Hatay’ın Belen ilçesi sınırlarındaki ormanlık alanda bugün öğleden sonra orman yangını çıktı.
Belen ilçesi Sarımazı Mahallesinin yüksek kesimlerinde bulunan ormanlık alanda çıkan yangını söndürmek için Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri ve Hatay Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından hızla müdahale edildi.
Yangını kontrol altına alma çalışmaları devam ediyor.
2020’nin aralık ayında Çevlik sahilinden balık tutmak için botla denize açıldıktan sonra bir daha haber alınamayan Ali Nail Gündoğan’ın (23) bulunması için denizde ve kıyıda başlatılan arama çalışmaları bir netice alınamayınca sonlandırıldı.
Oğlu bulunamayan ancak umudunu kaybetmeyen Cumali Gündoğan, bütün sahilleri kendi çabaları ile aramaya devam ediyor.
Gündoğan, “Aralık 2020 yılından beri oğlumu arıyorum. Yaklaşık 16 aydır denizi hiç bırakmadık, gecemiz gündüzümüz denizde geçiyor. Oğlumun hiçbir eşyasını bulamadık. Botunu, sırt çantasını, küreğini ve kafasındaki fener yani oğluma ait hiçbir şey bulunmadı. Psikolojik olarak çöktük biz. Ben ikna oldum oğlum denizde değil. Çünkü arkadaşının 11 saat o kayalıkta beklemesi, kimseye haber vermemesi ve elinde eşya olup kayalığa tırmanması nasıl oldu merak ediyorum. Her gün bu durumdan kaynaklı 1 saatim hastanede geçiyor, tansiyon hastası oldum” dedi.
Hatay’ın Dörtyol ilçesinde ormanda çıkan yangın, rüzgarın etkisiyle kısa sürede geniş bir alana yayıldı. Bölgeye sevk edilen çok sayıda itfaiye ve Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerinin çalışması vatandaşların da desteğiyle yangın 12 saatte kontrol altına alındı.
Hatay Valiliği yangında sabotaj ihtimalini değerlendirerek 2 şüphelinin gözaltına alındığını, konuyla ilgili soruşturmanın sürdüğünü açıkladı.
İlçeye bağlı Konaklı Mahallesi’ndeki ormanlık alanda gece saatlerinde yangın çıktı. Alevleri fark eden yöre halkı durumu itfaiyeye bildirdi. Rüzgarında etkisiyle kısa sürede geniş alana yayılan yangına itfaiye ve Hatay Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri sevk edildi.
Yerleşim bölgesini tehdit eden alevlere, ekipler arazöz ve su tanklarıyla müdahale etti. Sabaha kadar süren söndürme çalışmalarına vatandaşlar da destek verdi.
Hatay Dörtyol’da ilçeye bağlı Konaklı Mahallesi’nde gece saatlerinde çıkan orman yangınıyla ilgili Orman Genel Müdürlüğünden (OGM) açıklama yapıldı. Twitterdan yapılan açıklamada, “01.22’de çıkan orman yangınına 13 dakika içerisinde ilk müdahaleyi gerçekleştirdik. Yangını kontrol altına alma çalışmalarımız devam ediyor. Ormanlık alanlarda ateş yakma” denildi. OGM’den yapılan son açıklamada yerleşim yerlerinin tehlike altından olmadığı bildirildi.
Hatay Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (HATSU) işçisi Serdar Deveci, yol kenarında çalışma yaparken hafif ticari aracın çarpması sonucu hayatını kaybetti.
Kaza, saat 11.00 sıralarında İskenderun- Arsuz kara yolunda meydana geldi. Arsuz yönüne giden hafif ticari araç, sürücüsünün kontrolünden çıkıp yol kenarında çalışma yapan HATSU işçisi Serdar Deveci’ye, ardından da park halindeki araçlara çarptı. İhbar üzerine kaza yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Gelen sağlık ekibinin yaptığı kontrolde Serdar Deveci’nin yaşamını yitirdiği belirlendi. Yaralanan araç sürücüsü ise hastaneye kaldırdı. Deveci’nin cansız bedeni otopsi için morga gönderildi.
