Kategori: Haber

  • 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde şüpheli araç alarmı

    15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde şüpheli araç alarmı

    15 Temmuz Şehitler Köprüsü, saat 22.00 sıralarında bipolar hastası olduğu belirtilen R.C.Ç.’nin üzerinde ‘SMA’ yazan otomobil ile köprü üzerine gelerek yolu trafiğe kapatması nedeniyle güvenlik tedbiri olarak çift yönlü trafiğe kapatıldı.

    R.C.Ç. polis ekiplerinin yaklaşık 1,5 saat süren ikna çalışmalarının ardından teslim oldu. R.C.Ç.’nin teslim olmasının ardından, ilk olarak Anadolu’dan Avrupa’ya geçiş trafiğe açıldı.

    ALİ YERLİKAYA’DAN AÇIKLAMA

    Olayla ilgili açıklama yapan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “15 Temmuz Şehitler Köprüsünde, üzerinde SMA yazan bir aracın saat 22.14’te yolu kapatması nedeniyle köprü trafiği çift yönlü olarak trafiğe kapatılmıştır. Aracı kullanan R. C. Ç. adlı şahsın 1,5 yıldır bipolar tedavisi gördüğü tespit edilmiştir. Emniyet görevlilerimiz şahısla müzakere etmiş ve şahıs ikna edilip teslim alınmıştır. Gelişmelerden kamuoyu bilgilendirilecektir” dedi.

    KÖPRÜ YENİDEN TRAFİĞE AÇILDI

    Şüphelinin polis ekiplerince gözaltına alınmasının ardından köprü tekrar trafiğe açıldı.

    Şüpheli sorgulanmak üzere Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğüne, otomobil ise Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğüne götürüldü.

    Köprü trafiğinin uzun süre kapalı kalması sonucu yollarda uzun araç kuyrukları oluştu.

    KIRMIZI KABLOLU BİR PİM TUTTUĞU GÖRÜLDÜ

    15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde bir şüphelinin aracıyla yolu kapatarak yaptığı eylemin detaylarına ulaşıldı.

    Alınan bilgiye göre, köprüde duran aracı fark eden polis ekipleri, otomobilin yanına gittiklerinde sürücü koltuğunda oturan kişinin elinde kırmızı kablolu bir pim olduğunu gördü.

    Durumu polis merkezine bildiren ekipler, tedbir amacıyla 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nü trafiğe kapattı. Bu sırada olay yerine Bomba İmha ve İnceleme Şube Müdürlüğü ekipleri, takviye kuvvet ve müzakereci polisler sevk edildi.

    DEVLETİN SMA HASTALARINA YARDIM ETMESİ İÇİN YAPMIŞ

    Araçtaki R.C.Ç’nin, teslim olması için görüşen müzakereci ekiplere, devletin SMA hastalarına yardım etmesi için böyle bir eyleme başvurduğunu ve bir devlet büyüğü ile görüşmek istediğini söylediği belirtildi.

    Yaklaşık 1 saat süren görüşmelerin ardından şüphelinin polis ekiplerince teslim alındığı kaydedildi.

     

    NTV

     

  • Erdoğan: “Özbekistan ile hedef 5 milyar dolar ticaret”

    Erdoğan: “Özbekistan ile hedef 5 milyar dolar ticaret”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmi ziyarette bulunan Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ile Beştepe’de ortak basın toplantı gerçekleştirdi.

    Mirziyoyev ile birlikte 2018 yılında Türkiye-Özbekistan Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyi’ni kurduklarını, 2022 senesinde de ilişkileri kapsamlı stratejik ortaklık seviyesine yükselttiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün de Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konsey’imizin 3’üncü toplantısını hamdolsun başarıyla gerçekleştirdik. Görüşmelerimizde, ortaklığımızı daha da derinleşecek adımları istişare ederek buna dair istikametimizi belirledik” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mirziyoyev ile yaptıkları görüşmede ticaret, tarım, ulaştırma, enerji, kültür, eğitim ve savunma sanayi gibi başlıklarda atabilecek somut adımları ele aldıklarını belirterek, “Konsey toplantısı vesilesiyle birçok anlaşmaya da imza attık. Bu anlaşmalar, iki ülke arasındaki iş birliğini çeşitlendirmemize imkan sağlarken ahdi zemini de kuvvetlendirecektir. Özbekistan’daki Türk yatırımlarının her geçen gün artmasından memnuniyet duyuyoruz. İş insanlarımızı Özbekistan’daki yatırımlarını arttırmaları ve ortaklığımızı pekiştirecek bağlar kurmalarını yönünde teşvik etmeyi sürdüreceğiz” değerlendirmesini yaptı.

    Türkiye-Özbekistan Hükümetler Arası Karma Ekonomi Komisyonu 7’nci dönem toplantısının sonunda imzalanan 107 maddelik eylem planını hızlı hayata geçirmek için gereken adımları atmaya başladıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün gerçekleştirilen iş forumu da buna katkı sağlayacaktır. Atacağımız bu adımlarla birlikte 5 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefimize en kısa sürede ulaşacağımıza inanıyorum. 37 milyona yaklaşan genç ve dinamik nüfusuyla Orta Asya’nın kalbinde yer alan Özbekistan’ın bölgesel ve küresel değeri her geçen gün artmaktadır. Özbekistan’la birlikte ata yurdumuz Orta Asya’daki diğer kardeşlerimizi bir araya getiren Türk Devletleri Teşkilatı kapsamında yürüttüğümüz çalışmalar ise çok çok kıymetlidir” dedi.

    2019’da Özbekistan’ın katılımıyla daha da güçlenen aile birliğinin esasen Türkiye’nin, Türk devletlerinin tek bir çatı altında toplanması hedefiyle on yıllardır sürdürdüğü çabaların önemli bir meyvesi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özbekistan’ın teşkilat bünyesinde üstlendiği son derece yapıcı rol için Sayın Mirziyoyev’e sizlerin huzurunda teşekkür etmek istiyorum” dedi.

