Kategori: Hatay

  • Evladı ölümden dönen baba, yaşananlara tepki gösterdi

    Evladı ölümden dönen baba, yaşananlara tepki gösterdi

    Olay, Erzin ilçesi Karamustafalı Mahallesi Atatürk Caddesindeki emlakçı da meydana geldi. İlçede emlakçılık yapan Volkan Kömür’e ait iş yerine silahlı saldırıda bulunuldu. Saldırı esnasında iş yerinde bulunan Kömür’ün 14 yaşındaki evladı olayı yara almadan atlattı. Olayın şüphelisi Y.İ. polis ekipleri tarafından gözaltına alındı.

    İş yerinin camına 5 kurşun isabet eden Volkan Kömür, olayı gerçekleştiren şahısla herhangi bir husumeti olmadığını belirterek; “Olay dün saat 13.00 sularında meydana geldi. Bir arkadaşı ziyaret etmek için işyerimi oğluma bıraktım. 150-200 metre mesafedeydim. Silah seslerini duyunca herkes gibi bende dışarı fırladım. Baktım insanlar benim işyerime ait yere akın ettiğini gördüm. Olay yerine geldiğimde işyerimin camına 5 kurşun isabet etmiş. Oğlumu ise dışarıda şok halinde oturduğunu gördüm. Ne oldu oğlum dediğimde, baba birileri geldi silahını doğrulttu ateş etti. Bende korkudan koltuğun içine sakladım dedi. Silahlı saldırıda bulunan şahsın daha sonra Y.İ. olduğunu öğrendim. Bu şahısla benim hiçbir husumetim yok. Neden yaptı anlamıyorum. İşyerime yapılan bu silahlı saldırı nedeniyle şikayetçiyim. Çocuğum ölümden döndü, itibarım sarsıldı” ifadesini kullandı.

  • Samandağ’da enkazın yüzde 97’si kaldırıldı

    Samandağ’da enkazın yüzde 97’si kaldırıldı

    6 Şubat’ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerden en çok etkilenen ilçelerin başında Hatay’ın Samandağ ilçesi yer almıştı. Yıkım çalışmalarının ardından ilçe genelinde yürütülen enkaz kaldırma işlemlerinde yüzde 97 ilerleme sağlandı. Sarsıntıların en fazla hasara yol açtığı ilçede mahkeme kararı beklenen binaların haricindeki tüm binalar ekipler tarafından yıkıldı.

  • Evladının şehadetiyle alkolü bıraktı

    Evladının şehadetiyle alkolü bıraktı

    Hatay’ın Kırıkhan ilçesi Topboğazı Mahallesi’nde yaşayan Tahir Mert’in evladı Jandarma Uzman Çavuş İrfan Mert, Hakkari’nin Dağlıca ilçesinde görev yaptığı esnada teröristlerle girilen çatışmada 2016 yılında şehadete ermişti. Evladının şehadetiyle birlikte hayat felsefesi değişen baba Tahir Mert’in yaşadıklarıysa duyanları duygulandırıyor. Oğlunun şehadetinde önce alkol bağımlısı olan baba Mert, gördüğü rüya sonrası alkolü bıraktı ve iş yerinde alkol satışına son verdi. Evladının şehadeti sonra yaşam biçimi değişen baba Mert; kısa sonra hac görevini yerine getirerek, çevresindeki insanlara örnek olmaya başladı. Şehit babasının evladı için yaptığı hatıra odasıysa asrın felaketini hiçbir zarar almadan atlattı.