Hatay’da yolun karşısına geçirilmeye çalışılan koyun sürüsüne cip çarptı. Kazada 56 koyun ile 2 eşek öldü.
Antakya ilçesi Kuzeytepe Mahallesi Çevre Yolu’nda, saat 04.00 sıralarında sürücüsünün ismi öğrenilmeyen 31AIK 242 plakalı cip, 2 kişi tarafından yolun karşısına geçirilmeye çalışılan küçükbaş hayvan sürüsüne çarptı. Kazada sürüdeki 56 koyun ile 2 eşek öldü.
Bu arada kaza anı, bölgedeki bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı.
Hatay’da, askeri aracın devrilmesi sonucu 3 asker yaralandı. Hastanede tedaviye alınan askerlerin sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi.
Antakya- Reyhanlı yolunda ‘Kirpi’ adı verilen askeri zırhlı araç, bilinmeyen nedenle kontrolden çıkıp, refüje devrildi. İhbar üzerine bölgeye çok sayıda sağlık ekibi sevk edildi. Jandarma ekiplerinin de müdahalesiyle zırhlı araçtan yaralı çıkarılan 3 asker, çevredeki hastanelere götürülerek tedaviye alındı. Askerlerin sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi.
Hatay’da, kendisini satırla kovalayan kişiden kaçan kadın, dükkan önünde tavla oynayanların yanına sığınıp, yardım istedi. Tavla oynayanların müdahale etmemesi üzerine satırlı saldırgan, kadına defalarca vurdu. Valilikten yapılan açıklamada, şüphelinin yakalandığı belirtildi.
Olay, dün saat 16.00 sıralarında, Antakya ilçesinde meydana geldi. Kendisini satırla kovalayan kişiden kaçan, ismi açıklanmayan kadın, dükkan önünde tavla oynayan 5 kişinin yanına sığınıp, yardım istedi. Bu sırada sesleri duymasına rağmen yerinden kalkmayan, oyun oynamaya devam eden kişiler, satırlı saldırgan karşısında oturmaya devam etti. Satırlı saldırgan, 5 kişinin gözü önünde kadına defalarca vurdu. Bu anlar, cep telefonu kamerasıyla kaydedilip, sosyal medyadan paylaşıldı.
Hatay Valiliği, tepki çeken görüntülerle ilgili açıklamada bulundu. Saldırganın yakalandığı, yaralı kadının da hayati tehlikesinin olmadığı belirtilen açıklamada, “Sosyal medyada görüntüleri paylaşılan kadına şiddet olayı ile ilgili, Valiliğimizce yapılan araştırmalar neticesinde olayın 08.10.2021 saat 16.00 sıralarında Antakya ilçemizde gerçekleştiği, şüphelinin emniyet birimlerimizin çalışmaları sonucunda yakalandığı, şiddete maruz kalan vatandaşımızın hayati tehlikesi olmadığı anlaşılmıştır. Kadına yapılan her türlü şiddetin karşısında olmakla beraber, kadına verilen değerin, her türlü fayda ve beklentinin ötesinde, insan haklarının bir gereği olarak bilir, kadına yönelik şiddet tedbirlerini sıfır tolerans ilkesiyle hayata etkin şekilde geçirmek için tüm birimlerimizce çalışmaya devam ediyoruz” denildi.
SURİYE’den yasa dışı yollarla Türkiye’ye girmeye çalışırken yakalanan DEAŞ’lı terörist Yasir A. (20), Altınözü Adliyesi’ne sevk edildi. Öte yandan, sınırda yakalanan bir diğer DEAŞ’lı terörist Yasin Y.’nin (19) jandarmadaki işlemleri sürdüğü bildirildi.
Altınözü ilçesindeki Hacıpaşa Mahallesinde bulunan 1’inci derece askeri yasak bölgede hudut personeli tarafından, yasa dışı yollarla Türkiye’ye girmeye çalışırken yakalan Türk vatandaşı 2 DEAŞ’lı jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındı. Buradaki işlemlerin ardından, hakkında yakalama kararı bulunduğu belirtilen DEAŞ’lı terörist Yasir A., Altınözü Adliyesi’ne sevk edildi. Sınırda yakalanan diğer DEAŞ’lı terörist Yasin Y.’nin jandarmadaki işlemleri sürüyor.
