Kategori: Haber

  • Eşcinsel ilişki ile suçlanan çöp kamyonu şoförünün davasında flaş karar

    Kağıthane Belediyesi’ne bağlı temizlik şirketinde çalışan 4 işçinin karıştığı ‘eşcinsel ilişki’ iddiası, Hürriyet Dünyası’nın haberi ile gündeme gelmişti. Dava dosyalarına göre olay, çöp toplayıcısı olarak çalışan M. Ş.’nin anlatımları sonrası ortaya çıktı. Farklı bir ekipte görevlendirilen M. Ş., iddiaya göre, çöp kamyonu şoförleri İ. D. (51), A. A. (48), R. S. (43) ile zaman zaman birlikte olduklarını söyledi.

    İKİSİ DAVA AÇTI

    Söylentinin, işçilerin bağlı olduğu şirkete ulaşması sonrası İ. D., A. A. ve R. S.’nin iş akitleri feshedildi. Geçen Nisan ayı ortasında alınan karar sonrası işçilerden R. S.ve A. A., avukatları Mine Begüm Işık aracılığı ile iş mahkemesinde dava açtı.

    OLAY İLE İLGİSİ YOK

    İstanbul 34. İş Mahkemesinde davası görülen R. S.’nin işe iade talepli davasında karar bugün çıktı. Dün yapılan duruşmaya taraf avukatları katıldı. R. S.’nin avukatı Mehmet Benan Ülgen, “Müvekkilim R. S.’nin meydana gelen olayda etkisi yoktur. Tanık beyanları ile de durum bellidir. Davanın kabul edilmesini talep ederiz” dedi.

    DAVA SÜRESİNDE AÇILMADI

    Davalı belediye şirketi avukatı Nebi Karaca ise savunmasında “Süresinde açılmayan davanın reddini talep ederiz. Hem haklı fesih hem de geçerli fasih koşulları oluştuğundan davanın reddini talep ederiz” dedi.

    MAHKEME: İŞE İADE EDİLSİN

    Mahkeme, tarafların savunmalarını aldıktan sonra kararını verdi. Davanın kabulüne karar veren mahkeme, iş sözleşmesinin feshini geçersiz kaldı. Mahkeme, R. S.’nin işe iade edilmesine karar verdi.

    Bir diğer çöp kamyonu şoförü A. A.’nın davası ise şubat ayında görülecek.

  • ‘Ters duruyor’ diye aracı ateşe verdi

    Olay, saat 16.00 sıralarında İstanbul Kadıköy’de Caferağa Mahallesi, Şair Latifi Sokakta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre akli dengesinin yerinde olmadığı belirtilen bir kişi sokakta park halinde bulunan otomobilin camını kırarak, ateşe verdi.

    İhbar üzerine olay yerine polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi. İtfaiyenin müdahalesi ile araçtaki yangın söndürülürken, araçta maddi hasar meydana geldi.

    Aracı kundaklayan, ismi öğrenilemeyen kişi gözaltına alındı. Burada yaşayan bir kişi yaşananlar hakkında ‘Yukarıdan iniyor. Araba ters yönde duruyor diye sinirleniyor. Eline aldığı sopa ile aracın camını kırıyor. Sonra da ateşe veriyor” dedi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bir Gece Sizi De Arayabilirim

    Siz sahada ne kadar çalışırsanız çalışın seçimin kazanıldığı yer sandıktır. Zaman zaman anlattığım benim meşhur Arslanköy örneği vardır. CHP 1946 seçimlerini; tabi burada genç kardeşlerim bunu bilmezler. Ama CHP’yi tanımak için anlamak için Arslanköyü de iyi tanımak, kadınlarını iyi tanımak anlamak gerekir. CHP 1946 seçimlerini açık oy / gizli tasnif usulüyle kazandıktan sonra yetinmemiş bu defa gözünü 1947’deki muhtarlık seçimlerine gitmiştir.

    Mersin’e bağlı Arslanköy ahalisi, CHP’nin dayattığı zalim muhtarı değil kendilerinin desteklediği Demokrat Partili adayı seçmek için dört gözle sandığı beklemektedir. Seçim sandığı gelir ama halk evine konan sandıkta demokrat partili adaya oy vereceği bilinenler yaklaştırılmaz. Sandık köy odasına götürülür. Ahali oyunu verir, akşam sandık kapanır. Sandığın başındaki görevli CHP adayının kazanamayacağını görünce ‘hastalandım’ diyerek oy sayımını ertesi güne bırakmak ve sandığı karakola götürmek ister.

