Kategori: Haber

  • Gül: ABD’deki FETÖ soruşturması farklı gelişmelere gebe

    Gül açıklamasında “Soruşturmanın gizli olduğunu belirtiyorlar. İki savcı geldi. Hem New York hem Washington’dan 2 savcı geldi. Elimizden gelen hukuki desteği vermek, süreci Türkiye adına takip etmek istiyoruz. Delil niteliği önemli. Soruşturma bizimki gibi terör örgütü değil kara para gibi boyutuyla önemli. Sunulan belgeler, sorulara alınan cevaplar, deliller bir hukuk çerçevesinde daha farklı. Bu soruşturma çerçevesinde Türkiye’den bazı konularla ilgili bilgiler istendi” dedi.

    İki yıl önce bugün İzmir Adliyesine yönelik menfur saldırıyı anımsatan Gül, olayda şehit olan polis memuru Fethi Sekin ile adliye mübaşiri Musa Can’ı, dün Iğdır’da şehit olanları da minnetle andı.

    Adalet hizmetini sunan yargının önemli bir teşkilatının yapılan hizmetleri ve yapılacakları genel çerçevede konuşacaklarını belirten Gül, “Yargı ve medya ilişkileri anlamında her ikisine bakıldığında, toplumun bu konudaki hassasiyetlerini, toplumdaki bir arada olmanın getirdiği uyuşmazlıklar, uzlaşma tüm bunların vatandaşlara duyurulması anlamında çok önemli bir hizmet sürdürülüyor.” ifadesini kullandı.

    Gül, yargının da tüm bu faaliyetini kamunun denetimine açık bir şekilde yaptığını vurgulayarak, bu yüzden duruşmaların aleni olduğunun altını çizdi.

    Kural olarak soruşturmaların gizli olduğuna dikkati çeken Gül, “Kovuşturmalar, davalar bütün toplumun denetimine açıktır. İşte bu iletişim, aleniyetin sağlanmasında da medya organlarının çok büyük bir rolü var.” dedi.

    Gül, 81 ilde basın merkezlerinin ileriki dönemde iletişim fakültesi mezunları ya da bu meslekten olanların da ayrıca bu iletişimi sağlamak üzere birtakım projelerin sürdürüldüğünü bildirerek, “Bu konuda da gazetecilerimizin doğru bilgiye, doğru zamanda hızlı ulaşmaları hususunda da önümüzdeki dönemde arkadaşlarımızın çalışmaları söz konusu.” diye konuştu.

    Mahkeme kararlarının, toplumun eleştirisine açık olduğuna değinen Gül, şunları söyledi:

    “Bu da gazete ve televizyonların, medya organlarının Türkiye kamuoyuna taşımasıyla ortaya çıkan bir durum. Bu nedenle de bizim temel beklentimiz ve herkesin beklentisi verilen kararların, toplumun vicdanını tatmin etmesi. Çünkü Türk milleti adına karar veren yargının en temel meşruiyeti, toplumun mahşeri vicdanındaki meşruiyetidir, desteğidir. Bu konudaki hakimlerin gerekçeleriyle konuştuğu ve toplumu, tarafları ikna ettiği bir süreçte elbette eksiklikleri inkar etmiyoruz.

    Çok önemli işlerin yapıldığını ama daha yapılacak işlerin olduğunun da farkındayız. Bunu da hem yargı mensuplarımız hem adliye çalışanlarımız hep birlikte bunu sürdürmenin, gerçekleştirmenin çabası içerisinde olacağız.”

    “TEMEL YAKLAŞIMIMIZ ‘GÜVEN VEREN ADALET SİSTEMİNİ İNŞA ETMEK”

    Hepimizin en üstün tutması gereken bu adalet ideali. Adalet idealini yaşatmak. Burada hepimizin en büyük temel amacı da bu konuda yargının kararlarını, toplumun mahşeri vicdanında yer bulacak şekilde hakkı ve adaleti tesis etmek. Bu konuda büyük bir çaba var.” değerlendirmesinde bulundu.

    Temel yaklaşımın, Türkiye’de daha adil bir yargılamanın olacağı bir süreci, eksiklerin giderilerek tamamlamanın sürdürüleceğini ve bunu hedeflediklerini belirten Gül, şu ifadeleri kullandı:

    “Temel yaklaşımımız da ‘güven veren adalet sistemini inşa etmek’. Önümüzdeki dönemde yargı reformu belgemizin de temel mottosu ‘güven veren adalet yaklaşımı’. Birtakım bakanlıkların, hizmet sektörü, müşteri memnuniyeti gibi bir konu değil. Yani ‘yargıya, adliyeye işi düşen şu kadar kişi var, memnun oldu, olmadı’ ayrı bir kriter.

