Kategori: Haber

  • Irak’ın kuzeyine hava harekatı 27 hedef imha edildi

    Irak’ın kuzeyine hava harekatı 27 hedef imha edildi

    Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, “Hiç bir şehidimizin kanını yerde bırakmadık, bırakmayacağız. Irak’ın kuzeyindeki Metina, Zap, Hakurk, Gara ve Kandil bölgelerinde terör örgütü PKK tarafından kullanıldığı tespit edilen; sığınak, barınak ve mağaralardan oluşan toplam 27 hedef, düzenlenen hava harekatları ile imha edildi” ifadelerine yer verildi.

  • Türk futbolunun acı kaybı! Ersen Martin hayatını kaybetti

    Türk futbolunun acı kaybı! Ersen Martin hayatını kaybetti

    Ülkemizde Beşiktaş ve Trabzonspor gibi önemli takımlarda forma giyen ve uzun zamandır sağlık problemleriyle mücadele eden ve 10 Mart’ta da entübe edilen eski milli futbolcu Ersen Martin hayatını kaybetti.

    Ersen Martin kimdir? 

    23 Mayıs 1979’da Almanya’da dünyaya gelen Ersen Martin, futbola Nürnberg altyapısında başladı. U19 takımında oynadıktan sonra A takıma yüksleen Ersen, 1999 yazında Beşiktaş’a transfer olan Martin 2000/2001 sezonunu Siirt Jetpa’da kiralık geçirdi.

    2001/2002 sezonunda Göztepe’ye transfer olan Ersen Martin, 2002 yazında Denizlispor’a gitti. Burada 3 sezon oynayan Ersen Martin, 2005-2006 sezonunu Ankaraspor’da geçirdi.

    2006 yazında Trabzonspor’a imza atan milli futbolcu, 2007/2008 sezonunda Recreativo Huelva’ya 1.1 milyon Euro bonservis bedeliyle transfer oldu. İspanya’da iki sezon geçiren Ersen Martin, Sivasspor formasıyla ülkemize geri döndü.

    Daha sonra Manisaspor, Kasımpaşa ve Gençlerbirliği’nde oynayan Ersen, 2013 yılında Eyüpspor forması giyerken kariyerini noktaladı.

    Ersen Martin, kulüp kariyeri boyunca 371 resmi maça çıkıp 101 gol attı, 27 de asist yaptı.

    2004 yılında ilk kez milli olan Ersen, A milli formayı 4 maçta giydi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Irak ve Suriye mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Irak ve Suriye mesajı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4. Kolordu Komutanlığı’nda askerlerle birlikte iftar yaptı. İftar sonrası konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatanın dört bir yanında ve yurt dışında görev yapan kahraman Türk ordusunun tüm mensuplarını selamladı. Erdoğan, “11 ayın sultanı olan Ramazan-ı Şerifinizi canı gönülden tebrik ediyorum. Rahmet kapılarının sonuna kadar açıldığı bu mübarek ayda sizlerle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bu vesileyle bir kez daha devletimizin bekası ve milletimizin güvenliği için canı pahasına görev yapan askerlerimizin her birine başarılar diliyorum. Rabbim askeri, polisi, jandarması, güvenlik korucusu ve istihbaratçısıyla tüm güvenlik güçlerimizin yardımcısı olsun, onları her türlü kazadan, beladan, saldırıdan, ihanetten muhafaza eylesin diyorum” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109. yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, ”Sabah ilk olarak Çanakkale’de aziz şehitlerimizi ziyaret ettik. Dünyanın en modern ordularına karşı ’Çanakkale geçilmez’ dedirten bu büyük kahramanları rahmetle, tazimle yad ettik. Çanakkale Savaşları’yla birlikte İstiklal Harbimizde, Kıbrıs Barış Harekatı’nda, terörle mücadelede, 15 Temmuz’da vatanı için, bayrağı için, hürriyeti için, onuru için toprağa düşen şehitlerimize de bu vesileyle Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Burada şu hususun altını çizmek istiyorum. Çanakkale sadece bizler için bir deniz zaferi değil, bir milletin küllerinden yeniden doğuşunu müjdeleyen direniş ruhudur. Çanakkale bir iman okyanusudur ve o iman okyanusunda 20. yüzyılın Haçlı ordusu Çanakkale’ye gömülmüştür. Çanakkale tarihin en büyük deniz zaferlerinden birisi olduğu kadar, aynı zamanda parçalanmak istenen bir devletin, yok edilmek istenen bir milletin yeniden ayağa kalktığı, imanını ve inancını tazelediği büyük bir kıyamdır” açıklamasını yaptı.

    “Şehadet şuurunun zayıflamasına asla izin veremeyiz”

    “Çanakkale Deniz Zaferi geçen sene 100. yılını gururla kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni doğuran ana, büyüten beşik olmuştur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletçe hep beraber Çanakkale ruhuna ne kadar sıkı sahip çıkarsak, geleceğimize o derece güvenle bakacağımıza inanıyorum. Kahraman Mehmetçiklerimizin yanı sıra istikbalimizin güvencesi olan gençlerimizin de şehitlik ve şehadet bilincine sahip olması çok ama çok önemlidir. ’Asker millet’ olarak nam salmış, bu vasfıyla dünyada temayüz etmiş bir milletin mensupları olarak bizi biz yapan temel değerlerden şehadet şuurunun zayıflamasına asla izin veremeyiz. Her karışında bir aslanın yattığı vatan topraklarını başka türlü muhafaza etmemiz mümkün olmaz. Bu gerçeğe yakın tarihimizde defalarca şahitlik ettik” değerlendirmesinde bulundu.

    Kıbrıs Türkleri’nin daha bundan yarım asır önce soykırımın eşiğinden döndüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “1974 Barış Harekatı’nda ülkemizin dört bir köşesinden subayı, astsubayı, eriyle tam 498 Mehmedimiz şehit oldu. Tüm baskılara rağmen şayet Türkiye’nin müdahalesi olmasaydı bugün ne Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olurdu ne de Kıbrıs Türkleri kalırdı. Hatta belki de güneye yüklenmiş olsaydık, bugünün bir evladı olarak söylüyorum, artık güney kuzey diye bir şey kalmaz, tamamen Kıbrıs bizim olurdu. Aynı şekilde 40 yıllık bölücü terörle mücadelemizde vatan topraklarının müdafaası için henüz hayatlarının baharında olan binlerce evladımızı şehit verdik. Son olarak 15 Temmuz’da 253 insanımız istiklal ve istikballeri uğrunda kahramanca toprağa düştü. DEAŞ’ından DHKP-C’sine kadar envai çeşit terör örgütlerinin eylemlerinde ve sınır ötesi operasyonlarda nice kardeşimiz vatanımız uğrunda hiç düşünmeden canlarını feda etti. Yani 1071’den beri hem bu toprakları vatan yapmak hem de ebedi ve ezeli vatanımız olarak muhafaza etmek için can verdik, kanımızı döktük, mücadele ettik ve bedel ödedik” diye konuştu.

