Kategori: Gündem

  • Atatürk Müze Köşkü açıldı

    Atatürk Müze Köşkü açıldı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Müze Köşkü’nde tarihçi ve yazar Murat Bardakçı ve diğer ilgililer tarafından karşılandı. Erdoğan ve beraberindekiler, açılışın ardından köşkü gezip, yetkililerden bilgi aldı. Köşkte Atatürk’ün 1912 yılında Trablusgarp’ta Fuat Bulca ile çektirdiği fotoğrafı inceleyen Erdoğan, Murat Bardakçı’ya, “Murat Bey, ne diyorlar bize? ‘Libya’ya niye gidiyorsunuz?’ diyenler kim, malum. Bak gitmiş işte” dedi.

    Atatürk’ün kullandığı eşyaları inceleyen Erdoğan, Atatürk’e hediye edilen eşyalar hakkında bilgi aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a açılışta Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da eşlik etti.

  • Sokakta husumetlisini tüfekle vurup öldürdü

    Sokakta husumetlisini tüfekle vurup öldürdü

    Edinilen bilgiye göre, Türkistan Caddesi’nde İ.Y., aralarında husumet bulunan Ali Özen’e (21) pompalı tüfekle ateş açtı. Özen ile o sırada kaldırımda yürürken saçmaların isabet ettiği İ.Ş. yaralandı. Ağır yaralanan Özen, ambulansla kaldırıldığı Sivas Numune Hastanesinde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
    Yaralanan İ.Ş. ise kaldırıldığı Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Olay sonrası kaçan İ.Y.’nin yakalanması için çalışma başlatıldı.

  • Traktörü ile havuza düşen şahıs hayatını kaybetti

    Traktörü ile havuza düşen şahıs hayatını kaybetti

    Olay, saat 18.30 sıralarında Bucak ilçesi Belören köyünde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Mehmet Koçak tarlasında çalıştığı sırada kontrolünü kaybetitği traktörü ile birlikte tarlanın yanında bulunan havuza düştü. Çevredekilerin 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarı üzerine olay yerine sağlık, jandarma ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Jandarma ekipleri çevrede geniş güvenlik önlemleri alırken, itfaiye ekipleri havuzdaki suyu su motoruyla tahliye ederek kurtarma çalışmalarına başladı. Yoğun çabalar sonucunda saatler sonra Mehmet Koçak’ın cansız bedenine ulaşıldı.
    Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

  • Erdoğan: Terör destekli siyasete yer yok

    Erdoğan: Terör destekli siyasete yer yok

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde düzenlenen Kabine Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulundu. Cumhuriyetin Türkiye’sinin bu topraklardaki ilk değil son devlet olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Daha önemlisi Türkiye’nin Edirne’den Kars’a, Trabzon’dan Hatay’a uzanan vatan topraklarından ibaret olmadığını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Bu gerçeğe her yurt dışı seyahatimizde tekrar tekrar şahitlik ediyoruz. Türkiye, gelişen ekonomisi, artan itibarı, güçlenen askeri ve savunma yetenekleri, tarihinin ve kadim değerlerinin rehberliğinde takip ettiği ilkeli dış politikasıyla bölgesinin güven kaynağı olarak bir yıldız gibi parlıyor. Türkiye yüzyılı ülkümüzün sadece milletimizin fertleri arasında değil, gönül coğrafyamızda da beklentilerin çıtasını yükselttiğini görüyoruz. Ülkemize ve milletimize yönelik umutları Allah’ın izni ve yardımıyla boşa çıkarmayacağız” dedi.

    Türkiye’ye hizmet yolculuğunda 3 Kasım 2024 tarihi itibarıyla 22 seneyi geride bıraktıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Hükümeti devraldığımız günden bu yana her seneyi bir önceki yıldan daha ileri bir seviyede tamamladık. İktidardaki her yeni yaşımıza daha büyük umutlarla, daha büyük hedeflerle girdik. Son 22 yılda saymakla bitiremeyeceğimiz sayısız projeyi, tesisi, hizmeti, yatırımı ve icraatı Türkiye’ye kazandırmanın bahtiyarlığını yaşadık. Vesayetle mamul bir demokrasi yerine milli iradenin üstünde hiçbir gücün, hiçbir odağın olmadığı gerçek demokrasiyi ülkemizde egemen kıldık. Yönetime istikrar getirmek suretiyle Türkiye’ye güç ve enerji kaybettiren oligarşik yapıların vesayet heveslerini kamçılayan, özellikle ömrü 1-2 seneyi dahi bulmayan yamalı koalisyonlar dönemine biz son verdik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçerek yönetimde istikrarın kurumsallaşmasını, kalıcı ve sürekli hale gelmesini sağladık” değerlendirmesini yaptı.

    “2002 ila 2024 arasında geçen 22 yıl Cumhuriyet tarihimizin en parlak, en görkemli hizmet, eser, yatırım, reform ve refah noktasında en velut yıllar olarak hafızalara kazanmıştır”

