Kategori: Hatay

  • Hatay’da içme suyu sıkıntısı

    Hatay’da içme suyu sıkıntısı

    Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilediği illerden olan Hatay’da içme suyu sıkıntısı yaşanıyor. Hatay Büyükşehir Belediyesi, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda kentteki acil içme suyu probleminin artarak sürdüğünü duyurdu. “İlimizde Sağlık Bakanlığı ve HATSU tarafından şehir şebekesi suyunun tahliller sonuçlanıncaya kadar içilmemesi önerildi.” denilen açıklamada “Acil içme suyu problemi ne yazık ki artarak sürmektedir.” ifadeleri kullanıldı.

     “Ambalajlanmış içme suyuna ulaşım konusunda yoğun talep oluyor”

    Belediyenin paylaşımlarında “Hatay genelinde yaklaşık 600 kuyu ve 2 içme suyu arıtma tesisi ile Harbiye, Beşikligöl, Hidirbey, Akçay Eğricek, Bükünsuyu, Pinarbaşi, Arabingölü, Avcılar, Haymaseki kaynağından içme suyu temini sağlanmaktadır.” denildi.

    Tüm suların klorlanarak şebekeye verildiği ve analizlerin İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapıldığı belirtilirken herhangi bir olumsuz sonuç çıktığında HATSU tarafından kaynağın kapatıldığı ifade edildi.

    Belediyenin mesajlarında şu ifadeler kullanıldı:

    Antakya, Defne ve Kırıkhan ilçelerimizde enkazdan kaynaklı su verilemeyen bölgelerde sokak çesmeleri ile de vatandaşa kullanma suyu ulaştırılmaktadır. Hatay’ın özellikle Defne ve Antakya ilçelerinde şişe olarak ambalajlanmış içme suyuna ulaşım konusunda Belediyemize hemşehrilerimizden yoğun talep olmaktadır.

  • Tarihi kent Belen’in evlerinde hasar yok

    Tarihi kent Belen’in evlerinde hasar yok

    Kahramanmaraş merkezli depremler Hatay’ın pek çok ilçesinde yıkıma yol açtı. Topraklarının yüzde 85’i dağlardan oluşan Belen ilçesinde 3 mahallenin bulunduğu en eski yerleşim yerindeki yapılar depremde de ayakta kaldı. Asrı deviren yapılarda büyük depremlerin ardından hasarın oluşmaması dikkatlerden kaçmadı. İlçedeki 3 mahallede hasar oluşmaması ise kayalık zemine kurulu olmasına bağlanıyor. Amanos Dağları’na kurulu ilçe, depremlerin ardından göçlerin ilk durağı noktası haline geldi. Kenti güvenli bulan vatandaşlar Belen’e yerleşmeye başladı.

    Depremlerin ardından İskenderun’daki evini bırakarak Belen’deki yazlık evine taşındığını belirten Salih Kenanoğlu, “Belen ilçesi kayaların üzerine kurulu olduğu için çok fazla hissetmedik. Bu Hatay bölgesinde sanırım en korunaklı yer. Kayaların üzerine olduğu için bir sıkıntı yaşamadık. İskenderun merkezde oturuyorduk. İki büyük depremin ardından buraya geldik. Burada hiçbir sıkıntımız yok. Depremleri de fazla hissetmiyoruz. Buradaki evlerin hiçbirinde hasar yok. Vatandaşlar buraya gelerek kiralık ev ve arsa arıyor. Bölge de kıymetlendi. Buradaki evlerin birçoğu 60-70 senelik, bir çizik bile yok. Güvenle yatıyoruz” dedi.

     

  • “Bizim yasımız 3 gündür, Hatay’ı terk etmeyin”

    “Bizim yasımız 3 gündür, Hatay’ı terk etmeyin”

    Türkiye’nin Güneydoğunda 11 ili etkileyen şiddetli depremler çok sayıda can ve mal kabına neden oldu. Yıkımın en çok olduğu yerlerden Antakya’da deprem nedeniyle şehirden göç etmeye karar verirken, Eski Antakya olarak bilinen Kurtuluş Caddesi üzerinde antikacılık yapan Serkan Sincan, binlerce yıkıma rağmen dükkanını açmaya karar verdi.