    “Evladım şehit olmadan evvel çok alkol alan; gece gündüz, yedi yirmi dört alkol alan bir insandım”

    Evladının şehadeti sonrası bağımlısı olduğu alkolden kurtulabilmek adına günlerce dua ettiğini ifade eden şehit babası, “Evladım, hayırlısı dedik ve gitti orada göreve başladı. Hayırlısı 4 buçuk sene orada görev yaptı. 4 buçuk yılın sonunda sıcak bir çatışmaya girdiler. Teröristlerle Sıcak çatışmada şehit oldu oğlum. Rabbim bütün şehitlerimizin şehadetini kabul etsin. Hocalarımız, imamlarımız güzel haftalarca burada Kur’anlar okundu. Burada bize yardımcı oldular ve bizimle beraber o anı yaşadılar sanki. Biz de onlara çok memnun olduk. Yani bu vatandır; bugün sen gitmezsen ben gitmezsem kim gidecek bu vatanı koruyacak. Yani şehit de olabiliriz, her şey olabilir. Şimdi benim de oğlum şehit oldu tabii. Evladım şehit olmadan evvel çok alkol alan; gece gündüz, yedi yirmi dört alkol alan bir insandım. Yani alkol almadığım gün yatamıyordum. Vücudum karıncalanıyordu. Yani nasıl bir eroinman gibi olmuştum artık. Yani kırk yıllık bir alkol içicisiydim. Bilakis bunu bırakmam için ben Rabbime dedim ki ‘Allah’ım sen madem ki beni şehit babası olmaya layık gördün beni bu illetten kurtar’ dedim. Hep dua ettim, yalvardım Rabbime. Rabbim de dualarıma karşılık verdi” dedi.

    Gördüğü rüyayla birlikte namaza başladı ve ağzına bir daha alkol sürmedi

    Duaları ve yalvarışları sonrası gördüğü rüyayla birlikte namaza başladığını, iş yerinde alkol satışını bıraktığını ifade eden şehit babası, “Bu arada biraz yattıktan sonra ben sağ tarafa doğru yatarken iki elinin üzerinden böyle bir kişi geldi bana, böyle vücuduma hafif böyle dokundu. Ben kendim şöyle düşündüm. Dedim herhalde kapıyı ben kilitlemedim, açık bıraktım. Sabah oldu, herhalde müşteri geldi. Sol tarafıma döndüm ve bir karartıyla karşılaştım. Geliyorum arkadaş dedim ve o ara kapıyı açtım işte o karartı öbür kapıdan da çıktı, gölge gitti. Tekrar ben kapıya baktım, kapı kilitli. Allah’ım dedim, bu kimdi. Bu kadar güzel bir dokunuştu ki yani bu kadar güzel bir dokunuş olamaz, bedenimi sardı o dokunuş. Bir müddet daha sonra sabah ezanı okundu. O sabah ezanı o kadar ruhuma dokundu ki bu kadar ezanlar okundu ama o dokunuş, o ezanın sesi beni daha fazla bir aleme götürdü. Ben dedim ki bu sabah namazını kılmam lazım, bu adam beni namaza kaldırdı. Dolapta bir yarım şişe bir viskim vardı onu önce lavaboya döktüm. Namazdan sonra kesinlikle alkol almadım ama devamlı canım istiyordu. Oğlum Mesut’a dedim ki gel oğlum burada; ne kadar bira var, şarap var, viski var, bunların hepsini alacaksın doldur kasalara ve bunu götür Kırıkhan’daki büfeye teslim et. Bizim alışveriş yaptığımız, iş yeri. Onları teslim et, dedim oradan parasını da bana getirme. Onun parası senin olsun. Ben dedim gidiyorum Hacca yazılmaya. Ve dükkanı kapattık, hacca yazılmaya. Dükkanı kapattık, biz hacca gittik ve geldik” dedi.

    Devasa binaların yerle bir olduğu asrın felaketinde evladı için oluşturduğu odada hiçbir eşyanın zarar görmediğini ve fotoğraflarda herhangi bir oynama olmadığına dikkat çeken şehit babası “Büfedeki bütün bardaklar yerde, kırıldı. Gelinin hiçbir şeyi kalmadı. Kırıldı bütün tabaklar. İşte bir gün aklımıza geldi. Bir gün, iki gün sonra dedik Şehidimizin odasına bakalım. İnanır mısınız resimler bile oynamamış. Az bir şey kaybolmuş bir tanesinde. Allah’ım bu nasıl bir şey, bu nasıl bir ilahi takdirdir. Resimler bile oynamamış. Az bir şey kayma olmuş bir tanesinde. Rabbimin ilahi takdirdir; yani böyle bir şey olur mu, yani şu büfelerin birinin camı oynamaz mı. Benim koca soba oynamış da böyle gitmiş. Şu büfe oynamaz mı, oynamamış. Resimler düşmez mi, düşmemiş” dedi.