    Bundan sonra da aynı azim ve kararlılıkla vatana, ezana, bayrağa sahip çıkmayı sürdüreceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Şu gerçeği asla unutmamalıyız. Kimsesizlerin kimsesi olan Türkiye Cumhuriyeti var olduğu, köklerine sahip çıktığı, mazluma kol kanat gerdiği müddetçe, emin olun bize yönelik saldırıların da ardı arkası hiç kesilmeyecektir. Bizler millet olarak ilahi kelimetullah davamızı yücelttiğimiz sürece bizi bu topraklardan kazıma planları hiçbir zaman son bulmayacak. Şehit kanlarıyla sulanmış kendi öz yurdumuzda hür, başı dik, onurlu ve huzurlu bir şekilde yaşamak istiyorsak, oyunları bozmaya, hain emelleri kursaklarda bırakmaya devam etmekten başka çaremiz yoktur. Bu bakımdan güçlü bir orduya sahip olmak, bizim için tercihten öte bir mecburiyettir. Biz, caydırıcılığını her zaman en üst seviyede tutması gereken bir ülkeyiz, bir milletiz, bir orduyuz. Türk milleti olarak bizi hasımlarımıza karşı ancak kendi bileğimiz, kendi kuvvetimiz, kendi geliştirdiğimiz imkan ve kabiliyetlerimiz koruyabilir” dedi.

    Savunma sanayiindeki yerlilik oranının yüzde 20’lerden yüzde 80’lere çıkarıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu çok daha ilerilere taşımak zorundayız. Şimdi uçak gemimizi yaptık. Ne diyoruz? Yetmez. Şimdi ikinci uçak gemisinin daha da büyüğünü yapma kararlılığımız var. Paşam bu işin başında Deniz Kuvvetleri Komutanımız ekibiyle şu anda çalışıyorlar. Ve şu anda arayışlarımızı da devam ettiriyoruz. Ve malum uçaklarımız ortada. Ve tek koldan çalışmıyoruz. Bunun dışında denizin altında da insansız denizaltıları, bunları da yapmanın gayreti içerisindeyiz. İnşallah bunu da başaracağız. Bu işi de halledeceğiz. Yani elin oğlu yapar da biz niye yapmayalım? Bizde bu kabiliyet var, evelallah bunları da başaracağız. İş başa düştüğünde ne üyesi olduğumuz ittifakların ne de görevi küresel barışı korumak olan uluslararası yapıların hiçbir işe yaramadığını yakın dönemdeki acı tecrübelerden biliyoruz” açıklamasını yaptı.

    Savunma sanayiinin yerli ve milli olmasının önemine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz işte bunun için sürekli yerli ve milli savunma sanayii diyor, her alanda tam bağımsız Türkiye için çalışıyoruz. Onun için dikkat ederseniz birçok yerde konuşmalarımızda artık kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz dedik ve kestik. Bunu Cudi’de yaptık, Gabar’da yaptık, Tendürek’te yaptık, Bestler Deresi’nde yaptık. Yaptık ve yaptık. Bundan sonra da yapacağız. Sınır ötesinde de yapacağız. Yani sınır ötesi, ne işiniz var orada diyenlere karşı; kimler olduğunu biliyorsunuz. Cevabımız oralara yaptığımız operasyonlardır. İşte bunun için güçlü Türkiye, güçlü ordu diyor, milletimizin birliğinin ve kardeşliğinin en büyük dayanağımız olduğunu ifade ediyoruz. İşte bu anlayışla kahraman ordumuzun vatan müdafaası görevini en güzel şekilde yerine getirebilmesi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz. Yani ben şöyle bir geriye doğru dönüyorum. Ya biz toplu iğne yapamıyorduk. Bize Amerika’sı, Batısı normal tabanca vermiyordu. Ama şimdi onlara biz yerli tabanca satıyoruz. Onlar sıraya giriyor. İş bu noktaya geldi. Eğer çalışırsan senin de olur. Ama çalışmazsan onların kapısında kul köle olursun. Şimdi bizde tabancanın yanında orta menzilli tüfeklerimizin daniskasını üretiyoruz. Hele hele şimdi mühimmatta çok çok öndeyiz. Onlar sıraya giriyor, istiyorlar. E biz de yetiştiremiyoruz. Ama bu noktaya geldik. Çalışırsan senin de oluyor” şeklinde konuştu.

    Eli kanlı terör örgütlerine karşı yürütülen zorlu mücadelenin başarıya ulaşması için her türlü desteğin verildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bir süredir sabırla uyguladığımız terörü kaynağında kurutma stratejimizin müspet neticelerini sınırlarımız içinde ve dışında görmeye başladık. Silahlı insansız hava araçlarımızla kendi ürettiğimiz mühimmatlarla, yerli, milli silahlarımızla nerede bir terörist varsa buluyor ve başını kopartıyoruz. Operasyonlarımız neticesinde artık can çekişen, iyice köşeye sıkışan ve bitme noktasına gelen bu kiralık katil sürülerinin yeniden palazlanmasına, milletimizin başına tekrar bela olmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Kimin projesi olduğuna bakmadan güney sınırlarımızın ötesinde bir teröristan kurulmasına müsaade etmeyeceğiz. Irak hududumuzun güvenliğini bu yaz itibarıyla komple garanti altına alacak, Suriye’de yarım kalan işimizi de mutlaka tamamlayacağız. Amacımız evlatlarımıza terörün karanlık gölgesinden tamamen kurtulmuş, yolu da bahtı da aydınlık bir Türkiye teslim etmektir. Bölgemizde terörün olmadığı bir iklimi tesis etmeyi sadece şehitlerimize değil, aynı zamanda gelecek nesillere yönelik bir borç olarak görüyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Askerlik mesleğini seçerek bu kutlu yola yöneldiğiniz için ben sizleri tebrik ediyorum. Bir cennet bahçesine girercesine toprağa giren aziz şehitlerimizi şu mübarek Ramazan akşamında rahmetle yad ediyor, gazilerimize sağlıklı ve huzurlu bir ömür diliyorum” dedi.

  • Karar oy birliğiyle alındı

    Karar oy birliğiyle alındı

    ABD ve İngiltere’nin ardından Avrupa Birliği (AB) de Filistin’in Batı Şeria bölgesinde şiddet olaylarına karışan Yahudi yerleşimcilere yaptırım uygulayacak. İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares, Belçika’nın başkenti Brüksel’deki Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, AB Dışişleri Bakanlarının “oybirliğiyle” Filistin’in Batı Şeria bölgesinde Filistinlilere yönelik şiddet olaylarına karışan Yahudi yerleşimcilere yaptırım uygulanmasını onayladığını bildirdi. Albares, “Bugün, Batı Şeria’da Filistinlileri taciz eden şiddet yanlısı yerleşimcilere yönelik yaptırımları oybirliğiyle onayladık” dedi.

  • TİP, Gökhan Zan’ı geri çekti!

    TİP, Gökhan Zan’ı geri çekti!

