Kategori: İstanbul

  • Eski eşini uykusunda öldüren sanığın cezasına indirim!

    Eski eşini uykusunda öldüren sanığın cezasına indirim!

    İstanbul’da birlikte yaşadığı eski eşini uykusunda öldürmekle yargılanan sanık 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezada, sanığın sabıkasız oluşu nedeniyle ve tahrik hükümleriyle indirim yapıldı. Davaya müdahil olan Aile Bakanlığı, katile indirim yapılmamasını talep etmişti.

    İstanbul Fatih’te eski eşi Ayşe Özlem Bağdemir’i öldüren Tuncay Tezcan’a 15 yıl hapis cezası verildi. Mahkeme, sanığın cezasında indirim uyguladı.

    İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma savcı, sanık Tuncay Tezcan’ın boşandığı Ayşe Özlem Bağdemir ile yeniden birlikte yaşamaya başladıklarını söyledi.

    Taraflar arasında şiddetli geçimsizlik bulunduğunu belirten savcı indirim yapılmamasını istedi. Son sözü sorulan Tezcan, “Takdir yüce mahkemenindir” dedi. Mahkeme heyeti, sanığı “Kasten öldürmek” suçundan önce müebbet hapis cezasına çarptırdı.

    Sanığın sabıkasız oluşu ve tahrik altında cinayeti işlediği gerekçesiyle ceza 15 yıla indirildi. Genç kadının ailesi karara tepki gösterdi.

    ”BUNU SİZ İSTEDİNİZ”

    İddianameye göre, olay 24 Mayıs 2019’da saat 06.50 sıralarında meydana gelmişti. Maktülün oğlu sabah saatlerinde eve gelip yatak odasında annesini ağzı bantlı bir şekilde hareketsiz yatarken gördüğü, bu esnada babasının evden çıktığını ve annesini öldürmüş olabileceği yönünde polise ihbarda bulunduğu belirtiliyordu.

    Maktülenin boyun bölgesinden ağız bölgesine kadar sarılı olan kumaş ve üzerine yapışık vaziyette olan koli bantlarının ve yatağının başucunda da “Bunu siz istediniz” şeklinde el yazısıyla yazılmış not bulunduğu belirlenmişti. Sanık Tuncay Tezcan’ın ifadesinde, eşiyle 1993 yılında evlendiklerini, 2011’de boşandıklarını, 2015’te tekrar bir araya geldiklerini, karısının kendisini aldatması nedeniyle ayrıldığını, 2017’de çocuklarının ısrarıyla tekrar bir araya geldiklerini, çevresinin eşiyle yaşaması nedeniyle sürekli huzursuzluk verdiklerini, olay günü çok sayıda ilaç içtiğini, notu bu nedenle yazdığını, ilacın da etkisiyle maktülenin bağırmasını önlemek amacıyla hobi malzemesi olarak kullandığı bantla ağzını bantladığını, niyetinin eşini öldürmek olmadığını, niyetinin intihar etmek olduğunu söylediği yer almıştı. Polis tarafından mezarlıkta yakalanan sanık Tuncay Tezcan, çıkarıldığı mahkemece 27 Mayıs 2019’da tutuklanmıştı.

    Hakkında “Canavarca hisle veya eziyet çektirerek eşi kasten öldürme” ve “Kasten öldürme” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve müebbet hapis istemiyle dava açılan sanık Tezcan duruşmadaki savunmasında da eşinin kendisini aldattığını iddia ederek, “Eşimi herkesten çok seviyordum. Benim zaafımı kullandı. Gittiği zaman gelmiyordu. Yaptığı işlerle beni tahrik etti. Öldürmek istemedim. İlaçlar yüzünden sarhoş gibi olmuştum. Olanları hiçbir şekilde hatırlamıyorum” demişti.

  • İstanbul barajlarında dip suyu tehlikesi

    İstanbul barajlarında dip suyu tehlikesi

    İstanbul’da barajların doluluk oranı yüzde 30’un altına düşerek 29.43 oldu.

    Bilim Kurulu üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, suların şebekeye verilmeden önce fizikseli kimyasal ve biyolojik olarak ciddi testlerden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, bu seviyedeki sularda dip seviyesine yaklaşıldığı için ağır metaller bulunabileceği konusunda uyarılarda bulundu.

