Kategori: Haber

  • Voleybol şampiyonu oldular

    Voleybol şampiyonu oldular

    Bilecik’in Bozüyük ilçesinde, Bozüyük Kaymakamlığının öncülüğünde İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü işbirliğinde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kapsamında düzenlenen ortaokullar arası voleybol turnuvasının şampiyonu Ertuğrulgazi Ortaokulu oldu.
    Merkez Kapalı Spor Salonunda düzenlenen turnuvada Necatibey Ortaokulu’nu 3-0 mağlup eden Ertuğrulgazi Ortaokulu ortaokullar arası ilçe birinciliğini elde etti. Karşılaşma sonrasında Bozüyük Kaymakamı Adem Öztürk, İlçe Milli Eğitim Müdürü Servet Çetinkaya tarafından dereceye giren takımlara kupa ve madalyaları takdim edildi.

    Müsabakalar sonunda dereceye giren okullar, 1. Ertuğrulgazi Ortaokulu, 2. Necatibey Ortaokulu ve 3. Meliha Ercan Ortaokulu şeklinde oluştu. Kaymakam Adem Öztürk, Şampiyon olan Ertuğrulgazi Ortaokulu öğrencileri başta olmak üzere dereceye giren tüm öğrencileri tebrik ederek başarılar diledi.

  • ‘Atların diyarı’nda nalbantlık son demlerini yaşıyor

    ‘Atların diyarı’nda nalbantlık son demlerini yaşıyor

    Yüzyıllardır ‘atların diyarı’ olarak adlandırılan Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde nalbantlık mesleği son demlerini yaşıyor.
    Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde yüzyıllardır at yetiştiriciliği yapılıyor. Atların diyarı olarak adlandırılan ilçede haralarda yetiştirilen yarış atları Türkiye’nin birçok iline gönderiliyor. Değeri milyonlarca lirayı bulan yarış atlarının yanı sıra yük taşımacılığı için de atlar kullanılıyor.

    Sadece 2 nalbant kaldı
    Daha önce onlarca kişinin yaptığı nalbantlığı şimdi sadece 2 kişi yapıyor. Yaşları 50’nin üzerinde olan ustalar, çırak bulamıyor. Çocuklarının dahi nalbantlık yapmak istemediklerini söyleyen ustalar, bu mesleğin de artık son bulmaya başladığını söyledi.

    Esnaf ve Sanatkarlar Odası devreye girdi
    Nalbantlık mesleğinin bitme noktasına gelmesi Esnaf ve Sanatkarlar Odasını harekete geçirdi. İlçede bu mesleği yapan son ustalar olan 56 yaşındaki Nuri Erişen ve 53 yaşındaki Müslüm Özer’i ziyaret eden Esnaf ve Sanatkarla Odası Başkanı İsmet Demir, yeni ustalar yetiştirmek için proje hazırladıklarını belirtti.
    Suruç’ta bu mesleği yapan 2 kişi olduklarını söyleyen Özer “Benim çocuklarım bu mesleği yapmıyor. Birisi berberlik yapıyor, birisi ise döner işi yapıyor” dedi.
    Yok olmaya yüz tutan meslekler için proje hazırladıklarını söyleyen Esnaf ve Sanatkarla Odası Başkanı İsmet Demir, “Şu anda Suruç’ta iki nalbant ustamız var. Aslında devam eden bir meslek ama maalesef ilçemizde bitiyor, kimse tercih etmiyor. Biz de yok olmaya yüz tutan mesleklerin devam etmesi için çalışmalar yapıyoruz” diye konuştu.
    Nuri Erişen 48 yıldır bu mesleği yaptığını belirterek işini çok sevdiğini dile getirdi.

  • Anısına bin kilometre pedal çevirdi

    Anısına bin kilometre pedal çevirdi

    Bisiklet sporcusu Orhan Kotluk, şehit polis Şeyda Yılmaz anısına düzenlediği bin kilometrelik bisiklet yolculuğunu 9 günün ardından Sivas’ta tamamladı.
    Bisikletçi Orhan Kotluk, şehit polis Şeyda Yılmaz anısına İzmir’den başlattığı bisiklet yolculuğunu Sivas’ta noktaladı. “Şehitlere Vefa Pedalı” sloganıyla 9 gün süren bin kilometrelik bu anlamlı yolculuk, Sivas Polis Şehitliği’nde son buldu. Polis ekiplerinin eşliğinde şehitliğe giden Kotluk, şehit Şeyda Yılmaz’ın mezarını ziyaret etti. Okunan duaların ardından yanında getirdiği Türk bayrağını Sivas İl Emniyet Müdürlüğü’nde görevli kadın komisere takdim eden Kotluk, daha sonra şehit polisin ailesini ziyaret etti. Yılmaz’ın anne ve babasıyla bir araya gelen Kotluk, aileye başsağlığı dileyerek, baba Mehmet Yağlı’ya Türk bayrağı hediye etti.