Hatay’ın İskenderun ilçesinde eşi Aynur Mert (41) ile çocukları Aleyna (16) ve Ahmet Ali Mert’i (14), boğarak öldüren eski uzman çavuş Turgay Mert (47), tutuklanarak cezaevine gönderildi. Turgay Mert’in ifadesinde, “Askeri kanuna muhalefet suçundan aranıyordum. Yakalanırsam cezaevine gireceğimi düşünüyordum. Bu yüzden psikolojim bozuldu. Cezaevine girersem eşim ve çocuklarımın ortada kalacağına düşünüp, onları sahipsiz bırakmamak için öldürdüm” dedi.
Olay, 29 Eylül’de İskenderun ilçesi Denizciler Mahallesi’nde meydana geldi. Uzman çavuşluk yaparken uyumsuz davranışları nedeniyle 6 ay önce sözleşmesinin yenilenmediği belirtilen Turgay Mert, dün öğleden sonra komşusu H.A.’yı telefonla arayarak, “Evimin anahtarı posta kutusunda. Anahtarı al içeri gir. Ancak çok kötü şeylerle karşılaşacaksın. Kimseye haber verme. Sadece sen bak’ diyerek telefonu kapattı. H.A., Turgay Mert’i geri aradı ancak ulaşamadı. Dairenin ışıklarının yandığını gören H.A., bu kez Aynur Mert’i aradı. H.A., Aynur Mert telefona cevap vermeyince polis merkezine giderek durumu anlattı. Bunun üzerine adrese polis, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi.
İskenderun İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri savcı kararıyla posta kutusunda bulunan anahtarla apartmanın 3’üncü katında bulunan eve girdiğinde Aynur Mert ile çocukları Aleyna ve Ahmet Ali Mert’in üzerlerine Türk bayrağı örtülü yan yana duran cansız bedenleri ile karşılaştı. Turgay Mert’in askeri üniforması da cesetlerin yanındaki koltuğun üzerinde bulundu. Anne ile iki çocuğunun cenazeleri ise Adana Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsinin ardından memleketleri Osmaniye’de toprağa verdi.
Olayın ardından ‘Askeri Ceza Kanunu’na muhalefet’ suçundan da arandığı belirlenen Turgay Mert’in Osmaniye’de olduğu saptandı. Katil zanlısı, polis ve jandarma ekipleri tarafından merkez Dervişiye köyünde yapılan yol kontrolünde yakalandı. Turgay Mert, götürüldüğü İskenderun’da emniyetteki sorgusunda suçunu itiraf etti.
Turgay Mert, polisteki ilk ifadesinde eşi ve çocuklarını boğarak öldürdüğünü söyledi. Turgay Mert’in ifadesinde, eşi Aynur’u elleriyle boğarak öldürdüğünü belirterek, “Ardından İskenderun Demir Çelik Anadolu Lisesi’nde öğrenci olan oğlum Ahmet Ali’yi bekledim. O da gelince içine uyku ilacı attığım ayranı içirmek istedim. ‘Baba bu acı’ diyerek içmek istemedi. Onu da boğarak öldürdüm. Daha sonra aynı lisede okuyan kızımı bekledim. Dershaneye gitmişti. Kızım da gelince onu da boğarak öldürdüm. Cinayetlerin ardından Osmaniye’ye gittim” dediği belirtildi.
İfadesinin ardından sevk edildiği nöbetçi mahkemece tutuklanan katil zanlısı Mert, cinayeti neden işlediğini de anlattı. Askeriyede kendisine mobbing uygulandığını ileri süren Mert, “Sözleşmem yenilenmedi, ardından da hakkımda dava açıldı. Askeri kanuna muhalefet suçundan aranıyordum. Yakalanırsam cezaevine gireceğimi düşünüyordum. Bu yüzden psikolojim bozuldu. Cezaevine girersem eşim ve çocuklarımın ortada kalacağına düşünüp, onları sahipsiz bırakmamak için öldürdüm” dedi.