  • Balon balığı yiyen ailede 6 kişi taburcu edildi

    Balon balığı yiyen ailede 6 kişi taburcu edildi

    İskenderun Numune Mahallesi 572’nci sokakta oturan Müfit Arslan (60), iddiaya göre denizden tuttuğu balon balığını ailesiyle birlikte tüketti. Kısa süre sonra Müfit Arslan ve ailesinin 6 ferdi rahatsızlandı. Zehirlendiklerinden endişelenen aile, 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak yardım istedi. Eve gelen sağlık ekipleri tarafından Müfit Arslan, eşi Semire Aslan, kızı Dilan Göktürk, oğlu Gökyüzü Arslan, torunları Aren Arslan ve Eve Göktürk ile Yasenya Arslan ambulanslarla Yeni Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Balıktan zehirlendikleri anlaşılan 7 kişi, burada yapılan ilk müdahalelerin ardından Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’ne kaldırıldı.

    7 kişilik aileden damat Gökyüzü Göktürk’ün ardından tedavileri tamamlanan Semire Arslan, gelini Yasenya Arslan, kızı Dilan Göktürk, torunları Aren Arslan ve Eva Göktürk de taburcu edildi. Entübe edilen Müfit Arslan ise durumunun iyiye gitmesi üzerine dahiliye yoğun bakıma alındı.

  • İskenderun yine sular altında

    İskenderun yine sular altında

    Meteoroloji şiddetli yağış uyarısıyla yapmıştı. Hatay’ın İskenderun ilçesinde hafta sonundan bu yana yağmur yağdı. İskenderun ilçesinde akşam saatlerinde fırtınayla birlikte etkili olan şiddetli yağış caddeleri göle çevirdi. İskenderun ilçesindeki kuvvetli sağanaklar sebebiyle Çay Mahallesi, Atatürk Bulvarı ve Anıt Alanı sular altında kaldı. Sürücüler göle dönen yollarda ilerlemekte güçlük çekti.

    “Şehirdeki altyapı ve sorunu sebebiyle işyerimizi su basıyor”

    Esnaf Mustafa Kılıç, “Depremin üstünden bir yıl geçmesine rağmen şehirdeki altyapı sorunu sebebiyle iş yerimizi su basıyor. Bugün iş yerimize suların girmesini engelledik. Bir yıl önce yaptığımız küçük bent yeterli gelmemişti. Deniz taşkınları nedeniyle dışarıya doğru büyük bent yaptık ama bir ay önceki selde engel olmadı. Dükkanım sular altında kaldı” dedi.

    “Her yağmur yağdığında iş yerimiz sular altında kalıyor”

    Dükkanını su basan Kemal Aktura ise. “Depremin üzerinde 1 yıl geçecek ama biz her yağmur yağdığında aynı sorunla karşılaşıyoruz. Hiç bir çözüm yok ve hiçbir çalışma yok. Her yağmur yağdığında iş yerimiz sular altında kalıyor” ifadelerini kullandı.

  • Hatay sahilinde kıyı erozyonu oluştu

    Hatay sahilinde kıyı erozyonu oluştu

    Hatay’da sıcak geçen yaz mevsiminin ardından Kasım ayı itibarıyla kuvvetli yağış ve fırtına etkili olmuştu. Fırtınayla birlikte İskenderun ve Samandağ ilçelerinde kıyı ile deniz birleşmişti. Samandağ’da bölgede fırtınayla birlikte sahili kaplayan su da zamanla çekilmişti. Suyun çekilmesiyle birlikte kuvvetli fırtınanın etkisiyle 14 kilometrelik Türkiye’nin en uzun sahilinde kıyı erozyonu oluştu. Kıyı erozyonuyla birlikte denizin Asi Nehri’yle birleştiği noktanın daha da gerilediği ve karanın denize yaklaştığı görüldü.