    “Tüm şehitlerimizin ruhları şad, mekanları cennet olsun”
    Kotluk, 2005 yılından beri şehitlerin anısına pedal çevirdiğini ifade ederek, “Şehit düştükleri noktalardan mezarlarına pedal çeviriyorum. İstanbul’da görev yaparken bir saldırgan tarafından şehit düşen Şeyda Yılmaz’ın anısına ‘Şehitlere Vefa Pedalı Bisiklet Turu’nda 9 günlük yolculuk sonrası bugün Sivas Polis Şehitliği’ndeyim. Yolculuk boyunca Sivas Emniyet Müdürlüğü’ne ve tüm emniyet teşkilatına yolculuk güvenliğimi sağladıkları ve yanımda oldukları için teşekkürlerimi sunuyorum. Şehitliğimizi ziyaret ettik. Emniyet Müdürlüğümüze tüm şehitlerin hatırasına şanlı Türk bayrağımızı teslim ettim. Ailesine de bayrağımızı teslim ettim. Tüm şehitlerimizin ruhları şad, mekanları cennet olsun” dedi.

  • 49 torun sahibi olan kadın, 100 yaşında hayatını kaybetti

    49 torun sahibi olan kadın, 100 yaşında hayatını kaybetti

    Sakarya’nın Akyazı ilçesinde 8 çocuk ve 49 torun sahibi olan Fatma Çelik, 100 yaşında hayatını kaybetti. Kayabaşı Mahallesinde ikamet eden ve 8 çocuk il 49 torun sahibi olan Fatma Çelik, 100 yaşında yaşlılığa bağlı hastalıklar neticesinde hayatını kaybetti. Asırlık çınarın cenazesi bugün Kayabaşı Mahallesi Camii’nde öğlen ezanı sonrasında kılınacak olan cenaze namazı sonrasında aile mezarlığında toprağa verilecek.

  • 5 ismin içinde kayboldu, kendini bulmak için tespit davası açtı

    5 ismin içinde kayboldu, kendini bulmak için tespit davası açtı

    Antalya’da doğumunda adı ve cinsiyetinin yanlış yazdırılmasıyla başlayan hatalar zinciri sebebiyle yaşamı boyunca okulda, askerlikte ve iş hayatında 5 farklı isimle anılmaya başlayan Ersin Akbaş, emekli olabilmek için ‘isim tespit davası’ açtı. Kayıtlarına bir türlü ulaşılamadığını ve mahkemenin davaya ret verdiğini belirten Akbaş, “5 ismin içinde kayboldum gittim. Kendimi bulmak için kendime tespit davası açtım. Mağdurum, sesimin duyulmasını istiyorum” dedi.

    Antalya’da yaşayan 59 yaşındaki Ersin Akbaş’ın ismiyle ilgili hatalar zinciri doğumu ile başladı. Doğduğunda Ergün ismiyle nüfusa kız olarak yazılan adamın kaydı çok geçmeden düzeltildi ancak yanlışlıklar okul hayatında da devam etti. İlkokul diplomasını Ersun ismiyle alan Akbaş, itiraz etti ancak ikinci kez aldığı diplomada ismi Ergin olarak yazıldı. Ersin Akbaş, iddiasına göre kendi adıyla 1986-1987 yılları arasında 18 aylık askerlik görevi yaptı, 1990 yılında Körfez kriziyle çıkan seferberlik sonrası ikinci kez askerliğe çağrıldı. Akbaş, ikinci askerliğini ise Ersün adıyla yaptı. Akbaş, bu yaşına kadar Ergün, Ersun, Ergin, Ersün ve son olarak kendini tabir ettiği Ersin Akbaş ismiyle yaşamını sürdürdü.