    “Filistin meselesine Özbekistan’la aynı zaviyeden bakıyoruz”

    Filistin meselesine karşı Özbekistan ile aynı tutum içinde olunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İkili iş birliğimizin yanı sıra dünyanın içinden geçmekte olduğu bu zorlu süreçte bölgesel ve uluslararası meseleleri değerlendirdik. İsrail’in Gazze’ye yönelik 8 aydır sürdürdüğü insanlık dışı saldırılar istişarelerimizin ana gündem maddelerinden birisini oluşturdu. Filistin meselesine Özbekistan’la aynı zaviyeden bakıyoruz. Gazze’de mazlumlara yapılan zulmün durdurulması yönündeki çağrımızı yineliyoruz. Şevket kardeşime bağımsız Filistin devletine ve iki devletli çözüme verdiği destek dolayısıyla teşekkürlerimi iletiyorum” açıklamasını yaptı.

    Savaşın bitmesi ve Gazzelilere ihtiyaç duydukları insani yardımların ulaştırılması için ellerinden gelen tüm gayreti gösterdiklerine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası Adalet Divanı başta olmak üzere tüm hukuki süreçlere dair girişimlerimiz sürüyor. İsrail’e katliamlarında cephane ve silah desteği veren ülkeler de artık bu suça ortak olmaktan vazgeçmelidir. Vicdan ve sorumluluk sahibi tüm kesimleri bir kez de ateşkesin ivedilikle tesisi noktasında ellerini taşın altına koymaya davet ediyorum” dedi.

    Özbekistan’ı cazibe merkezine dönüştürdü

    Mirziyoyev’in, vizyoner liderliğiyle Özbekistan bölgesini cazibe merkezine dönüştürdüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni Özbekistan 3’üncü Rönesans Projesiyle ülkesine farklı bir ufuk çizdi. Enerjiden tarıma kadar geniş bir alanda uyguladığı ekonomik reformlarla Özbekistan’ı gıpta edilecek noktalara taşıdı. Özbekistan’ı kısa sürede parmakla gösterilen bir güç haline getiren Şevket kardeşimi canı gönülden tebrik ediyorum. Türkiye olarak bu sürece destek olmaktan sayın Mirziyoyev’e bu gayretlerinde omuz vermekten ayrıca iftihar ediyoruz. Burada şunu da ifade etmek arzusundayım, biz nasıl samimiyetle Özbekistan’ı destekliyorsak Özbek kardeşlerimiz de zor günlerimizde bizim yanımızda oluyorlar” dedi.

    Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev ve Özbekistanlıların 6 şubat Depremlerinde Türkiye’ye verdiği destek için teşekkürlerin ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Sayın Cumhurbaşkanı’nın ve Özbek halkının 6 Şubat depremleri sonrasında ülkemizde sergilediği dayanışmayı hep şükranla hatırlıyoruz. Depremin hemen ardından Özbek makamları, bölgeye arama kurtarma ve sağlık ekibi sevk etti. 700 tona yakın yardım malzemesi gönderdi. Özbekistan’ın Hatay’da yaptırmakta olduğu 306 afet konutu ezeli ve ebedi kardeşliğimizin bir sembolüdür. Depremzedelerimiz adına Şevket kardeşimizin şahsında Özbekistan devletine ve halkına teşekkür ediyorum. Bu vesileyle ülkemizde düzenlenen 4’üncü Uluslararası En İyi Keskin Nişancı Timi yarışmasında birinci olan Özbek takımını kutluyorum. Yarışmada 5 kez rekor kıran Özbek keskin nişancıların başarısından biz de gurur duyduk” diye konuştu.

    Mirziyoyev’in, Türkiye’nin yakın bir dostu olduğunu göreve geldiği günden bu yana attığı kararlı adımlarla ortaya koyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:

    “Kendisine Türkiye-Özbekistan kardeşliğine yaptığı eşsiz katkılardan ötürü inşallah bugün devlet nişanımızı tevcih edeceğiz. Bu önemli ve bizim için çok büyük anlamı olan ziyaretin iş birliğimizi daha da güçlendireceğine inanıyorum. Konsey toplantımızın ülkelerimiz, bölgemiz ve tüm Türk dünyası için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Aziz kardeşim Mirziyoyev’e ve heyetine ziyaretleri için bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Buradan tüm Özbek kardeşlerimi selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Yaşasın Türkiye-Özbekistan kardeşliği diyorum.”

    Mirziyoyev ise yaptığı konuşmada Türkiye’nin son dönemlerde bütün dünyada büyük nüfuza sahip bir devlet olduğunu belirterek, “Ülkenin siyasi iktisadi askeri kudreti ve potansiyelinin artırılması konusunda büyük çalışmalar yapılıyor. Biz Türk halkının elde ettiği başarılara sadece sevinmiyor büyük gurur duyuyoruz. Yaptığımız tüm çalışmalarımız ahenklidir. Kimse Özbekistan’ın kalkınacağına inanmamıştı, kardeşim(Erdoğan) inanmıştı. Ata yurdunuza dönük sonsuz teveccühünüzün yıldan yıla arttığına tanık oldum. İşbirliğimizin yeni ve daha sağlam köprülerini kuruyoruz. İlişkilerimizi kağıtlarla değil, icraatlarımızla yükseltiyoruz. Tercihli ticaret anlaşmasındaki ürünler listesinin güçlendirilmedi, yeni kalkınma alanları belirlenmesi, özel sanayi bölgeleri kurulması gibi iyi niyetlerimiz var. Gazze şeridinde 8 aydan beri kanlı vakalar devam ediyor. 40 bine yakın sivil nüfus yaşamını yitirdi. Bu uluslararası toplumun, özellikle batının bu faciaya yaklaşımı bizi derinden endişelendiriyor. Demokrasi ve insan hakları himayesini yapan batılı devletler bu vahşete göz yumuyor. Gazze’de İstikrarlı ve kalıcı barışa ulaşmak için elbette bağımsız ve özgür Filistin Devleti kurulması şart” dedi.

