Kategori: Hatay

  • Azı yarar fazlası zarar: Samandağ Biberi

    Azı yarar fazlası zarar: Samandağ Biberi

    Hatay’ın Samandağ ilçesinde yetişen Samandağ biberi son yıllarda oldukça popüler bir hale geldi. Özellikle kilo vermeye yarayan Samandağ biberi ilkbahar mevsiminden yaz mevsimine geçiş döneminde yetişiyor. Uzun, etli ve koyu renkli bir yapıya sahip olan Samandağ biberinin yararları saymakla bitmiyor.

    Diyetisyen Nesil, “Samandağ biberinin içerisinde bulunan kapsaisin maddesi bizim için oldukça kıymetli. Bibere acılığını veren kapsaisinin birçok faydası bulunmakta. Yapılan çalışmalar Samandağ biberinin içerisinde bulunan kapsaisin maddesinin metabolizmayı hızlandırdığını, vücutta tokluk hissi sağlayarak yağ doku oluşumunu engellediğini göstermekte. Ayrıca acısı, endorfin hormonu dediğimiz mutluluk hormonun da salgılanmasını sağlıyor. Böylece vücutta doğal bir ağrı kesici etkisi görülüyor. Yapılan çalışmalar kapsaisin maddesinin ağrılı romatizmaya da iyi geldiğini gösteriyor. Kanser Araştırmaları Amerikan Derneğine göre, kapsaisin prostat kanseri tedavisinde de etkili. Kanserli hücrelerin büyümesini engelleyerek, onlarla savaşıyor. Antioksidan içeriği yüksek olan Samandağ biberinin kalp hastalıklarında ve birçok kanser türünde önleyici ve koruyucu etkiye sahip olduğu da bilinmekte. C vitamini içeriği yüksek olan Samandağ biberi vücudun bağışıklık sistemini dengeliyor, güçlendiriyor. Özellikle soğuk kış aylarında grip nezle gibi hastalıkların başlangıcında koruyucu bir etkiye sahip” diye konuştu.

    Nesil, şöyle devam etti:

    “Samandağ biberini mide ve bağırsak hastalıkları olan kişilerin tüketmesini önermiyoruz. Midesinde reflü, gastirit ve ülser gibi rahatsızlığı olanlara ve hemoroid hastalarına acı biber iyi gelmeyecektir aksine sağlıklarını olumsuz etkileyecektir. Yeterli ve dengeli bir beslenme programında acı bibere yer vermek oldukça önemli. Tüketimde aşırıya kaçmamak da dikkat edilmesi gereken önemli konulardan bir tanesi. Günde 2-3 adeti geçmemeye özen gösterelim.”

    29 yıldır çiftçilik yapan Güney Saknılı, “Samandağ biberi, ata tohumu olduğu için çiftçinin kendi imkanları ile tohumunu elde edip fidesini de kendi yetiştirerek dikimini gerçekleştirdiği bir çeşittir. Tadı ve aroması budan dolayı diğer biber çeşitlerine göre farklılık göstermektedir. Samandağ biberi güzlük ve baharlık olarak iki farklı mevsimde yetişmektedir. Güzlük dikimi Ağustos ayının 20’sinden itibaren, baharlık dikimi ise Ocak ayının gelmesi ile başlamaktadır. Dikim yapılmadan önce toprağın hazırlanması için bazı uygulamalar gerekmektedir. Bunlardan birincisi, toprağı fungal hastalık ve zararlılara karşı solarizasyon yöntemi ile iyice dezenfekte etmektir. Dezenfekte işleminden sonra organik madde ve mineralleri katarak daha sonra dikimi gerçekleştirilir. Dikim işleminden sonra bitkinin ihtiyacı doğrultusunda bitkinin besin elementlerini ve zararlılarla mücadele ile ilgili gerekli uygulamaları gerçekleştirilir. Samandağ biberi, birçok ilden talep görmekte ve uzmanlar tarafından da önerilmektedir. Hastalıklarla mücadele konusunda ve zayıflama üzerinde etkisi olduğu bilinmektedir” dedi.

  • Hatay’da fuhuş operasyonu

    Hatay’da fuhuş operasyonu

    Hatay Emniyet Müdürlüğü görevlilerince fuhuşa teşvik etmek için yer ve imkan sağlama suçlarıyla ilgili yaptığı çalışmada İskenderun Savaş Mahallesinde para karşılığı fuhuş yapıldığı bilgisi üzerine harekete geçti.