    İstanbul barajlarının doluluk oranı bugün itibariyle yüzde 29.43 seviyesinde. Alibeyköy Barajı’nda 24.21 seviyesindeki doluluk oranı, çekilen sularlar çok net şekilde gözükürken, tarihi su kemeri neredeyse tam boy görünüyor.

    Bilim Kurulu üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, barajların yüzde 30’un altındaki doluluk oranı ve bunun insan sağlığına etkileri konusunda, şu değerlendirmelerde bulundu:

    “Şebeke suyuna verilecek olan suların tahlillerinin tam olarak yapılası gerekiyor. Bu ister dip suyu olsun, isterse üst su olsun değişen hiçbir şey söz konusu değil. Bunların tamamının fiziksel, kimyasal ve biyolojik muayeneden geçirildikten sonra şebekeye verilmesi gerekiyor. Bu sırada başta klorlama ve filtreleme olmak üzere diğer mikro organizmalardan da arındırılması gerekiyor. Dip suyun şöyle bir riski elbette olabilir; suyun altına ağır maddeler çöker, partiküller çöker gibi gözükebilir. Fakat burada aslında önemli olan denizlerde de benzer durum geçerlidir; dipte en altta ağır metaller kalır eğer suda varsa. Yani cıva, demir gibi ağır metaller en altta kalır. Bu sularda bu tip riskler söz konusu olabilir. Bu nedenle mümkünse barajların dolu olması gerekir. Ancak tehlikeli seviye söz konusu olmayana kadar baraj içindeki tüm sular kullanılabilirdir” dedi.

    FİZİKSEL, BİYOLOJİK VE KİMYASAL TESTLER

    Prof. Dr. İlhan, “Fiziksel muayene, kimyasal ve biyolojik muayenenin yapılması koşuluyla. Fiziksel muayenede suyun berrak olup olmadığı, renginin olup olmadığı ki şeffaf olması, berrak olması gerekir, partikül içermemesi gerekir. Bunlara bakılır. Kimyasal muayenede özellikle demir ve cıva başta olmak üzere bunların var olup olmadığına bakılır. Bunların belli bir düzeyin üzerinde olmaması gerekir. Biyolojik muayenede ise hepimizin bildiği kanalizasyonla karışmış mı veya başla bir şey olmuş mu? Buna göre bakılır. Buna göre de klorlama, filtreleme yaparak verilir. Burada önemli olan suyun belli bir nitelikte ve kalitede olması. Suyun üst ya da orta kısmının aslında farkı yoktur. Ama bu standartları geçen suyun şebekeye verilmesi gerekiyor” diye konuştu.

    DİP SUYUNDA ANİ YAĞIŞTA RİSK ARTIYOR

    Prof. Dr. İlhan, suyun barajlardan şebekeye verilmeden önce testlerden geçmesi gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:

    “Eğer yetkili makamlar tarafından, suyu sağlayan kurumlar özellikle belediye tarafından bunun değerlendirmesi yapılıp temiz raporu veriliyorsa kullanmanın bir sakıncası yok elbette. Fiziksel, kimyasal ve biyolojik testlerden geçtiğinin raporu verildiyse. Ama şöyle durumlarda risk tabii ki de artabiliyor. Örneğin çok dip su kaldı ve aniden ayağmur yağdı. Daha çok çamurla karışık oldu. Bu sefer bu işlemler daha uzun sürdüğü için elbette risk artabiliyor. Barajlardaki suların ya da kullanıma verilen suların farklı istasyonlarda ölçümleri yapılıyor. Bu istasyonlardaki su değerine göre su şebekeye basılıyor. O yüzden öncesi yapılan kontroller doğru bir şekilde yapılıyorsa, klorlaması yapılıyorsa bu suları kullanmanın bir sakıncası yok. Fazla klorun zararı elbette olabilir ama burada yapılan klorlama doğrudan kişiye verilen klor tableti olmadığı için veya kullanacağımız suya kendimiz klorlama yapmayacağımız için çok düşük düzeyde şebekeye geleceğinden kişiler üzerinde bir olumsuz etkisi olmaz. Suyun resmen klorla dolması lazım ki yan etkileri olsun. Şu an böyle bir durumun söz konusu olduğunu düşünmüyorum.”

