Kategori: İstanbul

  • 7 kedi vahşice öldürülmüş halde bulundu

    7 kedi vahşice öldürülmüş halde bulundu

    İstanbul Eyüpsultan’da 4’ü yavru 7 kedi parçalanmış halde bulundu.

    Olay, Yeşilpınar Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre Sinan Bişkin (21), kedileri beslemek için metruk binanın bulunduğu arsaya gitti. Bişkin, arsada 4’ü yavru 7 kedinin parçalanmış halde olduğunu gördü.

    Durumu hemen polis ve belediye ekiplerine bildiren Bişkin, o anların görüntüsünü telefonuyla kaydetti. Olay yerine gelen polis ekipleri çevrede inceleme yaptı. Olaydan sonra metruk binanın ekipler tarafından yıkıldığı öğrenildi.

    Arsa üzerinde 4 yavru kedinin annesi olduğu öğrenilen bir kedinin de yavrularını aradığı görüldü. Muhalle sakinlerinin bu olaydan dolayı üzgün oldukları ve biran önce bu katliamı yapanların bulunmasını istedi.

    “KEDİLERİ ÖLÜ HALDE BULDUM”

    Arsada kedileri besleyen Sinan Bişkin, “Kedileri besliyordum. Beslemeye gittiğimde kedileri ölü halde buldum. Burada çok sayıda kedi vardı. Bir kısmını öldürmüşler. Kafaları kopmuş, paramparça olmuş halde buldum. Hayvan hakları biran önce gelmesini istiyorum. O anların videosunu çektim. Gerekli yerlere de gönderdim. Annesi yavrularını arıyor” dedi.

    “KEDİLERİ KESİP ATMIŞLAR”

    Mahalle esnafı Fatih Yılmaz, “Bende burada esnafım. kedileri besliyorduk. Mahallenin kedileriydi. Kimseye bir zararları yoktu. Bizde polislerin geldiğinde öğrendik. Kedileri kesip atmışlar. Bizde çok üzgünüz. Bunu nasıl yapıyorlar? Akıl alacak gibi değil. Mahalleli olarak suyunu verip yemini alıyordu” diye konuştu.

    “YAPILAN KATLİAMI NEFRETLE KINIYORUM”

    Kedilere arka camından besleyen lokanta sahibi Hakan Ali Kılıç, “Hayvanlar camın önüne geliyorlardı. Bizde yemek işleriyle uğraştığımız için bir şeyler veriyorduk onlara. Verdiğimiz saatlere alışmışlardı. Aynı saatte sürekli geliyorlardı. Hayvanların katledilmesini görmedim. Komşularımızdan duyduk. Ekipler geldi. Hayvanları alınca haberimiz oldu. Çok üzüldüm. Bizde onlara alışmıştık. sokak hayvanlarının yaşamaları kış mevsiminde zor. Yasa ve kanunların hayvanları koruyacağı inancındayım. Yapılan katliamı nefretle kınıyorum. Suçluların bulup cezalandırılmasını ve aynı şeylerin tekrar olmamasını temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.

  • İmamoğlu ile taksiciler arasında gergin anlar

    İmamoğlu ile taksiciler arasında gergin anlar

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu ile bir grup taksici arasında gerginlik yaşandı.

    İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen toplantı UKOME toplantısı öncesi taksiciler ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu arasında gergin anlar yaşandı. Toplantı öncesinde kongre merkezi önüne gelen bir grup taksici ile Ekrem İmamoğlu arasında tartışma çıktı. Taksiciler, İmamoğlu’na, “Esnaf can çekişiyor, burası muz cumhuriyeti değil” dedi. Kısa süreli tartışmanın ardından İmamoğlu içeriye girdi. Ancak grubun yuhalaması üzerine Ekrem İmamoğlu tekrar dışarıya çıktı. Gruba yönelen Ekrem İmamoğlu, “Kimi yuhalıyorsun sen, kimi yuhalıyorsun sen. Kim, hanginiz yuhaladı” diye bağırdı. İmamoğlu daha sonra toplantı için içeriye girdi.

    “GÖRÜNTÜLERİ SİLDİRMEYE ÇALIŞTILAR” İDDİASI

    Bu sırada da cep telefonları ile kayıt yapanların yanlarına gelen bir kişi, görüntüleri silme konusunda ısrar etti. Kongre merkezine gelen İGA Taksi Kooperatif Başkanı Fahrettin Can ve Yeni Nesil Taksiciler Kooperatifi başkanı Kıyasettin Telli, İmamoğlu’nun verdiği talimatla içeri alınmadıklarını öne sürdü.

