Kategori: İstanbul

  • Fatih’te kargo firmasından içinde 110 bin dolar bulunan kasa çalındı: O anlar kamerada

    Fatih’te kargo firmasından içinde 110 bin dolar bulunan kasa çalındı: O anlar kamerada

    Olay, geçtiğimiz gün saat 04.00 sıralarında Fatih Katip Kasım Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, bir otomobille 3 şüpheli uluslararası taşımacılık yapan bir kargo firmasının olduğu sokağa geldi. 2 şüpheli araçtan inerek levye yardımıyla firmanın kepengini kırdı. Ardından şüpheliler kargo firmasına girerek içeride bir süre vakit geçirdi. Şüpheliler firmada bulunan para kasasını gözüne kestirdikten sonra içerisinde 110 bin dolar bulunan 350 kilogramlık para kasasını alıp dışarı çıktı.

    Kasayı yuvarladılar
    Ağırlığından dolayı kasayı kaldıramayan şüpheliler, merdivenlerden yuvarlayarak otomobilin bagajına yükledi. Hırsızlığın ardından şüpheliler olay yerinden kaçarak kayıplara karıştı. İhbar üzerine polis ekipleri şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı. Öte yandan, içinde 110 bin dolar bulunan kasanın çalındığı anlar firmanın güvenlik kamerasına yansıdı.

  • Yenidoğan çetesi soruşturmasında 12 şirkete kayyum atandı

    Yenidoğan çetesi soruşturmasında 12 şirkete kayyum atandı

    İstanbul’da bebekleri kendi anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan yenidoğan çetesi yöneticisi ve üyelerinin mal varlığına el konuldu. 12 şirkete ise soruşturma kapsamında kayyum atandı. Yapılan açıklamada Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmada Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yenidoğan çetesinin yargılanmasına devam edildiği kaydedildi. Başsavcılığın söz konusu dava dosyasında yer alan şüphelilerin kara para aklama eylemi olup olmadığına dair inceleme yapılması talebi üzerine yeniden soruşturmaya başlanıldığı aktarıldı. MASAK tarafından 26 Kasım tarihinde hazırlanan raporda, şüpheliler ve malen sorumluların suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçunu işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesi olduğu belirtildi. MASAK raporunda şüphelilerin ve birkaç malen sorumlu şirketin taşınır, taşınmaz, hak ve alacaklarına el konulması istendi.

    MASAK raporunun ardından 27 Kasım’da Büyükçekmece 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından el koyma kararı verildi. Ayrıca hastanelerin çalışma ruhsatlarının Sağlık Bakanlığı tarafından iptal edildiği, bu nedenle bu hastanelerin faaliyetlerine son verilerek, içinde bulunan hastaların başka hastanelere nakledildiği, hastanelere ait ilaç gibi tıbbi tedavide kullanılan materyallerin bozulma riskinin ortaya çıktığı, bu nedenle gerek kamunun zarara uğradığı gerekse de vatandaşların mağduriyetine neden olunma riskinin ortaya çıktığı belirtildi. Bu olumsuz durumlara mani olunabilmesi amacıyla söz konusu hastanelerin devlet eliyle yönetilerek tekrar faaliyete geçirilmesinin sağlanmasına karar verildiği kaydedildi.

    Karar kapsamında 12 hastane (şirkete) ve 26 şüphelinin mal varlıklarına el konuldu. Mal varlıklarına el konulan kişilerin Fırat Sarı, İlker Gönen, Dursun Eryılmaz, Sümeyye Nur Taşçı, Hüseyin Günerhan, Hasan Basri Gök, Mehtap Sayar, Cansu Akyıldırım, Çağla Durmuş, Deniz Korkmaz, Hakan Doğukan Taşçı, Damla Atak, Renas Kılıç, Ceren Hatice Kırım, Mehmet Halis Başlı, Murat Mantuş, Anıl Çakır Gönen, Melike Özdemir, Adnan Sarı, Aydın Sarı, Ayfer Sarı, Metin Sarı, Serhad Sarı; şirketlerin GMZ Sağlık Hizmetleri İnşaat ve Turizm Ltd. Şti, Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi, Sarıoğlu Turizm Ticaret A.Ş olduğu kaydedildi. Kayyum atanması kararı verilen şirketlerin ise Akabe Sağlık Tesisleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi bünyesinde faaliyet gösteren Avcılar Hospital Hastanesi, Doğamed Sağlık Hizmetleri San.ve Tic. A.Ş bünyesinde faaliyet gösteren Özel Doğa Hospital Hastanesi, Ekip Sağlık Hizmetleri Ticaret Anonim Şirketi bünyesinde faaliyet gösteren Özel TRG Hospitalist Hastanesi ile Silivri Kolan Hastanesi, Güney Hastanesi Sağlık Hiz Ltd. Şti. bünyesinde faaliyet gösteren Esenler Güney Hastanesi, Beymed Sağlık İnş. San. ve Tic. Anonim Şirketi bünyesinde faaliyet gösteren Özel Birinci Hastanesi ve Özel İstanbul Şafak Sağlık Hizmetleri, Ticaret Anonim Şirketi bünyesinde faaliyet gösteren Özel Avrupa Şafak Hastanesi ile Özel İstanbul Şafak Hastanesi, Refik Arslan Sağlık Hizmetleri ve Ticaret Anonim Şirketi bünyesinde faaliyet gösteren Özel Bağcılar Şafak Hastanesi, Reyap Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi bünyesinde faaliyet gösteren Özel Reyap İstanbul Hastanesi ile Çorlu Reyap Hastanesi, Medilife Sağlık Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi ve Yonca Sağlık Hizmetleri Limited Şirketi bünyesinde faaliyet gösteren sadece Özel Bağcılar Medilife Hastanesi ile Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Medisense Sağlık Hizmetleri şirketinin tamamı, GMZ Sağlık Hizmetleri İnş. ve Tur. Lim. Şti. şirketinin tamamı, Sarıoğlu Turizm Ticaret A.Ş şirketinin tamamı olduğu öğrenildi.

