Kategori: Haber

  • Öğretmen Dilek Livaneli Avrupa Parlamentosu’nda konuştu

    Hint asıllı iş adamı Sunny Varkey’in eğitim alanında projeler geliştirmek amacıyla kurduğu, onursal başkanlığını ABD eski başkanlarından Bill Clinton’ın üstlendiği Varkey Gems Vakfı tarafından 2014’te düzenlenen Küresel Öğretmen Ödülü Komitesi’nin seçtiği “En İyi 50 Öğretmen” arasında sınıf öğretmeni Dilek Livaneli’ye (36) de yer verildi. O dönem Samsun’un Çarşamba ilçesi Kumköy İlkokulu’nda görev yapan Dilek Livaneli’ye Avrupa Parlamentosu’ndan da davet geldi.

    4 METRAKARELİK AFİŞ

    8-10 Ocak tarihleri arasında Brüksel’de düzenlenen “Faces of Civil Society Actors in Turkey” adlı etkinlikte, sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin yanı sıra Dilek Livaneli de yer aldı. Dilek Livaneli, Avrupa Parlamentosu’nda resmi konuşmacı olarak bulundu. Parlamento ana salonundaki sergide Dilek Livaneli’nin meslek hayatında yaptığı hizmetler, 4 metrekarelik afişte sergilendi.

    ‘BU ÇOK BÜYÜK BİR GÜÇ’

    Dilek Livaneli, konuşmasında kendi hikayesinden bahsederek meslek hayatı boyunca Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ten ilham aldığını ve onun kalbinde olduğunu söyledi. Livaneli, Atatürk’ün “Bir milleti yalnız ve ancak öğretmenler kurtaracaktır” sözünü söyleyerek devam ettiği konuşmasında “Türkiye’de bir milyon öğretmen bulunuyor ve bu çok büyük bir güç. İstersek tüm eksiklikleri hissederek, ihtiyaçları belirleyip kültürü yakından tanıyarak her şeyi baştan inşa edebiliriz. Dünyayı güzelleştirmeye çalışan herkese teşekkür ederim” dedi.

    Dilek Livaneli’nin şu anda İngiltere’nin başkenti Londra’da eğitim bursu kazanıp Uluslararası Montessori Derneği’ne bağlı okullarda uygulamalı eğitim ve araştırmalarına devam ettiği ayrıca Varkey Eğitim Elçiliği Programı yürütüp Dünya Öğretmen Statüsü Endeksi Çalışmaları’nda aktif olarak yer aldığı belirtildi.

  • Ekmek almak için fırına giden 16 yaşındaki çocuğa otomobil çarptı

    Kaza, geçtiğimiz Pazartesi günü saat 12.45 sıralarında Eyüpsultan Esentepe Mahallesi’nde meydana geldi. 16 yaşında olduğu öğrenilen bir çocuk, yarıyıl tatile nedeniyle Esenetepe’de oturan dayısını ziyarete geldi. Geceyi dayısını evinde geçiren çocuk, sabah ekmek almak üzere dışarı çıktı. Binadan çıktıktan sonra caddeye gelen çocuk, yolun karşısındaki fırına geçmek istedi. Bu sırada içerisinde sürücüyle birlikte 4 gencin olduğu öğrenilen otomobil, yola adım atan çocuğa çarptı. Çarpmanın etkisiyle havalanarak defalarca takla atan çocuk, park halindeki bir taksiye çarparak yere düştü. Kaza sonucunda çocuk ağır bir şekilde yaralanırken, otomobili kullanan sürücü ise frene bile basmadan kaçarak kayıplara karıştı. O dehşet anları ise güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı.

  • “Berkay’ı Maliye Bakanı yapmalı”

    Yaşadıkları kavga sonrası davalık olan futbolcu Arda Turan ile şarkıcı Berkay Şahin, dün ilk kez hakim karşısına çıktı. Duruşmada kimlik tespiti yapılan Turan, aylık gelirinin 300 bin euro olduğunu söyledi. Berkay Şahin ise ayda 1000 TL kazandığını ifade etti.