    Bunun üzerine Arslanköy’ün kadınları sandığın başka yere götürülmesine izin vermez. Müsaade etmeyen bu kahraman kadınlar, Torosların o soğuğunda sabaha kadar jandarmayla birlikte sandığı beklerler. Ertesi günkü sayımda Demokrat Partili muhtar adayı 10 kat farkla kazanır. İl valisi seçimin yenilenmesine karar verir.

    Arslanköylüler demir kapıların ardına atılır. Bu olay isyan havasına büründürülüp sanıklar hakkında; dikkat edin idam cezası istenir. CHP bu. Yargılananlar arasında bulunan Elif isminde kahraman yürekli kadın hakime “Rey demek ırz demektir. Soruyorum reyimizi mi teslim edek, oyumuzu mu teslim edek” diye sorarak parmağıyla boynunu göstererek “idama kadar yolu var” diyerek adeta meydan okumuştur.

    Arslanköylüler bir yıldan fazla süren yargılamanın ardından ya beraat ederler, ya da tahliye edilirler. Tarihimize 47 hadisesi olarak geçen bu olay, milletimizin sandığa ve oradan çıkan iradesine olan bağlılığını göstermesi bakımından çok önemlidir. Şimdi milletime sesleniyorum, gençliğe sesleniyorum. İşte CHP’yi tanımak istiyorsanız, CHP budur. CHP hiçbir zaman sandıktan çıkan iradeye saygı duymamıştır. CHP hiçbir zaman milli iradeye saygı duymamıştır. CHP hep az önce de ifade ettiğim gibi açık oy / gizli tasnif ile seçim yapma yoluna gitmiştir. Şimdi tabi bunları yapamıyorlar o ayrı mesele. Ama fırsatını bulsalar, nasıl ki bölücü terör örgütünün arkasında olduğu parti; oyları aldılar istedikleri gibi kullandılar mı? Kullandılar. Muhtarları tehdit ettiler mi? ettiler. ondan sonra da oyları kendileri istedikleri gibi orada kullanmak suretiyle silme o beldelerde, ilçelerde sandıklardan kendi hesaplarına netice çıkardılar.

    “MİRASÇILARINI BUGÜNLERDE VİTRİNE ÇIKARIYOR”

    Rahmetli Menderes sandıktan çıktığı halde arkasında CHP’lilerin olduğu darbecilerin urganından kendini kurtaramamıştır. Yine aynı CHP, sandıktan çıkan rahmetli Türkeş’i ve arkadaşlarını 12 Eylül’de en ağır işkencelere maruz bırakarak, idamla yargılayanların mirasçılarını bugünlerde yeniden vitrine çıkartmak suretiyle 60 yıldır hiç değişmediğini gösteriyor.

    “PARTİMİZİ KAPATMAYA YELTENDİLER”

    Başbakanlık görevine gelen rahmetli Erbakan’ı alaşağı eden de yine aynı kafadır. Bölücü terör örgütünün güdümündeki siyasi partiyle girdiği yakın ilişki CHP’nin gerçek yüzünün sadece bir kısmıdır. Biz adeta anayasa değiştirebilecek güce sahipken; partimizi biliyorsunuz kapatmaya yeltendiler. Bu CHP’nin başındakiler ne dedi? “Ankara’da da savcılar, hakimler varmış” dediler. Aynı CHP. Değişen bir şey yok. Bu kadar güçlü geleceksin, millet sana böyle bir yetki verecek ve bu CHP zihniyeti partimizi kapatma noktasında adımlarını atacak.

    “BAŞARILI OLAMAYACAKLAR”

    Şimdi yanlarında yoldaşları var, yandaşları var. Bu yandaş, yoldaşlarıyla beraber şu anda adeta karşımızda cumhur ittifakına karşı bir ittifak oluşturdular. Başarılı olamayacaklar. Ben inanıyorum ki 31 Mart’ta benim vatandaşım gereken dersi verecektir. İş başında bulundukları belediyelerden, kendi partilerindeki uygulamalardan çok iyi biliyoruz ki bu kılıfın altında gücü ele geçirmek için yanıp tutuşan yontulmamış bir faşist zihniyet vardır. Biz sandığın namusunu koruduğumuz sürece, CHP’nin o sandıktan çıkma şansı yoktur.

    AK PARTİ TEŞKİLATINA UYARI

    Burada seçimlerde dikkat etmeniz gereken hususları bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Ne yapacağız? Nelere dikkat edeceğiz? Partimizi temsil eden sandık kurulu üyelerimiz, oy verme işleminden en az 1 saat önce görev yerlerinde hazır bulunmalıdır. Oy verme işlemi devam ettiği müddetçe partimizin aleyhine işlem yapılmasına, haksızlığa yol açılmasına bu arkadaşlarımız engel olacaklardır. Asla sandık, mekanını terk etmeyecek; ayrılacağı zaman da oradaki sandık müşahidiyle paslaşarak ayrılıp ihtiyaç giderecektir, bu o kadar önemli.

