Kategori: Gündem

  • İstanbul için 11 günlük sokağa çıkma yasağı çağrısı

    İstanbul için 11 günlük sokağa çıkma yasağı çağrısı

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı (İBB) bünyesinde oluşturulan Covid-19 Bilimsel Danışma Kurulu dün toplanarak, salgınla mücadelede gelinen süreci değerlendirdi.

    Toplantı sonrası bugün yapılan açıklamada İstanbul için Ramazan Bayramı ve öncesini kapsayacak şekilde 11 günlük sokağa çıkma kısıtlaması uygulanması gerektiği belirtildi.

    Ertelenmiş sosyal ihtiyaçların kontrolsüz bir temasa dönüşme ve salgında sağlanan dengenin kaybedilmesi olasılığı göz önüne alınarak tüm normalleşme adımlarının Bayram sonrasına ertelenmesinin uygun olacağı İBB Bilimsel Danışma Kurulunun görüşüdür. from İBB Bilim Kurulu
    Ertelenmiş sosyal ihtiyaçların kontrolsüz bir temasa dönüşme ve salgında sağlanan dengenin kaybedilmesi olasılığı göz önüne alınarak tüm normalleşme adımlarının Bayram sonrasına ertelenmesinin uygun olacağı İBB Bilimsel Danışma Kurulunun görüşüdür.

    Belirsizliğin fazla olduğu ya da geleceğin öngörülemediği durumlarda toplumsal olarak kaygılanma, bu belirsizlik ile baş etmek için mevcut kuralları zorlayacak davranışların görülmesi olasıdır. Bayram dönemi uygulanacak kısıtlamaların gecikmesi, takvimin belirsiz olması durumunda riskli davranışların artacağı, yanlış bilginin yayılması, doğru olmayan bilgiye inanma gibi sonuçları doğuracağı unutulmamalı, kısıtlama kriterleri belirsizliğe yer vermeyecek şekilde önceden açıklanmalıdır.

    Belirsizliğin fazla olduğu ya da geleceğin öngörülemediği durumlarda toplumsal olarak kaygılanma, bu belirsizlik ile baş etmek için mevcut kuralları zorlayacak davranışların görülmesi olasıdır. Bayram dönemi uygulanacak kısıtlamaların gecikmesi, takvimin belirsiz olması durumunda riskli davranışların artacağı, yanlış bilginin yayılması, doğru olmayan bilgiye inanma gibi sonuçları doğuracağı unutulmamalı, kısıtlama kriterleri belirsizliğe yer vermeyecek şekilde önceden açıklanmalıdır.

    Bu açıdan 16-26 Mayıs 2020 tarihlerini kapsayacak şekilde 7+4 gün olacak şekilde bir sokağa çıkma kısıtlamasının hızla ilan edilmesi gerekmektedir.

  • 3 günlük yasak bitti, evlat nöbetine yeniden başlandı

    3 günlük yasak bitti, evlat nöbetine yeniden başlandı

    Çocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırıldığı iddiasıyla HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eylemi başlatan ailelerin evlat nöbeti, 3 günlük sokağa çıkma kısıtlamasının ardından kaldığı yerden devam ediyor.

    Çocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırıldığı iddiasıyla HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eylemi başlatan ailelerin evlat nöbeti 3 gün sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle verilen aranın ardından 246’ıncı gününe girdi. 5 yıl önce 15 yaşındayken dağa kaçırılan oğlu Özkan Aydın için oturma eyleminde yer alan baba Süleyman Aydın, HDP aracığıyla çocuklarının kaçırıldığını belirterek, “HDP bizi görmemezlikten geliyor. HDP çocuklarımızı kandırdı, dağa gönderdi. Ailelerini de kendi kapısında ölüme mahkum etti. Çocuklarımızı dağlarda aç sefil bırakıyorsunuz, ölüme mahkum ettiriyorsunuz. Eğer sizde biraz vicdan varsa gelin çocuklarımızı bu PKK’dan isteyin. Biz de evimize gidelim. Hiç bir yere gitmiyoruz. Çocuklarımızı HDP’den almadan gitmiyoruz” dedi.

    HDP’lilerde vicdan ve merhamet olmadığını kaydeden Aydın, “HDP’lilerde vicdan ve merhamet olduğuna inanmıyorum. Eğer vicdan ve merhamet olsaydı bu mübarek Ramazan ayında PKK’nın yanında değil de kendi halkları olan Kürt halkı yani bizlerin yanında olurlardı. Biz çocuklarımızı almadan asla burayı terk etmeyeceğiz” diye konuştu.