    Şahin’in beyanı, binlerce sosyal medya kullanıcısının eleştiri konusu haline geldi. Konuya dair görüşünü dile getirenlerden biri de, Yazar Fatih Altaylı oldu.

    Altaylı, bugün “Berkay’ı Maliye Bakanı yapmalı” başlığıyla yayımlanan yazısında “Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin çok önemli bir avantajı olduğu söylenmişti. Çok önemli, çok değerli, işinin erbabı kişileri milletvekili olmasalar dahi, siyasete pek ilgi duymamış olsalar bile ‘bakan’ olarak değerlendirme ve Türkiye’nin sorunlarını çözecek bir göreve getirme imkânı doğuracaktı” hatırlatmasında bulundu.

    “İşte fırsat kapımıza geldi. Bu sistemin en değerli meyvesini yeme zamanı. Berkay adında bir şarkıcı var biliyorsunuz. Önce Caner Erkin’in eşiyle olan ilişki iddialarıyla gündeme gelmişti. Sonrasında da Arda’dan yediği kafa sonucu burnunun kırılmasıyla” diyen Altaylı, şöyle devam etti:

    – Dün şarkıcı Berkay isimli çocuğun, Arda ile olan davasının duruşması vardı ve duruşma sırasında Hakim, Berkay’a “Aylık gelirin ne kadar?” diye rutin bir soru sordu. Berkay da yanıtladı: “1000 TL” Şaka değil… Bin Türk Lirası. Genç bir şarkıcının, Türk adaleti ile aleni olarak dalga geçmeyeceğini düşünürsek bu yanıt ciddi olmalı. Ve bakın o şarkıcı çocuk aylık 1000 TL’lik geliri ile neler başarıyor: –Bir kere en azından kendisinin ve eşinin cep telefonlarını ödüyor –Evi kendisine mi ait bilmiyorum ama en azından elektrik, su, doğalgaz faturalarını yatırıyor. –Eğlenmeye gittiği bir barda dayak yediğine göre dışarda yemek yiyor, hesap ödüyor. — Kendine kılık kıyafet alıyor, eşinin giyim kuşam masraflarını karşılıyor.

    — Bu asgari harcamaları bir yana bakın daha neler yapıyor: –Medyadan öğrendiğimiz kadarıyla kendine iki sene kadar önce 900 bin TL’ye bir BMW almış. — O otomobili aldığı sırada zaten daha önceden aldığı yaklaşık değeri 300 bin avro yani 1.9 milyon TL olan bir Aston Martin’i varmış. –Geçen yaz eşi Özlem Ada Şahin Hanımefendiye 2.5 milyon TL’ye Mercedes G arazi aracı almış. (Basın da amma abartmış. O otomobil 1.9 milyon TL.) –Beykoz’da oturduğu villanın salonlarından birini gece kulübüne çevirmiş. Ve tüm bunları aylık 1000 TL’lik geliri ile başarıyor. Bence Berkay’ın şahsında Türkiye muazzam bir Maliye Bakanı adayı bulmuştur. 1000 TL ile bunları yapabilen birisi, Türkiye’nin devasa bütçesi ile neler neler yapmaz. Kamudaki asgari ücreti 10 bin dolara çıkaracak kabiliyette olduğu aşikar!

  • Korkunç olay! Traktörlü eğlence ölümle bitti

    Kaza, dün akşam saatlerinde Ulucanlar Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, Hüseyin Alkan ile ismi henüz öğrenilemeyen bir arkadaşı traktörle tarla sürerken eğlenmek istedi. Sürücü koltuğunu boş bırakarak rolentiye aldıkları traktör tarlada ilerlerken Alkan ve arkadaşı ise aracın arka tarafında oturarak sohbet etti.