Hatay’da evlerinde ölü bulunan anne ve iki çocuğun cinayete kurban gittikleri ortaya çıktı. Olayın ardından yakalanıp gözaltına alınan eski uzman çavuş baba, eşini ve çocuklarını boğarak öldürdüğünü itiraf etti. İfadesinde önce tartışma yaşadığı eşini öldürdüğünü belirten kişi, “Eve gelen oğluma ilaçlı ayran içirmek istedim. ‘Baba bu acı’ diyerek içmek istemedi. Ben de boğdum. En son eve gelen kızımı da boğdum” diye konuştu.
Hatay’ın İskenderun ilçesinde evde ölü bulunan anne ile iki çocuğun cinayeti aydınlatıldı.
Denizciler Mahallesi’nde uzman çavuşluk yapan, uyumsuz davranışları nedeniyle 6 ay önce sözleşmesinin yenilenmediği belirtilen Turgay Mert (47), dün öğleden sonra komşusu H.A.’yı telefonla arayarak, “Evimin anahtarı posta kutusunda. Anahtarı al içeri gir. Ancak çok kötü şeylerle karşılaşacaksın. Kimseye haber verme. Sadece sen bak” diyerek telefonu kapattı.
H.A., Turgay Mert’i geri aradı ancak ulaşamadı. Dairenin ışıklarının yandığını gören H.A., bu kez Aynur Mert’i aradı. H.A., Aynur Mert (41) telefona cevap vermeyince polis merkezine giderek durumu anlattı. Bunun üzerine adrese polis, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi.
İskenderun İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri savcı kararıyla posta kutusunda bulunan anahtarla apartmanın 3’üncü katında bulunan eve girdiğinde Aynur Mert ile çocukları Aleyna (16) ve Ahmet Ali Mert’in (14) üzerlerine Türk bayrağı örtülü yan yana duran cansız bedenleri ile karşılaştı. Turgay Mert’in askeri üniforması da cesetlerin yanındaki koltuğunu üzerinde bulundu.
Anne ile iki çocuğunun cenazeleri, yapılan incelemenin ardından otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
Polis ekipleri, Turgay Mert’i yakalamak için çalışma başlattı. Ekipler, şüphelinin ilçede gidebileceği yerlere baskın düzenledi ancak sonuç alınamadı. Yapılan araştırmada Turgay Mert’in, memleketi Osmaniye’de olduğu saptandı.
Polis ve jandarma ekipleri tarafından aranan Turgay Mert, merkeze bağlı Dervişiye köyünde yapılan yol kontrolü sırasında yakalandı. Gözaltına alınan, Askeri Ceza Kanunu’na muhalefet suçundan da arandığı belirlenen Mert, sorgulanmak üzere İskenderun’a götürüldü.
Turgay Mert, polisteki ilk ifadesinde eşi ve çocuklarını boğarak öldürdüğünü itiraf etti.
Turgay Mert’in ifadesinde, dün öğleden sonra eşi Aynur ile aralarında çıkan tartışmada, onu elleriyle boğarak öldürdüğünü belirterek, “Ardından İskenderun Demir Çelik Anadolu Lisesi’nde öğrenci olan oğlum Ahmet Ali’yi bekledim. O da gelince içine uyku ilacı attığım ayranı içirmek istedim. ‘Baba bu acı’ diyerek içmek istemedi. Onu da boğarak öldürdüm. Daha sonra aynı lise okuyan kızımı bekledim. Dershaneye gitmişti. Kızım da gelince onu da boğarak öldürdüm. Cinayetlerin ardından Osmaniye’ye gittim” dediği belirtildi. Turgay Mert’in polisteki sorgusunun sürdüğü bildirildi.
Bu arada, Adana Adli Tıp Kurumu’na getirilen cenazeler, yapılacak otopsinin ardından memleketleri Osmaniye’de toprağa verilecek.