    Fuhuş yaptıkları belirlenerek gözaltına alınan yabancı uyruklu Ş.N., İ.M. adlı 2 kadın işlemlerin ardın deport edilmek üzere il göç idaresine teslim edilirken, fuhuş yaptırmaktan aranan K.R. ise sevk edildiği adli makamlarca tutuklandı.

  • Hatay’da evlilik dolandırıcılığı

    Hatay’da evlilik dolandırıcılığı

    Reyhanlı ilçesinde M.A.A. isimli şahıs, tanıştığı kadınla bir süre sonra evlenmeye karar verdi. Kadın, M.A.A.’dan aldığı 102 bin lira ve 50 gram altınla ortalıktan kayboldu.

    Bunun üzerine M.A.A. polise başvurdu. Reyhanlı İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, şikayet üzerine yaptıkları çalışmada şüpheli kadının S.E. olduğunu tespit etti. Polisin düzenlediği operasyonda şüpheli olarak tespit edilen M.T.’nin Bağlar Mahallesi’ndeki evinde yapılan aramada ise 775 sikke ve 4 parça tarihi eser ele geçirildi. Evde bulunan D.D., E.D., H.D. ve M.D. isimli şahıslar gözaltına alındı. Polis S.E. adlı kadını da gözaltına aldı.

    Şüpheliler yabancı uyruklu olduğu için mahkeme kararıyla sınır dışı edildi.

  • Yeni bir salgın mı başlıyor?

    Yeni bir salgın mı başlıyor?

    Yakın zamanda Covid-19 salgını nedeniyle travma yaşandığını o bakından herkesin tedirgin olmasının normal karşıladıklarını kaydeden Özlü, “Bildiğimiz kadarıyla bu olguların ardından yeni bir virüs ya da bir mikroorganizma belirlenmiş değil. Bİr telaş bir panik oluşturacak bir risk şu an görünmüyor. İzlemek lazım, vakaların artışı dönemsel olarak çok beklenmedik bir olay değil” dedi.

    Çin’den özellikle çocuk yaş grubunda daha çok olmak üzere solunum yolu enfeksiyonları sıklığında bir artış bildirilmeye başlandığını kaydeden Özlü, “Çin’den özellikle çocuk yaş grubunda daha çok olmak üzere solunum yolu enfeksiyonları sıklığında bir artış bildirilmeye başlandı. Daha sonra bu artışın Danimarka, Hollanda gibi Avrupa ülkelerinde hatta Fransa’da da görüldüğüne dair bilgiler geliyor. Hindistan’da bu konuda tedbir alan ülkeler arasında yer alıyor. Yeni bir virüs mü var? Acaba yeni bir salgın mı başlıyor diye bir korku oluştu. Yakın zamanda böyle bir travma atlattık Kovid-19 salgını nedeniyle. O bakımdan herkesin tedirgin olması bence çok da şaşırtıcı değil. Bildiğimiz kadarıyla bu olguların ardından yeni bir virüs ya da bir mikroorganizma belirlenmiş değil. Mevsimsel olarak bu dönemde zaten bu tür solunum yolu enfeksiyonlarında bir artış beklediğimiz bir durum. Vakalardan da daha çok şimdiye kadar bildiğimiz virüsler ve bakteriler izole edilmiş. Daha çok görülen RSV dediğimiz Rinovirüs dediğimiz ya da Adenovirüs dediğimiz insanda hastalık yapan virüslerin neden olduğu hatta mikroplazma dediğimiz bir bakterinin de burada rol oynadığı yönünde veriler var. Dolayısıyla bir telaş bir panik oluşturacak bir risk şu an görünmüyor. İzlemek lazım vakaların artışı dönemsel olarak çok beklenmedik bir olay değil” diye konuştu.

