Edinilen bilgiye göre; Aydın Devlet Hastanesi’nde görev yapan bazı hekimlerin sadece böbrek hastalarına yazılması gereken ilaçları il merkezindeki bir vücut geliştirme merkezine giden kişilere, haksız olarak reçete ile yazıp verdiği yönündeki şikayetleri değerlendiren İl Sağlık Müdürlüğü iddialar üzerine Sağlık Bakanlığı’ndan müfettiş istedi. İddiaya göre bu şekilde haksız yazılan ve mama tabir edilen ilaçlar nedeniyle kamu zararı oluştu.
Soruşturmanın derinleştirilmesi üzerine SGK da, böbrek hastası olmamasına rağmen ilacı kullanan kişilere yönelik soruşturma başlattı.
Aydın İl Sağlık Müdürlüğü konuyla ilgili soruşturmanın devam ettiğini, soruşturmanın selameti açısında müfettişler çalışmalarını tamamlayıp raporlarını tuttuktan sonra kamuoyunun bilgilendirileceğini belirtti.
Kategori: Gündem
-
Devlet Hastanesinde Bazı Hekim ve Yöneticilere ‘Mama’ Soruşturması
-
Yandex’in akıllı asistanı ‘Alisa’ Türkiye’de kullanıma sunuldu
Rusya merkezli teknoloji şirketi Yandex, navigasyon uygulamasına akıllı asistanı Alisa desteği ekledi. Şirketten yapılan duyuruya göre Yandex Navigasyon’e eklenen akıllı asistan Alisa, Türkiye’de kullanıma sunuldu.
Rusça’dan sonra ilk kez Türkçe öğrenen Alisa, yol ve trafik durumu, adres ve mekân bilgisi söylemenin veya rota oluşturmanın yanı sıra, hava durumu ve tarih bilgisi de verebiliyor.
Kullanıcılar Yandex Navigasyon’u açıp “Alisa” diye seslenerek veya harita üzerinde yer alan mikrofon ikonuna tıklayarak, akıllı asistana ulaşabiliyor.
2013 yılından bu yana Türkiye pazarında gerçek zamanlı trafik verisini paylaşan Yandex, yapay zekâ teknolojisiyle geliştirdiği akıllı asistan Alisa’yı Rusya’dan sonra ilk kez Türkiye’de kullanıcıların hizmetine sunmuş oldu.
RUS KLASİKLERİYLE BÜYÜDÜ!
Verilen bilgiye göre Alisa, en yakın kahveciden nöbetçi eczaneye, trafik yoğunluğundan en kestirme yola kadar trafikle ilgili farklı ihtiyaçlara yanıt verebiliyor.
Alisa’nın özellikleri arasında; yer arama, rota oluşturma, trafik yoğunluğunu öğrenme, konum bilgisi gibi navigasyon ve harita bilgilerinin yanı sıra hava durumu, tarih gibi güncel kısa bilgiler de yer alıyor.
Yandex, öncelikle Puşkin, Tolstoy, Çehov gibi Rus klasiklerini okutup, öğreterek geliştirdiği Alisa ile yoğun trafik anlarında ya da uzun yol seyahatlerde sohbet etmek içinse Yandex Navigasyon’u açıp “Alisa” diye seslenmek yeterli oluyor.
Akıllı asistan Alisa hakkında bilgi veren Yandex Türkiye Ülke Müdürü Onur Karahayıt, “Yandex Navigasyon olarak Türkiye’de 2013’ten bu yana kullanıcıların hayatını kolaylaştırıyoruz. Geldiğimiz noktada ayda 4.5 milyon kullanıcı Yandex Navigasyon’u kullanıyor. Akıllı Asistan Alisa, bu yıl yaptığımız en önemli yeniliklerden biri oldu. Alisa, Rusçadan sonra Türkçe öğrendi” dedi.