    Eski bir plak ile bir yandan müzik dinleyen Sincan bir yandan da deprem nedeniyle zarar gören eşyalarını tadilatını yapıyor. Enkaza rağmen müşterilerinin odağı olan antikacı Sincan, esnaf komşularına, “Gurbet zordur, Antakya’yı terk etmeyin, dükkanlarınızı açın” mesajını verdi.

    Hatay’ı terk etmemeleri için antika dükkanını açan Sincan, “Ben 10 yıl önce memleketim olan Antakya’ya dönmek için buraya ölüm mü yoksa dirim mi ? gelsin diye sordum. Daha sonra buraya gelerek ölene kadar yaşamaya karar verdim. Ben turizmci olarak Hatay’ın turizm güneşinin bir gün doğacağına inanıyorum. Biz buralıyız ve buradan ayrılmamalıyız.

    Buradan esnaf kardeşlerime, komşularına sesleniyorum; Hatay’ı terk etmeyin, bizim yasımız 3 gündür, gelin dükkanlarınızı açın. Bu vesileyle buradaki dükkanımı açtım. Şer gözüken şeyler bazen bize hayırlı olarak döner. İnanıyorum ki bunda da bir hayır vardır. Antakya’yı terk etmeyin” diye konuştu.

     

  • Kuvvetli rüzgar çadırlarda zarara neden oldu

    Kuvvetli rüzgar çadırlarda zarara neden oldu

    Türkiye’ye yasa boğan Kahramanmaraş depremlerinde en büyük hasarı alan Hatay için Meteoroloi kuvvetli rüzgar ve fırtına uyarısı yaptı.

    Deprem bölgelerinde en fazla yıkımın olduğu noktalardan İskenderun ilçesinde de etkili olan rüzgar depremzedelere zor anlar yaşattı. İlçe genelinde yer yer bireysel olarak kurulan bazı çadırlar, fırtına ile zarar gördü.


    Çadırkentlerin bulunduğu bölgede de etkili olan kuvvetli rüzgar hissedilirken, şu ana kadar ciddi bir zararın meydana gelmediği bildirildi. Ancak bölge için uyarıların sürdüğü kaydedildi.

  • Hatay’da tarihi yapılarda da hasar gördü

    Hatay’da tarihi yapılarda da hasar gördü

    Kahramanmaraş merkezli 2 deprem 11 ilde yıkıma yol açtı. Depremden en fazla etkilenen kentler arasında bulunan Hatay’ın ilçelerinde de yıkımlar ve hasarlar oluştu. Belen ilçesinde bulunan ve merkez cami ismi ile anılan Kanuni Sultan Süleyman Camii’nde de hasar oluştu.

    1553 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle yapılan ve kendi adını taşıyan cami asrın felaketinde ayakta kalmayı başardı. 470 yıllık caminin 6 Şubat depremlerinin ardında yalnızca minaresinde çatlak oluştu. Aynı bölgede bulunan eski yapılardan bir diğeri olan ve Ermenilerin bölgeyi terk etmesinin ardından kullanılmayan Ermeni kilisesinin de çan kulesinde hasar oluştu. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından ilçedeki bu tarihi yapıların ağır hasarlı olarak raporlandığı öğrenildi.

    Tarihi yapıların bulunduğu Muhlisali Mahallesi Muhtarı Faruk Ekim, “Bazı eski binalarda tahribatlar var. Bunların ön çalışmaları tamamlandı. Acil olanlar önce yıkılacak. İkinci önceliğe alınanlar daha sonra yıkılacak. Tarihi eser nitelikteki camimizin minaresi orta yerinden çatlak vaziyette.

