Kategori: Gündem

  • Balıkçı teknesi battı: 1 kişi kayıp

    Balıkçı teknesi battı: 1 kişi kayıp

    Olay, sabah saat 05.30 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre, tek başına Şile Limanından tekne ile hareket eden Mehmet Yalçın yaklaşık bir mil açıklarda henüz sebebi belirlenemeyen bir nedenle battı. İhbar üzerine olay yerine sahil güvenlik ve kıyı emniyeti ekipleri geldi. Ekipler, denizde kaybolan şahsı arama çalışmalarına başladı.

    Olayı duyan amatör balıkçı Engin Özdemir “Şu anda tekne limana yaklaşık 1 mil uzaklıkta ama ne olduğu bilinmiyoruz hava bayağı sisli. Birisi mi çarptı, kalp krizi geçirip denize mi düştü maalesef daha bilinmiyor. Sahil güvenlik ekipleri aramalara devam ediyor, hala arıyorlar ne olduğunu bizde bilmiyoruz. İşin gerçeğini yakın zamanda Mehmet sağ salim çıkarsa öğreneceğiz. Allah kimsenin başına vermesin. Yardımsever bir arkadaştı, inşallah sağ salim çıkar. O yılların denizcisi bir şekilde formülünü bulur” ifadelerini kulandı.

    Denizde kaybolan Mehmet Yalçın’ın eski profesyonel güreşçi olduğu ve lakabının ‘Pehlivan’ olduğu öğrenildi. Mehmet Yalçın’ı arama kurtarma çalışmaları devam ederken, sahilde bekleyen yakınları da ekiplerden gelecek sevinçli haberi bekliyor.

  • İlaçlama kurbanı bebeğe acı veda: “Oğlumu öldürdüler”

    İlaçlama kurbanı bebeğe acı veda: “Oğlumu öldürdüler”

    Konak ilçesi Kahramanlar Mahallesi’nde, 12 Kasım 2024 Salı günü bir binanın 3. katında tahta kuruları nedeniyle ilaçlama yapılmış, 1 yaşındaki Altay Toprak Kınalı isimli bebek hayatını kaybetmiş, anne ve baba ile bazı vatandaşlar ise hastanelik olmuştu. Minik Altay Toprak bebek için Kahramanlar Camii’nde öğle namazını müteakip cenaze töreni düzenlendi.

    Baba ve anne dakikalar boyunca tabuta sarıldı: “Oğlumu öldürdüler”

    İlaçlama sonrası fenalaşarak hastanede tedavi gören ve taburcu edilen anne Raziye Kınalı ve baba Recep Kınalı, dakikalarca bebeklerinin minik tabutuna sarılarak gözyaşı döktü. Acılı baba Recep Kınalı, “Oğlumu öldürdüler. O bir melekti, toprak geldi, toprak gidiyor” dedi. Cenazede acıya daha fazla dayanamayan anne Raziye Kınalı ise baygınlık geçirdi.
    Minik bebeğin cenazesi, kılınan cenaze namazını ardından toprağa verildi.

    Öte yandan, ilaçlama firmasından 3 kişinin ise gözaltı işlemlerinin devam ettiği öğrenildi.

  • Mahra’nın ölümüyle ilgili ihmal davasında ‘beraat’ kararı

    Mahra’nın ölümüyle ilgili ihmal davasında ‘beraat’ kararı

    Serik 3. Asliye Ceza Mahkemesinde Mahra Melin Pınar’ın vefatına ilişkin, ihmal gerekçesiyle dönemin Belediye Veteriner Hizmetleri Müdürü hakkında “taksirle öldürme” suçundan yapılan yargılamanın karar duruşması görüldü. Duruşmaya, G.G.M.’nin yanı sıra Mahra Melin Pınar’ın babası Murat Pınar, annesi Derya Pınar ve taraf avukatları katıldı. ‘Taksirle ölüme neden olma’ suçundan tutuksuz olarak yargılanan G.G.M., olayda ihmali ve suçu olmadığını belirterek beraatini istedi. Mahkeme, “taksirle öldürme” suçundan G.G.M.’ye yapılan yargılamanın karar duruşmasında şahıs hakkında beraat kararı verdi. Mahkeme çıkışında karara tepki gösteren baba Murat Pınar ve anne Derya Pınar, kararı istinaf mahkemesine taşıyacaklarını söyledi.

    Olayın geçmişi

    Olay, Serik ilçesine bağlı Belek Mahallesi’nde 5 Mart Cumartesi sabahı meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, bahçeye inmek için evden çıkan 9 yaşındaki Mahra Melin Pınar, boş bir araziye geldiğinde başıboş köpeklerin kendini kovaladığını görünce yola fırladı. O esnada İrfan Y.’nin kullandığı 07 YBJ 06 plakalı kamyonun tekerleği, Mahra’nın sağ bacağının üstünden geçti. Olayı fark eden kamyon şoförü araçtan indi ve yaralanan küçük kızın yanına gitti. Çevredekilerin yardımıyla 112 Acil Servis ve polis ekiplerine haber verildi. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralanan küçük kız ambulansla Antalya’ya sevk edildi. 23 gün yoğun bakım ünitesinde tedavisi süren Mahra hayatını kaybetti.