    “Türkiye, hükümetlerimiz döneminde tartışmasız bütün alanlarda rekordan rekora koşmuş, tarihe altın harflerle yazılacak başarılara imza atmıştır” diyen Erdoğan, ”2002 ila 2024 arasında geçen 22 yıl Cumhuriyet tarihimizin en parlak, en görkemli hizmet, eser, yatırım, reform ve refah noktasında en velut yıllar olarak hafızalara kazanmıştır. Siz bakmayın birilerinin eski Türkiye güzellemesi yaptığına, onların derdi milletin eski Türkiye’de yaşadığı mahrumiyetler ve zulümler değil, kendi şahsi ve zümrevi çıkarlarıdır. Ülkemizin son 22 yılının önemli bir kazanımı da milletin ortak değerlerini, bu süfli gayeleri için kullananların yüzlerindeki maskeleri indirmemizdir. Tam 22 yıldır milletin emanetine layıkıyla sahip çıkmanın, milletin teveccühüne ve güvenine mazhar olmanın, Türkiye’ye hizmet sancağını şanla, şerefle, iftiharla taşımanın, yani insanımıza olan şükran borcumuzu en güzel şekilde ödemenin derdindeyiz, bunun hasbi mücadelesini veriyoruz. Elbette bugünlere kolay gelmedik, vesayetin tuzaklarından darbe girişimlerine, teröre kadar nice ihanetlere maruz kaldık, nice sinsi saldırıyı püskürttük. Tek başına 15 Temmuz gecesinde istiklalimize ve istikbalimize kasteden bir alçak saldırıyı, bir alçak planı içerideki ve dışardaki planlayıcılarının başlarına geçirmiş olmamız bile tarihi bir başarıdır. İktidar ve ittifak olarak milletin emanetine sıkı sıkıya sahip çıkmaya devam edeceğiz. Rabbim ömür, milletimiz de onay verdikçe Türkiye’ye ve Türk milletine hizmete devam edeceğiz” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu vesileyle 3 Kasım 2002’den bugüne kadar hükümetlerimizde görev almış, büyük ve güçlü Türkiye davamıza omuz vermiş, ülkemizin kalkınması için taş üstüne taş koymuş her bir arkadaşıma, Bakanlar Kurulu ve Kabine üyelerimizin tamamına buradan teşekkür ediyorum. Beraber çalıştığımız, beraber mücadele ettiğimiz arkadaşlarımızdan vefat edenlere Rabbimden rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum. Aynı şekilde 15 Temmuz’da meydanlarda kurduğumuz ittifakımızdaki ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanına ve mensuplarına da teşekkürlerimi iletiyorum. Şüphesiz en büyük şükranımız aziz milletimizedir. Hizmetkarı olmaktan daima şeref duyduğumuz necip milletimize bize olan güvenlerinden, bize olan teveccühlerinden dolayı özellikle şükranlarımı sunuyor, Allah razı olsun diyor, Mevla dayanışmamızı ve muhabbetimizi daim eylesin diyorum” dedi.

    “Yılsonuna kadar 2 adet Gökbey daha jandarmamıza teslim edilecek”

    Son Kabine Toplantısı’ndan bugüne dek yurt içinde ve yurt dışında yoğun programları olduğunu aktaran Erdoğan, ”Cumhuriyetimizin ilanının 101. yıl dönümünü 81 ilimizde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ve yurt dışı temsilciliklerimizde coşkuyla kutladık. TUSAŞ’ın Kahramankazan’daki tesislerini ziyaret ederek TUSAŞ çalışanlarına terör saldırısından dolayı geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. Bu vesileyle yerli ve milli imkanlarla geliştirilen Gökbey helikopterlerimizden ilkinin Jandarma Genel Komutanlığımıza teslimini de gerçekleştirdik. Yılsonuna kadar 2 adet Gökbey daha jandarmamıza teslim edilecek” diye konuştu.

    “Gelişmeleri tribünden seyretme gibi bir lüksümüz bulunmuyor”

    AK Parti Grup Toplantısı’nda gündemdeki meselelere dair duruş ve fikirlerini kamuoyuyla paylaştıklarını belirten Erdoğan, ”Grup konuşmamızda detaylıca çizdiğimiz çerçeveye önümüzdeki dönem siyasetinin yol haritası olarak bakılmalıdır. Cumhuriyetimizin 101. yılını 85 milyon olarak büyük bir kucaklaşmanın vesilesi haline dönüştürmek arzusundayız. Terörün olmadığı, bölücü örgütün karanlık gölgesinin siyasetin ve toplumun üzerinden tamamen çekildiği müreffeh, huzurlu ve güvenli bir iklimi ülkemiz genelinde mutlaka tesis ve tahkim edeceğiz. Grup toplantımızda da belirttiğim üzere Türkiye’nin geleceğinde terörizme yer olmadığı gibi, terör destekli siyasete de yer yoktur. Türkiye, Kandil’deki terör baronlarının körüklediği bu kanlı ve kalleş ölüm tezgahını darmadağın etmekte kararlıdır, bundan da geri adım atmayacaktır. Mücadelemiz sadece askerimize, polisimize, güvenlik korucularımıza ve sivil vatandaşlarımıza kurşun sıkanlarla sınırlı değildir. Bizim asıl mücadelemiz, teröristler yanında bunları üzerimize salanlarla, terör belasını 40 yıldır bu milletin başına musallat edenlerledir. Bakınız, üzerine basa basa ifade ediyorum, bölgemizde sınırlar kanla, bombalarla, siyasi suikastlarla yeniden çizilmeye çalışılırken devlet ve millet olarak yolumuza eski tas eski hamam devam etmeyeceğiz. Küresel sistem Soğuk Savaş’tan beri en büyük değişimini yaşarken, bizim gelişmeleri tribünden seyretme gibi bir lüksümüz bulunmuyor. Ya bu süreci cesur adımlarla bir şekilde kendi lehimize çevireceğiz ya da Allah korusun istikbalimizi ipotek alacak bu sorunlarla karşılaşacağız. Bunun önündeki engellerin en başında bölücü terör belası vardır. Uhdemizde bulunan tüm imkan ve araçlardan istifade etmek suretiyle bu terör kamburundan ülkemizi inşallah ebediyen kurtaracağız. Bu konuda hem iktidarımızın hem de partimizin ve Cumhur İttifakı’nın iradesi, azmi, kararlığı, dayanışması en üst düzeydedir” açıklamasını yaptı.

    “2 haftadır ortalığı ayağı kaldıranlar maalesef Kandil’den yerel yönetimlere uzanan kirli ve kanlı elleri ısrarla görmezden gelmektedir”

    Demokrasiyle şiddetin, sivil siyaset ile terörün aynı kapta bir arada bulunamayacağının altını bir kez daha çizen Erdoğan, ”Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde sırtını terör örgütüne dayayarak siyaset yapılmasına müsaade edilmez. Avrupa dahil dünyanın her yerinde böyle bir tavır siyasi partiler için kapatma, bu siyaseti yapanlar için cezai takip sebebidir. Çünkü demokrasinin ilk ve öncelikli şartı şiddeti reddetmek, terörle araya kalın duvarlar örmektir. Ülkemizde sivil siyasetin meşru kapıları ardına kadar açıkken, hileli yöntemlerle bölücü örgüte kuklalık yapanlara müsamaha gösterilmesi asla beklenemez. Şu tutarsızlık bizim gibi milletimizin de gözünden kaçmıyor: Yargının ve idarenin bazı belediyelerle ilgili aldığı hukuki ve idari tedbirler konusunda 2 haftadır ortalığı ayağı kaldıranlar maalesef Kandil’den yerel yönetimlere uzanan kirli ve kanlı elleri ısrarla görmezden gelmektedir” şeklinde konuştu.

