Kategori: İstanbul

  • Kazadan ani refleksiyle kurtuldu

    Kazadan ani refleksiyle kurtuldu

    Olay önceki gece Fatih Küçükayasofya Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre Orhan Oğlak eşi ile telefonda konuşmak için dışarı çıktı.

    Bu esnada sokağa hızla giren otomobil sürücüsü direksiyon hakimiyetini kaybederek kaldırıma çarptı. İş yerinin karşısındaki kaldırımda telefonla konuşan Oğlak, arabanın altında kalmamak için yan tarafa atladı. Oğlak kazadan kıl payı kurtuldu. Yaşanan olay bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı.

    “Ne yapacağımı düşünmeye başladım”

    Yaşanan olayı anlatan Orhan Oğlak, “Restoranımdan çıktım, eşimle telefonda konuşuyordum. Oradan geldim burada durdum. Telefonla konuştuğum esnada bir otomobilin yanladığını gördüm. Daha öncede bu sokakta böyle olaylar yaşandı. O an telefon kulağımdayken ne yapacağımı düşünmeye başladım. Nereye geleceği belli değildi, yalpa yaparak geliyordu. Bana doğru gelince üstünden atlayıp öbür tarafa geçtim. Buradaki kaldırıma da arabanın lastiği çarptı, sonrada hızı kesildi. Verilmiş sadakamız varmış” dedi.


    “Bana çarpabileceğini düşündüm”

    Otomobilin kendisine çarpacağını düşünen Oğlak, “Benim teyzemin kızı iki hafta önce Ankara’da bir arabanın çarpması sonucu hayatını kaybetti. O an onu hatırladım. O bir saniyelik anda acaba böyle mi oldu diye düşündüm? Bana çarpabileceğini düşündüm. Onun için ne tarafa atlayayım diye düşündüm. Bu kaldırımda bisikletli insan, scooter kullanan ya da bebek arabalı bir turist olsaydı, yaşama şansı sıfırdı. O arabanın ağırlığı iki ton, hızla geliyor ayağını da gazdan çekmedi. Yüzde doksan dokuz öldürürdü” şeklinde konuştu.

    O anlar güvenlik kamerasında

    Bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde Orhan Oğlak’ın kaldırıma çıktığı görülüyor. Bu esnada sokağa hızla giren otomobil sürücüsü direksiyon hâkimiyetini kaybederek kaldırıma çarpıyor. Orhan Oğlak’ın arabanın altında kalmamak için sol tarafa atladığı, o anda otomobilden inen sürücünün de tamponuna ve lastiğine baktığı görülüyor.

  • PKK’Lı Mahmut Tat cezaevine gönderildi

    PKK’Lı Mahmut Tat cezaevine gönderildi

    Terör örgütü PKK/KCK üyeliğinden verilen 6 yıl 10 ay kesinleşmiş hapis cezası nedeniyle 2015 yılında İsveç’e iltica talebinde bulunan ve ret cevabı alan Mahmut Tat, 22 Kasım’da İsveç polisi tarafından gözaltına alınmıştı. Türkiye’ye iade edilen Tat, Gaziosmanpaşa Adliyesi’ne sevk edilmişti. Hükümlü Tat, buradaki işlemlerinin ardından Metris Cezaevi’ne gönderildi.

  • Hafriyat kamyonu otomobilin üzerine devrildi

    Hafriyat kamyonu otomobilin üzerine devrildi

    Kaza, Başakşehir Güvercintepe, Cumhuriyet Caddesi’nde yaşandı. Edinilen bilgilere göre, yokuş yukarı çıkan hafriyat kamyonu bir anda geri geri gitmeye başladı. O esnada arkadaşında seyir halinde olan  otomobilin üzerine devrildi. Otomobilde bulunan biri erkek biri kadın sıkıştı. İhbar üzerine olay yerine polis, sağlık, itfaiye ve itfaiye arama kurtarma ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri bölge de güvenlik önlemi alırken, araçta bulunan bir kadın bir kadın kurtarılırken, itfaiye ekipleri de araçta sıkışan sürücü kurtarmak için çalışma başlattı. Öte yandan, araçtan çıkarılan kadın kurtarma çalışmalarını gözyaşları içerisinde izledi. Kadını polis ekipleri sakinleştirirken, kaza alanı ekiplerin çalışması drone ile havadan görüntülendi. Kurtarma çalışması devam ediyor.

