Kategori: Haber

  • Ziraat mühendisi, babasından öğrendiği bıçakçılıkla hayatını sürdürüyor

    Ziraat mühendisi, babasından öğrendiği bıçakçılıkla hayatını sürdürüyor

    Kırşehir’de Ziraat Mühendisi Cemal Vural İşeri; tarihi Uzun Çarşı’da babasının mesleğini yaşatarak vatandaşların getirdiği bıçakları bileyliyor.
    Babası Murat İşeri’den öğrendiği bıçak bileyleme işini sürdüren Cemal Vural İşeri, insanların üniversite eğitimlerini almaları gerektiğini fakat meslek sahibi olmanın da önemli olduğunu söyledi. İşeri; “Tarihi Uzun Çarşı’da bıçak bileylemesi yapıyorum.

    En yoğun zamanımız Kurban Bayramları. Sezon bitişinde mesleğin devamlılığını sürdürmek için; kalaylama, parlatma ve tamirat işleri yapıyoruz” dedi. Piyasa hareketliliğinden dolayı insanların tamirata yöneldiklerini belirten İşeri açıklamasında; “Ben mesleğimi babamdan öğrendim, babam da dedemden öğrenmiş. Mesleğimiz babadan oğula geçiyor. İnsanlar piyasa hareketliliğinden dolayı evlerindeki eskiyen ürünlerin yenisini almak yerine tamire yöneliyor” diye konuştu.

    Talip Gündüz adlı müşteri ise tamiratla birlikte aldıkları ürünleri daha uzun süreli kullandıklarını ifade etti. Kırşehir’de tarihi ile bilinen Uzun Çarşı, unutulmaya yüz tutmuş mesleklerin canlandırıldığı alanlardan bir tanesi olarak faaliyet gösteriyor. Zamana karşı yarışan tarihi çarşı, geçtiğimiz dönemlerde modern görünüme kavuşturularak ticaretin şehirde merkezi olma özelliğini taşıyor.

  • Kadın voleybolcuya sürpriz evlilik teklifi

    Kadın voleybolcuya sürpriz evlilik teklifi

    Karabük’te voleybol müsabakası sonunda sürpriz evlilik teklifi alan kadın voleybolcu çifte mutluluk yaşadı. Voleybol Kadınlar 2. Ligi 7. hafta maçında Karabük Gençlik Spor sahasında Bolu Voleybol’u ağırladı. Bolu temsilcisi müsabakayı 3-1 kazanmayı başarırken Bolu Voleybol’un başarılı smaçörü Şeza Demir, erkek arkadaşı Özhan Öztürk’ten sürpriz evlilik teklifi aldı. Büyük şaşkınlık yaşayan Demir, dizlerinin üzerine çöken Öztürk’ün evlilik teklifine “Evet” diyerek yüzüğü parmağına taktı. O anlar ise kameralara yansıdı.

  • Kocasının hatırası için, mesleği devam ettiriyor

    Kocasının hatırası için, mesleği devam ettiriyor

    Elazığ’da 3 sene önce pandemi sürecinde eşini kaybeden Hatice Doğan, hatırasını yaşatmak için kocasının mesleğinin başına geçerek cep telefonu işletmeciliği yapıyor.

    Elazığ’da yaşayan 2 çocuk annesi Hatice Doğan, 3 sene önce pandemi döneminde karaciğer rahatsızlığı bulunan eşini kaybetmesinin ardından, eşine ait cep telefonu işletmeciliğini yapmaya başladı. Eşini kaybetmesinin ardından iş yerini kapatmayı düşünen Hatice Doğan, hayatını kaybeden Erhan Doğan’ın adını yaşatmak için iş yerini kapatmayarak çalıştırmayı düşündü.

    İlk başlarda ağabeyinin desteği ile işlerini sürdüren 2 çocuk annesi Doğan, şimdilerde ise cep telefonu ve elektronik ürünlerin tamirini yapıp aksesuarlarını satarak ailesini geçindirmenin gururunu yaşıyor.
    Pandemi sürecinde eşini kaybettiğini belirten Hatice Doğan, “Eşimin karaciğer rahatsızlığı vardı. Öğrendikten çok kısa bir süre sonra eşimi kaybettim. 21 yıllık iş yeri vardı.

