Kategori: Isparta

  • Dolandırılan eşiyle konuşmuyordu, yine dolandırıldı

    Dolandırılan eşiyle konuşmuyordu, yine dolandırıldı

    Isparta’da Mehmet Duvar (71), yaklaşık 3 yıl önce ‘Seni 45 milyon liralık servete ortak edeceğiz’ diyen dolandırıcılara 89 bin 925 lira kaptırdı. Bu süreçte 50 yıllık eşi Dudu Duvar (65) ile küsen ve 3 yıldır konuşmayan Mehmet Duvar, bir kez daha dolandırıcıların hedefi oldu. Dün kendisini arayanların, ‘Sizi dolandıran şahısların izini sürüyoruz’ yalanına inanan Duvar, bankadan krediyle çektiği 15 bin lirayı dolandırıcılara kaptırdı.

    Aksu ilçesinde eşiyle mütevazı bir yaşam süren 4 çocuk babası Mehmet Duvar’ın hayatı 3 yıl önce evine gelen tanımadığı 2 kişi nedeniyle değişti. ‘Tanrı misafiri’ olarak geldiklerini söyleyen, sonrasında defineci olduklarını anlatan kimliği belirsiz kişiler, Mehmet Duvar’a 45 milyonluk bir servete ortak edeceklerini söyledi. Bir gün Mehmet Duvar’a ağzı kapalı, içerisinde 45 milyon lira değerinde tarihi eser olduğunu söyledikleri toprak kap getiren 2 kişi, bu eseri saklamasını istedi. Şüphelilere inanan Mehmet Duvar, zengin olma hayaliyle kabı sakladı.

    Şehir dışına giden 2 şüphelinin peyderpey istediği toplam 89 bin 925 lirayı havale yoluyla gönderen Mehmet Duvar, dolandırıldığını anlayınca, yanına aldığı sözde tarihi eserle polise başvurdu. Elindeki havale dekontlarını da veren Duvar, birinin yalnızca adını bildiği H. ve A.Y. ile suç ortakları olduğu öne sürülen B.U.’dan şikayetçi oldu ancak adli süreç beklediği gibi sonuçlanmadı. Önce Eğirdir Cumhuriyet Savcılığı, sonra Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili takipsizlik kararı verince çaresiz kaldığını belirten Mehmet Duvar, bakanlığa kadar başvurduğunu ama sonuç elde edemediğini söyledi.

    3 YILDIR KÜSLER

    Olayla ilgili hukuk mücadelesini sürdüren Mehmet Duvar’ın yaşanan bu süreçte eşi Dudu Duvar ile arası bozuldu. Mehmet Duvar, tartıştığı eşini evden kovunca araları açıldı. İki katlı evde oturan çiftten Dudu Duvar birinci kata yerleşti, Mehmet Duvar ise müştemilat olarak kullanılan zemin katı iki göz oda haline getirip burada yaşamaya başladı. 2018 yılından bu yana birbirleriyle küs olan ve hiçbir şekilde konuşmayan Duvar çifti, yaşamlarını bu şekilde sürdürüyor.

    ‘SİZİ DOLANDIRAN ŞAHISLARIN İZİNİ SÜRÜYORUZ’

    Mehmet Duvar, yaşadığı olayın ardından bir kez daha dolandırıcıların hedefi oldu. Dün Duvar’ı telefonla arayan ve kendilerini polis olarak tanıtan kimliği belirsiz şüpheliler, ‘Sizi dolandıran şahısların izini sürüyoruz. Şimdi size vereceğimiz talimatları dikkatlice uygulayın’ diyerek, bankadan 15 bin TL kredi çekmesini istedi. Söylenenlere inanıp, bankadan parayı çeken Mehmet Duvar, dolandırıcıların belirttiği hesaba havale etti. Daha sonra şüphelilerin telefonuna bir daha ulaşamayan Mehmet Duvar, dolandırıldığını anladı. Hemen polise giden Mehmet Duvar, şikayetçi oldu. Yapılan incelemede Mehmet Duvar’ın yatırdığı paranın Bursa’da S.A. tarafından çekildiği belirlendi. Polis şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı.