    Daha sonra ayağa kalkarak sürücü koltuğuna atlamaya çalışan Alkan dengesini kaybederek traktörün altına düştü. Lastiğin altında kalarak yaralanan genç adam olayı görenlerin haberverdiği ambulansla Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürüldü. Acil serviste tedaviye alınan Alkan doktorların tüm çabasına rağmen yaşamını yitirdi. Alkan’ın cansız bedeni Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı.

    OLAY ANI CEP TELEFONU KAMERASINDA

    Yaşananlar ise o sırada bir vatandaşın çekim yaptığı cep telefonu ile görüntülendi. Görüntülerde Alkan’ın traktörün arkasında otururken sürücü koltuğuna geçmeye çalışması ve yere düşmesi yer alıyor. Kazayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.

  • Bursa’da da Mağazası Vardı… Forever New, Türkiye’den Ayrılıyor

    Avustralyalı giyim ve aksesuar markası Forever New, 2009 yılında girdiği Türkiye’deki operasyonlarını kapatıyor. 2006 yılında Avustralya’da kurulan marka 7 ülkede 250’den fazla mağazaya ulaşmıştı.

    Çok üzgünüz. Forever New Türkiye operasyonunu sonlandıracağımızı duyurmak bizim için çok zor. Markamızın tüm müşteri, tedarikçi ve takipçilerine yıllar içinde gösterdikleri bağlılık ve destek için terşekkür ederiz.Forever New Türkiye

    Markanın Türkiye temsilciliği tarafından Instagram aracılığıyla İngilizce olarak yapılan açıklamada, 30 Ocak’tan önce verilen siparişlerin teslim edileceği veya ücretlerinin tamamen iade edilebileceği belirtildi. Şirket, müşterilerin Forever New ürünlerinin uluslararası site üzerinden satın alınabileceğini da duyurdu.

    Açıklama sonrası, Forever New Türkiye temsilciliğinin internet sitesi uluslararası siteye yönlendirildi. 2006 yılında kurulan Avustralya merkezli giyim markası, Türkiye’nin yanı sıra Yeni Zelanda, Hindistan, Çin, Güney Afrika, Singapur ve Endonezya gibi ülkelerde faaliyet gösteriyor.

    Forever New, Türkiye’ye 2009 yılında Saide Grup bünyesinde kurulan ve farklı hedef kitlelere hitap eden birden çok yabancı markayı barındıran Retail Platform tarafından getirilmişti. Birkaç yıl önce Saide Tekstil ile yolları ayrılan Forever New, Retail Two Mağazacılık tarafından işletiliyordu.

    İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi Türkiye’de pek çok il ve AVM’de hizmet veren Forever New Türkiye’nin operasyonlarına son verme kararının gerekçesi ve mevcut mağazaları ile çalışanlarının durumuyla ilgili bir açıklama yapılmadı. Konuyla ilgili görüşüne başvurmak için ulaştığımız Retail Two yetkilileri yorumda bulunmadı.

  • Akılalmaz olay! Doktora gitti döndüğünde evi yıkılmıştı…

    Olay, dün Arsin İlçesi Yeniköy Mahallesi’nde meydana geldi. Anne ve babasından kalan evde 2 çocuğu ve torunu ile yaşayan Gülsen Paslı, ilçeye indi. Hasta torununu doktora götüren kadın geri döndüğünde tek katlı evinin yerle bir olduğunu görünce hayatının şokunu yaşadı. Tüm eşyaları yıkılan evin enkazı altında kalan kadın, suç duyurusunda bulundu. Jandarma ekipleri, yıkılan evin enkazında inceleme yaptı. Evin dozerle yıkıldığı belirlendi. Görgü tanıklarının ifadesine başvurulan olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Gülsen Paslı geçici olarak ilçede kızının evine yerleşti.