  • Bakan Şimşek: “Enflasyonun tek haneye girmesi biraz zaman alacak”

    Bakan Şimşek: “Enflasyonun tek haneye girmesi biraz zaman alacak”

    Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED), Ankara’da bir otelde Küresel Yatırım Günleri etkinliği ve resepsiyon düzenledi. Resepsiyona Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve YASED Yönetim Kurulu Başkanı Engin Aksoy da katıldı. Resepsiyonda konuşan Bakan Şimşek, “Tabii az önce değerli başkanımızın da ifade ettiği gibi yatırım kararlarında seçenek bol. Buraya mahkum değilsiniz. Ancak burayı cazip kılan bazı faktörler var. Türkiye ekonomisi büyük bir ekonomi. İhmal edemeyeceğimiz kadar küresel ölçekte büyük bir ekonomi. Birçok göstergede Avrupa Birliği’nin yaklaşık 15-17 üyesi büyüklüğünde bir ekonomiden bahsediyorsunuz. Dolayısıyla nüfus açısından, tarım katma değeri ve gayri safi milli hasılanın satın alma gücü açısından vb. Dolayısıyla bu büyük bir ekonomi. Bu nedenle burayı tabii ki ihmal edemezsiniz. Buraya mutlaka yatırımı düşünmemiz gerektiğine inanıyoruz. Ama daha değerli bir sebep var. O da şudur; büyük bir ekonomi olabilirsin ama durgun olabilirsin. Son 20 yılda Türkiye ekonomisi reel olarak yüzden 300’e çıkmıştır. Bize benzer gelişmekte olan olan ülkelerde 217’ye çıkmıştır. Dolayısıyla gördüğünüz gibi sadece büyük bir ekonomi değil, aynı zamanda büyüyen ve göreceli olarak güçlü performans gösteren bir ekonomi. Bu nedenle de burada olmanız lazım. Buradaki işinizi büyütmeniz lazım diye düşünüyoruz” diye konuştu.

    Türkiye’nin orta ve uzun vadede büyüdüğünü dile getiren Şimşek, “Birkaç faktör var. En önemli faktör büyümeyi aşağıya çeken fermantasyon denilen, yani ticarette aşırı korumacılıktı. Çin ile ABD rekabetinin getirdiği yeni trendler. Şimdi o aşağı çekiyor küresel ekonominin gücünü. Çünkü ticaretteki büyüme, küresel ticaretteki büyüme küresel altına kadar düşmüş durumda. Eskiden iki katı. İkinci faktör yüksek kamu borcu. Peki büyümeyi yukarı çekecek faktörler nelerdir diye sorarsanız. Yapay zekaya ilişkin çok büyük beklentiler var verimliliği arttırır diye. Bir de yapısal reformlar. Ama esas olan yapısal reformlar” diye konuştu.

    Beşeri sermayenin güçlenmesi ve yatırım ortamının iyileştirmesiyle ilgili reformların gündemlerinde olduğunu söyleyen Şimşek, amaçlarının aynı zamanda Türkiye’de hukuk devletini güçlendirmek olduğunu ifade etti. Şu anda Türkiye’de siyasi bir istikrarın olduğunu belirten Şimşek, geçen seçimden sonra Türkiye’nin önünde dört yıl seçimsiz bir dönemin olduğunun altını çizdi. Küresel ekonomiye entegre bir şekilde özellikle Avrupa Birliği, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ile yakın coğrafya ve dost olduklarını vurgulayan Şimşek, “Bu dostluğu ticaret ve yatırım üzerinden pekiştirmek istiyoruz. Biz bu reform gündemini şu anda uyguladığımız tarzda devam ettirirsek küresel normlara göre iki yıl içerisinde milli geliri ilave 4 puan, dört yıl içerisinde ise 8 puanlık bir idare çıktı artışına sahibiz” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’deki nüfusun yaşlandığını ifade eden Şimşek, “Doğurganlık oranlarına bakarsanız 15-20 yıllık iyi bir fırsat penceresi var. Fena değil yatırım açısından. Bakın kişi başı milli gelirde bizimle benzer ülkeler arasında ust-orta gelir grubundayız biliyorsunuz. Kadınlar arasında eğitim muazzam bir şekilde yatırım yaptığımız için artıyor. Eğitimli üniversite mezunlarının iş gücüne katılım oranı yüzde 70. Ama kadınların toplam iş gücüne katılım oranı yüzde 37. Bu da şu demektir. Muazzam bir potansiyel demektir. Yani sadece çalışma çağındaki nüfus değil, bir de bizim henüz harekete arzuladığımız düzeyde geçiremediğimiz muazzam bir kaynağımız var” dedi.

    “Enflasyonun tek haneye girmesi biraz zaman alacak”

    Güçlü bir dezenflasyonun eşiğinde olduklarını ifade eden Şimşek, ”Enflasyonun tek haneye girmesi biraz zaman alacak. Bu aydan itibaren çok keskin bir şekilde enflasyon düşmeye başlar. Patikamız bu. Gördüğünüz gibi dezenflasyon dönemine girdik. Geçiş dönemi bitti. Bütçede ciddi tedbirler aldık. Piyasa öngörülerine göre çok daha az bir açıkla geçen seneyi kapattık. Deprem harici yüzde 1.6’lık bir açıktan bahsediyoruz. Son derece makul ama şu anda gündem yoğun. Biz kamuda tasarruf, disiplin, verimlilik ve vergide adalet gibi hususlar üzerinden bütçe açığını gelecek sene yüzde 3’ün altına, kamu borcunu da düşük bir düzeyde tutma konusunda kararlıyız” dedi.

    Cari açığın milli gelire oranının yüzde 2.5’un altına düşeceğini kaydeden Şimşek, bu durumun kalıcı hale getirilmesinin şart olduğunu vurguladı. Yatırımcılara sanayide dönüşümü birlikte yapacaklarını söyleyen Şimşek, bu dönüşümü yenilebilir enerjiyi öncülendirerek yapacaklarını dile getirdi.