    Ama adliyeye işi düşmeyen bir vatandaş, ‘benim adliyeye işim düşerse, orada adil bir şekilde yargılanacağım, güveniyorum’ algısını oluşturmak temel paradigmamız. Bu konuda önemli gelişmeler var, sorunlarımız da var elbette. Bu konularda önümüzdeki dönemde en fazla önem verdiğimiz başlıklardan birisi. Çünkü 80 milyonun diyelim ki çok az bir kesimi adliyeye düşüyor ama kişi akşam yatağa yattığında ya da sabah kalktığında ‘ben hukukun öngörülebilir olduğu bir toplumda huzur ve güven içerisindeyim, yaşıyorum, yaşayacağım’ şeklindeki bir öz güven, yargıya güven temel yaklaşımımız.”

    “YARGININ APARAT OLARAK KULLANILDIĞI DÖNEMLERDE ÇOK ACI OLAYLARA ŞAHİT OLDUK”

    Bakan Gül, bu konuda çok önemli mesafelerin bulunduğuna vurgu yaparak, “Özellikle FETÖ yargısının bir gece kumpaslarla yaptığı tahribatlar, oluşturduğu deliller, gözaltılar, haksız tutuklamalar dönemlerinde, çok ciddi anlamda yargının aparat olarak kullanıldığı dönemlerde çok acı olaylara şahit olduk. Ama bunları da tahribatı ortadan kaldırıcı şekilde telafi etmek, yargıya güveni artırmak hepimizin görevi. Bu hususta da hep beraber elbette gerçekleştirmek zorundayız.” diye konuştu.

    Adalet Bakanlığı olarak bu konuda yasal ve yapısal sorunlar üzerine yoğunlaştıklarını, teknik sorunları aşmaya çalıştıklarını söyleyen Gül, “Onun ötesinde yargı elbette bağımsız, tarafsız kendi işlevini sürdürüyor. Ben 2019’un yargıya güvenin tüm vatandaşlarımız, toplumun her kesimi nezdinde artarak, bu güvenin artmaya devam edeceği bir yıl olmasını diliyorum.” dedi.

    “Yargı reformu sadece hukukçulara bırakılacak bir konu değil” diyen Gül, şunları kaydetti:

    “Hepimizin yani o ki tüm Türkiye’yi ilgilendiren bir reform ya da hukuk, adalet her kesimi ilgilendiriyor. Sadece yüzde 20’inin, 30’un, 50’inin ‘ben böyle bir reform size layık gördüm, yapıyorum’ değil; toplumun her kesimin muhatap olduğu bu konuyu hep birlikte oluşturmak bizim ortak sorumluluğumuz. Bu konuda inşallah 2019 daha ümit veren bir yıl olur diye düşünüyorum.

    Yaklaşık 10 milyonun üzerinde, 11 milyona yakın bir dosyanın yargı mensuplarının önünden geçtiği bir yargılama sürecinden bahsediyoruz. Bu konuda hem iş yükünün azaldığı hem yargıya güvenin arttığı bir yıl olmasını diliyorum.”

  • Öğretmen Ceren Damar Şenel’in Katilinin İfadesi Ortaya Çıktı

    ANKARA’da, Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisinin bıçaklayıp, silahla vurduğu araştırma görevlisi Ceren Damar Şenel dün son yolculuğuna uğurlanırken katil zanlısı da yargıya sevkedildi.
    Gözaltına alınan katil zanlısı Hasan İsmail H. tutuklanırken silahın sahibi olduğu belirlenen özel harekatçı babası adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Katil zanlısının verdiği ifade de ortaya çıktı, bakın cinayetin sebebi neymiş:

    Hasan İsmail H.’nin verdiği ifade şu şekilde: -“2014’de Kıbrıs’ta hukuk fakültesi kazandım. 2015 yılında yatay geçişle Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne geldim. Tarafıma haksızlık yapıldı. 2. sınıftan başlamam gerekirken 1. sınıftan başlatıldım.

    BENİ TERSLİYORDU 

    Ceren Damar Şenel danışmam hocamdı. Bu sorunlarımı ona anlatıyordum. Ama bana ters cevaplar veriyordu. Ben, derslerimin yoğun olması nedeniyle üniversiteye sınavdan sınava gidiyordum. Ders çalışmalarımı ise evde yapıyordum.