    “ESNAF HİÇ BEKLEMEYECEĞİMİZ ŞEKİLDE SAYIN BAŞKAN’N TEPKİSİYLE KARŞILAŞTI”

    Yaşananlarla ilgili konuşan Kıyasettin Telli, “Burada taksici esnafı toplandı, çünkü hayati bir karar alınacaktı UKOME’de. Esnaf, seçimden önce, ‘Ben sizin ekmeğinize asla ortak olmayacağım, gelişmenizde teknoloji olarak standart olarak destek vereceğim’ diyen sayın Ekrem İmamoğlu’nun bu vaatlerini tutmayarak, zaten perişan halde olan bir pandemi süreci yaşıyoruz, bu mağdur durumda bizi daha mağdur neden ediyorsun diye sayın başkana söylemleri oldu. Bu arada esnaf hiç beklemeyeceğimiz şekilde sayın başkanın tepkisiyle karşılaştı. Bir ya da birkaç kişi yuhaladı başkanı. Bir yöneticiye yakışmayacak bir şekilde dönüp tekrar ‘kim beni yuhaladı’ diye esnafın üzerine yeltendi” dedi.

    “BİZİ 3 MARKA KÜÇÜK ARACA MAHKUM EDİYOR”

    “Sonra korumaları araya girdi” diyen Telli, “Nihayetinde burada bir karar çıkacak, Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir, bir her zaman için hukuka da saygılıyız. Temsilciler var içeride. Bizim de bir tane temsilcimiz var masada, Türkiye Şoförler Federasyonu olarak sayın oda başkanımız içeride. Biz içeride devlet kurumları ve yetkililerinin hukuka uygun bir karar vereceğine inanıyoruz. Bizim burada sayın belediye başkanımızdan beklentilerimiz var. Bizi 3 marka küçük araca mahkum ediyor, bize teknoloji vermiyor, bizim yapmamıza da izin vermiyor. Kamuoyu bunu bilmiyor. Bugün Taksiciler Esnaf Odası bir dijital uygulama yapmak istese, İstanbul Büyükşehir Belediyesi buna izin vermiyor, bir yönerge çıkarmış ‘yasak’ diyor. Bizi küçük araca mahkum ediyor, sonra da televizyona çıkıyor, ‘taksicinin arabası kötü, teknolojiyle çalışmıyor’ diye şikayet ediyor” şeklinde konuştu.

  • Avcılar’daki silahlı saldırı… Şüphelinin yakalanma anı kamerada

    Avcılar’daki silahlı saldırı… Şüphelinin yakalanma anı kamerada

    AVCILAR’da uğradığı silahlı saldırıda ağır yaralanan yabancı uyruklu işçi ile ilgili yürütülen çalışmalarda şüpheli iki kişi yakalandı. Şüphelilerden birinin yakalanma anı polis kamerasına yansıdı.

    Olay, Avcılar ilçesi Denizköşkler Mahallesi Ahmet Kaya Caddesi önünde 2 Kasım’da saat 22.40 sıralarında meydana geldi. Cadde üzerinde yürüyen Çin Halk Cumhuriyeti vatandaşı Yusufujıang Aimatijiang, yanına yaklaşan Azerbaycan uyruklu Aliyev T.(29)’un silahlı saldırısına uğradı. Şüpheli olayı gerçekleştirdikten hemen sonra olay yerinden kaçtı. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Boynundan ağır yaralanan Aimatijiang, hastaneye kaldırıldı. Hastaneye kaldırılırken polis ekiplerine vuran kişiyi tanımadığını belirtti. Aimatijiang’ın yoğun bakımda olduğu ve hayati tehlikesinin sürdüğü öğrenildi.

    YAKALANMA ANI KAMERALARA YANSIDI

    Asayiş Şube Cinayet Büro Amirliği yaptığı incelemede şüphelinin olaydan sonra Ömer I.(20) ile buluştuğunu ve Küçükçekmece Cennet Mahallesinde bir evde kaldığını tespit etti. 11 Kasım tarihinde yapılan operasyonda şüpheli Aliyev T. kıskıvrak yakalandı. O anlar polis kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi. Şüphelilerden Ömer I., 20 Kasım tarihinde polis karakoluna gelerek teslim oldu. İki şüpheli adli sevk işlemlerinin ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    Bu arada saldırıya uğrayan Yusufujıang Aimatijiang’ın Doğu Türkistan’da yaşananlarla ilgili olarak 2 yıl önce bazı televizyon kanallarına demeç verdiği öğrenildi.

  • Şişli Belediye Başkan Yardımcısına terörden gözlatı

    Şişli Belediye Başkan Yardımcısına terörden gözlatı

    İstanbul’da 27 ayrı adreste PKK/KCK terör örgütüne yönelik düzenlenen operasyonlarda Şişli Belediye Başkan Yardımcısı C.Y.’nin de aralarında bulunduğu 19 kişi gözaltına alındı.