    Sandıklar kapandıktan sonra oy torbalarının götürülmesine bu arkadaşlarımız refakat edecektir. Beraberce kurula, oradan onlarla gidecek ve son ana kadar da o teslimatı yapıp öyle dönecek. Ben bunu yaşadım. 89 Beyoğlu mahalli seçimde yaşadım. Kazandığımız seçimi elimizden böyle aldılar. Onda da bir hayır vardı ayrı mesele. Ama işi hafife almayacağız.

    “BİR GECE SİZİ DE ARAYABİLİRİM”

    Geçen gün İstanbul’da il başkanımız dedi ki “Biz sandıklarda, sandık kurulu üyelerini belirledik.” Getir bakalım dedim, getirdi önüme. Ben de tuttum rastgele şöyle bir 10-15 tane sandık kurulu üyesini gece saat yarım bir gibiydi, telefonla aradım. Bir kaç tanesi henüz hangi sandıkta görevli olduğunu bilmiyordu. Bir gece sizi de arayabilirim. Çünkü bu işi sıkı tutacağız, hafife almayacağız. Sıkı tutacağız ki 31 Mart’ta biz çıkalım. Biz söyledik tabi hemen o malum zat da aramaya başlayabilir. Sandık müşahitlerimize de çok önemli görevler düşüyor.

    Binadaki tüm görevlilerimizi koordine etme, yaşanabilecek sorunlara müdahale etme, ilçe teşkilatında yardım alma vazifesi okul sorumlularımızın Nişasta Bazlı Şeker kotalarıyla ilgili bir müjdeyi açıklamak istiyorum.

    NİŞASTA BAZLI ŞEKER KOTASI DÜŞÜYOR

    Nişasta Bazlı Şeker kotalarıyla ilgili bir müjdeyi açıklamak istiyorum.
    NBŞ kotaları yüzde 10 olarak belirlenmişti. Biz bu kotasını geçtiğimiz yıl yüzde 5’e düşürmüştük. Şimdi bir adım daha atıyoruz ve yüzde 2,5’a çekiyoruz.

    KÖMÜR MÜJDESİ

    Enerji Bakanlığımızın da gayretiyle ülkemizin kömür rezervi 20 milyar tona ulaştı. Kurumlarımıza ait 7 sahayı daha işletmeye açarak kömür üretimini 18.5 milyon ton artırdık. Geçtiğimiz yıl kömür üretimiyle cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. Bu vesileyle Somalı kardeşlerimize müjde vermek istiyorum. Soma Işıklar Bölgesi’nde çalıştırılan ve yılda 6 milyon ton kömür çıkarılan bölgelerdeki sözleşmeler sona ermek üzeredir.

    Hala bu madenlerde çalışan 2400 işçimizin tamamı da Türkiye Kömür İşletmelerinin şirketlerinde kadrolu olarak ve maden ocaklarında çalışmaya devam edecektir.

    Yine Soma’daki yeni işletmeye açılacak ve 350 milyon ton rezervi bulunan sahalarda yatırımcımızın 10 bin kişiyi istihdam etmesini bekliyoruz. Ülkemizin 81 ilinin tamamına doğal gaz vermeye başladık.

    İzmir Aliağa’dan sonra ülkemizin en büyük yeniden gazlaştırma ünitesini Hatay Dörtyol’da devreye aldık. Azerbaycan gazını Avrupa’ya taşıyacak TANAP’ı hizmete açtık. Türk Akım projesinin deniz kısmını bitirdik. Kendi topraklarımızdaki bölümün inşasına başladık. Bu yıl sonuna kadar onu da yetiştiriyoruz.

    SMA İLAÇLARI GERİ ÖDEME LİSTESİNE ALINDI

    Bir başka müjdemiz de SMA hastaları ve ailelerinedir. Çok pahalı olan ilaç bedelinin geri ödemesine ilişkin sorunu çözmüştük. Şimdi aynı hastalığın diğer tiplerinin de ilaç bedellerini geri ödeme listesine alıyoruz.

    Bununla ilgili karar komisyonda alındı yakında yürürlüğe girecek.

    DEVAMI GELİYOR…

  • Osmangazi Köprüsü satışa çıkarıldı

    Bloomberg’e konuşan Osmangazi Köprüsü ortak girişiminin yüzde 27 hisseli üyesi Nurol Holding Mali İşler Müdürü Kerim Kemahlı, köprünün bir bölümünün veya tamamının satışının gündemde olduğunu söyledi.