    KOPYA ÇEKMEM GEREKİYORDU
    O gün 3 sınavım vardı. Derslerimin yoğun olması nedeniyle sınava hazır değildim. Geçmem için kopya çekmem gerekiyordu. Bu nedenle sınavdan geçmek için kopya hazırladım.

    BENİ YAKALADI 
    Sınav salonuna girdiğimde Ceren Damar Şenel’i gördüm. Sınav başladıktan sonra hazırladığım kopyayı çıkardım ve kopya çekmeye başladım. Bir süre sonra Ceren Damar Şenel, beni kopya çekerken yakaladı.

    İKİNCİ KEZ KOPYADAN YAKALAMIŞTI
    Hakkımda tutanak tutarak kopya çektiğim için işlem yaptı. Aynı hoca tarafından kopya çekmekten ikinci kez tutanak tutuldu. Daha önce ceza almıştım, 2. kez tutanak işleme konulması durumunda okuldan uzaklaştırılacaktım.

    EVE GİDİP SİLAHI ALDIM 
    Gün içerisinde birkaç kez onunla görüştüm. Odasına gittim ancak beni tersledi ‘çık git’ falan dedi. ‘Hocam tutanağı iptal edin, niye böyle yapıyorsunuz’ dedim. ‘Yapacak bir şey yok, tutanağı işleme koyacağım’ deyince sinirlendim. Sonra eve gittim babamın silahını aldım. Daha önceden de bıçak almıştım. Sonra tekrar Ceren Damar Şenel ile görüşmek için odasına gittiğimde kendime hakim olamadım.

    YARDIM İSTEYİNCE PANİKLEDİM
    Evden aldığım babamın silahını doldur boşalt yaptım ve Ceren Damar Şenel’e 2 el ateş ettim. Yardım için çığlık atmaya başladı. Korkup panikledim, susturmak için bıçaklamaya başladım. Ne kadar vurduğumu hatırlamıyorum. Kendisinden geçince bırakıp çıktım.

    İNTİHAR EDECEKTİM
    Daha sonra tabancayı başıma dayadım ve intihar etmek istedim. Ancak odaya hocalar ve öğrenciler girmeye başlamıştı.

    KAÇIP ANNEMİ ARADIM 
    “Ben de olayın şoku nedeniyle oradan kaçtım. Annemi aradım sonra babamla birlikte karakola giderek teslim oldum.”

    BABASI ÖZEL HAREKATÇI
    Hikmet’in babası emekli özel harekât polisi Ö.H. de gözaltına alındı. Babanın, oğlunun kendisinden habersiz beylik tabancasını aldığını belirterek, “Olay olduktan sonra haberimiz oldu. Evi arayıp hocasını öldürdüğünü söyledi. Biz de kaçmamasını, teslim olmasını söyledik” dediği öğrenildi. Baba Ö.H. dün akşam adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.


    Katil zanlısı tutuklanıp cezaevine gönderildiği gün Ceren Damar Şenel’in cenazesi de toprağa verildi. Cenaze töreninde babası sinir krizleri geçirirken eşinin konuşması ibretlikti.

    Karısını kırmızı karanfillerle veda eden Levent Şenel cenazede şunları söyledi:- “Kendisiyle üç ay evli kaldım. Bana çok şey kattı. Asla kandan ve kötülükten yana olmayacağız. Yaşanan bu olay tüm Türkiye’ye bir ders olur ve sembol olur”.

    -“Benim genç arkadaşlarımdan küçük bir istirhamım var. Arkadaşlar, bunu söylemek benim haddime düşmez ama iyi bir hukukçu, iyi bir mühendis, iyi bir doktor değil iyi bir insan olmaya çalışın. En önemlisi bu. İnsanları sevin ve hiçbir zaman kötülüğe kötülükle cevap vermeyin. Bu olayla da inşallah bu ülkede pek çok konuda bir duyarlılık, farkındalık oluşacaktır.”

    -“Hayat bunu kimi zaman 30 yaşında kimi zaman 50 kimi zaman 60 yaşında yaşatıyor. Ben bu acıyı 28 yaşında yaşadım. Bu olay bana bir şey gösterdi. Ceren her zaman doğru bildiğini yapan, kurallara uyan, işini dört dörtlük yapmaya çalışan bir insandı. Hiçbir zaman kimseye iftira atmazdı. Hiçbir zaman kimse hakkında kötü konuşmazdı. İşini iyi yapmaya çalışan kıymetli bir bilim insanıydı. Çok büyük bir acımız var.”