    PKK/KCK terör örgütü faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve engellenmesine yönelik yapılan çalışmalar kapsamında İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne (TEM) bağlı polis ekipleri, il genelinde sabaha karşı 27 farklı adrese operasyon düzenledi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında sözde kadro düzeyinde faaliyet gösteren 25 şüphelinin yakalanmasına yönelik düzenlenen operasyonlarda 19 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Şişli Belediye Başkan Yardımcısı C.Y.’nin de olduğu öğrenildi. Şüphelilerin UYAP sorgulamalarında bir kişinin “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan aranması olduğu belirlendi. Adreslerde yapılan aramalarda ise 1 adet 7.65 çapında ruhsatsız tabanca, tabancaya ait 1 adet şarjör, 102 adet fişek ile çok sayıda örgütsel doküman, dijital materyal ve örgütsel bez parçaları ele geçirildi. Gözaltına alınarak emniyete götürülen şüphelilerin buradaki işlemleri sürüyor.

  • Ayasofya Camisi’nde figürler gün yüzüne çıktı

    Ayasofya Camisi’nde figürler gün yüzüne çıktı

    Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’nde 2013’ten bu yana kurulu olan iskelenin sökülmesinin ardından alandaki Serafim Meleği figürü, tarihi vaiz kürsüsü ve mahfil de yeniden gün yüzüne çıktı.

    Ayasofya Camisi’nde Serafim Meleği figürü, vaiz kürsüsü ve mahfil yeniden gün yüzüne çıktı.

    Danıştay 10. Dairesi’nin Ayasofya’nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etmesinin ardından Diyanet İşleri Başkanlığına devredilerek Cumhurbaşkanı Kararı ile 24 Temmuz Cuma günü yeniden ibadete açılan Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde bakım ve restorasyon çalışmaları devam ediyor.

    Çalışmalar kapsamında Ayasofya’daki iç duvarların onarımı için 2013’te kurulan iskele söküldü. İskelenin kaldırılmasının ardından tarihi vaiz kürsüsü ve mahfil ile kubbe altındaki Serafim Meleği figürü de yeniden görünür hale geldi.

    Cami içerisindeki panel ise zemindeki mermerler üzerinde yürütülen bakım ve onarım çalışmaları nedeniyle bir süre daha kalacak.

    Fatih döneminden 19. yüzyılın ortasına kadar açık bırakıldı

    Uzun dönem Ayasofya’daki bakım ve restorasyon çalışmalarına katılan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Fırat Diker, tarihi yapıda bulunan eserleri değerlendirdi.

    Eski Ahit’e göre tanrının tahtını koruyan altı kanatlı melekler olan Serafim’in, Hristiyan teolojisinde geçtiği için fresk ve minyatürlerde yer yer kullanıldığını belirten Diker, “Serafim melekleri Ayasofya ana kubbesinin altındaki dört pandantifte yer almaktadır. Bunlardan sadece yüzü açık olan ile hemen sağ yanındaki mozaik bezemedir. Diğer ikisinin mozaik süslemeleri depremlerden ötürü döküldüğü için sonradan kalem işiyle tümlenmiştir ve yüzleri yoktur.” dedi.

    Serafim meleklerinin Ayasofya’nın ilk inşa edildiği döneme yani 6. yüzyıla tarihlendirilebileceğini dile getiren Diker, Bizans sanatının bu yüzyılda melek figürüne aşina olduğunu kaydetti.

    Camideki Serafim meleklerinin yüzlerinin fetihten sonra açık olarak kaldığını anlatan Diker, şöyle konuştu:

    “Serafim meleklerinin yüzleri, Fatih Sultan Mehmet’ten Sultan Abdülmecit dönemine yani 19. yüzyılın ortalarına kadar yaklaşık 400 yıl boyunca açıktaydı. Gerek Evliya Çelebi’nin anlatımında gerekse sonraki dönemlerde Ayasofya iç mekanını resmetmiş Avrupalı seyyahların betimlemelerinde bu meleklerin yüzleri açık görülmektedir. Ancak 1847-49 yılları arasında Ayasofya onarımlarını yürüten İtalyan asıllı mimar Fossati tarafından bunların yüzü sıvanıp maskeyle örtülmüştür. Bugün gördüğünüz Ayasofya’nın tavan ve yarım kubbe süslemelerinde Fossati’nin dekorasyon anlayışı oldukça baskındır ve mevcut durum Ayasofya’nın Klasik Osmanlı cami görünümünden farklıdır.”

    Diker, 2009’da İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğünde görevli olduğu dönemde yürüttükleri Ayasofya ana kubbe mozaikleri restorasyonu ve konservasyonu kapsamında mozaik figürünün yüzündeki maskeyi kaldırıp sıvayı kaldırdıklarını söyledi.

