Olay, dün öğle saatlerinde Arnavutköy Merkez Mahallesi’nde bulunan 15 Temmuz Şehitleri Meydanı’nda gerçekleşti. İddiaya göre, bir çocuk Şehitler Anıtı’na parasını düşürdü. Küçük çocuk parasını almak için girdiği anıt içerisinde ise mahsur kaldı. Çocuk, çevredeki vatandaşlardan yardım istedi. İhbar üzerine olay yerine itfaiye ekipleri sevk edildi. Ekiplerin çalışmalarının ardından çocuk kurtarıldı. Küçük çocuğun elindeki parayı anıtın içerisine düşürdüğü daha sonrasında parayı almak için içeriye girdiğinde dar alanda sıkışıp hareket edemediği öğrenildi. Çocuğun anıttan çıkarıldığı anlar, cep telefonu kamerasına yansıdı.
Kategori: İstanbul
-
Üsküdar’da 2 ton kaçak midye ele geçirildi
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Deniz Limanı Şube Müdürlüğü ekipleri, sabah saat 05.45 sıralarında Üsküdar ilçesi Kuzguncuk sahilinde yasak yolla çıkarılan midyelerin şüpheli bir araca yüklenerek taşınacağının tespit edilmesi üzerine harekete geçti. Şüphelilerin kimlik bilgilerini tespit eden ekipler, E.I. ile T.T. isimli şahısları yakaladı. Yapılan aramalarda ele geçirilen yaklaşık 2 ton midye muhafaza altına alındı. Midyeler doğal yaşama kazandırılabilmesi için tekrar denize dökülürken, yakalanan şüphelilere “1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunu’na muhalefet” suçundan toplam 52 bin 484 TL cezai işlem uygulandı.
-
İstanbul’da ele geçirilen tonlarca uyuşturucuyla ilgili çarpıcı detaylara ulaşıldı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya tarafından dün açıklanan operasyonda, “Ares” adlı dedektör köpeğinin uyuşturucu maddeden öldüğü bildirildi.
Edinilen bilgilere göre, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, operasyonla ele geçirilen tonlarca uyuşturucuyu sosyal medya hesabından duyurmuş, çarpıcı detaylar açıklamıştı. “Narkoçelik-44” adı verilen operasyonunun Büyükçekmece merkezli Esenyurt, Bağcılar, Esenler ve Bayrampaşa ilçelerinde 8 farklı adres ve 4 ayrı araca yönelik düzenlendiği bilgisini paylaşmıştı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce, 17 Ekim ile 31 Kasım tarihleri arasında Esenyurt, Kadıköy, Beyoğlu ve Eyüpsultan ilçelerinde “Uyuşturucu Madde Ticareti” suçunun önlenmesi ve şüpheli şahısların tespit edilerek yakalanmasına yönelik operasyonlar düzenlendiği belirtildi. Depolara ve tıra düzenlenen operasyon neticesinde 3’ü bir villadaki imalathane olmak üzere toplam 25 şüphelinin yakalandığı aktarılırken, 3 tonun üzerinde metamfetamin, skunk ve eroinin ele geçirildiği duyuruldu.Altı ay süren takiple çökertildi
Elde edilen bilgilere göre aylar süren teknik ve fiziki takiplerin sonucu yüklü miktarda uyuşturucu ile bağlantılı 4 katlı bir villa polisin radarına takıldı. Buna göre, İran’dan Türkiye’ye sokulan metamfetamin türü uyuşturucunun, şebeke içerisinde ‘doktor’ denilen kimyacı kişilerce ayrıştırma işleminden geçirileceğini tespit eden polis ekipleri, çalışmalarını derinleştirdi. Yapılan çalışmaların ardından söz konusu villaya operasyon düzenlendi.Bir zanlının kıyafetindeki uyuşturucudan zehirlenen ‘Ares’ adlı köpek öldü
Polisin baskın yaptığı sırada evde bulunan 3 şüpheli, villanın üst katlarından atlayarak kaçmak isterken ekiplerce yakalandı. O sırada operasyona destek veren özel harekat ekiplerinin uyuşturucuya duyarlı ‘Ares’ adlı köpek ise bir zanlıyı camdan atlamaya çalıştığı sırada bacağından tutarak etkisiz hale getirdi. Şüphelinin üzerine bulaşmış olan uyuşturucudan etkilenen ve zehirlenen polis köpeği olay yerinde öldü.Şebeke, polisi takip etmek için sinyal cihazı kullanmış
Büyükçekmece merkezli Esenyurt, Bağcılar, Esenler ve Bayrampaşa ilçelerinde 8 farklı adres ve 4 ayrı araca yönelik gerçekleşen operasyonda 3 tonun üzerinde uyuşturucu madde ele geçirilirken, 8 şüpheli yakalandı.