  • Eş Bulmak İçin Sokak Sokak Gezip İlan Asıyor

    İstanbul’da 30 yıl çalıştıktan sonra Ünye’nin İpekyolu Mahallesi’ne 4 ay önce taşınan Ferhat Kara, 8 sene önce eşini kaybetti. Eşini kanserden kaybeden 3 çocuk babası Kara, İstanbul’da yaşayıp evlenemeyince memleketi Ünye’de evlenmek için çözümü ilan hazırlamakta buldu. Kara, sokaklarda direklere afiş yapıştırarak eş aradığını ve kriterlerini ilan ediyor.

    Kendisinin emekli olduğunu ve yıllar sonra Ünye’ye taşındıktan sonra evlenmek için bu yola başvurduğunu söyleyen Ferhat Kara, “İstanbul’da 30 sene inşaat ustası olarak çalıştım. Sekiz yıl önce eşimi kanserden kaybettim. Ünye’de yeni bir ev alarak burada yaşamaya başladım. Çocuklarım evlenmeme karşı çıksa da evimde çamaşırlarımı yıkayamıyor, yemeğimi yapamıyorum. Şimdi Ünye’de her yere ilan yapıştırıyorum. Ben bu ilanla aradığım kişiyi bulacağıma inanıyorum” dedi.

     

    Yalnız yaşadığı için zorluk çektiğini söyleyen Kara, “Evlenmek için mahalledeki komşularım da bana destek çıkıyor. Kimseye en ufak bir yanlışım olmadı. Kimsenin kalbini kırmadım. Evleneceğim kadının kalbi güzel ve mutlaka tesettürlü olsun. Üç çocuğum İstanbul’da yaşıyor. Onlar benim evlenmemi istemiyor. Ancak yalnızlık gerçekten çok zor. Akşam eve gittiğimde dört duvar sadece bana bakıyor” şeklinde konuştu.

  • Sınır Karakoluna Roketli Saldırı: 1 Asker Şehit Oldu

    Türkiye-İran sınırı Aralık ilçesinde bulunan Şehit Bülent Aydın Hudut Karakolu nöbet kulübesine PKK’lı teröristlerce sabaha karşı roket ve silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda 1 asker şehit olurken, 2 asker de yaralandı.

    Yaralı askerler Iğdır Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Yaralı askerlerin durumunun iyi olduğu öğrenilirken, bölgeden kaçan teröristlerin yakalanması için operasyon başlatıldı.

  • Türkiye ile Yunanistan arasında kepçe krizi!

    Edirne Belediyesi’nin Yunanistan’ın el koyduğu kepçenin iadesi için açtığı dava 8 Ocak Salı günü görülecek.

    Edirne Belediyesi, Pazarkule Sınır Kapısı’ndan Yunanistan tarafına geçtiği gerekçesiyle gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan kepçe operatörü Musa Alerik’in kullandığı iş makinesinin iade edilmesi için Yunanistan istinaf mahkemesine dava açtı.

    Kepçenin iade davası Yunanistan’ın Orestiada kentinde 8 Ocak Salı günü görülecek.

    “ADAMI KURTARDIK ANCAK KEPÇE KALMIŞTI”

    Edirne Belediye Başkan Vekili Selçuk Çakır, Belediye Meclisi Ocak ayı toplantısında Yunanistan’ın vermediği kepçenin de iadesini talep ettiklerini söyledi.

    Orestiada kentinde görülecek mahkemenin sonucunu beklediklerini söyleyen Çakır, “Biliyorsunuz meşhur bir olayımız vardı. Kendilerine göre sınır ihlali yaptığımız gerekçesiyle kepçe operatörümüz ve kepçemiz alıkonulmuştu. Edirne’mizin önemli avukatlarından Yunancası da iyi olan bir avukatımız olan Hüseyin Sıragezen, belediyemizi o zaman da her anlamda temsil etmiş ve yardım etmişti. Adamı kurtardık ancak kepçe kalmıştı. Bu kez de kepçeyi almaya gidecekler.” dedi.

    Belediye Meclisi’ndeki kararla davada olayın tanıkları olarak Su ve Kanalizasyon Müdür Vekili Ayhan Özer ve Makina Teknikeri Hasan Şahin görevlendirildi.

