Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın koronavirüs testi pozitif çıktı.
Koronavirüse yakalanan Akpolat, hastalığa yakalandığını, “Değerli komşularım, Aldığımız tüm önlemlere rağmen virüsle ben de tanıştım. Son yaptırdığım Covid-19 testim pozitif çıktı. Genel sağlık durumum iyi, ailemle birlikte karantinadayız. En kısa zamanda bunu aşıp yolumuza devam edeceğiz.” notuyla paylaştı.
İstanbul Bağcılar’da köpeğini gezdirmeye çıkaran bir kişi, kedi saldırısına uğradı. Saldırıdan kendini ve köpeğini kurtarmaya çalışan adamın o anları güvenlik kamerası tarafından kaydedildi.
20 Ekim Salı günü akşam saatlerinde Bağcılar Barbaros Mahallesi’ndeki bir parkın kafe bölümünde meydana gelen olayda, köpeğini gezdirmek için dışarı çıkaran bir adam kafenin bahçesine geldiği sırada bir anda kendisine doğru koşan kediyi fark etti.
Kedinin saldıracağını anlayan adam köpeğini korumak için tasmasından tutarak havaya kaldırıp kucağına almaya çalıştı.
Saldıran kedi adamın üzerine atlayarak sırtına ve ensesine kadar tırmandı. Adamın sırtından yere atlayan kedi bu kez de adamın kucağındaki köpeğe saldırmaya devam etti.
Kedi ile adamın bir süre mücadele etmesinin ardından çevrede bulunan kişilerin yardımı ile kedi olay yerinden uzaklaştırıldı. Kucağında köpeği ile kedi saldırısından korunmaya çalışan adamın o anları güvenlik kamerası tarafından kaydedildi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Covid-19 testi pozitif çıktı. Hastanede tedavi süreci başlayan İmamoğlu’nun sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.
İBB sözcüsü Murat Ongun İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun koronavirüs testinin pozitif çıktığın açıkladı.
Sosyal medya hesabından paylaşım yapan İmamoğlu; “İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun Covid-19 testi pozitif çıkmıştır. Hastanede tedavi süreci başlayan Başkanımızın sağlık durumu iyidir. Kamuoyunun bilgisine sunarız.” ifadelerini kullandı.
İstanbul Valisi Ali Yerlikaya da Twitter hesabından, “Kovid-19 test sonucu pozitif çıkan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nu arayarak geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Allah’tan acil şifalar dilerim.” paylaşımında bulundu.
İstanbul Sultangazi’de, kimliği belirsiz kişiler kendilerini polis ve savcı olarak tanıtıp FETÖ yalanıyla yaşlı çifti kandırarak yaklaşık 166 bin liralık altın dolandırdı. Yaşlı adam bankadan çektiği parayı dolandırıcılara vermeye giderken, taksicinin dikkati sayesinde 92 bin 500 lira daha dolandırılmaktan kurtuldu
Olay, çarşamba günü Cebeci Mahallesi’nde yaşandı. Kimliği belirsiz kişiler Şefik (83) ve Aynur Yılmaz (75) çiftini telefonla arayarak, kendilerini polis ve savcı olarak tanıttı. Yaşlı bir çiftin kimlik bilgilerinin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) bağlantılı kişilerin elinde olduğunu ve bu örgüte yardım ettiklerini söyledi. Hesaplarında bulunan paralarının suça karıştığını, bu paraları kurtarmak için kendilerine teslim etmeleri gerektiğini söyleyen dolandırıcılara inanan Şefik Yılmaz, eşi Aynur Yılmaz’ın kolunda bulunan bileziklerle birlikte evde bulunan 166 bin 200 lira değerindeki ziynet eşyalarını kendi elleriyle dolandırıcılara teslim etti.
Dolandırıcılar, Şefik Yılmaz’ın banka hesabında bulunan 92 bin 500 TL parasını da çekip, Aksaray’da verdikleri yere getirmelerini söyledi. Bankaya giderek, hesabındaki parayı çeken Yılmaz, bir taksiye binerek Aksaray’a doğru gitmeye başladı. Yılmaz’ın sürekli telefonla konuşmasından şüphelenen taksi şoförünün dikkati sayesinde Yılmaz, çektiği parayı dolandırıcılara kaptırmaktan son anda kurtuldu.