SOHBET MODU DA VAR
Yandex Yapay Zekâ ve Araştırma Direktörü Mikhail Bilenko ise şunları söyledi:
“Çok büyük veri setleri ile öğretilmiş derin sinir ağları (deep neural networks) kullanılarak geliştirilen Alisa ile kullanıcılar, başka bir insanla kurdukları ilişkinin benzerini kurabiliyor. Alisa sadece söyleneni değil, söylenenin arkasındaki manayı da çözebilen bir yeteneğe sahip. Alisa’ya ‘Beni en yakın kahveciye götür müsün?’ gibi bir soru sorduğunuzda size en yakındaki uygun kahveciyi öneriyor. Eğer kullanıcı ‘Hadi gidelim’ derse de Alisa ona en hızlı rotayı çiziyor. Sohbet modu sayesinde navigasyon deneyimini de çok daha kişisel hale getiriyor. Diğer birçok akıllı asistanda olduğu gibi, Alisa önceden belirlenmiş yanıtlara bağlı kalmıyor. Aynı soruya birbirinden farklı, özgürce yanıtlar vererek, kullanıcıyı hem şaşırtabiliyor hem de sohbeti daha keyifli hale getirebiliyor. En güçlü makine öğrenimi metotları kullanılarak geliştirilen Alisa’nın ikinci dilinin Türkçe olmasından dolayı da çok mutluyuz.”
-
Kahvaltı öncesi spor 2 kat yağ yakıyor
İngiltere’de obez erkekler üzerinde yapılan araştırma, kahvaltı öncesi spor yapanların egzersiz sırasında 2 kat fazla yağ yaktığını ve kan şekeri seviyesini daha iyi kontrol ettiğini ortaya koydu.
Bath ve Birmingham üniversitelerinden bilim insanlarının yaptığı araştırmada, 6 hafta boyunca 30 obez veya aşırı kilolu erkekten bir kısmı kahvaltı öncesi, bir kısmı da sonrası aynı yoğunlukta egzersiz yaptı. Kontrol grubundakiler ise sadece kahvaltı yaptı. Tüm katılımcılar aynı besinleri aldı.
Araştırma sonunda, kahvaltı öncesi egzersiz yapanların, kahvaltı sonrası egzersiz yapanlara göre 2 kat daha fazla yağ yaktığı görüldü.
Bilim insanları, sabah aç olarak egzersiz yapanların insülin seviyesinin daha düşük olması nedeniyle yağ dokuları ve kaslarındaki yağlardan daha fazla kullandığını belirtti.
Egzersiz zamanı kilo kaybını etkilemedi
Bu arada, Bath Üniversitesi Sağlık Bölümü’nden Doktor Javier Gonzalez, egzersizi kahvaltı öncesi veya sonrasında yapmanın kilo kaybında ya da vücut formunda bir değişiklik göstermediğini kaydetti.
Gonzalez, “Kahvaltıdan önce egzersiz yapanların sonra yapanlara göre 2 kat yağ yaktığını keşfettik. Ayrıca kilo kayıplarında bir farklılık gözlemesek de genel sağlıklarını önemli ölçüde iyileştirdiğini gözlemledik.” dedi.
Araştırmanın bulgularının, insanların yeme zamanını değiştirerek sağlıklarına önemli ve pozitif katkılar sağlayabileceğini gösterdiğini aktaran Gonzalez, kahvaltı öncesi egzersiz yapanların vücutlarının insüline daha iyi cevap verdiğini aktardı.
Öte yandan, 6 haftalık araştırma sonrası, egzersizi tokken yapanların insüline cevapları, egzersiz yapmayan kontrol grubuyla aynı oldu.
-
Hibiskus Nedir? Faydaları Neler? Hibiskus Çayı Nasıl Demlenir?
Uzmanların faydalarını saymakla bitiremediği hibiskus, görüntüsüyle de iç açıyor. Sağlık ve zayıflama için yardımcı olan hibiskus çayı, tam anlamıyla bir şifa deposu. Peki, hibiskus bitkisinin faydaları neler? Hibiskus çayı nasıl demlenir?
Hibiskus (hatmi çiçeği), yaprakları olan alternatif bir çiçektir. Hibiskus çayı “ekşi çay” olarak da tanınmaktadır. Ayrıca; “Medine gülü”, “Narçiçeği” gibi adlarla da aktarda satılmaktadır. Genellikle bir dişli veya loblu marjı ile mızrak ve ovat şeklindedir. Çiçekler beş veya daha fazla olan, büyük, göze çarpan, trompet şeklindedir yaprakları, beyaz, kırmızı, turuncu, mor ve sarıdır, 4-18 cm genişliktedir. Pembe renkli olanlar gibi bazı türlerde çiçek rengi, H. mutabilis ve H. tiliaceus, yaşla birlikte değişir. Meyve kuru ve loblu olan kapsül içeren tohumlardır.