    İsim tespit için dava açtı
    Akbaş’ın ismi sebebiyle yaşadığı sıkıntılar, sosyal güvenlik primi ödemelerinde ve iş bulma süreçlerinde de devam etti. Son olarak emeklilik hayali kuran Akbaş ve avukatı, Antalya 9. İş Mahkemesi’ne isim tespit ve sigorta girişleri için tespit davası açtı. Zonguldak SGK’ye yazılan müzekkereye verilen cevapta, Ersin Akbaş’ın yanında çalıştım dediği annesi Şerife Akbaş’ın belirtilen tarihlerde vergi yükümlülüğüne ait bir kaydına rastlanılmadığı belirtilerek bilirkişinin sunmuş olduğu rapor doğrultusunda mahkeme istinaf yolu açık olmak üzere davanın reddine karar verdi.

    “Kendimi bulmak için kendime tespit davası açtım”
    “Kendimizi bulmak için kendimize tespit davası açtık” diyen Ersin Akbaş dava çıkışında gazetecilere açıklamada bulundu. Bu tespitin yapılmasının çok önemli olduğunu, bununla birlikte sigorta kayıtlarından tespit dilebileceğini ve emekli olabileceğini kaydeden Akbaş, “1984 yılında annem Şerife Akbaş’ın yanında Ersun ismiyle sigortalı olarak çalışıyordum. Annemin kaydı da yok ortada. O da bulunamıyor. Askere 1986 yılında Ersin Akbaş olarak gittim, askerden geldim ikinci kez askere bu sefer 1990 yılında Ersün Akbaş olarak tekrar alındım. Yaptığımı söylememe rağmen kayıtlar görünmediği için tekrar yapmak zorunda kaldım. Ben suçluysam idam edilmeye razıyım. Çaycuma Askerlik Şubesi ya da vergi dairesindeki evraklara bakılsa her şey çözülecek. 59 yaşındayım, emekli de olamıyorum” dedi.

    “Ersin’in sigortası var, Ersün’ün yok görünüyor”
    Çok mağdur olduğunu dile getiren Akbaş, sözlerini şöyle tamamladı.
    “5 ismin içinde kayboldum gittim. Ersün Akbaş’ın 1984 yılında sigortası var, 1991 yılında devlete vergi de verdim. Şu anki ismim Ersin Akbaş ile vergi mükellefi bendim, Bağ-Kur’luydum, borcumu ödemek için gidiyorum kabul etmiyorlar. Ersin ile Ersün’ü birleştirip emekli olmak istiyorum. Zaten Ersin ismimle 5 bin 330 günüm var benim ama Ersün’e yok. Bunu duyurmadığım insan kalmadı. Yetkililer de duysun lütfen sesimi. Ben ne yapacağım, çok mağdurum. Ersin 2006’da doğmuş. Diğer isimler yaşamış. 3 ismime 1 TC numaram var. Devletime, hükümetime saygım var. Onların bu işi çözeceğini düşünüyorum. Ben gerçekten çok yoruldum.”

    Avukatı: “İsimler tespit edilemediği için sigortası da tespit edilemiyor”
    Akbaş’ın avukatı Nuray Ertem de geçmişte yapılan hatalar nedeniyle isim ve sigorta karışıklığının önüne geçebilmek adına tespit davası açtıklarını ancak kayıtlara ulaşılamadığı için mahkemenin davayı reddettiğini söyledi. İstinaf yoluna başvuracaklarını aktaran Ertem, “Gerekirse devlet arşivlerinden kayıtları isteyeceğiz. İsimler tespit edilemediği için sigortası da tespit edilemiyor çünkü farklı kişi görünüyor ve farklı sigortalar çıkıyor. Belirli bir tarihlerde Ersun olarak başka tarihlerde de Ersin olarak sigorta girişleri çıkıyor ancak ikisi birleştirilemiyor” dedi.

  • Minik öğrencilere suyun önemini aşıladılar

    Minik öğrencilere suyun önemini aşıladılar

    Sakarya Büyükşehir Belediyesi, ilkokul öğrencileriyle birlikte çıktığı unutulmaz yolculukta sokaktaki can dostlarla buluştu, SASKİ’nin dev içme suyu tesisinde suyun yolculuğuna tanık oldu ve Macera Park’ta adrenalin dolu bir gün geçirdi.

    Sakarya Büyükşehir Belediyesi, geleceğin büyüklerini yetiştirmek ve şehri emin ellere teslim etmek için eğitime ara vermiyor ve her gün yeni bir program hayata geçiriyor. Öğrencilere yönelik yürütülen eğitim gezilerinin sonuncusu ise renkli görüntülere sahne olurken, çocuklara hayatlarının bir parçası olacak önemli bir bilinci aşıladı.