    Minareye ağır hasar verildi. Aynı zamanda hizmet vermeyen bir kilisemiz var. Çan kulesi yatmış vaziyette. Onunla ilgili çalışmalar devam ediyor. Ermeni Katolik Kilisesi pederi bu sabah geldi. Sağlama alma çabasındayız. Ağır hasar vardı. İkinci bir ihtimal ise çaresiz kalırsak, can güvenliği açısından yıkmak zorunda kalacağız. Camide çok bir hasar yok ama Vakıflar Genel Müdürlüğü içine girilmemesi yönünde uyarılarda bulundu” dedi.

  • 24 gündür kayıp oğlunu arıyor

    24 gündür kayıp oğlunu arıyor

    Hatay’da yaşayan Meryem Yıldız, Çağdaş, Derin ve Yoldaş isimli çocuklarını depremden önce ayrıldığı eşinin evine bıraktı. Depreme burada yakalanan çocuklar, yıkılan evin enkazı altında kaldı. Yoldaş ilk anda enkazdan çıkmayı başarırken, Derin ise depremin 3. günü arama kurtarma ekipleri tarafından yıkıntıların arasından sağ salim çıkartıldı. Ancak 7 yaşındaki Çağdaş’a bir türlü ulaşılamadı. 24 gündür kayıp çocuğunu arayan anne Meryem Yıldız, yaşadıklarını anlattı.

    “Gitmediğim yer kalmadı, ama yılmayacağım”

    Çocuklarının babasının Defne’ye bağlı Sümerler Mahallesinde Cem Apartmanı’nda oturduğunu ve deprem anında çocukların babasının evinde olduğunu belirten Meryem Yıldız, kaldıkları apartmanın yerle bir olduğunu ve kızının, büyük oğlunun ve eşinin oradan sağ olarak çıkarıldığını fakat diğer oğlundan ne canlı ne de cansız haber alınamadığını dile getirdi.

    Meryem Yıldız, “Bütün hastaneleri gezdim, tüm şehirlere gitti fakat bir bilgi alamadım. Aile ve Sağlık Bakanlığına da gittim. Oradan da bir şey çıkmadı. Gazetelere fotoğraflarını bastırıp verdim. Gitmediğim yer kalmadı ama yılmadım, yılmayacağım da ondan bir haber alana kadar” dedi.
    Deprem anında büyük oğlunu eski eşinin çıkarttığını söyleyen Meryem Yıldız, “Kızımla diğer kayıp oğlumu onun hanımı çıkartmaya çalışmış. Hanımının üstüne bir şey düşüyor ve orada ölü bulunuyor. Ama ne yazık ki oğlumdan hiçbir iz yok” dedi.

    Enkazdan çıkarıldıktan sonra Derin’e bir aile sahip çıkmış

    Enkaz altında kalan kızını depremden 3 gün sonra bulabildiğini söyleyen Yıldız, “Derin’i AFAD ekibinden Serdar bey eşi ve öğrencileri buldu. Onlar hastaneye götürmüşler. Ondan sonra da başka bir aile Derin’e iki gün evinde bakmış. Sonrasında da bana teslim edildi. Adana Hastanesi’ne götürdük. Orada 8-9 gün kaldık. Tedavisini yaptılar orada” ifadelerini kullandı.

    “Artık kime inanacağımı hiç bilmiyorum”

    Çevrede bulunan görgü tanıklarından bazıları, Kayıp Çağdaş’ın enkazdan sağ olarak çıkarıldığını bazılarının ise ölü olarak çıkarıldığını söylediğini belirten anne Meryem Yıldız, “Artık kime inanacağımı hiç bilmiyorum. Umarım, tek dileğim sağdır. Başka hiçbir şey istemiyorum. Babası ise Çağdaş’ı hiçbir şekilde görmediğini, sadece hanımının kucağında gördüğünü söylüyor” şeklinde konuştu.

    Son sözleri ‘anne ben seni çok özledim’ oldu

    Depremden önce en son Cuma günü birlikte olduklarını dile getiren Yıldız, babasının yanlarında olmasının sebebinin görüş zamanı olduğunu ve Pazartesi geri döneceklerini fakat nasip olmadığını dile getirdi. Kayıp çocuğu ile birlikte son konuşmalarını anlatan Meryem Yıldız; “’Anne ben seni çok özledim, ne zaman gelip bizi alacaksın’ dedi. Ondan sonra zaten görüşemedim. Hiç umudumu kaybetmedim. İnşallah umudum boşa çıkmaz. Oğlum bana sağ salim geri gelir” dedi.