    “İnanıyorum ki, böyle bir tabloya bizim gibi akıl ve vicdan sahibi hiç kimse rıza göstermez, hiç kimse kayıtsız kalamaz, bunu tasvip edemez”

    Seçilmiş başkanlar değil, örgütün atadığı ne idiğü belirsiz tipler tarafından yönetilen belediyelerin şehirleri yerine terör örgütüne hizmet edeceğinin izahtan vareste olduğunu söyleyen Erdoğan, ”Milletin boğazından kısarak ödediği vergilerden belediyelere tahsis edilen helal kaynağın bölücü haramzadelere aktarılmasına asla izin vermeyiz. Terör örgütünün belediye gücüyle haraç mekanizmaları kurmasına göz yumamayız. Bölücü örgüt komiserlerinin belediye binalarının mahzenlerinde başkan tokatladığı, belediye araç-gereçlerinin hizmet için değil çukur kazmak için kullanıldığı bir manzarayı bu ülkeye ve şehirlerimize kesinlikle yaşatmayacağız. İnanıyorum ki, böyle bir tabloya bizim gibi akıl ve vicdan sahibi hiç kimse rıza göstermez, hiç kimse kayıtsız kalamaz, bunu tasvip edemez. Görevden alınan tüm belediyelerde olan işte budur. Esenyurt Belediye Başkanının kağıt üzerinde bir başka partinin mensubu gözükmesi bu hakikati değiştirmiyor. Asıl üzüntü verici olan ise, devletin bu çerçevede hayata geçirdiği meşru tasarrufları karşısında adeta aslan kesilenlerin polisimize, jandarmamıza atılan taşlar, bombalar karşısında süt dökmüş kediye dönmeleridir. Kürsüden savcıları, kaymakamları, valileri pervasızca tehdit edenlerin bölücü örgütün şehirdeki uzantılarının estirdikleri terör karşısında tek bir cümle dahi kurmadıklarını, daha doğrusu kuramadıklarını ibretle takip ediyoruz. Bunun adı korkaklıktır, ikiyüzlülüktür” açıklamasını yaptı.

    Teröre teslim olmanın kendi çıkarları için koskoca bir milletin geleceğini tehlikeye atmak olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:

    “Meselenin daha vahim tarafı, ülkenin ikinci büyük partisinin dümeni kırılmış gemi gibi misali sürekli sağa-sola savrulmasıdır. Bakıyorsunuz bir gün bu partinin Sayın Genel Başkanı Ankara’da vatan, millet, bayrak, Cumhuriyet edebiyatı yapıyor, aynı kişi ertesi gün bakıyorsunuz ülkenin bir başka köşesinde Türkiye’yi açıkça tehdit edenlerle, alçak terör eylemlerini övenlerle ve şehir eşkıyalarıyla aynı otobüsün üzerinde korsan miting düzenliyor. Esasında tüm bu yaşananlar bize şunu gösteriyor: Ülkenin en eski partisinin birilerinin kişisel kariyeri uğruna kurduğu ittifakın müttefiklerini özellikle Türkiyelileştirmek yerine ana muhalefetin kendisini enfekte etmekte, zehirlemekte, kurucu değerlerinden saptırmaktadır. Görüyoruz ki artık ana muhalefet yok tabi, muhalefet var, bu parti giderek ittifak ortaklarının rengini alıyor. Nitekim bu benzerlik siyaset diline ve üslubuna da yansımıştır, yani ataların deyimiyle üzüm üzüme bakarak kararıyor. Bu dejenerasyona söz konusu partinin kendi bünyesinden de haklı itirazların yükseldiğini duyuyoruz, okuyoruz.”

    “Hangi siyasi partiye mensup olursa olsun milletten sandıkta aldığı yetkiyi millet için kullananlarla hiç kimsenin bir sorunu olamaz” diyen Erdoğan, ”Teröre, teröristlere ve Kandil’in komiserlerine iradesini teslim etmeyenlere devlet olarak gereken desteği sağlamaktan imtina etmeyiz. Nitekim bu doğrultuda irade gösteren belediye başkanlarına seçildiği yere bakmaksızın devletimiz tüm imkanlarıyla sahip çıkmakta, destek vermektedir. Ama milletin emanetinin, ülkenin ve milletin imkanlarının terör baronlarına peşkeş çekilmesine de yine partisine bakmaksızın kusura bakmasınlar eyvallah edemeyiz. Bugüne kadar tüm adımlarımızı hukuk ve demokrasi çerçevesinde attık, yargı ve mahkeme kararları çerçevesinde attık, bundan sonra da hukukun üstünlüğü ve milli iradenin hakimiyeti ilkesine göre hareket edeceğiz” dedi.

    “Yakın dostumuz olan Irak’la dayanışmamız, terörle mücadele, enerji, ulaştırma ve ticaret başta olmak üzere her alanda güçleniyor”

    Grup toplantıntısından hemen sonra bu sene 9’uncusu düzenlenen Uluslararası Hafızlık ve Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması’nda dereceye girenlere ödüllerini takdim ettiklerini hatırlatan Erdoğan, “Yarışmaya katılan 54 ülkeden 94 hafız ve karinin tamamını tebrik ediyor, yarışmanın tertiplenmesinde emeği geçenleri ayrıca tebrik ediyorum. Senegal Cumhurbaşkanının ülkemize gerçekleştirdiği ilk resmi ziyaret oldukça başarılı ve verimli geçti. Senegal ile Türkiye arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyi kurulmasını kararlaştırdık. Ortak bildiri dahil imzalanan 5 anlaşmayla ilişkilerimizi ileriye taşıdık. Kasım ayının ilk günü İstanbul’da kabul ettiğimiz Irak Başbakanı Sayın Sudani’yle olan istişarelerimiz de aynı şekilde kritik öneme sahipti. Komşumuz, kardeşimiz, yakın dostumuz olan Irak’la dayanışmamız, terörle mücadele, enerji, ulaştırma ve ticaret başta olmak üzere her alanda güçleniyor. Bugüne kadar en zor zamanında yanında olduğumuz Irak’ı bundan sonra da tüm imkanlarımızla destekleyeceğiz. İslam dünyasının en önemli ekonomik ve ticari iş birliği platformu olan İSEDAK’ın 40. Bakanlar Toplantısı’na İstanbul’umuzda ev sahipliği yaptık. Türkiye olarak İSEDAK’tan İslam ülkeleri arasındaki ticari ve ekonomik iş birliğimizi ilerletmenin çabasındayız. Hedeflerimize ulaşana kadar da gayretlerimizi artırarak sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Türk dünyasının birlik ve bütünlüğüne büyük önem veriyoruz”