Hibiskusun faydaları neler?
İştah azaltıcı etkisi olan hibiskus, metabolizmayı hızlandırır, kilo vermeye yardımcı olur. Ayrıca ödem ve şişkinliği önler.
C vitamini açısından zengin bir bitki olduğundan, bağışıklık sistemini güçlendirerek vücut direncini arttırır.
Hibiskusun bir diğer faydası da hazımsızlığı gidermesidir. Bağırsak hareketlerini arttırır, bu nedenle kabızlık için çözüm sağlar.
Regl dönemindeki ağrılara ve kramplara karşı oldukça faydalıdır. Hormonları dengeler.
Antioksidanlar bakımından zengin olan hibiskus çayı, hücre deformasyonuna, cilt yaşlanmasına ve kırışıklıklara sebep olan serbest radikallerle karşı savaşır.
Hibiskus çayı nasıl demlenir?
Malzemeler:
• 1 tutam kurutulmuş hibiskus çiçeği
• 1 su bardağı su
Kaynattığınız suyu kenara alın, ardından içine kurutulmuş hibiskusları ilave edin, 10 dakika kadar demlenmesini bekleyin. Süzüp afiyetle için.
Dilerseniz bu çayı demledikten sonra içerisine bal, limon ya da çubuk tarçın ilave edebilirsiniz. -
Tarım Bakanlığı, Performans Arttırıcı Çikolata ve İçecekleri Kara Listesine Aldı!
Tarım ve Orman Bakanlığı, hileli ürün listesini açıkladı. “Performans artırıcı enerji yüklü” diye satılan çikolatalarda ve kahvelerde sildenafil, tadalafil gibi birçok ilaç hammaddesi tespit edildiği belirtildi.
Bu maddeyi içeren ürünlere ulaşmak ise çok kolay. Bunları üreten firmalara verilen ceza bu yıl 22 bin 742 lira. Firmaların elde ettikleri kazançların ise bu cezanın çok çok üzerinde olduğu , caydırıcı olması için hapis ya da ticaretten men gibi önlemlerin etkili olabileceği bildiriliyor. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Gıda Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Şenyurt, “Listede bulunan ilaç etken maddelerinden biri de Sildenafil. Bunlar enerji içeceklerinde, çikolatalarda yine performans artırıcı ürün olarak sunulmakta ve halkın çok rahat ulaşabileceği satış noktalarında yer alıyor. Son derece tehlikeli” dedi.
“GIDA DENETİMLERİ YETERLİ DEĞİL”
Üretici firmaların yeterince denetlenmediğini ifade eden Şenyurt, şunları söyledi:
“5996 sayılı kanun kapsamında gıda denetimi, Kamu denetimi gıda hilelerinin önüne geçmek için çok önemli. Bunların frekanslarının artırılmasını biz öneriyoruz. Şu anda 675 bin civarındaki kayıtlı onaylı işletmeleri, 6 bin 800 civarında teknik personel denetliyor. Ve ortalama yılda 1 kez bir işletmenin denetleniyor olması bu sayının yetersiz olduğunu gösteriyor. Yapılan tespitlerde farklı gıda ürünlerinde taklit ve tağşiş yapılan firmalar, belli aralıklarla bakanlıkça yayınlanıyor. Bu bir parça caydırıcı etki yapabiliyor ancak yapılan incelemeler gösteriyor ki aynı firmalar isim değiştirerek bu hatayı, bu yanlışı yapmaya devam ediyorlar. Bu da gösteriyor ki uygulanan cezai yaptırımlar yeterli değil. Cezai yaptırımların da artırılması son derece önemli” şeklinde konuştu.
