Kategori: Haber

  • Özel hastanede oksijensiz kaldığı iddiası

    Özel hastanede oksijensiz kaldığı iddiası

    Aydın’ın Çine ilçesinde yaşayan Hacer-Ersin Kahraman çifti, üç yıl önce Özel Ege Liva Hastanesi’nde dünyaya gelen ve iddiaya göre sarılık şüphesiyle alındığı küvezde oksijensiz kalan kızları Buğlem için 3 yıldır hukuk mücadelesi veriyor. İhmali olduğu gerekçesi ile özel hastaneden şikayetçi olduklarını ifade eden Kahraman Ailesi, sorumlu çocuk doktorunun ifade vermeye gitmemesi üzerine 3 yıldır davanın başlamasını beklediklerini belirtti.

    Olayın yaşandığı Özel Ege Liva Hastanesi önünde basın açıklaması yapan Kahraman Ailesi, “Hukuk mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Sağlık Bakanlığı’ndan soruşturma izni verilmesine rağmen hala daha süreçte bir gelişme olmadı” diyerek son günlerde yaşanan ‘Yenidoğan Çetesi’ olayları sebebiyle endişeli olduklarını ve yetkililerden yardım istediklerini ifade etti.

    Kızlarının 10 dakika oksijensiz kaldığını ve serebral palsi tanısı konduğunu söyleyen anne Hacer Kahraman ise yaşadıklarını anlattı. Kızının küvezdeyken mosmor olduğunu ve çırpındığını söylemesi üzerine hemşirelerin durumun normal olduğunu, kabus gördüğünü söylediklerini belirten anne Hacer Kahraman; “12 Ağustos 2021 tarihinde kızım Özel Ege Liva Hastanesi’nde dünyaya geldi. Sağlıklı bir şekilde eve taburcu olduk. Üçüncüsü gün, 14 Ağustos’ta sarılık şüphesiyle hastaneye geldik.

    Hastaneye yatış yapılması istendi. 3 gün yoğun bakımda yatırılmasını istedi çocuk doktoru. Biz bunu kabul etmedik. Yanımızda yatmasını istedik. Bir gece boyunca hastanede yanımda kaldı. Mor ışık tedavisi istedi doktor ve süreç başladı. Çocuğu götürdüler. Damar yolu açtılar. Sonra serum verdiler. Çocuğu küveze aldılar. Mor ışık tedavisine başlandı. Çocuk, 5 dakika sonra nefes alamamaya başladı. Morarmaya başladı. Hemşireyi çağırdık. Hemşire bunun bunun normal olduğunu, çocuğun rüya gördüğünü, kabus gördüğünü söyledi ve küveze geri yatırdık.

    Bu durum ikinci defa tekrarladı. Hatta görümcem hemşireyi çağırdı. Üçüncüsünde ben aldım küvezden. Küvezden alınca çocuk morarmış ve nefes alamamaya, hıçkırarak ağlamaya başladı. Bir süre sonra çocuk kafasını attı. Mosmor olmuştu. Kucağımda eks oldu yani. Kalbi durmuş. Hemen alıp yoğun bakıma götürdüler. Orada kalp masajı yapmaya başladılar. Sonra bir yandan sevk için hastane arıyorlar. Sevk süreci hemen olmadı. Bu olay saat 18.40 gibi yaşandı. Saat 21.30 – 22.00 sıralarında anca üniversiteye sevk oldu.

    Çocuğumuz 10 dakika oksijensiz kalmış. Bize söylenen bu. 55 gün Üniversite Hastanesi’nde yoğun bakımda yattık. 18 gün solunum cihazına bağlı durdu. Yaşamayacağını yaşasa bile yüzde 95 engelli kalacağını söylediler bize. 55 gün sonra taburcu olduk ve şu an fizik tedavisi devam ediyor. Bu benim üçüncü çocuğum, ilk çocuğum değil ve sarılık da ilk yaşadığım bir şey değil.