Şüpheliler, ifadeleri alınmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürülürken, söz konusu evde yapılan detaylı aramada suç ağına mensup kişilerin polisin çalışmalarını önceden tespit etmek için evlerine sinyal tespit cihazı aldığı ortaya çıktı.
Emniyetteki işlemlerinin ardından cumhuriyet savcılığına çıkartılan şüphelilerden 17’si tutuklandı. Tutuklananlar arasında eğlence mekanlarında müzik programı yapan K.Ö. adlı bir DJ’nin de yer olduğu öğrenildi.
Öte yandan, 8 şüphelinin polisteki ifade işlemlerinin halen devam ettiği öğrenildi. -
İstanbul’da ele geçirilen tonlarca uyuşturucunun sergisi yapıldı
Edinilen bilgilere göre, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, operasyonla ele geçirilen tonlarca uyuşturucuyu sosyal medya hesabından duyurmuş, çarpıcı detaylar açıklamıştı. “Narkoçelik-44” adı verilen operasyonunun Büyükçekmece merkezli Esenyurt, Bağcılar, Esenler ve Bayrampaşa ilçelerinde 8 farklı adres ve 4 ayrı araca yönelik düzenlendiği bilgisini paylaşmıştı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce, 17 Ekim ile 31 Kasım tarihleri arasında Esenyurt, Kadıköy, Beyoğlu ve Eyüpsultan ilçelerinde “Uyuşturucu Madde Ticareti” suçunun önlenmesi ve şüpheli şahısların tespit edilerek yakalanmasına yönelik operasyonlar düzenlendiği belirtildi. Depolara ve tıra düzenlenen operasyon neticesinde 25 şüphelinin yakalandığı aktarılırken, 3 tonun üzerinde metamfetamin, skunk ve eroinin ele geçirildiği duyuruldu.Tırın zulasına uyuşturucu yüklerken suçüstü
Operasyon kapsamında bir tıra yapılan baskında, şüphelilerin araca yapılan zulaya uyuşturucu yüklerken suçüstü yakalandıkları belirlendi. Tırın zulasında ele geçen uyuşturucu paketleri polisi bile şaşkına çevirdi. Yakalanan 17 şüphelinin, ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından sevk edildikleri adli makamlarca tutuklandığı belirtildi. Geri kalan 8 kişinin ise emniyetteki işlemlerinin ise devam ettiği aktarıldı. Öte yandan operasyonlarda ele geçirilen ve Bakan Yerlikaya tarafından kamuoyuna açıklanan uyuşturucu maddeler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Fatih’te bulunan Vatan Caddesi yerleşkesinde sergilendi. -
60 yıllık atık su sorunu
İstanbul’un göbeği Sarıyer’de evlerinin bahçesinden geçen atık su borusu vatandaşları isyan ettirdi. Mahalleli 60 yıldır çözülemeyen sorun için İSKİ ve Sarıyer Belediyesi’nden çözüm beklediklerini söyledi.
Sarıyer Tarabya Şalcıkır Caddesi’nde yaşayan vatandaşlar, evlerinin bahçelerinden geçen atık su borusunun neden olduğu sorunlar nedeniyle Sarıyer Belediyesi’ne ve İSKİ’ye tepki gösterdi. 60 yıldır çözülemeyen atık su sorunu nedeniyle bahçelerinde yetiştirdikleri bitkilerin zarar gördüğünü, kötü koku ve taşkınlarla karşılaştıklarını belirten vatandaşlar, yetkililerden bir an önce çözüm beklediklerini belirtti.“Yazın kokudan sinekten durmak mümkün değil”
Sorunu çözmek için uğraştıklarını söyleyen Tarabya Muhtarı Mehmet Kadir Reisoğlu, “Burada yıllardır çözemediğimiz bir sorun var. Yaklaşık 350 metre boyunca yüzeyden akan atık su pisliğimiz var. Oranın kazılıp, kanala alınıp temizliğinin sağlanması lazım. Çünkü orada ikamet eden ailelerimiz var.Orada yazın kokudan sinekten durmak mümkün değil. Şükrü Bey döneminde de ısrarla talep ettik. Geldiler temizliği yaptılar, fakat boruyu yüzeyden döşediler. 75 metre döşendi ama yeterli değil, ilk yağmurda döşenen borular toplanıp gitti. Çözüm ile ilgili yazışmalarımız devam ediyor. 60 yıldır bu sorun orada var. Komşularımın sıkıntısı had safhada. Akan pis su oradaki Şalcıkır Deresi’ni de tehdit ediyor. Burası bir metropol burada bir alt yapı sorunu var. Böyle kalmaması gerekiyor. Konunun takipçisi olacağız” diye konuştu.
