Kategori: Haber

  • Atmaca’dan tam isabet

    Atmaca’dan tam isabet

    Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından başlatılan ve Roketsan ana yükleniciliğinde yürütülen ATMACA Projesi kapsamında, milli imkanlarla geliştirilen alt sistem ve bileşenlerin doğrulanması amacıyla gerçekleştirilen atışta, hedef başarıyla vuruldu.

    Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada, “Gelen sese kulak verin; o ses bizi geleceğe taşıyacak. Milli motorlarımızla güçlenen milli platformlarımız, savunma sanayiimizin tam bağımsızlık hedefine ivme katıyor, sahada oyunları değiştiriyor. Başkanlığımız himayelerinde başlatılan ve Roketsan tarafından geliştirilen ATMACA Füzesi, Kale Ar-Ge tarafından geliştirilen Türkiye’nin ilk yerli ve milli Turbojet Motoru (KTJ-3200) ile gerçekleştirdiği atışta, hedefini başarıyla vurdu. Başta mühendislerimiz ve teknik ekiplerimiz olmak üzere projede emeği geçen herkesi yürekten tebrik ederim. Ülkemize, milletimize hayırlı uğurlu olsun.”

  • İmamoğlu’na metro tepkisi

    İmamoğlu’na metro tepkisi

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakırköy- Bahçelievler-Güngören-Bağcılar Kirazlı Metro Hattı Açılış Töreni’ne katıldı. Törene Erdoğan’ın yanı sıra Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, eski Başbakan Binali Yıldırım, eski Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ve Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum katıldı. Metro istasyonunun duvarlarında “Türkiye’de 85 milyonun kalbi Filistinli çocukların barış içinde yaşaması için atıyor” mesajı ve Filistin ile ilgili süslemeler yapıldığı görüldü.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı konuşmada, “Bir projenin daha açılışı vesilesiyle bir aradayız. Metro ve raylı sistem seferliğimizi hız kesmeden sürdürüyoruz. Ocak ayının son günlerinde İstanbul Havalimanı’na kadar uzanan 37.5 kilometre uzunluğundaki metro hattının Gayrettepe Kağıthane arasındaki bölümünü hizmete sunmuştuk. Böylece İstanbul’umuzu hızı saatte 120 kilometreye çıkan günlük 600 bin yolcu kapasiteli çok önemli bir yatırıma kavuşturduk. İki hafta önce de Kazlıçeşme-Sirkeci raylı sistemi ve yaya odaklı yeni nesil ulaşım projesini devreye aldık. Neredeyse bir buçuk asır boyunca şehrimize hizmet etmiş bu hattı, tarihi kimliğine uygun şekilde yeni bir tasarımla, teknolojinin son imkanlarıyla tekrar ayağa kaldırdık. Bu projeyle İstanbul’umuz raylı sistem hattı yanında turizm, spor, gezinti, bisiklet ve diğer imkanlarıyla göz kamaştırıcı bir sosyal ve kültürel değere sahip oldu. İstanbul’un giderek ağırlaşan trafik ve ulaşım sorununu hafifletmeyi görev addediyoruz” dedi.

    “Uğraştıran değil, ulaştıran İstanbul” olacağını belirten Erdoğan, “5 yıl bitti, 5 yıl. Büyükşehir belediyesi acaba kaç metro hattı yaptı? Yalandan başka bir şey yok. Rahmetli Kadir beyin yaptıklarına sahip çıkıyor. Bizim yaptıklarımıza sahip çıkıyor. Veyahut da metronun adımı atılıyor geliyor ona dolgu yapıyor. Sen busun ya. Yaptığın bir şey yok. Dürüst ol dürüst. Fakat 31 Mart akşamı ben inanıyorum ki İstanbullu kardeşlerim bu yalana, dolana, talana prim vermeyecek, yolun açık olsun diyecek. Buna hazır mıyız. Öyleyse 31 Mart akşamına kadar ana kademe pardon kadın kolları, gençler çalışıyor muyuz? Çok çalışıyor muyuz? Bu duvarlardaki hani tam ileri diyor ya işte o tam ileriye, şimdi ona tam ileri yolun açık olsun demek lazım. Ve ben İstanbul bu kararı verdi diyorum. Yeni ulaştırma projelerini yeni metro hatlarını tek tek hayata biz geçiririz” diye konuştu.

    “Mevlüt beyle devam eden süreç ve biz gittik geldi 5 yıl en ufak bir şey yok”

    Erdoğan, “Açılışını yapmak üzere bir araya geldiğimiz Bakırköy sahil Bahçelievler Güngören Bağcılar Kirazlı metro hattı bu çabalarımızın en son örneğidir. Uzunluğu 8,4 kilometre olan günlük 1 milyon yolcu kapasiteli hattımızın üzerinde 7 istasyon bulunuyor. Metro hattımız Kirazlı istasyonunda Başakşehir kirazlı hattı ile incirli istasyonunda metobüs ve Aksaray Atatürk Havalimanı hattı ile özgürlük meydanı istasyonda Marmaray ile Bakırköy İstasyonunda ise İDO deniz otobüsleri ile entegre olacaktır. Şu andaki belediye acaba kaç tane metrobüs hattı yaptı. Nereye kadar metrobüs hattı uzadı. Yapmaz ve yapamazlar sadece yalan. Bunlara gerekli dersi, gerekli cevabı inşallah metrobüsü İstanbul’un hayatına kazandıran kim? AK Parti. AK belediyecilik. Aynı şekilde bütün metro hatlarını yapan yine AK Parti yine bizim belediyelerimiz. Belediye başkanlığımdan başlayan bu süreçte Kadir beyle devam eden süreç ve ondan sonra yine Mevlüt beyle devam eden süreç ve biz gittik, geldi 5 yıl en ufak bir şey yok. Şimdi bu hattın devreye girmesiyle çok geniş bir çevrede yaşayan İstanbullu kardeşlerimizin hayatı daha da kolaylaşacaktır. İstanbullu vatandaşlarımız bugünden itibaren Kayaşehir-Bakırköy sahil arasında 39 dakikada Çam ve Sakura Şehir Hastanesi İncirli arasında 31 dakikada. Yahu Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nin yolunu yapmadı yolunu. O yolu biz yaptık. Ulaştırma Bakanlığı’na talimat verdim ve de Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nin yolunu da yine biz yaptık. Ne işe yarıyorsun. Şunu da ben yaptım de” dedi.