Yaşananları anlatan Aynur Yılmaz, “Telefon çaldı. Telefona baktım. Karşımdaki kişi adımı söyleyerek eşimi sordu. Eşimin camiye gittiğini söyledim. Bu sefer de ne zaman geleceğini sordular. Bana telefonu kapatmamı, araştıracaklarını söylediler. Daha sonra eşim evden çıktı. Benim başka bir odada, eşimin de bir başka oda da durmasını söyleyerek, ‘senin konuşmanı o duymayacak, onun konuşmasını da sen duymayacaksın. Eve de kim gelirse ses çıkmayacak. Kimse bilmeyecek’ dediler. Bana telefonu kapatmamam için sürekli uyarıda bulundular. Eşime polisin kendisini aradığını söyleyerek telefonu kendisine verdim. Eşime, altın ve parasının olup olmadığını sordular. Eşim kolumdaki bilezikleri de alarak çıktı gitti. Geri eve gelen eşime bu sefer, bankada bulunan paraları çekmesini istediler. Eşim bankaya giderek parayı çekerek, dediklerini yaptı. Ben de eşimi merak ettim. Okuma yazmam yok, kimseyi de arayamıyorum. Karşı tarafa birkaç kez eşimin eve gelmediğini sordum. Bana en son 2 saat sonra geri geleceğini söylediler. Bana o esnada, ‘sakin ol, korkma. Biz varız, seni kurtaracağız’ söylediler. Daha sonra çocuklarımın konuyu öğrenmesiyle dolandırıldığımızı anladım. Karakola gittik, şikayetçi olduk” dedi.
Şefik Yılmaz ise, “Bankadan hemen paranı al dediler. Paraların seri numaralarına bakmamı, üzerinde F Harfi olan paraların FETÖ’ye ait paralar olduğunu söylediler. Bankada bulunan paralara el koyacaklarını, bana bankada bulunan paralarımı hemen çekmemi ifade ettiler. Parayı çekmek için bankaya gittim. Banka görevlisi bana parayı neden çektiğimi sordu. Ben de arsa alacağımı söyledim. Altınları da aldım. Bana altınları getirmemi, kontrol edeceklerini söylemeleri üzerine evimizin yakınında bulunan camiye gittim. Önce beni caminin içine yönlendirdiler. Daha sonra dışarı çıkarak caminin girişindeki merdivende durmamı söylediler. Bana ‘iki tane memur gelecek, sen onlara altınları ve parayı teslim edeceksin. Biz onları kontrol edeceğiz. Gece ya da sabah onları sana tekrar iade edeceğiz’ dedi. Ben de bunlara inandım. Benim FETÖ’ye yardım ettiğimi söyleyerek, kandırdılar. Ben FETÖ nedir bilmem. Ben onlara ilk başta altınları verdim. Bilezikleri vermeden önce bir kuyumcuya giderek, tarttırdım. Altınları verdikten sonra bankadan çektiğim 92 bin lirayı Aksaray’da tarif ettikleri yere götürmemi istediler. Bir taksiye bindim tarif ettikleri yere doğru gitmeye başladım. Bana TEM’de bir noktada inmemi, kendilerinin alacağını söylediler. Sürekli telefonda konuşmam ve telefonun sürekli konuşmasından dolayı taksi şoförü durumdan şüphelendi. Ve bana ne dediklerini sordu. Ben anlattıktan sonra beni arayan kişilerin tefeci olduğunu söyledi. Yolda bir polis gördük durduk. Polise de durumu anlattık. Telefonumu polise verdim. Karşı taraf kim olduğunu sorunca, polis olduğunu söyledi. Bunun üzerine karşı taraf telefonu kapattı. Ondan sonra bir daha da telefonlar açılmadı. Taksicinin dikkati sayesinde 92 bin lirayı kurtardık” diye konuştu.