    Türk dünyasının birlik ve bütünlüğüne büyük önem verdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Nitekim Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurulmasıyla bu yönde tarihi bir adım attık. Teşkilatın 11. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ni Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te Sayın Caparov’un ev sahipliğinde başarıyla icra ettik. Zirve vesilesiyle 8 yeni anlaşma imzalandı. Kırgızistan’la Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyi 6. Toplantısı’nı da zirvenin bir gün öncesinde gerçekleştirdik. Bu toplantıda Kırgızistan’la ilişkilerimizi kapsamlı stratejik ortaklık seviyesine yükselterek 19 belgeye imza attık. Manas Üniversitemizde tamamlanan projelerin toplu açılışıyla 150 yataklı Türk-Kırgız Dostluk Hastanesi’nin resmi açılışını da bu ziyaret vesilesiyle yaptık. Bişkek’ten Macaristan’ın başkenti Budapeşte’ye geçerek Avrupa Siyasi Topluluğu’nun 5. Zirvesi’ne iştirak ettik. Budapeşte’de aralarında Fransa, Hollanda, Danimarka’nın da olduğu çok sayıda devlet ve hükümet başkanıyla ikili görüşmelerimiz oldu. Görüşmelerimizin tamamında Gazze ve Lübnan’da devam eden katliama dikkat çektik. Avrupalı dostlarımızın güncel siyasi gelişmelerin de baskısıyla Türkiye’yle ilişkileri ilerletme noktasında çok istekli olduklarını gördük. Biz de kazan-kazan ve karşılıklı saygı temelinde Avrupa Birliği ve ülkeleriyle iş birliğimizi güçlendirmeye hazır olduğumuzu ifade ettik. Önümüzdeki dönemde bunun yansımalarını göreceğimize inanıyorum” şeklinde konuştu.

    “Teknolojinin hayatımızın her alanını kuşattığı günümüzde yapay zekanın mevcut adaletsizlikleri derinleştirmesinin önüne geçilmesi gerektiği anlaşılıyor”

    KADEM’in düzenlediği uluslararası zirvelerin kadınlarla ilgili çok kritik meselelerin etraflıca irdelenmesini sağladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu sene 6’ncısı tertiplenen zirvenin ana teması ‘Kadın ve Yapay Zeka’ydı. Teknolojinin hayatımızın her alanını kuşattığı günümüzde yapay zekanın mevcut adaletsizlikleri derinleştirmesinin önüne geçilmesi gerektiği anlaşılıyor. KADEM’in böyle güncel bir konuyu gündemine almasını takdirle karşılıyor, zirvenin tekrar tüm kadınlar için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu sabah Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nun yeni binasını hizmete açtık” değerlendirmesini yaptı.

    “Çankaya Köşkü’nü de, milletin evi ve kıvanç kaynağı olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni de en verimli şekilde kullanmaya devam edeceğiz”

    Kabine Toplantısı öncesinde Gazi Paşa’nın 1921-1932 yılları arasında Ankara’da ikamet ettiği Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk resmi konutu da olan Atatürk Müze Köşkü’nün restorasyon sonrası açılışını gerçekleştirdiklerini bildiren Erdoğan, ”Burada bir üzüntümü de ifade etmek isterim, ülkemizde bir kesim Cumhuriyetin özüne ve asli kimliğine dönmesinden ciddi manada rahatsızlık duymaktadır. Bizim gardırop Atatürkçüleri ve son dönemde de sosyal medya Atatürkçüleri olarak tarif ettiğimiz bu malum çevreler imtiyazlarını kaybetmemek uğruna ellerine geçirdikleri her fırsatı istismar ediyorlar. Rahatsızlıklarının sebebini açıkça söylemek yerine saçma sapan ikilikler ihdas ederek, Türkiye’nin sembolleri arasında zıtlık çıkarmaya, daha doğru bir ifadeyle fitne çıkarmaya gayret ediyorlar. Bunun en son örneği Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’yle Çankaya Köşkü’dür. 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü alçaklar tarafından hedef alınan, etrafında 29 insanımızın şehit olduğu gazi bir mekanla Gazi’nin emaneti olan Çankaya Köşkü’nü karşı karşıya getirmek, nifak tüccarlığından başka bir şey değildir. Külliye milletin evidir, Köşk ise Gazi Mustafa Kemal’in ve bizden önce görev yapan cumhurbaşkanlarının hatırasının olduğu Cumhuriyetin anıt yapılarından birisidir. Biz, birini diğeriyle tokuşturmak, birini diğerinin karşısına konumlandırmak yerine her ikisine de hak ettiği değeri veriyoruz, vereceğiz. İşte bugün tüm bu senaryoları yırtıp attığımız bir toplantıyı, Kabinemizin 28. toplantısını burada gerçekleştirdik. Çankaya Köşkü’nü de, milletin evi ve kıvanç kaynağı olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni de en verimli şekilde kullanmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

    “Ekim ayında da gelen rekor ile son 15 ayın 10’unda o ayın ihracat rekoru kırıldı”

    Son toplantıdan bu yana ekonomiyle ilgili sevindirici haberleri arka arkaya aldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Kasım ayının ilk cumartesi günü ihracat rakamları açıklandı. Ekonomimizin lokomotifi olarak gördüğümüz ihracatımızdaki yükseliş kesintisiz sürüyor. Ekim ayı ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 artış ile 23,6 milyar dolara çıktı. Ekim ayında da gelen rekor ile son 15 ayın 10’unda o ayın ihracat rekoru kırıldı. Yıllıklandırılmış ihracatımız ise yüzde 3,1 artışla toplam 262,3 milyar doları buldu. Ekim ayı itibarıyla son 12 ayda yıllıklandırılmış dış ticaret açığı geçen yılın aynı ayına göre 35,1 milyar dolar azaldı. Mal ihracatına bağlı olarak dünya hizmet ihracatında da payımızı istikrarlı bir şekilde artırıyoruz. Yılın ilk 8 ayında hizmet ihracatımız bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 7,3 artışla toplam 74 milyar dolara yükseldi. Ekim ayında yıllıklandırılmış cari işlemler açığının 9-10 milyar aralığına kadar gerilemesini öngörüyoruz. Merkez Bankamızın brüt rezervlerinin 159 milyar dolarla tarihimizin en yüksek seviyesine çıktığının müjdesini bugün sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye, gerek uyguladığı program, gerekse sahip olduğu potansiyelle gelişmekte olan ülkeler içinde pozitif yönde ayrışmaktadır. Üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu tarafından notu 2’şer kademe artırılan tek ülke olmamız elbette tesadüf değildir. Ekonomi programımızı kararlı bir şekilde uyguladıkça daha pek çok alanda olumlu neticeler almaya devam edeceğiz” dedi.