    Derin deprem anından sonra abisi Çağdaş’ı hiç görmemiş

    Enkaz altından üç gün sonra kurtarılan Küçük Derin ise o deprem anına ait annesinin yönelttiği sorulara karşılık, kardeşleri ile birlikte babasının evinde olduğunu, yataktan kendileri kalktıktan sonra dışarıya çıktıklarını söyledi. Kayıp kardeşinin kucakta olduğunu kendisinin ise ablasının elini tuttuğunu söyleyen Derin, kaçmaya başladıkları anda deprem olduğunu ve ondan itibaren abisi Çağdaş’ı göremediğini belirtti. Enkaz altında kaldıktan günler sonra ise arama-kurtarma ekibinde olan amcalarının kendisini kurtardığını söyledi.

  • Bir kamyon giriyor, bir diğeri çıkıyor

    Bir kamyon giriyor, bir diğeri çıkıyor

    Bin 100 dekarlık enkaz döküm sahasına kamyonların biri gelip bir diğeri giderken, güvenlik önlemlerinin üst seviyede olduğu görüldü.

    Asrın felaketi olarak nitelendirilen depremlerin ardından Hatay’ın İskenderun ilçesinde de çok sayıda yapı yıkıldı.

    Ağır hasarlı bina sayısının da bir hayli fazla olduğu kentte enkaz kaldırma çalışmaları başladı. Bin 100 dekarlık belirlenen alanın çevresi tel örgü ile kapatılırken, aydınlatma ve güvenlik kameralarının kurulumu da tamamlandı. Bölgede jandarma ekipleri 24 saat esas alınarak tedbirleri elden bırakmıyor.

    Kent merkezinde kamyonlara yüklenen enkazın belirlenen alana dökümü dron ile havadan görüntülendi. Döküm sahasına kamyonların birinin girip, bir diğerinin çıktığı görüldü.

  • ‘abi beni bırakma’ dedi, 20 saatte kurtardılar

    ‘abi beni bırakma’ dedi, 20 saatte kurtardılar

    Hatay’da arama kurtarma çalışmalarına katılan Konya İtfaiyesinden itfaiye eri Abdül Zengin, deprem bölgesinde görev yaparken bazen çok duygulandıklarını, gözyaşlarını tutamadıkları anlar olduğunu söyledi. Depremin ardından gittikleri Hatay’da ekip lideri olarak çalıştığını, 9 kişilik tim oluşturduklarını anlatan Zengin, “Arama kurtarmacı olarak ve arkamızda 10-15 kişilik ekibimiz vardı. Binalar çok kötüydü, yıkım şekilleri çok kötüydü. Bitişik olduğu için binalar birbirine yatık şekildeydi.

    8 katılı bina 3 katlı gibi görünüyordu. Çok fazla topraklaşma vardı binalarda. Kolonlar patlamış durumdaydı. Bu şekilde çalışmalarımıza başladık. Öncelikle çalışma sistemimiz ses duyduğumuz yerlereydi. Ses duyduğumuz yerlere müdahale etmeye çalıştık. Kolay olanları çabuk alıyorduk ama bizim işimiz kolay olmayanlardı” dedi.


    “Muhammet elimi tuttu ‘abi beni bırakma dedi, 20 saatlik çalışmayla kurtardık”
    İtfaiye eri Abdül Zengin, enkazdan çıkardıkları depremzede Muhammet ile yaşadıklarını anlatarak, “Muhammet diye bir kardeşimiz vardı. Kolon altında kolu kalmış, kendi de duvar altındaydı çıkardık. Muhammet’i çıkarmaya 20 saat falan uğraştık, çünkü kolon altındaydı. Kolunu dirsek üzerinden kolon başmış eli de kolon altındaydı. Öyle bir çalışmalıyız ki koluna da zarar vermememiz lazım.