    “İstanbul’un raylı sistem uzunluğu 384 kilometreyi bulacak”

    “Metro hattımızın önümüzdeki 25 yıllık süreçte ekonomimize 6 milyar doların üzerinde kazanç sağlayacağı hesaplanıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kayaşehir Kirazlı arasında 27 dakika Metro kent özgürlük meydanı arasında 30 dakika da seyahat edebilecekler. Metro hattımızın İstanbul’un en yoğun yerleşim yerinin olduğu bölgede ulaşım noktasında çok ağır bir yükü alacağına inanıyoruz. Bunları söylerken İstanbul’un dışından birisi olarak değil bir İstanbullu olarak söylüyorum. Burada doğmuş, burada büyümüş bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Dertliyiz dertli. Bunlara gereken dersi 31 Mart akşamı verelim diye söylüyorum. Tabii bu hattın hem İstanbul’a hem Türkiye’ye ekonomik anlamda da önemli katkıları olacaktır. Motorlu taşıtlardan raylı sistemlere yönelecek trafik sayesinde akaryakıttan araç ve yol bakımına kadar kişi ve kamu giderlerinde önemli bir tasarruf yapabileceğiz. Ulaşım trafik en büyük sıkıntı burada ayrıca karbondioksit salınımını düşürerek çevrenin korunmasına da katkı sağlayacağız. Bu hattı devreye almak suretiyle trafik kazalarının sebep olduğu can ve mal kaybını da inşallah azaltacağız. Metro hattımızın önümüzdeki 25 yıllık süreçte tüm bu hususlarda ekonomimize 6 milyar doların üzerinde kazanç sağlayacağı hesaplanıyor. Bugünkü açılışımızla birlikte İstanbul’da tamamlanan raylı sistem ağlarının uzunluğunu 348 kilometreye çıkarıyoruz. Elbette burada durmayacağız. Halen yapım aşamasında iki önemli metro hattımız daha var. İstanbul Havalimanı Arnavutköy Halkalı ile Altunizade Çamlıca Camii Bosna Bulvarı metro hatlarındaki çalışmalar devam ediyor. Biri 31,5 kilometre diğeri 4,5 kilometre uzunluğundaki bu iki projemizi de en kısa sürede tamamlayarak şehrimizin istifadesine sunacağız. Böylece İstanbul’un raylı sistem uzunluğu 384 kilometreyi bulacak. Bakırköy sahil Bahçelievler Güngören Bağcılar kirazlı metro hattının ülkemize milletimize şehrimize ve sizlere hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

    “Yarım gün mesaiyle İstanbul yönetilmez”

    İstanbul’u daha yaşanabilir bir yer haline getirmek için, İstanbul’u gelecek nesillere en güzel şekilde emanet etmek için canla başla çalıştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bu şehrin her meselesini kendi meselemiz, her sıkıntısını kendi sıkıntımız, her sevincini de kendi mutluluğumuz olarak görüyoruz. Şunu, altını çizerek belirtmek isterim; İstanbul’a bu nazarla bakmayan hiç kimse Fatih’in emaneti olan bu aziz şehri anlayamaz, İstanbulluyu anlayamaz. Gerçekten de İstanbul öyle büyük bir adanmışlık gerektirir ki kendi dışında başka hiçbir işle meşgul olunmasını kaldırmaz. Yani yarım gün mesaiyle İstanbul yönetilmez. İstanbul’u bırak hadi, kayağa git. İstanbul’u sel afeti almış götürüyor, nerede? Anlayın işte. Kardeşlerim, her şeyiyle kendini buraya adayacak olan İstanbul’a kendini adamış olur. Biz işte bunun için her fırsatta ne diyoruz? ’Sadece İstanbul.’ Bunun için hep İstanbul’a hizmet etmenin ne kadar ağır bir sorumluluk olduğuna dikkat çekiyoruz. Böyle bir anlayışa ve odaklanmaya sahip olmayanların elinde İstanbul’un son dönemde nasıl büyük bir irtifa kaybı yaşadığını herkes kabul ediyor” dedi.

    “İstanbul’a karşı mesuliyetimizin bilinci ile 2019’dan sonrada İstanbul’u kaderine terk etmedik”

    Trafiğin İstanbullu için artık sorundan öte zulüm haline geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

    “Daha önce belli saatlerde yaşanan trafik sıkışıklığı artık günün hemen her saatinde sıradan hale geldi. İstanbullu kardeşlerimizin ömrü trafikte geçiyor desek, yanlış bir ifade kullanmış olmayız. Şayet biz vakti zamanında CHP’nin takoz siyasetine boyun eğip Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü, Kuzey Marmara Otoyolu’nu yapmasaydık bugün durum çok daha kötü olurdu. Biz, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün temelini attığımız zaman bunlar ne yaptılar? Geldiler, gösteriler yaptılar. ’Bu köprüye ihtiyacımız yok.’ dediler. Ama biz onları dinlemedik. Niye? İstanbul’un neye ihtiyacı olduğunu İstanbul’la dertlenen bizler biliyorduk da onun için. CHP’nin ve onun güdümünde hareket eden ideolojik çevrelerin her türlü engelleme çabalarına rağmen bu yatırımları şehrimize kazandırdık. İstanbul’a karşı mesuliyetimizin bilinci ile 2019’dan sonrada İstanbul’u kaderine terk etmedik. Ulaştırma Bakanlığımız vasıtasıyla metro hatları başta olmak üzere raylı sistem projelerinin inşasını sürdürdük. Yine bu dönemde İstanbul’un transit trafik yükünü hafifletecek 1915 Çanakkale Köprüsü gibi devasa yatırımları hizmete sunduk. Bunlar kalsa Çanakkale Köprüsü’ne ne gerek diyorlardı. Tüm bu eserlerin inşa sürecinde karşılaştığımız zorlukları CHP tarafından önümüze çıkartılan engelleri İstanbullu kardeşlerim çok iyi hatırlıyor. Ama biz bunların hiç birine aldırmadık. Hiçbirine prim vermedik. İstanbul’un neye ihtiyacı varsa nerede bir eksiklik varsa sorunlar nerede içinden çıkılmaz bir hal alıyorsa oraya yoğunlaşarak İstanbul’un daha fazla kan kaybetmesinin önüne geçtik.”