    “Yatırım, üretim, istihdam, icat ve ihracat odaklı kalkınma yolculuğumuza hız kesmeden devam ediyoruz”

    Resepsiyonda konuklara seslenen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ise, küresel yatırım trendlerinin değerlendirileceği Küresel Yatırım Günleri ve Ankara resepsiyonunun Türkiye’nin küresel rekabetçiliğinin artırılmasına ve sürdürülebilir ekonomik kalkınmaya katkı sunacağına inandığını söyledi. Bakan Kacır, “Dünyanın küresel daralmalardan, krizlerden geçtiği bugünlerde yatırım, üretim, istihdam, keşif ve ihracat odaklı kalkınma yolculuğumuza hız kesmeden devam ediyoruz. Güçlü Ar-Ge, inovasyon ve üretim altyapıları, nitelikli insan kaynağıyla güçlü ve müreffeh Türkiye’yi inşa ediyoruz. Geçtiğimiz yılı yüzde 4,5 gibi tahminlerin üzerinde bir büyüme ile tamamladık. Bu yılın ilk çeyreğinde ise Türkiye yüzde 5,7 ile OECD ülkeleri arasında lider, G20 ülkeleri içinde ikinci oldu. Ekonomimiz 15 çeyrektir kesintisiz büyüyor. İstihdam, 32,6 milyon kişi ile Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek düzeyine ulaştı” dedi.

    Son 12 aylık ihracatın 260 milyar doları, mayıs ayı ihracatının ise 24 milyar doları aşarak Cumhuriyet tarihinin en yüksek aylık ve yıllıklandırılmış ihracat rekorunu kırdıklarının altını çizen Kacır, bu başarılarda katkısı olan sanayicileri, ihracatçıları, yatırımcıları ve tüm emekçileri kutladı. Milli Teknoloji Hamlesi hedefleri doğrultusunda Türkiye’yi yüksek teknolojili ve katma değerli üretimin adresi hâline getirdiklerini vurgulayan Kacır, sanayide ikiz dönüşümü adım adım gerçekleştirdiklerini belirtti. Organize sanayi bölgelerinin (OSB) Yeşil OSB’lere dönüşümünü hızlandırmak amacıyla Dünya Bankası destekli ‘Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesi’ni hayata geçirdiklerini hatırlatan Kacır, “Yine Dünya Bankası iş birliğinde hayata geçirdiğimiz ve yeşil dönüşüm alanında şimdiye kadar gerçekleştirdiğimiz en kapsamlı ve en yüksek bütçeli programımız Türkiye Yeşil Sanayi Projesi’ni geçtiğimiz aylarda uygulamaya aldık. Başta KOBİ’lerimiz olmak üzere firmalarımızın dijital dönüşümüne yönelik desteklerimizi güçlendirmek amacıyla 8,2 milyar avro bütçeli ‘Dijital Avrupa Programı’na katıldık” diye konuştu.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Terörle sivil siyaset yan yana durmaz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Terörle sivil siyaset yan yana durmaz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8’inci Anadolu Medya Ödülleri töreninde konuştu. Halktan yana ve halka karşı kendisini sorumlu hissederek yayıncılık yapan mahalli medyanın yerini başka hiçbir kurumun alamayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mahalli medyamız insanımızın talep, beklenti ve eleştirilerini aktarmada bir nevi köprü görevi yapıyor. Ülkemizin sosyal, kültürel ve ekonomik değerlerini, sınırlı imkanlarla yansıtan Anadolu medyası ne kadar etkili olursa, demokrasi kültürümüz o derece güçlü olacaktır.Siz değerli medya mensuplarının yıllardır seslerini duyurmak, vatandaşın teferruat gibi gösterilen mesajlarını kamuoyuna iletmek noktasında verdiği mücadeleyi en iyi bilenlerdenim. Bu anlayışla siyasi hayatımızın tüm aşamalarında Anadolu yayıncılığının yanında olduk. Sizlere gereken her türlü desteği sağlamaya çalıştık. İnşallah bundan sonra da size sahip çıkmayı sürdüreceğiz. Milletin karşısında kurumlanan ve konumlanan değil, milletin yanında dimdik duran dördüncü kuvvet olarak siz kıymetli Anadolu medyası mensuplarına kapımızın her zaman açık olduğunu burada özellikle ifade ediyorum. Rabb’im muhabbetimizi ve dayanışmamızı daim eylesin diyorum” dedi.

    Gündemini millete ve milletin değerlerine sabitlemiş yayıncılığın öneminin her geçen gün daha net kavrandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anadolu Yayıncıları son 12-13 yılda yüz yüze geldiğimiz kritik kavşakların tamamında gerçekten takdire şayan duruş sergilediler. Sokaklarımızın ateşe verildiği, milletin malına, mülküne hatta canına kastedildiği Gezi olaylarında birileri yirmi dört saat canlı yayınlarla gezici vandalları överken, sizler milletten yana net tavır koydunuz. Anlı şanlı basın organları 17-25 Aralık darbe girişimine çanak tutarken, sizler milli iradenin sesi oldunuz. 15 Temmuz gecesi birileri bekle gör politikası izlerken, Anadolu medyası olarak demokrasimizi korkusuzca savundunuz. Terör saldırılarından bölgemizdeki çatışmalara kadar pek çok gelişmede sizlerin samimi desteğini daima yanımızda hissettik. Demokrasimize destek olduğunuz için her birinize teşekkür ediyorum. Anadolu yayıncılarının vicdanlı ve ilkeli tutumlarını, Gazze’deki katliamda da aynı kararlılıkla devam ettirdiklerini memnuniyetle takip ediyorum. İsrail güçleri tarafından Filistin’de şehit edilen gazeteci meslektaşlarınızın hatıralarına ve mücadelelerine sahip çıktığınız için sizleri tebrik ediyorum” diye konuştu.