    Bu süreçte eşimi kaybettikten sonra iş yerini kapatmayı düşündüm çünkü cep telefonu sektörü bir erkeğin yapabileceği bir işti. Daha sonrasında bu kadar emeği zayi etmemek için devam ettirme kararı aldım. Yaklaşık 3 yıldır buranın işletmesini devam ettiriyorum. Çok şükür işlerim iyi. Eşimin onca yıllık emeği ve hatırası olduğu için devam ettirdim. Buraya halen eşim ölmeden önceki müşterilerimiz geliyor. Giyim ve kozmetik işletmesi olmadığı için burası bir kadın için zor bir sektördü ama zorluklarına rağmen başarabildim.

    Eşimin adını devam ettirmek ve yaşatmak için bu işi yapıyorum. Burada bütün cep telefonu modellerinin tamiri, tablet tamiri, aksesuar ve sıfır ve ikinci el cep telefonu alım satımı yapıyorum. Kadın olduğum için bu işi yapamazsın, başaramazsın ve bu iş sana ağır gelir diyen yakınlarım oldu. Ben kendime güvenerek yapacağım dedim. Eşim öldükten sonra çocuklarım babalarının işinin başına geçtiğim için daha mutlu oldular. Çocuklarım babalarını hep bu iş yerinde gördüler. Şimdi de eşimin hatırasını devam ettirdiğim için çocuklar da memnun. Oğlum 15 yaşına geldi, o da artık burada çalışmaya geliyor” dedi.

  • Kış lastiği zorunluluğu başladı

    Kış lastiği zorunluluğu başladı

    Erzurum’da zorunlu kış lastiği uygulaması 15 Kasım 2024 tarihi itibariyle başladı. Zorunlu kış lastiği uygulaması il genelinde 15 Kasım 2024 – 1 Nisan 2025 arasında geçerli olacak. Erzurum Emniyet Müdürlüğü tarafından kış lastiği ile ilgili yapılan açıklamada, “7 derecenin altındaki hava sıcaklığında kış lastiği kullanılması otomobil cinsi araçlarda öneriliyor.

    Otomobiller kış lastiği kullanımı zorunlu olmamakla beraber trafik güvenliği bakımından kullanılması oldukça önemlidir. Kamyon çekici – kamyonet – tanker – minibüs – otobüs kış lastiği kullanımı zorunludur Araç lastiklerinde diş derinlikleri yasal yönetmeliğe göre diş derinliği otomobillerde en az 1,6 mm, kamyon ve otobüslerde 4 mm diğer araçlarda 1 mm olmalıdır.” denildi. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanun 65/a maddesi gereği kış lastiği kullanmama idari para cezası miktarı 4 bin 69 TL.

  • Kadınların ortak sorunu için ter döküyorlar

    Kadınların ortak sorunu için ter döküyorlar

    Son yıllarda artan kadına şiddet olayları, kendini savunmak isteyen kadınları savunma sporlarına yönlendirdi. Konya’da boks, kickboks ve savunma branşlarına her yaş grubundan kadınların ilgisi artmaya devam ediyor.

    Artan, kadına şiddet olaylarına karşı Konya’da birçok kadın savunma sporlarına yönelerek kendini savunmak için eğitim alıyor. Kendilerini korumak adına boks, kickboks ve savunma branşlarında eğitim alan kadınlar, çalışmalarla çeşitli teknikler öğrenerek evde, iş yerinde ve sokaktaki herhangi bir saldırıya karşı kendilerini korumak istiyor.

    “Kitlesel olarak fazlalaştığımızda biz daha mutlu oluyoruz”
    Genellikle erkeklerin tercih ettiği branşlara kadınların da ilgisinin artık artmaya başladığını belirten boks antrenörü Raziye Nur Gözel, “Kızlarımız buraya geliyor. Başta öz güvensiz olanlar oluyor, yapmaya utanıyorlar ama sonra bir kere yaptıklarında ‘hocam öz güvenimiz yerine geldi’ diyorlar. Onların öz güveni yerine geldikçe biz daha mutlu olduk.

    Kitlesel olarak fazlalaştığımızda biz daha mutlu oluyoruz, daha fazla kadınlarımıza ulaşıyoruz. Üstelik ben kendim de bir kadın olarak hemcinslerim cesaretlendiğinde ben de mutlu oluyorum. Bu konuda tedirgin olup ailelerin bu konu üzerinde daha çok yoğunlaşıp kızlarını, çocuklarını getirdiklerini, ‘hocam kendini savunmayı öğrensin, bilsin, biraz daha rahat olsun’ gibi gelen öğrencilerimizi çok gördük. Veliler daha çok destekledi bu konuda. Kızlar da kendileri gelmek istediği oldu tabii ki” dedi.