    Türkiye İşçi Partisinin yayınladığı açıklamada;

    “Ülkemizin yaşadığı büyük yıkımların suçlusu olan AKP’nin yerel seçimde Hatay’dan gösterdiği Büyükşehir Belediye Başkanı adayı karşısında, yine bir deprem suçlusu olan mevcut belediye başkanı Lütfü Savaş’ın Hatay halkının tüm itirazlarına rağmen yeniden aday gösterilmesi üzerine, Türkiye İşçi Partisi olarak, Hatay halkını seçeneksiz bırakmayacağımızı ilan edip Büyükşehir Belediye Başkanı adaylığı için girişimlerde bulunduk. Bu girişimler sonucunda Hatay halkının çeşitli temsilcilerinin ve önde gelen kanaat önderlerinin de inisiyatifiyle deprem günlerindeki özverili çalışmasıyla tanınan eski milli futbolcu, Hataylı spor insanı Gökhan Zan ortak bir iradeyle önerilen isim oldu. Partimiz ise “Hatay İttifakı” olarak adlandırılan bu iradeye saygı duyduğunu belirtti ve partimizin üyesi olmayan Gökhan Zan’a adaylık sırasını verdi.

    TİP, Hatay adayı Gökhan Zan’ı adaylıktan çektiğini açıkladı

    Türkiye İşçi Partisi (TİP), Hatay’da Gökhan Zan’ın adaylığını geri çektiğini açıkladı. Partinin yaptığı açıklamada, “Gökhan Zan’ın partimizin asla tasvip etmeyeceği ilişkilere girdiğine dair çeşitli iddialar tarafımıza ulaşmıştır” denildi.

    TİP, Hatay adayı Gökhan Zan'ı adaylıktan çektiğini açıkladı

    TİP’in 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler de Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak ilan ettiği Gökhan Zan’ın adaylığının geri çekildiğini duyurdu. Partinin internet sitesinde yayınladığı açıklama şu şekilde:

    “Ülkemizin yaşadığı büyük yıkımların suçlusu olan AKP’nin yerel seçimde Hatay’dan gösterdiği Büyükşehir Belediye Başkanı adayı karşısında, yine bir deprem suçlusu olan mevcut belediye başkanı Lütfü Savaş’ın Hatay halkının tüm itirazlarına rağmen yeniden aday gösterilmesi üzerine, Türkiye İşçi Partisi olarak, Hatay halkını seçeneksiz bırakmayacağımızı ilan edip Büyükşehir Belediye Başkanı adaylığı için girişimlerde bulunduk. Bu girişimler sonucunda Hatay halkının çeşitli temsilcilerinin ve önde gelen kanaat önderlerinin de inisiyatifiyle deprem günlerindeki özverili çalışmasıyla tanınan eski milli futbolcu, Hataylı spor insanı Gökhan Zan ortak bir iradeyle önerilen isim oldu. Partimiz ise “Hatay İttifakı” olarak adlandırılan bu iradeye saygı duyduğunu belirtti ve partimizin üyesi olmayan Gökhan Zan’a adaylık sırasını verdi.

    “Gökhan Zan’ın adaylığını geri çektiğimizi ilan ediyoruz”

    Türkiye İşçi Partisi olarak, Hatay halkının iki deprem suçlusu arasında bir seçime zorlanmasının ve Lütfü Savaş’ın CHP adayı olarak dayatılmasının telafisi mümkün olmayan bir ayıp olduğunu ve acılı Hatay halkına bir hakaret anlamı taşıdığını tekrar ifade ediyoruz. Bununla birlikte, Hatay İttifakı’nın ortak aday olarak önerdiği Gökhan Zan’ın partimizin asla tasvip etmeyeceği ilişkilere girdiğine dair çeşitli iddialar tarafımıza ulaşmıştır. Gökhan Zan söz konusu iddiaların kendisine yönelik bir kumpas olduğunu ve hukuki süreci başlatacağını partimize iletmiştir. Ancak, her ne kadar süreç hukuki mercilere taşınacak olsa da, en ufak bir şaibenin varlığına bile göz yummayacağımızı ve kumpas ve şantaj gibi yolları alışkanlık haline getirmiş olan düzen siyasetine olan kapanmaz mesafemizi hatırlatıyor, Gökhan Zan’ın adaylığını geri çektiğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz.

    Türkiye İşçi Partisi, alacağı her türlü kararı yetkili kurullarında alır ve kurulları aracılığıyla uygular

    Türkiye İşçi Partisi, mücadelesini sadece ve sadece halkın gücüyle, halkın çıkarları doğrultusunda ve halkın sesini güçlendirmek amacıyla yürütür. Türkiye İşçi Partisi, alacağı her türlü kararı yetkili kurullarında alır ve kurulları aracılığıyla uygular. Türkiye İşçi Partisi, şimdiye kadar hiçbir siyasi grup ya da partiyle pazarlık ilişkisi kurmamış, bundan sonra da kurmayacaktır. Siyasetin kirli pazarlıklarla, kumpas ve şantajlarla yürütüldüğü bir ülkede temiz, dürüst ve şeffaf siyasette inat eden Türkiye İşçi Partisi olarak, ilkelerimizin üzerine hiçbir gölge düşmemesi için bugüne kadar olduğu gibi azami hassasiyeti göstereceğiz.

    “Bu tablo için özür diliyoruz”

    Başta Hatayhalkına olmak üzere, Türkiye’nin gönlü TİP’ten yana atan tüm emekçilerine kararımızı duyuruyor, istemeden de olsa parçası olduğumuz bu tablo için özür diliyoruz.

    Partimiz, halka karşı işlenmiş bir suça bulaşmış hiç kimseyi desteklememeyi, dolayısıyla Hatay’da da deprem suçlarında ve yıkımda payı bulunan iktidar ve ana muhalefet adayları karşısında mücadele etmeyi ve halkımızı onlara oy vermemeye çağırmayı görev bilir.

    Mücadelemizde, haysiyetimizde, ilkelerimizde inat edeceğiz. Türkiye İşçi Partisi, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da pazarlıksız, tavizsiz, düzen siyasetinin kirli ve yozlaşmış ilişkilerinden tamamen uzak bir kimlikle yürüyüşüne devam edecektir.”

     

  • Erdoğan, 31 Mart akşamı zafer bekliyoruz

    Erdoğan, 31 Mart akşamı zafer bekliyoruz

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakırköy’de bir otelde düzenlenen “Kadim Dostlar İftarı” programına katıldı. İftar programına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, İstanbul Valisi Davut Gül ve birçok davetli katıldı.