    “İstanbul’u fetret devrinden kurtarmak için önümüzde tarihi bir fırsat var”

    Erdoğan, “Avrasya Tüneli gayet güzel bir şekilde işliyor mu? Denizin altından gidiyor, aynı şekilde Marmaray denizin altından gidiyor. Bunlar ne diyorlardı? ’Gerek yok.’ Peki niye kullanıyorsun? Kullanma. Fakat biz isteseler de istemeseler de insanoğluna hizmet için varız. Kardeşlerim, İstanbul’u fetret devrinden kurtarmak için önümüzde tarihi bir fırsat var. 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’nin İstanbul için bir kader ve karar seçimi olduğu anlaşılıyor. Bu şehirde yaşayan, meselelere vicdan penceresinden bakan herkes artık şu gerçeği görebiliyor. İstanbul’u, tarihi vazifesi olarak görmeyen, yapacak başka işi olmadığı vakitlerde burayla ilgilenen zihniyetin şehri layıkıyla yönetmesi mümkün değildir. Çünkü İstanbul, maddi ve manevi cesametiyle kendisi dışında gül koklanmasına tahammülü olmayan bir şehirdir. Yarı zamanlı olarak bu şehri idare edebilecekleri vehmine kapılanların nasıl yanıldıklarını hep birlikte çok acı bir şekilde gördük, görüyoruz. İstanbul’un kendine nimet olarak bakanlardan ziyade emanet olarak bakan, görev şuuru yüksek, sorumluluk sahibi yöneticilere ihtiyacı var. İstanbul’un, 31 Mart’ta muradına erdiğinde aynı zamanda emaneti hakkıyla taşıyacak bir şehreminine de kavuşacaktır.”

    “5 yıl boyunca 650 bin konutun dönüşümü sağlanacak”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Farklı siyasi tercihlerimiz olsa da bu şehirde yaşayan İstanbullular olarak İstanbul’un acil meseleleri konusunda hepimizin aynı düşündüğüne, aynı kanaatleri paylaştığına inanıyorum. Nedir bunlar? Tabii ki öncelikle geçtiğimiz günlerde Çanakkale’de meydana gelen 4,9 büyüklüğündeki sarsıntı bize deprem gerçeğini tekrar hatırlattı. İstanbul’un bir an önce sağlıksız yapı stokunu yenilemesi ve depreme hazırlanması gerekiyor. Murat kardeşimin bu konuda ihmalkar davranıldığında ne kadar büyük bedeller ödeyeceğimize dair tespitine biz de katılıyoruz. Kısa süre önce devreye aldığımız Yarısı Bizden Kampanyası, İstanbul’un depreme hazırlanmasına verdiğimiz önemin bir göstergesiydi. Önümüzdeki 5 yıl boyunca 650 bin konutun dönüşümünü sağlayarak, inşallah şehrimizi depreme karşı daha dirençli hale getireceğiz. Bakanlığının neredeyse yarısını afet bölgelerinde geçmiş Murat kardeşim Allah’ın izniyle bunu yapabilecek tecrübeye, vizyona ve iradeye sahiptir. Bir diğer hem fikir olduğumuz konu trafiktir, ulaşımdır” ifadelerini kullandı.

    “2029 yılına kadar kara yolunun payını yüzde 60’a düşürecek, raylı sistemlerin payını yüzde 37’ye çıkaracak bir altyapıyı kurmaktır”

    Kara yolunun ağırlığının yüzde 72’ler seviyesinde olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Trafik meselesinin İstanbul’da nasıl bir çile haline geldiğini az önce ifade ettim. İstanbullu kardeşlerim zaten her gün, her saat bu sorunla yüzleşiyor. Murat kardeşim, raylı sistem ağırlıklı olarak şehrin ulaşım sorununun çözümüyle ilgili projelerini paylaştı. Şu anda toplu ulaşımda kara yolunun ağırlığı yüzde 72’ler seviyesinde. Raylı sistemlerin payı ise yüzde 26 civarında. Bunun daha dengeli bir yapıya kavuşturulması önemlidir. Trafik sorununu ortadan kaldırmak, kara, raylı ve deniz yolu altyapısını eş zamanlı olarak geliştirmekle mümkündür. Amacımız, 2029 yılına kadar kara yolunun payını yüzde 60’a düşürecek, raylı sistemlerin payını yüzde 37’ye çıkaracak bir altyapıyı kurmaktır. Bir sonraki adımda kara yolu ağırlığıyla raylı sistem ağırlığını eşitlemiş olacağız. Dolayısıyla raylı sistem uzunluğunu 2029 yılına kadar 650 kilometrenin, 10 yıl sonra da 1000 kilometrenin üzerine çıkaracağız. Böylece Beylikdüzü-Avcılar’dan metroya binen bir İstanbullunun Boğaz’ın altından geçerek, Söğütlüçeşme’ye kadar güvenle, metro konforunda ulaşmasını temin edeceğiz. Deniz ulaşım payını üç yeni hat ile iki kat artıracağız. İstanbul’un iki yakasına iki büyük tünel yaparak, ulaşımı rahatlatacağız. Ortalama yolculuk süresini 64 dakikadan 39 dakikaya düşürerek trafiği bir sorun olmaktan önemli ölçüde çıkaracağız. Rabb’im yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum. İstanbullu kardeşlerimin tercihinin hizmetten, eserden, Cumhur İttifakı’nın gerçek belediyecilik vizyonundan yana olacağına yürekten inanıyorum” dedi.