    Yani ilk çocuğum da sarılık oldu ama böyle bir olay yaşamadım ve benim bu üçüncü çocuğum. Bu doktorun, bize bunu yaşatanların hepsinin cezasını çekmesini istiyorum. Adli süreç başladı. Bunun peşini asla bırakmayacağız ve çocuğumun böyle olmasından dolayı bize bunu yaşatanlardan davacıyım ve davamızın da sonuna kadar arkasındayız” dedi.

    “Hala bu süreçle ilgili bir gelişme yok”
    ‘Yenidoğan Çetesi’ olayları sebebiyle kendi çocukları için de ‘acaba’ diyerek şüphelendiklerini belirten baba Ersin Kahraman ise hala daha bir gelişme olmadığını söyleyerek “3 çocuk babasıyım, üçüncü çocuğumuzda Özel Ege Liva Hastanesi’nde yaşanan talihsiz bir olaydan dolayı eşimin de anlattığı gibi adli süreç başlattık. Bu adli süreç, 3 yıldır sürüyor.

    Davayı başlatalı 2 yıl oldu. Bir yıl boyunca Sağlık Bakanlığı’ndan soruşturma izni gelmesi için bekledik. CİMER’e yazdım ve yazdıktan 24 gün sonra Sağlık Bakanlığı’ndan soruşturma izni verildi. Tam 1 yıl oldu, soruşturma izni verileli. Hala bu süreçle ilgili bir gelişme yok. Şu anda savcılıkta ve avukatımızın bize verdiği bilgiye göre doktorun ifadeye gelmediği, sürekli kaçtığı, sürekli adres değiştirdiği ve şu anda yakalama kararı dahi çıkmadığını öğrendik.

    Sürecin hızlandırılması için CİMER’e yazdım. Gerekenlerin yapılmasını rica ediyorum. Biz mağdur durumdayız. Bir baba olarak sorumluların cezasını çekmesini istiyoruz. Ülkede son dönemlerde yaşanan olaylardan dolayı muzdarip durumdayız. Acaba diye aklımızda bir şüpheler kalıyor ve bunların da kalmaması için gerekenin yapılmasını rica ediyoruz” dedi.

  • İkiz kardeşler Şota ve Arçil’in ismini koydu

    İkiz kardeşler Şota ve Arçil’in ismini koydu

    Bayburt’ta yaşayan, tarım ve hayvancılıkla uğraşan fanatik Trabzonsporlu Bilgehan Sancar, ikiz doğan buzağılarına Türk futbolunda bir döneme damgasını vuran, Gürcü asıllı, Trabzonspor’da oynamış ikiz kardeşler Şota ve Arçil’in ismini verdi. Fanatik Trabzonsporlu olduğu için böyle bir şey yaptığını söyleyen Sancar, yeniden buzağıları olması durumunda onlara da Yattara ve Sörtloth adını vereceğini belirterek, “Nasip olur yeni doğan buzağılarım olursa onlara da Yattara ve Sörloth isimlerini vereceğim” dedi.

    Süper Ligin başarılı takımlarından biri olan Trabzonspor’da forma terleten Şota Arveladze ve Arçil Arvaledze kardeşler, aradan geçen uzun yıllara rağmen Trabzonspor taraftarlarının akıllarında büyük yer etti. İkiz kardeşler, saygılarıyla ve attığı gollerle Trabzonspor tarihine efsane futbolcular olarak geçmeyi başarmışlardı.

    1994-1997 yıllarında takımda beraber oynayan Arveladze kardeşler Trabzonspor’dan ayrıldıktan sonra da bordo mavili taraftarların hatıralarında yer tutmaya devam etti. Geçmiş senelerde danalarına Trabzonspor’un eski futbolcularından Hami Mandıralı ve Lemi Çelik’in isimlerini koyduğunu belirten Sancar, yeni danalarına da İbrahim Yattara ve Alexander Sörloth’un soyadlarını koyacağının sözünü verdi.

    “İkiz danalarım da Şota ve Arçil gibi 22 dakika arayla doğdu, adları Şota ve Arçil oldu”
    Danalarının 22 arayla doğduğunu, futbolcu kardeşlerin de aralarında 22 dakika olduğunu savunan Sancar, bunun bir işaret olduğunu dile getirerek, “Bu sene Allah’a şükürler olsun ilk defa ikiz danalarım oldu. İkiz danalarım olduğu için onların adını Arçil ve Şota koydum. Arçil ve Şota koymamdaki sebep ise fanatik Trabzonsporlu olmam.