    Davada Edirne Belediyesi’ni Edirne Barosu avukatlarından Hüseyin Sıragazen temsil edecek.

    OLAY

    Edirne Belediyesi Su ve Kanalizasyon Müdürlüğü işçisi Musa Alerik, kullandığı kepçeyle Türkiye-Yunanistan sınırını ihlal ettiği gerekçesiyle Yunan askerleri tarafından gözaltına alınmıştı.

    4 Mayıs 2018 tarihinde Yunanistan’ın Orestiada şehrinde görülen mahkemede kepçe operatörü Musa Alerik’in serbest bırakılmasına, kepçenin ise Edirne Belediyesi’ne iade edilmemesine karar verilmişti. Mahkemenin kararının ardından Alerik, 5 Mayıs 2018 günü Pazarkule Sınır Kapısı üzerinden Türkiye’ye iade edilmişti.

    Alerik, iki ülke arasındaki diplomatik görüşmelerin ardından çıkarıldığı mahkemede 5 ay hapis ve bin 500 avro para cezasına çarptırılmış, daha sonra da Türkiye’ye iade edilmişti. Ancak el konulan kepçe Edirne Belediyesi’ne geri verilmemişti.

  • Gıda ürünlerinde yeni dönem ‘trafik ışığı’ modeline geçiliyor

    Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin duyurduğu ambalajlı gıda ürünlerinde devreye girecek “trafik ışığı” uygulamasının detayları belli oldu.

    Bakanlıktan edinilen bilgilere göre, Sağlık Bakanlığı ile yürütülen obeziteyle mücadele çalışmaları kapsamında Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği’nde değişiklik yapılacak.

    Hazırlanan yönetmelik taslağına göre, sıvı ya da katı olarak satışa sunulan ambalajlı gıdalarda, üründe yer alan yağ, doymuş yağ, şeker ve tuza ilişkin referans alım oranları etikette belirtilecek.

    IŞIKLANDIRMA MODELİ

    Yağ, doymuş yağ, şeker ve tuzda alınması gereken referans alım değerlerine ilişkin olarak, “trafik ışığı” modeliyle renkli etiketleme yapılacak. Gıda ambalajlarında, sarı, yeşil ve kırmızı renkli uyarılar yer alacak.

    Renklendirme uygulaması, her bir besin ögesi için ayrı ayrı gerçekleştirilecek. Örneğin, yağ, doymuş yağ, şeker ve tuz içeren bir gıda ürününün ambalajında, yağ ve tuz için “kırmızı”, şeker için “sarı” uyarı yer alabilecek.

    Renkli etiketleme kuralları içecekler ve katı gıdalar için iki farklı şekilde olacak. Katı ve sıvı gıdalarda, kişinin günlük tüketebileceği miktarlara göre referans alım değerleri tespit edildi. Bu alım değerlerinin gıdanın içindeki miktarına göre,”düşük”, “orta” ve “yüksek” olmak üzere üç kriter belirlendi.

    Yağ, doymuş yağ, şeker ve tuz yönünden “düşük” ürünlerde yeşil, “orta” ürünlerde açık sarı, “yüksek” ürünlerde kırmızı renkler kullanılacak. Örneğin, “yüksek” kriterleri belirlenirken yağ, doymuş yağ, şekerler ve tuz besin ögeleri için referans alım oranının yüzde 25’inden fazla olması gerekecek.

    Katı bir gıdanın her 100 gramında 1,5 gramdan fazla tuz varsa kırmızı renk, 12 gram yağ varsa sarı renk, 4,6 gram şeker varsa yeşil renk konacak.

    GIDADA OLMAYAN BESİN ÖĞELERİ İÇİN RENK KULLANILMAYACAK

    Yağ, şeker ve tuz gibi besin ögelerinin gıdanın bileşiminde yer almaması durumunda renklendirme yapılmayacak. Örneğin, kolada hiç yağ yoksa, yağ için renklendirme yer almayacak.

    Gıdanın adı, adı oluşturan bütün kelimeler aynı büyüklükte, aynı yazı tipinde, aynı stilde ve arka plan rengi ile kontrast oluşturacak şekilde en az 3 milimetrelik punto büyüklüğündeki karakterler kullanılarak yazılacak.

    Yönetmelikle yapılacak bir diğer düzenlemeye göre, çölyak hastalarının hassasiyetleri dikkate alınarak, isteğe bağlı bilgilendirme kapsamında glüten içermeyen gıdaların etiketlerinde “Glüten içermez”, “Glütensiz”, “Glüten yoktur” gibi ifadeler kullanılabilecek.