    “Ülkemizdeki kadına şiddet, cinayetler tabii ki hepimizin ortak problemi”
    Spor salonu sahibi ve boks spor eğitmeni Sinan Gümüştekin, “Salonumuzda bir katı bayan grubu olarak ayırdık. Bu grubumuzda boks, kickboks branşlarında ve savunma tarafında temel gücümüzü arttırmak için hareketler yapıyoruz. Son zamanlarda ülkemizdeki kadına şiddet, cinayetler tabii ki hepimizin ortak problemi.

    Bunu tabii ki kadınlarımızın öz güvenini arttırarak daha cesur hale gelmeleri ve kendilerini korumalarını sağlamaktayız. Öğrendiğimiz tekniklerle birlikte de hem kendimizi savunup hem toplumsal olaylara karşı daha güçlü ve daha mücadele edebilir hale geldiğimiz zaman geri dönüşlerin harika olduğunu, toplumun güçlendiğini görüyoruz, beni onore ediyor” şeklinde konuştu.

    “Kadın cinayetleri beni çok fazla etkiledi ve bu alanda devam etmeyi çok istiyorum”
    Savunma tekniklerini öğrenmek için eğitim alan Hatice Doğdu, “Çoğu kadın dışarıda kendi başına yürümekten korkuyor, yanında biber gazı hatta bıçak olmadan gezemeyenler var ama boks en azından dışarıda tek başına olsa bile daha iyi kendini korumayı öğretir. Daha öz güvenli olabilirsin. Kadın cinayetleri beni çok fazla etkiledi ve bu alanda devam etmeyi çok istiyorum ve devam da edeceğim” dedi.

    Eğitim almaya gelen Defne Kerçin ise, “Bir sürü kadına şiddet, cinayetler çoğaldı. Onlara karşı kendimi savunmak istediğim için geldim. Güç anlamında da çok fazla ilerlediğimi düşünüyorum” diye konuştu.

  • 35 yıllık esnafı hakiki bozanın sırrı

    35 yıllık esnafı hakiki bozanın sırrı

    Eskişehir’de 35 yıldır esnaflık yapan Nihat Köroğlu, havaların soğumasıyla birlikte ürettikleri bozaya talebin arttığını anlatarak hakiki üründeki en büyük sırrın doğallık olduğunu söyledi.
    Yurt genelinde olduğu gibi Eskişehir’de de soğuk havalar etkisini gösteriyor. Yaklaşan kış mevsimiyle tüketim alışkanlıklarında değişiklik yaşanırken üzerine tarçın dökülerek tüketilen ve lezzetiyle dikkat çeken bozaya talep de her geçen gün artıyor.

    Başta mısır olmak üzere çeşitli malzemelerle imal edilen doğal Eskişehir bozası hem yurt içi hem de yurt dışından alıcı buluyor. Boza özellikle emzirme dönemindeki annelerin sütünü arttırdığına ve grip gibi hastalıklara iyi geldiğine inanılması sebebiyle tüketilirken, kilosu 120 TL’den satışa sunuluyor.

    “Hakiki bozanın sırrı doğal olmasında”
    Yaklaşık 35 yıldır boza imalatı yapan esnaf Nihat Köroğlu, hakiki bozanın sırrıyla ilgili konuştu. Kendilerinin meşhur Eskişehir bozasını başta mısır olmak üzere çeşitli malzemeleri kullanarak imal ettiklerini dile getiren Köroğlu, “Bozayı değişik ürünlerden yapanlar da var. Bizim bozamız gluten içermiyor, çölyak hastaları rahatlıkla yiyebiliyor.

    Havalar soğuyunca vücut mikroplardan dolayı boza istiyor. Hakiki bozanın sırrı doğal olmasında. Bizim kendi imalatımız, ürünü de kendimiz yetiştiriyoruz. Maya çok önemli. Market bozası değil açıkçası. Bizde tatlandırıcı bir şey yok. Doğal boza ile diğerlerinin arasındaki fark tatlandırıcı olması.

    İmalat ucuz olsun diye şeker yerine glikoz katarlar. Boza öksürüğe ve gribe iyi gelir, bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Tarçın attığımızda şekeri dengeler. Şu an talepler oldukça güzel. Kanada’dan tutun, Belçika’ya kadar bizden boza alıp götürenler çok oluyor. Artık yazları da bozamız bulunuyor. Ancak özellikle soğuk havalarda müşterimiz çoğalıyor” dedi.