  • DSİ: Baraj, gölet ve kanallara girmeyin

    DSİ: Baraj, gölet ve kanallara girmeyin

    Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, suyun depolanması amacıyla inşa edilen baraj, gölet, sel kapanı, regülatör ve sulama kanallarında yüzülmemesi gerektiği vurgulandı.

    Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) baraj, gölet, sel kapanı, regülatör ve sulama kanallarında yüzülmemesiyle ilgili olarak bir açıklama yayımladı. Söz konusu açıklamada, “Ülkemizde özellikle hava sıcaklığının artış gösterdiği yaz aylarında serinlemek amacıyla kurumumuz tarafından inşa edilen baraj, gölet, sel kapanı, regülatör ve sulama kanallarını suya girilmemesi, girenlerin uyarılması ve engellenmesi can kayıplarını önleyeceğinden, bu yapılar etrafında yer alan uyarı tabela ve yazılarına mutlak surette uyulması vatandaşlarımızın menfaatine olacaktır” ifadeleri kullanıldı.

    Serinlemek, yüzmek maksadıyla depolama tesisleri ve kanallara girmenin hayati risk oluşturduğu belirtilen açıklamada, “DSİ’ce suyun depolanması amacıyla inşa edilen baraj, gölet, sel kapanı, regülatör ve sulama kanallarında zemin yapısının dalgalı ve engebeli olması sebebiyle su derinliğinin ani olarak değişim gösterebilmesi, yukarı havzadan gelen killi ve siltli malzemenin birikimiyle zeminin çamur formunda olması, su içerisinde su bitkilerinin doğal olarak gelişmesi, su sıcaklığının düşük olması sebebiyle vücut ısısının düşmesi sonucu hipotermi, tatlı suyun kaldırma kuvvetinin deniz suyuna oranla düşük olması, göl alanı alan içerisinde su alma yapısı vb. sanat yapılarının yer alması sebebiyle serinlemek ya da yüzmek maksadıyla depolama tesisleri ve kanallara girmek hayati risk oluşturmaktadır. Bu nedenle; Baraj, Gölet ve Sulama Kanallarına girilmemesi, suya girmenin tehlikeli ve yasak olduğu bilinmelidir” ifadeleri kaydedildi.

    Baraj ve göllere girmenin can güvenliği açısından tehlikeli olduğunun vurgulandığı açıklamada, “Özelikle de içmesuyu kaynakları olan göller ve barajlar, tatlı su kaynakları olması sebebiyle kaldırma kuvveti düşük olan, serinleme ve yüzme amacıyla kullanılmaması gereken alanlardır. Talihsiz olayların önüne geçilebilmesi için bilhassa da ebeveynlerin bu konuda daha duyarlı olmaları gerekmektedir” denildi.

  • Samsun’da caddeyi koyun sürüsü bastı

    Samsun’da caddeyi koyun sürüsü bastı

    Samsun’da, gece caddeden sürü halinde geçen koyunlar, görenleri şaşırttı ve gülümsetti. Koyunların sosyal medyada paylaşılan görüntüleri, ilgi odağı oldu.

    Atakum ilçesinin Cağaloğlu Bulvarı’ndan sahur vakti sürü halinde geçen koyunları görenler, şaşkınlık yaşadı. Evlerinin balkon ve pencerelerine çıkanlar, caddeyi kaplayan koyunların cep telefonu kamerasıyla görüntülerini çekip, sosyal medyada paylaştı. Koyun sürüsünün cadde geçişindeki görüntüleri ilgi odağı olurken, görenleri de gülümsetti.

  • Dış ticaret açığı Nisan’da 3 milyar 965 milyon dolar 

    Dış ticaret açığı Nisan’da 3 milyar 965 milyon dolar 

    Ticaret Bakanlığı verilerine göre Nisan ayında dış ticaret açığı 3 milyar 965 milyon dolar olarak gerçekleşirken dış ticaret hacmiyıllık bazda yüzde 34.31 azalarak 21 milyar 950 milyon dolar oldu.
    Böylece, Nisan ayında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 69.4; Ocak-Nisan döneminde ise yüzde 75.4 olarak gerçekleşti.

    Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 41.38 azalan ihracat 8 milyar 993 milyon dolar olarak gerçekleşti.