    “Gazze’de son asrın en vahşi soykırımlarından biri yaşanıyor”

    Programda konuşan Erdoğan, “Ramazan-ı Şerif’in bugün 7’nci orucunu tuttuk. Rabbim tuttuğumuz oruçları, eda ettiğimiz ibadetleri, yaptığımız hayır hasenatı katında kabul eylesin diyorum. Sizlerin şahsında buradaki gönüllü teşekküllerimizin tüm mensuplarının Ramazan-ı Şerif’ini tebrik ediyorum. Gazze ve işgal edilmiş Filistin topraklarındaki katliamlar sebebiyle maalesef bu Ramazan-ı Şerif’i buruk karşıladık, buruk idrak ediyoruz. Çoğu çocuk ve kadın 40 bine yakın kardeşimizin şehit edildiği, 73 bin kardeşimizin yaralandığı, 7 binden fazla masumun halen yıkıntıların altında olduğu Gazze’de son asrın en vahşi soykırımlarından biri yaşanıyor. Sahne önünde İsrail’i eleştiren ama İsrail’e katliamlarını yapabilmesi için silah ve mühimmat desteği veren Batılı ülkelerin münafıklığı, Gazze’yi dünyanın en büyük çocuk ve kadın kabristanına çevirdi. Uluslararası kurum ve kuruluşlar Gazze’de bir kez daha sınıfta kaldı. Bu süreçte kabul edelim ki İslam dünyası da çok iyi bir sınav veremedi. Çok gayret gösterildi, çok çaba harcandı. Uluslararası kurumlar nezdinde pek çok girişimde bulunuldu. Ama bütün bu diplomatik çabalar İsrail’in şımarıklığı, hukuk tanımazlığı ve küstahlığı karşısında beklenen tesiri oluşturamadı” dedi.

    “Türkiye tüm imkanlarıyla Gazzeli kardeşlerine sahip çıkmaktadır”

    Savunma sanayisi projelerinin önemine değinen Erdoğan, “Çeşitli sabotajlara, ambargolara ve engellere rağmen hayata geçirdiğimiz savunma sanayisi projelerinin değeri bugün çok daha iyi anlaşılıyor. Aynı şekilde birilerinin niye Kaan’ı hedef aldığı, Akıncı’dan, TB2’den, Kızılelma’dan, Anka’dan niçin rahatsız olduğu ortaya çıkıyor. Önümüzdeki dönemde inşallah bu projelere yenilerini ekleyeceğiz. İlk günden beri pek çok zorluğa rağmen Gazze’ye gönderdiğimiz 40 bin tonu aşan insani yardımlarımızı artırarak sürdüreceğiz. Burada bir hususu ifade etmek durumundayım. Türkiye, Irak-İran savaşında nasıl komşularına kucak açtıysa, Suriye’deki zulümden kaçan muhacirlere nasıl ensar olduysa, Kafkasya’dan Kırım’a nasıl hiçbir kardeşine sırtını dönmediyse, bugün de tüm imkanlarıyla Gazzeli kardeşlerine sahip çıkmaktadır. Bu gerçeği hiçbir iftira değiştiremez, yalanlar, çarpıtmalar bu hakikatin üstünü asla örtemez. İsrail’in sadece İsrail olmadığını, gerisindeki Amerika’sıyla, İngiltere’siyle, Almanya’sıyla, Fransa’sıyla, daha onlarca destekçisiyle bambaşka bir denklemi ifade ettiğini görmeyenin aklına da, vicdanına da şaşarız” ifadelerini kullandı.

    “Tüm terör örgütlerinin karşımızda yer aldığı bu seçimlerden zaferle çıktık”

    Seçim süreci ile ilgili konuşan Erdoğan, “Türkiye olarak tarihimizin en kritik seçimlerinden birini, 14-28 Mayıs’ta hamdolsun anlımızın akıyla gerçekleştirdik. Altılı masada oturanlar ne diyordu? ’Parlamentodayız’, ’Cumhurbaşkanını bu masa tayin edecek’ diyorlardı. Ama onların dediği olmadı. Tam aksine hamdolsun bizler şu anda Cumhurbaşkanlığı makamındayız, onların hiçbiri şu anda parlamentoya bile giremedi. Zira, onlar kendilerine göre bir hesap yapıyorlar ama bu hesapların üzerinde en büyük hesap Allah’ındır ve o gerçekleşti. Kandil’deki terör baronlarından Pensilvanya’daki hainlere kadar tüm terör örgütlerinin karşımızda yer aldığı bu seçimlerden zaferle çıktık. Şişirilmiş anketler ve ücreti mukabil çalışan kalemşörlerin gazlamalarıyla iktidara yürüdüklerini zanneden faşist zihniyetin seçim sürecinde nasıl pervasız hale geldiğini hep birlikte gördük. Daha ortada hiçbir şey yokken atılan hesaplaşma naralarını, gizleme gereği dahi duymadıkları devr-i sabık oluşturma niyetlerini hep beraber utançla takip ettik. İnşallah 31 Mart akşamı da bu neticeyi hep beraber görmeyi Rabbim bizlere nasip eylesin” dedi.

  • Fidan, terörle mücadele vurgusu yaptı

    Fidan, terörle mücadele vurgusu yaptı

    Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bir dizi ziyaret için Bursa’ya geldi. İlk olarak Bal-Göç’ü ziyaret eden Fidan, ardından Mudanya’ya giderek sahilde vatandaşlarla sohbet etti. Cumhur İttifakı Mudanya Belediye Başkan Adayı Gökhan Dinçer’in proje tanıtım toplantısına katılan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Geçtiğimiz günlerde Milli Savunma Bakanımız ve MİT Başkanımızla Bağdat’taydık. Hem kendi sınırlarımız içinde hem sınırlarımız dışında terörist unsurları temizleme irademizi Iraklı mevkidaşlarımızla paylaştık. Onlardan da bu konuda bizimle birlikte ortak hareket edeceklerine dair söz aldık” dedi.

    Mudanya’nın milli tarih ve şuur açısından çok müstesna bir yere sahip olduğunu ifade eden Fidan, “11 Ekim 1922’de Anadolu’yu boyundurluk altına alma oyunlarını bozduğumuzu ilk defa yazılı olarak Mudanya’da kayda geçirdik. Milletimiz o vesileyle kahramanları ve vatanseverliği sayesinde tarihin akışının değiştirilebileceğini dünyaya göstermiş oldu. Bizler bugün Cumhurbaşkanımızın liderliğinde şehitlerimizden, gazilerimizden, tarihimizdeki bütün kahramanlardan aldığımız emaneti daha yukarılara taşımanın gayreti içerisindeyiz. Milli şahlanış sürecindeyiz. Türkiye’miz gerektiğinde oyun kuran, gerektiğinde oyunu bozan, adaletsizliklere boyun eğmeyen güçlü bir siyasi duruş sergiliyor” dedi.