    “Endişe edecek bir şey yok ama tedbirli olmakta fayda var”

    Türkiye’nin griple ilgili Sağlık Bakanlığının yayımladığı verileri takip ettiklerini ve bu yönde daha önceki yıllardakinden farklı bir yoğunluk ya da sıkıntı gözükmediğini ifade eden Özlü, “Zaten kış mevsimi dolayısıyla hepimizin tedbirli olması gerekiyor. Bu mevsimde Kuzey Yarımküre ülkelerinde bu tür enfeksiyonlar beklenen durum. Özellikle çocuklarda daha ön planda görülür zaten bildirilen raporlarda o yönde. Zatürre ile seyrettiğine dair bilgiler var. Bu tür solunum yolu enfeksiyonları üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde başlıyor daha çok boğaz iltihabı üst solunum enfeksiyonu gibi ama zatürreye de dönüşebiliyor. Özellikle kreşler, okullar çocuklar arasında yayılımı çok daha kolay. Ülkemizde bu yönde şu anda bir veri yok. Türkiye’nin griple ilgili Sağlık Bakanlığının yayımladığı verileri sitede takip ediyorum. Gördüğüm kadarıyla daha önceki yıllardakinden farklı bir yoğunluk ya da sıkıntı gözükmüyor. Türkiye’de de RSV, Rinovirüs Kovit dışı diğer Kronovirüsler mevsimsel olarak her yıl görüldüğü gibi bu sene de görülmeye devam ediyor. Endişe edecek bir şey yok ama tedbirli olmakta fayda var” diye konuştu.

  • Kaybettiği bacaklarına protezle kavuştu

    Kaybettiği bacaklarına protezle kavuştu

    Asrın felaketinde enkaz altında ailesini ve iki bacağını kaybeden depremzede Mutasim Al Ahmed, protez bacaklarla ayağa kalktı. Ahmed ile ilgili bilgi veren İrade Adımları Derneği Ortopedi Protez ve Ortez Teknikeri Şüheda Şimşek, yakınlarını ve bacaklarını kaybeden Ahmed’in tedavi süreciyle ilgili şunları söyledi:
    “Mutasim Al Ahmed, 6 Şubat 2023’te Hatay’ın Kırıkhan’da meydana gelen depremde ailesini ve iki bacağını kaybetti. Henüz 13 yaşında bu kadar kayıp yaşamasına rağmen büyük bir umutla yola çıktı. İstanbul Sultangazi’de yaşayan amcası ile ilk muayenesini olmak için merkezimize 9 Haziran 2023 tarihinde geldi. Bilateral ampute olan hastamızın kas kuvveti, yük taşıma kapasitesi, fantom ağrısı, ağrı tipi ve şiddeti, güdüğün genel durumu değerlendirildikten sonra bilateral hastamıza uygun olacak protez ve uygulanılacak sistemi tespit ettik. Mutasim’in gözlerindeki umut ile bizde depremin yıktığı hayalleri yeniden inşa etmek için birlikte meşakkatli bir o kadar da güzel bir yola çıktık. Ekip arkadaşlarımızla beraber Mutasım’a ampute olan güdüklerin protezi benimseyebilmesi ve tahmin edilen güdük volüm değişiklikleri sürecinde poşetli pasif vakum sistemli protez yapılmasını uygun gördük.”

    “Her adımında mutluluğu ve heyecanı gözlerinden okunuyordu”

    Uyguladıkları yöntemle ilgili bilgi veren Şimşek, “Bu sistem ile Mutasim protez kullanmaya alışıp ve güdük şekli değişmeye başladığı zaman kendisi için daha güzel kullanacağı silikon linerli vakumlu sistem proteze geçiş yapmaya karar verdik. Prova için gelen Mutasim’ın heyecanı, sevinci gözlerinden okunuyordu. Biz de onun sevincine, heyecanına ortaktık. Mutasim’a test soketlerini denedik, o kadar istekliydi ki, protezin parçalarını test soketine sabitledikten sonra walker yardımıyla yürütmeye başladık. Hepimiz Mutasim’ın acıdan umuda doğru iradeli, bir o kadar güçlü adımlarına şahit olduk. Edindiği tecrübeler ve fizik tedavi sonucunda yeni test soketlerini daha iyi kullandı. Mutasim’ın protezleri üzerinde yapmış olduğumuz ayarlar neticesinde daha sağlıklı ve doğru adımlar atmaya başladı. Her adımında yüzündeki mutluluğu, heyecanı ve vermiş olduğu kayıpların acı tebessümü yüzünden okunuyordu” ifadelerini kullandı.