    ‘PARA HESABA GEÇTİKTEN SONRA TELEFONU KAPATTILAR’

    Önceki dolandırıcılık olayından dolayı hem maddi hem manevi olarak yıpranan Mehmet Duvar başına gelen son olayı şöyle anlattı:

    “Pazartesi saat 14.00 sıralarında evimde oturduğum esnada telefonum çaldı. Kayıtlı olmayan bir numaradan arayan şahıs ‘Ben polis merkezinden arıyorum. Sizi dolandıran şahısların izini sürüyoruz. Bu şahıslar sizin gibi 60 kişiyi dolandırıp trilyonlarca lirayı başkalarının hesaplarına aktarmış. Biz bu kapanan dosyayı başsavcının talimatıyla yeniden açacağız. Şimdi size vereceğimiz talimatları dikkatlice uygulayın’ dediler. Benden bankaya giderek 15 bin lira kredi çekmemi, bu paranın örtülü ödenekten alınacağını, benim hiçbir şekilde borçlanmayacağımı söylediler. Ben de istenilen krediyi çektim. Bu esnada telefonda birbirlerine ‘komiserim’, ‘başsavcım’ diye hitap eden 3-4 kişiyle konuşuyordum. Bana telefonda ‘parayı çektin mi’ diye sordular. ‘Evet çektim’ deyince hemen PTT önüne git orada ATM’ye yürü ve parayı vereceğimiz numaraya yatır. Biz dolandırıcıya tuzak kurduk. Şimdi o parayı çekerken suçüstü yakalayacağız’ dediler. Ben de denileni yaptım. Para hesaba geçtikten sonra telefonu kapattılar. Bir daha da ulaşamadım. Bir kez daha dolandırıldığımı anlayınca hemen polise gidip şikayetçi oldum. Para S.A. adında birinin hesabına Bursa ilinde bir ilçeye gitmiş. Polisten bu bilgiye ulaştım.”

    ‘AKLIMA GELDİKÇE KENDİMİ PARÇALAYASIM GELİYOR’

    Yaşadığı dolandırıcılık olayından sonra ‘Paranı geri alırız’ diyen çok sayıda kişiye de para kaptıran ve 100 bin lira dolayında parasını kaybeden Mehmet Duvar, yine dolandırıcıların hedefi olmasından dolayı üzüldüğünü, “Bir insan aynı delikten iki kez yılana elini ısırtmaz’ derler ama ben akıllanmadım. Bu adamlara nasıl kandım hala kendim bile inanamıyorum. O kadar borcum varken şimdi 15 bin lira ve faizi de üstüme yük olarak bindi. Ayda 1500 lira taksitle bu parayı bankaya geri ödeyeceğim. Ben akıllanmam. Aklıma geldikçe kendimi parçalayasım geliyor” dedi.

    EŞİNİN HENÜZ HABERİ YOK

    Daha önceki olay nedeniyle araları açılan ve 3 yıldır konuşmadıkları eşinin son olandan henüz haberinin olmadığını, öğrendiği takdirde aralarının daha da bozulacağını söyleyen Mehmet Duvar, “Çok üzgünüm” dedi.

  • Beyşehir Gölü’nde sular 150 metre çekildi

    Beyşehir Gölü’nde sular 150 metre çekildi

    Konya ve Isparta topraklarındaki Beyşehir Gölü’nde su, kıyıdan yaklaşık 150 metre çekildi. Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hasan Kurt, ”Beyşehir Gölü’ne ciddi bir kaynak sağlanmadığı sürece ve eğer bu yıl da ciddi bir kışımız olmazsa, Beyşehir gölünü herkes yok saysın. Göl önceden can çekişiyordu, şu anda ölme derecesine geldi” dedi.

    Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olarak bilinen 656 kilometrekare yüzölçüme sahip Beyşehir Gölü, Çarşamba Çayı ile Konya Ovası’nın sulanmasına katkı sağladığı gibi 466 balıkçının da geçim kapısı oluyor. Ancak iklim değişikliği ve bilinçsiz tarımsal sulama nedeniyle göldeki su, kıyıdan yaklaştık 150 metre çekildi. Su çekildiği için de balıkçılığın yapılması güçleşiyor. Aşırı kuraklık nedeniyle balıkçıların çoğunun göle açılıp, avlanamadığını belirten Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hasan Kurt, şunları söyledi:

    ”Aşırı kuraklıktan ve suların çekilmesinden dolayı 400’ün üzerinde balıkçımız, göle avlanmaya gidemiyor. Şu an 60 teknemiz gölde zor şartlarda çalışıyorlar. Suların çekilmesinden dolayı aşırı da otlanma meydana geldi ve balıkçılarımız ağ atacak yer bulamıyor. Beyşehir Gölünde su seviyesi 1122.40 kotuna geldikten sonra Çarşamba Çayı’na tarımsal sulama için su verilmemeye başlandı. Ancak Şarkikaraağaç bölgesinde 3 tane pompa ve 2 tane de Beyşehir bölgesinde Kıreli Sulama Projesi var. Bunlar aşırı bir şekilde, hoyratça ve vahşi sulama dediğimiz sistemle sulama yapıyorlar. Ayrıca burada bizi etkileyen konulardan bir tanesi Devlet Su İşleri, Beyşehir Gölü’nü besleyen kaynakların önüne baraj ve gölet yaptılar. Bunlar zaten su tutmuyor ve gelen suyu da engelliyorlar.”