    Samandağ Çevre Koruma ve Turizm Derneği Başkanı Mişel Atik, “Asi Nehri Lübnan’da doğup bizim Türkiye sınırlarında, Samandağ ilçemizde deniz ile buluşuyor. Yazın Asi Nehri’nin suları kuraklık nedeniyle sulama amaçlı kesildiği için kuraklık nedeniyle denize çok ufak bir su olarak akıyor. Deniz dalgaları da batı rüzgarlarının etkisiyle kumu yığdıkça yığıyor. Asi Nehri’nin denize döküldüğü ağzı kapatıyor, orası bir tümseklik oluyor. Bir de şu andaki durumun nedeni olarak şunu da görüyorum, doğanın akışına, terazisine ikide bir müdahale edilmesinin getirdiği bir sonuç var.

    Asi Nehri’nin denize döküldüğü nokta, şu anda bulunduğu noktadan yaklaşık 150 metrelik bir kum erozyonu var. Bu kum erozyonu önemli, doğanın dengesiyle oynuyorsunuz. Doğanın dili ancak bu şekilde yanıt vererek oluyor. Ne yazık ki şimdi biraz önce bahsettiğim yazın dalgaların getirdiği kumlar bu tamamen cılız akan suyun önünü kapatıyor. Şimdi de kış sezonunda sular akmaya başladı” dedi.

  • Türkiye’nin en uzun sahilinde kıyı erozyonu

    Türkiye’nin en uzun sahilinde kıyı erozyonu

    Hatay’da sıcak geçen yaz mevsiminin ardından Kasım ayı itibarıyla kuvvetli yağış ve fırtına etkili olmuştu. Fırtınayla birlikte İskenderun ve Samandağ ilçelerinde kıyı ile deniz birleşmişti. Samandağ’da bölgede fırtınayla birlikte sahili kaplayan su da zamanla çekilmişti. Suyun çekilmesiyle birlikte kuvvetli fırtınanın etkisiyle 14 kilometrelik Türkiye’nin en uzun sahilinde kıyı erozyonu oluştu. Kıyı erozyonuyla birlikte denizin Asi Nehri’yle birleştiği noktanın daha da gerilediği ve karanın denize yaklaştığı görüldü.

    Samandağ Çevre Koruma ve Turizm Derneği Başkanı Mişel Atik, “Asi Nehri Lübnan’da doğup bizim Türkiye sınırlarında, Samandağ ilçemizde deniz ile buluşuyor. Yazın Asi Nehri’nin suları kuraklık nedeniyle sulama amaçlı kesildiği için kuraklık nedeniyle denize çok ufak bir su olarak akıyor. Deniz dalgaları da batı rüzgarlarının etkisiyle kumu yığdıkça yığıyor. Asi Nehri’nin denize döküldüğü ağzı kapatıyor, orası bir tümseklik oluyor. Bir de şu andaki durumun nedeni olarak şunu da görüyorum, doğanın akışına, terazisine ikide bir müdahale edilmesinin getirdiği bir sonuç var. Asi Nehri’nin denize döküldüğü nokta, şu anda bulunduğu noktadan yaklaşık 150 metrelik bir kum erozyonu var. Bu kum erozyonu önemli, doğanın dengesiyle oynuyorsunuz. Doğanın dili ancak bu şekilde yanıt vererek oluyor. Ne yazık ki şimdi biraz önce bahsettiğim yazın dalgaların getirdiği kumlar bu tamamen cılız akan suyun önünü kapatıyor. Şimdi de kış sezonunda sular akmaya başladı” dedi.

  • Hataylıların aklı hala 6 Şubat’ta

    Hataylıların aklı hala 6 Şubat’ta

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay’da 25 bine yakın insan vefat etmişti. Asrın felaketiyle tanınmaz hale gelen Antakya ilçesinde enkazın neredeyse tamamı kaldırıldı ve şehir adeta tanınmaz hale geldi. Sokakların, caddelerin ve yaşam alanlarının yerini araziler aldı. Hataylılar, takvim yaprakları 2024’ü gösterse de acı dolu günleri unutamıyor. Depremzede vatandaşlar, yeni yılın ilk gününde duygu ve düşüncelerini acı içerisinde anlattılar.