“SİLDENAFİL MADDESİ ÖLÜME GÖTÜREBİLİR”
“Hile yapılan, taklit tağşiş yapılan ürün gruplarından bir tanesi de içecek grubunda tespit edilen ilaç etken maddesi.” diyen Şenyurt, “Son derece tehlikeli, insanları ölüme götürebilecek, kalp krizlerine yol açabilecek, doktor kontrolünde verilmesi gereken ilaç etken maddeleri. “Sildenafilö örneğin tespit edilmiş. Bunlar enerji içeceklerinde, çikolatalarda yine performans artırıcı ürün olarak sunulmakta ve halkın çok rahat ulaşabileceği satış noktalarında yer alıyor. Son derece tehlikeli. Bu tür ürünler üreten firmalar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuldu ve kovuşturma yapılıyor. Ama bu konuda halkımızın da dikkatli ve duyarlı olması lazım. Bu kadar ucuz olmamalı, bu ürünlere ulaşım bu kadar kolay olmamalı. Zaten bu yüzden yasaklı” dedi.
BU TÜR ÜRÜNLERE ULAŞIM ÇOK KOLAY
Taklit, tağşiş yapan firmalara verilen cezaların caydırıcı olmadığını dile getiren Şenyurt, şöyle konuştu:
“Bu konuda çok titiz davranmak lazım. Gelişi güzel, her yerden ulaşabiliyor insanlar bu tür ürünlere. Kamu denetimi bu konuda belli ki sıklaştırılmış. Daha da sıkılaştırılmalı ve bunlar zaten halkın sağlığını tehdit ettiği için, bu ve benzer ürünlerde yapılan tespitlerde, üretici firmalar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunularak bunlarla ilgili yasal işlem yapılmakta. Diğer taklit tağşiş ürünlerde ceza sadece para cezası olarak karşımıza çıkıyor. Bu yıl enflasyon oranının da artırılmış haliyle 22 bin 742 lira şu anda uygulanan ceza. Zaten kötü niyetli olan, haksız kazanç elde eden bu cezayı göze alarak bu işe giriyor. Çünkü elde ettiği kazanç zaten bu cezanın çok çok üzerinde. Dolayısıyla bu cezayı göze alarak üretime devam eden firmalar var. Bunlarla mücadele etmek lazım. Cezaları caydırıcı hale getirmek lazım. Belki hapis cezası, belki ticaretten men cezası gibi farklı seçenekler olabilir. Şu anki cezaların caydırıcı olmadığını açıkça söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
YILDA 320 BİN KİŞİ HAYATINI KAYBEDİYOR
Gıdaya bağlı hastalıkların önüne geçmenin önemini vurgulayan Şenyurt, “Yılda 600 milyon insan dünya genelinde gıdaya bağlı hastalıklarla karşılaşıyor. 200’ün üzerinde tanımlanmış gıdaya bağlı hastalık var. Bunların bir kısmının ölümle sonuçlanan etkileri olduğu gibi hafif atlatılan sağlık sorunları da bunların içersinde ve yılda 320 bin kişi hayatını kaybediyor. Ülkemizde de geçtiğimiz yılda hatta bu yıl, sahte içkiden ve yedikleri yemekten zehirlenerek ölen insanlar hala duyuyoruz. Bu tür olayların önüne geçmek için bilinçli olmak zorundayız” dedi.
“ÜRÜNLERİN İÇERİKLERİNE BAKMIYORUZ”
Bazı vatandaşlar da aldıkları ürünlerde denetimlerin yetersiz olduğunu dile getirdiler. Murat Akın, “Yeterli denetim de yok. Biz de dikkat etmiyoruz zaten. Bakmıyoruz. Ezbere alıyoruz” şeklinde konuştu.
Özellikle enerji içeceklerini kalp rahatsızlıklarına yol açması nedeniyle tüketmediğini dile getiren 10 yıldır İstanbul’da yaşayan Ukraynalı Viktor Cherepakha, “Açıkçası ben alışveriş yaparken ürünlerin içeriklerine bakmıyorum ama tahmini hangi ürünün nasıl işe yaradığını biliyorum. Şahsen enerji içeceği mesela almıyorum. Çünkü enerji artırıcı bir şey yani, kalbin çalışma hızını artırıyor ve bu sağlıklı bir şey değil. O yüzden pek tüketmemeye bakıyorum. Çikolata pek düşündürmedi açıkçası daha önce bunu” ifadelerini kullandı.
Satın aldığı gıda ürünlerinin içeriğini incelemediğini ifade eden Nihat Eren ise, “Genelde onlara bakmıyoruz. Ben Türk malı olup olmadığına bakıyorum açıkçası. O bahsettiğiniz konulardan da pek fazla bilgimiz yok. İçeriğine de bakmıyoruz. Baktığımızda da çok fazla bir şey anlamıyoruz” dedi.