    MUMLANMIŞ MEYVEDE ELERJEN BİLGİSİ OLACAK

    Taze meyve ve sebze, balık için zorunlu etiket bilgileri de belirlenecek. Taze meyve ve sebze etiketlerinde zorunlu bilgi olarak ürünün adı ve varsa çeşidi, menşe bilgisi, kükürt dioksit ve sülfitler ile işlem görmüş yada herhangi bir gıda katkı maddesiyle kaplanmış (mumlanmış) olması durumunda alerjen bilgisi, izlenebilirliğin sağlanması amacıyla gıda işletmecisine ait iletişim bilgileri yer alacak.

    ÇÖZÜLMÜŞ BALIĞI TÜKETİCİ BİLECEK

    Hazır ambalajlı olmayan taze balık ve balıkçılık ürünlerinin etiketinde, ürünün bilimsel literatürlerde geçen resmi adı veya alışılagelen adı, üretim metodu (çiftlik, tatlı su, deniz gibi), menşe bilgisi, gıda işletmecisine ait iletişim bilgileri bulunacak. Balık, çözündürülerek piyasaya arz edilmesi durumunda “Çözündürülmüştür, tekrar dondurmayınız” ifadesi kolayca görülebilecek, açıkça okunabilecek şekilde tüketiciye sunulacak.

  • Ankara’daki Tren Kazası İle İlgili Telsiz Konuşmaları Ortaya Çıktı

    13 Aralık 2018 tarihinde Ankara-Konya seferini yapan yüksek hızlı tren ile raylarda kontrol için bulunun kılavuz trenin çarpışması sonucu meydana gelen kazada 3’ü makinist 9 kişi yaşamını yitirdi, 92 kişi yaralandı.

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kazanın ardından başlattığı soruşturma kapsamında hareket memuru Sinan Y., makasçı Osman Y. ve kontrolör Emin Ercan E. tutuklandı. Kazanın nedenini ortaya çıkarmak için yürütülen soruşturmada TCDD’den istenilen telsiz konuşma kayıtları dosyaya girdi.

    ‘MAKASTA BİR SORUNUMUZ VARDI ONU ÇÖZDÜK’

    Kazada hayatını kaybeden kılavuz trenin makinisti Kadir Ünal ile tutuklanan kontrolör Emin Ercan E. arasındaki konuşma şöyle:

    Makinist Kadir Ünal: Makinist Kadir.

    Kontrol memuru Emin Ercan E: Hayırlı işler Kadir ustam.

    Makinist Kadir Ünal: Hayırlı işler olsun şefim günaydın.

    Kontrol memuru Emin Ercan E: Makasta bir sorunumuz vardı onu çözdük sevkimizi aldık. Allah’ın izniyle şu an Esenkent sinyalimiz açık.

    Makinist Kadir Ünal: Evet şefim.

    Kontrol memuru Emin Ercan E: Eryaman’a kadar gidiyorsunuz, Eryaman’da bu numaradan görüşelim.

    Makinist Kadir Ünal: Tamam şefim, Eryaman’da görüşmek üzere.

    ‘HİPODROMA KADAR GEZİNTİ MODUNDA AĞIR AĞIR GELİN’

    Kazada ağır yaralı olarak kurtulan kılavuz trenin makinisti Kenan Günay, yaşamını yitiren makinist Kadir Ünal ile kontrolör Emin Ercan E. arasında geçen konuşmalar ise şöyle:

    Kontrol memuru Emin Ercan E.: Kumanda merkezi Emin.

    Makinist Kenan Günay: Sayın şefim 89’un 500’ü kılavuz makine. Eryaman’a geldik şefim.

    Kontrol memuru Emin Ercan E.: Kolay gelsin şefim. Şimdilik orada bekleyeceğiz. Büyük ihtimalle. 06.50 treni gittikten sonra gar kabul edecek sizi. Ben hareket ile görüşür size haberveririm. İlk etapta hipodroma kadar gönderirler herhalde.

    Kontrol memuru Emin Ercan E.: Kadir ustam hareket ile görüştüm aynen dediğimiz gibi 6.50 treni çıktıktan sonra kabul edecekler sizi. Manevra yapacaksınız. Hipodroma kadar gezinti modunda ağır ağır gelebilirsiniz.