  • Filistin davasına sahip çıkan Türkiye

    Filistin davasına sahip çıkan Türkiye

    Anne, babası ve kız kardeşini 23 Kasım 2023’te İsrail savaş uçaklarının attığı bomba sonucu şehit veren 12 yaşındaki Filistinli çocuk Abu Moammar, “Şu anda Filistin davasına en çok sahip çıkan ülkelerden biri Türkiye. Türkiye dışında başka ülke destek vermiyor ve sahiplenmiyor” dedi.

    Filistinli Abu Moammar’ın hayatı, İsrail’in başlattığı 7 Ekim 2023 saldırılarından sonra kabusa döndü. İsrail savaş uçaklarının 23 Kasım 2023 tarihinde Filistinli çocuğun evine attığı bomba sonucu Moammar; annesi, babası ve kız kardeşini kaybetti. Kimsesi kalmayan Moammar’a sadece Türkiye sahip çıktı.

    “Gazze’den çıkma nedenim İsrail’in ailemi şehit etmesiydi”
    Yoğun çabalar sonucu 2024’ün Ağustos ayında Türkiye’ye gelen Moammar, oturum izni alarak hayatını tüm zorlukları geride bırakmaya çalışıyor.

    Moammar, yaşadıklarına ilişkin İHA muhabirine yaptığı açıklamada, “Gazze’den çıkma nedenim İsrail ordusunun evimizi hedef alıp tüm ailemi şehit etmesiydi. Hiç kimse kalmadı ve ben de Türkiye’ye geldim. Filistinli çocukların sesi olayım dedim” ifadesini kullandı.

    Moammar, “Türkiye’ye girişim 8’inci aydan itibaren gerçekleşti. Geldiğim günden beri büyük bir sempozyuma ilk defa katılıyorum. Bunları anlatıyorum ve inşallah katılmaya ve sesi olmaya devam edeceğim” diye konuştu.

    “Gazze’deki arkadaşlarım okul arkadaşlarımdan ibaret kaldı”
    Moammar, “Gazze’deki arkadaşlarım okul arkadaşlarımdan ibaret kaldı. Onlarla da çok fazla görüşme sağlayamıyorum. Akrabalarımla beli sürelerde görüşmeye çalışıyorum çünkü Gazze’de internet ve elektrik yok” şeklinde konuştu.

    “İnşallah Gazze tekrar inşa edilecek”
    Moammar, “Ben gittiğimde Gazze’yi 7 Ekim’den önce olduğu gibi hatta ondan daha iyi görmek isterim. İnşallah Gazze tekrar inşa edilecek. Gençleri ve çocuklarıyla birlikte tekrardan eski hallerine geri gelecek, daha iyi hale gelecek” ifadelerini kullandı.

    “Filistin davasına en çok sahip çıkan ülkelerden biri Türkiye”
    Moammar, konuşmasına şöyle devam etti:
    “Şu anda Filistin davasına en çok sahip çıkan ülkelerden biri Türkiye. Ben Mısır’a geçtiğimde Mısır’da kaldım ve Mısır’dan hiçbir yere gidemiyordum. Hiçbir ülke beni kabul etmiyordu. Sadece Türkiye’ye geldim ve oturum almam çok kolay oldu. Türkiye dışında başka ülke destek vermiyor ve sahiplenmiyor.”

  • İstanbul’da işe giden profesörü darp edip aracını gasp ettiler

    İstanbul’da işe giden profesörü darp edip aracını gasp ettiler

    Olay geçtiğimiz günlerde sabah saatlerinde Küçükçekmece Halkalı Atakent Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, evinden çıkan Profesör Dr. Halit Çavuşoğlu işe giderken evinin hemen yan sokağında aracının önü kar maskeli ve silahlı 4 kişi tarafından kesildi. Çavuşoğlu’nu indirerek darp eden saldırganlar daha sonra aracı gasp ederek olay yerinden ayrıldı. Ardından Halkalı merkez karakoluna giden Çavuşoğlu, olayı polis ekiplerine bildirerek saldırganlardan şikayetçi oldu. Çavuşoğlu’nun ifadesini alan ekipler olay yerinde incelemelerde bulunduktan sonra çevredeki güvenlik kameralarında faydalanarak saldırganları yakalamak için çalışma başlattı.

  • Sosyal medyadaki ’para sayma’ görüntülerine ilişkin davanın görülmesine devam edildi

    Sosyal medyadaki ’para sayma’ görüntülerine ilişkin davanın görülmesine devam edildi

    Sosyal medyada Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanlığı’nda çekildiği öne sürülen ‘para sayma’ görüntülerine ilişkin aralarında eski CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, İmamoğlu İnşaat Şirketi Genel Müdürü Tuncay Yılmaz, eski Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin ve eski Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın da bulunduğu 22 sanığın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 59.Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada 15 tutuksuz sanık ve sanık avukatları hazır bulundu.

    Suçsuz olduğunu belirtti
    Duruşmada savunma yapan eski Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, o tarihlerde İstanbul İl Başkanlığı’nın başlatmış olduğu ‘bir tuğla da sen koy’ kampanyasına katkıda bulunduklarını, suçsuz olduğunu ve beraatına karar verilmesini talep ettiği söyledi.