    “Ramazan-ı Şerifinizi şimdiden tebrik ediyorum”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın ramazan ayının ilk günü olduğunu hatırlatarak, “Yarın günlerden ne? Akşam ne yapıyoruz? Teravihimiz var. Gece ne yapıyoruz? Ertesi gün iftardayız. Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan mübarek Ramazan-ı Şerifinizi şimdiden tebrik ediyorum. Rabb’im bizleri Ramazan-ı Şerif’e ulaştırdığı gibi Ramazan Bayramı’na da kavuştursun inşallah. Birliğimizi, beraberliğimizi daim eylesin. Bu vesileyle sözlerime son verirken hepinizin tekrar mübarek Ramazan-ı Şerifini tebrik ediyorum. Açılışını yaptığımız Bakırköy Sahil-Bahçelievler-Güngören Bağcılar Kirazlı Metro Hattı’nın İstanbul’a, İstanbullulara hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

  • Ramazan ayının ilk teravih namazı kılındı

    Ramazan ayının ilk teravih namazı kılındı

    Ramazan ayının gelmesi ile bu akşam ilk teravih namazı kılındı. Eşleri ve çocukları ile Sultanahmet Camii’ne giden vatandaşlar dua ederek teravih namazlarını kıldı. Ayrıca, Ayasofya Camii’ne “La İlâhe İllallah”, Sultanahmet Camii’ne ise “Muhammedün Resulullah” yazılı mahyalar asılarak aydınlatıldı. Teravih namazı kılmak için Sultanahmet Camii’ne gelen Adem Can Kebapçı, “Ramazanın ilk günü olduğu için ilk teravihe gelelim dedik. O yüzden Sultan Ahmet’e geldik arkadaşımla beraber, bu güzel günde burada olmak istedik” dedi.

    Sultanahmet Camii’ne gelen Mahmut Raşit İnce isimli vatandaş ise, “Elhamdülillah Ramazan’a kavuştuk. Ramazanı zaten nasıl geçirirsen tüm yılı o şekilde geçiriyorsun, ondan dolayı bu Ramazanı güzel geçirme umudu ile bekliyorduk geldi. İnşallah güzel geçireceğiz, ihlaslı takva bir şekilde. Tüm ümmete bir uyanış vesilesi olsun inşallah. Rabbim hepimize bunun hissini yaşamayı nasip eylesin” şeklinde konuştu.

     

  • Usta oyuncu Kayhan Yıldızoğlu hayatını kaybetti

    Usta oyuncu Kayhan Yıldızoğlu hayatını kaybetti

    “Çiçek Taksi”, “Selena”, “Akasya Durağı” gibi yapımlarla tanınan 90 yaşındaki usta oyuncu Kayhan Yıldızoğlu, yaşlılığa bağlı nedenlerle İstanbul’da evinde hayatını kaybetti.

    Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sanatçının vefatına ilişkin sosyal medya hesabından başsağlığı dileyerek, “Sinemamızın büyük bir ustasının daha aramızdan ayrılmasının üzüntüsünü yaşıyoruz. Sinemamızın duayeni, unutulmaz bir sanatçı KayhanYıldızoğlu… Gönüllerimizde müstesna bir yere sahip olan kıymetli sanatçımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına, sevenlerine ve tüm sanat camiamıza başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet olsun” ifadelerini kullandı.

    Yıldızoğlu, geçen yıl verdiği röportajda şunları söylemişti:

    “Beni sevenlere, sevmeyenlere de kalpten büyük sevgiler gönderiyorum. Eksik olmasınlar; gerek sokakta gerek mağazada gerek alışverişte gerek iş hayatında her zaman bana halkımdan, çalıştığım arkadaşlarımdan, yönetmenlerimden çok büyük bir sevgi seli aktı. Bir gün, bir tanesi bile kalbimi kırmadı benim ama ne verirsen onu alırsın, ne ekersen onu biçersin. Ben de öyle yanlış şeyler yapmadım. Efendilikle çalıştım. Bütün arkadaşlarıma kalpten sevgi, saygı gösterdim ama bunun semeresini aldım.”

    Kayhan Yıldızoğlu’nun cenaze töreni, 11 Mart’ta gerçekleştirilecek.

    Kayhan Yıldızoğlu kimdir?

    26 Aralık 1936’da dünyaya gelen Kayhan Yıldızoğlu liseden sonra ailesinin isteğiyle hukuk fakültesinde okudu. 3. sınıfa geldiğinde okulu bıraktı ve tesadüfen tanıştığı Muhsin Ertuğrul sayesinde tiyatro ile tanıştı. Katıldığı seçmeler sonrası seçilen Yıldızoğlu, 20 yıl boyunca İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda görev aldı.

    İlk filmini 1966 yılında çeviren Kayhan Yıldızoğlu, 180’e yakın filmde rol aldı, ayrıca televizyon dizilerinde de oynadı.

     

  • Türkiye’nin ilk milli uçağı turbofan’ın  motoru çalıştırıldı

    Türkiye’nin ilk milli uçağı turbofan’ın motoru çalıştırıldı

    Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) himayesinde başlatılan ve TUSAŞ Motor Sanayi AŞ (TEI) sorumluluğunda yürütülen proje kapsamında, Türkiye’nin ilk askerî turbofan motoru TF6000 başarıyla çalıştırıldı.

    Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından yapılan açıklamaya göre, Türkiye’nin ilk askerî turbofan motoru TF6000, Millî Muharip Uçak KAAN’ın motoruna giden yolda teknoloji kazanımı, test ve kabiliyet gösterimi için kurgulanarak, gerçek bir askerî turbofan motor özelliklerine sahip olacak şekilde tasarlandı.

    Havacılık tarihinin dönüm noktası 

    Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, proje gelişmesi ile ilgili olarak sosyal medya hesabından “Milli gücümüz göğsümüzü kabartıyor, yüreklere huzur veriyor. Vatan evlatlarımızın enerjisi ile güç verdiğimiz Türkiye’nin ilk Millî Turbofan Motoru TF6000 millî motor test sisteminde ilk kez çalıştırıldı. Test sürecinin sonunda KIZILELMA ve ANKA-3 gücünü TF6000’den alacak. Başta mühendislerimiz ve teknik ekiplerimiz olmak üzere projede emeği geçen herkesi yürekten tebrik ederim. Ülkemize, milletimize hayırlı uğurlu olsun.” açıklamasında bulundu.