    “İlk 9 ayda toplam 47 milyar dolar turizm gelirine ulaşarak, bu alanda da rekor kırdık”

    Turizmin yine bu dönemde başarı hikayesi yazılan bir başka alan olduğunu söyleyen Erdoğan, ”Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2024 yılının 3 çeyrek turizm rakamları burada da çok ciddi bir ivme yakaladığımızı gösteriyor. Buna göre temmuz-ağustos-eylül dönemini kapsayan üçüncü çeyrek turizm gelirimiz, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,9 oranında artarak 23,2 milyar dolara çıktı. Böylelikle bir çeyrekte elde edilen en yüksek turizm gelirine ulaştık. Ziyaretçi sayısı yine aynı dönemde 2023’ün aynı çeyreğine göre yüzde 3,5 artarak 23,2 milyon kişiye yükseldi. İlk 9 ayda toplam 47 milyar dolar turizm gelirine ulaşarak, bu alanda da rekor kırdık. Turizmde 2024 sonu hedefimiz 61 milyon turist ve 60 milyar dolar turizm geliridir. Bölgesel krizlere rağmen inşallah bu rakamları yakalayacağız. Buradan tüm bu başarılara imza atan turizmcilerimize ve ihracatçılarımıza ülkem ve milletim adına kalpten teşekkür ediyorum. Kasım ayını yurt dışı toplantılar bağlamında oldukça yoğun geçiriyoruz. İnşallah yarın sabah İslam İş Birliği Teşkilatı ve Arap Ligi Ortak Zirvesi için Riyad’a gidiyoruz. Gazze başta olmak üzere işgal altındaki Filistin toprakları ve Lübnan’daki katliamları görüşeceğimiz toplantının hemen ardından salı günü Dünya İklim Eylem Zirvesi’ne katılmak üzere Bakü’ye geçeceğiz, yani COP, orada olacağız. Hafta sonu ise G-20’nin Rio’da yapılacak liderler zirvesine iştirak etmek için Brezilya’ya hareket edeceğiz” ifadelerini kullandı.

  • Yarısı Bizden kampanyası nedir?

    Yarısı Bizden kampanyası nedir?

    İstanbul’da kentsel dönüşümü hızlandırmak ve güvenli yerleşim alanları oluşturmak için “Yarısı Bizden” kampanyası başlatılmıştı. İstanbul’un 39 ilçesini kapsayan kampanyayı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Marmara Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğü koordine ediyor. 26 Nisan-2 Haziran 2023 tarihlerini kapsayan ilk başvuru döneminde e-Devlet üzerinden 106 bin 225 bina ve 1 milyon 225 bin 63 bağımsız bölüme ilişkin başvuru toplandı. 9 Ağustos’ta da kampanyanın yeni dönemi başlatıldı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, artık süre kısıtlaması olmaksızın başvuruların devam edeceğini açıkladı. 11 Ekim’de yeni bir adımı daha duyuran Bakan Kurum, alan bazlı büyük dönüşümlerde tam uzlaşma sağlanmışsa Bakanlığın devreye girebileceğini söyledi. “Yarısı Bizden” kampanyasında şimdiye kadar 2.4 milyar TL’lik destekle 213 yapıdaki 2 bin 116 bağımsız bölüme hibe, kredi ve tahliye desteği ödemeleri başlatıldı.

    İlk yöntem: Yüklenici firma ile dönüşüm

    Kampanya kapsamında Bakanlık hak sahibinin bir konutu için 700 bin TL hibe ve 700 bin TL kredi, diğer her bir konutu için 1 milyon 400 bin TL kredi veriyor. Hak sahibinin bir dükkanı için 350 bin TL hibe ve 350 bin TL kredi, diğer her bir dükkanı için ise 700 bin TL kredi desteği sağlanıyor. Bu şekilde Bakanlığın her bir konut için sağladığı 1,5 milyon TL’lik finansman desteğinden faydalanan vatandaşlar evlerini yüklenici firmalarla yeniden inşa ettirebiliyor.

    İkinci yöntem: TOKİ ve Emlak Konut’la büyük alanlarda dönüşüm

    Alan bazlı büyük dönüşümlerde ise Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, TOKİ ve Emlak Konut iş birliği ile vatandaşa destek sağlanıyor. Bu durumda vatandaşlar Yarısı Bizden kampanyasının 700 bin TL’lik hibe desteğini kullanabiliyor. İnşaatları TOKİ ya da Emlak Konut üstleniyor. Hibe tutarı bina maliyetinden düşürülüyor, arta kalan borç ise yine uzun vadeli uygun ödeme koşullarıyla taksitlendiriliyor.

    Bakanlıktan “Yarısı Bizden” paylaşımı

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, son güncellemeler sonrası kampanyayla ilgili merak edilenleri cevapladı. Bakanlığın sosyal medya hesabından “İstanbul’da kentsel dönüşümü hızlandıran, vatandaşımızı güvenli konutlara kavuşturacak Yarısı Bizden kampanyamızla ilgili merak ettiğiniz her şey burada” mesajıyla kampanyanın animasyon videosu paylaşıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 15 soruda İstanbul için ‘Yarısı Bizden’ kampanyasına dair şu cevapları paylaştı:

    1-Kimler faydalanabilir?
    İstanbul’un 39 ilçesinde riskli yapı sahiplerinin tümü kampanyadan faydalanabilir.

    2-Proje ön şartları nelerdir?
    Yeni projedeki yapı (otopark ve sığınak hariç), eski yapının bir buçuk katı büyüklüğünü geçmemeli.

    3-Ev/iş yerimin riskli olup olmadığını nasıl öğrenebilirim?
    Bakanlığa bağlı lisanslı kuruluşlara karot örneği baktırılarak risk durumu tespit edilir.