    BEYŞEHİR GÖLÜ CAN ÇEKİŞİYORDU, ŞU ANDA ÖLME DERECESİNE GELDİ

    Hasan Kurt, tedbirler alınmazsa Beyşehir Gölü’nün önümüzdeki yıllarda tamamen kuruyabileceğine dikkat çekerek, ”Ciddi bir kaynak sağlanmadığı sürece ve eğer bu yıl da ciddi bir kışımız olmazsa, Beyşehir Gölü’nü herkes yok saysın. Göl önceden can çekişiyordu, şu anda ölme derecesine geldi. Eğer Beyşehir Gölü’nü istiyorsak, uzman ekipler gelip gölde, geniş kapsamlı inceleme yapıp acil eylem planı yapılması lazım. Eğer istemiyorsak, kendi haline bırakırız, birkaç yıl sonra da artık’ Burada bir Beyşehir Gölü vardı’ diye anlatırız. Geçtiğimiz yıldan bugüne kadar aynı bu zamanlarda bizim su seviyelerini görürsünüz. 2 metrenin altında aşırı su çekilmesi oldu. Kıyıdan da 150 metre çekildi, diyebilirim. Eğer bu kuraklık bu şekilde devam ederse, seneye balıkçılarımızın hiçbiri göle çıkamaz” diye konuştu.

    ‘GÖLÜN BU HALİNİ GÖRDÜKÇE ÜZÜLÜYORUZ’

    Bölge halkından Hasan Kaser ise, çocukluk yıllarındaki gölün durumu ile şu an kuraklık halini gördükçe üzüldüğünü belirtti. Kaser, ”55 yaşındayım. Gölün bu halini gördükçe üzülüyorum. Yaş itibarıyla hatırladığım kadarıyla 50 yıldır gölü bu şekilde görmedim. Böyle bir durum yoktu ve balık durumu da aynı şekilde, daha önce de 8 -10 çeşit balık varken, şu anda balık da yok. Gölün bu durumu bizleri gerçekten çok üzüyor. Bunda kuraklığın etkisi olduğu kadar tahminimce DSİ’nin yanlış politikası da var. Çünkü gölü besleyen kaynakların önlerine göletler yapıldı. Buna da bir çözüm bulunulması lazım. Sulamalara dikkat edilmesi gerekiyor. Yoksa ilerleyen dönemlerde buralarda bol bol kavun ekeriz, karpuz ekeriz, arpa ve buğday ekeriz. Çocukluğum bu mahallede geçti ve şu anda röportaj yaptığımız yerler suydu. Biz buralarda balık tutar, göle girerdik. Şimdi göle girebilmek için ancak Karaburun plajına gitmek gerekiyor” dedi.

  • Eşyalarıyla birlikte evden atıldılar

    Eşyalarıyla birlikte evden atıldılar

    Isparta’da 3 kişilik bir aile ev sahibi tarafından kirayı ödemedikleri ve evi kötü kullandıkları iddiasıyla eşyalarıyla birlikte dışarı atıldı. Eşi ve oğlunun şizofreni hastası olduğunu belirten Halil Cebbar, “Bunu hak etmedim” dedi.

    Bahçelievler Mahallesi 3011 sokakta 3 katlı bir binanın bodrum katında yaşayan Cebbar ailesi dün gece saatlerinde kaldıkları evden eşyaları toplanarak, kapı dışarı bırakıldı. Eve gelen baba Halil Cebbar, koli ve çuvallara konulan eşyalarını dışarıda görünce kısa süreli baygınlık geçirdi. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine emniyet, sağlık, zabıta ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ekipleri yönlendirildi. Sağlık ekipleri, bahçede yatan Halil Cebbar’ın eşini ikna ederek, oğluyla birlikte ambulansla hastaneye götürdü. Polis, Zabıta ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ekipleri de aileye kalacak yer bulunması için çaba sarf etti.

    “Bunu hak etmedim”

    Maliyeden emekli olduğunu belirten Halil Cebbar, kirasını ödediği halde eşyalarının sokağa bırakıldığını ileri sürdü. Eşi ve oğlunun şizofreni hastası olduğunu ifade eden Cebbar, “Onlar için engelli maaşı almıyorum. Dürüst yaşarım, Balkan göçmeniyim. Çalışıyordum ama virüsten dolayı şimdi çalışamıyorum. Ama kapı önüne konduk. Bunu hak etmedim. Geldiğimde eşyalar dışarıdaydı. Görünce ben de düştüm bayıldım. Rahatsızlığım var. Bir yer de bulamadım, böyle kaldık” dedi.