    Açıklamada verilen bilgilere göre, TF6000 Projesi ile Türkiye ilk kez askerî bir turbofan uçak motorunu çalıştırmış ve uçak motorları teknolojisi de Türkiye’ye kazandırılmış oldu.

    TF6000/TF10000 motor projeleri ile beraber Türkiye aynı zamanda ilgili aksesuar alt sistemleri, fan modülü, değişken sabit kanatlı kompresör, akış karıştırıcı egzoz, art yakıcı tasarım, geliştirme ve imalat aşamalarını da gerçekleştirerek; kritik teknoloji, yerli yan sanayii firmaları ve tecrübeli insan gücü kazanımını da sağlayacak.

  • Pentagon’dan UFO raporu

    Pentagon’dan UFO raporu

    ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), “tanımlanamayan anormal olgular (UAP)” olarak nitelendirdiği tanımlanamayan uçan nesnelerle (UFO) ilgili raporunu yayınladı. Pentagon Sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder yaptığı açıklamada, “Savunma Bakanlığı geçtiğimiz hafta, ABD hükümetinin UAP ile ilgili kayıtları inceleyen Anormallik Çözüm Ofisi (AARO) raporunun ilkini Kongre’ye teslim etti. AARO raporda, 1945’ten bu yana ABD hükümetinin tüm soruşturmalarını gözden geçirdi, gizli arşivleri araştırdı, onlarca görüşme gerçekleştirdi, İstihbarat Topluluğu ve Savunma Bakanlığı yetkilileriyle iş birliği yaptı” ifadeleri kullanıldı. AARO’nun UFO iddialarını geniş bir şekilde araştırdığı belirtilen açıklamada, ABD hükümetinin ve özel şirketlerin uzaylılara ait olduğu ortaya atılan teknolojiyi tersine mühendislikle geliştirdikleri yönündeki iddialara dair bir kanıt bulamadığı vurgulandı. UFO’ların varlığını gösteren kanıtlara rastlanmadığı aktarıldı. Ayrıca görülenlerin çoğunun sıradan nesneler ve olgular olduğu, “yanlış tanımlamadan” kaynaklandığı sonucuna varıldığı belirtildi.
    Öte yandan, ABD Savunma Bakanlığı, 2022’de “UFO” ihbarlarını incelemek amacıyla Anormallik Çözüm Ofisi (AARO) adlı bir yapı kurmuştu.

  • Teröre karşı iş birliği mesajı

    Teröre karşı iş birliği mesajı

    İki ülke arasında terörle mücadele ve savunma işbirliği dahil olmak üzere ilişkilerin çeşitli alanlarda güçlendirilmesi ele alındığı belirtilen ortak açıklamada, “Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve ABD Dışişleri Bakanı Antony J. Blinken Türkiye-ABD Stratejik Mekanizmasının 7-8 Mart 2024 tarihlerinde Vaşington’da düzenlenen yedinci toplantısına başkanlık etmişlerdir. Stratejik Mekanizma kapsamında 7 Mart’ta, Türk ve ABD Dışişleri Bakanlıklarından üst düzey yetkililerin katılımıyla açık, işbirliğine dayalı, stratejik görüşmeler gerçekleştirilmiş, ardından 8 Mart’ta Bakan Fidan ve Bakan Blinken bir araya gelmişlerdir. Bakan Fidan ve Bakan Blinken, ortak hedeflerin ilerletilmesi ve ortaya çıkan küresel sınamaların ele alınmasına imkan veren, sonuç odaklı, ileriye dönük, ikili pozitif gündeme bağlılıklarını yinelemişlerdir. İki Bakan Türkiye-ABD ilişkilerinin bölgesel öncelikler, terörle mücadele, savunma işbirliği, ekonomik büyüme, ticaret, enerji güvenliği ve iklim değişikliği ile insanlar arası bağlar dahil olmak üzere çeşitli alanlarda güçlendirilmesini ele almıştır” ifadelerine yer verildi.

    “Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne ilişkin Türkiye ve ABD’nin desteğini yinelemişlerdir”

    Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne ilişkin Türkiye’nin ve ABD’nin desteği yinelenen açıklamada, “Bakan Fidan ve Bakan Blinken, Rusya’nın kabul edilemez savaşı karşısında Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne ilişkin Türkiye ve ABD’nin desteğini yinelemişlerdir. Amerika Birleşik Devletleri, kısa süre önce duyurulan Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu ile tahıl sevkiyatı ve diğer uluslararası ticaret için hayati önem taşıyan güvenli rotaların kolaylaştırılması da dahil olmak üzere Türkiye’nin Karadeniz’deki çabalarını memnuniyetle karşılamaktadır” denildi.

    Açıklamada, “Bakan Fidan ve Bakan Blinken Gazze’de devam eden krizi ele almış ve diplomatik faaliyetlerini değerlendirmişlerdir. Taraflar, çatışmanın sona erdirilmesine yönelik bir yol bulunması ve insani krizin derhal üstesinden gelinmesinin önemini vurgulamış, ayrıca iki devletli kalıcı bir çözüme olan bağlılıklarını bir kez daha teyit etmiştir” ifadeleri kullanıldı.

    “Türkiye-ABD Terörle Mücadele İstişarelerini yeniden başlatmıştır”

    Türkiye ve ABD’nin terörle mücadele istişarelerinin yeniden başladığı vurgulanan açıklamada, “Bakan Fidan ve Bakan Blinken terörizmin her türü ve tezahürüyle mücadele edilmesi gerektiğini yinelemişlerdir. Türkiye ve ABD, Stratejik Mekanizma kapsamında, ulusal güvenliklerine tehdit teşkil eden terörizme karşı işbirliğini artırmak, organize suç ve uyuşturucu kaçakçılığına karışan şebekeleri ele almak amacıyla Türkiye-ABD Terörle Mücadele İstişarelerini yeniden başlatmıştır. Bakan Blinken, ABD’nin Türkiye’yi ve Türk çıkarlarını hedef alan terör örgütü PKK, DHKP-C ve DEAŞ’ı kınadığını yinelemiştir. Türkiye ve ABD, DEAŞ’ın Suriye ve Irak’ta kalıcı olarak yenilgiye uğratılması yönündeki ortak kararlılıklarını yinelemiş ve Afrika ve Orta Asya’da bulunan DAEŞ ve El Kaide bağlantılı örgütlerin oluşturdukları tehdide karşı işbirliğini ele almışlardır. Bakan Fidan ve Bakan Blinken, Suriye krizini tüm yönleriyle ele almışlar ve Türkiye ile ABD’nin BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı çerçevesinde Suriyelilerin önderliğinde, Suriyelilerin sahiplendiği bir siyasi sürece olan bağlılıklarını tekrarlamışlardır. Türkiye ve ABD, DEAŞ bağlantılı tutukluların ve Suriye’nin kuzeydoğusunda yerlerinden edilmiş kişilerin, rehabilite edilebilecekleri ve kendi toplumlarına yeniden entegre edilebilecekleri, gerektiği şekilde adalete teslim edilebilecekleri menşe ülkelerine geri gönderilmelerinin önemini yinelemiştir” ifadelerine yer verildi.

