söyledi.

    “Bu, Romanya’nın yeniden doğduğu bir andır”

    Aşırı sağcı AUR partisinin genç lideri George Simion ise seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmesinde, “yerleşik düzene karşı elde edilen kazanımların Romanya için bir dönüm noktası” olduğunu söyledi. Simion, “Bu, ortak irademizle Romanya’nın yeniden doğduğu bir andır” şeklinde konuştu.

    Katılım oranı yüzde 52,3

    Romanya Parlamentosunu oluşturan iki alt meclis olan Temsilciler Meclisi ve Senato’nun üyelerinin belirlendiği genel seçime katılım, 2004 yılından bu yana en yüksek düzeyde gerçekleşti. Yerel saatle 21.00 itibarıyla oy kullanma işleminin sona ermesiyle birlikte genel seçime katılım oranı yüzde 52,3 olarak açıklanırken, yaklaşık 9,4 milyon seçmen oy kullandı.

  • Yenidoğan soruşturmasında adı geçen Satılmış Çim ölü bulundu

    Yenidoğan soruşturmasında adı geçen Satılmış Çim ölü bulundu

    Küçükçekmece’de dün bir şahıs aracın içinde ölü bulundu.

    İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yapılan incelemelerin ardından şahsın 2 gündür kayıp ilanıyla aranan Satılmış Çim’e ait olduğu ortaya çıktı.

    Çalışmaların devamında Yenidoğan Çetesi soruşturmasında adı geçtiği ve kapatılan Avcılar Hospital Hastanesi’nin depo sorumlusu olarak çalıştığı öğrenildi. Sağ kol bileğine iki adet iğne vurulan Çim’in cansız bedeni Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın olayla ilgili soruşturma başlattığı öğrenildi.

  • “Türkiye, dijital sağlıkta marka oldu”

    “Türkiye, dijital sağlıkta marka oldu”

    Antalya’da düzenlenen HIMSS’24 Eurasia Konferansı ve Fuarı’nda konuşan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, Türkiye’nin son 22 yılda sağlık hizmetlerinde önemli bir mesafe kat edildiğini, sürdürülebilir, bilim ve teknoloji üreten sağlık altyapısını güçlendirdiklerini belirtti.

    Türkiye sağlık sisteminde 22 yıllık büyük dönüşüm

    Sağlık hizmetlerinde dijitalleşme ve teknolojinin öncü bir rol oynadığını vurgulayan Bakan Memişoğlu, yapay zeka uygulamalarının da hızla geliştiğine dikkat çekti. Memişoğlu, teşhis, tedavi, rehabilitasyon ve sağlığın korunması gibi alanlarda yapay zekanın yeni yöntemler sunduğunu söyleyerek, dijitalleşme sayesinde randevu, takip ve raporlama işlemlerinin büyük oranda sanallaştığını ifade etti.

    Türkiye, Avrupa e-Devlet ölçütünde üst sıralarda

    Avrupa Komisyonu’nun 2024 e-Devlet Ölçütü raporunda Türkiye’nin, 83 puanla Avrupa Birliği ortalamasının üzerinde yer aldığını açıklayan Memişoğlu, sağlık kategorisinde 90 puanla 4. sırada olduğunu, nüfus büyüklüğüne göre ise birinci sıraya yerleştiğini belirtti. Memişoğlu, “Bu raporda puanlama yapılırken dört temel kritere yer verildiğini görüyoruz: Kullanıcı odaklılık, şeffaflık, temel etkinleştiriciler ve sınır ötesi hizmetler. Avrupa Komisyonu raporunda, Avrupa Birliği hükümetlerinin genel performans puan ortalaması 76 olarak tespit ediliyor. Yine aynı raporda Türkiye 83 puanla AB ortalamasının üzerinde değerlendirilirken, 11 puanlık artış ile son dört yılda en çok gelişme gösteren ülkelerden birisi olarak gösteriliyor. En önemli göstergelerden birisi de sağlık alanında yapılan değerlendirme, Türkiye ‘sağlık’ kategorisinde 90 puanla 4. sırada yer alıyor. İlk üç sırada Lüksemburg, Malta ve Estonya’nın yer aldığı dikkate alındığında, nüfus büyüklüğüne göre ülkemiz birinci sırada bulunuyor” diye konuştu.