    Fossatti onarımlarıyla kapatılan meleklerden birisinin yüzünün yürüttükleri çalışmayla tekrar gün ışığına çıkarıldığını ve bu mozaiğin Cumhuriyet tarihinde Ayasofya’da gün yüzüne çıkartılan son mozaik olduğunu anlattı.

    Kürsü 16. yüzyılın sonlarından kalma

    Doç. Dr. Hasan Fırat Diker, vaiz kürsüsünün 16. yüzyıl sonlarında yapılmış olabileceğini ve yaklaşık 350 yıl boyunca vaazlarda kullanıldığını aktardı.

    Aynı bölgedeki mahfilin de vaiz kürsüsüyle aynı dönemlerde yapıldığını anlatan Diker, “Bunların iç mekanda birden fazla olması, Ayasofya iç mekanının akustiğinden ötürü, imam ve müezzinin sesleri yan ve arka mekanlara olması gerektiği gibi erişemediğinden, klasik Osmanlı camilerden çok daha fazla müezzin mahfiline ihtiyaç duymasıyla açıklanabilir.” diye konuştu.

    Devrin alimleri kürsüde vaaz verirdi

    İstanbul Medipol Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet İpşirli, cuma günlerinde kalabalık cemaate namazdan sonra vaaz edilmesinin Osmanlılarda bir gelenek olduğunu belirterek, Ayasofya-i Kebir Camii’nde de “Ayasofya kürsü şeyhliği” makamının bulunduğunu ifade etti.

    Bu görevi yapanların aynı zamanda tekke şeyhi olması sebebiyle bu isimle anıldığını anlatan İpşirli, “Ayasofya kürsü şeyhleri padişah, vezir, şehzade, valide sultan camilerinde vaizliklerde bulunduktan sonra bu göreve getirilirlerdi. Bu alimler, o dönemde genellikle sadece Arapça olarak okunan ve Türkçe açıklaması yapılmayan hutbeleri cuma namazından sonra yaptıkları vaazlarla halka açıklarlardı. Kürsü şeyhleri şeyhülislamlık makamı tarafından tayin edilir ve kendilerine vakıf gelirlerinden dolgun ücret ödenirdi.” şeklinde konuştu.

    Ayasofya kürsü şeyhlerinin protokolde de önlerde yer aldığını belirten İpşirli, şeyhlerin hükümdarla birlikte sefere katılıp bazen sohbet ettiklerini dile getirdi.

    Prof. Dr. İpşirli, Osmanlı’nın son dönemlerinde iyi yetişmiş ve hitabeti güzel şeyh bulunamaması üzerine bu göreve tekke dışından alimlerin atandığını kaydetti.

    Bu arada, 2018’de hayatını kaybeden Bizantolog ve sanat tarihçisi Prof. Dr. Semavi Eyice’nin, Ayasofya’ya ilişkin bir makalesinde, kürsü ve yakınındaki mahfilin 16. yüzyılın sonralarında Sultan III. Murad zamanında yapıldığı yer alıyor.

  • Kadıköy’de polis KADES’i tanıttı, kadınlara karanfil dağıtıldı

    Kadıköy’de polis KADES’i tanıttı, kadınlara karanfil dağıtıldı

    KADINA Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında polis ekipleri Kadıköy’de 7 farklı noktada stant kurarak, Kadın Destek Uygulamasını (KADES) tanıttı. Ekipler ayrıca bilgilendirmeler yaptığı kadınlara karanfil dağıttı.

    Kadıköy’de polis ekipleri, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Dairesi Başkanlığınca hayata geçirilen KADES uygulamasını tanıtmak amacıyla 7 farklı noktada stant kurdu. Bağdat Caddesi’nde kurulan stantta polis ekipleri, cadde üzerinden geçen kadınlara uygulama hakkında bilgilendirmeler yaptı. KADES uygulaması hakkında konuşan bir kadın, “Uygulamayı yeni öğrendim işin açıkçası. Ama tabi böyle bir şeyin yapılmış olması çok kıymetli. Ben de her platformda destekliyorum özellikle kendi üye olduğum STK’larda.” dedi.

    Bir başka kadın ise, “Uygulamayı çok yerinde buluyorum. Belki bizim çevremizde yoktur ama kırsal yerlerde maalesef var. Konuşamayan da vardır. Eğitimlisi eğitimsizi de görüyor maalesef. Güzel bir uygulama bence.” diye konuştu.

    İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Dairesi Başkanlığınca hayata geçirilen KADES uygulaması kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda tek tuşla kolluk kuvvetlerine ulaşabilme imkanı sağlıyor. Akıllı telefon kullanıcısı bir kadının, Google Play Store ve Apple Store uygulamasından indireceği “Kadın Destek Uygulamasını (KADES)”, T.C. Kimlik Numarasını girerek ve sonrasından EGM serverlarından gelen aktivasyon kodu ile aktif hale getirebileceği uygulama ile aile içi ve kadına yönelik şiddet mağduru kadınların acil durumlarda cihaz konum bilgisini açarak bir tuşla 155 Polis İmdat Acil Çağrı Merkezine ulaşarak, yardım çağrısının yapıldığı olay yerine en yakın ekip veya devriyenin sevk edilerek olaya müdahalesi sağlanacak.

  • Belediye Kızılay işbirliğinde 4 günde 400 ünite kan toplandı

    Belediye Kızılay işbirliğinde 4 günde 400 ünite kan toplandı

    Kızılay ile ortak kan bağışı kampanyası düzenleyen Kağıthane Belediyesi, 4 günde 400 ünite kan topladı. Bağışlanan kanlar bin 200 kişiye umut olacak.

    Kızılay ve Kağıthane Belediyesi ortaklaşa kan bağışı kampanyası düzenledi. Birçok insanın hayata yeniden bağlanmasını sağlayan kan bağışı kampanyasıyla, kan stoklarının yeterli durumda tutulması hedeflendi. İlçenin birçok farklı noktasında 4 gün boyunca süren kan bağışı kampanyalarında toplam 400 ünite kan toplandı. Kanlar, laboratuvarlarda eritrosit, trombosit ve plazma diye 3 ürüne ayrıştırıldı.1 kişi kan bağışı yaptığında aslında 3 hastaya hayat veriyor. Böylelikle Kağıthane’de bağışlanan kanlar bin 200 insana umut olacak.

    “SAĞLIKLI BİR HAYAT İÇİN KAN VERMEYE DAVET EDİYORUM”

    Kağıthane Belediye Başkanı Mevlüt Öztekin ilçedeki kan bağışı çadırlarını gezerek çalışmaları inceledi. Özellikle kış aylarında kan stoklarının azaldığına dikkat çeken Başkan Öztekin, ”Buna bir de pandemi eklenince kan stoklarının önceki yıllara göre daha da azaldığını öğrendik ve böyle bir kampanya başlattık. Bağışta bulunan vatandaşlarımıza teşekkür ediyor ve herkesi daha sağlıklı bir hayat için kan vermeye davet ediyorum” diye konuştu.

  • İstanbul’un yangın raporu: En büyük nedeni, en fazla yangın çıkan ilçeler…

    İstanbul’un yangın raporu: En büyük nedeni, en fazla yangın çıkan ilçeler…

    İSTANBUL’da bu yıl yangın sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,6 azalırken yangınların en büyük nedeninin sigara ve elektrik kontağı olduğu açıklandı.

    İstanbul’da, 2020 yılının ilk 10 ayına ait yangın verilerini açıkladı. Verilere göre, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yangın sayısı, yüzde 7,6 azaldı. İstanbul İtfaiyesi, 2020 yılının ilk 10 ayında yangın, sıkışmalı trafik kazası, can kurtarma, su baskını gibi toplam 55 bin 419 olaya müdahale etti. İtfaiyenin açıkladığı verilere göre, yılın ilk 10 ayında İstanbul’da çıkan toplam yangın sayısı, 17 bin 697 olarak kaydedildi. Geçen yıl ise bu sayı 19 bin 161’di. İstanbul’daki 10 yangından 7’si sigara ve elektrik kontağı nedeniyle çıktı. Sigaranın neden olduğu yangınlar, toplam yangın sayısının yüzde 40,55’ini oluşturuyor. Yangınların yüzde 68,5’i Avrupa yakasında, yüzde 31,5’u ise Anadolu yakasında meydana geldi. Avrupa yakasında en çok yangın çıkan ilçe Esenyurt, Anadolu yakasında ise Pendik olarak kaydedildi.

    EN ÇOK YANGIN AVRUPA YAKASINDA ESENYURT, ANADOLU YAKASI’NDA PENDİK’TE ÇIKTI

    İstanbul İtfaiye Daire Başkanı Remzi Albayrak, “İtfaiye Daire Başkanlığı’nın iki ana müdahale müdürlüğü var. Avrupa Yakası ve Anadolu Yakası İtfaiye Müdürlükleri. Dolayısıyla kendi içimizde de bu yangınlara müdahaleleri Avrupa Yakası ve Anadolu Yakası olarak ayırıyoruz. Avrupa yakasının personel açısından dağılımı yüzde 65 civarında, Anadolu yakasında yüzde 35 civarında. Sebebi şu, Avrupa Yakasındaki yangın sayımızın miktarı, Anadolu yakasındaki yangın sayısı miktarından daha fazla. Bütün çıkan yangınların yüzde 68 civarı Avrupa Yakasında, yüzde 31,8 civarı ise Anadolu Yakasında gerçekleşti. En fazla yangının çıktığı ilçemiz Avrupa Yakasında Esenyurt, en az yangının çıktığı ilçemiz ise Bakırköy. Anadolu yakasında ise en fazla yangın Pendik’te en az yangın da Adalar ilçemizde gerçekleşti” dedi.