    “Bu ailenin acilen bakım evlerine yerleştirilip tedavilerinin yapılması gerekiyor”

    Ailenin yanına gelen Bahçelievler Mahallesi Muhtarı Yasemin Bardak ise 3 kişilik ailenin ev sahipleri tarafından kirayı ödemedikleri ve evi pis kullandıkları gerekçesiyle resmi işlemler dahilinde evden çıkartıldığını söyledi. Bardak, “Bunların evden önce tedavi ve kalacak yere ihtiyacı var. Haberimiz olduktan sonra tüm birimlerimizi aradık. Ambulansımız, valiliğimiz, aile sosyal ve politikalar müdürlüğümüz, belediye zabıtamız hepsi geldiler ve görevlerini yaptılar. Bu ailenin acilen bakım evlerine yerleştirilip tedavilerinin yapılması gerekmektedir. Bu gece otelde yer ayırtıldı. Orada kalacaklar. Bayan da hastaneye götürüldü. Tedavisi yapılacak. İlerleyen zamanda gerekli desteği vereceğiz” diye konuştu.

    Geceyi kendilerine ayarlanan otel odasında geçiren Cebbar ailesi için ilgili kurumların, kalıcı olarak kalabilecekleri bir yer ayarlamaya çalıştığı öğrenildi.

  • Bir ilde daha orman yangını

    Bir ilde daha orman yangını

    Antalya ve Muğla’daki yangınlara müdahale sürüyor. Tunceli’deki yangın söndürülürken Isparta’dan bir yangın haberi geldi. Bakan Pakdemirli alevlere havadan ve karadan müdahale başladığını söyledi. Son bilgilere göre; 3 ilde 8 farklı noktada yangın var.

    Isparta’nın Sütçüler ilçesine bağlı Yazılı Kanyon mevkiinde, orman yangını çıktı. Ekipler yangını söndürmek için çalışmalara başladı.

    Sütçüler ilçesine bağlı Çandır köyü yakınlarında bulunan Yazılı Kanyon mevkiinde, öğle saatlerinde orman yangını başladı. Yangını görenler itfaiye ekiplerine haber verdi. Olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi ve Orman Bölge Müdürlüğü’ne bağlı ekipler sevk edildi. Ekipler, yangına müdahale ediyor.

  • Camide ortalığı birbirine kattılar

    Camide ortalığı birbirine kattılar

    Isparta’da camiye giren 13-14 yaşlarında 5 çocuk, içeride yangın tüpü sıkarak oyun oynadı. Avizelere ve elektronik eşyalara da zarar veren çocuklar daha sonra camiden ayrıldı. O anlar ise caminin güvenlik kamerasına anbean yansıdı.

    Olay, 24 Ocak tarihinde Fatih Mahallesi’ndeki Hacı Bekir Çırak Cami’nde meydana geldi. 5 çocuk, girdikleri caminin içinde avizelere, elektronik eşyalara zarar verdi. Yangın tüpünü de caminin içine sıkan çocuklar, daha sonra olay yerinden ayrıldı. Olayın ardından camiye gelen görevliler, gördükleri manzara karşısında şok oldu. Görevlilerin ihbarı üzerine camiye gelen polis, olayla ilgili inceleme başlattı.

    Isparta Müftülüğü yetkilileri, 5 çocuğun camiye verdiği toplam zararın yaklaşık 7 bin lira olduğunu belirledi. Güvenlik kamera görüntülerinin polise teslim edildiği, ancak yaşları 13-14 arası olan 5 çocuktan ilk etapta şikayetçi olunmayacağı, ailelerinin tespit edilip zararın karşılanması için görüşüleceği öğrenildi. Isparta Belediyesi’ne bağlı Temizlik İşleri Müdürlüğü ekibi camide temizlik çalışması yaptı.

     

  • Sular 50 metre çekildi: “Beyşehir Gölü ağlıyor”

    Sular 50 metre çekildi: “Beyşehir Gölü ağlıyor”

    Konya ve Isparta topraklarındaki Beyşehir Gölü’nde su, kıyıdan yaklaşık 50 metre çekildi. Su seviyesinde beklenenin üstünde azalma olduğunu belirten Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hasan Kurt, ”Beyşehir Gölü, ağlıyor diyebiliriz. Akdeniz’in yaylası, Konya’nın denizi, olarak tabir ettiğimiz Beyşehir Gölü’nde kıyıdan 50 metre suların çekildiğini görebilirsiniz. Ciddi bir şekilde Beyşehir Gölü ağlıyor ve alarm veriyor” dedi.

    Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olarak bilinen 656 kilometre yüzölçümüne sahip Beyşehir Gölü, Çarşamba Çayı ile Konya Ovası’nın sulanmasına katkı sağladığı gibi 466 balıkçının da geçim kapısı oluyor. Ancak bu yıl yağışların yetersiz olması nedeniyle gölde kuraklık alarmı başladı.