    “Fidan ve Blinken Doğu Akdeniz’deki durumu ele almış ve istikrarın ve iletişim kanallarının korunmasının önemini vurgulamıştır”

    Yapılan açıklamada, “İki taraf ayrıca, artan ekonomik ve güvenlik işbirliği yoluyla bölgesel istikrar ve bağlantılar kurulması ihtiyacı da dahil olmak üzere Orta Doğu ve Afrika’ya ilişkin daha geniş kapsamlı konuları ele almıştır. Bakan Fidan ve Bakan Blinken Doğu Akdeniz’deki durumu ele almış ve istikrarın ve iletişim kanallarının korunmasının önemini vurgulamıştır. Bakan Blinken, 2023 Aralık ayında Atina’da düzenlenen Beşinci Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi ve Türkiye-Yunanistan Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk Bildirgesi’nin imzalanması da dahil olmak üzere Türkiye ve Yunanistan arasında süregelen temasları memnuniyetle karşılamıştır. Güney Kafkasya konusunda Bakan Fidan ve Bakan Blinken, Azerbaycan ve Ermenistan arasında dengeli ve kalıcı bir barış anlaşmasının teşvik edilmesi için birlikte çalışma taahhüdünde bulunarak, böyle bir anlaşmanın bölgesel istikrar, işbirliği ve refahı teşvik edeceği konusunda mutabık kalmışlardır” ifadeleri kullanıldı.

    “İki Bakan, İsveç’in 32’nci NATO müttefiki olarak teşkilata katılımını memnuniyetle karşılamıştır”

    Toplantı sonrası yapılan açıklamada İsveç’in NATO müttefiki olmasının memnuniyetle karşılandığı ifade edilerek, “Bakan Fidan ve Bakan Blinken, Vaşington’da yapılacak 75’inci NATO Zirvesi öncesinde, mevcut tehditler ve zorluklar karşısında NATO içindeki koordinasyon ve dayanışmayı güçlendirmenin yollarını ele almışlardır. İki Bakan, Müttefikler olarak kolektif savunmaya ve NATO’nun Açık Kapı Politikasına olan köklü bağlılıklarını bir kez daha teyit etmiştir. NATO’nun en büyük iki silahlı kuvveti olarak her iki taraf da taahhütlerin yanı sıra kabiliyetleri geliştirmek, birlikte çalışabilirliği sağlamak ve kolektif güvenliğin gücünü arttırmak için yeniden tesis edilen iki yönlü savunma ticareti ilişkisinin önemini yinelemiştir. İki Bakan, İsveç’in 32’nci NATO müttefiki olarak teşkilata katılımını ve bu katılımın İttifakı ve Avrupa-Atlantik güvenliğini güçlendirecek olmasını memnuniyetle karşılamıştır” denildi.

    2024 yılında Türkiye-ABD Savunma Ticareti Diyaloğunu yapılacak

    Yapılan yazılı açıklamaya göre; toplantıda iki bakan ileriye dönük olarak Türkiye-ABD güvenlik ilişkisini, stratejik zorluklar ve fırsatlarla başa çıkmak için iki ülkenin teknolojik yeniliklerini geliştirecek şekilde dönüştürme fırsatlarını ele aldı. Bu kapsamda iki Bakan 2024 yılında Türkiye-ABD Savunma Ticareti Diyaloğunun yapılacağını ve iki ülkenin savunma sanayi işbirliğini ilerletme fırsatlarını değerlendireceğini duyurdu. İki Bakan, Türkiye-ABD ikili ticaretinin devamlı büyüme göstererek 30 milyar doların üzerinde olmasından memnuniyet duyduklarını dile getirdi ve ekonomik işbirliğini genişletmek ve derinleştirmek üzere, 4 Mart’ta Türkiye’de düzenlenen Dijital Diyalog gibi, mevcut ikili forumları geliştirmenin önemini bir kez daha teyit etti.

    İki taraf, gelişmekte olan ülkelerdeki altyapı için yüksek standartlar oluşturmak üzere Küresel Altyapı ve Yatırım Ortaklığı kapsamındaki finansman fırsatlarından yararlanılmasını ele aldı. Taraflar, Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve ABD Enerji Bakanlığı’nın eşbaşkanlığında, Türkiye ve ABD Dışişleri Bakanlıklarının katılımıyla başlatılacak Enerji ve İklim Diyaloğu’nu desteklediklerini beyan etti. Açıklamada, Enerji ve İklim Diyaloğu, her iki ülkede enerji güvenliği ve enerji dönüşümü ile iklim değişikliği alanında işbirliğini geliştireceği ifade edildi. Taraflar, özellikle net sıfır hedefleri ışığında, en yüksek emniyet, güvenlik ve nükleer silahların yayılmasını önleme standartlarına uygun olarak geliştirilen konvansiyonel ve Küçük Modüler Reaktörler gibi sivil nükleer enerjinin artan önemini kabul etti ve Türk ve ABD kamu ve özel sektörlerini bu alanda işbirliği fırsatlarını araştırmaya ve somut öneriler geliştirmeye teşvik etti.