    YANGINA EN ÇOK SİGARA NEDEN OLUYOR

    Kıyaslama yapıldığı zaman 2019 yılının ilk on ayıyla, 2020 yılının ilk 10 ayı arasında, yangın sayısında belli bir oranda düşüş olduğunu dile getiren Albayrak, “Aşağı yukarı yüzde 7.7 civarında bir düşüşümüz var. Bunun tabii farklı nedenleri var. Özellikle bizim İtfaiye Daire Başkanlığı bünyesinde yürütmüş olduğumuz, farkındalık ve bilinçlendirme eğitimleri neticesinde. Tabii bir de ilçelerin demografik yapıları, sanayileşme, bina stokunun kalitesi… Bunların hepsi önemli rol oynuyor. En çok yangın çıkma nedeni aslında sigara kaynaklı. Bizdeki yangınların yaklaşık olarak yüzde 40,55’i sigara kaynaklı yangınlar. İkincisi ise elektrik kaynaklı yangınlar. Bunlarda yüzde 26 civarında. Dolayısıyla toplamda baktığınız zaman aslında yangınların yüzde 68’e yakını hem sigaradan hem de elektrik kaynaklı yangınlardan oluşuyor. Yüzde 2,6 civarında da çocuklar yangına neden oluyor. Malumunuz özellikle bu pandemi sürecinde evde tıkalı kaldılar. Genellikle de her ne kadar böyle yıllara göre bakıldığı zaman azalma görünse de maalesef çocuklar, ateşle oynamayı seviyorlar” diye konuştu

    OLAY YERİNE ORTALAMA 5 DAKİKA 41 SANİYEDE ULAŞIYORLAR

    2020 yılının ilk 10 ayında, İstanbul İtfaiyesi’nin olay yerine ortalama ulaşma süresinin, 5 dakika 41 saniye olduğunu ifade eden Albayrak, şunları söyledi:

    “Uluslararası standartlarda aslında bu 6 civarındadır. Bizde 5,41 çıkmasının sebeplerinden bir tanesi de, çeper ilçeler dediğimiz Silivri, Çatalca, Şile, Beykoz, Sarıyer gibi ilçelerde özellikle yüzölçümü yüksek, yerleşimi daha az olan yerlerde, maalesef yangın çıktığı zaman oraya ulaşmak süremizi artıyor. Bu da ortalamayı da artırıyor aslında. Biz aslında 5,28 ila 5,31 arasında bir rekora sahibiz diyelim ama bunun için de çeşitli önlemlerimiz var. 124 itfaiye istasyonu var, Tuzla’dan ve Çatalca Binkılıç köyüne kadar dağılmış itfaiye istasyonlarımız var. Bunların 97 tanesi profesyonel, 27 tanesi de gönüllü itfaiye istasyonları. Bu çeper ilçelerde özellikle, çıkan yangınlara biran önce müdahale edilebilmesi anlamında gönüllü itfaiye istasyonlarımız, büyük rol oynamaktadır. Çünkü biz itfaiyecilerin bir mottosu vardır, biz deriz ki, ‘En büyük yangın bir kova suyla söndürülür’. Ancak bunu zamanında yaparsak. ”

    “VATANDAŞLAR İTFAİYE ARAÇLARININ GEÇİŞİNİ ENGELLEYEN PARK YAPMAMALI”

    Yangına müdahale için yola çıkan ekiplerinin, çeşitli zorluklarla karşılaştıklarını ve bunun da olay yerine ulaşma süresini uzattığını anlayan Remzi Albayrak, “Yani bizim başımıza hiç gelmez dememeli vatandaşlarımız. Özellikle araçlarını park ederken, bir itfaiye aracın geçebileceği mesafeye çok dikkat etmeliler. Yani park ettikten sonra şöyle dönüp bir bakmalılar ki, buradan bir itfaiye aracı geçebilir mi diye. Tabii bu vatandaşın üzerine düşen görev, bir de İlçe belediyelerimizin üzerine düşen görevler var. Bazı tedbirlerin alınması lazım, özellikle dönemeçlerde araçların park etmemelerini sağlamaları için çeşitli fiziksel önlemler almaları lazım. Bir de itfaiye Daire Başkanlığı’nın üzerine düşen görevler var. Bizim de, özellikle Tarihi Yarımada gibi böyle eski yerleşim alanlarında sokakların, caddelerin daha dar olduğu yerlerde, küçük itfaiye araçlarına ihtiyacımız var. Bu konuda da çalışmalarımız var, inşallah 2021’de, manevra kabiliyeti yüksek, ebatları daha küçük araçlarla en kısa sürede olay yerine ulaşmaya çalışacağız” dedi.