    “Azmi ve mücadelesi hepimize örnek oldu”

    Şimşek depremzede Mutasım’ın yeniden ayağa kalabilmek için gösterdiği çabayı şöyle açıkladı:
    “Doktor, fizyoterapistler ve protez ve ortez teknikerleri ile birlikte Mutasım’ın yürüyüş ve protezi ile alakalı değerlendirmeler sonucunda nihai soketine geçmeye karar verdik. Mutasim her seferinde aynı heyecan ve hiç tükenmeyen umuduyla geliyordu. Karbon soket daha hafif daha dayanıklı olması sebebiyle Mutasim için yürümek daha kolay olmuştu. Mutasimin protezleri üzerindeki ayarları tamamlandıktan sonra 3 Kasım 2023 tarihinde kozmetik yapma aşamasına geçildi. Alınan ölçülere göre iki tarafında kozmetiği tamamlandı ve yürüyüş egzersizlerine devam edildi. Mutasim umudu, azmi ve vermiş olduğu mücadele hepimize hayatın her zorluğuna karşı ayakta dimdik durabilmeye güçlü bir örnekti.”

    “Üç gün boyunca enkazı çıplak ellerimizle kazdık”

    Mutasim’in amcası Ammar Al Ahmed, deprem esnasında yaşadıklarıyla ilgili bilgi vererek, “Deprem olduğunda İstanbul’daydım. Tüm iletişim ağları kesilmişti ve depremin ilk saatlerinde onlara ulaşamadık. Hataya hemen gittik ve kardeşimin tüm ailesi enkazın altında olduğunu öğrendik. Üç gün boyunca enkazı çıplak ellerimizle kazdık. Destek ve kelepçe desteklerini ulaştıktan sonar Mutasim’i ve babasını enkazın altından çıkartabildik. Fakat babası komada 22 gün kaldıktan sonar hayatını kaybetti. Mutasım ise bir bacağı ampute edildi diğer ise çok kötü bir şekilde yaralıydı. Doktorlar da Mutasim’i kurtarmak için diğer bacağı da ampute etmeye karar verdiler” dedi.

    Büyük bir mücadeleyle yeniden ayağa kaldırıldı

    “Mutasim, kardeşimden kalan tek mirasımdır. Elbette, onun gibi özel ihtiyaçları olan biriyle uğraşmak zor olabilir” diyen Ammar Al Ahmed, şunları söyledi:
    “Şu anda, günlük görevlerini yerine getirmesine yardımcı oluyorum, tuvalete gitme ve temizlik gibi. Gelecekte kendi kendine yetebilmesini umuyoruz, böylece okula gitmek ve diğer insanlarla etkileşimde bulunmak gibi şeyleri yapabilir. Özelikle protezlerini taktıktan sonra kendi kişisel ihtiyaçlarını tek başına yerine getirmesi hem kendine hem de bizlere iyi olur. Mutasim’i hep hareketli sandalyede görüyordum. Protezi taktıktan sonra onu ayakta görmek benim için büyük bir mutluluk. Aylardır çaba sarf ettik. İrade Adımları Derneği ekibi de aylardır Mutasim ile yürümeye çalıştılar ve tüm vücut kaslarını güçlendirip ayağa kaldırdılar.”

    Kalbi durmuş

    Deprem anını ve yaşadıklarını anlatan 13 yaşındaki Mutasim Al Ahmed, başından geçen hüzün dolu anları şöyle anlattı:
    “Depremden yarım saat önce uyudum. Uyumak için başımı yastığa koydum. Hafif bir titreme hissettim. Bu sefer “normal” dedim. Sonra Çok sallandı. Evin çok sallanmaya başlaması dışında hiçbir şey görmedim. Gözlerimi açtım ve ailemin geldiğini gördüm. Odada ve sonra duvarları yıkmaya başlamasından başka bir şey görmedim. Bina çöktü ve sonra burada molozların altında birkaç gün geçirdim. Onlara karşı hiçbir şey hissetmedim. Sadece bir saat gibiydi. Hastaneye gittim, depremden sonra bir ay kaldım, sonra amputasyon için ilk ameliyatta olduğum için ailemin öldüğünü öğrenmedim. Doktor amcama, amputasyondan dolayı kalbimin ilk kez durduğunu, sonra tekrar çalışmaya başladığını, eğer bir daha güçlü bir şok olursa eninde sonunda durabileceğini ve ölebileceğimi söyledi. Bir ay sonra kimse bana bunlardan bahsetmedi, öğrendiğimde biraz üzüldüm, sonra yavaş yavaş durumu kabullenmeye başladım, hepsi bu.”