    ‘BEYŞEHİR GÖLÜ AĞLIYOR’

    Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hasan Kurt, Beyşehir Gölü’nün de diğer göller gibi küresel ısınmadan nasibini aldığını söyledi. Göldeki suyun kıyıdan yaklaşık 50 metre geri çekildiğini belirten Kurt, şunları söyledi:

    ”Dünya çapında küresel ısınmadan dolayı bütün göl ve göletlerimizde çekilme meydana geldiği gibi aynı Beyşehir Gölü’nde de beklentilerin çok üstünde bir suyun azaldığını görüyoruz. Beyşehir Gölü, ağlıyor diyebiliriz. Akdeniz’in yaylası, Konya’nın denizi olarak tabir ettiğimiz Beyşehir Gölü’nde şu an da gördüğünüz gibi beklentinin çok altında ve kıyıdan 50 metre suların çekildiğini görebilirsiniz. Ciddi bir şekilde Beyşehir Gölü ağlıyor ve alarm veriyor. Kırmızı çizgiye geldi diyebiliriz”

    Göldeki suyun azalması nedenleri arasında bilinçsiz sulamanın da yer aldığını ifade eden Kurt, ”Bu duruma küresel ısınmanın yanı sıra birincisi hoyratça sulamalardan meydana geldi. İkinci sebebi Beyşehir Gölü’nü besleyen dere ve akarsuların bazılarının önüne barajların yapılması ve yapılan barajlarında su tutmamasıdır. Şu an ki yapılan barajlar su tutmuyor. Tam tersine Beyşehir Gölü’ne gelen akarsularında damarları kesildi” diye konuştu.

    BALIKÇIK DA ETKİLENDİ

    Gölden balıkçılıkta geçimini sağlayanlarında durumdan etkilendiğini belirten Kurt, ”Beyşehir Gölü’nde, balıkçılık yapan 466 tane ruhsatlı teknenin şu an da ciddi bir şekilde para kazanamıyor diyebiliriz. Balık tutamıyorlar. Arkadaşlarım uzağa gidemiyorlar. Yakın mesafelerde acaba bir ya da iki balık çıkar mı diye balıkçılık yapıyorlar. Suyun olmadığı yerde balık olur mu? Tabi ki avcılıkta dibe vurmuş vaziyettedir” dedi.

  • Çifte cinayet suçlamasından beraat etti

    Çifte cinayet suçlamasından beraat etti

    Isparta’da yaklaşık 3,5 yıldır kayıp olan Zehra Çaycı (24) ve Korhan Taştekin’i (34) öldürdüğü iddiasıyla 2 kez ömür boyu hapis istemiyle tutuklu yargılandığı davada beraat eden Ali Aydıner (39), “Öldüklerine inanmıyorum. Korhan kendisini öldürtecek kadar boş bir adam değildir. Gayrimeşru işleri vardı. 7- 8 yıl kesinleşmiş hapis cezası vardı. Zaten olaydan sonra kaç kişi görmüş. Ben bunları hep baştan beri söyledim ama kimse dikkate almadı. Kıza bir zarar verdi mi orasını bilmiyorum” dedi.

    Isparta’da iplik fabrikasında çalışan 3 çocuk babası Korhan Taştekin ile aynı iş yerinde çalışan 2 çocuk annesi Zehra Çaycı, 10 Ağustos 2017 tarihinde ortadan kayboldu. Çaycı ve Taştekin’in öldürülmüş olma ihtimaline karşı Isparta Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri çalışma başlattı. Çaycı ve Taştekin’in en son Ali Aydıner’e ait besihanede görüldüğü öne sürüldü. Polis, Zehra Çaycı ve Korhan Taştekin’in arkadaşı olan ‘Besici Ali’ lakabıyla bilinen Ali Aydıner’i 2018 yılının mayıs ayında gözaltına aldı. Tutuklanan Aydıner hakkında, ‘kasten adam öldürme’ suçundan 2 kez ömür boyu hapis cezası istemi ile Isparta 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

    BERAAT VE TAHLİYE KARARI ÇIKTI

    Davanın Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde geçen hafta görülen karar duruşmasında mahkeme heyeti, olayla ilgili elde somut bir delil olmadığı, bu nedenle tutuklu sanık Ali Aydıner’in üzerine atılı suçlardan beraatına ve dolayısıyla tahliyesine karar verildiğini açıkladı.

    YAKINLARI KARŞILADI

    Çifte cinayet suçlamasıyla yaklaşık 2,5 yıldır Isparta E Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan Ali Aydıner, mahkeme kararının ardından tahliye edildi. Perşembe günü saat 17.00 sıralarında cezaevinden tahliyesi gerçekleşen ve ailesiyle kucaklaşan Ali Aydıner, 32 ay aradan sonra evinde ailesiyle geceyi geçirdi. Aydıner evinde geçirdiği ilk günün ardından kapılarını Demirören Haber Ajansı’na (DHA) açtı ve merak edilen soruları yanıtladı.