“Çekilmez bir hale geliyor”
Özellikle yaz aylarında sorunun çekilmez bir hale geldiğini belirten mahalle sakini İsmail Gökyıldız, “Yaz aylarında burada felaket bir koku oluyor, yukarıdaki sitelerin tuvaletleri hep buraya bağlı, bir iki sefer yetkililer gelip baktılar yapamadılar, iki tane boru koydular gittiler. Şu anda burada rezalet bir koku var zaten.Bizim evlerimiz az ileride çekilmez bir hale geliyor bu sıkıntı. Dere buradan geçiyor. Vermişler buradan, kanallara bağlamamışlar dışarı bırakmışlar buradan böyle akıp gidiyor. Bir kaç tane boru getirdiler yapacağız dediler bırakıp gittiler. En az 30 senedir burası böyle akıp gidiyor. Kış olduğu zaman da burası taşıyor her taraf berbat oluyor, pis koku buralarda kalıyor” dedi.
“Yazın koku, kışın taşkınlar oluyor”
Bu sorunun her zaman olduğunu belirten Oğuzhan Gökyıldız da, “Mahalle sakinleri olarak çok kere başvurduk ama belediye bir aksiyon almadı. Şimdiki muhtarımız İSKİ kanalı üzerinden ilgileniyor. Burası üstü açık bir kanalizasyon, İstanbul’da Tarabya’nın göbeğinde varoş diyebileceğimiz mahalleler de bile olmayacak bir görüntü var orada. En kısa sürede kapatılmasını istiyoruz, çünkü bahçelerimizden geçiyor. Özellikle yaz aylarında ciddi sorun oluyor. Yazın koku, kışın taşkınlar oluyor. Islah edilip kanala alınıp ana hatta bağlanmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı. -
Ultra maraton yüzücüsü olarak ilkler arasında
59 yaşındaki emekli İşletme Mühendisi Vural Tandoğan’ın spor ve hobi amaçlı başladığı yüzme hevesi ultra maraton yüzücüsüne dönüştü. Ekstrem sporlar arasında da yer alan bu yüzme branşında Tandoğan, son olarak 14 saat 59 dakikada Afrika’da, Marmara Denizi’nden kat kat büyük olan Malawi Gölü’nün 24 kilometrelik boğazında yüzerek, dünyadaki ilk 10 insandan birisi oldu.
Yıllar önce spor yapmak amacıyla yüzmeye başlayan 59 yaşındaki emekli İşletme Mühendisi Vural Tandoğan, İstanbul’dan dünyaya açıldı. Arkadaşlarının telkini ile İstanbul Boğazı’nı, Çanakkale Boğazı’nı ve ardından Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Coronada Adası’nın etrafını 14 dereceye düşen soğuk suda yüzerek geçen Tandoğan, son olarak da Afrika Malawi’de sıcaklığı ve tehlikeli canlıları ile ünlenen dünyanın en büyük 9’uncu gölü Malawi’de yüzdü.
Malawi’de Gölü’ndeki 24 kilometrelik boğazı 14 saat 59 dakika da yüzerek geçen Tandoğan, buradaki hava şartlarında yüzmeyi tamamlayan hem ilk Türk oldu hem de dünyadaki ilk 10 insandan birisi olma unvanını kazandı. Daha önce Manş Denizi’nden de yüzdüğünü kaydeden Tandoğan, hedefinin tüm dünya sularına açılmak olduğunu ifade etti.
Yüzmeye başlama sürecini anlatan Vural Tandoğan, “ Önce boğaz yarışlarına girdim, sonra Çanakkale’de yüzdüm. Madalyalar gelmeye başladı. Bunları yaparken soğuk suda da yüzebildiğimi uzun mesafe yüzebildiğimi de fark ettim. 2016 yılında Cebeli Tarık’ı daha sonra Manş’ı geçerek ultra maraton yüzmeye başladım” dedi.
Geçtiğimiz Ağustos ayında Amerika Coronada Adası’nın etrafında yüzen ilk Türk olma unvanını kazandığını kaydeden Tandoğan, “Burada su sıcaklığı 14 dereceydi. Bu da zorladı beni ama bitirdim. Daha sonra Ekim ayında çok sıcak olan yaklaşık 30 derece su sıcaklığı olan Afrika’ya gittim. Afrika’da Malavi Gölü’nde dünyanın 9’uncu büyük gölünde ki burası Marmara Denizi’nden daha büyük 560 kilometre uzunluğu var. Bunun 24 kilometrelik bir boğaz kısmında yüzdüm. Burada hava şartları benim aleyhime oldu.
Ultra maraton yüzmede biraz doğaya bağlı kalıyorsunuz. Dalgalarla akıntılarla, sıcaklarla çok mücadele ettim. Hatta oradaki yetkililerin söylediklerine göre bugüne kadar ki en zor şartlarda yüzdüm ama başardık. Mehmet Erdoğan arkadaşımla birlikte başardık. Ekip olarak başardık Türkiye olarak başardık” diye konuştu.