    Mehmet Zorlu İlkokulu’nun minikleri Büyükşehir’in son misafirleri oldu. Büyükşehir’in uzmanları çocukları ilk olarak Hızırilyas İçme Suyu Arıtma Tesisi’ne götürdü.

    Burada suyun yolculuğuna tanık olan minikler, suyun en temiz haline dönüştürüldüğü arıtma sürecini izledi ve dünya için suyun ne kadar önemli olduğunu öğrendi. Miniklere ayrıca iklim değişikliğiyle mücadele konusunda da önemli bilgiler aktarıldı. İkinci durak ise Büyükşehir’in Türkiye’ye örnek olan ve çalışmalarıyla ülkedeki hayvan merkezleri arasında önemli bir yer edinen ise Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi oldu.

    Burada minik dostlarıyla keyifli vakit geçiren öğrenciler, sokaktaki can dostların bu merkezde nasıl tedavi gördüğünü, tedavi yöntemlerini gördü ve sokak hayvanlarının büyük bir hassasiyetle bakıldığına şahit oldu.

    Büyükşehir’in yüzlerce can dostu sahiplendirdiği ‘Pati İzi’ projesiyle tanışan minikler, patili dostlarla keyifli vakit geçirdi, fotoğraflar çekildi. Miniklerin unutulmaz bir hatıraya dönüşen geziyi Yaşayarak Öğrenme Macera Parkı’nda sonlandırdı.

    Burada adrenalin duygusuyla tanışan minik öğrenciler, Büyükşehir uzmanlarının gözetiminde parkurlar arasında yolculuk yaptı ve yeteneklerini keşfetti. Unutamayacakları anlar yaşayan çocuklar, organizasyon için Büyükşehir’e teşekkür etti.

     

  • 3 kez kanseri yendi, keçe sanatıyla hayata tutundu

    3 kez kanseri yendi, keçe sanatıyla hayata tutundu

     Adana’da önce lösemiye ardından da tiroit ve meme kanserine yakalanan Havva öğretmen, unutulmaya yüz tutmuş keçe sanatıyla hayata tutundu. Kanserleri atlatan Havva öğretmen, ilk sergisini doktorlarının da katılımıyla açtı.

    51 yaşındaki el sanatları öğretmeni, 2 çocuk annesi Havva Kutun, çocukken lösemiye yakalandı. İlik nakli olan ve lösemiyi atlatan Kutun, 17 sene önce de tiroit kanserine yakalandı. Ailesinin ve doktorlarının desteğiyle zorlu tedaviler gören Kutun, bu kanseri de atlattı.

    Günlük yaşamına devam eden Havva Kutun, 2022 yılında gittiği doktorda meme kanserine yakalandığını öğrendi. Dünyası başına yıkılan Kutun, kemoterapi görmeye başladı. Bu sırada çok sevdiği öğretmenlik mesleğini de asla bırakmayan Havva Kutun, keçe sanatıyla da ilgilenmeye başladı.
    Keçeyi ilmek ilmek işleyen Kutun, yaklaşık 1 sene boyunca onlarca eser yapıp kanseri adeta sanatla yendi.

    Farkındalık ayında sergi açtı
    Kanseri yendikten sonra Havva Kutun, geçtiğimiz gün Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında Seyhan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde eserlerin yer aldığı ‘İlmek İlmek Umut: Küllerinden Yeniden Doğmak’ isimli sergisini açtı. Sergiye Kutun’un meslektaşlarının yanı sıra doktorları da katıldı.

    “Kansere yakalananlar asla umutsuzluğa kapılmasın”
    İhlas Haber Ajansı’na konuşan Havva Kutun, “Ben önce lösemi, sonra tiroit sonra da meme kanserine yakalandım. Bu süreçler çok zorlu geçti. Bazı günler kolumu kaldıracak halim olmuyordu. Ancak keçe sanatıyla tanıştım ve bu sanatla eserler yaptım. Sanatla hayata tutundum adeta. Bugün de sergimi açtım ve çok mutluyum. Ben 3 kere kanseri yendim. Kansere yakalananlar asla umutsuzluğa kapılmasın” dedi.

  • Eskişehir’de bir araya gelen ev hanımları kendi işletmelerini kurdu

    Eskişehir’de bir araya gelen ev hanımları kendi işletmelerini kurdu

    Eskişehir’de kadın girişimciler tarafından oluşturulan kooperatif sayesinde ev hanımları, hem çalışma saatlerini aile düzenlerine göre ayarlıyor hem de ev bütçesine destek oluyor.