  • Kazı çalışmasında esrarengiz olay

    Kazı çalışmasında esrarengiz olay

    Olay, dün saat 09.00 sıralarında Kağıthane Talatpaşa Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre sabah saatlerinde inşaat yapılacak alana gelen kepçe operatörü, temelde kazı yapmaya başladı. Bir süre çalışma yapan operatör, alandaki taşlık ve beton bir alana denk geldi. Burayı kepçeyle yıkmaya başlayan operatör, içerisinde bir mezar olduğunu fark etti. Hemen araçtan inen adam, içerisine baktığında kafatası ve iskelet parçaları olduğunu gördü. Paniğe kapılan adam durumu polis ekiplerine bildirdi.

    Kazıdan kafatası ve iskelet parçaları çıktı

    İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, mezarda kafatası ve iskelet kemiklerini görmesi üzerine olay yeri inceleme ekipleri olay yerine geldi. Yapılan çalışmalar sonrasında savcılık talimatıyla olay yerine arkeolog çağrıldı. Arkeoloğun incelemelerin ardından iskeletin kaç yıllık olacağının ortaya çıkacağı bilgisine ulaşıldı. Öte yandan olayı duyan vatandaşlar şoke olurken, ekiplerin çalışmalarını izledi. Kafatası ve iskeletin bulunduğu alan ise tahta parçalarıyla geçici olarak kapatıldı.

    “Mezarın içerisinde kemikleri gördük”

    Olayla ilgili konuşan Durali Üçtaş, “Burada 3 katlı bir binada vardı sonra müteahhitte verdiler. Arkasında da bir gecekondu vardı. Yıkmaya başladılar ve iki gün boyunca yıktılar. Dün hafriyatını aldılar, bugün de temele indiler. Sabah operatör eşmeye başladığında kepçeyi durdurdu. Sonra da baktılar ki orada boş bir mezar var. Orada bir boşluk ve mermer taşı gördü. Sonra durdurdu baktık işte kemikleri falan gördü. Sonra da polisi aradılar ve geldiler. Tek bir mezara denk geldiler ama daha sonra çıkar mı bilemiyorum. Polis ekipleri ve olay yeri inceleme ekipleri geldi. Onlar da baktılar ve çalışma yaptılar. Sonra da en son tarihi eser olabilir de arkeoloğa haber verdiler. Oradan gelip bakacaklar” dedi.

  • Serbest piyasada döviz fiyatları

    Serbest piyasada döviz fiyatları

    İstanbul Kapalıçarşı’da 18,6360 liradan alınan dolar 18,6380 liradan, 19,2920 liradan alınan euro ise 19,2940 liradan satılıyor. Son kapanışta dolar 18,63 liradan, euro ise 19,30 liradan satılmıştı.

  • Kağıt yüklü kamyonet alev alev yandı

    Yangın, saat 15.00 sıralarında Maltepe Zümrütevler Mahallesi Hisar Sokak’ta meydana geldi. İddiaya göre, park halinde bulunan atık kağıt yüklü kamyonet henüz belirlenemeyen bir nedenle alev aldı. Kısa sürede büyüyen alevler tüm aracı sardı. İhbar üzerine adrese itfaiye ve polis ekibi sevk edildi. Polis ekipleri yol üzerinde güvenlik önlemi alırken, itfaiye ekipleri ise yanan araca müdahale etti. Olayda herhangi bir can kaybı ya da yaralanma yaşanmazken, araçta maddi hasar oluştu. Alevlerin kamyoneti sardığı anlar vatandaşın cep telefonu kamerasına yansıdı.

  • Süt bomba gibi patladı

    Süt bomba gibi patladı

    Olay, Güngören’de 21 Kasım Pazartesi günü öğleden sonra meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, iki çocuk annesi Miray Bal Gezmiş marketten Sütaş markasının sütünü aldı. Sütü çocuklarının içmesi için ocağın başına geçti. Süt cezvede piştiği sırada bir anda patladı. Neye uğradığını şaşıran kadın şoke oldu. Bu esnada 16 aylık bebeğinin annesinin kucağında olmaması olası bir kazanın önüne geçti. Patlama sesini duyan Miraç bebek ağlayarak annesine koştu. Anne Miray Gezmiş çocuğunu hemen sakinleştirmeye çalıştı. Yaşanan o anlarda kameraya yansıdı.