    Gürcü sporcular, Trabzonspor’un efsane futbolcuları kendileri. Arçil ile Şota’nın aralarında 22 dakika var. İkiz danalarım da 22 dakika arayla doğdukları için bunların ismini de o yüzden o şekilde koydum. Geçen sene danalarımın ismini Hami ile Lemi koymuştum, onları sattım. Nasip olur yine hayvanlarımdan doğuran olursa onların ismini de Yattara ve Sörtloth koyacağım” diye konuştu.

    “36 yıl önceki kadronun ilk 11’ini yedekleriyle birlikte bir nefeste sayarım”
    Trabzonspor’a ve danalarına da hasta olduğunu vurgulayan Sancar, 36 yıl önceki kadronun tamamını yedekleriyle beraber sayacağını böyle de bir fanatik olduğunu kaydederek, “Ben Trabzonsporluyum, fanatiğim, hasta fanatiğim. Danalarıma da hastayım, Trabzonspor’a da hastayım. Böyle isimleri koya koya takımı kurmaya çalışacağım.

    Bir nefeste 36 yıl önceki kadronun ilk 11’ini yedekleriyle beraber hepsinin ismini tam kadro şeklinde sayarım. O kadar fanatik Trabzonsporluyum. Benim bu ahırda başka futbolcunun ismi, başka takımın ismi geçmez. Sadece Trabzonspor’a yer veriyorum. Bütün hayvanlarıma bütün futbolcuların isimlerini koyuyorum. Hami, Lemi, Şeyhmus bu isimleri koydum, Sörloth, Yattara bunların da isimlerini koyacağım. Trabzonspor’un oyuncularının bütün isimlerini koymaya devam edeceğim” şeklinde konuştu.

  • Ilıdağlılar’ın hayatını kolaylaştırdı

    Ilıdağlılar’ın hayatını kolaylaştırdı

    Aydın Büyükşehir Belediyesi Köşk’ün Ilıdağ mahallesi halkının imece usulü açtığı yolları parke taşı döşeyerek köy halkının hayatını kolaylaştırdı. Yolların kilit parke taşı döşenmesiyle vatandaşların yük hayvanlarına olan ihtiyaçları ortadan kalkarken önceden sadece arazi araçlarının kullanabildiği yollarda şimdi her türlü araç ile ulaşım imkanı sağlandı. Yapılan çalışma ile hem hayvanların hem de Ilıdağ halkının tarımsal üretimde ciddi bir meşakkatten kurtulduğunu dile getiren Ilıdağ Mahalle Muhtarı Ali İhsan Bayram, hayatlarını kolaylaştıran Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na teşekkür etti.

    Aydın’ın en büyük köylerinden biri olan ve zeytin ve incir üretiminde ilde önemli bir yere sahip kırsal Ilıdağ Mahallesi’nde köylülerin tarımsal üretimde yaşadıkları sıkıntıların önemli bir kısmı Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından çözüldü. Sarp arazi yapısı nedeniyle hasat sezonlarında yol olmadığı için ürünlerini yük hayvanları ile taşımak zorunda kalan köylüler, yapılan yolları sayesinde teknolojiye ayak uydurabildi.

    2024 Yerel seçimleri öncesi Ilıdağ mahallesini ziyaret ederek mahalle halkının sorunlarını dinleyen Başkan Çerçioğlu, seçimlerin ardından kendisine iletilen yol sorunuyla ilgili hemen harekete geçti. Ilıdağ Muhtarı Ali İhsan Bayram ile yapılan fizibilite çalışmalarının ardından sadece arazili araçların kullanabildiği Çövür, her yağışta bozulan Bombaklar, Çamlık ve İncirlik bölgesindeki yollarda çalışma başlatıldı.

    Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi ekipleri önce yolları düzeltip ardından zemim çalışması yaparak yolların dik ve tehlikeli olan bölgelerinde parke taşı döşemesi gerçekleştirdi. Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmalarını tamamlaması ile köylüler 21. Asırda yük hayvanları ile tarım yapmaktan kurtuldu.

    “Hayatımız kolaylaştı”
    Aydın’ın en kalabalık ve en eski köylerinden biri olan Ilıdağ Mahallesi’nde yaklaşık 2 bin kişinin yaşadığını ve ilde üretilen incir ve zeytinin önemli bir kısmının Ilıdağlılar tarafından üretildiğini belirten Köy Muhtarı Ali İhsan Bayram, “Köyümüz halkı yılın 12 ayı çalışıp üreterek ülke ekonomisine katkı sağlamaya çalışır. Arazinin engebeli olması nedeniyle kendi imkanlarımızla açtığımız yolları kullanamıyorduk. Arazili taşıtlar bile en küçük yağışın ardından yollarda seyredemiyordu.

    Yaşadığımız sorunu Aydın Büyükşehir Belediye Başkanımız Özlem Çerçioğlu’na ilettik. Sağolsun yardımcı oldu. Köyümüzü 21. asırda halen at, eşek ve katırlarla yük taşımaktan kurtardı” diye konuştu.

    Yolu kullanan vatandaşların hayır duasını alan Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na teşekkür eden mahalle halkı, “Araç yolu uygun olmadığı için eskiden hayvanlarla bahçeye ulaşmak için yaklaşık 1 saat yol gitmek zorunda kalıyorduk. Bir saat gidiş bir saat de dönüşü hesaplarsak iş günümüzün önemli bir kısmı yolda geçiyordu.

    Bunun üzerine bir de hasat ettiğimiz ürünleri yük hayvanlarının sırtında taşımak hem ciddi bir meşakkat hem de girdi maliyeti arttıran önemli bir unsurdu. Artık her türlü araçla bahçemize gidip daha az masrafla ürünlerimizi taşıyabiliyoruz” diyerek hayatlarını kolaylaştıran Aydın Büyüjkşehir Belediyesi’ne teşekkür ettiler.

  • Terme’ye daha konforlu ve güvenli yollar

    Terme’ye daha konforlu ve güvenli yollar

    Samsun’un Terme Belediyesi, Samsun Büyükşehir Belediyesi ile birlikte koordineli olarak yolları, modern ve konforlu bir yapıya kavuşturuyor. Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, “Standardı yüksek ve daha konforlu yollar için sürekli çalışıyoruz” dedi.

    Terme Belediyesi, Samsun Büyükşehir Belediyesi ile birlikte ulaşıma yönelik yatırımları hayata geçirerek vatandaşın ulaşım konforunu ve güvenliğini en üst seviyede sağlamaya gayret gösteriyor. Terme Belediye Başkanı Şenol Kul ilçenin Akçay Mahallesi’nde Terme Belediyesi, Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından da Sakarlı Mahallesi’nde yürütülen beton yol ve meydan çalışmalarını yerinde inceledi.

    “Adım adım hizmete devam”
    Terme için planlı ve titiz bir çalışma sürdürdüklerini ifade eden Başkan Kul, “Bütün birimlerimizle birlikte Terme’nin her bir köşesinde yapılması gereken hizmetleri adım adım yerine getiriyoruz. İnşallah tüm mahallelerimizde talep edilen ne varsa birer birer tamamlayıp, ilçemizi güzelleştirmeye devam edeceğiz.

    Bu kapsamda ihtiyaç duyulan mahallelere yapılması gereken yeni yolları yapıyor, diğer taraftan da yol yenileme çalışmalarını hızlı bir şekilde sürdürüyoruz. Samsun Büyükşehir Belediyemiz ile birlikte her alanda çalışmalar yürüterek, Terme’mize ve şehrimize yakışır hizmetler yapıyoruz. Bütün gayretimiz, vatandaşlarımıza daha rahat ve konforlu bir Terme sunmak içindir. Yapılan çalışmaların şehrimize ve ilçemize hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

    “Halkımızın refahı için çalışıyoruz”
    Terme’miz için ‘vizyon şehircilik’ anlayışıyla hareket ediyoruz diyerek sözlerine devam eden Başkan Kul, “Halkımıza hizmetin en iyisini vermek için bu göreve talip olduk.