  • Elektrik faciasında tahliye kararı

    Elektrik faciasında tahliye kararı

    Konak ilçesi Alsancak semtinde, 12 Temmuz günü sağanak yağışın etkili olduğu günde su birikintisine basan Tıp Fakültesi 5. sınıf öğrencisi Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay’ın elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmesiyle ilgili 13 kişinin tutuklu bulunduğu, 42 sanıklı davanın, 3 gün sürecek karar duruşmasının ara kararı açıklandı. Tutuklu yargılanan 13 sanıktan 2’si tahliye edildi, diğer kişilerin ise tutukluluk halinin devamına kararı verildi.

    Soruşturma tamamlandı

    İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, olaya ilişkin soruşturmasını tamamladı. 13’ü tutuklu, 42 kişi hakkında ‘Taksirle öldürme’ suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istendi. Suçun bilinçli taksir nedeniyle işlenmesi nedeniyle TCK’nın 22/3’ün maddesi gereğince sanıklara verilecek cezanın yarı oranında artırılarak 22,5’ar yıla çıkarılması talep edildi. Mahkeme başkanı, 13 sanıktan 11’inin tutukluluğuna devamına karar verdi. Bu sırada bir sanığın yakını, “Adalet mülkün temeli” diye bağırarak karara tepki gösterdi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, tarafları salondan çıkardı.
    Öte yandan 6 Ocak tarihinde bölgede keşif işlemlerinin yapılmasına karar verildi.

  • Gürültü yaptı diye öldürülmüştü: Pes dedirten savunma

    Gürültü yaptı diye öldürülmüştü: Pes dedirten savunma

    Gaziantep’te gürültü yaptığı iddiasıyla pompalı tüfekle öldürülen 10 yaşındaki Emir Baki Bayındır’ın ölümüyle ilgili davanın ilk duruşması bugün Gaziantep 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya, sanık Mühsün Taşkın, sanık avukatları, maktul çocuğun ailesi, maktul avukatları, görgü tanıkları ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında görevli memur katıldı.
    Sanık avukatları, sanığın sağlık sorunlarının olduğunu, sanığın yaşında yanlışlık olduğunu ve bu sebeple sanığın gerçek yaşının ortaya çıkması için kimlik yaşına bakılmasını talep etti.
    Duruşmaya SEGBİS üzerinden katılan sanık Mühsün Taşkın, çocukları korkutmak amacıyla ateş ettiğini söyleyerek, “Ben çok pişmanım. Olay günü çocuklar dükkanın önüne gelip bana tahrik edici hareketler yapıyordu. İş yerime taş atıyorlardı. Benim amacımda çocukları korkutmaktı. Daha önce birçok kez çocuklara patates, soğan attım fakat çocuklar beni rahatsız etmekten vazgeçmedi. Orada 5 çocuk vardı. Ben rastgele ateş açtım. Çocuğun öldüğünü bilmiyordum. Ben pandemi döneminde hasta oldum. Aşıdan sonra dilim peltek oldum. Ne yaptığımı hatırlayamaz hale geldim. Oğlumun evine gittim. Silahı ne yaptığımı bilmiyorum. Dükkanımın karşısında kamera var. Oradaki kamera kayıtlarında çocukların bana yaptığı tahrik edici hareketler görünür. Ben bu çocukla aramda herhangi bir sorun yok. Benim tek amacım korkutmaktı. Benimle konuşamadığım için dalga geçiyordu. Ben çocukları Suriyeli zannediyordum. Türk olan çocukların bu kadar terbiyesiz olduğunu düşünmedim. Bu çocukların mahalleden olmadıklarını bilmiyordum. 20 metre uzaklıktan sıktım diyebilirim. Benim ne çocukla ne de ailesiyle hiçbir düşmanlığım bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.

    “En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum”

    Duruşmada konuşan Anne Tülay Bayındır, sanığın ifadesinin yalan olduğunu söyleyerek, “Olay günü oğlunun yanında arkadaşları vardı. Sanığın ifadeleri hepsi yalan. Görgü tanıkları var. Sanık oğlumu köşeye sıkıştırıp öldürmüş. En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum” dedi.

    “Benim oğlumun da her çocuk gibi sokakta oynamaya hakkı var”

    Baba Celal Bayındır, “Benim çocuğum küfür etmez. Bize hiçbir şekilde şikayet gelmedi. Her çocuk gibi benim çocuğumun da oyun oynaması en doğal hakkı. Sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum” ifadelerine yer verdi.