    ‘’Bağışı direkt başkan üzerinden yaptım’’
    Sanıklardan Ahmet Özdemir, savunmasında CHP üyesi olduğunu ifade ederek, ‘’CHP İstanbul İl Binası’nın alınma sürecinde katkıda bulundum. Bağışı direkt başkan üzerinden yaptım, Muammer Keskin’e elden verdim. Parti üzerinden bağış yapmadım. Suçsuzum ve beraatımı talep ederim’’ şeklinde konuştu.
    Savunma yapan sanık Turgay Özcan ise o tarihlerde Küçükçekmece İlçe Başkanı olarak görev yaptığını belirterek, ‘’Partimizin ‘bir tuğla da sen koy’ kampanyasına destek oldum. Kampanya çerçevesinde parti örgütlerinin mensupları gönüllü olarak partinin banka hesabına para yatırdım. Suçsuzum, beraatımı talep ederim’’ ifadelerini kullandı.
    Sanık Canan Kaftancıoğlu’nun avukatları, müvekkillerinin yurt dışında bulunduğu için mazereti sayılmasını talep ettiklerini belirterek eksik hususların giderilmesini istediler. Ayrıca dava hakkında durma kararı verilmesini de talep ettiler.

    Duruşma ertelendi
    Ara kararını açıklayan mahkeme, tüm savunmalar alındıktan sonra durma kararı konusunda bir karar verilmesine ve eksik hususların giderilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.

    İddianameden
    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, CHP tarafından 2019’da başlatılan ’Bir Tuğla da Sen Koy’ isimli bağış kampanyasına kanunda belirtilen usule aykırı bir şekilde bağışta bulunulduğu, yine kanuna aykırı şekilde bağışların toplandığı veya kabul edildiği ve satıcıya teslim edildiği veya edilmesinin sağlandığı aktarıldı. İddianamede, Sarıyer Ayazağa Mahallesi C Blok’taki 14 taşınmazın SEAS Besicilik şirketi yetkilisi Ali Rıza Braka tarafından 11 Aralık 2019’da CHP’ye satıldığı, görüntülerdeki paranın da bu satışa ait olduğu anlatıldı. 14 bağımsız bölümün 24 milyon 369 bin lira bedelle CHP adına tescil edildiği kaydedildi.

    Hazırlanan iddianamede, parti binasının alınması sırasında kullanılan ve nakit olarak sayılarak elden teslim edilen para miktarının 15 milyon 510 bin lira olduğu, ayrıca Sarıyer Tapu Müdürlüğü’nün raporuna göre Ali Rıza Braka ile CHP adına Canan Kaftancıoğlu arasında Beyoğlu 3. Noterliği’nde 6 Kasım 2019’da ’Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi’ düzenlendiği, bu sözleşmede toplamda 14 bağımsız bölümün satın alma bedelinin 24 milyon 360 bin lira olarak gösterildiği, sözleşmeden sonra 14 bağımsız bölümün 24 milyon 369 bin lira bedelle CHP adına 11 Aralık 2019’da tescil edildiği kaydedildi.

    15 milyon 510 bin liranın satın alınacak binaya katkı vermek isteyen vatandaşların bağışlarıyla karşılandığı belirtildi.
    Taşınmazların hangi tarihte kim tarafından, ne kadar bedelle satın alındığı ve taşınmazın satın alınmasında kullanılan paranın nereden ve nasıl temin edilerek satıcıya hangi yolla ödendiği bilgilerinin CHP İl Başkanlığı’na sorulduğunun aktarıldığı iddianamede, verilen cevap yazısında satış bedeli 39 milyon 870 bin lira olarak belirtildi. Ayrıca 15 milyon 510 bin liranın satın alınacak binaya katkı vermek isteyen vatandaşların bağışlarıyla karşılanarak satıcıya elden verildiği de bildirildi.

    İddianamede, CHP İl Başkanlığı’nca taşınmaz satın alınma sürecinde başlatılan ’Bir Tuğla da Sen Koy’ adlı yardım kampanyasına ilişkin banka hesap numaralarının genel merkeze ait olduğu, kampanyada ne kadar, kim tarafından ve hangi suretle bağış yapıldığı hususlarında bilgi ve belge bulunmadığı belirtildi.

    Makbuz düzenlenmesi gerektiği vurgulandı
    ’Bir Tuğla da Sen Koy’ adlı yardım kampanyasının bir siyasi parti olan CHP tarafından başlatılmış olması nedeniyle yapılan bağışların Siyasi Partiler Kanunu’nda belirtilen usule uygun şekilde yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesi gerektiğinin de aktarıldığı iddianamede, kanunda yapılan düzenlemeye göre bağış yapan kişinin yapmış olduğu bağış karşılığında bağış miktarınca makbuz alması, bağışı kabul eden parti sorumlusunun ise teslim aldığı bağış miktarınca makbuz düzenlemesi gerektiği vurgulandı.

    1’er yıla kadar hapis talebi
    Hazırlanan iddianamede, aralarında eski CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, İmamoğlu İnşaat Şirketi Genel Müdürü Tuncay Yılmaz, eski Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin ve eski Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın da bulunduğu 22 şüphelinin Siyasi Partiler Kanunu’na muhalefet olmak üzere ’kanuna aykırı bağış, kredi veya borç alınması, borç verilmesi’ suçlarından 6’şar aydan 1’er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

  • “Sahte dolar krizi devam ediyor”

    “Sahte dolar krizi devam ediyor”

    İstanbul Kapalıçarşı’da döviz büroları, para sayma makinelerinin sahte dolarları tespit edememesi üzerine eski basım 50 ve 100 dolarlık banknotların alım satımının durdurulduğunu duyurmuştu. Dövizciler, müşterilerini bilgilendirmek için yalnızca yeni basım dolarlarla işlem yapacaklarına dair uyarıları işletmelerine astı. Konuya ilişkin açıklama yapan para piyasaları uzmanları ise sorunun 15-20 gün içinde para sayma makinelerinin güncellenmesiyle çözüleceğini belirterek, piyasada dolaşan sahte dolarların makinelerde tespit edilemediğini ancak uzmanlar tarafından elle ve gözle fark edilebileceğini ifade etti.