    Projenin yüzde 18’ine sahip olan İtalyan Astaldi şirketinin nakit sıkıntı yaşadığını bu sebeple uluslararası banka ve finans kuruluşlarıyla temasa geçildiğini ifade eden Kemahlı kısa sürede bir geri dönüş beklediklerini duyurdu.

    Bilindiği üzere Osmangazi Köprüsü‘nde Makyol ve Özaltın İnşaat ile Nurol Holding’İn yüzde 27’şer ortaklığı bulunuyor.

    Astaldi şirketiyle birlikte diğer firmaların da ekonomik olarak zorlandıkları ancak hisse satışı talep etmedikleri ifade ediliyor.

    Söz konusu ekonomik zorluğun sebebi ise bankalardan çekilen döviz bazlı krediler.

    İTALYAN ORTAK KONKORDATO İLAN ETMİŞTİ

    Astaldi, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde sahibi olduğu yüzde 33 hissenin satışını geciktiren Türkiye’deki finansal gelişmelerden dolayı şirketin geçici bir maddi darboğaz yaşadığını belirterek Roma’da konkordato başvurusunda bulunmuştu.

  • Bordan ilk soğutma özellikli yangın söndürücü toz Türkiye’de üretildi

    Birçok özelliği olan ve çok çeşitli alanlarda kullanılan bor madeni, bu kez de çok yüksek ısılı ve metal yangınlar dahil her tür yangının söndürülmesinde ortaya çıktı. Merkezi İzmir’deki İYTE Teknopark’ta bulunan bir firma, bordan yangın söndürücü toz üretti. Yangını kısa sürede söndürmenin yanı sıra anında soğutma özelliğiyle de öne çıkan borlu yangın söndürme tozu, tamamen doğal mineralden, insan ve çevre dostu olmasıyla da dikkat çekiyor.

    Bordan yangın söndürücü toz üreten firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Hale Demircan ve firma yetkilileri, ürünün önemini ve özelliklerini anlatmak amacıyla resmi kurumlardan alınan izin doğrultusunda Mersin’de özel bir yangın testi gerçekleştirdi. Kent merkezinin dışında boş bir alanda yapılan ‘ABC tozlu 113 b yangın testi’, büyük bir metal tank içerisine üç bidon benzin dökülüp tutuşturularak gerçekleştirildi. Alevlerin yükselmesiyle bir görevli, ABC tipi yangın söndürücü ile ateşe müdahale ederek, yangını çok kısa sürede söndürdü ve hemen ardından tankın içine eliyle dokundu.

    “Dünyada ilk soğutma özelliği olan yangın söndürücü tozdur”

    Testin ardından açıklama yapan Hale Demircan, bordan mamul ABC ve D sınıfı olmak üzere iki tip yangın söndürücü toz ürettiklerini söyledi. Özellikle metal yangınlarında kullanılabilecek ve Türkiye’de hiç üretilmeyen, standardı olmayan yangın söndürücü tozu ürettiklerini belirten Demircan, “Az önce ABC tipi yangın söndürücümüzü gördük. Dünyada ilk soğutma özelliği olan yangın söndürücü tozdur. Zaten hemen tatbikatın akabinde de elimizi tavaya değdirebildik” dedi.

    Türkiye’de yüksek ısılı yangınlarla ilgili yangın söndürücü tozların genellikle ithal edildiğine işaret eden Demircan, “Bu tozlar oldukça pahalı ve sağlığı etkileyen tozlar. Şu anda yerli, milli, kanserojen olmayan, bor madeninden mamul yangın söndürücü tozumuzu 8 aydır piyasaya arz ettik. Mineraldir, soğutma özelliği vardır. En önemlisi kanserojen değildir, insan sağlığına zararlı değildir. Hızlı söndürmesiyle ve anında soğutmasıyla da ‘Yangını kontrol altına aldık’ değil, ‘Soğuttuk, söndürdük’ diyebileceğiz artık” diye konuştu.

    “3 milyar dolarlık söndürücü ithalatının önünü kesecek”