Malavi Gölü’nde boğazda planlı olarak 10 saatte geçmeyi hedeflediğini ancak doğal şartlardan dolayı sürenin arttığını kaydeden Tandoğan, “Dalgalar akıntılar yüzünden 14 saat 59 dakikada bitirebildim. Sadece beslenme oldu o zamanda göl içinde size ipe karıştırıcı bağlayıp atıyorlar. Onun içinde su karbonat tozu atıyorlar. Sadece onu içerken dinleniyorsunuz. Ama Afrika o kadar sıcak bir yerde ki bana serinlemek için buzlarla dolu soğuk su atıyorlardı. 1992’den bu yana yapıyor bu solo geçiş. Şu ana kadar Malavi Gölünü geçen dünyadaki 10 sporcu arasındayım” ifadelerini kullandı.
-
Yurtta hava durumu
Yapılan son değerlendirmelere göre, yurdun kuzey kesimlerinin parçalı, yer yer çok bulutlu, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Kuzey ve iç kesimlerde sabah ve gece saatlerinde pus, yer yer sis bekleniyor.
Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre, genellikle mevsim normalleri civarında, yer yer üzerinde seyreden hava sıcaklıklarının, kuzey ve iç kesimlerde pazar günü azalarak mevsim normalleri altına düşeceği tahmin ediliyor. Rüzgarın ise genellikle kuzeyli, yurdun doğu kesimlerinde doğu ve güneyli yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esmesi bekleniyor.
Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:
Ankara: Parçalı ve az bulutlu 18
İstanbul: Parçalı ve az bulutlu 21
İzmir: Az bulutlu ve açık 24
Adana: Az bulutlu ve açık 29
Antalya: Az bulutlu ve açık 28
Samsun: Parçalı ve çok bulutlu 20
Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu 18
Erzurum: Parçalı ve az bulutlu 14
Diyarbakır: Az bulutlu ve açık 23 -
Ortodonti tedavisi için en uygun dönem
Ortodonti tedavilerinin genellikle 8 ile 13 yaşları arasında başladığını kaydeden Ortodonti Uzmanı Sanaz Sadry, iskeletsel bozuklukların çocuğun büyüme dönemi henüz bitmeden giderilebilmesi ve genç dokuların daha iyi yönlendirilmesi nedeniyle en uygun dönemin ‘ergenlik dönemi öncesi’ olduğunu söyledi. Sadry, ortodonti tedavisi sürecinde dikkat edilmesi gereken noktalara da dikkat çekti.
İstanbul Atlas Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sanaz Sadry, ortodonti ve ortodonti tedavisi sırasında dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin değerlendirmede bulundu.Ortodontinin, yanlış konumlanmış dişlerin çene kemikleri üzerinde düzgün şekilde yerleşebilmesi ve yüz düzensizliklerinin teşhis ve tedavisi ile ilgilenen diş hekimliğinin bir uzmanlık dalı olduğunu belirten Doç. Dr. Sanaz Sadry, “Amaç karşı çenedeki dişler ile uyumlu, düzgün sıralanmış dişlerin olmasıdır. Tabi her ne kadar düzgün diş anlamına gelse de kelime anlamını aşan ortodonti bölümü, günümüzde sadece dişleri değil, alt ve orta yüz düzensizliklerini de tedavi etmektedir” dedi.
Ortodonti tedavisi gören hastaların yüzde 30’unu erişkinler oluşturuyor
Ortodonti tedavisinin çocuklara ve erişkinlere uygulandığını kaydeden Sadry, “Önceleri ortodontik tedavinin yalnızca çocuklarda uygulanabileceği görüşü hakim olsa da günümüzde ortodontik tedavi gören hastaların yüzde 30’unu erişkin bireyler oluşturur. Bu nedenle ortodonti tedavisinin her yaştaki birey için mümkün olduğunu söylemek mümkündür. Aynı zamanda sağlıklı bir kapanış 16 yaşında olduğu gibi, 60 yaşında da hastalar için önemlidir. Sağlıklı olan dişler her yaşta istenilen şekilde hareket ettirilebilir” diye konuştu.Ortodonti tedavisine hangi yaşlarda başlanmalıdır?
Ortodonti tedavisinde yaş sınırı olmadığını, 7’den 70’e herkese tedavi uygulanabileceğini belirten Sadry, ortodonti tedavisi için en uygun yaş önerilerinin olduğunu söyledi.Amerikan Ortodonti Derneği (American Association of Orthodontics -AAO) tarafından çocukların 7 yaşını geçmeden ortodontik kontrolden geçmelerinin önerildiğini ifade eden Sadry, “Çünkü bu yaşlardayken yani henüz ağızda süt dişleri bulunuyorken ortodonti uzmanı tarafından çocuğun çene ve diş gelişimindeki sorunlar kolayca tespit edilebilir. Anormal bir durumun tespit edilmesi halinde ortodonti soruna müdahale erkenden yapılabilir ve tedavi süreci çok daha kolay ve çok daha kısa sürede gerçekleştirilebilir. Aksi takdirde ileri yaşlarda daha komplike ve daha maliyetli tedavilere ihtiyaç duyulabilir” diye konuştu.