    Odunpazarı ilçesi 75. Yıl Mahallesi’ndeki ev hanımları, yaşadıkları mahallede kendilerine iş imkanı oluşturabilmek için bir araya geldi. Yaklaşık 1 yıl önce planlamasına başladıkları hayallerini gerçeğe dönüştüren kadınlar, geçtiğimiz günlerde Tomris Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi’nin açılışını gerçekleştirdi.

    Boya, badana ve tesisat da dahil olmak üzere her şeyi kendileri yapan kadınlar, çalışma saatlerini de çocuklarına ve aile hayatlarına göre ayarlayabilecekleri bir iş düzeni oluşturdu. Çanta, yastık kılıfı, işyeri üniformaları ve çeşitli dikimlerin yapıldığı kooperatifte daha fazla kişiye istihdam sağlamayı amaçlayan girişimci kadınlar, artık işlerini daha fazla büyüterek ilerlemeyi amaçlıyor.

    “Mahallemiz ve hanımlarımız için güzel oldu”
    Açılan kooperatifin ev hanımları için faydalı olduğunu belirten Nuran Şeker, “Güzel oldu. En azından işimiz oldu. Ev hanımıydım, evde oturuyordum. Özlem hanım sağ olsun, mahallemize haber verdi. Mahallemiz ve hanımlarımız için de güzel oldu. Şimdi çantalar, yastık kılıfları, işyeri üniformaları ve dikimler yapıyoruz. Zamanla tabii ki ilerleyecek inşallah. Bunlar güzel projeler, güzel şeyler. Özellikle hanımlarımız için çok güzel” dedi.

    “Çocuğu okulda olan anneler için bulunmaz nimet”
    İş saatlerini okula giden çocuğunun giriş ve çıkış saatlerine göre ayarlayabilmesinin kendisine de büyük rahatlık sağladığını belirten Sema Başar, “Daha önce okulda görev yapıyordum. Okulda görevim bittiği zaman ondan kalan boş vaktimi arkadaşlarla oturarak geçiriyordum.

    Sonra iş aramaya karar verdim, Özlem hanımla tanıştım. Ardından buraya geldim. Daha önce dikiş hayatım vardı. Çocuğu okulda olan anneler için, yani benim için bulunmaz nimet gibi bir şey. O yüzden böyle bir yer açıldığı için çok mutluyum. Çünkü çocuğumun okul saatine göre kendimi ayarlayabiliyorum. Onu okuldan alıp eve gidebiliyorum” şeklinde konuştu.

    “Bu ilk planımızdı, sonraki hedefimiz sadece büyümek”
    Yaklaşık 1 yıldır kadınlara mahallede iş imkanı sağlamak için planlama yaptıklarını ifade eden kooperatif başkanı Özlem Değirmenci ise şunları kaydetti:
    “Hayal olarak başladık, 1 yıl içinde dükkanımızı tuttuk. Her şeyi tamamen kendi el emeğimizle kendimiz yaptık. Boyamızı, badanamızı ve tesisatımızı kendimiz tamamladık. Sağ olsun, devlet büyüklerimiz de destek verdiler. Kesinlikle yalnız bırakmadılar. Bize makine, ekipman desteği de sağladılar. Mahallemizdeki kadınlara dedik, ‘Çalışmak istiyorsanız buyurun.

    Çalışma saatlerinin de düzenlemesini sizin çocuklarınıza ve aile hayatınıza göre yapalım, hep beraber çalışıp hep beraber kazanalım.’ Sağ olsunlar, hiçbiri de bizi yalnız bırakmadı. İnandılar, güvendiler, böylelikle yola çıktık ve başardık. Bundan sonra hedef daha fazla kadına istihdam sağlamak, mahalle dışına da açılmak. Bir dahaki hedefimiz için tekrar bir makine desteği almak istiyoruz. Yapacağımız daha çok şey var. Bu ilk planımızdı, sonraki hedefimiz sadece büyümek.”

  • Hayali gerçek oldu

    Hayali gerçek oldu

    Adana’nın Saimbeyli ilçesinde kaymakam olarak görev yapan Emre Açar’ın okuluna gelen kaymakamdan esinlenerek önce kaymakamlığı resmettiği daha sonra da hayalini gerçekleştirerek Türkiye’nin en genç kaymakamlarından biri olduğu öğrenildi.