    “5 dakika içinde bir anda patladı”

    Miray Bal Gezmiş, çok korktuklarını dile getirerek, “Pazartesi günü öğleden sonra gerçekleşti evde süt bitmişti süt almaya gitmiştim eve geldim normalde hep birlikte yemek pişiririz süt ısıtırız. O gün tesadüf eseri ablam kahveye gelmişti kızım buradaydı oğlum içerdeydi, sütü koydum 5 dakika içinde bir anda patladı. Çok şaşırdım ilk defa sütün patladığını gördüm daha önce hiç böyle bir durum başıma gelmemişti. İlgili markaya mail attım, sosyal medyadan görüntüleri ve fişi gönderdim. Hemen iletişime geçtiler. Seri ve barkot numaralarını aldılar. Ben sütleri toplatıp kalben gelecek bir özür beklemiştim çünkü benim çocuğum kucağımda da olabilirdi ya da herhangi bir anne babada bunu yaşayabilirdi.

    Ben kimsenin benim yaşadığını yaşamasını istemiyorum. Allah bizi korudu çok tesadüfü bir şekilde kucağımda değildi. Yetkililere seslenmek istiyorum! Lütfen bizi yok saymayın aradan 5 gün geçti ondan sonra beni ziyaret etmek istediniz. Bunlar hemen hallolması gereken şeyler bir insanın başına kötü bir şey mi gelmesi gerekiyor. Aradıklarında 2 paket süt bırakmak istediler Allah’a şükür ihtiyacımız yok. Benim amacım kimsenin başına gelmesin.

    Çocuklarımız ve her canlı çok kıymetli. Cezveye sütü bıraktıktan sonra ocağın altını yaktım bir anda her yere sıçradı, bana doğru geldi bebeklerimle Sütte başında beklenmesi gereken bir içecek, kahveyi hazırlamak için yöneldiğim sırada oldu. İnternetten araştırma yaptım pek bilgim yoktu bakteri üreten sütler ısınmaya geçtiği an bakteriler dibe çöktüğü için patlıyormuş doğruluğundan emin değilim. Bozulmuş bir sütmüş patladı” dedi.

  • “Terör örgütünün kökünü kazımakta kararlıyız”

    “Terör örgütünün kökünü kazımakta kararlıyız”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 38. Toplantısı Açılış Programı’na katıldı. Burada bir konuşma yapan Erdoğan, “Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. Resul-ü Ekrem Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam ise ‘İnsanların en hayırlısı insanlara en faydalı olandır’ buyurmuştur. Müslüman olmak şahsından ve ailesinden başlayarak içinde yaşadığı topluma ve tüm insanlığa karşı kendisini mesul hissetmek demektir. İslam ümmetinin mensupları olarak, hiçbirimiz kendimizi dış dünyadan, çevremizde ve ötesinde yaşanan hadiselerden izole edemeyiz. Afrika’dan Asya’ya bütün bu coğrafyalarda dünyanın neresinde bir zulüm varsa, çatışma varsa, açlıktan ve susuzluktan ölen masum varsa, vebali hepimizin üzerinedir.

    Yemen’de, Somali’de, Afganistan’da, Arakan’da adeta bir deri bir kemik kalmış çocuklar kadar Ukrayna’daki çatışmaların mağdur ettiği sabiler de bizim evlatlarımızdır. Suriye’nin kuzeyinde hayata tutunma mücadelesi veren kadınlar nasıl bizim öz kardeşimizse Batılıların refahı için gayriinsani şartlarda 15 saat çalışamaya zorlanan Asyalı emekçi kadınlar da bizim kardeşimizdir. Bizler yetimlere şefkatle davranan, hiçbir ayrım gözetmeden mazlumlara sahip çıkan, fakir ve fukaranın elinden tutan bir Peygamber’in ümmetiyiz. Paylaşmanın bereketine, dayanışmanın gücüne inanan, veren eli alan elden üstün gören bir medeniyetin mensuplarıyız. Dillerimiz, kültürlerimiz, yaşadığımız topraklar farklı olsa da aynı büyük ailenin fertleriyiz. Bu vasıflarımızla kendi toplumumuz yanında dünyanın neresinde olursa olsun tüm kardeşlerimizden sorumluyuz. Elbette her ailede olduğu gibi bizlerin arasında da kimi zaman tartışmalar, hiç arzu edilmeyen gerilimler yaşanabiliyor” dedi.