    “Tarifi imkansız bir acı, ben hala 6 Şubat 2023’teyim”

    Yeni yıla büyük umutlar ve hayallerle girdiğini ifade eden Filiz Bekler, “2023’e çok büyük hayallerle, çok büyük umutlarla girmiştik. 6 Şubat sabahına kadar her şey çok güzeldi, depremle birlikte bütün umutlarımız, hayallerimiz ve sevdiklerimizi kaybettik. Tarifi imkansız bir acı, ben hala 6 Şubat 2023’teyim. Ben hala acı dolu gecenin sabahındayım, hep de öyle kalacağım” dedi.

    “Çok fazla kaybımız var, buruk bir haldeyiz”

    Geçtiğimiz yıla mutlu başladığını söyleyen Mehmet Gürbüz, bu yıla buruk başladığını ifade ederek, “Şehrin halini görüyorsunuz, artık eski şehir kalmadı. Çok fazla kaybımız var, buruk bir haldeyiz” şeklinde konuştu.

    Hatay’ın eski güzel günlerini özlediğini belirten Ali Et ise, “2023’e iyi girmiştik ama başı kötü oldu. Burukluk var içimizde. Memleketimiz elimizden gitti, her yer yıkıldı. Hatay eski güzel günlerini özlüyoruz” diyerek, şehrin yaşadığı yıkımı ve kayıpları dile getirdi.

  • Aracı gören bir daha bakıyor

    Aracı gören bir daha bakıyor

    Depremin vurduğu Hatay’da asrın felaketi sonrası yüzlerce esnaf konteyner ve prefabrik iş yerlerinde hizmet verdi. Antakya ilçesi Güzelyurt Mahallesi’nde bulunan sanayi sitesinde ise ilginç bir görüntü ortaya çıktı. Sanayi sitesinde esnaflık yapan bir vatandaş, kullanmadığı aracına sabit park yeri bulmakta güçlük çekti. Çözümü de aracını vinçle komşusu olan Öner Özdemir’e ait çelik konteynerin üzerine koymakta buldu. Görenlerin ilgisini çeken manzaranın ortaya çıktığı konteyner iş yeri çalışanları ve sahibi Özdemir ise çökme riskinin olmadığını düşündükleri ekmek teknelerinde çalışmaya devam ediyorlar.

    “Reklam değil, park yeri olmadığı için yukarıya koydu”

    Üzerindeki araçla dikkat çeken iş yerinin sahibi Öner Özdemir, komşusunun park yerine karşı çözümü bu şekilde bulduğunu belirterek, “Depremden sonra konteyner iş yerinde hizmet vermeye başladık. Bu araç bizim komşunun. Aracı bizim çelik iş yerinin üstüne koydu. Gelen giden sürekli soruyor, bu araç ne diye. Köşeye koymuştu orada da sürekli yer kaplıyordu. Sürekli çekin çekin diyorlardı, en son üste koydu. Reklam değil, park yeri olmadığı için yukarıya koydu, park yeri çözümünü buldu. Gelen, giden sürekli aracı soruyor. Konteyner tam çelik olduğu için o yüzden korkmuyoruz” dedi.

    Bölgede esnaflık yapan Hakan Erdoğan ise ilk gördüğünde şaşkınlık yaşadığını belirterek, “Burası Antakya’da sanayi bölgesi. Ben ilk gördüm şaşırdım, bu arabayı nasıl koydular dedim. Tam olarak neticesini ben de bilmiyorum. İlginç elbette. Ben Kıbrıs’tan gelen bir araç olduğunu ve tarihi olabileceğini düşündüm. Sonradan gerçeği öğrendik” şeklinde konuştu.