    “Bahsedildiği kadar miktarda sahte doların piyasada olduğunu düşünmüyoruz”
    Sahte dolarların piyasada olduğunu fakat bahsedildiği kadar yüksek değeri bulmadığını belirten Para Piyasaları Uzmanı Hacı Koçak, “Son günlerde 200 milyon dolar ile 600 milyon dolar sahte paranın piyasada gezdiği bahsediliyor. Yalnız bu rakamların bu kadar yüksek olduğunu tahmin etmiyoruz. Sahte para yeni değil daha öncede mutlaka piyasada vardı. Bunlar eskiden el ve makinelerde anlaşılabilirdi. Yeni gelişen teknolojilerle sahte paraları makinelerden geçecek şekilde tasarlıyorlar. Bu yüzden döviz büroları eski basım 50 ile 100 dolarların alımını durdurdu. Sadece mavi dolar dediğimiz son teknolojik basım olan dolarları kabul ediyorlar” dedi.

    “Sahte doları sadece bakarak bile anlayabiliyoruz”
    Koçak, “Sahte dolar ile ilgili bir açıklama yapıldı. Korkulacak miktarda bir dövizin olmadığı söylendi. Biz de bunu düşünüyoruz. En azından yetkili işletmelerde sahte doların dolaşmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu işletmelerde çalışan uzmanlar var, sahte doları gördükleri anda anlayabiliyorlar. Bankalarda tabii ki güvendikleri daha önceden ticaret yaptıkları müşterilerinden bu dolarları almaya devam ediyorlar. 15–20 gün içerisinde para sayma makinelerinin güncellenmesiyle bu sorunun çözüleceğini düşünüyorum. Sahte doları anlamak için birçok yöntem var. Bunlardan birisi de sahte basılan doların arkasında bulunan saat kulesinin üstünde normal dolarda saat 02:20’yi gösterir. Sahte dolarlarda ise bu saat farklı gösterilebiliyor. Sahte doların rengi ve kağıdı farklıdır. Bunun gibi birçok yöntem bulunuyor” ifadelerini kullandı.

    “Sahte doları renginden ve sesinden tanıyoruz”
    Döviz ve Altın Piyasaları Uzmanı Adnan Kapukaya, “Biz yıllardır Kapalıçarşı’da çalışan esnafız. Bu doların sahte olup olmadığını anlarız. Doları biz elimizde hatta gözümüzle anlıyoruz. Rengi, sesi, kağıdı ve basım şekliyle gördüğümüz anda anlarız. Fakat bankada çalışan insan bunu anlamayabilir veya makinelerden kaçabilir. Makinelere her sene hatta her ay yeni bir sürüm gerekiyor. Bu sürüm güncellenmediğinde tabii ki bunu fırsat olarak kullanmaya çalışan hainler olabiliyor. 10 veya 20 gün içerisinde bu güncellemeler yapılınca tüm sorun ortadan kalkacak. 94 yılında böyle bir sorun yaşamıştık. Makineler değişti ve bu sorun o dönem ortadan kalkmıştı. Son zamanlarda sahte dolar basanlar aynısına yakın bir basım yapmışlar” şeklinde konuştu.

  • Akademide yapay zekânın rolü

    Akademide yapay zekânın rolü

    Akademide yapay zekânın dönüştürücü rolünü ele almak ve kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimleri üzerindeki derin etkisini vurgulamak amacıyla İstanbul Atlas Üniversitesi’nde, ‘Future of AI in Higher Education’ etkinliği düzenlendi.

    Amerika Richmond’da bulunan Virginia Commonwealth Üniversitesi Stratejik Girişimler Kıdemli Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Erdem Topsakal, yapay zekâ ile öğrencilerin öğrenme şekline göre programlar geliştirileceğinin altını çizdi.

    Uluslararasılaşma stratejisi kapsamında İstanbul Atlas Üniversitesi, Amerika Richmond’da bulunan Virginia Commonwealth Üniversitesi ile iş birliği yapmıştı.

    Üniversitenin Vadi Kampüsü’nde düzenlenen ‘Future of AI in Higher Education’ etkinliğinde Virginia Commonwealth Üniversitesi Stratejik Girişimler Kıdemli Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Erdem Topsakal, öğrencilerle bir araya geldi. Topsakal, iki bölümden oluşan etkinliğe yapay zekâ ve makine öğrenmesine genel bakış açısı sunarak başladı.

    Yapay zekâ ve LLM araçlarının yükseköğrenimin geleceğini nasıl etkileyeceği tartışıldı
    Büyük Dil Modellerinin (LLM’ler) nasıl geliştirildiğini ve eğitim manzaralarını yeniden şekillendirme potansiyellerini değerlendiren Topsakal, ikinci bölümde, birden fazla kullanım durumunda yapay zekâ destekli araçları göstererek bu teknolojilerin süreçleri nasıl kolaylaştırabileceğini, kişiselleştirilmiş öğrenme yollarının nasıl destekleyebileceğini ve katılımın nasıl teşvik edebileceğini anlattı.