    HEPATİT A, KOLERA SALGINI

    Prof. Dr. İlhan, şöyle devam etti:

    “Yeterli kontrol yapılmazsa, yeterli klorlama örneğin biyolojik etkenler yönünden tüm su kaynakları için geçerli, su kaynaklı salgınlar karşımıza çıkabilir. Bunların başında hepatit A, kolera geliyor. Fiziksel olarak bakarsak berrak olmayan suyun kullanımı söz konusu olmaz. İnsanlar bunu kullanmazlar, fiziksel kirlilik diyoruz buna partikül içermesi durumunda. Kimyasal olarak ise ağır metal içeren suların kullanılmasında; ağır metal zehirlenmesine kadar giden durumlar söz konusu olabilir ama bu çok nadir gerçekleşebilir. Suyun özellikle bir kaynaktan kirlenmesi gerekir. Fabrika artıkları veya doğal olarak çok cıva, demir içeren kaynaklardan gelecektir veya arsenik içeren kaynaklardan ancak su bu şekilde kirli olacak. Genelde bu ağır metal zehirlenmeleri akut kullanımda değil de çünkü akut kullanımda birisinin ya sabotaj amaçlı ya da bir fabrikanın kaynaklarının bertaraf sularının buraya gelmiş olmasını bekleriz ya da sabotaj amaçlı olmasını bekleriz. Ama daha çok iyi kontrol edilmeyen sularda ağır metal zehirlenmeleri kronik hastalık olarak meydana gelebilir. Yani çok uzun süre cıvaya insanlar maruz kalabilir. Hem kadınlarda, hem erkekler ve gelişme çağındakilerde pek çok olumsuz etki söz konusu olabilir. Bu nedenle denetimin çok önemli olduğunu ve mutlaka doğru ev uygun bir şekilde yapılması gerektiğinin altını çizmek isterim.”

  • Sosyetenin yalıdaki cadılar bayramı partisine baskın

    Sosyetenin yalıdaki cadılar bayramı partisine baskın

    İstanbul, Bebek’te bir yalıdaki Cadılar Bayramı partisine polis koronavirüs baskını yaptı. Yalının çıkışında bekleyen filyasyon ekibi, her davetliye 930 TL para cezası kesti.

    Feryal Gülman ve Kemal Gülman’ın oğlu Aslan Gülman önceki gece Bebek’teki 250 milyon lira değerindeki yalılarında Cadılar Bayramı partisi düzenledi.

    Sosyal mesafe kurallarının uyulmadığı partiye yaklaşık 270 kişi katıldı. Gece yarısını geçmesine rağmen eğlencenin devam etmesi üzerine polis yalıya baskın yaptı.

    Partiyi terk edenler, fotoğraflarının çekilmemesi için yüzlerini gizlemeye çalıştı. Müşteri taşıyan taksiye binen bir davetli ise ‘yolun ilerinde inebileceğini’ söyleyerek olay yerinden kaçtı.

    Yalının çıkışında bekleyen filyasyon ekibi, her davetliye 930 TL para cezası kesti. Polisin gelmesiyle yalıyı terk edenler arasında yüzlerini saklamaya çalışanlar dikkat çekti.

  • Mecidiyeköy-Mahmutbey metrosu ilk 10 gün ücretsiz

    Mecidiyeköy-Mahmutbey metrosu ilk 10 gün ücretsiz

    Avrupa Yakası’nın ilk sürücüsüz metrosu Mecidiyeköy-Mahmutbey Metrosu, 28 Ekim Çarşamba saat 12.00’da seferlerine başlıyor. Hastanede koronavirüs tedavisi süren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, daha önce ilk 2 gün açıklanan ücretsiz hizmet süresini 10 güne çıkardığını açıkladı.