    Müslümanlıkla birlikte insanlığın da sınandığı bu cinnet haline tepki göstermenin Filistin halkına karşı insani görev olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Vicdanı kurumayan hiç kimse böyle zulme suskun kalamaz. Ancak yıllardır bize basın özgürlüğü dersi verenler, görüyoruz ki işgal altındaki Filistin topraklarında yaşananlara seslerini çıkarmıyor. İsrail saldırılarında katledilen 150’ye yakın basın mensubunun hakkını sizin gibi bir avuç vicdan sahibi dışında kimse savunmuyor. Medya ofisleri basılırken, haber kanalları kapatılırken, canlı yayında gazeteciler kurşunlanırken, dikkat ederseniz, Gezi olayları sırasında Türkiye’ye kamp kuranlardan hiçbir tepki yükselmiyor. Öyle bir çifte standartla karşı karşıyayız ki, sadece 8 ayda 150 gazeteciyi katledenler hala basın hürriyetinden bahsedebiliyor. ’Nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça.’ Bunlarınki yalnızca tutarsızlık değildir. Aynı zamanda vicdansızlık, ilkesizlik, adaletsizlik ve tarafgirliktir. Elbette tarih zulüm karşısında susanlarla her türlü bedeli göze alarak hakkı ve hakikati haykıranları kaydetmektedir. Tarih iliştirilmiş gazeteciler ile canları pahasına görev yapan gerçek basın emekçilerini yazmaktadır” açıklamasını yaptı.

    Zor dönemde konuşanların tarih önünde olduğu gibi insanlığın vicdanında da ibra olacağını belirten Erdoğan şunları söyledi:

    “Bugün soykırım karşısında üç maymunu oynayanlar ise, alınlarına yapışan kara lekeyi ömürleri boyunca silemeyecek. Kardeşlerim biz millet ve devlet olarak tarihin doğru tarafında olmanın çabasındayız. Gazze’deki katliamların ilk gününden itibaren basın yayın organlarımız Filistinli mazlumların sesi oldu. Anadolu Ajansımız ve TRT’miz, sahadaki cesur çalışanlarıyla Gazze’de işlenen cinayetleri tüm çıplaklığıyla dünyaya anlattı. Ulusal ve yerel medyamız Filistin’deki barbarlığın gündemden düşmesine müsaade etmedi. İletişim Başkanlığımız düzenlediği toplantılar, etkinlikler, basılı ve görsel materyallerle, Gazze için küresel vicdanı harekete geçirmeye çalıştı. Siyasetçilerimiz ve siyasi partilerimiz, birkaç İsrail muhibbi dışında Filistinli kardeşlerimizle dayanışma içinde olduk. Sivil toplum örgütlerimiz, yardım kuruluşlarımız, iş dünyamız, üniversitelerimiz, öğrencilerimiz, gençlerimiz tek vücut olarak Gazzeli mazlumlara samimiyetle sahip çıktı. Milletimiz adına bundan büyük bir onur duyuyoruz.”

    “Biz Filistinli kardeşlerimizi savunurken, aslında insanlığı savunuyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Barışı, adaleti ve özgürlükleri de savunuyoruz. Filistin’deki katliama tepki verirken, gelecek nesillere daha huzurlu, adil bir dünyada yaşama umudunu da miras bırakmayı hedefliyoruz. İnşallah bu çizgimizi sonuna kadar muhafaza edeceğiz. Kimliğine, inancına ve kökenine bakmadan mazlumun yanında zalimin de karşısında olmaya devam edeceğiz. Medyamız, özellikle de merkez medyamız ülkemizde uzun yıllar vesayetin gölgesi altında görev yapmaya çalıştı. Bu vesayet sadece devlet içindeki oligarşik yapıların değil, bununla birlikte Türkiye’de ekonomiye ve paraya hükmedenlerin de vesayetiydi. Halk adına devlet erklerini denetlemesi gereken medyamız, çoğu zaman darbeciler namına milleti denetledi, milleti terbiye etti, milleti sorguya çekti. Vatandaşa ayar vermeye çalıştı” diye konuştu.

     

    Basının tek parti dönemindeki ahvalini konuşmaya gerek dahi duymadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”O zaman nasıl bir medya düzeninin olduğunu biraz basın tarihi okuyan herkes gayet iyi biliyor. 27 Mayıs darbesinin hazırlık sürecinde cuntacıların basın bülteni gibi çıkan gazetelerini şimdi yüzümüz kızararak okuyoruz. 12 Eylül’den 28 Şubat’a kadar aynı manşetlerin tekrar tekrar atıldığına şahit olduk. O dönemin tetikçi kalemşörleri milletin seçtiklerini akla ziyan iftiralarla karalarken, darbecileri cilalamış, parlatmış, baş tacı etmişlerdir. Üzülerek söylemek isterim ki, Türkiye’de kalemini, köşesini ve ekranını demokrasi karşıtlarına gönüllü olarak kiralayan bir kesim hep olagelmiştir” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’de kalemini, köşesini ve ekranını demokrasi karşıtlarına gönüllü olarak kiralayan bir kesimin hep olageldiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bunlar müzik kutusu gibi kimi zaman darbecilerin türkülerini söylediler. Daha sonra terör örgütü mensuplarının şarkılarını çaldılar. Bir ara ülkemize yönelik psikolojik harekatlara asker yazıldılar. Hatta Kandil’deki bölücü canileri yere izmarit atmıyorlar diye methedecek kadar içlerindeki millet düşmanlığını kustular. Her şey oldular. Her şeyi yaptılar. Ama bir türlü milletten, milli iradeden ve demokrasiden yana tavır alamadılar. Bunların FETÖ’den PKK’sına ve DHKPC’sine kadar tüm terör örgütlerinin yanında saf tuttuklarını gördük. Ama teröre karşı devletimizin yanında bunları bir kez olsun göremedik. Özellikle bazı medya organları ve siyasi aktörlerin terör örgütlerine karşı sergilediği müsamahakâr tavrı anlamakta zorlanıyoruz” açıklamasını yaptı.