    ‘KARDEŞİMİN YIKTIĞINI DÜŞÜNÜYORUM’

    Evi anlaşmazlık yaşadığı kardeşleri N.S. ve Z.S.’nin dozerle yıktırdığını öne süren Gülsen Paslı, “İki kızım ve torunum ile bu evde yaşıyorduk. Ev anadan, babadan kalma müşterek bir ev. 9 kardeşiz fakat diğer kardeşlerim gelip geçmezler. Biz burada hem hayvancılık yapıyoruz hem de bağ bahçe işleriyle uğraşıyoruz. Torunum rahatsızlandığı için ilçeye doktora gittik. Doktordan döndüğümüzde evin olmadığını gördük. İlk başta heyelan mı oldu diye düşündüm. Fakat dozerle yıkılmış, teker izleri var. Evi kardeşlerimin yıktığını düşünüyorum” dedi.

    Kardeşi ile annelerinin bakımı konusunda anlaşmazlık yaşadığını anlatan Paslı, “Onlar istiyor ki hep ben bakayım. Fakat onlar şehirde kaloriferli evde yaşıyorlar ve durumları çok iyi. Ben zaten fındık zamanı annemi alıp bakıyorum. Bu yüzden kardeşlerim tarafından evimin yıkıldığını düşünüyorum.  Bütün eşyalarım enkaz altında kaldı. Bir tavuğum da enkazda öldü. Maddi manevi çok zor durumdayım, kış günü bu yapılan hangi insanlığa sığar?” diye konuştu.

     

  • Bakan açıkladı Pet şişe getirenlere kontör yükleyeceğiz

    Ankara Büyükşehir Belediyesi Çocuk Meclisi üyesi 16 çocuğu Bakanlıkta kabul eden Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, çocukların çevre ve doğaya ilişkin sorularını yanıtladı.

    Çevre ve Şehircilik Bakanı olarak en büyük hedefinin çocuklara daha güzel bir gelecek bırakmak, şehirlerdeki yaşam kalitesini artırarak daha çevreci şehirler inşa etmek olduğunu belirten Kurum, tüm illerde çevrenin iyileştirilmesi amacıyla çalışmalar yürüttüklerini söyledi.

    Gelecek adına doğada yaşayan canlıların da korunması gerektiğini vurgulayan Kurum, “Akdeniz foku, flamingo, deniz kaplumbağaları gibi nesli tehlike altında olan hayvanlarımız var. Tuz Gölü etrafında yerleşik durumda olan flamingolarımızı korumak adına bu sene 12 bin 700 yavruyu tespit ettik, koruma altına aldık. Onlar büyüyecek ve flamingoların nesli devam edecek. Akdeniz foku ile ilgili de aynı çalışmayı yürütüyoruz. Geçen yıl yaklaşık 70 bin yavru caretta caretta kaplumbağamızı denize bıraktık.” diye konuştu.

    Çevreyi ve doğayı korumak adına Bakanlık tarafından yapılan çalışmalar sonrası, ozon tabakasına zarar veren sprey ve traş köpüğü gibi malzemelerin kullanımını yaklaşık yüzde 87 oranında azalttıklarını vurgulayan Kurum, çocuklara, oynadıkları “slime” adı verilen oyuncağı, yapımında kullanılan zararlı maddeler nedeniyle dikkatli kullanmaları uyarısında bulundu.

    Şehir planlaması yaparken içinde parklar, sosyal donatılar ve yeşil alanların olduğu alanları da ayırdıklarını, yeşil alan miktarını daha da artırmayı hedeflediklerini belirten Kurum, içinde kıraathaneler, yeşil alanlar, bisiklet ve yürüyüş yollarının olacağı millet bahçeleri projeleri geliştirdiklerini söyledi.