    ‘BAŞTAN BERİ SUÇSUZUM DİYORUM’

    Korhan Taştekin ve Zehra Çaycı ile 10 Ağustos tarihinde birlikte olduklarını, gece yanından evlerine gitmek üzere ayrıldıklarını, besihanede herhangi bir tatsız olay yaşanmadığını anlatan Ali Aydıner, “Öldüklerine inanmıyorum. Korhan kendisini öldürtecek kadar boş bir adam değildir. Gayrimeşru işleri vardı. 7- 8 yıl kesinleşmiş hapis cezası vardı. Zaten olaydan sonra kaç kişi görmüş. Ben bunları hep baştan beri söyledim ama kimse dikkate almadı. Kıza bir zarar verdi mi orasını bilmiyorum. Korhan öyle kendisine zarar verdirtecek biri değil. ‘Gözünün üstünde kaşın var’ deyip saldıran bir tipi var. Kaç kez hapse girdi çıktı. Benim bir suçum yokken bir televizyon programının reyting uğruna yaptığı yayınlar neticesinde tutuklandım. 32 ayım gitti” dedi.

    ‘O GECEDEN SONRA GÖRENLER VAR’

    Ali Aydıner, Korhan ve Zehra’nın hayatta oldukları yönünde iddialarını sürdürerek, şöyle konuştu:

    “O gece evlerine gitmek üzere benim yanımdan ayrıldılar. Sonra kayboldukları söylendi. Halbuki kayboldukları söylenen günden sonra telefon görüşmesi yaptıkları HTS kayıtlarına yansıdı. Ayrıca burada olsun, diğer semtlerde olsun, görüldükleri yönünde bilgiler aldık. Korhan’ın ağabeyine bunu söyledim ama o hiç oralı olmadı. Ailesini bile karakola ifade vermeye gitmeye zor ikna ediyordum. Zehra’nın annesi televizyona çıkmasa hiç harekete geçmeyeceklerdi. Keziban Çaycı programa çıktı, ardından kendileri çıkmayı kabul ederek harekete geçtiler. Bana emanet edilen Korhan’ın arabasını bile saklayıp kayıp başvurusunda bulundular. Hiç işlemediğim bir suç yüzünden katil zanlısı olarak görülmeye başladım. Mahallede bile herkes beni görünce tuhaf tuhaf yüzme bakıyor ve bana ‘sen mi öldürdün?’ diye soruyorlardı. Ben kanser hastasıyım ve 3 ayda bir Antalya’ya kontrole gitmem gerekiyordu. Allah’tan cezaevi yönetimi bu konuda hassas davrandı da fazla mağdur olmadım. Cezaevi koşullarında yiyip içip yatıyordum ancak dışarıda annem, babam ve ablam perişan oldu. Şimdi onları çok değişmiş buldum. Hepimiz perişan olduk. Neyse ki adalet yerini buldu ve her şey sona erdi.”

    ‘ÇOK MUTLUYUZ’

    Oğullarının üzerine atılı suçlardan temize çıkarak beraat etmesinden oldukça mutlu olduklarını belirten Mehmet ve Alime Aydıner çiftiyle abla İlkay Kırmızıgül adalete her zaman güvendiklerini belirtti. Anne Alime Aydıner, “Ben oğlumun masum olduğunu hep söyledim. Çok şükür çıktı. Allah herkesin evladına yardım etsin diye çok dua ettim. Ben o ailelere de üzüldüm” dedi.

  • Toprak evde yaşam mücadelesi veren 7 kişilik aile yeni evlerine kavuştu

    Toprak evde yaşam mücadelesi veren 7 kişilik aile yeni evlerine kavuştu

    Isparta’nın Yalvaç ilçesine bağlı Mısırlı köyünde banyosu olmayan, her yağmurda akan toprak damlı evde yaşam mücadelesi veren 4’ü çocuk, 7 kişilik aileye Isparta Belediye Başkanı AK Parti’li Şükrü Başdeğirmen’in talimatıyla yeni ev yaptırıldı. 15 günde tamamlanan ev aileye teslim edilirken, zorlu yaşam şartlarından kurtulan aile büyük mutluluk yaşadı.

    Yalvaç’a bağlı Mısırlı köyünde bir süredir besicilik yapan ve krediyle büyükbaş hayvan alan Murat Yıldız, işleri ters gidince bankaya borçlarını ödeyemez duruma geldi. Murat Yıldız, 80 yaşındaki babası, annesi, eşi ve 4 çocuğunu köyde bırakarak iş bulma umuduyla Antalya’ya gitti. En büyüğü 14, en küçüğü 6 yaşında 2 kız, 2 erkek çocuk, anne, dede ve babaanneden oluşan 7 kişilik aile tek katlı, üzeri branda ve toprakla kapatılmış 3 odalı kerpiç evde yaşamaya başladı. Banyosu bile bulunmayan evde 3 metrekarelik derme çatma bir mutfak, televizyonun bulunduğu geniş bir odada hep bir arada yatıp kalkan aile, tuvalet ihtiyaçlarını evin dışında bulunan çevresi tenekelerle kapatılmış yerde gideriyordu. İlkel şartlarda yaşam mücadelesi veren ailenin yardımına Isparta Belediyesi yetişti. Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’in talimatı üzerine aileye yeni bir ev yapılması için belediye ekipleri seferber oldu.