     

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör savunucularına tepki gösterdiği konuşmasında, “Teröristler cumhuriyet savcımızı kalleşçe şehit ediyor. Bunlar teröristlerin sözcülüğünü yapıyor. Teröristler şehirlerimizi hendek ve çukurlarla bizden koparmaya çalışıyor. Bunlar şehir eşkıyalarına canlı kalkan oluyor. Kandil’deki terör baronları yerel ve genel siyaseti dizayn etmeye uğraşıyor; bunlar hemen kravatlı teröristlerin avukatlığını üstleniyor. Hukuku savunurken ortalıkta yoklar. Milli iradeyi savunurken ortalıkta yoklar. Demokrasiyi savunurken ortalıkta yoklar. Terör mağdurlarını savunurken ortalıkta yoklar. Şehit edilen öğretmenleri, bebekleri, polisi, askeri, korucuyu, işçiyi savunurken ortalıkta yoklar. Evlatlarına kavuşmak için terör örgütüne isyan bayrağı çeken yüreği yanık Diyarbakır annelerini savunurken ortalıkta yoklar. Ama söz konusu bölücü terör örgütü ve uzantıları olunca hiç düşünmeden cepheye koşuyorlar. En ön safta yer almaktan çekinmiyorlar” dedi.

    Terörle sivil siyasetin bir arada olamayacağına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletten esirgedikleri empatiyi teröristlere göstermekten utanmıyorlar. Bakınız burada bir gerçeği tekrar açık açık ifade etmek isterim. Terörle sivil siyaset yan yana durmaz. Terörle demokrasi bir arada bulunmaz. Sırtını elinde kalaşnikof olana, molotof olana, bomba olana dayayarak meşru siyaset yapılmaz. Hukukun, kanunun ve demokrasimizin kırmızı çizgilerine riayet eden meşruiyetten sapmayan herkes şayet yasal bir engeli yoksa elbette bu ülkede özgürce siyaset yapabilir. Buna kimse itiraz etmez, edemez. Biz de bugüne kadar meşru siyasete söz söylemedik” açıklamasını yaptı.

     

    Yargının Hakkari kararı ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Özellikle yargının Hakkari’yle ilgili vermiş olduğu karar kusura bakmasınlar ama kimseyi rahatsız etmesin. Yargı burada kanunu değil, hukuku konuşturmuş ve kararını da buna göre vermiştir. Bunlar ne yaptı? Hemen parlamentoyu ayağa kaldırmaya kalktılar. Kusura bakmayın. Burası hukukun islediği Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosudur. Orada elinizde pankartlarla tekme yumruk sağa sola saldırmanın size kazandıracağı da hiçbir şey yok. Çünkü sizin de karşınızda hukuku savunacak parlamenterler var” dedi.

    Sivil ve demokratik siyasetin zemininin güçlenmesi için pek çok adım attıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ancak bölücü örgütün siyasetteki aparatları vasıtasıyla milli iradeye pusu kurmasına da izin vermedik. Dünyanın hiçbir medeni ülkesi, demokrasisinin kundaklanmasına göz göre göre müsaade etmez, etmeyeceğiz.Dünyanın hiçbir demokratik ülkesi, dağdaki eli kanlı teröristlerin tünel kazarak belediyelere sızmasına göz yummaz. 31 Mart’tan önce ne dedik? Eğer adaylarınız herhangi bir gayrimeşru, gayri yasal işlemlere girmediyse, katılmadıysa onlara söyleyecek herhangi bir sözümüz yok. Ama gayri yasal işler yaptıysa bizler de yasaları işletmek durumundayız ve işletiriz. Hakkari şimdi bunun ilk adımı olmuştur. Ve şu anda hukuk da gereğini yapmıştır. Ve bundan sonra da yapmaya devam edecektir. Türkiye yakın geçmişte şehirlerimizin imkanlarının millete hizmet yerine teröristlere peşkeş çekildiği, terör örgütünün emrine verildiği, hendek ve çukur açmak için kullanıldığı kötü günler yaşamıştır. Bunları daha fazla yaşamak istemiyoruz. Türkiye belediyeye hizmet binalarında Kandil’in atadığı komiserlerin başkan tokatladığı güya mahkeme kurup, haraç kestiği dönemler geçirmiştir. Bunları tekrar yaşamak istemiyoruz. Türkiye, sözde siyasetçilerin terör örgütüne ayakçılık ve kuryelik yaptığı utanç verici hadiselere şahit olmuştur” değerlendirmesini yaptı.

    Milletin hafızasında derin izler bırakan bu acı olayların tekrarlanmasını istemediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:

    “Buna izin de vermeyiz. Bölgedeki kardeşlerimizin üzerinde bölücü terör örgütünün baskı kurmasına eyvallah etmeyiz. Hukuk bunu gerektirir, demokrasi bunu gerektirir. Millete ve milli iradeye saygı bunu gerektirir. Terörle arasına mesafe koymadan, hatta sırtını terör örgütüne yaslayarak, siyaset yapılamayacağını artık herkesin kabullenmesi gerekiyor. Muhalefet partileri koro halinde bilindik ezberleri tekrarlamak yerine terör -siyaset ilişkisini sorgulamalı, Kandil güdümlü siyasetin Türk demokrasisine verdiği zararların ortadan kaldırılmasına odaklanmalıdır. İlla bir tepki gösterilecekse hukuk çerçevesinde uygulanan idari tedbirlere değil Kandil’in belediyelere çökme girişimlerine göstermelidir.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclisteki Hakkari tepkileriyle ilgili, ”Şimdi bazıları çıkmış mecliste adeta terör estirerek belediyeler bizimdir naraları atıyor. Halkın olan belediyeleri kendilerinin tapulu mülkü gibi görüyorlar. Belediyeler ne onlarındır, ne terör örgütünündür. Bağırarak, çağırarak Meclisten nümayiş yaparak milletin temsilcilerini susturacaklarını zannedenlere şunu hatırlatmak durumundayım. Belediyeler kimsenin arka bahçesi değildir. Belediyeler sırtını Kandil’e yaslayanların hiç değildir. Nerede olursa olsun belediyeler halkımızındır. Aziz milletimizindir. Bu ülkenin de devletin de belediyelerinde tek bir sahibi vardır millettir. 85 milyonun tamamıdır” dedi.