    Yapay zekâ tabanlı eğitim-öğretim modelleri hayatımıza entegre olacak
    Yapay zekanın hem öğretimi hem de öğrenmeyi geliştiren yenilikçi araçlar ve yöntemler sunarak hayatımızın her yönünü ve yüksek öğrenimin geleceğini yeniden tanımladığını belirten Topsakal, “Yapay zekâ tabanlı eğitim-öğretim modelleri, eğitim ve öğretimde öğrencilerin aktif katılımını sağlayacak şekilde hayatımıza entegre olacak.

    Eğiticiler yapay zekâ uygulamaları sayesinde ders içerikleri oluşturma, düzenleme, zenginleştirme ve bilgi aktarımı noktasında kendilerine yardımcı olacak yapay zekâ yöntemlerini kullanacak” dedi.

    Üretken yapay zekâ uygulamalarını eğitim hayatında görmezden gelmenin günün sonunda bir fayda getirmeyeceğini vurgulayan Topsakal, “Aksine bu teknoloji nimetlerinin insanlığa hizmet yönünde, iyi niyetli ve etik kurallar çerçevesinde nasıl kullanılacağını öğrencilerimize öğreterek, eğitim ortamının interaktif ve daha keyifli hale getirilebilmesi mümkün olabilecektir” diye konuştu.

    Yapay zekadan “Atlas Üniversitesi Marşı”
    Prof. Dr. Erdem Topsakal’ın yapay zekâ uygulaması ile geliştirilen “Atlas Üniversitesi Marşı” beste örneklerini de paylaştığı seminerde keyifli anlar da yaşandı.

    “Öğrencilerin anlama ve öğrenme şekline göre programlar geliştirilecek”
    Yapay zekânın dünyada her yerde yer almaya başladığını belirten Prof. Dr. Erdem Topsakal, “Bizim üniversitede de yapay zekâ dersleri oluşturduk. O derslerden birini de ben veriyorum. Yaklaşık 300 kişi bu yapay zekâ dersini alıyor.

    Burada öğrencilerle, hocalarla, yöneticilerle yapay zekâyı hayatımıza, akademiye nasıl entegre edebileceğimizi konuşacağım. Tabii yapay zekâ hayatımıza yeni yeni giriyor. Girmesiyle birçok şeyi de etkiliyor.

    Akademide de yapay zekânın önemli rol oynayacağı kesin. Bunlar içerisinde öğrencilerin öğrenimine yönelik birtakım iyileştirme sağlayacağını düşünüyoruz.

    Yani her öğrencinin birtakım bilgileri öğrenmesi aynı olmuyor. Bazı öğrenciler okuyarak, bazıları görsel olarak daha iyi öğreniyor.

    Yapay zekânın da özelliklerini kullanarak öğrencilerin anlayışlarına göre öğrenme niteliklerine ve çeşitlerine göre birtakım programlar geliştirmek mümkün. Ve bunların ileride her dersin bir parçası olacağına inanıyorum” açıklaması yaptı.

    “Öğrenciler Amerika’da master derecesi alabiliyor”
    Akademisyenlerin de böyle bir sisteme adapte olmak zorunda olduklarını ifade eden Prof. Dr. Erdem Topsakal, “Yapay zekânın verdiği bütün imkânları kullanmak zorundalar. Her yıl kendilerini güncellemeleri gerekir.

    Atlas Üniversitesi ile yapay zekâyla ilgili herhangi bir çalışmaya henüz başlamadık. Ama bu seminerle ilk adımı atmış oluyoruz.

    Üniversite ile yaptığımız hızlandırılmış master programı ile öğrenciler 4 yıl burada lisansını bitirip Amerika’ya gelip master derecesi alabiliyorlar. Normalde master yapma fiyatı çok yüksek ancak bu anlaşmayla öğrenciler neredeyse yarı fiyatına böyle bir imkâna sahip oluyor” dedi.

  • Güzel Sanatlar Ekim Sergisi aldı

    Güzel Sanatlar Ekim Sergisi aldı

    19 ödüllü akademisyen sanatçı tarafından Kıbrıs Modern Sanat Müzesi için özel olarak hazırlanan “Güzel Sanatlar Ekim Sergisi”, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından açıldı. Serginin açılışına Lefkoşa Milletvekili Ürün Solyalı da katıldı.
    Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi’nde 10 Aralık’a kadar ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek sergi, resim, heykel, seramik ve baskı resimden oluşan 50 eseri sanatseverlerle buluşturuyor.

    Sergi aynı zamanda Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin 466’ıncı sergisi olma özelliğini taşıyor. Serginin açılışını yapan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, konuşmasına sergide emeği geçen tüm sanatçılara teşekkür ederek başladı.

    Cumhurbaşkanı Tatar, “Yakın Doğu Üniversitesi, bir eğitim kurumu olmanın ötesinde kültür ve sanatı özümseyen ve yaşatan bir değerler yuvasıdır” dedi.

    KKTC’nin tüm propagandalara rağmen Doğu Akdeniz’de güçlü bir Türk devleti olarak varlığını sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Dünyanın önde gelen üniversiteleri arasında yer alan Yakın Doğu Üniversitesi, sadece akademik başarılarıyla değil, sanat ve kültür alanında da ülkemizden sıkça söz ettiriyor” dedi.

    Yakın Doğu Üniversitesi’nin müzeleri ve sergileri ile binlerce eseri muhafaza etmesinin gelecek nesiller için büyük önem taşıdığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Kültür ve sanat, insanlığı ileriye taşıyan köprülerdir. Maddi değerlerin ve tüketimin peşinden koşulan bir dünyada, sanat ve kültür, bizlere özgürlüğün ifadesini sunar” ifadelerini kullandı.