Ortodontik hastaların aktif tedavilerinin genellikle 8 ile 13 yaşları arasında başladığını kaydeden Sadry, “Böylece iskeletsel bozukluklar da çocuğun büyüme dönemi henüz bitmeden giderilebilir. Genç dokular daha iyi yönlendirildiği için ortodontistlerin en sevdiği tedavi zamanı, ‘ergenlik dönemi öncesi’ olarak adlandırılabilir. Küçük yaşlarda başlayan ve diş üzerinde yaşanan çapraşık yapıları düzenlemek ergenlik dönemde daha kolay olacaktır. Ortodonti tedavisine en uygun yaş, bireyin diş yapısı, çene gelişimi ve genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle uzman bir ortodontiste danışarak en doğru yaş tespit edilmelidir” tavsiyesinde bulundu.
Ortodonti tedavisinde süre kişiden kişiye değişiyor
Ortodonti tedavi süresinin de kişiden kişiye farklılık gösterebileceğini ifade eden Sadry, “Aktif ortodontik tedavi 1 ile 4 sene arası sürebilirken, ortalama 2 senede biter. Bazı bireyler biyolojik yapılarından dolayı tedaviye diğerlerinden daha hızlı ya da daha geç cevap verebilir. Ayrıca önleyici ve erken tedaviler sadece birkaç ay sürebilir. Apareyler tedavi sürecinde periyodik olarak uyumlanır” dedi.Ortodonti tedavisinde 4 noktaya dikkat
Doç. Dr. Sanaz Sadry, ortodonti tedavisinde dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin de şu uyarılarda bulundu:
Ağız Hijyeni: Dişlerinizi normal rutininizden daha fazla fırçalamanız gerekmektedir. Her yemekten sonra ve akşam yatmadan önce, dişlerin fırçalanması gerekmektedir. Fırçalama işlemi ortalama 3 dakika sürmeli ve teller pırıl pırıl olana kadar devam ettirilmelidir. Tedavi boyunca ‘ortodontik diş fırçasına’ ilave olarak ‘arayüz fırçası da’ kullanmanız gerekmektedir. Eğer dişler bu süreçte iyi fırçalanmazsa, braketlerin altından oluşacak çürümeler sonucu, dişlerinizde geri dönüşü olmayan lekeler meydana gelecektir. Ayrıca kötü ağız hijyeni hekimin keyfini kaçırmakta, tedavinin de uzamasına sebep olmaktadır.
Ortodontik Aparey ve Aygıtlar: Hekiminizin takmanızı istediği aparey, plak ve lastikleri uygun bir şekilde takmalısınız. Aksi halde tedavinizin süresi uzar ve istenilen sonucun alınamamasına sebep olur. Braketlerin diş yüzeyinden kopmaması için yasak yiyeceklerden uzak durmanız gerekmektedir. Braketlerin kopması tedaviyi yavaşlatmakta ve ek ücret alınmasına sebebiyet vermektedir.Randevular: Randevularınıza özen gösteriniz. Eğer randevularınızı unutmanıza neden olacak çok özel bir durumunuz varsa hatırlatma isteyebilirsiniz. Telefonla randevu alma işini acil durumlar dışında son güne bırakmamanızı öneririz. Tatillerinizi ve uzun süreli seyahatlerinizi tedavinizin gidişatına göre ayarlamanız iyi olur. Tedavinin bazı dönemlerinde doktorunuza sormadan plan yapmamalı ve uzun süre ortadan kaybolmamalısınız. Aksi halde tedavi zarar verici hale gelir.
Sabır: Genellikle 10 gün süren alışma döneminde sabırlı olmanız gerekmektedir. Ağrı kesici almanızı tavsiye etmemekle birlikte, zor durumda kalındığında aspirin dışındaki ağrı kesiciler kullanılabilir. Ortodontik tedavi disiplin, titizlik ve iş birliği isteyen, kuralcı, uzun ve zor bir tedavidir. Çünkü dişlere uygulanan kuvvet kontrolsüz kalırsa, kemikleri ve diş köklerini eritici etki gösterebilmektedir.
-
Riskli binalar ‘Yarısı Bizden Kampanyası’ ile yenileniyor
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın desteğiyle Sultangazi Belediyesi tarafından ‘Yarısı Bizden Kampanyası’ ile riskli yapıların yerine depreme dayanıklı binalar inşa ediliyor. Kampanyaya Sultangazililer yoğun ilgi gösterirken, bugüne kadar 177 milyon liralık destek sağlandı.