    Yollarımız ne kadar kaliteli ve düzgün olursa kent yaşamının kalitesi de o kadar güzel olur. Vatandaşlarımızın mutluluğu, huzuru ve refahı için yaptığımız çalışmalar sonrası halkımızın memnuniyeti bizleri de memnun ediyor. İnsanı merkeze alan belediyecilik anlayışımızla projelerimizi ve hizmetlerimizi şekillendiriyoruz.

    Tüm bireyleri ile birlikte Terme’de yaşayan her insanımızı birlik, beraberlik, kardeşlik, huzur ve güven içerisinde yaşayacağı bir Terme niyeti ile yola çıktık ve bu çerçevede çalışmalarımıza devam ediyoruz. İlçemize katkılarından dolayı Samsun Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Halit Doğan ve ekibine teşekkür ederiz” diye konuştu.

  • Bingöllü öğretmen Türkiye birincisi oldu

    Bingöllü öğretmen Türkiye birincisi oldu

    Milli Eğitim Bakanlığınca 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla düzenlenen “Öğretmen Gözüyle” temalı öğretmenler arası fotoğraf yarışmasında Bingöllü öğretmen Serhat Bürke, merkeze bağlı Çukurca Köyü Yeni Yerleşim İlkokulunda çocukların ceviz oyunu oynarken çektiği fotoğrafla Türkiye birincisi oldu.

    Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü tarafından 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla öğretmenlerin sanatsal etkinliklere katılımlarının teşviki amacıyla ülke genelinde düzenlenen “Öğretmen Gözüyle” temalı fotoğraf yarışması sonuçlandı. Öğretmen gözünün inceliğini, zarafetini, bilgeliğini ve merhametini sanatçı maharetiyle daha görünür hale getirmeyi hedefleyen yarışmaya 81 ilden öğretmenler katıldı.

    Öğretmenlerin eserleri ilk aşamada İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından değerlendirildikten sonra bunlar arasından 687’si Milli Eğitim Bakanlığına gönderildi. Bakanlık tarafından belirlenen jürinin değerlendirmesi sonucunda 687 eser arasından dereceye giren ilk 3 eser ile mansiyon almaya hak kazanan 3 eser belirlendi. Buna göre yarışmada, Bingöl’den sınıf öğretmeni Serhat Bürke birinci, Ankara’dan İngilizce öğretmeni Arzu Özkan ikinci, İstanbul’dan sınıf öğretmeni Seda Akça üçüncü seçildi.

    “Hiçbir ödül beni bu kadar mutlu edemezdi”
    Bingöl merkeze bağlı Çukurca köyüne çocuklara deprem tatbikatı yaptırmak için giden ve burada çocukların öğretmenleriyle ceviz oyunu oynadıkları sırada çektiği fotoğraf Türkiye birincisi seçilen Serhat Bürke, ‘’Sınıf öğretmeniyim ve yaklaşık 22 yıldır mesleğimi sürdürüyorum. 18 yıl sınıf öğretmenliği yaptıktan sonra son 4 yıldır da MEB AKUT Bingöl Liderliği yapıyorum. Bu 4 yıllık süreç boyunca okullarda öğrenci eğitimleri ve öğretmen eğitimleri vermekteyim.

    Çukurca Yeni Yerleşim Köyü İlkokuluna da öğrencilere yine bir deprem tatbikatı vermek için gelmiştim. Geldiğimde okul öğretmenimiz Erhan Köçer’in okulun bahçesinde öğrenciler ile ceviz oyunu oynadığını gördüm. Aynı zamanda fotoğrafçılık ve kamera mezunuyum. İlgi alanıma da girdiği içinde sürekli fotoğraf makinemle geziyorum.