    YENİ EVLERİNDE İLK GECE

    7 kişilik Yıldız ailesi Isparta Belediyesi’nin 15 günde tamamladığı evlerinde yaşamaya başladı. Evin yapımına başlandığı gün Yalvaç Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV), ailenin eşyalarının karşılanacağını duyurmuştu. Isparta Belediyesi’nin ev yapımına başlaması ile birlikte Yalvaç Kaymakamlığı da ailenin yardımına koştu. Kaymakam Murat Kahraman SYDV görevlilerine talimat vererek evin eşyalarının tamamlanmasını istedi. İnşaatın tamamlanmasıyla birlikte eşyalar dün eve yerleştirildi ve dede Şakir Yıldız, babaanne Aysel, anne Emine ve 4 çocuk yeni evlerinde ilk gecelerini geçirdi.

    ‘HER SABAH KALKTIM, EVİN ETRAFINDA DOLAŞIP ŞÜKRETTİM’

    1946 yılından bu yana toprak damlı kerpiç evde yaşayan ve oğlunun işlerinin bozulmasıyla birlikte 4 torunu ve gelinini de yanına alan Şakir Yıldız (80), “Evin inşaatına başlandığı günden bu yana her sabah kalkıp evin etrafında döndüm durdum. Allah’ıma şükrettim. Sebep olanlardan Allah razı olsun. Bizim gibi zor durumda olan herkesin Allah yardımcısı olsun. Çok teşekkür ediyorum” dedi.

    ‘HERKESTEN ALLAH RAZI OLSUN’

    Yıldız’ın eşi Aysel Yıldız (56), “Allah’ım çok mutluyum. Herkese çok teşekkür ediyorum bütün büyüklerime. Bugün evime girdim, ilk yemeğimi yaptım. Ev yıkıldığı gün Antalya’ya giden çocuklarım gelecek nasıl sevinecekler? Ağlayarak gitmişlerdi. Bize yardım eden bütün herkesten Allah razı olsun. Buyursun gelsinler bir çayımızı, kahvemizi içsinler” diye konuştu.

    ÇOCUKLAR ÇOK SEVİNDİ

    Daha 15 gün öncesi hepsi bir odanın içerisine serilmiş yer yatağında koyun koyuna yatan ve yağmurlu günlerde üzerlerine damlayan su damlacıkları yüzünden çoğu geceleri uyuyamayan Ezgi Ezel (14), Egemen (13), Nesrin Defne (7) ve Yahya Şakir (6) ranzalı şirin odalarını görünce mutluluktan uçtu.

    Modern mutfağı ve banyosu da bulunan sıcacık yuvalarında kışı geçirecek olan 7 kişilik Yıldız ailesi önümüzdeki günlerde kendilerine bu konuda yardım elini uzatan Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen ve Yalvaç Kaymakamı Murat Kahraman’ı evlerinde ağırlayacak.

  • ‘Trabzon’ paylaşımıyla tepki çeken CHP’li Kılınç, partisinden istifa etti

    ‘Trabzon’ paylaşımıyla tepki çeken CHP’li Kılınç, partisinden istifa etti

    Isparta’da sosyal medyadan Trabzon ve Trabzonsporlulara yönelik hakaret içeren paylaşımları tepki gören CHP’nin Isparta İl Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı İlayda Kılınç, kesin ihraç talebinin sonucunu beklemeden partisinden istifa etti.

    CHP Isparta İl Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı İlayda Kılınç, Fenerbahçe- Trabzonspor maçı öncesi Twitter’daki hesabından, Trabzon ve Trabzonsporlulara yönelik ağır hakaret içeren paylaşımda bulundu.

    Kılınç’ın tribünde açılan ‘Trabzon şehri yer yüzünden silinsin’ yazılı bir fotoğrafı paylaşarak, ‘Yıkılsın Trabzon, enkazını göreyim. Sana şehir diyenin…’ şeklinde ifadeler kullandığı paylaşımı büyük tepki topladı. CHP Isparta İl Başkanlığı İlayda Kılınç’ı görevden alırken, partiden kesin ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk etti.

    İlayda Kılınç, disiplin kurulu kararını beklemeden partiden istifa etti. CHP İl Başkanı Yalım Halıcı, “Kendisi partimizden istifa etmiştir. Disiplin süreci şimdilik askıya alındı. Partimize tekrar üye olmak isterse süreç kaldığı yerden devam eder” dedi.