Edirne’de akraba ziyaretinden İstanbul’a dönen genç kızı yolculuk ettiği otobüsün muavini taciz etti. O anlar genç kızın cep telefonu kamerasına yansıdı. Genç kız olayı anlattığı ailesiyle polis merkezine giderek şikayetçi oldu.
Olay geçtiğimiz Salı günü Edirne’den İstanbul’a gelen özel bir firmaya ait yolcu otobüsünde meydana geldi. İddiaya göre 17 yaşındaki E. H. Edirne’deki akraba ziyaretinin ardından İstanbul’a dönmek için sabah saatlerinde otobüse bindi.
Yolculuk sırasında otobüste görevli olan ve ismi öğrenilemeyen muavin iddiaya göre, genç kızı sürekli rahatsız etti. Bir süre sonra otobüste görevli muavin genç kızın oturduğu koltuğun yan tarafındaki koltuğa oturarak cinsel organıyla oynamaya başladı. Durumdan rahatsız olan genç kız olan biteni cep telefonu ile kaydederken, çekimden sonra da tepki gösterdi.
Muavin de yanlış anlaşıldığını söyleyerek özür diledi. Yolculuk sırasında 17 yaşındaki E. H. durumu hemen ailesine bildirdi. Otobüs İstanbul’a geldiği esnada aile kızları E. H.’yi de alarak şikayetçi olmak için polis merkezine gitti.
Yaşadığı olayı anlatan 17 yaşında ki E. H., “Edirne’den İstanbul’a giderken yolculuk sırasında muavin tarafından sözlü tacize uğradım ilk başta. Benim bir kaç kere yerimi değiştirdi. En arka sıraya geçtiğimde bir kaç kere dokundu bana. Benim yerimi değiştirdi, bende her defasında onun söylediklerine uydum. Belli bir süreden sonra gülmeye başladı. Ben de çok rahatsız oldum, ona bakmamaya gayret ettim. Daha sonra benim hizamdaki yan koltukta oturdu. Ben şüphelendim ilk başta, sonra ona bakmaya başladığımda rahatsız oldum ve videoya çektim. Her defasında yanıma geldi bana HES kodumu sordu. Yoksa alabileceğini söyledi. Daha sonra arkadan koluma dokunarak bana ‘Poğaça ister misin’ diye sordu. Ben de ‘teşekkür ederim’ diyerek önüme döndüm. Daha sonra o yanlışı yapmaya başladı. Sonra yanına giderek ‘Ne yapmaya çalışıyorsun’ diyerek tepki gösterdim. Ben tepki gösterince tuvaletinin olduğunu söyleyerek benden özür diledi ve ‘afedersiniz’ dedi. Bir süre sonra da oturduğu yerden kalktı. Sonra bende otobüsten inince de tavrımı korudum. Ben küçüğüm otobüste böyle şeyler yapması çok saçma. Durumu aileme bildirdim. Karakola gittik şikayetçi olduk. Ben büyüklerime sesleniyorum, böyle insanlar toplumda olmasın” diyerek tepki gösterdi.
İsmini vermek istemeyen genç kızın annesi, “Bu çok kötü bir durum. Biz evladımızı emanet ediyoruz bildiğimiz ve güvenilir bir firma olduğunu düşünerek. Ama yapılan çok yanlış bir şey. Benim çocuğum daha 17 yaşında ve reşit bile değil. Ben bir anne olarak bunun böyle kalmasını istemiyorum. Cezası neyse çekmesini istiyorum. Şikayetçi oldum, ne gerekiyorsa yaptım. Böyle kalsın istemiyorum, sonuçta herkesin evladı var. O şahısın halen dışarıda olduğunu da duyduk. Zaten sicili de temiz değilmiş, daha önce başka suçlar da işlemiş. Ben bir anne olarak bunun cezası neyse bulmasını istiyorum, tutuklansın. Böyle bir suçlu insanı nasıl işe alabiliyorlar” dedi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne gelerek korkuluklara çıkıp intihar girişiminde bulunan 50 yaşlarında kişi 3 saatlik çalışmanın ardından ikna edilerek indirildi. Olay nedeniyle trafik çift taraflı aksadı.