    Toplantı sonrası yapılan açıklamada, Türkiye ve ABD ikili temasların artmasından duyulan memnuniyet dile getirilerek, “Bakan Fidan ve Bakan Blinken, ayrıca insanlar arası ilişkileri ikili ilişkilerin temel direklerinden biri olarak kabul etmişlerdir. Bu yıl, 75’nci yıldönümü olan ABD-Türkiye Fulbright programı bu bağın bir göstergesidir. Taraflar, 2020 Kültür Varlıkları Anlaşması’nın yürürlüğe girmesinden bu yana 72 Türk kültürel ve tarihi eserinin Türkiye’ye iade edilmiş olmasını, ortaklığımızın gücü açısından bir referans noktası olarak kabul etmişlerdir. Bakan Fidan ve Bakan Blinken ortak hedefleri ilerletmek üzere olumlu, ileriye dönük, stratejik bir vizyon oluşturmak için Stratejik Mekanizmayı kullanma fırsatını memnuniyetle karşılamışlardır. Taraflar Türkiye-ABD stratejik ilişkilerinin ilerlemeye devam etmesini dilemekte ve ikili temasların artmasından memnuniyet duymaktadırlar” denildi.

  • YSK kesinleşen aday listelerini yayımladı

    YSK kesinleşen aday listelerini yayımladı

    Listeye göre, Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığında İstanbul, 22’si siyasi parti, 27’si bağımsız toplam 49 adayla en fazla adayın yarışacağı il oldu.

    Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı için 26’sı siyasi parti, 3’ü bağımsız toplam 29, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı için de 23’ü siyasi parti, 5’i bağımsız 28 aday yarışacak.

    Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için 19’u siyasi parti, 5’i bağımsız toplam 24 aday seçime katılacakken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için 21’i siyasi parti, 6’sı bağımsız toplam 27 aday listede yer aldı.

    Erzurum, Manisa ve Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlıklarına yönelik bağımsız aday bulunmuyor.

    Şırnak’ın Uludere ilçesinin Hilal beldesinde ise sadece AK Parti’den Cevher Benek aday oldu.

    Şırnak’ın Uludere ilçesinin Hilal beldesi ile Adıyaman’ın Kahta ilçesinin Akıncılar beldesi belediye meclis üyeliği için sadece AK Parti’nin birer adayı olurken, Tokat’ın Almus ilçesinin Gölgeli beldesi belediye meclis üyeliği için de sadece CHP’nin adayı bulunuyor.

    31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri’ne katılabilecek siyasi parti ve bağımsız adaylara ilişkin kesin listeler, 3 Mart’ta il ve ilçe seçim kurullarınca ilan edilmişti.

  • Biden’den İsrail ve Hamas’a çağrı

    Biden’den İsrail ve Hamas’a çağrı

    İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları 151 gündür sürerken, ABD, Katar ve Mısır arabuluculuğunda İsrail ve Hamas arasında yeni bir esir takasını da içeren ateşkes anlaşmasına yönelik çabalar devam ediyor. Biden, anlaşma konusunda İsrail’in işbirliği yaptığı belirterek, “Ateşkese ihtiyacımız var” dedi.
    Masadaki anlaşmayı “rasyonel bir teklif” olarak nitelendiren Biden, İsraillilerin bunu kabul ettiğini belirterek, “Hamas’ın ne yapacağını görmek zorundayız” dedi.
    “Ramazan ayına kadar bir anlaşma olmazsa özellikle Kudüs’te durumun ‘çok, çok tehlikeli’ olacağını” aktaran Biden, İsrail’in Gazze Şeridi’ne daha fazla insani yardımın girmesine izin vermemesi için “hiçbir mazeret” olmadığını da vurguladı.

  • Ankara’da Filistin zirvesi

    Ankara’da Filistin zirvesi

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi. İkili görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan Mahmud Abbas ile ortak basın toplantısı gerçekleştirdi. Türkiye ve Türk milletinin Filistin davasına her zaman destek verdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filistin’in gönlümüzde müstesna bir yeri olmuştur. Değerli kardeşim en son geçtiğimiz Temmuz ayında ülkemiz ziyaret etmişti. Bugün yaptığımız istişarelerde Filistin’deki son durumu etraflıca ele aldık. Filistinli kardeşlerimiz tarihlerinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor. 7 Ekim’den bu yana Gazze ve Ramallah’ta masum insanlara karşı İsrail’in düzenlediği saldırılar sonucunda 32 bine yakın Filistinli şehit oldu. 72 binden fazla kişi yaralandı” dedi.

    “Filistin halkına yönelik apaçık bir soykırım uygulamaktadır”

    2 milyona yakın Filistinlinin evini terk etmek zorunda kaldığını, 2,3 milyon Filistinlinin günlük temel ihtiyaçlarına ulaşamadığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail Gazze halkını sadece açlık ve susuzlukla değil aynı zamanda masum insanların tepelerine bomba yağdırarak da vahşice katlediyor. Tam 151 gündür son asrın en büyük barbarlıklarından birine şahit oluyoruz. Batılı güçlerin de sınırsız desteğiyle Netanyahu ve gözü dönmüş yönetimi Filistin halkına yönelik apaçık bir soykırım uygulamaktadır” diye konuştu.

    “Türkiye olarak bunun için çalışmaya, tüm kapıları zorlamaya devam ediyoruz, devam edeceğiz”

    Türkiye’nin, İsrail saldırılarının sona ermesi için çabalarının devam ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:

    “Bu vesileyle Mahmut Abbas kardeşimin şahsında Filistin halkına ülkem ve milletim adına taziyelerimi ifade ediyorum. Rabbim şehitlerimize rahmet eylesin. Onları cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin. Yaralılara Mevla’dan acil şifalar niyaz ediyorum. Bildiğiniz gibi bine yakın yaralı ülkemizin değişik hastanelerinde tedavi görmeye devam ediyor. Netanyahu ve cinayet ortakları, döktükleri her damla kanın hesabını hukuk ve mahşeri vicdan önünde mutlaka verecektir. Türkiye olarak bunun için çalışmaya, tüm kapıları zorlamaya devam ediyoruz, devam edeceğiz. 26 Şubat’ta Uluslararası Adalet Divanı’nda sözlü sunumda bulunarak meselenin çeşitli yönlerine ilişkin tutumumuzu beyan ettik. İsrail soykırım sözleşmesindeki yükümlülüklerini ihlalden uluslararası adalet divanı önünde yargılanmaktadır. Ancak alınan ihtiyati tedbir kararına rağmen İsrail yönetimi kadın, çocuk demeden kardeşlerimizi öldürmeyi, gıda sırası beklerken sivilleri katletmeyi sürdürmektedir.”