    “Savunma sanayiinde yüzde 20 olan yerlilik ve millilik oranını yüzde 80’lere taşıdık”

    “Her zaman söylediğim bir hususu burada size ifade etmek isterim. Bu ülkenin kahramanları hep vardı. Bu topraklar askerinden öğretmenine, bilim insanlarından emekçisine, hayatın her alanında her dönem farklı kahramanlar çıkarmıştır. Bizler zor zamanlarda ortaya çıkan liderler sayesinde güçlüklerin geride bırakılmasına ve yeni dönemlere yelken açılmasına tarih boyunca defalarca şahitlik etmiş bir milletiz” diyerek sözlerini sürdüren Bakan Fidan, “Son 21 yılda Türkiye’mizin hangi noktadan nereye geldiğini, nasıl bir sıçrama kaydettiğini hepimiz gayet iyi biliyoruz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki güçlü Türkiye artık hakikaten sadece bölgesinde değil, uluslararası düzeyde de önemli bir aktöre dönüşmüştür. Bildiğiniz gibi 21 yıldır bildiğiniz veya bilmediğiz birçok cephede görev almış kardeşiniz olarak Cumhurbaşkanımızın devletimiz ve milletimiz için gece gündüz nasıl mücadele ettiğini, nasıl çalıştığını yakinen şahitlik etmiş biriyim. Türkiye’de siyaseti ve toplumsal hayatın her alanındaki vesait zincirlerinin kırılması Cumhurbaşkanımızın azmi ve kararlılığıyla mümkün olmuştur. Son 21 yılda terörle mücadelede ve milli güvenlik sistemimizde daha önce eşi benzeri görülmemiş başarılara imza attık. Türkiye her alanda sözcüğün tam anlamıyla çağ atladı. Savunma sanayiinde yüzde 20 olan yerlilik ve millilik oranını yüzde 80’lere taşıdık” ifadelerini kullandı.

    “Mevcut sistemin acizliği Gazze’de tamamen ifşa olmuştur”

    Küresel savunma ürünleri ile ihracat endekslerinde rekor kıracak noktalara gelindiğinin altını çizen Fidan, “Milletimizin teveccühü ile hayata geçirdiğimiz politikalar, stratejiler vasıtasıyla her alanda çıtayı yükselterek ve refah seviyemizi arttırarak çok şükür yepyeni bir çığır açtık. Milletimiz refah ve huzur ve güvenliğini arttırırken gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizi de ihmal etmedik. Şükürler olsun ki icraatımızın ve çalışmalarımızın semerelerini de alıyoruz. Milli menfaatlerimizi korumak için gidişatı iyi ve doğru okumamız gerekiyor. Mevcut dünya düzeni küresel adaletsizlikle krizlerle, savaşlarla baş edemiyor. Kendini güncellemeyen mevcut sistem, yaşanan sorunların da kaynağı haline gelmiş durumdadır. Mevcut sistemin acizliği Gazze’de tamamen ifşa olmuştur. İsrail’in mezalimine seyirci kalan bu sistem Ukrayna’daki savaşı da engelleyemiyor. Tersine teşvik ediyor. Bu sistem bırakın adaleti tesis etmeyi, küresel düzeydeki eşitsizlikleri daha da derinleştiriyor. Hegemon güçler sadece emperyal gündemleriyle meşgul oluyorlar. Terör örgütlerini vekil örgütleri ve diğer yerel vesayet unsurlarının taşeron olarak kullanmaya devam ediyorlar. Ülkemiz üzerinde oynanmaya çalışan oyunların tümünü Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hamdolsun boşa çıkardık. MİT’teki görevim sırasında arkadaşlarımızla geliştirdiğimiz kendi aramızda bir konsept vardı. Terörle mücadeleyle alakalı. Sadece karşımıza çıkan teröristle uğraşmayacağız peşine düştüğümüz teröristi yakalayıp gereğini yapacağız diye. Öyle de yaptık” dedi.

    Dışişleri Bakanı Fidan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Dış politikamıza bunu uyguladığımız zaman sadece önümüze çıkan tehditlerle değil aynı zamanda ülkemiz için gerekli olan fırsatları, imkanları, milli menfaatleri dünyanın neresinde olursa olsun bulup elde edeceğiz. Sadece uluslararası sistemin önümüze çıkardığı engellerle vaktimizi harcamayacağız, mücadele ederken ülkemiz için, milletimiz için, bölgemiz için iyi olanında peşinden koşacağız. Fırsatların da peşinden koşacağız. İşte bu yüzden Türkiye artan imkan ve kabiliyetleriyle adalet ve vicdan temeliyle yeni bir dünya düzeni kurulması için öncü rol üstlenmiş durumdadır. Cumhurbaşkanımızın ‘Dünya 5’ten büyüktür’ söylemini dünyanın her köşesinde karşılık bulması asla boşuna değil.”

    “Iraklı mevkidaşlarımızdan söz aldık”

    Türkiye’nin artık oyun kuran değil, gerektiğinde oyun değiştiren bir ülke olduğunu sözlerine ekleyen Fidan, “Bunu terörle mücadele stratejimizde de görüyoruz. Hükümetimizde askerimizle, güvenlik güçlerimizle terörle mücadelede son 21 yılda kaydedilen mesafe apaçık ortadadır. Terör illetini sadece ülkemizden değil, sınır ötemizden de temizle çabalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Milli Savunma Bakanımız ve MİT Başkanımızla Bağdat’taydık. Hem kendi sınırlarımız içinde hem sınırlarımız dışında terörist unsurları temizleme irademizi Irak mevkidaşlarımızla paylaştık. Onlardan da bu konuda bizimle birlikte ortak hareket edeceklerine dair söz aldık. PKK’nın Irak’ın çıkarlarına aykırı hareket eden ve orada da müsaade edilmemesi gereken bir örgüt olduğunu ilk defa bu süreç sayesinde muhataplarımız kabul ettiler. Iraklı kardeşlerimizle iş birliğimiz ve koordinasyon toplantılarımız önümüzdeki süreçte de devam edecek. En başta söylediğim gibi oyun bozuculuk, liderlik ve duruş gerektiriyor. Cumhurbaşkanımızın stratejik vizyonu bu milletin zaten var olan kahramanlarını, evlatlarını büyük bir dava etrafında birleştirdi. Bursa Kayıboyu’na ev sahipliği yapmış, Osmanlı Devleti’ne de başkentlik yapmış bir şehir. Mudanyalı kardeşlerimiz kahraman liderlere, cengaverlere, vizyoner devlet adamlarına son derece aşinadır. Bunun en önemli işaretlerinden biri de son 21 yılda Cumhurbaşkanımıza ve belediye başkanlığı görevini yürüten diğer dava arkadaşlarımıza gösterilen sonsuz güvendir” şeklinde konuştu.

    Mudanyalılara seslenen Fidan, “Değerli Mudanyalı kardeşlerim, şimdi söz sırası sizde. Biliyorsunuz, uzun yıllardır Bursa’ya var gücü ile hizmet eden Büyükşehir Belediye Başkanımız Alinur Aktaş tekrar adaydır. Bu görevi kendisine tekrar tevdii edeceğinize inanıyorum. Az önce lansmanını dinlediğimiz genç, dinamik ve enerjik kardeşimiz Gökhan Dinçer de sizin teveccühünüz ile bu emaneti layığı ile taşıyacaktır. Buna da inancımız, güvenimiz tamdır. Bende önce konuşmacı olan Mustafa Bey, çok önemli bir konunun altını çizdi. İlçe belediyesinin büyükşehir ile büyükşehirin de merkez hükümetle olan ilişkisi, koordinasyon ve uyumu vatandaşımıza en ideal hizmetin götürülmesinde kilit hususlardan birisidir. Diğeri ise büyük bir ihlasla, vizyonla ve öngörüyle çalışmaktır” ifadelerine yer verdi.