-
Türkiye’deki Drone ve Pilot Sayısı Ne Kadar?
Türkiye’de insansız hava aracı(iİHA) ve pilot sayısı her yıl artıyor. 2016’da 8 bin 349 olan Türkiye genelindeki İHA sayısı geçtığımız yıl 27 bin 560’a çıkmıştı. Bu yılın ekim ayı itibarıyla ise İHA sayısı 32 bin 100’e yükseldi. 2016’da 11 bin 839 olan İHA pilotu sayısı, geçtiğimiz yıl 35 bin 660’a ulaştı. Hızla artan sayı, bu yılın ekim ayı itibarıyla 48 bin 800’ü buldu.Bu arada İHA uçuş izinlerinde otomasyona geçerek mülki idare modülünü iki ay önce hizmete sunan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne uçuşa serbest ve diğer bölgeler için toplam 1326 tane İHA uçuş izni başvurusu geldi.
İHA UÇUŞLARI ARTTI
İHA Kayıt Sistemi’nde 27 Temmuz 2019’da hizmete açılan “uçuş izni (mülki idare) modülü” üzerinden bugüne kadar yeşil alanlar (uçuşa serbest) için yapılan 253 uçuş izni başvurusu sistem tarafından otomatik onaylandı. Aynı tarih itibarıyla yeşil bölgeler dışına yönelik gerçekleştirilen 193 uçuş izni başvurusundan 61’ine de en yakın mülki idare amirliğince ortalama 2-3 günde onay verildi. 132 başvuru ise yapılan değerlendirmede riskli bulundu ve geri çevrildi. Ar-Ge amacıyla yapılan uçuş izni başvurularında ise 880 müracaatın 390’ı yine en yakın mülki idare amirliğince onaylandı. Uçuş izni modülüyle izin başvurularının en kısa sürede neticelendirilmesi ve uçuş risklerinin en aza indirilmesi hedefleniyor.
AZAMİ KALKIŞ AĞIRLIĞI 500 GRAM ALTI İHA’LAR İÇİN ÇALIŞMA
İHA Kayıt Sistemi Uçuş İzin Haritası’nda 110 yeşil alan bulunurken, yaklaşık 1100 civarında yeşil alan da ilgili kurum ve kuruluşların uygunluk vermesi halinde haritaya işleneceği ve sportif uçuşların daha geniş alanlara yayılacağı duyuruldu. Azami kalkış ağırlığı 500 gram altı İHA sahiplerinin, araçlarını kaydetmeden önce İHA Kayıt Sistemi’nde görebileceği il bazlı bölgeler haritasının yazılım çalışması da tamamlandı.Yazılımın en kısa sürede İHA Kayıt Sistemi’ne entegre edileceği ve kamuoyuna duyurulacağı açıklandı.
İHA EĞİTİMLERİ VEREN KURULUŞ SAYISI ARTIYOR
SHGM tarafından İHA eğitimleri vermek üzere yetki alan eğitim kuruluşlarının sayısı da 44’e ulaştı. İHA eğitimleri vermek üzere yetkilendirilen Ankara’da 16, İstanbul’da 6 kuruluş bulunuyor. Eskişehir, Nevşehir, Samsun, Kayseri, Konya, Burdur, Elazığ, Kocaeli, Tokat ve Antalya’dakiler ile toplam 44 İHA eğitim kuruluşu faaliyet gösteriyor.
-
”Çiğnemeden sarımsak yut” tavsiyesine uydu; canından oluyordu
Gastrit problemi nedeniyle, yakınlarının tavsiyesi üzerine bir diş sarımsağı çiğnemeden yutan 45 yaşındaki Turan Pütün, yediği ve içtiği her şeyi kusmaya başladı. Yemek borusunda takılı kalan sarımsak, besinlerin midesine inmesine engel olan Pütün, 3 gün boyunca kendi yöntemleri ile yemek borusuna takılan sarımsağı midesine indirmeye çalıştı ancak başarılı olamadı. Çok zor günler yaşadığını ifade eden Pütün, 3 günün sonunda Bağcılar’da özel bir hastaneye başvurdu, tıbbi müdahale ile sarımsak midesine indirildi.