    Görgü tanıkları dinlendi

    Duruşmada konuşan görgü tanığı Emine Şule, “Yemek yapmak için mutfağa gittim. Gözüm pencereye takıldı ve sanığın elinde silah vardı. Sonra camdan aşağı baktım. Aşağıda 2 çocuk vardı. Sanık silahı çocuklara doğru uzatmış şekilde tehdit ediyordu. Sonra ben yemek yapmaya devam ettim. 15 dakika sonra bir ses duydum ve aşağıya baktığımda çocuğu yerde hareketsiz bir şekilde gördüm” şeklinde konuştu.

    Mahkeme heyeti, olay günü Emir Baki Bayındır’ın yanında olan arkadaşının ifadesinin alınmasına ve eksik hususların giderilerek sanığın tutukluluğunun devamına hükmederek davayı 31 Ocak 2025’e erteledi.

    Ne olmuştu ?

    Olay, Şahinbey ilçesi Güzelvadi Mahallesi’nde 26 Ağustos tarihinde akşam saatlerinde meydana geldi. İddiaya göre, 10 yaşındaki Emir Baki Bayındır aynı mahallede esnaflık yapan manav Mühsün Taşkın tarafından fazla ses yaptığı iddiasıyla pompalı tüfek ile vurularak ağır yaralandı. Çevredeki vatandaşlar tarafından hemen yakındaki özel bir hastaneye götürülen 10 yaşındaki çocuk, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Emir Baki Bayındır’ın cenazesi, Adli Tıp Kurumu morgundaki otopsi işlemlerinin ardından Yeşilkent Mezarlığı’nda toprağa verilirken katil zanlısı tutuklandı.

  • Kız arkadaşını yaralayıp kendini öldürmeye çalıştı

    Kız arkadaşını yaralayıp kendini öldürmeye çalıştı

    Olay, Abdullahpaşa Mahallesi 263. Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgilere göre V.Ç., konuşmak için S.D.’nin evine gitti. Annesinin de evde bulunduğu sırada S.D. ile tartışan V.Ç., belinden çıkardığı silah ile kadına ateş etti. Çevredekilerin haber vermesi üzerine olay yerinde 112 acil sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Ensesine kurşun isabet eden S.D., olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından ambulansla Fırat Üniversitesi Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Olayın ardından kaçan V.Ç. ise Elazığ Bingöl karayolu Akçakiraz bölgesinde intihar girişiminde bulundu. Haber verilmesi üzerine olay yerine sevk edilen sağlık ekiplerince ilk müdahalesi yapılan V.Ç., ambulansla Fethi Sekin Şehir Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı.

    Her ikisi yaralının da durumlarının ağır olduğu öğrenilirken olayla ilgili geniş çapta inceleme başlatıldı.

    Öte yandan V.Ç.’nin ağabeyi H.Ç., Temmuz 2024’te yanındaki kızı öldürdükten sonra intihar etmiş, ikisinin cesedi Hazar Gölü kıyısında bir araçta bulunmuştu.

  • Malatya’da 4.9 büyüklüğünde deprem

    Malatya’da 4.9 büyüklüğünde deprem

    Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde 4.9 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Saat 10.46’da 7 kilometre derinlikte meydana gelen deprem çevre illerden de hissedildi.

  • Kırklareli’nde koca vahşeti! Eşini baltayla öldürdü

    Kırklareli’nde koca vahşeti! Eşini baltayla öldürdü

    Alınan bilgiye göre, Recep Çetin (64) isimli şahıs polise giderek eşini baltayla öldürdüğünü söyledi. Bunun üzerine ekipler, zanlının Pınar Mahallesi’ndeki evine gitti. Aysel Çetin’in (58) hareketsiz yattığını gören ekipler, balta darbesiyle hayatını kaybettiğini tespit etti.

    Yapılan incelemenin ardından Aysel Çetin’in cansız bedeni, İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderildi.

    Olayla ilgili gözaltına alınan zanlı Recep Çetin adliyeye sevk edilmişti. Çetin, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

  • Üzerine demir kapı düşen 8 yaşındaki Asya hayatını kaybetti

    Üzerine demir kapı düşen 8 yaşındaki Asya hayatını kaybetti

    Olay, Denizli’nin Çivril ilçesinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre 8 yaşındaki Asya Değirmenci arkadaşlarıyla oynadığı esnada üzerine demir kapı düştü. Düşen kapının altında kalan minik kızı gören arkadaşlarının imdat çağrıları üzerine çevredekiler 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarda bulundu. Kapının altından çıkarılan Asya Değirmenci, sağlık ekipleri tarafından Çivril Devlet Hastanesine sevk edildi. Çivril Devlet Hastanesinde ilk müdahalesi tamamlanan Asya Değirmenci kent merkezinde Üniversite Hastanesine nakledildi. Burada doktorların tüm müdahalesine rağmen minik kız yaşamını kaybetti. Asya Değirmenci’nin cansız bedeni otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

    Öte yandan, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, babası Denizli Büyükşehir Belediyesi personeli olan Asya için taziye mesajı yayımladı. Başkan Çavuşoğlu’nun mesajında, “Çalışma arkadaşımız Ramazan Değirmenci’nin kızı Asya Değirmenci’nin talihsiz bir kaza sonucunda hayatını kaybettiğini üzülerek öğrendim. Evladımıza Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve yakınlarına başsağlığı ile sabır diliyorum” ifadelerini kullandı.