    Programda ilk olarak Mudanya Belediye Başkan Adayı Gökhan Dinçer projelerini tanıttı. Ardından Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da bir konuşma yaparak, “Mevcut belediye başkanı 10 yıl belediye başkanlığı yaptı. Üzülerek söylüyorum ki vatandaşa anlatacak hiçbir şey yok. Biz neler yaptık? Engellemelere rağmen Büyükşehir Belediyesi olarak Aile Destek Merkezimizi açtık. Gençlik merkezini yaptık. En son BURFAŞ kafemizi de açtık. Sahil düzenlemesini yaptık ki yeni ihalemizi de gerçekleştirdik. Tirilye’yi nasip olursa haziran, temmuz gibi ihya etmiş olacağız. En güzel şekilde Mudanyalılarla buluşturmuş olacağız. Her bir kırsal mahallemizin gerek altyapısı, gerek ulaşımıyla alakalı çalışmalar yaptık” dedi.

    Varank’tan Dinçer’e övgü

    AK Parti Bursa Milletvekili ve önceki dönem Sanayi ve Teknoloji Bakan Mustafa Varank da kısa bir konuşma yaparak, “Biz kendisiyle her zaman gurur duyduk, gurur duyuyoruz. Kendisinin bu millete daha uzun yıllar inşallah güzel hizmetleri olacak. Kendisinin tanımadığı isim yok. Telefon rehberinde olmadığı isim yok. Onun için Gökhan Dinçer kardeşimiz Mudanyalı hemşehrilerimiz ona destek verirse işte bu gücünü, bu kabiliyetlerini Mudanya’nın gelişmesi için kullanacak. Mudanya yüzyılını inşa etmek için kullanacak. Ben inanıyorum ki dinamizmiyle, onun bu yetenekleriyle çok farklı bir Mudanya’yı biz görebileceğiz” şeklinde konuştu.

    Dinçer projelerini sıraladı

    Cumhur İttifakı Mudanya Belediye Başkan Adayı Gökhan Dinçer, “Bizim için Mudanya’nın sadece insanı değil, sokakta ve suda yaşayan canlıları da kıymetli. Yeşili, ağacı, çiçeği, zeytini de kıymetli. Asırlardır birçok medeniyete ev sahipliği yapan, ilçemizin ihtişamlı ve az bilinen tarihi geçmişi de önemli. Biz Mudanya’yı tüm değerleriyle bir bütün olarak sevip yaşatmak için yola çıktık. Rasyonel çözüm üreten, insan odaklı bir belediye bizim yönetim felsefemiz olacak” dedi.

    “2 yılda yeni belediye binası tamamlanacak”

    Mudanya Belediyesi’nin bir belediye binasının bile olmadığını ifade eden Dinçer, “Biz yeni belediye binamızı 2 yıl içinde bitireceğiz. Yeni belediye binamız ile hizmet kalitemizi artırırken, her 15 günde bir düzenleyeceğimiz vatandaş günü ile Mudanya ailemizle bir araya geleceğiz. Onlar bize gelmeyecek, biz onlara gideceğiz. Mudanya’da bir deprem bölgesi ve bununla ilgili ne yazık ki hazırlıksız. Yıllardır birçok yapının yapı kullanma ruhsatı sorunu var. Afet Master Planı ile Mudanya’da vatandaşlarımızın oturdukları binaların depreme dayanıklı olup olmadığının tespitini yapacağız. Kentsel Dönüşüm ve Afet Müdürlüğü kurup, bu müdürlük kapsamında güven masaları kuracağız. Depreme dayanıksız olan bölgelerde kentsel dönüşüm çalışmalarını başlatacağız. Mudanya’mızda çok iyi organize olmuş, gönüllü arama kurtarma ekipleri var. Bunları belediyemiz ile koordinasyonlu çalışacak hale getireceğiz. Mudanyalılar ne istiyor dediğimizde kapalı pazar yeri talebiyle karşılaştık. Kapalı pazar alanlarını vatandaşlarımızın istediği bölgelerde projelendireceğiz. Kapalı pazar alanlarımızın sayısını ihtiyaç duyulan mahallelerimizde gerçekleştireceğimiz projelerle arttıracak, daha verimli ve nitelikli kullanım alanları oluşturacağız. Mudanya halkının çağdaş ve modern mekanlarda alışveriş yapmasına imkan sağlarken, pazarcı esnafımızın da daha kaliteli hizmet vermesine katkı sunacağız. Kırsal alanda yaşamı desteklemek adına köy yerleşik alanları ile ilgili gerekli çalışmaları yapacağız” diye konuştu.

    “MudanyaKart’ı hizmete sunacağız”

    Dinçer sözlerini şöyle sürdürdü:

    “MudanyaKart’ı hizmetinize sunağız. Proje çalışmalarına başladığımız MudanyaKart ile esnafımıza destek, emeklimize nefes ve en önemlisi de kentimizde yaşayan herkesi kapsayan büyük bir aile olacağız. Mudanya’daki vatandaşlara sorduğumuzda önümüze çıkan en önemli sorunlardan biri de ulaşım. Güney Çevre Yolu, Mudanyalıların şehir içi trafiğini Kuzey Çevre Yolu da Mudanya’nın İstanbul ve İzmir’e gidiş gelişlerine nefes aldıracak. Bursa Büyükşehir Belediyemizle birlikte Mudanya’nın ulaşımına ve kent içi trafiğine Nilüfer-Çağrışan bağlantı yolları, Bademli Bulvarı, Mudanya Yolu Şehir Hastanesi bağlantı yolu, Mudanya Yolu-Geçit–Bademli Kavşağı şerit genişletme projeleri ile köklü çözümler sunacağız. Şehir içinde ara sokaklardaki bakımsız yollarla köy yollarını sathi kaplama ve sıcak asfaltla konforlu hale getireceğiz. Şehrin tüm önemli noktalarına, acil ihtiyaç durumlarında halkımızın tüm gereksinimlerini karşılayacak şekilde gece ve gündüz ekonomik ve konforlu ulaşım sağlayacağız. Mudanya’daki trafik sıkışıklığının önemli bir bölümünü oluşturan park sorununu da, vatandaşlarımızın talep ettiği farklı noktalarda ve bölgelerde yapacağımız otoparklar ile ortadan kaldıracağız. Mudanyalılar, yeşil ve mavi ile özdeşleşmek istiyor. 45 km’lik sahilindeki maviliği ile gökyüzü maviliği arasında mutlu bir yaşam istiyor. Bursa Büyükşehir Belediyemizin Mudanya, Güzelyalı ve Tirilye Yat Limanı Projesi’ni sahil düzenleme ve Mudanyaport projemiz ile taçlandıracağız. Mudanya bir turizm bölgesi ancak bir tane bile turizm danışma ofisimiz yok. Belediyemiz bünyesinde yerli ve yabancı turistlerimiz için turizm ofisleri açacağız. Buralarda genç kardeşlerimiz de çalışacak ve kendi harçlıklarını kazanacaklar.”