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, tedavi gördüğü hastaneden bir video paylaşarak, yarın açılacak Mecidiyeköy – Mahmutbey Metrosu ile ilgili olarak İmamoğlu “28 Ekim Çarşamba günü saat 12.00’den itibaren 10 gün boyunca ücretsiz olarak hizmetinizde olacak. Hepinize sağlıklı günler dilerim” dedi. İmamoğlu şunları söyledi: “Öncelikle hepinize sevgi ve saygılarımı gönderiyorum. Salgın sürecinde kendinizi sakınmaya özen gösterin. Bugün hastanedeki 4. günüm, her şey olumlu yönde gidiyor. Çok iyi hissediyorum. Tek üzüntüm sizlerden uzak kalmak.

    28 Ekim Çarşamba günü öğlen saat 12.00 itibarıyla Mecidiyeköy-Mahmutbey Metrosu İstanbulluların hizmetinde olacak. Arkadaşlarımız daha önce 2 günlük bir ücretsiz kullanım planlamışlardı. Düşündüm ve bu hattın 10 gün boyunca İstanbullulara ücretsiz kullandırılması gerektiğine karar verdim. Evet, bu hat alışkanlık yapsın diye 10 gün boyunca ücretsiz olacak. Hayırlı uğurlu olsun.”

  • Düğünde patlayan havai fişek kabusu oldu

    Düğünde patlayan havai fişek kabusu oldu

    İstanbul’da arkadaşının düğününe giden Selime Kılıç, havai fişeğin dizine saplanması sonucu sakat kaldı. Düğünde yaşanan korku dolu anlar cep telefonu kamerasına yansırken Kılıç’ın avukatı Selim Babaoğlu, 350 bin liralık tazminat davası açtıklarını belirtti.

    Olay 7 Temmuz 2019 tarihinde Sarıyer’deki bir düğün ve eğlence mekanında gerçekleşti. Arkadaşının düğününe davetli olarak katılan 30 yaşındaki Selime Kılıç’ın dizine gelin ve damat yolundaki patlatılan havai fişek saplandı. Hastaneye kaldırılan genç kadın ameliyatlar olmasına rağmen sakat kaldı. Selime Kılıç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Kılıç’ın avukatı Selim Babaoğlu, müvekkilinin hayatındaki değişiklikleri ve hukuki süreci anlattı.

    OLAY ANI KAMERAYA YANSIDI

    Selime Kılıç’ın geçen yaz düğün törenine davetli olarak katıldığını belirten Avukat Selim Babaoğlu, “Gelin ve damadın yürüme yolunda sağlı sollu volkan denilen havai fişekler bulunuyor fakat müvekkilimin bunlardan haberi yok. Diğer davetlilerin de muhtemelen çocuğunun bundan haberi yok. Havai fişekler patladığında içindeki metal tablalardan bir tanesi müvekkilimin diz kapağına saplanıyor ve müvekkilim yere düşüyor” dedi.

    https://www.dailymotion.com/video/x7x33j3

    Olay anına ilişkin görüntülerin de mevcut olduğunu kaydeden Avukat Babaoğlu, “Mekan sahibinin gerek patlamadan önce gerek patlamadan sonra herhangi bir tedbir almadığı görülüyor. Zira ilk müdahale araçtan aldıkları ilk yardım ekipmanlarıyla yapılıyor. Mekan sahiplerinin ve ateşli gösteriyi yapan kişilerin herhangi bir ekipmanı da bulunmuyor. Savcılık dosyasında da bu mevcut. Müvekkilimiz o gün apar topar hastaneye kaldırılıyor, ardından bir dizi ameliyat geçiriliyor. Tabiri caizse protez diz, yeniden yapılıyor” dedi.

    DOKTOR RAPORUNA GÖRE ARTIK HİÇ KOŞAMAYACAK

    Selime Kılıç’ın şu an için merdiven çıkmadığına da değinen Babaoğlu “Doktorların raporuna göre bundan sonraki hayatında hiç koşamayacak. Bu kazadan ötürü daha önce kira vermeden annesine ait bir evde otururken merdiven inip çıkamadığı için tedavi sürecinde kiraya çıkmak zorunda kalıyor. Kira bakımından da bir yük yükleniyor, keza kazadan önce sahada çalışırken müvekkilim kazadan sonra oturarak çalışacağı bir işe geçmek zorunda kalıyor. İşini de değiştirmek zorunda kalıyor. Bundan sonra o iş yerinden çıktığı takdirde girebileceği işler de sınırlı hale geliyor. Yani ekonomik geleceği de tamamen etkilenmiş oluyor müvekkilimin” diye konuştu.