  • 3 kişiyi öldürdü, cezası kaldırıldı

    3 kişiyi öldürdü, cezası kaldırıldı

    Isparta’nın Yalvaç ilçesinde 18 yıl dini nikahla yaşadığı Asiye Aydoğmuş (37) ve babası Orhan Aydoğmuş (56) ile Muhtar Ayşe Adıgüzel’i (58) tüfekle vurarak öldürdüğü iddiasıyla 3 kez ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Ramazan Duyan’a (54), aynı olayda Adıgüzel’in eşi Ömer Adıgüzel’in de aralarında bulunduğu 3 kişiyi öldürmeye teşebbüs ettiği gerekçesiyle verilen 27 yıl hapis cezası, Antalya İstinaf Mahkemesi tarafından kaldırıldı. Ölü taklidi yaparak hayatta kalmayı başaran Ömer Adıgüzel, karara tepki göstererek, itiraz edeceklerini söyledi.

    Antalya’da çiftçilik yapan Ramazan Duyan, başkasıyla evli olmasına rağmen 18 yıl önce dini nikah kıydırıp, Asiye Aydoğmuş ile yaşamaya başladı. Ancak çift arasında zamanla anlaşmazlık çıktı. Asiye Aydoğmuş da Isparta’nın Yalvaç ilçesine bağlı Çetince Köyü’ndeki baba evine döndü. Ramazan Duyan, tüm ısrarlarına rağmen geri dönmeyen Asiye Aydoğmuş ile görüşmek için geçen yıl 15 Ağustos günü köye geldi. Aydoğmuş ailesinin evine gitti.

    İddiaya göre çift arasında, ‘eve dönme’ meselesinde çıkan tartışmanın büyümesi üzerine araya baba Orhan Aydoğmuş girdi. Yaşanan arbedenin ardından Duyan, evden ayrıldı. Asiye Aydoğmuş ise telefonla Muhtar Ayşe Adıgüzel’i arayarak, durumu haber verdi.

    3 KİŞİYİ ÖLDÜRÜP KAÇTI, JANDARMA YAKALADI

    Muhtar Ayşe Adıgüzel de eşi Ömer Adıgüzel ile baba- kızın evine geldi. Bir süre sonra elinde pompalı tüfekle geri dönen Ramazan Duyan, evin önünde oturan Orhan Aydoğmuş’a ateş etti. Baba Aydoğmuş yere yığılırken, Ramazan Duyan, kendisine engel olmaya çalışan Muhtar Ayşe Adıgüzel’i de vurdu. Ramazan Duyan, evin mutfak bölümünden gelen ve babasının üzerine kapanan Asiye Aydoğmuş’a da 2 el ateş etti. 3 kişi olay yerinde hayatını kaybederken, Ramazan Duyan, geldiği kamyonetle kaçtı. Ömer Adıgüzel’in haber vermesi üzerine olay yerine jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Jandarma, Duyan’ı Gelendost ilçesi Bağıllı köyü yakınlarında yakaladı.

    Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu yargılanan sanığa, 3 kişiyi öldürmekten 3 kez ömür boyu, 3 kişiyi öldürmeye teşebbüsten de 9’ar yıldan toplam 27 yıl hapis cezası verildi.

    Halen Yalvaç T Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ramazan Duyan verilen cezaya Antalya İstinaf Mahkemesi’nde itiraz etti. İtirazı görüşen 4. Ceza Dairesi, 6 Ekim günü verdiği kararında, sanığa 3 kişiye yönelik ‘öldürmeye teşebbüs’ suçundan verilen cezayı, yeterli delil olmadığı gerekçesiyle kaldırdı ve beraata hükmetti. 3 kez ömür boyu hapis cezasını ise onadı.

    Kararla ilgili önümüzdeki günlerde Yargıtay süreci başlayacak.

    ‘KARARA İTİRAZ EDECEĞİZ’

    Olaydan ölü taklidi yaparak kurtulan Ömer Adıgüzel, cezasının kaldırılmasına isyan etti.

    Ömer Adıgüzel, “Zanlının gözü dönmüştü ve rastgele ateş ediyordu. Benimle beraber orada Osman ve Emine Aydoğmuş da vardı. Silahı bize doğrulttu ama tüfek ateş etmedi. Bunun üzerine olay yerinden uzaklaşan sanık az ötede havaya ateş ederek, kaçtı. O tüfek tutukluluk yapmasa biz de şimdi belki ölmüş olacaktık. Eşim kollarımda can verdi. Ben bir yandan eşimin şah damarındaki kanı durdurmak için elimle bastırırken bir yandan da ölü taklidi yapıp kurtuldum. Bu karara avukatım aracılığı ile itiraz edeceğim” dedi.