“YEDİĞİM HER ŞEYİ KUSUYORDUM”Yemek borusuna takılan sarımsağın ona zor günler yaşattığını ifade eden Turan Pütün, “Midemde gastrit vardı. Bir arkadaşın tavsiyesi üzerine sarımsak içtim ondan sonra tıkandım. Yemek yiyemedim, su içemedim. Cuma günü oldu, pazartesi günü doktora geldim. Doktor eğer siz gelmeseydiniz bu yara yapardı, kötü sonuçlara mal olurdu dedi. Yediğim her şeyi kusuyordum. Köpük halinde kusuyordum. Diyorum ya, yemek yiyordum, yutamıyordum, orada kalıyordu. Her şeyi kusuyordum. Onun için doktora geldim zaten. İnsanlara çağrım şudur, doktorunuza danışmadan hiçbir şeyi yapmayın. Kulaktan dolma bilgilerle hareket etmesinler. Çok endişelendim, “Acaba yara yapar mı, kanser yapar mı? Endişem oldu” şeklinde konuştu.
“BİRKAÇ GÜN DAHA KALSAYDI HAYATİ TEHLİKEYE YOL AÇABİLİRDİ”
Prof. Dr. Vedat Göral, “Hastamızın geçen hafta mide yakınması üzerine yakınlarının tavsiyesi ile sarımsak yemesi önerilmiş. Hastamız da bir sarımsak dişini su ile içmiş. Ancak bu sarımsak dişi büyük olduğundan dolayı yemek borusunda tıkanmış, orada kalmış ve 3 gün içinde midede yanma, yutma güçlüğü, göğüs kafesinde ağrılar olması nedeni ile bize geldi. Yani hasta sarımsağı yutmasından 3 gün sonra bize başvurdu. Biz tabii hemen endoskopi yaptık. Yaptığımız endoskopide çok şaşırdık. Ben 20-25 yıldır endoskopi yapıyorum ilk defa yemek borusunda bir sarımsağın kaldığımı gördüm. Sarımsak orada yemek borusunda kalmış, takılmış, sarımsağın takılı olduğu yerde de yaralar meydana gelmişti. Dolayısıyla sarımsak birkaç gün daha kalsaydı, hayati tehlikeye yol açabilirdi. Yemek borusunda delinme, kanamalara yol açabilirdi. Dolaysıyla bu olayların olmaması için hemen endoskopi ile girişimde bulunduk. Bir takım teknik yöntemler ile yemek borusundaki sarımsağı mideye aktardık. Hastanın gerçekten hayatı kurtulmuş oldu” dedi.
ÇİĞNEMEDEN YUTMAYIN
Göral, “Bu bir ders olmalı insanlara. Toplumda sarımsağın çok faydalı olduğu söyleniyor. Gerçekten çok faydalı. Uzun yıllardan beri ülkemizde de sarımsağın antibiyotik bir özelliği olduğu biliniyor. Bağışıklık sistemini güçlendirdiğini biliyoruz. Damar sertliği, kalp hastalıkları, Alzheimer gibi hastalıklara iyi geldiği, kanser hastalarında kanserin yavaşlatmasını sağladığı gibi bir takım bulgular var. Ve bir çok insan sarımsağı ülkemizde çok sık kullanıyorlar. Ancak bilinçli kullanılması lazım. Ben en 20-25 bin kişinin yemek borusunu, midesini gördüm ama ilk defa meslek hayatımda bir yemek borusunda sarımsak ve yaptığı tahribatla karşılaştım. Bu gerçekten çok önemli. Amaç, hekimlere sormadan sarımsağı yutmamak veya bol su ile yutmak. Ağız kokusu yaptığı için hastalarımız tane haline yutuyor ama tabii ezilerek yutulması bu komplikasyonların önüne geçecektir” ifadelerini kullandı.