    “Salgın döneminde 161 ülkeye ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi yardım malzemesi gönderdik”
    İSEDAK’ın bu yılki Bakanlar Oturumunun temasını Kovid-19 Salgını Işığında Etkili Sosyal Yardım Sağlanması ve Sosyoekonomik Güçlendirme” olarak belirlediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, zorlu salgın döneminde sosyal yardımlaşmanın ne kadar kritik bir yere sahip olduğunu beraberce tecrübe ettiklerini söyledi.
    Zenginin refah ve konforunu, fakirin haklarının önüne koyan mevcut sistemin insanların derdine derman üretemediği bu süreçte daha iyi anlaşıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öyle günler yaşadık ki asgari sağlık hizmetlerine ulaşamayan yüz binlerce insan çaresizlik içinde hayatını kaybetti. Huzurevlerinden, yaşlı bakım yurtlarından, hastane kapılarından yansıyan yürek burkan manzaraları asla unutmadık. Aşı ve ilaç şirketleri doğrudan insanlığın geleceğini ilgilendiren böyle bir meselede dahi fahiş kar elde etme hesabını bırakmadı. İnsanlığın dayanışmaya en çok ihtiyaç duyduğu bu dönemde yaşananlar, mevcut küresel sistemin çirkin yüzünü deşifre eden birer örnek olmuştur. Türkiye insani değerlerin sınandığı bu zor günlerde elindeki imkanları tüm ihtiyaç sahipleriyle paylaştı. Salgın döneminde Türkiye’den talepte bulunan toplam 161 ülkeye ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi yardım malzemesi gönderdik” diye konuştu.

    “Tahıl sevkiyatını Afrika kıtası öncelikli yürüterek, inşallah biz de bu sürece destek olacağız”
    Yerli ve milli aşı TURKOVAC’ı milletle birlikte tüm insanlığın hizmetine sunduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın sona erdirilmesi ve akan kanın durdurulması için ilk günden itibaren yoğun bir çalışma yürüttük. Her iki liderle olan yakın dostluğumuzu da kullanarak, Rus ve Ukrayna makamlarını ülkemizde farklı vesilelerle bir araya getirdik. Karadeniz üzerinden tahıl koridorunu ve esir takası anlaşmasını hayata geçirerek, diplomatik çözümün mümkün olduğunu gösterdik. Enerji ve gıda krizinin yoksul ülkeler başta olmak üzere tüm dünyayı etkilediği bir dönemde, 11 milyon tonu aşkın tahılın Karadeniz ve boğazlar üzerinden sevkini temin ettik. Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nın 19 Kasım’dan itibaren 120 gün süreyle uzatılmasının, hassaten Afrikalı kardeşlerimizin çektiği sıkıntıları bir nebze olsun hafifleteceğine inanıyoruz. Tahıl sevkiyatını Afrika kıtası öncelikli yürüterek, inşallah biz de bu sürece destek olacağız.”