    Söz konusu tozun Türkiye ekonomisi açısından önemli olduğunu dile getiren Demircan, şu anda Türkiye’de kullanılan yangın söndürücü tozun yüzde 95’inin ithal olduğuna dikkat çekti. Demircan, “Ürettiğimiz ürün, resmi verilere göre, 3 milyar dolar civarında olan bu ithalatın önünü kesebilir. Çünkü ithal gelen tozların performans olarak en az iki kat üzerine çıktık ve daha uygun fiyata yaptık. Bor madeninden olması da bora kazandırdığımız çok ciddi bir katma değerdir. Katma değeri yüksek, ülke ekonomisine katkı sağlayacak, kanserojen olmadığı için de gelişmiş ülkelerin dikkatini çekip ihracatı söz konusudur. Gelecekte tüm dünyanın bunu kullanacağını öngörüyoruz. Çünkü patent araştırmalarımızda; Almanya’nın, Japonya’nın ve Amerika’nın bordan yangın söndürücü toz yapma gayreti içerisinde olduklarını, başaramadıklarını resmi olarak gördük. Biz, yangın söndürücü tozumuz için şunu söylüyoruz; bir odanın içinde 5 tane tüpü sıkıp bir kenarda yemek yiyebilirsiniz, mineraldir. Solunum olarak olumsuz bir etkisi yok. Bu anlamda da önem arz ediyor” şeklinde konuştu.

    “Dünyada ilk ve tektir”

    Ürettikleri ürünü, “Dünyada ilk ve tektir. Katı soğutma teknolojisinde zaten ilk üründür” şeklinde tanımlayan Demircan, bunun başka teknolojilerin de önünü açacağını dile getirerek, “Türk mühendisleri bununla ilgilenirlerse daha farklı teknolojilerde de kullanabilirler. Bunun için de ekibimiz olarak cevap vermeye hazırız” dedi.

    Ürünün Ar-Ge çalışmalarının 8 yıl sürdüğünü aktaran Demircan, sadece bu çalışmalar sırasında devlet desteği aldıklarını, üretim aşamasında tamamen kendi öz kaynaklarını kullandıklarını vurguladı. Şu anda 3 ton/gün kapasiteli üretim yaptıklarını kaydeden Demircan, kapasite artırılırsa ülke ekonomisine katkısının çok daha büyük olacağının ve Türkiye’nin ihtiyacının karşılanacağının altını çizdi. Demircan, kapasite büyüdükçe uluslararası pazarın da artacağına işaret etti.

    “Türkiye’de hiç üretilmeyen, standardı olmayan yangın söndürücü tozu ürettik”

    Türkiye’de hiç üretilmeyen ve standardı olmayan, D sınıfı olarak tanımlanan yüksek ısılı yangınlarda kullanılan yangın söndürücünün de Ar-Ge çalışmasını tamamlayarak üretimini gerçekleştirdikleri bilgisini veren Demircan, “Standart çalışmasını tamamladık. Geçen ay itibariyle de standardı yayınlandı. D klas yangın söndürücü tozumuz da şu da üretime hazır. D klas yangın söndürücü tozu üretmeden önce ülkemizde 200 santigrat derecenin üzerinde hiçbir söndürme ajanı yoktu, üretilmiyordu. D klasla birlikte bin 500 santigrat dereceye kadar olan yangınlara mukavemet edebilme şansımız var” ifadelerini kullandı.

  • 1.63’lük Onur, 1.70 olmak için zorlu ameliyatı göze aldı

    Antalya’nın Serik ilçesinde oturan Mustafa Onur Akyel, boy uzatma ameliyatı olmak için MedicalPark Antalya Hastane Kompleksi’ne başvurdu. Hastanenin Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Opr. Dr. Burak Germen, Akyel’e sürecin cerrah için olduğu kadar hasta için de zor olduğunu söylediğini belirterek, ameliyata Akyel ile birlikte karar verdiklerini kaydetti.

    İKİ UYLUK KEMİĞİ SİMETRİK OLARAK KIRILDI

    Meslek hayatında 20 kadar boy uzatma ameliyatı yaptığını aktaran Opr. Dr. Germen, ameliyatın temel prensibinin günlük 1 mm uzama olduğunu ifade etti. Opr. Dr. Germen, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Ameliyatta her iki uyluk kemiğinin alt uç bölümünden 4 santimlik kesiyle girerek, uyluk kemiklerini kontrollü ve simetrik olarak kırdık. Bacakların yan dışlarında ciltten kemiklerin üst ve altlarına 4’er çivi yerleştirip bunları da fiksatör dediğimiz aparata monte ettik. Onu da bacaklara sabitledik. Tabii kemik uzayınca diğer dokuların da buna adapte olması lazım. Kemiğin yanı sıra, kas, yumuşak dokular, damar ve sinir yapıları da günde 1 mm uzamaya olumlu yanıt veriyor.”

    Ameliyatın ardından Onur’un 2’nci gün ayağa kalktığını, 3’üncü gün yürüdüğünü belirten Op.Dr. Germen, “Onur şu an komplikasyonları önlemek adına yardımcı bir yürüme cihazı olan yürüteç dediğimiz cihazla yürüyor. Kendi işini kendi görebiliyor. Her hafta da kontrolünü gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.