    Özel koruma bölgesi olan Gölbaşı Mogan Gölü’nde biriken çamuru çıkartmak için başlattıkları proje kapsamında yaklaşık 2 milyon 700 metreküp dip çamurunun çıkarıldığını belirten Kurum, bu sayede gölün, oradaki canlıların daha iyi şartlarda yaşayabileceği bir hüviyete kavuştuğunu, aynı zamanda proje kapsamında ailelerin çocuklarıyla gölün etrafında zaman geçirebileceği yeni düzenlemeler yapacaklarını kaydetti.

    “Pet şişeleri getirenlere kontör yükleyeceğiz”

    Meclis üyesi bir çocuğun “Bir gününüz nasıl geçiyor?” sorusunu Kurum, şöyle yanıtladı:

    “Erkenden kalkıyoruz. Çocuklarımızla kahvaltı yapamıyoruz maalesef vaktimiz olmuyor. Burada şehirlerimizin problemleriyle ilgili toplantılar yapıyor, kararlar alıyoruz. Hafta sonları illere gidip şehir ve çevreye ilişkin sorunları çözmek adına toplantılar yapıyoruz, kararlar alıyoruz. O kararlar çerçevesinde şehirlerin yaşam kalitesini yükseltmek adına projeler geliştiriyoruz. Artık böyle makamlar, görevler biraz kendi hayatınızın dışında, ülkeniz, vatanınız, bayrağınız için fedakarlık göstermeniz gereken alanlar. İnşallah siz de büyüdüğünüzde, daha iyi makamlara geldiğinizde bizden daha iyilerini yapacaksınız.”

    Kurum, 1 Ocak itibarıyla plastik poşetlerin ücretlendirildiğini anımsatarak, plastik poşetlerin hem doğaya hem de denizde yaşayan canlılara büyük zararı olduğunu söyledi.

    Bakanlık tarafından 2021 yılında uygulanmaya başlanacak depozito uygulaması hakkında da bilgi veren Kurum, şöyle devam etti:

    “2023 yılında tüm Türkiye’de depozito uygulamasına geçmek istiyoruz. Pet, cam şişeler süt içilen karton kutular gibi ürünlerin kullanımını azaltmak ve bunları geri dönüşümde kullanmak için depozito uygulamasına geçeceğiz. Amacımız üretilen kapların yüzde 80’inin, 90’ının, bu uygulamaya geçmiş gelişmiş ülkelerde olduğu gibi geri toplanması. Dolayısıyla bu ham maddeleri üretimde yeniden kullanarak, çevreye daha az zarar vermiş olacağız. 2021 yılında plastik poşet, cam, metal şişeler, karton kutular gibi geri dönüşümü yapılabilecek malzemelerde depozito uygulamasına geçeceğiz. Bu uygulamayla o pet şişeleri getirenlere kontör yükleyeceğiz, otobüsle alakalı bilet uygulamasında destek olacağız. Belki nakit de verebiliriz. Onları siz toplayacaksınız, belki çikolata, gofret alacaksınız. O uygulamaları en yakın zamanda ülkemize getireceğiz.”

    “Tekneleri dijital olarak takip ediyoruz”

    Bakan Kurum, daha az katlı, mahalle ölçeğinde yatay mimari projeler gerçekleştireceklerini belirterek, bu projelerde yeşil alan miktarının çok fazla olacağını söyledi. Şu an 28 ilde 52 millet bahçesi projesi olduğunu belirten Kurum, buna yenilerinin eklendiğini ifade etti.

    Türkiye’de 459 mavi bayraklı plaj olduğuna işaret eden Kurum, bu sayıyla Türkiye’nin dünyada üçüncü sırada yer aldığını, çok kısa zamanda birinci olmayı hedeflediklerini vurguladı.

    Bakanlık olarak, denizleri temiz tutmak adına gemilerden atılan atıkları topladıklarını anlatan Kurum, “Atıkları takip ediyoruz, o atıkları belli periyotlarla marinalara bırakma zorunlulukları var. Bu tekneleri dijital olarak takip ediyoruz. Hemen hemen birçok marinamızda sıfır atık sistemini kurarak o atıkları ayrıştırıyoruz, plastikleri ayrı bir tarafa, metalleri ayrı bir tarafa, kartonları ayrı bir tarafa… Organik atıkları da kompost makinası gübre haline getiriyor, o gübre ile bitkileri yetiştiriyoruz. Aynı şekilde denizden de atık topluyoruz.” ifadesini kullandı.