    Olayda hayatını kaybeden kız çocuğunun, otopsi işlemlerinin ardından bugün öğle namazına müteakip Hilal Caminde kılınacak cenaze namazının ardından Çakmak Mezarlığında son yolculuğuna uğurlandı.

  • Dolandırıcıların pes dedirten yöntemi

    Dolandırıcıların pes dedirten yöntemi

    İnternet siteleri ve sosyal medya platformları üzerinden dolandırıcılık faaliyetleri her geçen gün artıyor. Sosyal medya uygulamaları üzerinden vatandaşları kandırmak isteyen dolandırıcılar, önceden belirledikleri kişilere sosyal medya hesapları üzerinden mesaj atıyor, görüşüyor. Daha sonra aynı kişiyi arayan dolandırıcılar ‘kızımın yaşı küçük, seni şikayet ettim’ diyerek telefonda korku oluşturuyor. Ağına düşürdükleri kişiyi tekrar arayan dolandırıcılar bu sefer kendilerini arabulucu olarak tanıtarak mağdur kişinin isminin kötü olmaması için para talep ederek dolandırıyor.

    Uzlaştırmacı olarak tanıtan kişiyle iletişimi kesip E-Devlet üzerinden kontrol şart

    Dolandırıcıların yöntemini anlatan Konya İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru Furkan Fulin, “Sosyal medya platformları üzerinden sahte hesaplar oluşturmak suretiyle arkadaşlık yapmak üzere iletişime geçtikleri şahısları daha sonrasında hukuk bürosu adı altında SMS gönderip, akabinde avukat sıfatıyla arayıp, ‘iletişime geçtiğiniz bayanın yaşı küçük ve ailesi şikayetçi oldu’ diyerek, kendisinin uzlaştırmacı avukat olduğunu söyleyip para talep etmek suretiyle yapılan dolandırıcılık yöntemidir. Bundan kendimizi nasıl koruruz dersek, kendisini uzlaştırmacı olarak tanıtan kişiyle iletişimi kesip E-Devlet üzerinden veya cumhuriyet savcılıklarından hakkında açılmış bir dava, bir soruşturma olup olmadığının araştırılması gerekir” dedi.

    “Kendinizin karışmadığı hiçbir hadisede size bir suçlamayla gelen mesaj ya da benzeri telefon aramalarıyla oluşan durumlara riayet etmeyin”

    Son yıllarda artan sosyal medya kullanımı ile dolandırıcılık olaylarının da arttığına dikkat çeken Avukat Suat Altınsoy, “Hayatımıza sosyal medyanın girmesiyle beraber tabii ki farklı unsurları, hukuki boyutları olan dolandırıcılık işlemleri bol miktarda söz konusu. En son olanlardan bir tanesi ise önce bir sosyal medya sayfası açılıp müşteri adı altında birtakım kişilerin aranması. Özellikle seçkin kariyerli müşteriler bir bayan tarafından aranıyor, görüşme yapıyor. Telefon görüşmesi bittikten bir süre sonra bir kişi daha arıyor, o da kızının küçük olduğu, onu taciz ettiğini, kendisi hakkında şikayetçi olacağını ifade ediyor ve telefonu kapatıyor. Ardından ise arabulucu ya da uzlaştırıcı sıfatıyla bir kişi daha arıyor. Kendisinin sosyal durumunu göz önüne alarak herhangi bir şey olmaması için aralarını bulacağını, belli bir para vermesi gerektiğini söylüyor. Gerçekten böyle bir durumda kaldığına inanan kişiler de bununla ilgili bedeli ödüyor ve daha sonra bu bedel sürekli devam ediyor. Bununla ilgili ne savcılık, ne emniyet bu konuyla ilgili bilgi sahibi olmuyor. Bir dolandırıcılık unsuru olarak bu ortaya çıkıyor. Bizim önerimiz şu; kendinizin karışmadığı hiçbir hadisede size bir suçlamayla gelen mesaj ya da benzeri telefon aramalarıyla gelen durumlara riayet etmemeniz, bu konuda emniyet güçlerini haberdar etmeniz gerekmekte” diye konuştu.