    4-Yarısı Bizden’e nasıl başvuru yapılır?
    e-Devlet başvurusuna gerek duyulmaz. Kat irtifakı kurulduktan sonra hak sahibi tespiti yaptırmak üzere ilçe belediyesine başvurur. Bakanlıkça belirlenen randevu gününde hak sahibi ile hibe taahhütnamesi ve kredi sözleşmesi imzalanır.

    5-TOKİ ve Emlak Konut inşaat desteği veriyor mu?
    Bina yerine alan bazlı site benzeri büyük dönüşümlerde tam uzlaşma sağlanması halinde Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, TOKİ ve Emlak Konut iş birliği ile destek sağlanır.

    6-Alan bazlı büyük dönüşümde hangi kolaylıklar sağlanır?
    700 bin TL’lik hibe, TOKİ ya da Emlak Konut ile de inşa desteği verilir.

    7-Alan bazlı dönüşümde geri ödeme nasıl yapılır?
    Hibe tutarı bina maliyetinden düşürülür arta kalan borç ise uzun vadeli uygun ödeme koşullarıyla taksitlendirilir.

    8-Yüklenici firma ile dönüşümde her konut/iş yeri için ne kadar destek verilir?
    Hak sahibinin bir konutu için 700 bin TL hibe ve 700 bin TL kredi, diğer her bir konutu için 1 milyon 400 bin TL kredi verilir. Hak sahibinin bir dükkanı için 350 bin TL hibe ve 350 bin TL kredi, diğer her bir dükkanı için ise 700 bin TL kredi desteği sağlanır.

    9-Ödeme hak sahibine mi yükleniciye mi yapılır?
    Bina bazlı dönüşümde ödemeler hak sahipleri adına yükleniciye yapılır.

    10-Ödeme ne zaman ve nasıl yapılır?
    İş başlayınca yüzde 30, taşıyıcı sistemin bitiminde yüzde 30, sıva aşamasında yüzde 30, yapı kullanım izin belgesi alındığında yüzde 10 oranında ödemeler yapılır.

    11-Kredi geri ödemeleri ne zaman başlar?
    Yapı ruhsatının alınmasından 2 yıl sonra başlar. 10 yıla kadar vade uygulanır. Ödemenin başladığı ilk yıl faiz uygulanmaz. Sonraki yıllar Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) oranının yarısı kadar güncelleme yapılır.

    12-Tahliye/taşınma desteği ne kadar?
    Tahliye desteği tek seferde 100 bin TL olarak ödenir.

    13-Tahliye desteğinden kiracılar da faydalanabilir mi?
    Daire/iş yerinde oturan kiracıysa kiracıya, değilse ev sahibine ödenir.

    14-Otopark ve sığınak yapınca hak kaybı olur mu?
    Otopark ve sığınak alanları inşaat alanı metrekaresinin dışında tutulur.

    15-Kredi için gelir şartı aranır mı?
    Hak sahiplerine kredi verilirken gelir ve kredi puanına bakılmaz.

  • Bakan Fidan, mevkidaşı Abdellaty ile görüştü

    Bakan Fidan, mevkidaşı Abdellaty ile görüştü

    Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Suudi Arabistan temaslarını sürdürüyor. İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı için Riyad’da bulunan Fidan, Mısır Dışişleri, Göç ve Yurtdışı Mısırlılar Bakanı Badr Abdellaty ile görüştü.

  • Dumansız sobalar kışın gözdesi

    Dumansız sobalar kışın gözdesi

    Havaların soğumasıyla birlikte, ısıtma sistemlerine olan talep hızla artarken, çevre dostu pelet sobalar öne çıkmaya başladı. Ankara Ulus Sobacılar Çarşısı’nda soba imalat eden Enes Çetik, bu sobaların yüksek ısı verimliliği sağladığını vurguladı. Çetik’e göre, pelet sobalar, duman çıkarmadan, çevre dostu pelet yakıtı ile çalışıyor ve saatte 1 ile 3 kilogram arası pelet tüketiyor.
    “Sobalarımız gözle görülecek duman çıkarmıyor ama baca ve cam bağlantısı gerektiriyor” diyen Çetik, kaliteli pelet kullanımının sobanın performansı üzerinde büyük etkisi olduğunu ifade ediyor.

    Çevre dostu ısınma seçeneği

    Pelet sobaların Türkiye’de yaygınlaşmasında öncülerden Aybar Metal sahibi Volkan Aybar, üç yıl önce başladıkları üretimde dünyanın en verimli yakıtlarıyla çalıştıklarını belirterek, “Bu sobalar, kalori değeri yüksek, duman çıkarmayan, zehirlemesi olmayan temiz bir ısınma sağlıyor” diyen Aybar, bu sayede hem yurt içinde hem yurt dışında büyük talep gördüklerini ekledi. Pelet sobaların çevreye zarar vermemesi, onları klasik sobalardan ayıran en önemli özelliklerden biri olarak görülüyor” diye konuştu.

    “Kullanıcıların tercihi pelet kalitesine bağlı”

    Pelet sobalarda kullanılan yakıtın kalitesi de ısınma performansını doğrudan etkilediğine dikkat çeken Enes Çetik, kullanıcıların bazı karışık peletleri tercih ettiğinde, sobanın beklenenden daha az verim sağladığını kaydederek, “Yüzde yüz çam peletleri çok daha yüksek performans verirken, sunta ve MDF karışımlı peletler daha düşük ısı sağlıyor” şeklinde konuştu.
    Çetik, kalitesiz pelet seçiminden dolayı kullanıcıların sık sık yanma sorunlarıyla karşılaştığını, doğru pelet kullanımı, sobanın maksimum verimlilikte çalışmasını sağladığını söyledi.

    Fiyat aralıkları ve modeller

    En küçük model pelet soba, 70 metrekareye kadar ısıtma kapasitesine sahip ve fiyatı 8 bin 500 TL olduğunu bildiren Çetik, bu küçük modellerin oldukça talep gördüğünü ancak daha geniş alanlar için farklı modellerin de mevcut olduğunu söyleyerek, “Üstten üflemeli, 250 metrekareye kadar ısıtabilen modellerimiz 45 ila 50 bin lira arasında değişiyor” bilgisini verdi.