    Ticaret Bakanlığı açıklaasında, “Mart ayından itibaren tüm dünyayı hem sosyal hem de ekonomik anlamda çok büyük oranda olumsuz etkileyen Covid-19 salgınının ekonomik yansımalarının Nisan ayında çok daha sert ve keskin görülmeye başlanması, ihracatımızı negatif yönde etkilemeye devam etmiştir. Nitekim salgın nedeniyle başta AB ülkeleri olmak üzere, önemli ihraç ülkelerimizde görülen eşi görülmemiş boyuttaki pazar ve talep daralmaları ve sınırlardaki karantina önlemleri Nisan ayı ihracatımızda görülen düşüşün de ana nedeni olmuştur” denildi.
    Nisan ayında ithalat da bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 28.31 azalarak 12 milyar 957 milyon dolar oldu.

    Nisan ayında en fazla ihracat yapılan ülkeler sırasıyla Almanya, ABD ve Irak olurken ithalatta ise ilk üç sırayı Çin, Almanya ve Rusya aldı.

    Salgın nedeniyle başta AB ülkeleri olmak üzere, önemli ihraç ülkelerimizde görülen eşi görülmemiş boyuttaki pazar ve talep daralmaları ve sınırlardaki karantina önlemleri nedeniyle Nisan ayında ihracatımız bir önceki yılın aynı ayına göre;  Fransa’ya yüzde 66; İspanya’ya yüzde 59; İngiltere’ye yüzde 57.7; İtalya’ya yüzde 51; Belçika’ya yüzde 48.8; Almanya’ya yüzde 35.9; Irak’a yüzde 34.4 ve ABD’ye yüzde 25.1 azaldı.

  • Test çemberi genişliyor, hayalet taşıyıcı takibe alınıyor

    Test çemberi genişliyor, hayalet taşıyıcı takibe alınıyor

    Türkiye’deki koronavirüs vakalarındaki düşüş eğilimi devam ederken, hastanelere virüs şüphesiyle başvuranların sayısı da azalmaya başladı.

    Şu anda sadece hastanelere başvuran ve pozitif vakaların temaslılarna test yapılıyor.

    Türkiye gazetesinin haberine göre ise uzmanlar, günlük test sayısının 40 binin altına düşmemesi gerektiğini, bu nedenle, test kriterlerinin yenilenmesi ve belli gruplara, başvuru olmasa dahi, test yapılmasını gündeme getirdi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada TÜIK ile birlikte yaptıkları çalışmada, virüsün toplumdaki yaygınlığını ölçtüklerini söylemişti. Bu sonuçlardan yola çıkarak, yeni tedbirlerin gündeme getirilebileceğini belirten Koca, “iş yerleriyle ilgili OSB’ler dâhil olmak üzere bir takım toplu çalışılan yerlerde test yapılmasını planlıyoruz, hatta Gebze’de kurduk. Bunun da yaygınlaştınlmasını istiyoruz. Birçok sektöre test yapılabilirliğini sağlayarak normalleşmeye geçelim istiyoruz” demişti.

    Koca’nın gündeme getirdiği TÜIK araştırma sonuçlarının önümüzdeki hafta ortaya çıkacağı belirtiliyor.

    KRİTERLER DEĞİŞİYOR

    TÜİK ile birlikte yürütülen çalışmalarda, bir ilde hangi bölgede, toplumun hangi kesimlerinde, hangi yaş gruplarında virüs yükü riski bulunduğu araştırılıyor. Sağlık Bakanlığı, bu sonuçlardan yola çıkarak önümüzdeki günlerde yeni kriterler belirleyerek, test çemberini genişletmeyi planlıyor. Hastanelere virüs şüphesiyle başvuranların sayısının azaldığına dikkat çekilirken, Sağlık Bakanlığı, önümüzdeki süreçte test kapasitesini sadece hastane vuranlara değil, hiçbir belirti göstermeyen virüs taşıyıcılarını tespit edebilmek için de kullanacak. Gebze’de kurulan günlük 5 bin test kapasiteli laboratuvarla birlikte Türkiye’deki laboratuvar sayısının 120, günlük test kapasitesinin 60 bine ulaştığı belirtiliyor.

    Bilim Kurulu toplantılarında gündeme gelen yeni çalışma ile hiçbir belirtisi olmayan, yaklaşık yüzde 30 oranındaki virüs taşıyıcısının tespit edilmesi hedefleniyor. Ramazan Bayramına kadar geçecek süreçte, öncelikle OSB’ler, küçük sanayi siteleri, küçük işletmeler, lokanta ve kafelerde çalışanlara, kronik rahatsızlığı olanlara ve risk grubunda bulunanlara, başvuru olmaksızın test yapılabileceği belirtiliyor. Haziran başında başlatılması planlanan iç turizm sezonu nedeniyle turistlik işletmelerde çalışanlara test zorunluluğu getirilecek.