    Çocukların oyun oynadığı anı görünce de o kareyi kaçırmamak ve ölümsüzleştirmek için hemen yere yatıp fotoyu çektim. O kareyi çektikten sonra da bu yıl Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen ‘Öğretmen Gözüyle’ fotoğraf yarışmasına İl Milli Eğitim Müdürümüz Mustafa Özel’in teşviki ile başvuruda bulundum. Ve bu fotoğraf birinci seçildi. Bir fotoğrafçı olarak daha öncesinde birçok kez ödül almama rağmen beni en mutlu eden ödül bu oldu diyebilirim’’ dedi.

    “Resim karesinde olduğumuz fotoğrafın birinci olması bizleri gururlandırdı”
    Ceviz oyunu oynarken çekilen fotoğrafın Türkiye birincisi olmasından ötürü çok mutlu olduğunu ifade eden Çukurca Yeni Yerleşim İlkokulu 2. sınıf öğrencisi İbrahim Bayutmuş, ”Serhat hocamız oyun oynarken bizim fotoğrafımızı çekmişti. Bizim o fotoğrafımız da birinci olduğu için biz çok mutluyuz ve gururluyuz. Fotoğraf için Serhat hocamıza teşekkür ederiz’’ diye konuştu.

  • İran ile akademik ve ekonomik iş birliği alanları görüşüldü

    İran ile akademik ve ekonomik iş birliği alanları görüşüldü

    İran İslam Cumhuriyeti Maku Serbest Bölgesi Başkanı Hossein Garousi ve beraberindeki heyet, akademik ve ticari iş birliği imkanlarını görüşmek üzere Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu’nun misafiri oldu. Rektörlük makamında gerçekleşen ziyarete, İran İslam Cumhuriyeti Erzurum Başkonsolosu Mohammad Ebrahimi de eşlik etti.

    Görüşmede, iki ülke arasındaki ticaretin kolaylaştırılması ve çeşitlendirilmesi konuları ele alınırken, Maku Serbest Bölgesi Başkanı Hossein Garousi, bölgenin potansiyelini ve iş birliği fırsatlarını aktardı. Başkan Garousi; Maku’nun İran’ın en büyük endüstriyel ve ticari serbest bölgesi olduğunu belirterek şunları söyledi: “Lojistik, transit, gıda güvenliği, turizm, tekstil ve madencilik gibi alanlarda yoğun çalışmalar yürütüyoruz. 1820 hektarlık araziyi üretim ve ticaret yapan iş insanlarına tahsis etmeyi planlıyoruz.

    Demiryolu bağlantımızın inşası sürüyor, uluslararası havalimanımız aktif olarak kullanılıyor. Ayrıca, Batı Asya’nın en büyük ceviz ve fıstık serasını kuruyoruz. Türkiye ile ticari bağlarımızı güçlendirmek ve iki ülke arasındaki 30 milyar dolarlık ticaret hedefini desteklemek istiyoruz.”

    Başkan Garousi, Erzurum’un tarihsel bağları ve coğrafi konumu nedeniyle stratejik bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak: “Erzurum ile Tahran veya Tebriz arasında direkt uçuşların başlaması ticaret ve turizmi daha da canlandıracaktır. Ayrıca, önümüzdeki ay Tahran’da düzenlenecek ticaret zirvesine sizleri de davet etmekten mutluluk duyarız” ifadelerini kullandı.

    Rektör Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ise ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek İran ile kurulacak akademik ve ekonomik iş birliklerinin her iki ülkenin kalkınmasına katkı sağlayacağını belirtti. Rektör Hacımüftüoğlu, “İran ile tarihsel bağlarımız ve ticari ilişkilerimiz oldukça eskiye dayanıyor.

    Bu bağların akademik iş birlikleriyle desteklenmesi, bölgemiz için önemli avantajlar sunacaktır. Erzurum, geçmişte İpek Yolu üzerinde yer almasıyla ticaretin merkezi olmuştu. Bugün de bu potansiyelin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
    Ziyaret, iki ülke arasındaki ticari ve akademik ilişkilerin güçlendirilmesi için atılabilecek adımların görüşülmesiyle sona erdi.