    “Ajansın kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesi amacıyla yoğun bir çabanın içindeyiz”

    “İsrail’in bu şımarıklığının ve hukuk tanımaz tavrının en büyük sebebi batılı güçlerin Holokost’taki günahlarından dolayı İsrail’e verdikleri destektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elbette bunda İslam dünyasının vahdet olamamasının büyük payı vardır. Türkiye’nin Filistin meselesinde duruşu, hassasiyeti ve Filistin halkına güçlü desteği bellidir. 7 Ekim’den beri bu yönde olağanüstü çaba harcadık. Yaptığımız her görüşmede, her yurt dışı ziyaretimizde işgal edilmiş Filistin topraklarındaki İsrail saldırıları gündemimizin ilk sırasında yer almıştır. İnsani yardım noktasında bugüne kadar toplam 37 bin tonu aşkın malzemeyi gemiler ve uçaklarla bölgeye sevk ettik. Ayrıca 900’den fazla hasta ve refakatçiyi tedavi için Türkiye’ye getirdik. Gazze’deki bir sahra hastanesi kurulması için çalışmalarımız devam ediyor. Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistin mültecilerine Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na yaptığımız mali ve ayni yardımları artırdık. Ajansın kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesi amacıyla yoğun bir çabanın içindeyiz” değerlendirmesinde bulundu.

    “Uygulamalarının amacı esasen sahada emrivakiler oluşturmak suretiyle iki devletli çözüm vizyonunu baltalamaktır”

    İsrail’in yalan ve iftira ile ajansı itibarsız hale getirmeye yönelik propagandalarına prim verilmemesi gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ajansın mevcudiyetine halel getirilmemelidir. Son olaylarla ilgili olarak İsrail Filistin meselesine adil bir çözüm bulunmadığı takdirde Orta Doğu’da barışın hakim olamayacağı artık iyice anlaşılmıştır. Kalıcı barışın tek yolu ise 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz Filistin Devleti’nin tesisidir. Uluslararası toplumun, bunun yerine süregelen işgalin sonuçlarını yönetmeye çalışması beyhudedir, anlamsız ve faydasız bir yaklaşımdır. Bu itibarla sorunun taraflarına da yardımcı olacak şekilde tüm ilgili devletlerin elini taşın altına koyması gerekiyor. Her geçen gün artan işgal uygulamalarının amacı esasen sahada emrivakiler oluşturmak suretiyle iki devletli çözüm vizyonunu baltalamaktır” dedi.

    “Müslümanların, Haremi Şerife girişinin kısıtlanması yönündeki talepleri tam anlamıyla bir hezeyandır”

    Sözde yerleşimciler adı verilen, aslında Filistinlilere ait topraklara çöken, çalan gaspçıların eylemlerinin çözümün önündeki en büyük engellerden biri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası hukuku hiçe sayan bu aleni hırsızlıklar sonucunda Filistin’in coğrafi bütünlüğünden bahsetmek neredeyse imkansız hale gelmiştir. Artık sadece lafta kalan barış çabaları yerine teminatlara sahip, adil bir barışa ihtiyaç duyulduğu apaçık ortadadır. Türkiye olarak bu bağlamda garantörlük mekanizması çerçevesinde sorumluluk üstlenmeye hazır olduğumuzu açıkladık. Önümüzdeki dönemde bununla ilgili çabalarımızı artırarak sürdüreceğiz. Yaklaşmakta olan Ramazan ayı bağlamında provokasyonların önlenmesi gereğine ilişkin mesajlarımızı ilgili yerlere iletiyoruz. Radikal İsrailli siyasetçilerin, Müslümanların, Haremi Şerife girişinin kısıtlanması yönündeki talepleri tam anlamıyla bir hezeyandır” açıklamasını yaptı.

    Böyle bir adım atılmasının sonuçlarının şüphesiz çok ağır olacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filistinli kardeşlerimiz arasında birlik ve mutabakat sağlama gayretlerini de yakından takip ediyoruz. Gelinen aşamada İsrail’in zulmüne verilecek en güzel cevaplardan biri Filistinliler arası birliğin ve beraberliğin sağlanmasıdır. Bu alanda da üzerimize düşeni yapmaya her zaman hazırız. Sözlerime son verirken Filistin davasını elimizden gelen en güçlü şekilde savunmaya, Filistin Halkın güvenliğini ve refahını artırmaya yönelik her türlü gayreti desteklemeye devam edeceğimizi vurgulamak istiyorum. Bugün gerçekleştirdiğimiz görüşmelerin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ramazan-ı Şerif’in şimdiden İslam dünyası ve tüm için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Tüm Filistinli kardeşlerimize en kalbi selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum” ifadelerini kullandı.

    “Biz Türkiye’nin rolünü önemsiyoruz”

    Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ise, “İsrail her türlü vahşeti yürütmektedir. Bizler Ramazan ayına girmek üzereyiz. Filistin’in BM daimi üyeliğe sahip olması bizim arzuladığımız bir şeydir. Bu bağlamda AB ülkeleri Filistin’i tanımalıdır. Biz Türkiye’nin rolünü önemsiyoruz. Gazze, Filistin devleti topraklarının ayrılmaz parçasıdır. Bölünmesi mümkün değildir. Barış ve güvenlik sadece İsrail işgalinin son bulmasıyla mümkündür. Bizler Filistin toplumunun bileşenlerini bir araya getirmek için elimizden gelen çabayı göstereceğiz. Filistinlileri bir araya getireceğiz. Sizlere ve Türkiye halkına teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Filistin’e desteğinizden dolayı müteşekkiriz. Filistin halkına gönderdiği yardımlardan dolayı da minnettarız. 120 binden fazla Filistinli yaralı ve ölü var. Batı Şeria’da da zulüm devam ediyor” açıklamasını yaptı.