-
Dolandırıcılar kimlik avı saldırıları için YouTube ünlülerini taklit ediyor
YouTube bir yıldan fazla süre önce, kanalların ve içerik üreticilerin videolardan para kazanabilmesi için gereken şartları sıkılaştırdı (mevcut şartlar Şubat 2018’da yürürlüğe girdi). Günümüzde, reklam destekli kanalların birçok kritere uyması gerekiyor. Bunlar arasında en az 1000 aboneye sahip olmak ve son 12 ay içinde toplam 4000 saat izlenmek gibi şartlar bulunuyor. YouTuber’lar bu nedenle hesaplarının detaylı inceleneceğine dair bildirimleri çok ciddiye alıyor. Dolandırıcılar da bunu kendi lehlerine kullanmak için gerçek gibi görünen e-postalar hazırlıyor. Bunun yanı sıra binden fazla aboneye sahip YouTube hesaplarını ele geçirmeye yönelik bir eğilim oluştu.
Böyle bir içerik üreticiye, YouTube’dan para kazanma talebinin değerlendirileceğini belirten sahte bir mesaj gönderiliyor ve istenen verileri doldurup göndermesi söyleniyor. Dolandırıcıların istedikleri bilgiler arasında kanalın URL’si ve parolası da yer alıyor. Hesapta iki faktörlü kimlik doğrulama yönteminin kullanılması bu duruma karşı iyi bir çözüm olabiliyor. Bu tür teşebbüslere maruz kalan YouTuber’lar, bu sahte bildirimlerin kanallarına bağlı olan e-posta adresine değil de herkese açık olarak kullandıkları e-posta adresine geldiğini (eğer farklılarsa) söylüyor.
Saldırganlar istedikleri verileri aldıktan sonra, kanalın takipçilerini dolandırmak için hesabı ele geçirmeye çalışıyor. YouTuber’ın adına sahte bir reklam kampanyası düzenleyerek ücretsiz ürün dağıtacaklarını, değerli ödüllerin verileceği yarışmalar düzenleyeceklerini veya buna benzer şeyler yapacaklarını duyuruyorlar. Takipçileri dolandırmak için önlerinde sınırsız fırsat bulunuyor.
Kaspersky, YouTuber’lara ve YouTube kullanıcılarına sosyal medyadaki faaliyetlerini güvene alabilmeleri için şunları öneriyor:
YouTube’un bir e-posta ile size asla hesabınızın parolasını sormayacağını aklınızdan çıkarmayın.
Bir e-postaya yanıt verirken, özellikle de kimin gönderdiğinden emin değilseniz, her şeyi ayrıntılı bir şekilde inceleyin.
Hesabınızda iki faktörlü kimlik doğrulama özelliğini kullanın. Google, YouTube da dahil olmak üzere tüm uygulamalarında bu seçeneği sunuyor. İki faktörlü kimlik doğrulamayı nasıl kullanacağınızı öğrenmek için buraya tıklayın.
Tüm arkadaşlık taleplerini ve doğrudan mesajları dikkatle inceleyin. Gönderenin kim olduğunu doğrulayın. Gönderen kişinin kanalında resmi bir durum belirtiliyorsa kanalın içindekileri ayrıntılı bir şekilde okuyun.
YouTube platformundan gelen bir mesajda yer alan bağlantılarla eriştiğiniz sitelere kendi hassas bilgilerinizi girmeyin.
Tıkladığınız bağlantılar kimlik avı veya diğer zararlı web sayfalarına götürmeye çalıştığında sizi uyaran bir antivirüs çözümü kullanın.
-
Yapılan her 10 kartlı ödemeden biri temassız
Bankalararası Kart Merkezince (BKM), ağustos sonu itibarıyla Türkiye’de kullanılan kart adedinin geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 11 arttığı, her 10 kartlı ödemeden birinin de temassız yapıldığı bildirildi.
BKM tarafından ağustos ayı kartlı ödeme verileri açıklandı.
Buna göre, ağustos sonu itibarıyla Türkiye’de 68,2 milyon kredi kartı ve 159 milyon banka kartı bulunuyor. Geçen yılın ağustos ayına göre kredi kartı sayısı yüzde 5, banka kartı sayısı ise yüzde 14 yükseldi. Böylece Türkiye’de kullanılan kart adedi ağustosta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 11 artarak 227,2 milyona ulaştı.
Bu dönemde, banka ve kredi kartlarıyla toplam 83,6 milyar liralık ödeme yapıldı. Bu ödemenin 71,2 milyar lirası kredi kartları, 12,4 milyar lirası banka kartlarıyla gerçekleştirildi.