    350 BİN DEĞERİNDE TAZMİNAT DAVASI AÇTIK

    Müvekkilinin henüz 30 yaşında olduğunu dile getiren Babaoğlu “Müvekkilimin eş bulma ihtimali de kazadan ötürü düşüyor. Birincisi bacağında sabit bir iz var, koşma imkanı yok. Bacağını bükemiyor ve tamamen açamıyor. Bundan sonraki hayatının hiçbir döneminde bunları yapamayacak. Biz İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk. Burada sorumlu olarak organizasyonu denetlemekle yükümlü olan mekan sahibinin, organizasyonu hazırlayan firmanın ve ‘Volkan’ denilen havai fişekleri üreten firmanın ayrı ayrı sorumluluğu var. Biz hem ceza davası açtık hem de şimdilik 350 bin liralık maddi ve manevi tazminat davası açtık. Müvekkilimizin de bir an önce mağduriyetinin giderilmesini talep ediyoruz. Zira hiç yaşamaması gereken bir olay hem de güzel bir günde yaşanmış ve hayatı sonsuza kadar değişmiş” ifadelerini kullandı.

  • Otobüste mastürbasyon yapan şüpheli adliyeye sevk edildi

    Otobüste mastürbasyon yapan şüpheli adliyeye sevk edildi

    İstanbul’da İstinye Dereiçi-Kabataş arasında sefer yapan İETT otobüsünde etrafındaki diğer yolculara aldırmadan mastürbasyon yapan şüpheli M.R.Ö. gözaltına alınmıştı. İşlemleri tamamlanan şüpheli adliyeye sevk edildi.

    Olay, dün saat 14.00 sıralarında İstinye Dereiçi-Kabataş hattında sefer yapan İETT otobüsünde meydana geldi. Otobüste etrafında bulunan yolculara aldırmayan M.R.Ö. isimli kişi, oturduğu koltukta mastürbasyon yaptı. Hemen solundaki kadın yolcu o anları cep telefonuyla kaydetti. İğrenç görüntüler üzerine şüpheli gözaltına alındı. Emniyette sorgulanan M.R.Ö. işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

  • Bayılan kağıt toplayıcısı ayılınca sağlıkçılara saldırdı

    Bayılan kağıt toplayıcısı ayılınca sağlıkçılara saldırdı

    İstanbul Beşiktaş’ta cadde üzerinde bayılan kağıt toplayıcısı için uzun süre ambulansın gelmesi beklendi. Gelen sağlık görevlileri bayılan kişiye müdahale edince birden ayılan kişi sağlıkçılara saldırdı. Araya zabıta ve polis ekibinin girmesiyle güçlükle polis aracına bindirilen kişi polis merkezine götürüldü.

    Beşiktaş Çırağan Caddesi üzerinde öğle saatlerinde yerde baygın halde bir kişinin olduğunu görenler durumu polise ve sağlık ekiplerine haber verdi. Sağlık ekiplerinin gelmesi beklenirken yoldan geçen Beşiktaş Zabıta ekipleri durarak yol emniyetini aldı. Zabıta ekiplerinin haber vermesiyle Beşiktaş Arama kurtarma ekibinden bir kişi gelerek yerde yatan kişiyi kontrol etti.

    UZUN SÜRE BAYGIN YATTI; AYILINCA SAĞLIK EKİBİNE VE POLİSE SALDIRDI

    Yoldan geçen vatandaşlar şaşkın bakışlarla yerde yatan kişiyi izledi. Bir süre sonra olay yerine gelen sağlık ekipleri yerde yatan kişiye müdahale etmek istedi. Bu sırada birden ayılan kişi sağlık ekiplerine saldırdı.

    Araya giren zabıta ve polis ekipleri bayılan kişiyi sakinleştirmeye çalıştı. Polis ekipleri yerde yatan kişiye maske vermek istedi. Maske de takmayıp ekiplere saldıran kişiye polis ve zabıta tarafından müdahale edildi. Güçlükle polis aracına konulan kişi polis merkezine götürüldü. Beşiktaş Polis Merkezi’nde güçlükle araçtan indirilen kişi, karga tulumba içeri götürüldü.