    “Salgınla başlayan, enerji ve emtia fiyatlarındaki artışla tırmanan, sıcak çatışmalarla daha da kötüleşen küresel kriz yeni boyutlar kazanarak devam ediyor. Enflasyon ve işsizlik rakamları son 50-60 yılın zirvesine ulaşmış durumda” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “Faizleri yükselterek, enflasyonu kontrol altına alma çabaları şimdiye kadar beklenen neticeyi veremedi. Enerji kesintileri, Avrupa’nın birçok ülkesinde ciddi tedirginlik kaynağı haline geldi. Tedarik zincirlerindeki kırılmaların yol açtığı sorunlara kalıcı çözüm bulunamadı. Hayat pahalılığının sebep olduğu ekonomik zorluklardan az ya da çok hepimiz etkileniyoruz. Türkiye olarak vakitlice aldığımız tedbirler ve uyguladığımız politikalarla bu süreci başarıyla yönetsek de kimi olumsuzlukları biz de hissediyoruz. Tüm dünyada resesyon beklentilerinin artması, tünelin sonundaki ışığın henüz görülmediğine işaret etmektedir. İslam ülkeleri olarak ticari ve ekonomik iş birliğimizi daha da ilerletmemiz, krizi fırsata çevirme mücadelemizde bizlere katkı sağlayacaktır. Ülkelerimizin karşılıklı tanıdığı menşe ispat belgeleri düzenlenerek, sistem dahilinde ticaretin başlaması da önemlidir. Keza, Ticaret Müzakereleri Toplantısı’nda alınan kararların sistemin uygulanmasını kolaylaştıracağı kanaatindeyim. Buradan sisteme dahil olan ülkelere çabalarından ötürü teşekkür ediyor, sisteme henüz taraf olmamış ülkelerimizi de taraf olmaya davet ediyorum. Önümüzdeki süreçte diğer İSEDAK üyelerinin de katılmasıyla ülkelerimiz arasındaki ticareti yüzde 25 seviyesine yükseltebiliriz.”

    “Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’miz, Türkiye’nin bu alanda elde ettiği engin birikimi ve tecrübeleri sizlerle paylaşmaya hazırdır”
    Tercihli Ticaret Sisteminin yanı sıra tahkim merkezi ve uluslararası yatırım fonunun da hayata geçmesinden memnuniyet duyduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İslam ülkelerindeki tasarrufların, helal yatırım ürünü olan bu fona aktarılmasının teşvik edilmesinde fayda görüyoruz. Altın borsası ve gayrimenkul borsası gibi bu girişimlerin hayata geçmesi noktasında hep birlikte çalışmalarımızı daha da hızlandırmamız gerekiyor. İstanbul’da kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı Tahkim Merkezi’nin sizlerin de destekleriyle uluslararası ticaret ve yatırım uyuşmazlıklarında saygın bir kuruluş olarak kabul göreceğine inanıyorum. Geçtiğimiz yıl İSEDAK gündemine alınması kararlaştırılan dijital iş birliği konusu da üzerinde eğilmemiz gereken bir başka husustur. Bu sene başlatılan İSEDAK Yüksek Düzeyli Dijital Dönüşüm Girişimi’ni de son derece kıymetli buluyorum. Bu çerçevede, kodlama, siber güvenlik, dijital beceri ve yetkinlik geliştirme, ortak data altyapısı oluşturma gibi somut projeleri hayata geçirebiliriz. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’miz, Türkiye’nin bu alanda elde ettiği engin birikimi ve tecrübeleri sizlerle paylaşmaya hazırdır” diye konuştu.


    “Batılı siyasetçilerin oy devşirmek veya başarısızlıklarını örtmek için en sık başvurduğu araçlardan biri İslam karşıtlığı”
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, batılı siyasetçilerin oy devşirmek veya başarısızlıklarını örtmek için en sık başvurduğu araçlardan birisinin İslam karşıtlığı olduğunu belirterek, “Lafa gelince demokrasi ve özgürlükler konusunda mangalda kül bırakmayanlar, mesele Müslümanların, özellikle de Müslüman kadınların hakları olunca en faşist uygulamaları devreye almaktan çekinmiyor. Kimi Avrupa ülkelerinde başörtüsüne okul, iş hayatı ve kamusal alanda getirilen hukuk dışı kısıtlamalar bunun en çarpıcı örnekleridir” diye konuştu.

    ”Küresel bir dikta aracı halini alan LGBT dayatması da hem aile kurumunu hem de İslami değerleri zayıflatmayı amaçlayan bir diğer tehdittir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hangi cafcaflı ambalaja konursa konulsun insanların dinlerini yaşamasına mani olmak, zorbalıkla inançlara müdahale etmek, kendi hayat tarzını dikte etmek, Orta Çağ’ın engizisyon ruhunu yeniden hortlatmak demektir.