    Yenilenebilir enerji vurgusu

    Mudanya’da yeşil alanları artırarak, inşaat uygulamaları başta olmak üzere ilçe genelindeki tüm planlama ve tasarım çalışmalarında yenilenebilir enerji kullanımını önceleyen bir yönetim anlayışı içinde olacaklarını belirten Gökhan Dinçer, “İklim şartlarına ve olağanüstü hava olaylarına uyumlu doğa temelli çözümler ve eko sistem temelli yaklaşımlarla çevreye duyarlı ve iklime uyumlu bir Mudanya oluşturacağız. Hasköy ve Altıntaş mesire alanlarını yaparak halkımızın doğayla iç içe yaşamasına katkıda bulunacağız. Mevcut yerlerinde sorun yaşayan Mudanyalı balıkçılarımızın, daha konforlu ve hava şartlarılarına uygun balıkçı barınaklarına kavuşmasını sağlayacağız. Ayrıca, destek paketleriyle de balıkçılarımızın yanında olacağız” ifadelerine yer verdi.

    Denizcilik lisesi için girişimler olacak

    “Tüm mahallelerimiz ve köylerimizde çocuklarımızın arkadaşlarıyla sosyalleşebilecekleri ve keyifle vakit geçirebilecekleri parklar kuracağız” diyerek sözlerini sürdüren Dinçer, “Ayrıca bütün çocuk parklarımızı güvenlik kameralarıyla denetleyeceğiz. Öncelikle kadınları iş gücüne katmak ve tüm Mudanya esnafına ihtiyaçları doğrultusunda yardımcı ve destek olmak istiyoruz. Bu yüzden öncelikle kadınlarımıza alım garantili hediyelik eşya üretimi konusunda destek verecek kırsal alandaki üretici kadınlarımıza E-Ticaret alanında destek vererek, öncülük edeceğiz. Halkımızın yoğun talepleri arasında yer alan Denizcilik Lisesi’nin de Mudanya’mızda yer almasıyla ilgili bakanlıkla görüşmelerimizi yaptık. Geleceğin denizcileri Mudanya Denizcilik Lisesi’nde yetişecek. Mudanya’da her gencin talebi, her türlü branşı kapsayan spor tesislerinin kurulması. İşte Cumhuriyetimizle yaşıt Mudanya Spor’umuzun sahasının durumu ortada. Mudanya stadyumunu bulunduğu alanda ’yaşayan stadyum’ konseptiyle birçok spor branşına ev sahipliği yapacak şekilde projelendireceğiz. Mudanya Stadımız gibi Tirilye Stadımızı da yapacağız. Ayrıca Mudanyalı gençlerimizin gerekli bilgi ve beceri anlayışlarını edinmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine, fiziksel ve ruhsal sağlıklarını korumalarına, sosyalleşmelerine katkı sunmak ve yeni teknolojilerle buluşturmak adına Gençlik ve E-Spor merkezimizi hayata geçireceğiz” dedi.

    Büyükler için Yaşam Merkezi

    Mudanya nüfusunun yüzde 30’unun 60 yaş üstü olduğunun altını çizen Mudanya Belediye Başkan Adayı Gökhan Dinçer, “Sahillerimiz günlük kullanımlarının yanında su sporlarıyla da öne çıkacak. Yelken, kano, dalış gibi su sporlarını geliştirmek için su sporları merkezini hayata geçireceğiz. Mudanya’mızın nüfusunun yüzde 30’u 60 yaş üstü. Yıllarca memleketimize hizmet etmiş büyüklerimiz için Yaşam Merkezi’ni hayata geçireceğiz. Büyüklerimizin sosyalleşeceği, boş vakitlerini keyif ve huzurla geçirecekleri Emekliler Lokali’nin yanı sıra evde hasta bakımı ile sağlık hizmetini onların ayağına götüreceğiz. İhtiyaç sahibi 60 yaş üstü büyüklerimiz için MudanyaKartlarına yükleme yaparak, temel ihtiyaç malzemelerini almalarına destek olacağız. Engelli vatandaşlarımıza günlük hayatlarını kolaylaştırmaları ve kentin tüm imkanlarından sorunsuz bir şekilde faydalanmaları için “Engelsiz Kent Mudanya” projesini hayata geçireceğiz. Bunun yanı sıra sosyal ve ekonomik alanlarda sağlayacağımız destek ve imkanlarla aileleriyle birlikte Mudanya’da yaşama keyfinden en üst düzeyde faydalanmalarını sağlayacağız” şeklinde konuştu.

    Hayvan Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi

    Dinçer sözlerini şöyle tamamladı:

    “Biz hayvanları çok seviyoruz ve tüm canlılara saygı duyuyoruz. Özellikle sokak hayvanlarını korumak ve ihtiyaçlarını karşılamak üzere modern bir hayvan bakım ve rehabilitasyon merkezi açacağız. Ve en mutlu gününüz için evlenecek çiftlerimize kaliteli, şık ve geniş bir mekân olarak projelendirdiğimiz Mudanya Nikahevi’ni halkımıza kazandıracağız.”

  • Rusya’da zafer Putin’in

    Rusya’da zafer Putin’in

    Rusya’da 15 Mart tarihinde başlayan devlet başkanlığı seçimlerinde oy verme işlemi TSİ 20.00’de sona erdi. Rusya Merkez Seçim Komisyonu tarafından yapılan açıklamada, seçime katılım oranının yüzde 74,22 olduğu belirtildi. Oyların yüzde 24.4’ünün sayıldığını aktaran Komisyon, Vladimir Putin’in oyların yüzde 87,8’ini, Nikolay Haritonov’un oyların yüzde 8,87’sini, Vladislav Davanko’nun oyların yüzde 8,77’sini ve Leonid Slutsky’in oyların yüzde 2,97’sini aldığını açıkladı.
    Ülke genelinde oy sayım işlemi devam ederken, saat farkı nedeniyle doğu bölgelerinde oy sayım sürecinin tamamlandığı ve sonuçların Merkezi Seçim Komisyonu’na iletildiği ifade edildi.

  • İliç’te maden faciası Toprak altında kalan pikaba ulaşıldı

    İliç’te maden faciası Toprak altında kalan pikaba ulaşıldı

    Maden sahasında toprak kaldırma çalışması sürdürülürken bugün toprak altında kalan pikaba ulaşıldı.

    Pikapta herhangi bir işçinin olup olmadığı konusunda açıklama yapılmadı.

    AFAD ve ilgili ekipler pikabın bulunduğu alanda çalışmaları hızlandırdı.

    Anagold Madencilik’in 2010 yılı Aralık ayından itibaren altın üretimi yaptığı Çöpler Madeni’nde 13 Şubat Salı günü saat 14.30 sıralarında toprak kayması meydana gelmişti.

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, hacmi 10 milyon metreküp olarak hesaplanan bir kütlenin kaydığını söylemişti.