    Kolun ne durumda olduğunu bilmiyoruz. Kirişi kırmaya çalışıyoruz, kolu da korumamız lazım. İğne ile kuyu kazar gibi çalıştık. Biz çalışırken Muhammet elimi tuttu ‘abi beni bırakma, çıkar buradan, bana su verir misiniz?’ dedi. Bedeni sıkışmadığı için yavaş yavaş su verdik. Muhammet su istediği zaman su nerde diye etrafa baktım. Muhammet ‘su arkanda abi’ dedi. O kadar her şeyin farkındaydı. Elhamdülillah 20 saatlik bir çalışma sonrasında Muhammet’i çıkardık” diye konuştu.

  • Ay halesi tedirginlik oluşturdu

    Ay halesi tedirginlik oluşturdu

    Hatay’ın İskenderun ilçesinde depremzede vatandaşlar, Ay’ın etrafındaki halkayı görünce tedirginlik yaşadı. Yeni bir deprem olacağı hissine kapıldıklarını belirten vatandaşların gördüğü Ay’ın etrafındaki çember sosyal medyada da gündem oldu. Yaşanan durumun bir doğa olayı olduğu ve Ay halesi olduğu anlaşıldı.


    Ay’ın bu halini ilk kez gördüğünü ifade eden Erkan Çalışkan, “Deprem bölgesi olan İskenderun’da yaşıyoruz. İlk defa Ay’ın bu halini gördük. İlk başta şaşırdık. Daha sonra internette yaptığımız araştırmalar sonucu mevsimsel olarak böyle olduğunu öğrendik” dedi.

    Ay halesi

    Yükseklerdeki buz kristallerinin altıgen formu, ışığın halka biçiminde odaklanmasını sağlıyor. Ay’dan farklı açılarla gelen ışıklar buz kristallerine ulaştıktan sonra kırılarak dairesel halkalar oluşturuyor.

  • Danimarkalı Bakan Hatay’da, depremi değerlenirdi

    Danimarkalı Bakan Hatay’da, depremi değerlenirdi

    Danimarka Kalkınma Yardımı ve Küresel İklim Politikası Bakanı Dan Jorgensen deprem sebebiyle Hatay’a ziyarette bulundu. Danimarkalı Bakan, ziyaret gerçekleştirdiği yerlerin ardından İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı ile yüz yüze görüştü. İkili görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, “Bugün gördüklerim çok üzücü, bu gerçekten inanılmaz bir felaket” ifadelerini kullandı.

    “Depremden etkilenen insanlara yardım etmemiz gerekiyor”

    Deprem felaketine değinen Bakan Dan Jorgensen, “Buraya Danimarka’nın baş sağlığı dileklerini iletmek için geldim. Bölgede bu felaketten etkilenmiş çok sayıda insana taziyelerini sunmak için geldim. Bugün gördüklerim çok üzücü, bu gerçekten inanılmaz bir felaket. Tabi ki de bu depremden etkilenen insanlar yardım etmemiz gerekiyor. Ben sahada çok cesur ve kararlı bir şekilde yardım faaliyetinde bulunan yerel yetkililer ve kuruluşları gördüm. Tabi ki uluslararası toplumunda yardımda bulunması gerekiyor. Buradan Danimarka’ya döndüğümde hükümetime vereceğim mesaj bu” Şeklinde konuştu.

    “Danimarka, Türkiye’ye 10 milyon Euro yardım tahsis etti”

    Danimarka’nın Türkiye’ye yaptığı yardım miktarından bahseden Jorgensen, “Bu mesajı aynı zamanda Avrupa Birliği içerisindeki meslektaşlarımla da paylaşacağım. Danimarka hükümeti şuana kadar Türkiye’ye 10 milyon Euro yardım tahsis etti. Bunlar bu bölgedeki akut ihtiyaçların giderilmesi için kullanılacak. Bu ihtiyaçlar, barınma, çadır, sağlık kitleri, gıda ve su gibi ihtiyaçlar.” Dedi.