    Makinist Kadir Ünal: Hipodroma kadar devam ediyoruz şefim. Orada 06.50 treninden sonra hareketle görüşüyoruz.

    Kontrol memuru Emin Ercan E.: Tamam Kadir ustam, hayırlı sabahlar elinize sağlık.

    ‘MAKAS KİLİTLEME YAPMADI İĞNE UCU OTURDU’

    Soruşturma kapsamında tutuklanan makasçı Osman Y. ile hareket memuru Sinan Y., ve 3’üncü kişi arasında geçen konuşmalar ise şöyle:

    Makasçı Osman Y: Sinan; makas kilidi iğneyle uygun noktada; ama kilitleme yapmıyor, itinalı gelsin.

    Hareket memuru Sinan Y: Anlaşılmadı abi.

    Makasçı Osman Y: Makas kilitleme yapmadı da yalnız iğne ucu oturdu.

    Hareket memuru Sinan Y: Tamam ‘itinalı şekilde gel’ diyorum abi.

    Makasçı Osman Y: Evet itinalı şekilde gelsin.

    3’üncü kişi: Duydum Sinan, itinalı bir şekilde gönder.

    Hareket memuru Sinan Y.: Gel 13’e giden kilit makasına itinalı gel.

    3’üncü kişi: Hangi yola dönüyorum?

    Hareket memuru Sinan Y.: 13’e giriyorsun 13, 12 ile 13’ün makasına itinalı girelim.

    ‘MAKASI DEĞİŞTİRİP DEĞİŞTİRMEDİĞİMİ HATIRLAMIYORUM’

    Makasçı Osman Y. ile hareket memuru Sinan Y. arasındaki konuşma şöyle devam etti:

    Makasçı Osman Y.: Sinan; yollarımız ‘Hat-1’den 11’e.

    Hareket memuru Sinan Y.: ‘Hat 1’in 11’e olduğu anlaşıldı.

    Bu konuşmada hızlı trenin 1’inci hatta verildiği anlaşılıyor. Ancak kaza 2’nci hatta meydana geldi. Makasçı Osman Y. savcılıktaki ifadesinde “Hattı değiştirip değiştirmediğimi hatırlamıyorum” demişti. Kaza sonrası TCDD çalışanları arasında geçen konuşmalarda da kazanın 2’nci hatta meydana geldiği anlatılıyor.

    ‘HAT-1’DEN GELMESİ GEREKİRKEN HAT-2’DEN GELİYOR’

    O konuşmalar ise şöyle:

    TCDD çalışanı 5: Durum nedir?

    TCDD çalışanı 2: Kılavuz ile 201 (hızlı tren) karambol (kafa kafaya çarpışma) yapmış. Bu traktör var ya traktör motor durağının orada karambol oldu, daha her şey net belli değil. 201 (hızlı tren) hat 1’den gelmesi gerekirken hat 2’den geliyor.

    TCDD çalışanı 5: Yapma ya.

    TCDD çalışanı 2: Kılavuz ile Ankara’ya dönüşte.

    TCDD çalışanı 5: Peki var mı arkadaşlarda falan bir şey?

    TCDD çalışanı 2: Daha tam net bir şey öğrenemedik.

  • Öğrencisi Vahşice Öldürmüştü… Bir Başka Öğrencisinin Yazdıkları Şoke Etti!

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, “Çankaya Üniversitesinde Ceren Damar isimli öğretim görevlisinin öldürülmesi olayıyla ilgili ‘Bu örnek hareket umarım sınavlarımıza yansır. Herkese iyi çalışmalar’ şeklinde paylaşım yapan ve aynı üniversitede öğrenci olan M.B isimli şahıs hakkında ‘suçu ve suçluyu övme’ suçundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızca re’sen soruşturma başlatılmıştır” denildi.

    SON YOLCULUĞUNA UĞURLANIYOR

    Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesinde dün bir öğrenci tarafından öldürülen Araştırma Görevlisi Ceren Damar için bugün fakülte önünde tören düzenlendi. Hukuk Fakültesi öğrencileri ve akademisyenler ile Damar’ın yakınlarının katıldığı törende duygu dolu anlar yaşandı. Damar’ın ailesi, sevenleri ve arkadaşları gözyaşlarına boğuldu. Fakülte girişinde bulunan taziye masasına karanfiller ve Damar’ın fotoğrafları konuldu. Damar’ın Türk bayrağına sarılı tabutu başında annesi ve babası uzun süre gözyaşı döktü.