     

  • İstanbul Adalet Sarayı’nda hareketli dakikalar! Kendini kesti

    İstanbul Adalet Sarayı’nda hareketli dakikalar! Kendini kesti

    İstanbul Adliyesi’nde saat 14.05 sıralarında adliyenin C kapısından giren bir erkek şüpheli, X-Ray cihazında sinyal vermesi üzerine güvenlik görevlilerince içeri alınmadı.

    Bunun üzerine şüpheli, üzerinden çıkardığı maket bıçağını boğazına dayayarak adliyenin ortasına doğru koşarak girdi.

    Güvenlik görevlileri, şüphelinin etrafını sararak önlem aldı.

    Bir süre etrafına kimseyi yaklaştırmayan şüpheli şahıs, falçatayla kendini keserek göğsünden yaraladı.

    Vücudu kanayan şüpheliye, polisler müdahalede bulunarak etkisiz hale getirdi.

    Şüpheli polisler tarafından adliye karakoluna götürülerek gözaltına alındı.

  • İstanbul’da barajlar alarm seviyesinde

    İstanbul’da barajlar alarm seviyesinde

    İstanbul’a su sağlayan barajlardaki doluluk oranı yüzde 30,89 ile son 10 yılın en düşük ikinci seviyesine indi.

    İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, kente su sağlayan barajlardaki doluluk oranı bugün itibarıyla 30,89 olarak ölçüldü.

    Su miktarı Istrancalar’da yüzde 20,93, Terkos’ta yüzde 31,98, Sazlıdere’de yüzde 6,93, Alibey’de yüzde 22,55, Büyükçekmece’de yüzde 16,37, Ömerli’de yüzde 43,55 Darlık’ta yüzde 61,53 olarak kaydedildi.

    Melen ve Yeşilçay’dan 439 milyon metreküp su alındı

    İstanbul’a su sağlayan baraj ve göletler azami 868 milyon 683 bin metreküp su biriktirme hacmine sahipken, su miktarı 260 milyon metreküp seviyesinde bulunuyor.

    İstanbul’da günlük ortalama 3 milyon metreküp su tüketiliyor.

    Öte yandan İSKİ verilerine göre barajlar dışında İstanbul’a su sağlayan Yeşilçay ve Melen’den 2020 yılının ilk dokuz ayında 439 milyon 851 bin metreküp su alındı.

    Barajlardaki doluluk oranı, 26 Ekim tarihi baz alındığında, 2011’de yüzde 60,69, 2012’de yüzde 49,50, 2013’te yüzde 45,09, 2014’te yüzde 24,32, 2015’te yüzde 69,62, 2016’da yüzde 39,35, 2017’de yüzde 55,37, 2018’de yüzde 51,67, 2019’da 43,02, 2020’de ise 30,89 oldu.

  • Belediye otobüsünde iğrenç olay!

    Belediye otobüsünde iğrenç olay!

    İstanbul’da, İstinye Dereiçi-Kabataş arasında sefer yapan İETT otobüsünde bulunan yolcu, etrafındaki diğer yolculara aldırmadan mastürbasyon yaptı. O anlar yan koltukta oturan kadın yolcu tarafından cep telefonu kamerasına kaydedildi. Görüntüler sosyal medyada paylaşılarak çok sayıda kişinin tepkisini aldı.

    Olay, dün saat 14.00 sıralarında İstinye Dereiçi-Kabataş hattında sefer yapan İETT otobüsünde meydana geldi. Otobüste etrafında bulunan yolculara aldırmayan bir kişi, oturduğu koltukta mastürbasyon yaptı.

    Hemen solundaki kadın yolcu o anları cep telefonuyla kaydetti. Görüntülerde 30’lu yaşlardaki kişinin, oturduğu koltukta etrafına bakınarak mastürbasyon yaptığı görülüyor. Sosyal medya hesaplarından paylaşılması üzerine görüntüleri gören çok sayıda kişi, duruma tepki gösterdi. Görüntüleri çeken kadının polise gidrerek şikayette bulunduğu öğrenildi.