    ELİMİZDE YETERİNCE TEST VAR

    Bilim Kurulunda yapılan değerlendirmelerde “Şu anda yapılan testler hasta yakalamaya yönelik kriterler. Önümüzdeki süreçte kriterler genişletilerek virüs taşıyanları yakalamaya yönelik stratejiye geçilmesi daha doğru olur. Elimizde yeterince test kapasitesi var. Vatandaşların hastanelere gelmesini beklemeden, mobil olarak belli bölgelerde rastgele testler yapılabilir” görüşü dile getirildi.

  • Bilim Kurulu üyesi uyardı: Salgın bitmedi, rehavete kapılmayın

    Bilim Kurulu üyesi uyardı: Salgın bitmedi, rehavete kapılmayın

    Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, Sokağa çıkma yasağının sona ermesinin ardından vatandaşları rehavete kapılmamaları konusunda uyardı: “Salgın bitmedi devam ediyor. Tedbirlere uyarsak normal hayata dönüşümüz daha kısa zamanda olacaktır” diye konuştu.

    Virüsün son olarak dün bin 670 vatandaşımıza bulaştığını ve 61 kişinin ölümüne neden olduğunu hatırlatan Özlü, tedbirlere uyulması halinde normal hayata dönüşün daha kısa zamanda olacağını söyledi. Özlü “Acele edersek, geç kalırız; daha uzun süre evlerimizde kalırız. Biraz daha sabredelim. Tedbirleri gevşetmeyelim. 65 yaş üstü ve 20 yaş altındaki yurttaşlarımızın bir an önce dışarı çıkabilmeleri için hepimizin tedbirlere uyması gerekiyor. Onlar evden çıkmayarak bize yardımcı oluyorlar. Biz de sosyal mesafeyi koruyarak onların zahmetlerini boşa çıkarmayalım” ifadelerini kullandı.

  • Kilosu 16 bin TL olan arı sütüne koronavirüs ilgisi

    Kilosu 16 bin TL olan arı sütüne koronavirüs ilgisi

    Mersin’in Erdemli ilçesinde işçi arıların kraliçe arı için ürettikleri, kovanlardan gram gram sağılan ve birçok hastalığın tedavisinde kullanılan arı sütünün hasadı başladı. Üreticiler bu yıl arı sütü rekoltesinin yüksek olduğunu ve yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle talebin önceki yıllara göre arttığını söyleyerek, kilosunun 16 bin TL’den alıcı bulduğunu belirtti.

    Dünyanın en yüksek besin değerine sahip olduğu ifade edilen ve ilaç niyetine tüketimi her geçen yıl artan arı sütü, arı yetiştiricilerinin bal ve polenin üretiminin yanında büyük bir gelir kapısı oldu. İşçi arıların kraliçe arı için ürettikleri, arı kovanlarından gram gram sağılan arı sütünün hasadı Erdemli’de başladı. Bal üreticisi Murat Çay, arı sütünün bağışıklık sistemini güçlendirdiği, astım, kanser, kısırlık, unutkanlık, kalp-damar hastalıkları, karaciğer ve böbrek hastalıklarına iyi geldiğini söyledi. Yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle arı sütüne talebin arttığını kaydeden Çay, “Geçen yıl kovanlarımızdan 8 kilo arı sütü elde ederken bu yıl yağışlara bağlı olarak çiçek çeşitlerinin fazla olması nedeniyle 15 kilogram elde ettik. Bu süt, şu an gramla satılıyor. Kilosu ise 16 bin TL’ye alıcı buluyor” dedi.

    BURADA SÜTÜN KALİTESİ ÇOK YÜKSEK

    55 yıllık bal üreticisi Şahbaz Çay ise arının ürettiği her şeyin sağlığa faydalı olduğuna vurgu yaptı. Çay, “Talep arttıkça fiyat da artıyor. Bölgemizde çiçek çeşidinin fazla olması nedeniyle bal ve polenin yanı sıra sütün kalitesi de çok yüksek. Toros Dağları’nın eteğinde üretilen bu arı sütleri içerisinde bulunan birbirinden değerli vitamin sayesinde vatandaşlarımız şifa buluyor. Arı sütü hasadımız 45 gün daha devam edecek. Çiçeklerin açma zamanına göre kovanların yerleştirildiği bölgelerde arı sütü üretmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