    Saimbeyli ilçesinde 6 Mayıs 2024 tarihinde kaymakam olarak atanan Emre Açar’ın kaymakam olma serüveni dikkat çekti. Düzce’nin Yığılıca ilçesinde 1999 yılında dünyaya gelen Açar, ilkokulda eğitim gördüğü sırada okulu ziyaret eden kaymakamdan çok etkilendi. Açar, kaymakam olmaya karar verip önce kaymakam olduğunu anlatan bir resim yaptı.

    Daha sonra da kaymakam olmak için var gücüyle çalışıp üniversiteyi bitirdi ve kaymakam oldu. 25 yaşındaki Türkiye’nin en genç kaymakamlarından biri olan Açar, 6 ay önce Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Saimbeyli ilçesine atandı. Açar, atandıktan sonra Saimbeyli Belediyesinden oy birliği ile hemşehrilik beratı aldı ve ilçede genç yaşlı demeden herkesin sevgisini kazandı.

    Açar, çocukluk hayalini önce resmettiğini sonra da gerçekleştirdiğini belirterek, “Ben köy okulunda okudum. Çok kıymetli öğretmenlerimin desteği ile hayallerime koştum. Bu hedef doğrultusunda ilerledim. Hukuk fakültesinden sonra idealim olan mesleğime giriş sınavlarına girdim. Sınavı kazanıp hayalime kavuştum” dedi.

    Saimbeyli’deki vatandaşlardan Fatiş Demirboğa, “Genç bir kaymakam çok memnunuz. Rabbim hayırlı görevler versin” diye konuştu.
    İlçenin en yaşlısı 87 yaşındaki Niyazi Koçak ise, “Kaymakam Emre Açar’dan çok memnununuz.

    İlçemizde bugüne kadar sokakta, kurumlarda büyük bir ekip ruhu ile hizmet için yarışan, evlerimizde bizleri ziyaret eden, yalnız bırakmayan genç kaymakamımıza çok teşekkür ederiz. Bu yaşıma kadar böyle bir hizmet anlayışı ile karşılaşmamıştım. Kaymakamımız çalışma düzeni, disiplini ile ilçemizde örnek çalışmalara imza atmıştır” dedi.

    Saimbeyli Belediye Başkanı Mahmut Dal ise, “İlçemize gösterdiği ilgi, hemşehrilerimize verdiği değer, ilçe gelişmesine sunduğu katkılar nedeniyle Saimbeyli Belediyesi Meclis üyeleri kararı ile hemşehrilik beratı verilmiştir. İlçemiz için koşturması vatandaşlarımız ile dertlenmesi bizleri gururlandırdı. Kendisi Düzce Yığılcalı olsa da kendisi Saimbeylilidir” diye konuştu.

  • Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı’na 100 bin TL bağış

    Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı’na 100 bin TL bağış

    Kastamonu‘nun Daday ilçesinde ‘Muhtarlar Günü’ dolayısıyla ilçede görev yapan 64 muhtar, Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı’na 100 bin TL bağışta bulunarak hava savunma sisteminden bir tanesine ‘muhtar’ adının verilmesini istedi.

    Kastamonu’nun Daday ilçesinde ‘19 Ekim Muhtarlar Günü’ dolayısıyla Kaymakam Vekili Yasin Cevizci önderliğinde ilçede bulunan 64 muhtar, aldıkları maaşları ile Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı’na 100 bin TL bağışta bulundular. ROKETSAN, HAVELSAN, ASELSAN ve TUSAŞ yetkililerinden herhangi bir hava savunma sisteminden bir tanesine ‘muhtar’ adının verilmesini isteyen Daday Muhtarlar Derneği Onursal Başkanı Hikmet Çavuş Karasan, Türkiye’de bulunan 50 bin muhtarı da destek olmaya çağırdı.

    “Türkiye genelinde bulunan 50 bin muhtarı da bu kampanyaya katılmalarını istiyoruz”
    Türkiye genelindeki muhtarları bağış kampanyasına davet eden Daday Muhtarlar Derneği Onursal Başkanı Hikmet Çavuş Karasan, “Mazlumun ve mağdurun yanında olan Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı’na 100 bin TL bağışta bulunuyoruz. Özellikle şu sıcak savaş ikliminde ve çevremizde bulunan ateşten çemberli günlerde ordumuzu güçlendirmek amacıyla yaptığımız bu bağış kampanyasına Türkiye genelinde bulunan 50 bin muhtarı da bu kampanyaya katılmalarını istiyoruz.

    ROKETSAN, HAVELSAN, ASELSAN ve TUSAŞ yetkililerinden, herhangi bir hava savunma sisteminden bir tanesine ‘muhtar’ adının verilmesini istiyoruz” dedi.