    “VATANDAŞLARIMIZ BİZLERE MÜRACAAT EDİP EĞİTİM ALABİLİRLER”

    Vatandaşların yangın konusunda bilinçlenmesi ve üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerektiğini vurgulayan Albayrak, “Gerek itfaiye eğitim merkezimiz, gerek AKOM, gerekse de Acil yardım ve Can kurtarma Müdürlüğü’ndeki eğitim merkezimiz kanalıyla, bir de itfaiye istasyonlarımız kanalıyla vatandaşlarımıza deprem, pandemi, salgın ve diğer doğal afetler konusunda eğitim vermekteyiz. Vatandaşlarımızın bu konulardaki bilincini ve farkındalığını arttırmak ve doğru davranış biçimlerini sergileyebilmeleri için eğitimler vermekteyiz. Vatandaşlarımız bizlere müracaat edip eğitim alabilirler. Özellikle deprem ve depremden kaynaklı yangınlar söz konusu olduğu zaman, geç kalmamak lazım. Mutlaka bu konuda bilinçlenmemiz ve farkındalığımızın artması lazım. Evet bize çok iş düşüyor ama vatandaşa da iş düşüyor” şeklinde konuştu.

  • Minibüste korku dolu anlar! “Aklımdan Özgecan geçti”

    Minibüste korku dolu anlar! “Aklımdan Özgecan geçti”

    İstanbul’da minibüsle Topkapı’ya gitmek isterken otogara götürülen Özbekistanlı Nodira M.(46) tüm yolcuların inmesinin ardından iddiaya göre şoförün tacizine uğradı. Minibüs şoförü İzzet A.(30)’nın, “Sana ev açarım” dediği kadının telefon numarasını alana kadar da kapıyı açmayarak minibüsten inmesine izin vermediği ileri sürüldü. Telefon numarasını vererek minibüsten inebildiği iddia edilen Nodira M.’nin şikayeti üzerine soruşturma yapan savcılık, minibüs şoförü İzzet A. hakkında 9 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle dava açtı. O, anlar minibüs kamerasına da yansıdı. Yaşadıklarını anlatan Nodira M. “Tek başıma kalınca aklımdan Özgecan geçti, çok korktum.” dedi.

    https://www.dailymotion.com/video/x7xod8k

    Özbekistan uyruklu Nodira M., 28 Temmuz 2020 günü Topkapı’ya gitmek istediğini belirterek Yüzüncüyıl Mahallesi’nden minibüse bindi. Bir süre ilerleyen minibüs, 15 Temmuz Demokrasi Otogarı’na gelince yolcular indi. Minibüste kimse kalmadığını gören Nodira M., minibüs şoförü İzzet A’ya “Ben Topkapı’ya gideceğim. Beni neden buraya getirdin? Neredeyiz biz?” diye sordu. Şüpheli şoför İzzet A. ise “Ben seni yanlış anladım, yanlış getirdim. Yol paranı veririm. Seni geri götürürüm, Topkapı minibüsüne bindiririm” diye cevap verdi. İddiaya göre minibüsün hareket etmesi sonrasında şoför İzzet A. “Sen nerelisin? Bana temizlikçi lazım. Tanışalım, arkadaş olalım. Para lazımsa veririm. Sana yardım ederim, para veririm” diyerek tacize başladı. “Sahip çıkarım, ev açarım, sana bakarım” diyerek tacizine devam eden şoför İzzet A.’nın sözlerinden rahatsız olan Nodira M, “Ne diyorsun, ben evliyim. İndir beni” diye karşılık verdi. Ancak minibüsü durduran şoför İzzet A. “Bir şey olmaz, evli olabilirsin. Numaranı ver tanışıp arkadaş olalım” diyerek müştekiyi taciz etmeye devam etti. Kapıyı açmayan şoför İzzet A., Nodira’dan telefon numarasını istedi. Şoförün ısrarla telefonunu istemesi ve kapıyı da açmamasından korkan Nodira M., telefon numarasını verdi. Şoför İzzet A. numarayı aldıktan sonra kapıyı açarak Nodira M.’nin inmesine izin verdi. Şoför İzzet A. daha sonra müşteki Nodira M’ye “Beni ara” şeklinde mesaj attı. Olayı öğrenen Nodira M’nin arkadaşlarının Minibüsçüler Federasyonu’nu arayarak durumu anlatmaları üzerine şoförün belgesi alınarak görevine son verildi. Nodira M. avukat Caner Şahin aracılığıyla Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