    “Hayatımı mümkün olduğu kadar eskisi gibi yaşamaya çalışıyorum”

    Depremde anne-baba ve 2 kardeşini kaybeden Mutasim Al Ahmed, yaşadığı acılara karşı metanetini şöyle ifade ederek konuşmasını bitirdi:
    “İskenderun’a gidiyorum ve bir sürü arkadaşım var, 10-20’den fazla arkadaşım akşam veya öğleden sonra yürüyüşe çıkıyoruz. Hayatımı mümkün olduğu kadar eskisi gibi yaşamaya çalışıyorum.”

  • Mozaik tablolar 600 dolardan satılıyor

    Mozaik tablolar 600 dolardan satılıyor

    Türkiye’nin güneyinde yer alan Suriye’de yaşanan iç savaş sonrası milyonlarca insan ülkemize göç etmişti. Savaş sonrası hayatları ve meslekleri değişen Suriye vatandaşları, Türkiye’de çeşitli meslek gruplarına yöneldiler. Savaş sonrası Hatay’ın Reyhanlı ilçesine göç eden resim öğretmeni Mehmed Eldeni de burada yeni bir yaşam kurdu. Sanat eserleri konusunda yetenekli olan Eldeni, Reyhanlı ilçesinde mozaik ürünleri konusunda kendini geliştirerek bu alanda tablolar üretmeye başladı. Başarısıyla ve eserleriyle takdir toplayan Eldeni, Türk ortağıyla birlikte işlerini geliştirerek namını ülke sınırlarının dışına taşıdı. Reyhanlı’da bulunan mozaik atölyesinde yaklaşık 30 çalışanı bulunan Eldeni’nin metrekaresini 600 dolardan sattığı tablolar; Amerika, Fransa, Almanya, Kanada ve Avustralya olmak üzere dünyanın dört bir yanına satıyor.

    “Daha çok uluslararası satış yapmaya çalışıyoruz”

    Ürünlerini daha çok yurt dışına sattığını ifade eden Eldeni, “2010 yılına kadar bu işi Suriye’de yaptık. Savaştan sonra 2011 yılında Türkiye’ye geldik. Burada bu işi yapmaya çalışıyoruz. Daha çok uluslararası satış yapmaya çalışıyoruz. Avrupa, Amerika, Arap ülkelerinde ve Türkiye’de alıcılarımız var. Amerika, Fransa, Almanya, Kanada ve Avustralya olmak üzere en çok satışımız bu ülkelere var. İnternet üzerinden satmaya çalışıyoruz. Dünyanın her tarafına satmaya çalışıyoruz. İnternet üzerinden pazarlama yapmaya çalışıyoruz” dedi.

    20 bin taş bulunan 1 metrekare eser 600 dolar

    Yurt dışına 600 dolardan satılan bir metrekare eserde yaklaşık 20 bin taş bulunduğunu belirten Eldeni, “Bizde 22 çalışan ustamız var, 5 kişi de kesim işleri yapıyor. Dokuma işlerini yapan kadınlar da var. Eserin yapımı büyüklüğüne göre, taşın inceliğine göre değişiyor. Kimisi 10 gün, kimisi 4 gün, kimisi 20 gün, 1 ayda ve 2 ayda yapılan eserler var. Yapılan eserin büyüklüğüne ve taşına göre yapım süresi değişiyor. Türkiye’de metresini dolar ile satıyoruz. Metrekaresini Türkiye’de 200 ile 400 dolar arasında satıyoruz. Dış ülkelere de 600 dolardan başlayan fiyatlarla satıyoruz. Bir metrekarede yaklaşık 20 bin taş bulunuyor. Taşın büyüklüğüne, küçüklüğüne göre de bu sayı değişebiliyor” ifadelerini kullandı.

    “21 tablo var, Amerika’ya gidecek”

    Atölye çalışanı Veli Engir, 21 tablonun Amerika’ya gönderilme aşamasında olduğunu belirterek, “Biz mozaik üzerine çalışıyoruz. 23 çalışanımız var. Şimdi bu mozaik hazır; 21 tablo var. Amerika’ya gidecek. 81 tablo da Filistin’e gidecek” dedi.