    Hava kirliliğine sebep olan yakıtlara ilişkin vatandaşlar ve belediyelere tedbir almaları noktasında uyarılarda bulunduklarını belirten Kurum, 7 gün 24 saat anlık olarak illerdeki hava kalitesini izleyerek zarar veren durumlar için tedbirler aldıklarını söyledi.

    Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak protokol çerçevesinde Ankara’da hemen hemen bütün okullarda sıfır atık uygulamasına geçildiğine işaret eden Kurum, Türkiye’de toplam 11 bin 800 kamu kurumunda bu uygulamaya geçtiklerini, kısa zamanda bu oranı 14-15 bin seviyelerine çıkarmayı hedeflediklerini dile getirdi.

    Kurum, hedeflerinin 2023 yılında tüm Türkiye’de sıfır atık sistemine geçmek olduğunu, bu sayede yıllık 20 milyar lira tasarruf sağlanacağını vurguladı.

    Kurum’dan çocuklara bisiklet sözü

    Konuşmaların ardından, Çocuk Meclisi üyelerinden Tuğçe Yalçınkaya, Kurum’a kendi yazdığı kitabı hediye etti.

    Bakan Kurum’un “En büyük hayalin nedir?” sorusuna Yalçınkaya, “En büyük hayalim ünlü bir yazar olmak ve ülkem için faydalı şeyler yapmak. Çevreye ilişkin hayalim de insanların doğaya daha duyarlı olması.” yanıtını verdi.

    Etkinlikte bir Çocuk Meclisi üyesi, çizdiği resmin bulunduğu tabloyu Kurum’a hediye etti. Çocuklara karnelerini soran Kurum, ikinci dönem takdir belgesi getirenlere bisiklet hediye edeceklerini söyledi.

    Kendisiyle konuşmak isteyen bir çocuğun ablasıyla telefonda bir süre sohbet eden Kurum, daha sonra çocuklarla özçekim yaptı.

  • Hırsızlık İçin Girdikleri Evin Sahibine Saldırdılar

    Olay, Çınarcık ilçesi Hasanbaba Mahallesi Kelfuat Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, M. Y. (17) ve arkadaşı B.A. (18), Halil İbrahim K.’nın (27) evine hırsızlık için girdi. Evdeki para ve cep telefonunu alan 2 arkadaşın gürültüsüne ev sahibi uyandı.

    Halil İbrahim K.’nın şüphelileri uyarması üzerine M.Y. ile B.K., şahsı boğazından bıçakla yaraladı. Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Halil İbrahim K.’nin durumunun iyi olduğu öğrenildi. Olayın ardından yakalanan 2 kişi tutuklandı.

  • Fatih Portakal Emekli Olacağını Açıkladı

    FOX TV’nin ana haber anchormani Fatih Portakal bugün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla herkesi şaşırttı. Ünlü sunucu twitterına bir fotoğrafını ve elinde tuttuğu belgeyi koydu. Fatih Portakal ‘koltuğu bırakmanın zamanı geldi’ diyerek emekliliğini duyurdu. İşte şaşırtan paylaşım.

    Fatih Portakal twitter hesabına bugün aynen şunları yazdı: -E artık koltuğu bırakmanın zamanı gelmiş anlaşılan. Gelmesini bildiğin gibi gitmesini bilmek de önemli !🙋‍♂️ Tekaütlüğüm hayırlı olsun…

    Ana haberi bırakacak mı? 
    Fatih Portakal’ın paylaşımına bakılacak olursa anchormanlik döneminin sonuna geldiği sinyalini veriyor. Ancak şu an için alınmış bir karar yok. Fatih Portakal’ın emeklilik planları arasında eşinin çiftliği önemli rol oynuyor.