Sultangazi Belediyesi, ‘Deprem değil bina öldürür’ diyerek ilçe genelinde binasını yenilemek isteyen vatandaşların taleplerini hızla değerlendirip, binaların yenilenmesine ağırlık veriyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nca yürütülen ‘Yarısı Bizden Kampanyası’ ile riskli binaların dönüşümü sağlanıyor. Riskli binalar hak sahiplerinin isteğiyle yıkılarak, yerine depreme dayanıklı modern binalar inşa ediliyor.Kampanyadan vatandaşların kolaylıkla faydalanması için destek olmak amacıyla Sultangazi Belediyesi Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü’nde özel bir birim oluşturuldu. Burada görev yapan uzman personel, ofise gelen vatandaşları kampanya hakkında bilgilendiriyor. Binaların Bakanlığın belirlediği kriterlere uyması ve gerekli şartların sağlanması halinde hak sahipleri Bakanlığın lisans verdiği firmalardan karot testi yaptırarak, binanın risk durumunu öğreniyor.
Riskli yapı statüsünde olan binalar için hak sahipleri ortak kararla seçecekleri yüklenici firma ile anlaşma yaparak, projelendirme ve yapı ruhsatı işlemlerini tamamlıyor. Yarısı Bizden Kampanyası’na uygun olması durumunda Sultangazi Belediyesi dönüşüm sürecini başlatıyor. Maliyetin yarısı Bakanlık tarafından karşılanırken, destek kapsamında hak sahibine 700 bin lira hibe ve 700 bin lira kredi imkanı, 100 bin de tahliye desteği sağlanıyor. Kredi geri ödemeleri, yapı ruhsatının alınmasından iki yıl sonra başlıyor, on yıla kadar vade imkanı sunuluyor. 3. yılın ödemeleri faizsiz alınırken, daha sonra ise TÜFE oranının yarısı kadar güncelleme yapılıyor.
177 milyon liralık destek
Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın kampanyasının içeriğini müdürlüğümüzde anlatıyoruz. Hak sahibi hangi müteahhitle istiyorsa onunla anlaşabiliyor, devlet parayı ödüyor. Şartları kendileri belirliyorlar. Afetin ne zaman geleceğini bilmiyoruz. Bizim hızlı bir şekilde ilçemizi ona göre dizayn etmemiz lazım. Komşularımızdan bir ricamız var. Eğer binanızın depreme dayanıklı olmadığını düşünüyorsanız ona göre başvurularınızı yapın, hızlı bir şekilde sürece katılın.En önemli şey komşularımızın can güvenliği. Yarısı Bizden Kampanyamıza ilçemizden yoğun talep var. Belediye olarak Bakanlığımızla vatandaşlarımız arasında köprü görevi görüyoruz. Proje kapsamında Sultangazililere 177 milyonluk bir destek sağlandı. Yarısı Bizden Kampanyası’na İstanbul’da en çok talep gösteren 3. ilçe olmak bizleri mutlu ediyor” diye konuştu.
-
2025 yılının ilk yarısında Türkiye’de satışa sunulacak
MAİS A.Ş., Alpine A290 modelini 2025 yılının ilk yarısında Türkiye’de satışa sunmaya hazırlanıyor.
Alpine’in tamamen elektrikli Dream Garage serisinin ilk modeli olan A290, kompakt ve çevik tasarımı, yüksek performansı ve konforu ile dikkat çekiyor. MAİS A.Ş., Alpine A290 modelini 2025 yılının ilk yarısında Türkiye’de satışa sunmaya hazırlanıyor. MAİS A.Ş. Genel Müdürü Dr. Berk Çağdaş, “OYAK’ın da girişimi ve destekleriyle önümüzdeki yılın ilk yarısında Türkiye’deki hedef kitlesi ile buluşturmayı planladığımız Alpine A290 modelimiz için çalışmalarımız devam ediyor. Alpine’in ruhunu pistten caddelere taşıyacak bu yeni kompakt elektrikli model ile hem Türkiye’de hem de dünyada Alpine’in hedef kitlesine yepyeni genç ve dinamik bireyler katacağımıza inanıyorum” dedi.
Yapılan açıklamaya göre; Alpine A290, 4 metreden kısa olan küçük bir şehir otomobili olmasına rağmen, sahip olduğu gövde orantılarıyla özel bir görünüm sergiliyor. AmpR Small platformu, Antony Villain liderliğindeki Alpine tasarım ekibinin modele özel bir temel kazandırmasını mümkün kılarken, iz genişliğinin 60 mm artırılması bu etkiyi daha da güçlendirdi. Uzunluğu 3.990 mm, genişliği 1.820 mm, yüksekliği 1.520 mm ve aks mesafesi 2.530 mm olan A290 kompakt boyutlara sahip bir araç olarak öne çıkıyor.