     

    APARATI GÜNDE 4 KEZ 90 DERECE ÇEVİREREK 1 MM UZAMA SAĞLIYOR

    Onur’un 1,63 olan boyunun 1,70 olmasını istediğini vurgulayan Op.Dr. Germen, “Tabii bu teorik olarak mümkün. Ancak Onur’a anlattığım gibi zorlu bir dönem. Geç kaynama, erken kaynama, kaynamama, enfeksiyon gibi komplikasyonlara açık ameliyatlardır bu tip ameliyatlar” dedi. Onur’un iki bacağının yanlarına sabitlenen aparatı temiz tutması, pansumanlarını düzenli yapması gerektiğini de sözlerine ekleyen Op.Dr. Germen, “Onur günde 6’şar saat aralıklarla cihazın, tel ve çivilerin diplerinin bakımını yapıyor. Çünkü temiz tutulması gerekiyor. Diz ve eklem egzersizlerini yapıyor. Günde 4 defa da bu aparatı 90 derece çevirmek suretiyle 1 mm uzamayı sağlıyor” ifadelerini kullandı.

    80 GÜNDE 8 SANTİM UZAYACAK

    Bir ay önce ameliyat olan Mustafa Onur Akyel’in şu anda sol ve sağ bacağının 27 mm uzamasının sağlandığını vurgulayan Opr. Dr. Germen, “Yapılan tetkiklerde şimdilik kaynama dokuları oluştuğunu gördük. Zaman içinde bu dokular kemikleşecek. Ve kemikleşme başlayınca bizim uzatma işimiz sonlanmış olacak. Normalde her şey yolunda giderse günde 1 mm uzayarak 80 günde 8 santim uzayacak. 80 günlük boy uzamanın ardından yaklaşık 3 ay süresince de uzatılan kemik dokusunun sertleşmesi beklenecek” dedi.

    ‘HİÇ PİŞMAN DEĞİLİM’

    Akdeniz Üniversitesi’nin radyoloji bölümünden mezun olan Mustafa Onur Akyel ise, 1.63’lük boyunu kısa bulduğunu belirterek bu ameliyata karar verdiğini söyledi. Boyunun kendisine göre kısa olduğunu kaydeden Akyel, zor bir ameliyata girdiğini ama hiç pişman olmadığını söyledi. Onur Akyel, “Artık çekeceğim sıkıntısını. 1.70 olmak varken 1.63 olmam yani” dedi. Uzun boylu olduğunda özgüvenini kazanacağına inanan Akyel, “Boyum uzadığında ortamlarda kendime güvenim artar. Tabii bunu görmeden bilemiyorum” diye konuştu.

     

    ‘3 YILDIR BİZİ İKNA ETMEYE ÇALIŞIYORDU’

    Onur’un ablası Ayşenur Akyel (24) de, kardeşinin 3 yıldır boy uzatma ameliyatı olmak istediğini ve aile olarak buna karşı çıktıklarını belirtti. Kardeşinin boyu ortalamanın altında olmasına rağmen kısa olmadığını ifade eden Ayşenur Akyel, “Kardeşim 3 yıldır bizi ikna etmeye çalışıyordu. Biz istemedik. En çok da babam istemedi. Babam istemeyince biz hepimiz istesek bile bir şey fark etmiyordu. En sonunda babamız da ikna oldu. Aile olarak en büyük isteğimiz Onur’un mutlu olması. Yoksa biz ameliyat olmasını desteklememiştik” dedi.

    Her ameliyatın riskli olduğunu kaydeden abla Akyel, şunları söyledi:

    “Bize bu ameliyat daha da riskli gibi geliyordu. Ablamız doktor olduğu için o da iyi biliyor neler olabileceğini. Ben Kilis’te öğretmenim. Kardeşim ameliyata girdiğinde çok telaş yaptık, ameliyata girdiği gün elimden telefonu bırakamadım. Ancak biz ameliyatı gözümüzde çok büyütmüşüz. Doktorumuz çok ilgili ve başarılı. O yüzden ameliyat sürecini rahat atlattık. Onur şu anda evde. Gayet rahat. Bize bağımlı değil her işini kendisi yapabiliyor. Sadece ufak tefek yardımcı oluyoruz” diye konuştu

  • Ellerinde sopalarla Pakistanlı aradılar

    Sultangazi Esentepe Mahallesi’nde dün akşam elleri sopalı kalabalık bir grubu gören mahalle sakinleri, polisi aradı. Elleri sopalı grubun mahallede sokak aralarında dolaşarak çevreyi rahatsız ettiği, başka bir grup ile kavga edeceği ihbarı üzerine çok sayıda polis ekibi buraya sevk edildi.