    Yerel üretim ve yüksek talep

    Pelet soba satıcısı Volkan Aybar, patentlerini aldıkları bu sobaları üç yıl önce piyasaya sürdüklerini ve o günden bu yana büyük ilgi gördüklerini vurgulayarak, “Patentimizi aldık ve şu an talebi karşılamakta zorlanıyoruz. Üretimimiz Ankara Ulus Sobacılar Çarşısı’ndaki atölyemizde devam ediyor” ifadelerini kullandı.

  • Yemek sonrası şişkinlik, hastalık olabilir

    Yemek sonrası şişkinlik, hastalık olabilir

    Genel Cerrahi doktorlarından Op. Dr. Erdem Şentatar, “Karında yemek sonrası meydana gelen şişlik; yemek borusu, mide ve bağırsakları içeren sindirim sisteminde gaz veya sıvı birikmesi nedeniyle ortaya çıkabilir. Karında oluşan bu şişlik, yaşam kalitesini düşürebilir, kişinin rahat hareket etmesini zorlaştırabilir ve sosyal yaşamını olumsuz etkileyebilir. Şişkinlik sorununun altında yatan nedenleri bilmek ve önlem almak, daha konforlu bir yaşam sürdürmek adına önem taşır” diye konuştu.

    “Yemek sonrası karın şişkinliğine neden olan etkenler çeşitlidir”

    Op. Dr. Erdem Şentatar, yemek sonrası şişliğin en sık görülen nedenlerinden bazılarını şu şekilde anlattı:
    “Hızlı yemek yediğimizde, genellikle yemekle birlikte hava da yutarız. Bu hava sindirim kanalına girerek gaz birikimine neden olabilir ve dolayısıyla şişkinlik meydana gelir. Yemeklerin yavaşça ve iyice çiğnenerek tüketilmesi, bu durumu azaltmada etkili olabilir. Ayrıca, yemek seçimi de önemli bir faktördür; karbonhidrat ağırlıklı, lifli veya gaz yapıcı besinler (örneğin baklagiller, brokoli, soğan) sindirim sırasında gaz oluşumunu artırarak şişkinlik oluşturabilir. Süt ürünlerine karşı intoleransı olan kişilerde ise laktoz içeren besinler, karın şişliğine yol açabilir. Sindirim sistemi rahatsızlıkları da şişkinliğe neden olabilir. Reflü, gastrit, irritabl bağırsak sendromu (IBS) veya gıda intoleransları gibi durumlar, bağırsakların normal işleyişini bozarak gaz birikimi, şişkinlik ve hazımsızlık oluşturabilir. Özellikle IBS, bağırsak hareketlerinin düzensizleşmesine neden olur, bu da yemek sonrası karın şişliği ve ağrıya yol açabilir. Stres ve anksiyete de sindirim sistemini etkileyerek, sindirimin yavaşlamasına veya düzensiz çalışmasına neden olabilir. Bu durum, gıdaların bağırsakta daha uzun süre kalmasına ve gaz birikimine yol açar. Yemek sırasında stres seviyesini azaltmak, şişkinliği hafifletebilir. Son olarak, yetersiz su tüketimi de yemek sonrası şişliğe neden olabilir. Yeterli miktarda su içmemek, sindirimin yavaşlamasına ve bağırsak hareketlerinin azalmasına sebep olarak şişkinlik oluşturabilir.”

    “Tanı, ek şikayetler ve şişkinlik süresi dikkate alınarak konulur”

    Şentatar, “Hastanın genel sağlık durumu, ek şikayetleri ve şişkinlik şikayetinin süresi göz önünde bulundurularak yapılır. Kan testleri, gaita (Dışkı) incelemeleri, görüntüleme tetkikleri (ultrason, tomografi, endoskopiler), alerji ve intolerans testleri ve fonksiyonel testlerin(mide boşalım testleri) hastanın durumuna göre yapılması gerekir” diyerek tanı sürecini anlattı.

    “Yemek sonrası karında oluşan şişlik, çoğu zaman önlenebilir”

    Yavaş yemek yemek, gaz yapıcı yiyeceklerden kaçınmak, stresten uzak durmak ve yeterince su tüketmek gibi basit önlemlerle bu sorun hafifletilebileceğini belirten Genel Cerrahi Doktoru Erdem Şentatar, sürekli ve şiddetli karın şişkinliği yaşayan bireylerin, altta yatan ciddi bir sağlık sorununun olup olmadığını öğrenmek için mutlaka bir uzmana başvurmasını önerdi. Şentatar, “Doğru beslenme, yeterli su tüketimi ve gerektiğinde bir uzman rehberliğinde sindirim sağlığınıza yönelik adımlar atarak, bu rahatsızlıktan kurtulabilirsiniz. Unutmayın ki sağlıklı bir sindirim sistemi, yaşam kalitenizi doğrudan etkiler” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

  • Yavaş: “Anketlerde birinci çıkıyorum”

    Yavaş: “Anketlerde birinci çıkıyorum”

    ABB Başkanı Mansur Yavaş, Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) tarafından Keçiören’de yapımı tamamlanan Keçiören Cemevi’nin açılışına katıldı. Yavaş’a ilçe belediye başkanları ve CHP’li milletvekilleri de eşlik etti. Açılışın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Yavaş, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
    CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “Mansur Yavaş için MİT’e talimat gitti” iddialarına ilişkin konuşan Yavaş, “Genel Başkanımız bu açıklamayı yaptıktan sonra dün MİT Başkanı böyle bir şeyin olamayacağını, kurumsal olarak böyle bir görev tanımlarının olmadığını söylediler. Ancak ben Ankara Adliyesine böyle bir çalışmanın olduğunu haber verdim. 2021’de de aynı teşebbüste geçmişlerdi, o zaman da bir dilekçeyle sormuştum, cevap vermemişlerdi. Yeni bir dilekçe verdim” açıklamasında bulundu.