    Bölgede bölücü örgütün vesayetini içlerine sindiremeyen ve şehirlerine gerçekten hizmet etmek isteyen belediye başkanlarının olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu başkanlar şunu bilsinler ki örgütün tasallutundan kurtulmak için atacakları adımlarda millet de, devlet de tüm imkanlarıyla yanlarında olacaktır. Şehrine, ilçesine ve vatandaşa hiçbir ayrım yapmadan hizmet edenlerle kimsenin bir derdi zaten bulunmuyor. Cumhurbaşkanı olarak benim de onlarla bir derdim yok. Biz sadece Türkiye’nin ve demokrasimizin gelişmesine ayak bağı olan terör belasıyla hukuk zemininde mücadele ediyoruz ve edeceğiz. İnşallah bu mücadeleyi de kimsenin oyununa gelmeden birilerinin bizi çekmek istediği tuzağa düşmeden yürüteceğiz. Millete ve milli iradeye saygılı olan herkesten de aynı tavrı bekliyoruz. Seksen beş milyonun kardeşliğine, ferasetine, irfanına yürekten güveniyoruz. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, daim eylesin diyoruz” diye konuştu.

  • Bursa’da boya fabrikasında yangın

    Bursa’da boya fabrikasında yangın

    Alınan bilgiye göre, Erdoğan Mahallesi’nde bir boyahanede saat 21.30 sularında yangın çıktı. Yangın kısa sürede büyürken, zaman zaman patlamalar yaşandı.

    Bölgeye Bursa Büyükşehir İtfaiyesi’ne bağlı Kestel, Gürsu ve İnegöl’den çok sayıda itfaiye ekibi ve AFAD ekibi sevk edildi. Ekipler yangına müdahale ederken, herhangi bir yaralanma ya da can kaybının olmadığı bildirildi.

    Boyahanedeki solvent kimyasal maddelerinin de yanması sebebiyle Erdoğanköy’ün boşaltılma ihtimalinin gündemde olduğu belirtildi.

  • Bursa’da PKK/YPG üyesi yakalandı

    Bursa’da PKK/YPG üyesi yakalandı

    Balıkesir İl Emniyet Müdürlüğünce aranan PKK/YPG üyesi M.M.(28)’nin Bursa’nın İnegöl ilçesinde saklandığı tespit edildi. İhbarı alan İnegöl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Büro Amirliği ekipleri Mahmudiye mahallesinde bir adrese operasyon düzenlendi. Operasyonda PKK-YPG üyesi M.M. (28) saklandığı adreste yakalandı. Yakalanan şahıs, Balıkesir Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.

  • Orhaneli’ndeki orman yangını kontrol altına alındı

    Orhaneli’ndeki orman yangını kontrol altına alındı

    Orhaneli ilçesine bağlı Topuk Mahallesi mevkiinde ormanlık alanda saat 13.00 sıralarında başlayan yangın bölgedeki rüzgarlı ve sıcak hava sebebiyle kısa sürede büyüdü. Yangını gören vatandaşların ihbarı üzerine bölgeye kısa sürede orman ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Çam kozalaklarının patlayıp rüzgarda uzak mesafelere taşınmasıyla birlikte 100 hektarlık alanda büyüyen yangına havadan da müdahale yapıldı. 4 uçak ile 4 helikopterin havadan, 80 araç ve 400 personel ile karadan müdahale yapılan yangın, 8 saat sonra kontrol altına alındı.

  • Erdoğan duyurdu! Bayram tatili kaç gün olacak

    Erdoğan duyurdu! Bayram tatili kaç gün olacak

    İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan satır başları:

    14-28 Mayıs seçimleri sonrasında oluşturduğumuzun kabinemizin birinci yılını tamamladık. 85 milyonun her bir ferdine şahsımıza partimize güven duyduğu için yürekten teşekkür ediyorum. Demokrasilerin ilk ve öncelikli şartı halka hesap vermektir. 18 kez millete sandıkta hesap verdik ve hepsinde de ibra olduk. Meclis’e hesap verdik, veriyoruz. 81 vilayetimizindi tamamında katıldığımız toplantılarda milletimize hesap verdik. Şunu tekrar ifade edim. 85 milyonun tamamını hükümetiyiz. Emekçinin olduğu kadar işverenin de hükümetiyiz. Gençlerin olduğu kadar kadınlarımızın yaşlılarımızın da hükümetiyiz. Bize oy verenler kadar tercihini farklı yönde kullananların da hükümetiyiz. Felaket tellallarına aldırmıyoruz, fitne tüccarlarına kulak asmıyoruz. Hükümetlerimizin ismini, milletimizin gönlü ile birlikte büyük bir başarı hikayesi olarak siyaset literatürüne yazdıran temel vasfımız işte budur. Bahanelerin arkasına sığınmadan Türkiye’yi büyütmenin mücadelesini veriyoruz.

    Hakim ve savcı sayısı 24 bin 829 kişiye ulaştı

    Hükümet olarak yegane referansımız eserlerimiz ve hizmetlerimizdir. Milletimiz yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı çok net görmektedir. Bizim için esas olan milletimizin takdiridir. Adalet hizmetlerinin kalitesinin iyileştirilmesi üstünde hep titizlikle durduğumuz bir konudur. 52 bin metrekare alana sahip 5 adalet sarayını hizmete açtık. 2 yeni adli tıp binasının inşaatını tamamladık. İnşaatı ve proje çalışmaları devam eden adli tıp sayısı 5’tir. 14 ceza infaz kurumuyla 2 denetimli serbestlik binası faaliyete geçti. Hakim ve savcı sayısı 24 bin 829 kişiye ulaştı. bin 294 hakim ve savcı ataması yaptık.

    9. yargı paketimiz Meclis’tedir. Önümüzdeki dönemde adaletin tecellisini hızlandıracak adımları atmaya devam edeceğiz. Yeni yargı reform stratejisi ile beklentileri karşılayacağız. Toplumun temel direği olan aile kurumun önemini daha iyi anladığımız günlerden geçiyoruz. Küresel kültürün desteklediği cinsiyetsizleştirme politikaları insan neslini tehdit eder boyutlara ulaştı. LBGT dayatması faşizmi aratır şekilde toplumu yozlaştırmaya dönüştü. Azalan doğum oranları dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de alarm veriyor. Bu konuda yeni uygulamaları devreye alacağız.