    Fatih Portakal kaç yaşında? 

    1968 doğumlu olan Fatih Portakal, hiç göstermese de 51 yaşında. Aslen Nazilli’li olan Fatih Portakal’ın eşinin ismi Armağan Portakal. Çiftin çocukları bulunmuyor.
    Tekaüt ne demek? 

    Fatih Portakal attığı paylaşımda pek bilinmedik bir kelime kullanınca yeni nesil takipçileri tam olarak ne dediğini anlamadı. Tekaüt ’emeklilik’ anlamına geliyor. Yani Fatih Portakal artık bir SGK emeklisi olduğunu duyuruyor.

    FATİH PORTAKAL’IN EVLİLİĞİ
    Fatih Portakal ile eşi Armağan Portakal 1997 yılında evlendiler. 20 yılı deviren evliliklerinde çocukları olmayan çift, birbirlerine hayli düşkünler.

    Fatih Portakal’ın eşi Armağan Portakal’ın çiftçilikten önce İstanbul’da çok başarılı bir iş hayatı vardı. 1992 yılında başladığı çalışma hayatında Armağan portakal, Türkiye’nin önemli firmalarında pazarlama bölümlerinde üst düzey yöneticilik yaptı. Fatih Portakal henüz şöhret olmamışken eşi üst düzey yönetici olarak iş dünyasında biliniyordu.

    Armağan Portakal’ın yaşamı eşi tanınan bir anchorman olunca değişti. Plazalardaki yoğun çalışma hayatına bir nokta koymaya karar veren Armağan Portakal, İzmir’in Seferihisar İlçesi’nde satın aldığı araziyle, hayatında yepyeni bir döneme başladı.
    Üzerinde zeytin ağaçları bulunan araziye ‘genç güçlü’ anlamına gelen ‘Torlak Çiftliği’ adını koyan Portakal, yıllardır sürdürdüğü şehir hayatından tarım ve toprak hayatına geçiş yaptı. Armağan Portakal, ilk olarak var olan zeytinlerin yanına yenilerini dikti. Tavuk yetiştirip arıcılık yaptı.

  • Arda Turan ve Berkay Şahin hakim karşısında

    İstanbul Adalet Sarayı’ndaki İstanbul 41. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma için bugün 32. yaş günü olan futbolcu Arda Turan, avukatı Şeref Dede ile adliyeye geldi. Berkay da eşi Özlem Şahin ile adliyeye geldi. Duruşma saat 10.00 sıralarında başladı.

    İÇERİK YASAKLAMA TALEBİNE RET
    Duruşmada Arda Turan’ın avukatları duruşmanın içeriğinin yasaklanması talebinde bulundu. Berkay Şahin ve eşi Özlem Şahin ise bu talebin reddini talep etti.

    Mahkeme Arda Turan’ın talebini reddederek savunmasını sordu.

    BERKAY: AYLIK GELİRİM BİN LİRA
    Duruşmada kimlik tespiti yapılan Arda Turan, aylık gelirinin 300 bin lira olduğunu söylerken, şarkıcı olduğunu belirten Berkay Şahin ise bin lira aylık geliri olduğunu ifade etti.

    ARALARINA GÜVENLİK
    Duruşmanın yapılacağı salona Arda Turan arka kapıdan alınırken, Berkay Şahin ise eşi Özlem Şahin ile birlikte ön kapıdan giriş yaptı. Şahin ve eşi ile arkalarında oturan Turan’ın arasına bir güvenlik görevlisinin oturtulması dikkat çekti. Tarafların yan yana gelmemesine özen gösterildiği görüldü.