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, sabah saatlerinde korkuluklara çıkan kişi intihar etmek istedi. Korkuluklardaki adamı gören köprüdeki sürücüler durumu polis ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine Köprü Koruma Şube Müdürlüğüne bağlı Müzakere Timi olay yerine sevk edildi.
Sabah saat 07.00’de korkuluklara çıkan 50 yaşlarındaki erkek yaklaşık 3 saatlik çalışmanın ardından saat 10.00 sıralarında ikna edildi. Müzakere Timi tarafından ikna edilerek korkuluklardan indirilen kişi ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü.
Bağcılar’da trafik ışıklarında cam silmek için bekleyen 8 yaşındaki çocuk kamyonun altında kalarak hayatını kaybetti.
İstanbul Bağcılar’da, arabaların camını silmek için trafik ışıklarında bekleyen 8 yaşındaki çocuk, bir kamyonun altında kalarak yaşamını yitirdi.
Kaza saat 11.00 sıralarında Bağcılar Birlik Caddesi’nin Çiftlik Meydan bağlantısındaki trafik ışıklarında meydana geldi. İddiaya göre kamyon sürücüsü Murat K. trafik ışıklarından hareket ettiği sırada orada bekleyen 8 yaşındaki Bakri Ancilini isimli çocuğu fark etmedi.
Trafik ışıklarında cam silmek için bekleyen Bakri Ancilini bir anda kamyonun altında kaldı. Kafasının üzerinden kamyon tekerleği geçen 8 yaşındaki çocuk olay yerinde hayatını kaybetti.
İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Haberi alarak olay yerine gelen çocuğun yakınları sinir krizi geçirdi.
Kazayı gören Murat Doğan “Çocuk koştu, araba da buradan geldi. Çocuk birden kaldırımdan düştü, araba ezdi çocuğu. Çocuğun arabanın altında kaldığını gördük. Her gün burada kaza oluyor. Küçük çocuklar geliyor burada cam siliyor, su satıyorlar” diye konuştu.
Bakri Ancilini isimli çocuğun cenazesi Adli Tıp Kurumu Morguna kaldırılırken kamyon sürücüsü Murat K. gözaltına alınıp polis ekiplerine götürüldü.
İSTANBUL’da yarından itibaren geçerli olacak yeni ekmek tarifesi belli oldu. Ekmeğin bin gram (1 kilo) azami satış fiyatı 7,5 TL olacak. Buna göre 200 gr. ekmeğin fiyatı 1,25 TL’den 1,5 TL’ye yükseltildi.
İstanbul Fırıncılar Odası’ndan yapılan açıklamaya göre, yarından itibaren ekmeğin bin gram (1 kilo) azami satış fiyatı 7,5 TL olacak. Buna göre 200 gr. ekmeğin fiyatı 1,25 TL’den 1,5 TL’ye yükseltildi.
Karar, Ekmek Fiyatına İlişkin Azami Fiyat Tarifesi Belirleme Komisyonu tarafından alındı. İstanbul’da faaliyet gösteren tüm fırınlarda geçerli olacak yeni ekmek tarifesi, maliyet analizleri yapıldıktan sonra İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği tarafından onaylandı.
Türk Gıda Kodeksi Ekmek ve Ekmek Çeşitleri Tebliği’ne göre ekmeğin fiyatına ilişkin tarifeler, ilgili belediye, Ticaret İl Müdürlüğü, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, ticaret ve sanayi veya ticaret odası ile ilgili odanın temsilcilerinden oluşan komisyonun değerlendirmesinin ardından ilgili federasyonun ve Ticaret Bakanlığı’nın görüşü alındıktan sonra ‘Birlik’ler tarafından onaylanıyor.
Edirnekapı’da üst geçitten D-100 Karayolu’na atlayan kişi hayatını kaybetti. Olay nedeniyle, karayolunun Edirne istikametinde trafik yoğunluğu oluştu.