    Şüphesiz bu faşist dalgadan Müslümanlarla birlikte dili, kültürü, ten rengi, kökeni farklı, diğer gayrimüslimler de etkileniyor. Irkçılığın bu yeni biçimiyle mücadelede teşkilatımız bünyesindeki dayanışmanın güçlendirilmesi büyük önem taşıyor. 15 Mart’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından ‘İslamofobiyle Mücadele Uluslararası Günü’ olarak kabul edilmesi bu doğrultuda uluslararası topluma verilmiş bir mesajdır. Yunanistan’daki Müslüman Türk azınlığına yönelik yıllardır süren haksız ve hukuksuz uygulamalar artarak devam ediyor. Yunanistan’daki kardeşlerimizin dini liderleri tanınmıyor. Vakıfları ve malları gasp ediliyor. Ana dillerini öğretmelerine izin verilmiyor. Kimlikleri reddediliyor.

    İslam alemi, Yunanistan’da zulme uğrayan kardeşlerimizin durumuna daha fazla seyirci kalmamalıdır. İslam ümmetinin ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin maruz bırakıldığı hak ihlallerini de biliyorsunuz. Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci ülke olan KKTC’ye sizlerin de gereken desteği vereceğinize inanıyorum. Teşkilatımızın kuruluş sebebi olan Filistin meselesinin 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip Filistin devletinin vücut bulmasıyla çözüme kavuşturulmasını destekliyoruz. Filistin halkının kendi devletine ve meşru haklarına kavuşması, Kudüs ve Mescid-i Aksa’da statükonun korunması için elimizden geleni yapıyoruz ve yapacağız” diye konuştu.

    “Ülkemizle birlikte Suriye ve Irak’ın da toprak bütünlüğüne tehdit oluşturan bu terör örgütünün kökünü kazımakta kararlıyız”
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgınla birlikte Suriye’deki sosyoekonomik ve insani durumun daha trajik bir hal aldığının belirterek, “Türkiye olarak 3,5 milyonu aşkın Suriyeli sığınmacıya topraklarımızda ev sahipliği yaparak milyonlarcasını da Suriye sınırları içinde destekleyerek kardeşlik vazifemizi layıkıyla yerine getiriyoruz. Suriye’nin çatışma, insani kriz ve terör sarmalından kurtulması için İslam ülkeleri daha güçlü bir irade ortaya koymalı, siyasi çözüm çabalarına etkin destek vermelidir. Biz de bu konuda gereken adımları atmakta tereddüt etmeyeceğiz.

    Pek çoğumuz terörün vahşi yüzüne olmuş insanlarız. Terör örgütlerinin kalleş saldırılarında vatandaşlarımızı kurban verdik. Bu katil sürüleri kimi zaman DEAŞ olarak, kimi zaman Boko Haram ve Eş-Şebab olarak, kimi zaman FETÖ, kimi zaman PKK, PYD, YPG olarak karşımıza çıktı. Adları, iddiaları, coğrafyaları farklı olsa da bu örgütlerin tamamı öncelikle Müslümanları hedef aldı, Müslümanların kanını döktü, en fazla zararı İslam’a ve Müslümanlara verdi. Sadece biz PKK terör örgütünün saldırılarında 40 bine yakın insanımızı kaybettik. FETÖ’cü hainler bir gecede 252 kardeşimizi alçakça şehit ettiler. DEAŞ’ın kanlı eylemlerinde yüzlerce insanımız bizden kopartıldı. Önceki hafta İstiklal Caddesi’nde, ardından Karkamış ilçemizde 3’ü çocuk, 8 vatandaşımız PKK tarafından şehit edildi.

    Dökülen bu kanda elbette bölücü terör örgütü kadar DEAŞ’la mücadele bahanesiyle bu teröristleri silaha ve desteğe boğanların da payı vardır. Ölen her bir masumun kanı ülkemizin yaptığı tüm ikazlara rağmen harf oyunlarıyla terör örgütlerini meşrulaştırmaya çalışanların eline ve yüzüne bulaşmıştır. İlk günden beri proje mahsulü bir yapı olduğu bilinen DEAŞ’la mücadele kisvesiyle, PKK ve uzantılarına destek verme oyunu artık son bulmalıdır. DEAŞ’la sahada göğüs göğüsle çarpışan ve bu örgütü bozguna uğratan Türkiye’nin bu tür argümanlara karnı toktur. Ülkemizle birlikte Suriye ve Irak’ın da toprak bütünlüğüne tehdit oluşturan bu terör örgütünün kökünü kazımakta kararlıyız” ifadelerini kullandı.