    Her bir eserin özgür bir ortamda üretildiğini ve sanatçıların duygu, düşüncelerini açıkça yansıttığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, “Tüm bu eserler birer hazine niteliğinde. Bizler Kıbrıs Türk halkı olarak özgürlüğün, kültürün ve sanatın değerini çok iyi biliyoruz.

    Bu yüzden bu mirası daha da ileriye taşımayı hedefliyoruz” dedi.

    “Tüm bu eserler sanatın toplumla buluşmasında bir köprü görevi görürken, sanatın toplum üzerinde bıraktığı dönüştürücü etkiye de güç katacak”

    Üniversite Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ ise, “Sanatın farklı disiplinlerinden eserlerle bezenmiş bu özel sergi, yalnızca bir sanat etkinliği olmanın ötesinde ülkemizin kültürel mirasına olan bağlılığımızın bir nişanesi olarak çok değerlidir” dedi.
    Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yakın zamanda gerçekleştirdiği uluslararası temaslara değinen Prof. Dr. Şanlıdağ,

    “Cumhurbaşkanımız Sayın Ersin Tatar’ın Kırgızistan’da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Konseyi’nin 11. Zirvesi ile Belçika ve Polonya’daki temaslarında Yakın Doğu Üniversitesi’nin dünya sıralamalarındaki başarılarını ve ülkemizin yerli otomobili Günsel’in uluslararası arenada kazandığı başarıları vurgulamasını büyük bir gururla takip ettik.

    Bu vesileyle kendisine en içten teşekkürlerimizi ve şükranlarımızı sunuyoruz” dedi.

    Üniversitelerinin akademik başarılarına vurgu yapan Prof. Dr. Şanlıdağ, “Times Higher Education’ın birkaç hafta önce güncellediği ‘2024 Dünya Üniversiteleri Etki Sıralaması’nda ‘dünyanın en etkili ilk 300 üniversitesi’ arasında yer aldık.

    Aynı araştırmada ‘Eğitim Kalitesi’nde dünyada 6’ncı sırada, ‘Sürdürülebilir Şehir ve Toplumlar’ kategorisinde ise dünyanın en etkili 8’inci üniversitesi olarak gösterildik” dedi.

    Sanatı toplumsal gelişimin temel taşı olarak gördüklerini belirten Şanlıdağ, “Tüm bu eserler sanatın toplumla buluşmasında bir köprü görevi görürken, aynı zamanda sanatın toplum üzerinde bıraktığı dönüştürücü etkiye de güç katacak” dedi.

    “Sanat; insanın elinin, beyninin ve yüreğinin bir araya gelerek oluşturduğu estetik bir süreçtir”
    Konuşmasına sanatın özüne ve oluşum sürecine dair önemli vurgular yaparak başlayan Güzel Sanatlar Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erdal Aygenç ise, ünlü ressam Brullof’un öğrencisiyle olan konuşmasından alıntı yaparak, “Brullof, öğrencilerinden birinin çalışması üzerinde küçük bir düzeltme yapar.

    Öğrenci ise minik bir düzeltme ile tamamen değişen resme hayretle bakarak ‘Siz bir tek noktaya dokundunuz fakat eser ne kadar değişti?’ der. Brullof ise şu cevabı verir: ‘Sanat o küçük noktanın başladığı yerde başlar’. Gerçekten de bir eserin vücut bulmasında başlangıç noktası çok önemlidir.

    Ondan sonra her biçim, renk o sihirli noktanın etrafında şekillenir. Bu bakış açısı ile her sanat eseri adeta evrenin bir sembolüdür; kendi içinde her parça birbiriyle bağlantılıdır” diye konuştu.

    Prof. Dr. Aygenç, “Bir sanat eserini anlamak için sadece tek bir detaya bakmak yeterli değildir. Tıpkı evren gibi sanat da bir harmoniye sahiptir. Sanat insanın elinin, beyninin ve yüreğinin bir araya gelerek oluşturduğu estetik bir süreçtir. Amacı ise evreni ya da doğayı kopyalamak değil, onları yorumlamak, ifade etmek ve geleceği sezmekten ibarettir” dedi.

    Prof. Dr. Erdal Aygenç konuşmasını, “Her ay açtığımız sergilerle bir araya gelmemizi ve eserlerimizi paylaşmamızın yanında sanat üzerine söyleşmemizi sağlayan, enerjisini, motivasyonunu her daim hissettiğimiz Kurucu Rektörümüz Dr. Suat Günsel’e; Yakın Doğu Oluşum Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Günsel’e ve tüm Günsel ailesine bir kez daha en samimi teşekkürlerimi sunuyorum.

    Tüm katılımcı sanatçılarımızı ve sergi küratörü Prof. Erdoğan Ergün’ü kutluyorum” sözleri ile noktaladı.

  • 15 genç kadın sanatçının eserleri

    15 genç kadın sanatçının eserleri

    Türkiye’nin Ortak Mezuniyet Sergisi BASE 2024, sekizinci kez kapılarını açtı. Yeni sanatçıların keşfedilmesi misyonunu taşıyan sergide, ‘Bir Adım Var Vakfı’nın desteklediği 15 genç kadın sanatçının eserleri de sergileniyor.

    Şişli Belediyesi ev sahipliğinde, Bilgili Holding ana mekan sponsorluğunda ve Bilgili Sanat iş birliğiyle düzenlenen BASE 2024, 33 şehirden 40 üniversite mezunu 132 genç sanatçıyı sanatseverlerle buluşturuyor.