    İKİ SUÇTAN DAVA AÇILDI

    Olayla ilgili yürütülen soruşturma sonucunda şüpheli şoför İzzet A. hakkında dava açıldı. Hazırlanan iddianamede, şüpheli şoför İzzet A.’nın ifadesinde suçlamaları kabul etmediği yer aldı. Araçtaki kamera kayıtlarında ses kaydı olmadığı belirtilen iddianamede, müşteki Nodira M’nin şüpheliye iftira atmasını gerektirecek bir husumeti olmaması, şüpheli şoförün “Beni ara” mesajı atması dikkate alındığı kaydedildi. İddianamede, cinsel taciz içerikli söylemlerde bulunup kapıyı açmayarak Nodira M’nin bir süre inmesine engel olduğu ve sonra da mesaj atan şüphelinin “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” ve “Cinsel taciz” suçlarından 1 yıl 9 aydan 9 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Şüpheli İzzet A. önümüzdeki günlerde Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıkacak.

    “AKLIMDAN ÖZGECAN GEÇTİ ÇOK KORKTUM”

    DHA’ya konuşan Nodira M. olay günü saat 08.00’de minibüse bindiğini ve Topkapı’ya gitmek istediğini söylediğini belirterek yaşadıklarını şöyle anlattı: “Minibüs tıklım tıklım dolu olduğu için yolu takip edemedim. Sonunda minibüs boşaldı, tek başıma kaldım. Sordum şoföre, ‘Yanlış anladım, seni götüreceğim, başka minibüse götüreceğim ama önce tanışalım’ dedi. Kapıları açmadı. ‘Bırak beni gitmem lazım’ dedim. ‘Arkadaş olalım’ dedi, korktum tek başıma kaldığım için. Bağırsam mı bilemedim, saldırır mı, döver mi, tokat mı atar adamı tanımadığım için tedirgin kaldım. Psikolojim bozuldu. Benden telefon numaramı istemişti. Vereyim de kurtulayım dedim. Verdim. Ancak o zaman beni rahat bırakmadı. ‘Tanışalım, ev açalım, ne gerekirse yapacağım sana’ dedi. Beni bayağı tuttu. Beni başka durağa götürdü. Beni Topkapı minibüsüne bindirdi, öyle kurtuldum. Tek başıma kalınca aklımdan Özgecan geçti, çok korktum.” Şoförün babasının kendisini arayarak özür dilediğini söyleyen Nodira M. şoförün kendisinden özür dilemediğini bunun üzerine avukata başvurduğunu söyledi. Bir yerden bir yere giderken tedirginlik yaşadığını, otobüslerde kaç kişi kaldığını ve tek başına olup olmadığına baktığını anlatan Nodira M. “Biz yabancıyız diye bize kimse böyle davranamaz. 5-6 yıl oldu buraya geleli ilk defa böyle bir şey yaşıyorum. Psikolojim çok bozuldu. Adalet istiyorum. Bana böyle davranmaya kimsenin hakkı yok. Ben bir kadınım” dedi.

    O ANLAR MİNİBÜS KAMERASINA YANSIDI

    Olaya ilişkin anlar araç içi kameraya yansıdı. Görüntülerde, elinde cep telefonu olan Nodira M. ile şoför İzzet A’nın konuştukları, şoförün elinde telefon olduğu, arkasına dönerek Nodira M’ye bir şeyler söylediği, en sonunda şoförün kapıyı açması üzerine Nodira’nın minibüsten indiği görülüyor. Minibüsten inen Nodira’nın ardından şoförün de indiği ve yanına yaklaştığı görülüyor.

  • İstanbul Boğazı’nda yoğun sis

    İstanbul Boğazı’nda yoğun sis

    İstanbul Boğazı’nda sabah saatlerinde etkili olan yoğun sis hayatı olumsuz yönde etkiledi. Yoğun sis nedeniyle İstanbul Boğazı transit gemi geçişine kapatılırken, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ile 15 Temmuz Şehitler Köprüsü zaman zaman sisin içinde kayboldu. Beyaz örtüyle kaplanan İstanbul Boğazı’nda görsel şölen havadan fotoğraflandı.

    İstanbul’da sabah erken saatlerden itibaren yoğun sis etkili oldu. Etkili olan yoğun sis nedeniyle görüş mesafesinin zaman zaman sıfıra düşmesi nedeniyle İstanbul boğazı transit gemi geçişine kapatıldı. Yoğun sisin etkili olduğu İstanbul Boğazı’nda Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ile 15 Temmuz Şehitler Köprüsü zaman zaman tamamen beyaz örtüyle kaplandı. Araçlar köprü üzerinde güçlükle ilerliyebildi. Beyaz örtüyle kaplanan İstanbul boğazında oluşan görsel şölen havadan fotoğraflandı. İstanbul boğazında etkili olan yoğun sis saat 10.30 civarlarında dağıldı.