Araç hakkında şu bilgiler paylaşıldı:
“A290, Jean Rédélé geleneğine bağlılığını sürdüren bir tasarıma sahip. Alpine’in tüm modellerinde bulunan dört farlı ön cephe, benzersiz ışık imzasıyla uzak mesafeden bile tanınabilirken, ralli otomobillerini anımsatan X şeklindeki desenler dikkat çekiyor.Geniş çamurluklar, gövde rengi kenarlara sahip yan marşpiyeler, alüminyum veya belirli versiyonlarda standart olarak anodize mavi tavan kenarları ve diğer birçok detay; A290’ın dış tasarımına özel bir ifade kazandırıyor. Ön kısımda Alpine yazısı yer alırken; özel spor tamponda tipik bir kar tanesi motifi bulunuyor.
A290’ın gövde tasarım sürecinin her aşamasında, elektrikli menzili en üst düzeye çıkartmak üzere aerodinamik faktörler göz önünde bulunduruldu. Maksimum verim elde etmek için geniş yan marşpiyeler, difüzör, kanatçıklar ve arka aydınlatmaların şeklinin yanı sıra tampondaki hava girişleri de özel olarak tasarlandı.
Alpine A290, yeni Alpine Vision Mavi de dâhil olmak üzere dört gövde rengi içeriyor. Ayrıca Deep Siyah, Nival Beyaz ve Matt Tornado Grisi renklerinde de sunuluyor.
İç tasarım
Araç, 5 koltuklu ve 5 kapılı A290, 326 litrelik bir bagaja sahip kompakt sınıf bir otomobil olarak öne çıkıyor. Kokpit, Deep Mavi seçeneğiyle Alpine dünyasına özgü sportif bir görünüm sergiliyor. Nappa deri ile kaplı üç kollu spor direksiyon simidi, A290’ın sportif karakterini vurgulamak ve ele daha iyi oturmasını sağlamak üzere kalın bir şekilde tasarlandı. Direksiyon simidinin solunda şarj için rejenerasyon seviyesini ayarlayan RCH döner düğme, sağında çeşitli sürüş modları ve kırmızı OV sollama düğmesi ile Formula 1 dünyasından ilham alan birkaç özel düğme içeriyor. Direksiyon; sürüş yardımcıları, telefon, sesli asistan ve gösterge ekranı modu için kontrollere ek olarak özel bir ses kumandası modülü de içeriyor.Spor pedallar ve ayak desteği, A290’ın sportif sürüş pozisyonunun ergonomisini tamamlıyor. Sürücüye doğru eğimli 10,1 inç orta ekran ve fiziksel klima kontrolleri; sürücünün gözlerini yoldan ayırmadan kontrol edebilmesini sağlayacak ergonomiyle tasarlandı. Döşemeler, çevre dostu malzemelerden üretildi. İlk donanım seviyesinde koltuklar, silika grisi kontrast dikişlerle kombinlenmiş yüzde 100 geri dönüştürülmüş koyu mavi kumaş ile kaplanırken; ön konsol, orta konsolun yanları ve kapı panelleri gözenekli kumaşla kaplandı. Sırtlığın üst bölümüne ise elektrikli ok şeklinde bir A logosu yerleştirildi. GT Premium ve GTS versiyonlarında koltuklar, ön konsol ve kapı panelleri Deep Mavi ve Eevee Gri renk Nappa deri ile kaplandı. Deri koltuk başlıklarına Alpine kabartması, koltuk sırtlığının ortasına ise A290 logosu işlendi.
Platform ve dinamik özellikler
Aracın, 220 HP’ye kadar gücü, 300 Nm torku ve 1.479 kg ağırlığı bulunuyor. Aracın 0-100 km/s hızlanma süresi ise 6,4 saniye. 3,99 metre uzunluğundaki bu 5 kapılı, 5 kişilik şehir otomobili; konfor ve pratiklik özelliklerini koruyor. 326 litrelik bagaj hacmi ve 10,20 metre dönüş çapı ile günlük kullanım kolaylığı sağlıyor. Tamamen alüminyum tasarımı ve batarya boyutu seçimi, ağırlığı son derece rekabetçi bir değer olan 1.479 kg’da tutmaya yardımcı oluyor. Düşük ağırlık merkezi A290’ın gövde salınımlarını sınırlıyor. Çok kollu arka süspansiyon, tekerlek konumunun hassas bir şekilde ayarlanmasını sağlıyor.A290’ın 26 sürüş destek sistemi (ADAS); geri manevrada otomatik acil durum freni, acil durum şerit düzeltmesi, güvenli yolcu çıkışı ve sürücünün dikkatini izleme özelliklerini içeriyor. Direksiyonun sol tarafında bulunan yeni My Safety Switch düğmesi, sürücünün ADAS ayar tercihlerini tek bir hareketle seçmesini sağlıyor. Ayrıca dur-kalk işlevine sahip adaptif hız sabitleme ve iki tekerlekli araçları sollamaya izin veren şeritten çıkma sistemi de A290’da standart özellikler olarak bulunuyor.