    Resim, fotoğraf, seramik, cam, heykel, video, yeni medya, grafik tasarım, geleneksel Türk sanatları gibi farklı disiplinlerde üretilen yaklaşık 150 eserin yer aldığı BASE 2024’te; Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı İpek Ilıcak Kayaalp tarafından kurulan Bir Adım Var Vakfı’nın (BAV) desteklediği 15 genç kadın sanatçının eserleri yer alıyor.

    BASE İstanbul sergisi, 1 Aralık’a kadar ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor.

    “Benim için sanatın en önemli yanı, insanları bağlayabilmesi”
    Bir Adım Var Vakfı sayesinde bu sene sergiye katılabildiğini belirten öğrenci Deniz Depecik, “Çizgi film- animasyon okuyan biri olarak ilk defa katılıyorum.

    Vakıf, maddi ve manevi destek verdi. Ayrıca daha önce çalışma şansı bulamadığım eğitmenlerle çalıştım. Bu yılki tema; “Sanat Ne Yapar?” Sanatın benim için ne anlama geldiğini anlatan bir eser yapmaya karar verdim. Benim için sanatın en önemli yanı insanları bağlayabilmesidir.

    O yüzden hem günlük projelerimden hem de okul projelerimden olan malzemeleri toplayıp bir figür üzerinde kolaj yaptım. Geçen sene yapmaya çalıştığım bu figür, kendini arkaya doğru yaslayıp kapanırken bu sene göğsünü açıp kendi içindeki enerjiyi gösterebiliyor.

    Amacım; yaptığım işleri, parçaları ve sevdiğim şeyleri birleştiren bu figürü gören insanların, bununla bir bağlantı kurabilmesidir” şeklinde konuştu.

    Eserinin kalp sembolünden oluştuğunu ifade eden bir diğer öğrenci Esin Nisa Akgünay, “İçerisinde bir labirent var. Bu aslında benim yolcuğumu ifade ediyor.

    Burada hayatımdaki zorluklar, güzellikler, çıkmazlar ve başarıya ulaşan bir yolculuğum var. Her labirentin içindeki piyano tuşları ise benim hayatta piyanomla beraber olduğumu temsil ediyor.

    Bir Adım Var Vakfı benim için özel bir vakıf. Bana çok güzel destekler sağlıyor. Bunun içinde onlara çok teşekkür ediyorum” dedi.

    Genç sanatçılardan ilham veren eserler
    Vakfın desteğiyle sergilenen 15 genç kadın sanatçının özgün eserleri, sanatı ve üreticiliğini buluşturuyor. Eserlerin isimleri ve sanatçıları ise şu şekilde: Arin Gözükara: Paralel Evrende Veganlık, Büşra Çırak: Yargı, Damla Akyüz: Görünmez Mahkeme, Defne Hadiş: Xıı’den Sonra, Trimming Time, Lucifer Match, Biomechanics, Sekiz Köşeli Yıldız, Deniz Depecik: Benden Bir Parça, Dilek Bozkaya: İsimsiz, Elif Yıldırım: Kendine Bakış, Esin Nisa Akgünay: Yolculuğum, Melis Sürüç: Golden Strings, Öykü Özcan: Alegori, Papatya Biter: Tears Of Nature, Ümran Aydın: Oluşum, Yağmur Aydemir: Eksik, Zehra Öztürk: Kavuşma, Buğu, Veda.

    Bir Adım Var Vakfı, 2021 yılından bu yana BASE’e destek veriyor
    BASE’e ilk kez 2021 yılında ‘kadın’ temasıyla 4 genç kadının eserlerini destekleyerek katılan Bir Adım Var Vakfı, bu yıl “Sanat Ne Yapar?” temasında, İstanbul başta olmak üzere İzmir’den Batman’a kadar farklı şehirlerdeki öğrencilere desteğini sürdürdü.

    2020 yılında başarılı genç kadın öğrencileri eğitim hayatları sırasında burslarla desteklemek, hayal ettikleri gelecek için doğru adımları atmaları konusunda onları teşvik etmek, doğru yönlendirmeler yapmak, meslek ve kariyer seçimlerinde rehberlik etmek amacıyla kurulan vakıf, kurulduğu yıldan beri 119 öğrencinin eğitim ve kişisel gelişimine destek oldu.

    Öğrencileri 12 ay kesintisiz burs desteği sağlayarak da destekleyen vakıf, genç kadın öğrencilere sağladığı aylık düzenli burs desteği ile Türkiye’de başarılı genç kadın öğrencileri her alanda destekleyen ve en çok maddi desteği veren sivil toplum kuruluşları arasında olma unvanını da taşıyor.

    Vakfın, genç kadınların akademi, bilim & teknoloji, girişimcilik, sanat ve spor branşlarından herhangi birinde yurt dışında katılacakları eğitim, staj, yarışma, kongre, sergi gibi alanlarda uzun dönem uluslararası öğrenme hareketliliklerini desteklediği bir program da bulunuyor.

    Program sayesinde genç kadınların yetkinliklerini geliştirip dünya vatandaşı olarak yurt dışında kendini ifade edebilmeleri hedefleniyor.

    Bir Adımla Dünyaya Genç Kadınların Uluslararası Hareketliliğini Destekleme Fonu’ndan Bir Adım Var Vakfı bursiyer ve mezunları olan genç kadınlar yararlanabiliyor.

    Bir diğer program ise yetkinlik bazlı uzman programları olarak öne çıkıyor. Alanında uzman kişilerce vakıftaki genç kadınların ihtiyaç ve taleplerine göre uzmanlar ile programlar düzenleniyor.