  • Hatay’da uyuşturucu taşıyan şahıs tutuklandı

    Hatay’da uyuşturucu taşıyan şahıs tutuklandı

    Hatay Emniyet Müdürlüğü görevlilerince, uyuşturucu imal ve ticaretine yönelik yapılan çalışmada Dörtyol ilçesi Numune Evler Mahallesi’nde bir iş yeri önünde polisin şüphe üzerine durdurduğu E.S. adlı şahsın üzerinden, 13 parça halinde toplamda 13.5 gram metamfetamin ele geçirildi.

    Emniyete götürülen E.S. işlemlerinin ardından sevk edildiği adli makamlarca tutuklandı.

  • “Afetlerin acısını çocuklar çekiyor”

    “Afetlerin acısını çocuklar çekiyor”

    Katırcıoğlu ve komisyon üyeleri, Kahramanmaraş depremlerinde en çok zarar gören şehirlerden olan Hatay’ı ziyaret etti.
    Katırcıoğlu, şehirleri daha yaşanabilir, depreme önceden hazır hale getirmek için devletin tüm kurumlarıyla çalıştıklarını belirterek, Hatay ve diğer illerde yaptıkları incelemede depremin Hatay’da daha büyük etki bıraktığını söyledi.

    Katırcıoğlu, depremin toplamda 11 ili etkilediğini ancak deprem zararının yüzde 50’sinin Hatay’da meydana geldiğini anlatarak, “Burada biraz daha özel ve detaylı incelemeler yaparak raporu oluşturacağız” dedi.

    Afetlerin acısını daha çok çocukların yaşadığına dikkat çeken Katırcıoğlu, “Büyükler bir şekilde depreme daha kolay adapte olurken çocuklar biraz daha zor baş ediyor depremle. Biz Çocuk Hakları Alt Komisyonu olarak çocuklarımızın deprem sonrası yaşadıklarına ve iyileşme süreçlerine yakından bakmak istedik. Çocuklarımızın yaşadıkları travmalarla nasıl baş ettiği, kurumlarımızın bu sorunlarla ilgili nasıl çalışmalar yaptığını ve eğitim hayatlarına katılımlarının nasıl olduğunu yerinde görmeyi ve incelemeyi önemli gördük” ifadelerini kullandı.
    Hatay’da 3 gün boyunca komisyon üyeleri, konteyner kentleri dolaşarak incelemelerde bulunacak. İncelemelerden sonra detaylı bir rapor hazırlanacak.

  • Hatay’da prefabrik evlerde yangın

    Hatay’da prefabrik evlerde yangın

    Defne Yaşam Merkezi Prefabrik Evleri’nde çıktı. Yangını gören vatandaşlar hemen durumu Hatay Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekiplerine bildirdi.

    Kısa sürede itfaiye ekipleri olay yerine geldi. Ekiplerin müdahalesiyle yangın söndürüldü ancak 4 prefabrik evin kullanılamaz hale geldiği, 8 prefabrik evin ise zarar gördüğü öğrenildi. Yangından 12 aileden 33 kişi etkilendi. Bu ailelerden 7’si Cemil Meriç Konteyner Kente, 1’i TOKİ Prefabrik Evlere, 4 aile ise Abdulgani Türkmen Konteyner Kente yerleştirildi. Çıkış sebebi henüz bilinmeyen yangınla ilgili polis inceleme başlattı.

  • ‘Cirrocumulus’ bulutları görsel şölen oluşturdu

    ‘Cirrocumulus’ bulutları görsel şölen oluşturdu

    İlçe sabahın erken saatlerinde ‘Cirrocumulus’ adı verilen bulutlarla kaplandı. Yüksek bulut tipi olan ‘Cirrocumulus’, mevsime bağlı düşük sıcaklıklar nedeniyle ortaya çıkabiliyor. Buz kristallerinden oluşan taneli yapısı nedeniyle etkileyici bir görüntü sunan bulutlar, kartpostallık görüntüler oluşturdu.

    Müjde Suadiye, “Sabah kalktım kedilerimi besledikten sonra gökyüzüne baktım ve bu güzel görüntü ile karşılaştım. Ambiyans olarak çok güzel bir görüntü ve elime telefonu alıp bu güzel görüntüyü fotoğrafladım” dedi.