    Damar’ın eşi ise, “Kendisiyle üç ay evli kaldım. Bana çok şey kattı. Asla kandan ve kötülükten yana olmayacağız. Yaşanan bu olay tüm Türkiye’ye bir ders olur ve sembol olur” dedi.

  • Can pazarı kamerada! İnleme sesi ile cevap verebildi

    Edinilen bilgiye göre, Malatya-Kayseri karayolu Sarıhacı mevkiinde sabah erken saatlerde yaşanan kazada, Ankara istikametinden Malatya’ya giden Murat Biçer yönetimindeki 34 AE 3136 plakalı bir kargo firmasına ait kamyon, yoldaki buzlanma nedeniyle kayarak karşı şeritte ilerleyen Nuh Enes Rutbil yönetimindeki 44 DJ 644 plakalı bir lojistik firmasına ait tır ile çarpıştı.

    EMNİYET KEMERİ TAKMAYAN SÜRÜCÜ YOLA FIRLADI
    Çarpışmanın ardından emniyet kemeri takılı olan kamyon sürücüsü Murat Biçer araçta sıkışırken, emniyet kemerinin takılı olmadığı tahmin edilen tır sürücüsü Nuh Enes Rutbil ise ön camdan yola fırladı. Yüzüstü buzlu yola kapaklanan ve yüzü gözü kan içinde kalan tır sürücüsü bir süre hareketsiz şekilde yerde yattı.

    Kazanın ardından yol uzun süre trafiğe kapanırken, vatandaşlar ise sürücülere yardım etmek için araçlarından indi. Vatandaşlardan biri 112 sağlık ekiplerini ararken diğerleri de yaralılarla konuşarak yardım etmeye çalıştı.

    İNLEME SESİ İLE CEVAP VEREBİLDİ
    Kamyonda sıkışan sürücü Murat Biçer’in yanına giden vatandaşlar, sürücüyü konuşturarak uyumasını engellemeye çalıştı. Vatandaşlar, “Kaptan. Dayı aman uyumayasın. Uyuma dayı, kendini ayakta tut. Yardım geliyor. Sakın uyuma. Dayı konuşmaya çalış, ismin ne dayı” diyerek, sürücüyü kendinde tutmaya çalıştı.

    Hareketsiz bir şekilde duran sürücü Biçer ise sorulara ve konuşmalara inleme sesi ile cevap verebildi.

    KANLAR İÇERİSİNDEKİ SÜRÜCÜ AYAĞA KALKMAYA ÇALIŞTI: Daha sonra yerde yatan tır sürücüsünün yanına giden vatandaşlar, hareket etmemesi konusunda telkinlerde bulundu. Vatandaşlar, ayağa kalkmaya çalışan kanlar içerisindeki sürücüyü, “”Abi yerde kal. Abi kımıldama” diyerek ikna edebildi. Vatandaşlar, sürücünün üşümemesi için ise kolunun altına plastik tampon parçası, kafasının altına ise kulakları soğuktan korumakta kullanan bant koydu.

    EKİPLERİN ÇALIŞMASI İLE KURTULDULAR: Yaralıların uyumaması için de uğraşan vatandaşların ihbarı ile olay yerine gelen ambulanslarla iki yaralı da Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Yaralı sürücülerinin hayati tehlikelerinin olmadığı öğrenilirken, kaza karışan iki araç yapılan incelemelerin ardından bölgeden kaldırıldı.
    Kazayla ilgili inceleme başlatıldı.

  • ABD’li heyet Ankara Adliyesi’nde

    ABD’li yetkililerden oluşan bir heyet, Fetullahçı Terör Örgütüyle (FETÖ) ilgili Türkiye’nin ABD’ye sunduğu yeni deliller konusundaki gelişmeleri değerlendirmek ve bilgi almak üzere Ankara’ya geldi. ABD’li heyet bugün ilk olarak temaslarına Ankara Adliyesinde başladı. Heyet, Ankara Adliyesinde bir gün önce hazırlanan ve boyanan duruşma salonunda görülen FETÖ davasını izledi. ABD’li heyetin izlediği duruşma ile ilgili olarak basın mensupları henüz bilgilendirilmedi.

    Duruşmanın şu dakikalarda devam ettiği bildirildi. Heyet, yarın da Ankara Emniyetine giderek devam eden soruşturma ve uygulanan usuller hakkında bilgi alacağı bildirildi.

    Ayrıntılar geliyor…