    Dijital sağlıkta dünya çapında başarı

    Türkiye’nin dijital sağlık alanında dünya çapında marka haline geldiğini de belirten Bakan Memişoğlu, sağlık sisteminde teknolojik dönüşümün öncüsü olduğunu da ifade ederek, “Türkiye olarak, gerçekten de dijital dönüşüm alanında son 22 yılda önemli bir mesafe kat ettik. Sağlık hizmeti sunumunda devreye aldığımız teknoloji, alt yapı, yazılım ve uygulamalar, Türkiye’de dijital dönüşümün öncüsü oldu. Dijital sağlık alanında dünya çapında marka ülke haline geldik. Sağlığın bugününü değiştiren ve geleceğini etkileyen bir dizi dijital sağlık uygulamasına imza atmış bulunuyoruz” dedi. Memişoğlu, Sağlık Bakanlığı olarak bireyin kendi sağlığını sahiplenmesini artırmayı hedeflediklerini ve aile hekimliği sistemini daha güçlü hale getireceklerini de sözlerine ekledi.

    Şeffaf ve bilişim tabanlı sağlık sistemi

    Sağlık hizmetlerinde şeffaflık, bilişim tabanlı yönetim ve yapay zeka entegrasyonuna vurgu yapan Bakan Memişoğlu, risk yönetimi ve bilimsel verilere dayalı bir sistemle sağlık hizmetlerinin daha etkin hale getirileceğini söyledi. Prof. Dr. Memişoğlu, çoklu denetim mekanizmaları ve bilim kurullarıyla bu süreci destekleyeceklerini de açıkladı.

    Teknoloji transfer ofisleri ve AR-GE çalışmaları

    Bakanlık olarak bilimsel üretimi teşvik edeceklerini belirten Memişoğlu, özellikle Faz 1 çalışmaları yürüten bilim insanlarına Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) aracılığıyla destek vereceklerini söyledi. Üreten Sağlık Modeli’nin sağlık sektörünü Türkiye’nin lokomotif sektörü haline getireceğini söyleyen Memişoğlu, araştırma Hastanelerinde teknoloji transfer ofisleri kurulacağını açıkladı. Memişoğlu, şöyle devam etti: “Araştırma hastanelerinde teknoloji transfer ofisleri kuruyoruz. ARGE ve üretim süreçlerini planlıyor; Ar-Ge ekiplerine gerekli bilgi ve deneyim aktarılmasına rehberlik ediyoruz. Finansal olarak desteklediğimiz projeler sonucu ortaya çıkan ürünlerin güvenilirliğinin ve etkinliğinin klinik çalışmalarla kanıtlanmasını teşvik ediyoruz. Ticari ürüne dönüşmeleri için teknoloji transfer ofislerini aktif bir şekilde kullanıyoruz.”

    Memişoğlu, TÜSEB bünyesinde kurulan Türkiye Sağlık Veri Araştırmaları ve Yapay Zeka Enstitüsü (TÜYZE) aracılığıyla ulusal veri tabanındaki bilgilerin bilim dünyasıyla paylaşıldığını ve bu verilerin sağlık bilim ve teknolojilerinin gelişimine katkı sağladığını ifade etti. Memişoğlu, bu yaklaşımın yeni ürünlerin geliştirilmesine hizmet edeceğini söyledi.

    SİNA ile veri yönetiminde yeni dönem

    Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci ise sağlık bilişimi ve sağlıkta dijital dönüşümün, bilgiyle yönetim kültürünün en önemli araçlarından biri haline geldiğini belirterek, bu kapsamda Sağlıkta İstatistiksel Nedensel Analiz (SİNA) altyapısının, sağlık hizmeti sağlayıcılarının verilere erişimini kolaylaştırdığını dile getirdi. Dr. Birinci, bu sistemin, ihtiyaç ve veriye dayalı karar almayı hem merkezi hem de taşra birimlerinde mümkün kıldığını ifade etti ve anonimleştirilen meta verilerin, bilimsel araştırma ve AR-GE çalışmaları için önemli bir kaynak sunduğuna dikkat çekti.