  • Çocuk Meclisi kuruldu

    Çocuk Meclisi kuruldu

    Kütahya’da çocukların fikirlerini özgürce ifade edebilmeleri ve şehrin karar alma süreçlerine aktif katılım sağlayabilmeleri amacıyla Kütahya Çocuk Meclisi kuruldu. Kütahya Kent Konseyi tarafından hayata geçirilen bu proje, Kütahya Belediye Başkanı Eyüp Kahveci’nin destekleriyle gerçekleştirildi.

    Belediye Başkanı Eyüp Kahveci, bu gelişmeyi tüm Türkiye için örnek bir adım olarak değerlendirerek şu açıklamalarda bulundu:
    “Birleşmiş Milletler’in 1989 yılında imzaladığı Çocuk Hakları Sözleşmesi, her çocuğun kendisini ilgilendiren konularda görüşlerini özgürce ifade etme hakkına sahip olduğunu belirtir. Biz de bugün, bu önemli sözleşmeye olan bağlılığımızı bir adım ileriye taşıyoruz. Çocuklarımız, Kütahya’da söz sahibi olacak, demokrasi kültürünü küçük yaşlardan itibaren öğrenecek ve fikirlerini özgürce dile getirebilecek.”

    Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla gerçekleşen etkinlikte, Başkan Kahveci, çocukların eşit haklarla büyüyebileceği bir Kütahya oluşturma hedeflerini vurgulayarak, “Hep birlikte çocuk dostu bir şehir inşa edeceğiz. Çocuk haklarını ve katılımını güçlendirerek, onların daha parlak bir geleceğe sahip olmaları için çalışmalarımıza devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

    Etkinlik kapsamında, Kütahya Çocuk Meclisi üyeleri arasında demokratik bir oylama yapıldı. Meclis Başkanlığı’na Alya Asya Kehribar, Başkan Yardımcılığı’na ise Selim Ural Maltaş seçildi. Meclis, başkan ve başkan yardımcısının yanı sıra iki genel sekreter ve beş üyeden oluşacak. Çocuk Meclisi üyeleri, şehrin karar alma süreçlerine aktif bir şekilde katılacak.

    Kütahya Belediyesi Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğe; Belediye Başkanı Eyüp Kahveci, Kütahya Kent Konseyi Başkanı Bülent Cebeci, belediye yetkilileri, meclis üyeleri, vatandaşlar ve çocuklar katılım gösterdi.

  • İlk pamuk hasadını hediye etti

    İlk pamuk hasadını hediye etti

    Bilecikli genç çiftçi Baturalp Şenel, dedesine ait tarlada yetiştirdiği ilk pamuk hasadından bir parça pamuğu İl Tarım ve Orman Müdürü Necmettin Yoldaş’a hediye etti.

    Bilecikli genç çiftçi Baturalp Şenel, merkeze bağlı Gökpınar Köyünde, dedesinin tarlasında özenle yetiştirdiği pamukların ilk hasadını yaptı. Minik Şenel yaptığı hasattan bir parça pamuğu kendisine üretim konusunda her zaman bilgi ve destek konusunda yardımcı olan İl Tarım ve Orman Müdürü Necmettin Yoldaş’a hediye etti. İl Müdürü Yoldaş duygularını şöyle dile getirdi; “Tarıma meraklı ve istekli böyle genç çiftçilerimiz olduğu müddetçe tarımın 2’nci yüzyılı daha umut verici olacaktır. Genç çiftçimize çok teşekkür ediyorum.”

  • 3 okula arıtma sistemi kurdu

    3 okula arıtma sistemi kurdu

    Sivas’ta bir mahalle muhtarı, okul koridorlarına hayırseverlerin desteğiyle yaptırdığı arıtma cihazlı çeşmeler ile hem çocukların sağlıklı suya erişimini kolaylaştırdı hem de aile bütçelerine katkı sağladı.

    Sivas’ta Selçuklu Mahallesi Muhtarı Hasan Uğur Çakır, “Temiz suya erişim her çocuğun hakkıdır” sloganıyla başlattığı projeyle takdir topluyor. Hayırseverlerin desteğini alarak mahalledeki okullara su arıtma sistemi ve çeşme yaptıran Muhtar Çakır, hem çocukların sağlıklı suya erişimini kolaylaştırdı hem de aile bütçelerine katkı sağladı.