    ‘GASPA UĞRADIK’ İDDİASI

    Mahalle sakinlerini tedirgin eden 15 kişiyi polis, Esentepe Mahallesi Mimar Sinan Bulvarı’nda durdurdu. Pakistan uyruklu kişiler tarafından gaspa uğradıklarını iddia eden Afganlar polise, kendilerini gasp edenleri aradıklarını söyledi.

    Ekipler, yaptığı incelemede Afgan gruptan bazılarının ülkeye yasak yollarla girdiğini, bazılarının da oturma ve çalışma izni bulunmadığını belirledi. 15 Afganistan uyruklu şahıs sınır dışı edilmek üzere polis tarafından gözaltına alındı.  Polisin, gasp iddiasına yönelik çalışmalarını da sürdürdüğü öğrenildi.

  • Temel liseler ve özel öğretim kursları kapatılıyor

    Milli Eğitim Bakanlığınca, özel öğretim kursları 2019 – 2020 eğitim ve öğretim yılından itibaren kapatılacak. Milli Eğitim Bakanlığı, olası mağduriyetleri önlemek için özel öğretim kurslarının 2019 – 2020 eğitim ve öğretim yılından itibaren kapatılmasına ilişkin tüm çalışmalarını tamamladı. Bu kapsamda 5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununda değişiklik öngören çalışmanın yasalaşmış olması sonucunda özel öğretim kursları kapanacak. Bu nedenle veli ve öğrencilerin herhangi bir mağduriyet yaşamaması için önümüzdeki eğitim öğretim yılından itibaren özel öğretim kurslarının yeni öğrenci kaydı yapmamaları ve bursluluk sınavı yapmamaları gerekmektedir.

    DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSLARINA YENİ DÜZENLEME

    Milli Eğitim Bakanlığınca örgün eğitim çağındaki öğrencilere okullarda, mezun öğrencilere ise halk eğitim merkezlerinde ücretsiz olarak destekleme ve yetiştirme kursları verilmeye devam edecek. Bu kurslarda görevlendirilecek personele uygulanacak öğretim programları ve kullanılacak yardımcı öğretim materyallerine yönelik kapsamlı bir çalışma yürütülmektedir.

    TEMEL LİSELER KAPANIYOR

    Dershanelerin dönüştürülmesi sürecinde 5580 Sayılı Kanunda yapılan geçici düzenlemeyle açılan temel liseler de, 2018 – 2019 eğitim ve öğretim yılının sonunda Kanunda belirtilen süreyi tamamlayarak kapanacak. Bu nedenle temel liselere yeni öğrenci kaydı ve bursluluk sınavı yapılmayacak. Bu okulların ara sınıflarında öğrenim gören öğrenciler, resmi ve özel ortaöğretim kurumlarına ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda nakil yapabilecek. Milli Eğitim Bakanlığınca, bu süreçte veli ve öğrencilerin mağduriyet yaşamamaları için gerekli tüm tedbirleri almaya dönük çalışmalar yapılmaktadır.

    EĞİTİM VE ÖĞRETİM DESTEĞİ UYGULAMASI SONA ERİYOR

    2014 yılında başlatılan kamuoyunda teşvik olarak da adlandırılan eğitim ve öğretim desteği uygulaması, organize sanayi bölgeleri ve bu bölgeler dışında açılan özel mesleki ve teknik eğitim okullarında öğrenim gören öğrencilere hariç olmak üzere, diğer özel okullar için 2018 – 2019 eğitim ve öğretim yılının sonundan itibaren kademeli olarak kaldırılacak. Bu kapsamda 2019 – 2020 eğitim ve öğretim yılından itibaren özel okullarda ilk defa öğrenim görecek öğrencilere eğitim ve öğretim desteği verilmeyecek. Halen özel okullarda bu desteği alan öğrenciler ise, öğrenim gördükleri okulun öğretim kademesi süresi boyunca destekten yararlanabilecek.

  • İstismar sanığına indirim ve tahliye: ‘Mağdurun engelli olduğu anlaşılmıyor’

    İstanbul Fatih’teki Dibek Cami çalışanı Cevat Y.’nin aynı mahallede yaşayan zihinsel engelli Ş.B’ye yönelik ‘Nitelikli cinsel istismar’, 14 yaşındaki Z.A’ya yönelik ise, ‘Çocuğun basit cinsel istismarı’ suçunu işlediğine dair görülen davada mahkeme heyeti skandal bir karara imza attı.

    İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Cevat Y. ve taraf avukatları katıldı. Mahkeme başkanı zihinsel engelli mağdur Ş.B’nin ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı tarafından muayenesinin yapıldığını, dışarıdan bakıldığında hastalığının anlaşılamayacağı yönünde rapor hazırladığı, bu raporun ise dosyaya konulduğunu söyledi.

    Mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, sanık Cevat Y. hakkında mağdur Ş.B.’yi zihinsel engelinden faydalanarak cinsel ilişkiye girdiği iddiasıyla kamu davası açıldığını anımsatarak Ş.B.’nin akıl rahatsızlığının dışarıdan bakıldığında anlaşılamayacağı yönünde rapor olması nedeniyle suç unsurlarının oluşmadığı bu nedenle ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep etti.

    Savcı sanığın Z.A.’ya yönelik eylemine ilişkin olarak ise ‘Çocuğun cinsel istismarı’ suçundan cezalandırılmasını istedi.

    Mağdur Ş.B’nin avukatı müvekkilinin zihinsel engelli olduğunun dışarıdan bakıldığında anlaşıldığı kanaatinde olduklarını söyleyerek üst kuruldan bu duruma ilişkin rapor alınmasını talep etti. Kararını açıklayan mahkeme heyeti sanık Cevat Y’nin mağdur Ş.B.’nin akıl hastası olduğunu bilmediğinin anlaşıldığını belirterek kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi gerekçesiyle sanığa ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi.

    Sanığın Z.A.’ya yönelik ‘Cinsel istismar’ suçunu işlediğinin sabit olduğunu belirterek sanığa 8 yıl hapis cezası verdi. Sanığın yargılama sürecindeki davranışlarını gerekçe gösteren mahkeme heyeti cezada indirim yaptı. 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılan sanık tahliye edildi.

  • Marketlere çifte kıskaç! 135 üreticiden savunma istendi…

    Döviz kuru, ulaşım ve enerji maliyetleri düşmesine rağmen zincir marketlerin fiyatlarını bir türlü indirmemesine karşı harekete geçildi.

    Hükümet zincir marketleri çifte kıskaca aldı. Ticaret Bakanlığı, marketlerdeki fahiş fiyat uygulamalarına ilişkin 81 il valiliğine yazı gönderdi. Yazıda marketler, pazar yerleri ve toptancı hallerinde fiyatların çok yönlü incelenmesi istendi. Ticaret müdürlükleri, marketler, pazarlar ve toptancı hallerinde meyve sebze fiyatlarını gösteren her türlü reklam ve tanıtım materyalini inceleyecek.

    FIRSATÇILARA GEÇİT YOK

    Ticaret Bakanlığı’nca valiliklere gönderilen yazıda, sebze-meyve fiyatlarındaki ciddi artışlara yönelik şikâyetlere dikkat çekildi. Haksız ticari uygulamalara yönelik yönetmeliğin “aldatıcı ticari uygulamalar”, “girdi maliyeti ve döviz kuru artışı gibi fiyat değişimlerinden etkileniyormuş gibi hareket ederek tüketiciye sunulan mal veya hizmetin satış fiyatında haklı bir gerekçe olmaksızın artış yapmak” bentleri kapsamında inceleme yapılması talimatı verildi. İncelemelerde, meyve-sebze fiyatlarını gösteren her türlü reklam, tanıtım materyali ve kampanya 1 Ocak’tan itibaren alış ve satış fiyatlarını içeren alım-satım bilgileri ile Hal Kayıt Sistemi’ne beyan edilen bilgileri esas alınıyor. Defterdarlık, belediye, hal müdürlükleri yetkilileriyle işbirliği yapılarak denetim ve inceleme yapılacak. Ayrılık tespiti halinde firmaların savunması alınarak tespit tutanağına işlenip Ticaret İl Müdürlüğü’ne iletilecek.

    135 FİRMA SAVUNMA VERECEK

    Edinilen bilgilere göre, denetimlerini sıklaştıran Ticaret Bakanlığı 135 üretici firmanın savunmasını istedi. Bu firmaların daha çok market markaları olduğu belirtiliyor. Öte yandan, bakanlık denetim elemanlarının ellerindeki belli ürün listesine göre farklı marketlerde araştırma yaptığı da öğrenildi. Toplanan verilerle bakanlık bünyesinde bir market enflasyonu araştırması yapılacağı belirtiliyor.

    PEKCAN: SONUÇLARI HERKES GÖRECEK

    Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Ticaret Dünya Gümrük Günü Etkinliği ve Sertifika Dağıtım Töreni’nin ardından marketlerdeki aşırı fiyat uygulamalarına ilişkin sorularını yanıtladı. Denetimlerin devam ettiğini belirten Pekcan, hem İç Ticaret Genel Müdürlüğü hem de Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü ile denetimlere daha kapsamlı bir şekilde devam ettiklerini, sonuçları en kısa zamanda herkesin göreceğini bildirdi.