  • Depremde hayvanlarını kaybeden üreticilere büyükbaş hayvan dağıtıldı

    Depremde hayvanlarını kaybeden üreticilere büyükbaş hayvan dağıtıldı

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde en büyük kayba uğrayan Hataylı hayvan üreticilerinin kayıpları karşılanıyor. Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Hatay’a gelen Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın katılımıyla Kırıkhan ilçesinde depremde hayvanlarını kaybeden üreticilere büyükbaş dağıtımı gerçekleştirildi. Depremzede vatandaşlara hayvanlarını tek tek teslim eden bakan Yumaklı, deprem sonrası hayvancılıkla uğraşan vatandaşlara yapılan destekler hakkında bilgiler verdi.

    “Büyükbaş hayvan kaybı yaklaşık 5 bin 408 adetti, bunların da bir bölümünü peyderpey tamamladık”

    Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın depremde hayvanlarını kaybeden vatandaşların kayıplarının karşılanması konusunda talimat verdiğini hatırlatarak, “Sayın Cumhurbaşkanımız bize ve bütün kamuoyuna ‘depremde hayvanlarını kaybeden vatandaşlarımızın bütün bu kayıpları birebir karşılanacak’ diye söyledi ve bize de bu talimatı verdi. Biz bu geçen bu süre içerisinde 43 bin 317 adet küçükbaş hayvanın deprem bölgesindeki kayıpları olan vatandaşlarımıza dağıtımını tamamladık. Yaklaşık 549 bin kanatlı hayvan kaybı vardı. Onları da karşıladık. 26 bin 318 arı ile birlikte kovanı temin ettik. Büyükbaş hayvan kaybı vardı yaklaşık 5 bin 408 adet bunların da bir bölümünü peyderpey tamamladık. Bu pazar gününe kadar tamamının biz vatandaşlarımıza teslim etmiş olacağız. Bütün bu kayıpları karşılarken özellikle en önemli, en cins olarak, verim olarak en üst düzeyde olanlarını vermek adına biraz da süreci yaymış olduk. Hatay’ımızda da bin 211 adedi dağıtılmıştı büyükbaş hayvanların, küçükbaş ve diğer saydığım kovan ve benzerli teminler yapılmıştı. Kendilerine teslim edilmişti. Bin 211 büyükbaş hayvandan teslim edilmişti. 762’sini de bugün biz burada üreticilerimizin bir bölümüne kendimiz verdik. Diğerlerini de arkadaşlar bu pazar gününe kadar şu anda yoldalar onlar da teslim etmiş olacaklar. Elbette biz üreticilerimizin üretimi sürdürebilmesi için birçok şey yapıyoruz” dedi.

    “Dünyada uygulaması olmayan, ilk kez bizim ülkemizde uygulamaya geçecek bir husus”

    Resmi Gazete’de yayınlanan Gelir Koruma Sigortası hakkında bilgi veren Bakan Yumaklı, “Daha dün Resmi Gazete’de gece yayınlandı. Mesela Gelir Koruma Sigortası yani buğday eken üreticilerimizin makarnalık ve ekmeklik buğdayla alakalı eğer poliçe yaptıkları, sigortaladıkları bedel piyasa fiyatından daha yüksekte kalır ise yani piyasa fiyatı düşerse o poliçeyle onları karşılayacağız. Dünyada uygulaması olmayan, ilk kez bizim ülkemizde uygulamaya geçecek bir husus bunun gibi birçok uygulamamız var. Her şeye rağmen üretime devam eden üreticilerimizin üretimine devam edilmesi ve bu bereketli toprakların önce Anadolu’yu ondan sonra da ihtiyacı olan diğer coğrafyaları doyuracak, onların gıda ihtiyacını temin edecek üretimi yapabilmeleri” ifadelerini kullandı.

    Kırıkhan ilçesi Soğuksu Mahallesi’nde yaşayan Leyla Üldü ise, “Ben ineklerimin verileceğini düşünmüyordum. En son düşündüğüm şeydi. Çok şükür Allah bize bunu nasip etti. Rabbim, devletimize, milletimize zarar ziyan vermesin” ifadelerini kullandı.