  • Erkeklerin sanayi kokulu ‘altın’ günü

    Erkeklerin sanayi kokulu ‘altın’ günü

    Kadınların yıllardır süregelen altın günü geleneği, Isparta’da erkekler tarafından da nostaljik bir dokunuşla hayata geçiriliyor. Yaklaşık 45 kişiden oluşan klasik araç tutkunları, her ay kentte bulunan sanayide bir araya gelerek kendilerine özgü bir “altın günü” düzenliyor.
    Isparta’da erkekler tarafından nostaljik bir dokunuşla ‘Altın Günü’ programı hayata geçiriliyor.

    Merkez’de faaliyet gösteren ‘Kulüp 124-131′, her ay bir üyelerini seçiyor ve toplanan parayı onun nostalji tutkularını desteklemek için kullanıyor. Bu ayın şanslı ismi ise ekipte aralarında “Ali abimiz” olarak seslendikleri kıdemli bir üyeydi. Ali abilerine, klasik aracına yeni aksesuarlar alması için topladıkları parayı takdim eden grup, bu sırada keyifli anlar yaşamayı da ihmal etmedi.

    “Araçlar Bahane, dostluklar şahane”
    Kulübün mottosu “Araçlar bahane, dostluklar şahane.” olduğunu söyleyen kulüp başkanı Kadir Özkan, burada asıl önemli olan, bir arada olmak ve paylaşmak olduğunu ifade ediyor. Isparta’da düzenledikleri etkinliklerle dikkat çeken bu grup, sadece üyeleri arasında değil, şehirdeki diğer insanlar arasında da sempati topluyor.

    Dostluk, yardımlaşma ve eğlencenin buluştuğu bu nostalji grubu, kadınların altın gününe kendi tarzlarında bir alternatif sunarak dayanışma hikayesi yazmaya devam ediyor.

    Kulüp Başkanı Kadir Özkan, etkinliklerinin dostluğu pekiştirmek adına düzenlendiğini belirterek, “Kadınlarda altın günü varsa bizde de klasik araçların günü olsun istedik. Bu fikirle yola çıkarak bir etkinlik düzenledik. Kulübümüzü yaklaşık 3 yıl önce kurduk ve şu anda kocaman bir aile olduk. Kulübümüzde toplam 45 nostaljik araç var. Genellikle havaların güzel olduğu zamanlarda etkinlikler yapıyoruz” dedi.

    “Mesaj atmış sevdiğim, 5 dakikaya sendeyim, sana gelmediğim gün sanayideyim”
    Kulüp üyelerinin araçlarla olan bağını anlatan başkan Özkan, “Günümüzün çoğu sanayide geçiyor. Şöyle bir sloganımız var: ‘Mesaj atmış sevdiğim, 5 dakikaya sendeyim, sana gelmediğim gün, bil ki sanayideyim.’ Bu araçlar herkesin geçmişine dokunuyor ve o hatıraları yaşatabilmek bize mutluluk veriyor. Psikoloğa gitmemize gerek yok, arabalarımıza vakit ayırmak bizi dinlendiriyor” ifadelerini kullandı.

    Şehit aileleri ve gazi çocuklarına vefa borcu
    Sosyal sorumluluk projelerine de değinen Özkan, “Şehit aileleri ve gazi çocukları için etkinlikler düzenliyoruz. Onlara olan vefa borcumuzu unutmuyoruz. Isparta’da nostalji tutkunları olarak güzel karşılanıyoruz. İnsanlardan hep şu yorumu duyuyoruz: ‘Bize eskileri yaşatıyorsunuz.’ Bu, bizim için büyük bir mutluluk kaynağı” dedi.

    Grup içindeki yardımlaşma öne çıkıyor
    Kulüp üyelerinin dayanışmasına vurgu yapan Özkan, “Her ay ekibimizden birine hediye ya da maddi destek sağlıyoruz. Bugün Ali abimizin eksiklerini gidermek için toplandık. Kendisine küçük bir miktar para verdik. Bazen gönüllere dokunduğumuzda daha çok mutlu oluyoruz. Bu arabaların hissettirdiği duygu, zamanımızı güzel değerlendirmenin mutluluğunu bize veriyor” dedi.