    Maden ocağındaki 9 işçi bu kütlenin altında kalmıştı.

    İşçileri arama çalışmaları devam ediyor.

  • Erdoğan duyurdu emekli ikramiyesi için tarih belli oldu

    Erdoğan duyurdu emekli ikramiyesi için tarih belli oldu

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Yüzyılı’nın Emekçileri İftar Programı’na katıldı. Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen programda yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışanları enflasyona ezdirmediklerini belirterek, “Çalışmak kadar emeğinin karşılığını da hakkıyla almanın öneminin hepimiz şuurundayız. İşçinin ücretini teri kurumadan önce ödeyiniz’ buyuran bir inancın mensupları olarak zaten başka türlü hareket etmemiz beklenemez. İzinden gittiğimiz atalarımızda işçinin hakkının verilmesi hususunda hep itinayla davranmışlardır. Kanuni Sultan Süleyman Süleymaniye Camii’nin inşaatında çalışan işçilerin ücretinin günlük olarak verilmesini emretmiş bunun için inşaatın ortasına bir hesap çadırı kurdurmuştur. Cami inşaatının tamamlanmasından sonra bu güzel hatırayı yaşatmak adına 1792 yılında Çadır Çeşmesi yaptırılmıştır. İBB Başkanlığımızdan itibaren biz de görev aldığımız her yerde çalışanların haklarının teslimi için çaba harcadık. Ülkemizde 1 Mayıs tarihi uzun yıllar gerginliğin, çatışmanın ve 1977 yılındaki menfur olayın sembolü olarak anıldı. Bu tarihi 2008 yılında resmen Emek ve Dayanışma günü 2009 yılından itibaren de remi tatil ilan ederek işçilerimiz ile dayanışmamızı gösterdik. Enflasyona karşı çalışanlarımızı ezdirmeme bir diğer prensibimizdi. Özellikle son yıllarda üst üste yaşadığımız salgından bölgesel savaşlara küresel ekonomik krizlerden asrın felaketi olan 6 Şubat depremlerine rağmen duruşumuzdan taviz vermedik. 2024 yılında da bu hassasiyetimizi muhafaza ediyoruz” dedi.

    “Bu yıl emeklilerimizin bayram ikramiyelerinde de yüzde 50 artışa gittik”

    “Bölgesel krizlerin ve istikrarsızlıkların yol açtığı mali yükü en az şekilde insanımıza yansıtmanın derdindeyiz” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Bu anlayışla bir sosyal koruma ücreti olan ve çalışma hayatındaki ücret politikaların en alt sınırını temsil eden asgari ücret 17 bin liraya çıktı. Böylece asgari ücrette bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 100 oranında artış oldu. Asgari ücret desteğini 700 liraya çıkararak ödemeyi sürdürüyoruz. Memurlarımızın aylıklarında ise 2024 yılı Ocak ayında enflasyon farkıyla birlikte yüzde 50’ye yakın bir artış sağladık. Bu rakamlarla en düşük memur maaşı 2002 yılına göre reel olarak yüzde 300 oranında nominal olarak ise 84 kat artış gösterdi. Aynı şekilde katlanarak artan emekli sayımıza rağmen emeklilerimizin ücretlerinde de çok önemli iyileştirmeler yaptık. Daha önce olmayan bayram ikramiyesi bu uygulamayı getirerek emeklilerimize bayram sevinci yaşattık. Geçen sene emeklilerimizden gelen talepler doğrultusunda her bir emeklimize tek seferlik 5’er bin liralık ödeme gerçekleştirdik. Bu yıl emeklilerimizin bayram ikramiyelerinde de yüzde 50 artışa gittik. Ramazan bayramı ikramiyelerini 2-5 Nisan tarihleri arasında emeklilerimizin hesaplarına yatırmış olacağız. Devletimizin deprem bölgesiyle ilgili yükümlülükleri azaldıkça artan kaynağı emeklilerimiz ve çalışanlarımız başta olmak üzere milletimizin istifadesine sunmaya devam edeceğiz. Bunun yanında enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara düşürerek tüm toplum kesimlerinde daha kalıcı refah artışı sağlayacağız.”

    “Memurlarımızın haklarını genişletmek için gayret ederken muhalefet bunları Anayasa Mahkemesine götürerek budamaya çalışıyor”

    “Emeğin karşılığı kadar önemli bir diğer konu emeğin müdafaasıdır” diyen Erdoğan, “Çok kritik rol üstlenen sendikalarımız ve konfederasyonlarımız yine bizim dönemimizde rahat bir nefes alabilmiştir. Sendikacılık ile işçi işveren ilişkilerinin düzenleyen ve adil temsilini sağlayan sosyal diyalog mekanizmalarımız geçmişte hak ettiği değeri ve ilgiyi görememiş ihmal edilmişti. Son 21 yılda her alanda olduğu gibi sosyal diyalog konusunda da ciddi ilerlemeler kaydettik. İşçilerde sendikalaşma oranı 2024 Ocak istatistiklerinde yüzde 15’i geçti. Memurlarda sendikalaşma oranı ise yüzde 74 oranına yükseldi. Her toplu görüşmemizde yeni imkanlar getirerek memurlarımızın haklarını iyileştirmeyi sürdürüyoruz. Ülkemiz ve milletimiz yararına attığımız her müspet adımda olduğu gibi burada da muhalefetin engellemeleriyle karşılaşıyoruz. Toplu sözleşme ikramiyesi bu kazanımlardan birisidir. 7. dönem kamu toplu sözleşmesiyle üye sayısı yüzde 2’yi geçen sendikaların mensuplarına aylık 538 lira ödeme yapıyorduk. Bu düzenleme ana muhalefet partisinin başvurusundan dolayı Anayasa Mahkemesi tarafından geçenlerde iptal etti. Bu iptal kararıyla ikramiyeden yararlanan 2 milyona aşkın kamu görevlimiz maalesef 345 lira daha az aylık alacak. Bu da 2 yıllık toplu sözleşme sürecinde memurumuzun 8 bin 280 lira kaybı anlamına geliyor. Biz memurlarımızın haklarını genişletmek için gayret ederken muhalefet ise bunları Anayasa Mahkemesine götürerek budamaya çalışıyor. Çalışanlarımızı ve emeklilerimizi bize karşı kışkırtmak için meydanlarda atıp tutuyorlar ama mahkeme kapılarını aşındırmaktan da maalesef geri durmuyorlar. Bize göre yanlış olan bu kararla ilgili olarak üzerimize düşeni mutlaka yapacağız. Geçtiğimiz yıl yaptığımız 3 bin 600 ek gösterge düzenlemesiyle ek göstergelerini yeniden belirlenmesini sağlamıştık. 3 bin 600 ek gösterge düzenlemesini genişleteceğimizi duyurmuştuk. Bu sözümüzü de önümüzdeki dönemde hayata geçireceğiz. Çalışma Meclisimizin çalışma hayatının gelecek yüzyılı temalı 13. toplantısını önümüzdeki aylarda gerçekleştirmeyi planlıyoruz” ifadelerini kullandı.