  • 7 yaşındaki Uğur için uygun donör aranıyor

    7 yaşındaki Uğur için uygun donör aranıyor

    Balıkesir’in Ayvalık ilçesinden, yaklaşık bir ay önce annesiyle birlikte tedavi olmak için İzmir’e gelen lösemi hastası 7 yaşındaki Uğur Akyüz, 7’nci kür kemoterapi tedavisini tamamladı. Bir aydır hastanede kaldığını ve oğlunun bir an önce iyileşmesini istediğini söyleyen Bedevi Akyüz (30), “İnsanlar evden çıkmadığı için kan bağışları çok azaldı. İnsanlardan kök hücre bağışı yapmalarını ve hem Uğur, hem de tüm hasta çocuklar için bir umut olmalarını istiyorum” dedi.

    Ayvalık’ta yaşayan 2 çocuk annesi Bedevi Akyüz’ün yaklaşık bir ay önce Ayvalık Devlet Hastanesi’ne götürdüğü oğlu Uğur’a, lösemi teşhisi konuldu. Uğur Akyüz, tedavisi için İzmir Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Uğur’un hastalığını duyan Ayvalık Mecit Ataklı İlköğretim Okulu’ndaki öğretmeni Seher Özben, öğrencisi için sosyal medyadan bir kök hücre bağışı kampanyası başlattı. Kampanya Ayvalık’ta yoğun ilgiyle karşılandı ve 3-4 günde 200 kişi bağışçı oldu. Fakat İzmir’de gördüğü kemoterapinin 7’nci kürünü tamamlayan Uğur, hala iyileşebilmek için uygun donör bulunmasını bekliyor.

    Bedevi Akyüz, koronavirüs salgını günlerinde oğluyla birlikte hastanede olduğunu belirterek, “Çok zor günler yaşadık, Allah kimsenin başına vermesin. Oğlum çok sıkılıyor, çok zor durumda. Şu anda ilik testi yapacaklar. Ben eşim ve 3 yaşındaki oğlumdan ilik aldılar. 3 ay süresi var, nakil olabilmesi için. Biz de insanlar bağış yapsın istiyoruz. Bizim çocuğumuza uymasa bile bekleyen binlerce çocuktan birine uysun. İnsanlardan en yakın Kızılay’a gidip kök hücre bağışçısı olmalarını istiyorum. Çocuklara umut olsunlar” dedi.

    ‘DESTEK BEKLİYORUZ’

    Uğur’un öğretmeni Seher Özben ise kök hücre bağışı için çağrıda bulunarak, “Kızılay’la görüşmeler yaparak program hazırladık. AHBAP Platformu da destek vereceğini söyledi. Koronavirüs salgınının iyileşme sürecinde, bayram sonrasında Ayvalık halkı Kızılay aracı ile buluşmayı bekliyor. Öğrencimizin kemoterapi süreci izleniyor. Çevre illerden de çok güzel dönüşler oldu. İzmir halkı da çok destek verdi, tüm Türkiye’den destek bekliyoruz. Aileden alınan kan uyumlu çıkmazsa, bağışçılar devreye girecek. Uğur’un için başlayacak kampanya kapsamında belki başka hasta ve bağış bekleyen çocuklarımıza faydamız olur” diye konuştu.

  • Yasak bitti, Bursalılar kendilerini sokağa attı

    Yasak bitti, Bursalılar kendilerini sokağa attı

    İçişleri Bakanlığı’nca yeni tip korona virüsle (Kovid-19) mücadele kapsamında uygulanan 4’üncü sokağa çıkma yasağının sona ermesinin ardından Bursalı vatandaşlar yağmura aldırmadan dışarı çıktı.

    İçişleri Bakanlığı tarafından korona virüs tedbirleri kapsamında 1 Mayıs tarihinde 30 Büyükşehir ve Zonguldak’ta gerçekleşen sokağa çıkma yasağı 00.00 itibariyle sona erdi. Yasağın sona ermesiyle Bursa’da vatandaşlar yağmurlu havada bankamatik önünde ve trafikte araçlarıyla kuyruklar oluşturmaya başladı. Kısıtlamanın ardından kentin işlek caddelerde trafik yoğunluğu yaşandı. Gece yarısı evlerinden çıkan çok sayıda vatandaş, Altıparmak Caddesi, İzmir-Ankara karayolu ve Kent Meydanı’nda trafik yoğunluğunun yaşanmasına neden oldu.