    “Son elli ankete baktığınız zaman hemen hemen hepsinde birinci çıkıyorum”

    Anket sonuçları baz alındığında pek çok ankette birinci olarak çıktığını ve bundan kaynaklı olarak ‘sağlı sollu’ bir saldırı altında olduğunu dile getiren Yavaş, “Son elli ankete baktığınız zaman hemen hemen hepsinde hem başarı oranı açısından hem de kamuoyu yoklamasında hep ben birinci çıkıyorum. Son bir hafta on gündür acımasız bir saldırı var. Gerek konserler üzerinden, her türlü iddiaya başladılar. Saldırmaya başladılar, bunu görüyoruz. Bu maalesef sağlı sollu yapılıyor. Buna dikkatinizi çekmek isterim ama çekindiğimiz hiçbir şey yok. Çünkü ben 5 yıl boyunca Belediye Meclisinde 148 üyede 40 kişiydik. Her türlü hakarete ve iftiraya rağmen halk bunun cezasını büyük bir tokat atarak Türkiye rekoruyla kırdı. Bunlar hiçbir şeye bir şey sağlamaz. Varsa herkes bildiğini şeffaf bir şekilde açıklasın. Her şey soruşturulsun, veremeyeceğimiz hiçbir hesabımız yok ama yargıyı sopa gibi kullanıp kumpasları yapmak, bunlar FETÖ taktikleridir, tavsiye etmem” ifadelerini kullandı.

  • Yumaklı: “Halep oradaysa arşın burada”

    Yumaklı: “Halep oradaysa arşın burada”

    AK Parti Yozgat İl Başkanlığı Kongresinde konuşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, sokak hayvanları için ayrılan 1.8 milyar liraya yönelik eleştirileri yanıtlardı. Konunun farklı mecralara çekilmek istendiğini ifade eden Yumaklı, “Türkiye’de sahipsiz hayvanlar diye bir problemi vardı. Bununla ilgili geçtiğimiz aylarda millet meclisimizden bir kanuni düzenleme çıktı. Bunun amacı şuydu; Vatandaşımız artık sokaklarda yürüyemez hale geldi. Çocukların okula gidemez hale geldi. Parkların, bahçelerin, başıboş hayvanların istilası altında olduğu bir ortamı kabul etmeyerek bu sorunun herkes tarafından kabul edilmiş olan bu sorunun çözümüne dair bu yasal düzenlemeler sonra, dün bir açılışta söylemiş olduğum ‘sokakta herhangi bir şekilde başıboş hayvan bulunması kabul edilemez. Ancak bu yasal düzenlemenin bir cümlesi bile hayvanlara eziyet etmeyi meşru görecek bir içerikte değildir. Birisinden birisini seçmek gibi bir şey yoktur. Bizim görevimiz, amacımız, vatandaşımızın sorununu çözmek, bununla ilgili de 1.8 milyar liralık kaynak oluşturduk. Bu kısırlaştırma faaliyetleri için’ dedik. Biz de baktık ki bugün onu sadece bir haftalığına, yani sadece bir haftalık destek ödemeleriyle karşılaştırıp, ‘Efendim sahipsiz hayvanlara 1.8 milyar ama çiftçiye 300 milyon.’ Ya sadece ve sadece direkt destekler 95 milyar lira civarına gelecek. Bu yılın sonu itibariyle. 2025 yılı için 760 milyar lira tarım sektörüne kaynak ayrıldı. Bunun 135 milyar lirası çiftçilerimize desteklerden oluşuyor. Tarım sektörüne yatırımlar için 166 milyar lira ayrıldı. Sağlanan vergi muafiyetleri 200 milyar lira krediler, müdahale alımları KİT’lerin ve ihracatların desteklenmesi için 205 milyar lira. Biz diyoruz ki ‘hizmet edeceğiz. Bunun için gerekli kaynağı ayıracağız. Bu rakamda bu kadardır. Vatandaşımızın kabul ettiği bu sahipsiz hayvan sorununu çözeceğiz.’ Bunu bir kenara bırakıp bizi başka yere doğru baktırmaya çalışıyorlar. Halep oradaysa arşın burada. Göreceğiz, bakanlık olarak tek tek takip edeceğiz. Hepsinin envanterini çıkardık. Kimler bu vatandaşın sorununa çözüm için kendi bütçesinden ayırmak zorunda olduğu şeyi ayıracak, kimler ayırmayacak, göreceğiz ve biz de gereğini yapacağız” dedi.

    Yozgat’a 45.5 milyar liralık destek ve yatırım

    Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Yozgat’a son 22 yılda 44,5 milyar lira destekleme ve tarımsal yatırım yaptıklarını söyleyip, “Güçlü tarım, güçlü Türkiye, anlayışıyla tarımı üretken ve istikrarlı bir yapıya kavuşturacak politikalar geliştiriyor, yatırımlar yapıyoruz. Yürüttüğümüz çalışmalarla, tarım sektörümüzü bütün ülke düzeyinde daha verimli ve rasyonel bir noktaya getirmenin gayreti içindeyiz. Ülkemizin her köşesinde tarımdaki bu büyük çabayı görmek mümkün. İşte Yozgat ilimiz de bunlardan biridir. Çemen otu ve mercimek üretiminde Türkiye birincisi, nohut ve şekerpancarı üretiminde Türkiye ikincisi, fiğ ve buğday üretiminde ise ilk beşte yer alan Yozgat, tarımımız için çok önemli bir şehirdir. Yozgat’ımıza son 22 yılda yapılan tarımsal yatırım ve destekleme tutarı 44,5 milyar lira olmuştur” diye konuştu.

    “Tarım destekleri 12 katına çıktı”

    Yumaklı, tarım desteklerini 12 kat arttırdıklarını ifade ederek “Bu süreçte tarımsal desteklerimiz 12 katına çıkmıştır. Büyükbaş hayvan sayısında yüzde 28, küçükbaş sayısında yüzde 67 artış sağladık. Toplam süt üretimindeki artış yüzde 166’dır. Orman köylülerimize 281 milyon TL ORKÖY kredi ve hibesi verdik. 123 milyon fidanı toprakla buluşturduk. 4 şehir ormanı ve 13 bal ormanı tesis ettik. İlimize toplam 9 baraj, 6 gölet, 26 sulama tesisi yaptık. 277 bin dekar araziyi sulamaya açtık. 76 derenin ıslahını gerçekleştirdik” şeklinde konuştu.

    “Eymir Göleti 2025 yılında tamamlanacak”

    Yumaklı, Eymir Göleti’ni 2025 yılında tamamlamayı planladıklarını açıklayarak şunları söyledi:
    “266 milyon lira maliyetli Eymir Göleti Sulamasını bu yıl sonuna kadar ihale edeceğiz. 86 milyon lira maliyetli Delibaş 3. Kısım Taşkın Kontrolü çalışmalarımızı 2025 yılı sona kadar tamamlamayı hedefliyoruz. Evet, ne dedik, laf değil icraat.”