    Projenin ilk adımı Mehmetçik Ortaokulu’nda pilot olarak hayata geçirildi. Ardından Abdussamed Bal Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde uygulanan proje, şimdi Celal Bayar Ortaokulu’nda da hayata geçirilmeye hazırlanıyor. Su mataralarının yetmediğini belirten Muhtar Hasan Uğur Çakır, “Kurulan arıtma sistemlerini düzenli olarak kontrol ettiriyoruz. Arızalanması durumunda tamir ve değişimlerini planlayarak gerçekleştiriyoruz. Çocuklarımız artık güvenle su içebiliyor. Okul çıkışlarında gelip teşekkür eden öğrencilerin mutluluğu bize en büyük motivasyon” dedi.

    “Çocuklarımızın temiz suya ulaşımını kolaylaştırdık”
    Çakır, çocukların temiz suya ulaşımını kolaylaştırdıklarını söyleyerek, “Temiz suya erişim her çocuğun hakkıdır sloganı ile başlayarak, okullarımıza arıtma sistemi takıp çeşmeler yaptık. Çocuklarımızın temiz suya ulaşımını kolaylaştırdık ve aile bütçesine katkı sağladık. Hayır sahipleri ve okul yönetimimizin de destekleri ile bu okulda yaptık, çevre okullarımızda da yapmayı planlıyoruz.

    Pilot okul olarak ilk Mehmetçik Ortaokulu’na yaptık, daha sonra Abdulsamet Bal İmam Hatip Lisesi’ne de yaptık. Şu anda Celal Bayar Ortaokulu’nda da yapmayı planlıyoruz. Çocuklarımızın su mataraları gün içerisinde yetmiyor. Yaptırdığımız arıtma sistemlerinin her ay kontrollerini yaptırıyoruz, arızalanması durumunda da değişimlerini planlayıp gerçekleştiriyoruz. Çocuklar öğle arası veya akşam okul çıkışlarında muhtarlığımıza gelerek beni ziyaret edip teşekkür ediyorlar” dedi.

    Sultan Şehir Sivas Mahalle Muhtarları Derneği Başkanı Muhabbet Olgaç, çeşmelerin örnek bir çalışma olduğunu ifade ederek, “Muhtarımız böylesi bir proje ile bizlere örnek oldu. Çocukların ve muhtarımızın mutluluğunu burada yerinde gözlemledik. Diğer muhtarlarımıza da örnek olmasını diliyorum. Muhtarımıza da böylesi bir örnek teşkil eden proje ile bizleri gururlandırdığı için teşekkür ediyorum” diye konuştu.
    Öğrenciler ise çeşme yaptırıldığı için sevindiklerini dile getirerek, mahalle muhtarına teşekkür ettiler.

  • Şehit’in ailesini yalnız bırakmadılar

    Şehit’in ailesini yalnız bırakmadılar

    Bilecik Jandarma Asayiş İl Temsilciliği Vakfı üyeleri Şehit Piyade Uzman Çavuş Abdulhamit Bilgen’in ailesini ziyaret etti. Jandarma Genel Komutanlığı tarafından jandarmaya bağlı birliklerin desteklenmesi, şehit ailelerine destek sağlanması amacıyla Bilecik’te Jandarma Asayiş Vakfı İl Temsilciliği geçtiğimiz günlerde kuruldu.

    Bilecik İl Jandarma Komutanı aynı zamanda Jandarma Asayiş İl Temsilcisi Albay Ferdi Erbakıcı, 31 Mayıs 2018 tarihinde Irak’ın kuzeyinde Bölücü Terör Örgütü ile çıkan çatışmada şehit düşen Piyade Uzman Çavuş Abdulhamit Bilgen’in Bozüyük ilçesinde ikamet eden ailesine ziyarette bulundu. Erbakıcı, ailenin acısına ortak olarak, “Şehit ve gazi ailelerimizin her zaman yanında ve destekçi olmaya devam edeceğini” söyledi.