Güç-aktarma sistemleri
Versiyona bağlı olarak Alpine A290’ın motoru, GT ve GT Premium versiyonlarında 180 HP, GT Performance ve GTS’de ise 220 HP olmak üzere iki farklı güç seviyesine sahip. Kademeli hızlanma pedalı tepkisi, elektromotorunun yüksek güç ve tork seviyelerine rağmen A290’ı kontrolü kolay bir spor otomobile dönüşmesini sağlamak için ayarlandı. A290’ın geliştirme mühendisleri, çekiş gücünü en üst düzeye çıkarmak amacıyla fren müdahalesine ek olarak; optimum tork dağılımını hassas bir şekilde ayarlamayı mümkün kılan tork yönetim sistemi Alpine Torque Technology’yi geliştirdi.Elektrikli otomobillerde doğal motor gürültüsü olmadığından, sürüşe eşlik edecek ve güç aktarma sistemindeki stres hakkında doğrudan bilgi sağlayacak bir geri bildirim ses sisteminin oluşturulması, hissi artırmaya ve sürüş deneyimini iyileştirmeye yardımcı oluyor. Akustik uzmanları ve müzisyenlerle çalışan Alpine ekipleri, motorun ürettiği seslere dayanarak farklı frekans ve yoğunluklarda iki farklı Alpine Sürüş Sesi tonu oluşturdu. Bu sesler, A290 için özel olarak tasarlanan Devialet ses sistemi aracılığıyla yayılıyor. İlk ses olan Alternatif Ses, günlük kullanım için tasarlanan hafif, sportif bir ton sunuyor. İkinci ses olan Alpine Sesi, A290’a uygun bir sportif ses deseni ile sürüş aşamalarını yapılandırmaya yardımcı oluyor. Her iki Alpine Sürüş Sesi de sürüş modlarından bağımsız olarak çalışıyor ve devre dışı bırakılabiliyor. Ayrıca yayaları elektrikli bir aracın gelişine karşı uyarmak için 30 km/s hıza kadar zorunlu olan akustik araç uyarı sistemi veya AVAS da yine Alpine sesiyle tasarlandı.
Teknoloji
Direksiyonun arkasındaki 10,25 inç gösterge ekranı ve sürücüye dönük 10,1 inç merkezi bilgi-eğlence ekranı, özel grafikleri, arayüzleri ve işlevleriyle A290’ın atmosferine katkıda bulunuyor. Bu dijital deneyim, A290 kokpitinin sportif şıklığına uygun görsel temalarla da yansıtılıyor. Hız göstergesinin alt kısmındaki sürüş modu simgesinin görsel teması seçilen sürüş moduna bağlı; Normal, Spor, Eko ve Kişisel olarak değişebiliyor.Elektrikli rota planlama işleviyle Google Haritalar GPS navigasyon ve Google Asistan sesli asistan tüm donanım seviyelerinde standart olarak sunuluyor. Çok sayıda uygulama Google Play içeriği olarak sunuluyor. Android Auto ve Apple CarPlay üzerinden akıllı telefonlar entegre sisteme kablolu veya kablosuz olarak bağlanabiliyor. Alpine Telemetrik fonksiyonu, Canlı Veriler, Koçluk ve Yarış olmak üzere A290’a dayalı üç ana hizmet kategorisine erişim sağlıyor.
Batarya ve şarj
Alpine A290, standart olarak yaklaşık 380 km’ye kadar WLTP menzili sağlayan 52 kWsa batarya ile sunuluyor. A290’ın 100 kW DC hızlı şarj sistemi ile batarya, yüzde 15’ten yüzde 80 şarja 30 dakikada ulaşabilirken, 15 dakika şarj ile de 150 km’ye kadar WLTP menzil sağlıyor. AC şarj noktasında entegre 11 kW şarj cihazı ile bataryanın yüzde 10’dan yüzde 80’e ulaşması için 3 saat 20 dakika şarj etmek, yüzde 50’den yüzde 80’e ulaşması için 1 saat 20 dakika şarj etmek ve 70 km WLTP menzile ulaşması için ise 1 saat şarj etmek yeterli oluyor. Şarj cihazı, V2L (araçtan cihaza) işlevine olanak sağlayan çift yönlü kullanım özelliğini de içeriyor. Bunun yanı sıra V2G (araçtan şebekeye) ile de uyumlu.”