Her 2 kredi kartından biri temassız özelliği taşıyor
“Nakitsiz ödemeler toplumu” olma yolunda en önemli ödeme yöntemlerinden birinin temassız teknolojisi olduğu görülürken, veriler, bugün her 10 kartlı ödemeden birinin artık temassız gerçekleştiğini ortaya koydu. Söz konusu gelişmede, temassız ödemede işlem limitinin 120 liraya çıkması etkili oldu.
Türkiye’de ağustos sonu itibarıyla 30,9 milyon temassız banka kartı, 34,8 milyon da temassız kredi kartı bulunuyor. Bu da cüzdanlarda yer alan her 2 kredi kartından birinin temassız özellik taşıdığını ortaya koydu.
Toplama bakıldığında ise toplu taşıma, akaryakıt istasyonları, market ve restoranlarda hızla yaygınlaşan temassız teknolojisiyle uyumlu kart sayısı 65,7 milyon oldu.
Temassız ödemelerde son 3 yılda 10 kat artış
Hem kart tarafında hem de kart kabul noktası tarafında görülen yaygınlaşma, temassız ödemeler tarafına da yansıdı. Günlük temassız işlem adedi ağustosta 1,5 milyona ulaşırken, aylık temassız işlem adedi son 3 yılda 10 kat arttı.
Mağaza içi yapılan ödemeler baz alındığında, 3 yıl önce yüzde 1 olan temassız ödeme payı ağustosta yüzde 9’a ulaştı. 25 Ağustos’ta ise günlük işlemler içinde temassız ödeme oranı yüzde 10’a yükseldi.
Temassız ödeme adedinin ise Ağustos 2016’da bulunduğu 4 milyon düzeyinden, Ağustos 2019 itibarıyla 42 milyona çıktığı görüldü. Son 3 yılda yaşanan bu gelişim, kullanıcıların ve iş yerlerinin temassız ödemelere ne kadar uyum sağladığının bir göstergesi olarak öne çıktı.
-
Çocuklar robotlarla duygusal bağ kuruyor
Araştırmacılar, yeni neslin robotların rolleriyle insan davranışlarını karıştırmamaları için okul öncesi yaşlardan itibaren çocuklara eğitim verilmesi gerektiğini düşünüyor. Wall Street Journal gazetesinde yayınlanan araştırmada, 2010 yılından sonra doğan ‘Alfa kuşağı’ çocukların, diğer kuşakların aksine robotlarla etkileşim içinde büyüyen ilk nesil olduğu belirtildi. Araştırma aynı zamanda alfa kuşağı çocukların, eğitim-teknoloji endüstrisinin geliştirdiği interaktif eğitim öğretim teknolojilerinden büyük ölçüde yararlandığını ancak bunun onlar için kafa karıştırıcı olabileceğini öne sürüyor. Ayrıca araştırmaya göre, birçok çocuk robotların insanlardan daha akıllı olduğunu düşünüyor.
‘AİLELER YAPAY ZEKALI CİHAZLARA DİKKAT ETMELİ’
Gelişim psikolojisi alanında 2012 yılında yapılan bir araştırmaya göre de 9-15 yaş aralığındaki birçok çocuğun robotlara duygusal olarak bağlandığı, insana benzer bir robot ile 15 dakika gibi kısa bir süre zaman harcayan çocukların, üzgün veya yalnız hissettiklerinde robotları teselli edebileceklerini ve onların arkadaşı olabileceklerini düşündüklerini gösterdi.
Araştırmalar, çocukların kendileri ve teknoloji arasında bir sınır çizmesi ve kendi becerileri ile ilgili güven kazanmaları gerektiğini gösteriyor. ABD’deki Massachusetts Institute of Technology (MIT) den araştırmacılar dört yaşındaki çocuklara robotları programlamalarını öğretirken çocukların sürpriz bir şekilde başarılı olduklarını gördüler. 2018 yılından bir araştırmada da 4-10 yaş aralığındaki çocukların robotları kapasitelerini olduğundan fazla gördüklerini ortaya koydu.
Araştırmacılar, ebeveynlere çocuklarına yapay zekâlı cihazları kullandırırken bu cihazların tasarlanabileceğini, programlanabileceğini ve yapılandırılabileceğini tavsiye etmeleri ve çocukların bu cihazları kontrol edebileceğini anlamalarına yardımcı olmaları gerektiğini tavsiye ediyor.