    “Dostluklarımız ticaretin ötesinde”
    Kulüp üyelerinden ve yedek parçacı Kemal Karakoyun, “Babam 43 yıldır bu araçların parçalarını satıyor. Bu araçlar sayesinde bu gruba dahil oldum. Yaklaşık 3 yıldır bu dostluk ortamındayım. Bizim için ticaretten daha önemli olan, bu dostlukları kurabilmek,” diye konuştu.

    Grubun bugünkü etkinliğinin odak noktası olan Ali Altınkurt ise, “Başkanım ve arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Böyle güzel bir günde bana destek oldular. Sürekli birbirimize yardım ediyoruz ve bu arkadaş ortamında mutluluğu buluyoruz,” ifadelerini kullandı.
    Kısacası, altın günü denince artık sadece kadınlar değil, Isparta’nın nostalji tutkunu erkekleri de akıllara geliyor. Bir araya gelerek hem geçmişi yaşatıyorlar hem de geleceğe dair unutulmaz dostluklar kuruyorlar.

  • Teslim almayanların hak sahipliği sona erecek

    Teslim almayanların hak sahipliği sona erecek

    Düzce’de 17-18 Temmuz 2019’da yaşanan sel-su baskını, heyelan afetleri sonrasında konutları ağır hasar gören ve kura çekimi sonucunda konut almaya hak kazananların belirlenen tarihe kadar konutunu almaları gerekiyor. Konutunu teslim almayanın hak sahipliği sona erecek.
    Düzce Valiliği afetler sonrası hak sahibi olup kurada halk sahibi olanları uyardı.

    Yapılan uyarıda “İlimizde 17-18 Temmuz 2019 tarihleri ile çeşitli tarihlerde meydana gelen sel-su baskını ve heyelan afetleri nedeniyle konutları ağır hasar gören veya afete maruz bölge sınırları içinde kalan ve bu nedenle hak sahibi kabul edilen 63 ailenin konutları 11 Kasım 2024 tarihinde çekilen noter kurası ile belirlenmiştir.

    Söz konusu kura çekimi sonucunda adlarına konut isabet eden hak sahipleri konutlarını 18 Kasım 2024 ile 2 Ocak 2025 tarihleri arasında 45 gün İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünden veya Beyciler Mahallesinde TOKİ konutları teslim ofisinden teslim almaları gerekmektedir. Belirtilen süre içinde konutlarını teslim almayanların borçlanmasını yapmış olmasına rağmen binayı bakanlıkça mahallinde yaptırılacak duyurudan itibaren 45 gün içinde teslim almayanların hak sahipliği kendiliğinden sona erer hükmü gereği işlem yapılacaktır” denildi.

  • Öğrenciler Yeni Dünya Zirvesi’nde

    Öğrenciler Yeni Dünya Zirvesi’nde

    Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) öğrencileri, İstanbul’da İş Sanat ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Yeni Dünya Zirvesi’ne katıldı.
    İstanbul’da İş Sanat ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Yeni Dünya Zirvesi’ne ‘Yeni Dünya İle Bir Olmak’ isimli etkinliğe BŞEÜ öğretim üyeleri, önlisans, lisans ve lisansüstü öğrencilerinden oluşan bir ekip katılım sağladılar.

    Öğrenciler iş ve sanat dünyasının yetkin isimleriyle tanışma, mentörlük alma, kişisel gelişim ve sürdürülebilirlik alanında dünyadaki durumla ve geleceğe yönelik çözümlerle ilgili sunumlarını dinleme fırsatı buldu. Etkinliğe katılan öğrenciler etkinlik kapsamında dijital sertifika verildi.

  • ‘Modern Devletin 3 Ana İlkesi’ semineri

    ‘Modern Devletin 3 Ana İlkesi’ semineri

    Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi tarafından ‘Modern Devletin 3 Ana İlkesi’ semineri düzenlendi.
    BŞEÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi tarafından ‘Modern Devletin 3 Ana İlkesi’ konulu “Modern Devletin Üç Ana İlkesi’ başlıklı seminer toplantısı düzenlendi.

    BŞEÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhami Yurdakul sunum yaptığı seminerde, akademisyenler ve öğrenciler yoğun katılımıyla gerçekleşti. Seminerde ayrıca sistem tartışmaları, tırtıl ve kelebek metaforu, bürokratikleşme-kurumsallaşma, profesyonelleşme-ihtisaslaşma, demokratikleşme-meclisleşme’ gibi başlıklı konular da işlendi.