    “Yapay zeka sağlık teknolojilerinin geleceğini şekillendiriyor”

    Bakan Yardımcısı Dr. Birinci, yapay zekanın sağlık sektöründeki önemine değinerek, sağlık teknolojilerinin geleceğinde bu teknolojinin belirleyici olacağını söyledi. Birinci, standartlara dayalı ve esnek bir veri altyapısının, yapay zeka uygulamalarını mümkün kılmak için temel gereklilik olduğunu vurguladı.

    Sağlık hizmetlerinde yapay zeka kullanımı artıyor

    EY küresel tüketici sağlık anketine göre, katılımcıların yüzde 70’inin, önümüzdeki 10 yıl içinde yapay zekanın sağlık sektöründe yaygınlaşacağını düşündüğünü paylaşan Dr. Birinci, elektronik sağlık kayıtları ve tıbbi görüntüleme gibi alanlarda yapay zeka destekli çözümlerin önemine vurgu yaptı.

    Türkiye’de yapay zeka destekli sağlık projeleri

    Sağlık Bakanlığı’nın yapay zeka teknolojisini sağlık çalışanları ve vatandaşların hizmetine sunmak için birçok proje geliştirdiğini belirten Dr. Birinci, “Neyim Var?” uygulamasını örnek gösterdi. Bu uygulamanın, hastaların şikayetlerine göre yönlendirmelerde bulunarak tanı tahminlerinde bulunduğunu ve bugüne kadar uygulamayı yaklaşık 40 milyon vatandaşın kullandığını ifade etti.

    Mamografi taramalarında büyük iyileşme sağlandı

    Dr. Birinci, mamografi taramaları sayesinde erken tanıda büyük ilerlemeler kaydedildiğini belirtti. Önceden 5 kadından 1’i ileri evrede sağlık kurumlarına başvururken, artık bu oranın 200 kadında 1’e düştüğünü ve 40 kat iyileşme sağlandığını ifade ederek, “Mamografi taramaları sayesinde her 5 kadından 1’i birads4 seviyesinde sağlığa başvururken şimdi 200 kadından 1 i birads4 seviyesinde sağlığa başvurmakta ve bu sayede 40 kat iyileşme gerçekleşmiştir. Ayrıca, 2021 yılında hayata geçirdiğimiz ‘Neyim Var?’ uygulaması, hastaların şikayetleri ile ilgili sorular sorarak, başvurmaları gereken branşları ve muhtelif tanı tahminlerini belirlemektedir. ‘Neyim Var?’ uygulaması bugüne kadar yaklaşık 40 milyon farklı vatandaşımız tarafından kullanılmıştır” diye konuştu.

    2-4 Aralık tarihlerinde Antalya’da düzenlenen HIMSS+Eurasia’ın açılış törenine Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve Sağlık Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci’nin yanısıra, Pakistan Pencap Eyaleti Uzmanlaşmış Sağlık ve Tıp Eğitimi Bakanı H.C. Khawaja Salman Rafique, Karadağ Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Milena Coji ve Fildişi Sahili Sağlık Genel Müdürü Prof. Samba Mamadou katıldı.

    Program, plaket takdimiyle sona erdi.

  • Kars buz tuttu

    Kars buz tuttu

    Kar yağışının ardından Kars’ta soğuk hava etkisini sürdürüyor. Kentte soğuktan Kars Çayı kısmen buz tutarken ağaçlarda kırağı oluştu, araçların camları dondu.

    Kars Çayı’nın buz tuttuğunu ifade eden vatandaşlar, “Sabah erken kalktım, Kars Çayı buz tutmuş, artık soğuklar başladı. Üşüyoruz, soğuktur” dediler.

    Kentte etkili olan soğuk hava vatandaşları olumsuz etkiliyor. Sabah erken saatlerde işlerine gitmek için dışarı çıkan vatandaşlar, uzun süre araçlarının camlarının buzunu temizlemekle uğraşıyor.

    Soğuktan kentte ağaçlar kırağı tuttu. Termometrelerin eksi 12 dereceyi gösterdiği kentte gece hava sıcaklığı sıfırın altında 17 derece ölçülürken, sabah saatlerinde sıfırın altında 12 derece olarak ölçüldü.