Olay saat 11.30 sıralarında Edirnekapı D-100 Karayolu’nda meydana geldi. İddialara göre Gürkan S. (39) isimli kişi bir süre üst geçitte vakit geçirdikten sonra karayoluna atladı. Gürkan S. o sırada yoldan geçen Orhan Yalçın yönetimindeki 34 GJ 8185 plakalı otomobilin üzerine düşerek yola savruldu. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri yaptığı Gürkan S.’nin olay yerinde hayatını kaybettiğini tespit etti. Polis ekipleri trafiği tek şeritten vererek olay yerinde inceleme yaptı. Gürkan S.’nin cenazesi yapılan inlemelerin ardından otopsi işlemleri için Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Olay nedeniyle D-100 Karayolu Edirne istikametinde uzun araç kuyrukları oluştu. Cenazenin kaldırılmasının ardından trafik normale döndü.
Otomobil sahibi Orhan Yalçın, “Aşağı atlayarak intihar etti. Benim aracın tamponuna oradan da yere düştü. Sonra durdum baktım ki adam hareketsiz olarak yerde yatıyor. Daha sonra ambulansa ve polise haber verdik. Hayatını kaybetti” dedi.
İstanbul Valiliği, Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı’nın yasakladığı “Bêrû” (Yüzsüz) adlı Kürtçe tiyatro oyunuyla ilgili “PKK propagandasına dönüştürüldüğü” gerekçesiyle soruşturma başlatıldığını açıkladı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları Gaziosmanpaşa Sahnesi’nde sahnelenecek olan Dario Fo’nun oyunu dün perdelerini açmadan önce, Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı tarafından yasaklamıştı.
“Oyun, Gaziosmanpaşa Kaymakamlığımızca Kürtçe olduğu için yasaklanmamıştır” denilen İstanbul Valiliği’nin açıklamasında şöyle denildi:
“Teatra Jiyana Nü (Yeni Yaşam Tiyatrosu) isimli tiyatro grubunun -sözde- Devlet ve Terör ilişkilerini irdeleyen ‘Beru; Klakson Borizan Birt’ isimli tiyatronun var olan oyununun tüm kurgusu PKK terör örgütünün ülkemize karşı yürüttüğü terör propagandasına dönüştürülmek suretiyle oluşturulduğu yönünde güvenlik güçlerimizin tespiti söz konusudur. Bir tiyatro oyununun PKK terör örgütünün propagandasına dönüştürülmesi asla kabul edilemez.”
Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı’nın kararında, “yapılmak istenen tiyatro etkinliğinin genel kamu düzenini bozabileceğinin değerlendirildiği” bildirilmiş ve ”5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 32/ç maddesi ve 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunun 17. Maddesi hükümleri doğrultusunda” yasaklandığını kaydetmişti.
5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 32/ç Maddesi’nde, “İlçe sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının tasarrufa mütaallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisi kaymakamın ödev ve görevlerindendir. Bunları sağlamak için kaymakam gereken karar ve tedbirleri alır” deniliyor.
2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunun 17. Maddesi’nde “Bölge valisi, vali veya kaymakam, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması hâlinde yasaklayabilir” deniliyor.
İmamoğlu: Devlet Tiyatroları tarafından oynandı
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yasak kararına tepki göstermiş, “Kırmızı bülten ile aranan bir terör örgütü üyesinin televizyonda çıkıp açıklama yapması serbest. Kürtçe bilen vatandaşlarımızın gidip izleyeceği bir oyunu oynatmak yasak, suç” demişti.
İmamoğlu oyunun Türkçe olarak Devlet Tiyatroları tarafından daha önce oynandığını kaydetmişti:
“Aynı oyun, Devlet Tiyatroları tarafından oynanmış 2014 yılında. Bu oyun, Kürtçe olarak aynı grup tarafından en az 20-30 kez oynanmış. 3-4 yıldır oynuyorlar. Bakın ne diyorum? Dario Fo’nun, -dünya edebiyatının önemli bir ismi İtalyan- bu oyunu, Devlet Tiyatroları tarafından oynanmış. Türkçe oynanmış. Şimdi Kürtçe oynanacak. Ne farkı var? O bakımdan, çok yanlış bir iş.”