  • ‘Kadın için Teknoloji’ projesinde ‘İlham Veren Buluşmalar’ başladı

    ‘Kadın için Teknoloji’ projesinde ‘İlham Veren Buluşmalar’ başladı

    Sabancı Holding iştiraklerinden Teknosa, Türkiye’nin dört bir yanındaki kadınların dijital okuryazarlıklarını artırmak ve teknoloji kullanımında daha aktif hale gelmelerine katkıda bulunmak amacıyla 17 yıldır sürdürdüğü Kadın için Teknoloji projesinde yeni bir adım attı. Teknosa, Habitat Derneği iş birliğiyle hayata geçirdiği proje kapsamında, projeye katılan kadınlar ile iş hayatında fark oluşturan kadınları bir araya getirdiği ‘İlham Veren Buluşmalar’ı başlattı. Etkinliğin ilki, İstanbul’daki Facebook İstasyon Habitat Hub’ta yoğun bir katılımla gerçekleşti.

    “17 yılda 32 binden fazla kadının hayatına dokunduk”
    Açılışta konuşan Teknosa CEO’su Sitare Sezgin, Habitat Derneği ile birlikte Türkiye’nin en uzun soluklu teknoloji projesini yürüttüklerini belirterek, şunları söyledi: “Bu proje için 17 yıl önce yola çıktığımızda temel motivasyonumuz, ‘daha eşit ve güçlü bir geleceği toplumsal cinsiyet eşitliği ile kurabiliriz’ inancıydı. Biz kadınlar ülke nüfusunun yarısını oluşturuyoruz. Kalkınmamız, başarmamız ancak bizlerin hayatın her alanında eşit fırsatlara sahip olmasıyla mümkün. Teknosa olarak ‘Teknoloji erkek işidir’ algısını yıkmaya çalışıyoruz. Proje kapsamında şimdiye kadar Türkiye’nin dört bir köşesinden 32 binden fazla kadının hayatına dokunduk. Eğitimlerimize katılan kadınlar teknolojiyi kullanarak her türlü bilgiye daha kolay erişiyor, sosyal çevrelerini genişletiyor. İşlerinde ve e-hizmet işlemlerinde teknolojiyi aktif olarak kullanmaya başlıyor. Sosyal medya üzerinden el emeklerini, evde ürettiklerini tanıtmaya, satmaya başlıyor. Proje sayesinde kurulan ilişkiler sadece eğitimle sınırlı kalmıyor, zaman içinde başka iyiliklere de dönüşüyor. Projemizin kadınların dijital dünyaya adaptasyonunda önemli bir işlevi yerine getirdiğine inanıyorum. Proje kapsamında bugün ilkini düzenlediğimiz ‘İlham Veren Buluşmalar’ etkinliğimizi 4 ayda bir farklı şehirlerde hayata geçirerek, büyütmeyi hedefliyoruz. Biz projemizde ilhamımızı hep kadınlardan aldık, almaya da devam ediyoruz. Kadının yapamayacağı, başaramayacağı hiçbir şey yok. Yeter ki o görünmez engelleri aşmak için güçlerimizi birleştirelim.”

    “Kadınlar teknoloji ile güçleniyor; sosyal hayat ve iş yaşamında dönüşümün öncüsü oluyorlar”
    Açılışta konuşan Habitat Derneği İcra Kurulu Başkanı Bora Caldu, Kadın için Teknoloji projesi ile ilgili şunları söyledi:
    “Teknosa ve Habitat Derneği ortaklığı ile gerçekleştirdiğimiz Kadın için Teknoloji projesi ile 17 yılda 32 binden den fazla kadına ulaşmanın gururunu yaşadığımızı belirtmek isterim. Kadın için Teknoloji Projesi kadınların teknoloji kullanımıyla hem bireysel hayatlarında hem de iş yaşamlarında dönüşüm yaşamalarını hedefliyor. Kadınların dijital becerilerini geliştirmelerini, teknoloji tabanlı iş fikirlerini hayata geçirmelerini ve toplumsal hayata katılımlarını artırmayı amaçlıyoruz. Kadın için Teknoloji projesinin bir alt çerçevesi olarak hayata geçirdiğimiz ‘İlham Veren Buluşmalar’ etkinlikleri, başarılı kadın girişimcileri katılımcılarla bir araya getirerek onlara umut dolu bir bakış açısı sunmayı amaçlıyor. Bu projede Teknosa ile 17 yıldır ortaklık yapıyoruz ve daha uzun yıllar kadınların teknoloji yetkinliklerini geliştirmek için ortaklığımızı büyüterek çalışmaya devam edeceğimize inanıyoruz.”

    Fark oluşturan kadınlar anlattı
    Etkinlik kapsamında düzenlenen ‘Ben Nasıl Başardım’ panelinin konuğu BigChefs kurucusu Gamze Cizreli oldu. Cizreli, Teknosa CEO’su Sitare Sezgin’in sorularıyla iş hayatında bir kadın olarak önüne çıkan engelleri nasıl aştığını anlattı. ‘İlham Veren Kadınlar Paneli’nde ise Habitat Derneği’nden Elif Yıldırım Başer’in moderatörlüğünde, Otama Kırkpınar kurucusu Merve Özkorkmaz, Hipokid kurucusu Evren Büyük Kepkep ve Development Minds kurucusu Doç. Dr. Gülgönül Bozoğlu Batı, hikayelerini katılımcılarla paylaştı.

    Teknosa, ‘İlham Veren Buluşmalar’ etkinliği katılımcıları için Aydın Nazilli ağaçlandırma sahasına fidan bağışı yaptı.