    “BERKAY’IN KORUMALARINA ARDA’YA, ‘SIKIN’ DEDİĞİNİ DUYDUM”
    Turan ifadesinde, “Gittiğimiz mekan küçük bir yerdi. Tuvalete gitmek isteseniz en az 4-5 kişiye çarparak gidersiniz. O gün ben de Özlem Hanım’a çarptım ve özür diledim. Sonra Berkay gelip ensemden tutup ‘seninle konuşmamız lazım’ dedi. Berkay’ın ısrarı üzerine arbede yaşandı. Dışarıda Berkay’ın korumalarına Arda’ya, ‘sıkın’ dediğini duydum. Eve gittiğimde olayın Berkay’ın eşiyle alakalı olduğunu öğrendim. Hastaneye gidip durumun yanlış anlaşılma olduğunu anlatmak istedim. Rahmetli dedemden kalma silahım yanımdaydı. Ona uzatıp ‘Bana inanmıyorsan istediğini yap’ dedim. O da silahı alıp koltuğa attı. Silahı koltuktan almak isterken patladı. Suçlamaları kabul etmiyorum” ifadelerini kullandı.

    “ARDA, ‘BEN BAYRAMPAŞALIYIM BANA BİR ŞEY OLMAZ’ İFADELERİYLE HASTANEYE GELDİ”
    Berkay ise şöyle konuştu: “Özlem canı sıkılmış şekilde yanıma geldi. Ben ısrar edince, çocuğumun üstüne yemin ettirdikten sonra anlattı. Arda’nın koluna çarptıktan sonra kulağına, ‘Çok güzelsin. Evli olmasaydın ya da olmasaydım. Seni kaçırmazdım’ dediğini bana anlattı. Ben de mekanın içine girerek Arda’nın ensesinden tutup kulağına, ‘eşimi bırakıp 10 dakika sonra geleceğim’ dedim. Arda, ‘Ben Bayrampaşalıyım bana bir şey olmaz’ ifadeleriyle hastaneye geldi. Mermi silahın ağzındaydı…”

    “ÖZÜR DİLE DAVADAN VAZGEÇECEĞİM”
    Berkay hastanede yaşananları da mahkemede şu sözlerle dile getirdi: “Arda silahı çıkardı. Benim böyle bir şey yaptığıma inanıyorsan al sık dedi. Yan tarafa bıraktı. Sonra silahı alıp elinde sallayarak atar yaptı. Ben de silahı elinden alıp s… git burdan dedim. Yavşak da dedim. Doğrudur. Eğer özür dilemek istiyorsan yarın eşini alıp bize kahvaltıya gelirsin” dedim. Sadece o lanetli gecenin bitmesini istiyordum. Benim ona yavşak dememle kasıtlı olarak yere ateş etti. Yine aynı konuşmalar devam etti. Özlem’i aradım ‘Arda özür dilemek istiyor’ dedim. Özlem, ‘eşimin burnunu kırdı’ diyerek konuşmak istemedi. O gittikten sonra şikayetçi olmak için değil, rezillik çıkmasın diye boş kovan aradık. Ama bulamadık. Ameliyattan sonra Arda’nın tanıdıkları beni arayıp, şikayetçi olmayacaksın değil mi? dediler. Şikayetçi olmayacaktım. Ama eşim bir kitap çıkarıyor o nedenle reklamını yapıyor diye söylenti yaydılar. Arda ve eşi bunu yaptı. Ben de şikayetçi olmaya karar verdim.”

    Berkay, “Yaptığını kabul edip özür dilerse tüm davalarımdan vazgeçeceğim. Yapması gereken tek şey özür dilemek” diye konuştu.

    12 YIL 6 AYA KADAR HAPİS
    İddianamede, Arda Turan hakkında “Cinsel taciz”, “Kasten yaralama”, “Korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme”, “Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma” suçlarından 3 yıl 3 aydan 12 yıl 6 aya kadar hapis cezası istendi. Berkay Şahin hakkında ise “Hakaret” suçundan 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istendi.

    Dava 19 Haziran 2019 tarihine ertelendi.