  • ABD’li turist, Ayasofya’da müslüman oldu

    ABD’li turist, Ayasofya’da müslüman oldu

    Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde Bartın’da yaşanan maden faciasında hayatını kaybeden madenciler için mevlit programı düzenlendi. Mevlit sırasında ismi Anthony olduğu öğrenilen Amerikalı bir turist, müslüman olmak istediğini söyledi. Amerikalı turist, mevlit programı için camide bulunan Hüseyin Çevik hocanın yanına götürüldü. Program için camide bulunan bir başka isim Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiğit ise ABD’li turiste tercümanlık yaptı. Kelime-i Şahadet getiren turist, müslüman oldu. O anlar cep telefonu kamerasına yansıdı. Camide bulunan cemaat ise o anlarda tekbir getirdi. ABD’li turistin Muhammed Fatih adını aldığı öğrenildi.

  • İstanbul’da Türkiye-Kazakistan Kardeşlik Anıtı açıldı

    İstanbul’da Türkiye-Kazakistan Kardeşlik Anıtı açıldı

    Gördükleri zulüm yüzünden Altaylar’dan Anadolu’ya göç eden Kazakların Türkiye’ye yerleşmelerinin 70. yılı sebebiyle Bağcılar’da etkinlikler düzenlendi.

    Etkinliklerin ilk adresi Bağcılar’da Kazakların çoğunlukla yaşadığı 15 Temmuz Mahallesi oldu. Bağcılar Belediyesi Hasan Nail Canat Bilgi Evi ve Kültür Sanat Merkezi’nin bahçesine inşa edilen Türkiye – Kazakistan Kardeşlik Anıtı’nın açılış programı gerçekleştirildi. Programa; Kazakistan Ankara Büyükelçisi Yerkebulan Sapiyev, Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir, Kazakistan İstanbul Başkonsolosu Alim Bayel ve Kazak vatandaşlar katıldı.

    Etkinliğin ikinci adresi ise Bağcılar Belediyesi hizmet binası oldu. Burada bir araya gelen davetliler, konferans salonunda akademisyenlerin Kazak göçü, Kazakistan’ın siyasi, kültürel ve sosyal yapısıyla ilgili verdiği sempozyumu izledi. Salonda “Özgürlük Özlemiyle Altay’dan Anadolu’ya Kazak Göçü” belgesel film de gösterildi. Davetliler, çıkışta Kazak göçünü anlatan “Atayurttan Anayurda 70. Yıl” isimli sergiyi de gezdi.

    “Kazak vatandaşlarımız ilçemize renk katıyor”

    Zorlu bir mücadelenin ardından Türkiye’ye kavuşan Kazakların ülkemizde yaşamaya başlamasının 70’inci yılını idrak ettiklerini belirten Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir, “Bağcılarımızda 120 aileyle başlayan serüvende sayıları 10 binin üzerine çıkan vatandaşlarımız ilçemize renk katıyor. Bu gönül coğrafyamızda Türk-Kazak kardeşliğinin nişanesi olan birçok işe imza attık. Kadim kardeşliğimizin, birlikteliğimizin her daim güçlü bir şekilde devam etmesi için Bağcılar Belediyesi olarak önemli adımlar atmış bir belediyeyiz” dedi.

    “Bunu ancak ve ancak kardeşler yapar”

    Kazakistan Ankara Büyükelçisi Yerkebulan Sapiyev ise, “Bugün iki kardeş ülke için tarihi bir hadisedir. Bizim kandaşlarımız 70 yıl önce Anadolu topraklarına getirilmişlerdi. Bizim Anadolulu kardeşlerimiz kucaklarını açıp kandaşlarımızı kardeş olarak kabul etmişlerdi. Bunu ancak ve ancak kardeşler yapar. Bu bizim birlik, beraberliğimizin bir simgesidir. Bizim kardeşlerimiz bugün Kazakistan ile Türkiye arasında güçlü bir köprü oluşturdular” diye konuştu.