    Ailemiz istikbalimiz temasıyla 8. aile şurasını düzenledik. Evlenecek çiftlere faizsiz kredi desteği yanında eğitim ve danışmanlık hizmetleri veriyoruz. İlk kez hazırlanan ailenin korunması ve güçlendirilmesi eylem planını hayata geçirdik. Kadının güçlenmesi eylem planını hayata geçirdik. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet Genelgesi’ni çıkardık. Son 1 yılda bin 33 çocuğumuz koruyucu aile yanına yerleştirdik. Güçlü aile güçlü Türkiye vizyonuyla bu alandaki faaliyetimizi genişleterek sürdüreceğiz.

    10-14 Haziran tarihileri arasında emeklilerimizin hesaplarına yatırıyoruz

    Asgari ücret 17 bin 2 TL olarak belirlendi. Bir önceki döneme göre net asgari ücret artışı yüzde 49 olarak gerçekleşti. Memurlarımızın maaşlarını Temmuz 2023’te en düşük 22 bin TL’ye, Ocak 2024 itibariyle 33 bin TL’ye çıkardık. Toplu sözleşme görüşmelerinde 11 hizmet kolunun tamamında mutabakat sağlandı. En düşük emekli aylığında net yüzde 82 artışa gittik. Ekim ayında emeklilerimizin tamamına bir defaya mahsus olmak üzere 5’er bin lira ödedik. Kurban Bayramı ikramiyelerimizi 10-14 Haziran tarihileri arasında emeklilerimizin hesaplarına yatırıyoruz. Böylece tek kalemde emeklilerimize 42 bin TL tutarında ödeme yapacağız. Kamu bankalarımızın öncülüğünde emeklilerimize ödenen promosyonların artmasını sağladık.

    İşsizlik oranımız yüzde 8,6 ile son 10 yılın en düşük seviyesine indi. Kadın istihdam oranını yüzde 32,5’a, istihdam sayımızı 12,3 milyon kişiye yükselttik. Kadın, genç ve mesleki yeterlilik belgesi olanların istihdamına verdiğimiz teşviği 2025 sonuna kadar uzattık. Yılda 650 bin kişi için sosyal güvenlik primi işveren paylarını karşılıyor, reel sektöre yaklaşık 25 milyar destek oluyoruz. İŞKUR aracılığı ile 1,3 milyon kişiyi işe yerleştirdik. 6 Şubat depremleri nedeniyle mücbir sebep hali ilan edilen il ve ilçelerde işveren ve sigortalılarımızın SGK’ya ödenmesi ertelendi. İşverene asgari ücret desteği uygulamasında destek tutarını 700 liraya çıkardık. 2024 Mart ayın itibariyle işverene toplam 99,1 milyar lira asgari ücret desteği verildi. Son 1 yılda geri ödeme listemiz genişletilerek 168 adedi kanser ilacı olmak üzere 570 adet ilaç geri ödeme kapsamına alındı. 858’i kanser olmak üzere geri ödeme listelerinde yer alan ilaç sayısı 8 bin 457’ye ulaştı.

    Bayram tatili 9 Gün olacak 

    Kamu çalışanlarımız için 16 Haziran pazar günü başlayacak olan kurban bayramı sonrasındaki 2 günlük süreyi de idari izin kapsamına aldık. 9 günlük tatil imkanı sağlamaış oluyoruz.

  • Bakan Koca’dan Burdur açıklaması

    Bakan Koca’dan Burdur açıklaması

    Bakan Koca, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “25 Mayıs’ta ikisi yoğun bakımda yatmakta olan 33 hastamız Burdur Devlet Hastanesinde diyaliz tedavisine girmiştir. Diyaliz seansını bitirip eve nakli sağlanan hastalardan bazılarında baş dönmesi, mide bulantısı, şuur bulanıklığı gibi şikayetler görülmesi üzerine diyaliz tedavisi alan tüm hastalar hastanemizde gözetim altına alınmıştır. Acil durum değerlendirmeleri yapılarak, iki yoğun bakım hastamız dahil hastalarımızın 14’ü entübe halde stabilize edilmiştir. Hastalarımızın 3’ü Isparta, 23’ü Antalya, 6’sı Afyon, 1’i ise Denizli’ye diyaliz ve yoğun bakım ihtiyacıyla nakledilmiştir. Nakledilen tüm hastalarımızın sağlık durumları tarafımdan hassasiyetle takip edilmiştir” ifadelerine ver verdi.

    Bakan Koca, “Bu süreçte eşlik eden kronik rahatsızlıklarının da etkisiyle biri önceden yoğun bakım hastası olan ileri yaşlardaki 3 hastamızı maalesef kaybettik. Bugün itibarıyla entübe durumda olan hastamız kalmamıştır. 14 hastamızın tedavileri devam etmektedir. 16 hastamız taburcu edilmiştir. Tedavileri devam eden hastalarımızın durumları iyiye gitmektedir. Kendilerine acil şifalar diliyorum. Burdur Devlet Hastanesinde yaşanan bu üzücü olayın her yönüyle yakından ilgilenmeye devam edeceğim. Olaya ilişkin adli ve idari soruşturma süreçleri devam etmektedir” dedi.

  • TÜRKSAT 6A uydusunun tarihi yolculuğu yarın başlıyor

    TÜRKSAT 6A uydusunun tarihi yolculuğu yarın başlıyor

    Türkiye’nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu Türksat 6A’nın üretim entegrasyon, test ve paketleme işlemleri, Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi USET’te tamamlandı. TÜRKSAT 6A uydusu, fırlatmada görev alacak personelle birlikte 4 Haziran Salı günü (yarın) Antonov AN-124 tipi kargo uçağı ile ABD’nin Florida eyaletindeki Cape Canaveral Uzay Üssü’ne uğurlanacak. TÜRKSAT 6A uydusunu uğurlama törenine Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır katılacak. Hava yolculuğu yaklaşık 1 gün sürecek. Ardından Cape Canaveral Uzay Üssü’ndeki Space X tesislerinde fırlatma prosedürleri başlatılacak.

    TÜRKSAT 6A’nın 8-15 Temmuz tarihleri arasında yörüngesine fırlatılması planlanıyor.